ZATEN GÖRÜYORLAR ŞU ANDA AMA ÇOK DAHA FAZLASI GELECEK.
HZ.MUHAMMED SAS EFENDİMİZ BİR HADİSLERİNDE:
Ahir zaman fitnelerinde çok ama çok Müslümanın öleceğini ve Cenab-ı Zülcelal'in Müslümanlara RAHMET VE HİDAYET nasip edeceğini buyurmuş.
RAHMET de HİDAYET de ALLAH'DANDIR.(CC)
ALLAH CC ölüye "rahmet", yaşayana "hidayet" nasip eder.
Peygamber SAS Efendimiz bu hadisinde Allahu Alem, ahir zaman fitneleri o kadar dehşetli olacak ki neredeyse bütün Müslümanlar bu fitnelere kanacak ve kendilerini bu fitnelerin içinde bulacak ve o yüzden hepten zarar görecekler buyurmuş.
Ve yine Allahu Zülcelal'in ölenlere; bu fitnelerin dehşetinden dolayı yani normal Müslümanların karşı koyamayacağı türden olmaları nedeniyle iyilik olsun diye merhamet edeceğini ve RAHMET eyleyeceğini buyurmuş.
Hayatta kalanlar ise Hz.Mehdi AS'a kavuşacak ve HİDAYET edilecekler buyurulmuş. Yani hayatta kalanlar güzel Müslümanlar olacaklar. Onu da kimlere nasip edeceğini sadece ALLAH CC kendisi bilir.
Zaten görünen tabloda suçlu veya suçsuz milyonlarca Müslüman mağdur oldu, öldü, öldürüldü. Yaşın yanında kurular da gitti. İşte hadiste buyurulan ölenlere RAHMET edileceği bu fitneden kurtulamayanlardır Allahu Alem.
Bu bağlamda Türkler de diğer milletler gibi bu ahir zaman fitnesinden büyük zararlar görecekler. Pek çok kişi hayatını kaybedecek.
Hiç 3.Dünya Savaşı olur da Türk ölmez mi? Bu saçmalıktır. Hem bir çok kişi şehit olur da içlerinde Türk olmaz mı? Kaldı ki 3.Dünya Savaşı'nın Melhamei Kübra finali Türkiye'de olacakken aksini düşünmek muhaldir.
Ama yine hadis yorumlarına göre 3.Dünya Savaşının finali olan Melhamei Kübrayı Müslümanlar kazanacak ve İslam Dünyaya hakim olacaktır İnşallah. Tabi burada Türklerin oynayacağı rol de "baş rol" olacağından yine o şerefte en büyük pay da bu millete nasip olacaktır İnşallahu Allahu Ekber.
Peki milletimizin bu fitnelere karşı mevcut durumu nedir?
Açık söyleyelim milletimiz şu anda zıvanadan çıkmış durumdadır. Basit bir trafik akışında bile insanlar birbirlerine dostça değil düşmanca davranıyorlar. Küçük bir sürücü hatasını bile affetmiyorlar ve kavgaya dönüştürüyorlar. İnsanlar öldürülüyor, trafikte.Kazadan değil cinayetten.
Bu büyük bir azgınlıktır. İnsanlarımız kendilerine yeterince özen göstermiyorlar, temizlenmiyorlar, namaz, niyaz zaten arama. Herkes ayrı bir kral, kimse burnundan kıl aldırmıyor. saymakla bitmez.
Maddiyat maneviyatı silmiş süpürmüş. En saygıdeğer din adamları bile parayı görünce ahireti unutup dünyayı ilah ediniveriyor. Nerede İman?
Kimse kusura bakmasın, bu gidiş gidiş değil. Bu insanlık değil. Ama öyle musibetlere maruz kalınacak ki bir insanımız diğerini gördüğü anda yıllardır görmediği babasına kavuşmuş gibi boynuna sarılacak.
Bu Millet birbirinin düşmanı değildir, dostudur.Bunu çok acı bir şekilde göreceğiz.
Boşanma davaları ayyuka çıkmış. Ahlak kalmamış. Haram helal tarih olmuş.
Emek, çaba, helal rızık, kul hakkı tarihten bir sinema filmi deyimi olmuş sanki. Bu bir rezalettir.
İşte buradan yazıyoruz.Ey insanlarımız kendinize geliniz.
Sizler bin yıl boyunca İslam'a hizmet etmek için canını seve seve veren şehitlerin torunlarısınız. Onlara ihanet etmeyiniz.
Zaten bu millet hepten helak olmayacaksa (ki Hadis yorumlarına göre yine zafer var İnşallah) işte o şehitlerin Allahu Zülcelal'in katındaki hatırları içindir. Dedelerinizin hatırına helaktan kurtulacaksınız Allahu alem.Yoksa kendi erdemlerinizden değil. Görünen odur.
Bir an önce millet kendine gelmeli, birbirine kenetlenmeli, herkes her konuda bir birine düşman değil yardımcı olmalı ve ahir zamanın dehşetli fitnelerine karşı Allah'u Zülcelal'in rızasına ulaşmaya çalışmalıyız.
Ne kadar çok düzelirsek o kadar çok kişi hayatta kalır ve Hz.Mehdi AS'a asker oluruz İnşallah.
Yoksa Allahu Zülcelalin Mehdisini hakim kılmak için kimsenin yardımına ihtiyacı yoktur.
Bu muhakkaktır.Çünkü Allah (CC) AZİZ'dir, KAHHAR'dır.
Allah'ın rızasını kazanan, (avam tabiriyle) "ADAM OLAN" HZ.MEHDİ'YE KAVUŞUR. KALANI HELAK OLUR. ALLAHU ALEM.
Şirkin her türlüsünden şiddetle kaçınmalıyız.Hem açık hem de gizli olanından.
İbadetlerimizi güzel ve ihlaslı yapmaya çalışmalıyız.
Herkesin hakkına saygı göstermeli,kimsenin hakkına ilişmemeliyiz.
Üzerimizde kul hakkı bırakmamalı ve helalleşmeliyiz.
Kötülüğü değil iyiliği amaç edinmeli ve birbirimizle yarışmalıyız.
Hangi şartlarda olursa olsun adaletten ve dürüstlükten ASLA taviz vermemeliyiz.
Daima zalime karşı mazlumun yanında olmalıyız.
İmkana göre hayır hasenatta bulunmalı, maddiyatı zayıf olanlar da iyilik yapmalıdırlar.
Fakir bir kimse bir yaşlı kişiyi yoldan karşıya geçirse, o yaşlı kişiye yüklü para verenden daha az sevap aldığını iddia edemeyiz. Onu sadece Allah CC bilir. İyilik iyiliktir.
Güzeller güzeli Rabbimiz bu dehşetli fitneler döneminde bizlere HİDAYET NASİP BUYURSUN İNŞALLAH.
ZUHURA AYLAR KALDI... GELİYOR İNŞAALLAH... HZ.MEHDİ; PEYGAMBER ASM EFENDİMİZİN 40.KUŞAK TORUNUDUR. MEKKE'DE ZUHUR EDECEK İSLAM BİRLİĞİ'Nİ KURACAK. ŞAM' DA HURUÇ EDECEK,ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI' NI KAZANACAK,KARARGAHI GUTA OLACAKTIR.İNŞAALLAH. safaasya@hotmail.com
26 Haziran 2015 Cuma
25 Haziran 2015 Perşembe
EY ABD! RUSYA İLE SAVAŞACAKSIN, TÜRKİYESİZ NASIL KAZANACAKSIN?
EY ABD!
RUSYA İLE SAVAŞACAKSIN, TÜRKİYE OLMADAN NASIL KAZANACAKSIN?
ABD, bir uyuyor, bir uyanıyor.Gözünü bir kapatıyor, bir açıyor. Böyle ikirciklik olmaz.Süper devlet ünvanı almış bir devlet için fazla acemice bir tavırdır bu durum.
Yine ABD'li yetkili açıklama yaptı:
"Eğer Türkiye Dış İşleri Bakanlığı IŞİD militanları Kobani'ye Türkiye'den geçmedi diyorsa ABD olarak buna inanırız.Türkiye bir NATO ülkesi olarak vazgeçilmez müttefikimizdir" diyor.
Diğer taraftan da kendileri Suriye'de Kürt Koridoru oluşturmak için IŞİD'i kullanıp PYD'ye destek veriyor. Ama artık jetonları da düşmeye başladı.
Bugün Putin tamamen REST ÇEKTİ. "Kimse Rusya'ya gözdağı veremez, gücünü sınayamaz" demek istedi.
İşte ABD de bu nedenle jetonlar düşmeye başladı. Şunu çok iyi biliyorlar Türkiye olmadan Rusya'ya karşı asla üstün gelemezler.
Daha doğrusu bunu zaten ABD'nin bir kanadı sürekli savunuyordu ama diğer kanadı yani Siyonistler ABD'yi Kürt Devleti adıyla bir devlet kurup İsrail'e bağlaması için tehdit ediyorlardı.
PUTİN, NATO'nun tehditlerine rest çekince Siyonistlerin ayakları da bağlanmış oldu. Artık sadece Siyonist provokasyonlar beklenmeli.
PKK'ya oynayan Siyonistlerin iddiaları Kobani'ye saldıran IŞİD militanlarının Türkiye'den gittiği iftirasıydı.
O siyonistler şunu hiç yazmadılar:
PYD'ye Türkiye'den KANDIRILMIŞ 4500 Kürdün gittiğini ve Suriye'de bunların 700 e yakınının yaralanıp Türkiye'de hastanelere sığındığı ve 170 tanesinin de ölülerinin getirilip Türkiye'de defnedildiğini hiç ama hiç yazmadılar. Ayrıca PKK'nın da PYD'ye 4000 terörist gönderdiğine hiç yer vermediler. Etti 8500 terörist.
Şimdi Suriye'ye kime katılmak için kim gitmiş ey iftiracılar?
Bilmediğiniz şey ise şudur:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti dış politikasında da iç politikasında da İKİRCİKLİ yol edinmeyen dünyanın en şerefli devletidir. Suriye politikamız yanlıştır ama İKİRCİKLİ değildir. Çünkü bizler dünyadaki iki yüzlü olmayan ender milletlerden biriyiz. Allah'a şükür.
RUSYA İLE SAVAŞACAKSIN, TÜRKİYE OLMADAN NASIL KAZANACAKSIN?
ABD, bir uyuyor, bir uyanıyor.Gözünü bir kapatıyor, bir açıyor. Böyle ikirciklik olmaz.Süper devlet ünvanı almış bir devlet için fazla acemice bir tavırdır bu durum.
Yine ABD'li yetkili açıklama yaptı:
"Eğer Türkiye Dış İşleri Bakanlığı IŞİD militanları Kobani'ye Türkiye'den geçmedi diyorsa ABD olarak buna inanırız.Türkiye bir NATO ülkesi olarak vazgeçilmez müttefikimizdir" diyor.
Diğer taraftan da kendileri Suriye'de Kürt Koridoru oluşturmak için IŞİD'i kullanıp PYD'ye destek veriyor. Ama artık jetonları da düşmeye başladı.
Bugün Putin tamamen REST ÇEKTİ. "Kimse Rusya'ya gözdağı veremez, gücünü sınayamaz" demek istedi.
İşte ABD de bu nedenle jetonlar düşmeye başladı. Şunu çok iyi biliyorlar Türkiye olmadan Rusya'ya karşı asla üstün gelemezler.
Daha doğrusu bunu zaten ABD'nin bir kanadı sürekli savunuyordu ama diğer kanadı yani Siyonistler ABD'yi Kürt Devleti adıyla bir devlet kurup İsrail'e bağlaması için tehdit ediyorlardı.
PUTİN, NATO'nun tehditlerine rest çekince Siyonistlerin ayakları da bağlanmış oldu. Artık sadece Siyonist provokasyonlar beklenmeli.
PKK'ya oynayan Siyonistlerin iddiaları Kobani'ye saldıran IŞİD militanlarının Türkiye'den gittiği iftirasıydı.
O siyonistler şunu hiç yazmadılar:
PYD'ye Türkiye'den KANDIRILMIŞ 4500 Kürdün gittiğini ve Suriye'de bunların 700 e yakınının yaralanıp Türkiye'de hastanelere sığındığı ve 170 tanesinin de ölülerinin getirilip Türkiye'de defnedildiğini hiç ama hiç yazmadılar. Ayrıca PKK'nın da PYD'ye 4000 terörist gönderdiğine hiç yer vermediler. Etti 8500 terörist.
Şimdi Suriye'ye kime katılmak için kim gitmiş ey iftiracılar?
Bilmediğiniz şey ise şudur:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti dış politikasında da iç politikasında da İKİRCİKLİ yol edinmeyen dünyanın en şerefli devletidir. Suriye politikamız yanlıştır ama İKİRCİKLİ değildir. Çünkü bizler dünyadaki iki yüzlü olmayan ender milletlerden biriyiz. Allah'a şükür.
AKP'NİN TBMM BAŞKAN ADAYI
AKP, TBMM BAŞKAN ADAYININ KİM OLDUĞUNU YARIN AÇIKLAYACAK
YAZALIM MI?
CHP, TBMM Başkan Adayının Deniz Baykal olduğunu açıkladı.
MHP de daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstermişti.
HDP'nin adayı ise eski AKP kurucusu Dengir Mir Mehmet Fırat
Peki AKP yarın kimi aday gösterecek?
Bize göre AKP ya formaliteden bir isim açıklayacak...
Ya da doğrudan doğruya "Bizim adayımız da DENİZ BAYKAL'dır" diyecek.
Eğer AKP, Deniz Baykal'ın dışında bir aday açıklarsa ve son turda adayını seçtirme hesapları yaparsa HDP'nin adayı Fırat'ın sadece HDP vekillerinden seksen oy almayacağı hem AKP'den hem de CHP'den de oy alacağı kesindir.
Ama yine de şansını denemek isteyebilir.
Peki sonuçta kim TBMM Başkanı olur denilirse "Yüzde 99 DENİZ BAYKAL'dır" deriz.
Çünkü TBMM Başkanlığı aynı zamanda koalisyon hükumetinin de ismini verecek.
Koalisyon "AKP-CHP KOALİSYONU" olacağına göre TBMM Başkanı da Deniz Baykal'dır vesselam.
İşte bu nedenle AKP hiç riske girmeden doğrudan doğruya "Bizim adayımız da DENİZ BAYKAL'DIR" diyebilir.
Yarın artık bugündür.Bekleyip görelim.
YAZALIM MI?
CHP, TBMM Başkan Adayının Deniz Baykal olduğunu açıkladı.
MHP de daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstermişti.
HDP'nin adayı ise eski AKP kurucusu Dengir Mir Mehmet Fırat
Peki AKP yarın kimi aday gösterecek?
Bize göre AKP ya formaliteden bir isim açıklayacak...
Ya da doğrudan doğruya "Bizim adayımız da DENİZ BAYKAL'dır" diyecek.
Eğer AKP, Deniz Baykal'ın dışında bir aday açıklarsa ve son turda adayını seçtirme hesapları yaparsa HDP'nin adayı Fırat'ın sadece HDP vekillerinden seksen oy almayacağı hem AKP'den hem de CHP'den de oy alacağı kesindir.
Ama yine de şansını denemek isteyebilir.
Peki sonuçta kim TBMM Başkanı olur denilirse "Yüzde 99 DENİZ BAYKAL'dır" deriz.
Çünkü TBMM Başkanlığı aynı zamanda koalisyon hükumetinin de ismini verecek.
Koalisyon "AKP-CHP KOALİSYONU" olacağına göre TBMM Başkanı da Deniz Baykal'dır vesselam.
İşte bu nedenle AKP hiç riske girmeden doğrudan doğruya "Bizim adayımız da DENİZ BAYKAL'DIR" diyebilir.
Yarın artık bugündür.Bekleyip görelim.
24 Haziran 2015 Çarşamba
"ABD, HZ.MEHDİ'NİN PEŞİNDE"
Ahmedinejad: “ABD, Hz.Mehdi'nin peşinde” dedi.
Ramazan ayı dolayısıyla ülkenin
çeşitli noktalarından gelen din adamları ve öğrencileri ile buluşan İran eski
Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ABD'nin Hz. Mehdi'yi yakalamaya çalıştığını
iddia etti.
İran'da yayımlanan Şark gazetesinin haberine göre Mahmud Ahmedinejad, Ramazan ayı dolayısıyla ülkenin çeşitli noktalarından
gelen din adamları ve öğrencileri ile buluştu.
''ABD, MEHDİ HAKKINDA ARAŞTIRMA YAPIYOR''
''ABD, MEHDİ HAKKINDA ARAŞTIRMA YAPIYOR''
Hz.Mehdi konusunda iddialı ifadeler kullanan Ahmedinejad, ABD'nin kendi asırlık imparatorluğunu çökertecek esas tehlikenin Hz. Mehdi olduğunu bildiğini ve bunun için Mehdi hakkında geniş çaplı araştırma yürüttüğünü öne sürdü.
''BİZDEN
DAHA ÇOK ARIYORLAR''
Ahmedinejad, Kendilerine göre Hz. Mehdi ile irtibatta olabilecek herkesle iletişime geçiyorlar.
Onlarla buluşup bilgilerinden faydalanıyorlar. Dini üniversitelerimizde Hz.
Mehdi konusunda yapılan araştırmaların binlerce katı ABD üniversitelerinde
yapılıyor. Onlar, bizim Hz. Mehdi'nin peşinde olduğumuzdan daha ziyade onun
peşindeler iddiasında bulundu.
''ABD, ŞEYTAN TARAFINDAN KURULDU''
''ABD, ŞEYTAN TARAFINDAN KURULDU''
ABD devletini Şeytanın devleti
olarak tanımlayan Ahmedinejad, ABD devletinin Allah ve Hz. Mehdi'ye ulaşmayı
engellemek için şeytan tarafından kurulduğunu öne sürdü.
''MEHDİ
GELİRSE ABD BİTECEK''
ABD'nin Hz. Mehdi'yi yakalamaya
çalıştığını iddia eden Ahmedinejad, ''Şeytanın devleti Hz. Mehdi gelirse
işinin bittiğinin farkındadır'' diye konuştu.
Bazı inançlara göre, ahir zamanda Peygamber'in soyundan Hz.Mehdi yer yüzüne gelerek İslam'ın dünyadaki hakimiyetini sağlayacak.
NOT:
Bir önceki yazımızda Hz.Mehdi AS'ın kim olabileceği ile ilgili bir yazı yazacağımızı ifade etmiştik.
Ahmedinecad'ın bu açıklamasından sonra yazmaktan vaz geçtik.
Artık Hz.Mehdi AS, huruç için zuhur edinceye kadar kim olabileceği ile ilgili yazı yazmayacağız.
Kafirler istemese de Allah CC nurunu mutlaka tamamlayacak. Bekliyoruz, geliyor İnşallah.
Bazı inançlara göre, ahir zamanda Peygamber'in soyundan Hz.Mehdi yer yüzüne gelerek İslam'ın dünyadaki hakimiyetini sağlayacak.
NOT:
Bir önceki yazımızda Hz.Mehdi AS'ın kim olabileceği ile ilgili bir yazı yazacağımızı ifade etmiştik.
Ahmedinecad'ın bu açıklamasından sonra yazmaktan vaz geçtik.
Artık Hz.Mehdi AS, huruç için zuhur edinceye kadar kim olabileceği ile ilgili yazı yazmayacağız.
Kafirler istemese de Allah CC nurunu mutlaka tamamlayacak. Bekliyoruz, geliyor İnşallah.
19 Haziran 2015 Cuma
TÜRKİYE DÜŞMANLARINA VERİLECEK EN İYİ CEVAPLAR
NATO ÜLKESİ OLMAMIZA RAĞMEN, NATO ÜLKELERİNİN DÜŞMANLIĞINA MARUZ KALIYORUZ.
Türkiye'ye düşmanlık eden ABD,İngiltere ve İsrail'dir. İsrail, NATO ülkesi olmamasına rağmen NATO'yu yöneten ABD'nin Ortadoğu'daki gayri meşru çocuğu olduğundan ABD, müttefiki Türkiye'yi bile İsrail için yok etmekten geri durmuyor.Böyle dostluk olmaz olsun.
Hükumet ile başlayıp detaylara girelim.
ABD'nin Türkiye'de görmek istediği iktidar AKP-CHP Koalisyonudur. MHP ile HDP'yi muhalefette tutup mecliste onlarla bir tartışma ortamı oluşturup, Hükumeti de ara bulucu olarak kullanmak ve herkese kabul ettirerek yavaş yavaş ve tere yağından kıl çeker gibi Türkiye'yi bölüp parçalamak ve İsrail'e bağlamak istiyor.
AKP'nin Hükumet seçeneği AKP-MHP Koalisyonudur. AKP de bu koalisyon ile MHP'yi iktidarda bitirip yapılacak seçimlerde tekrar tek başına iktidar arzuluyor. Ancak MHP'nin öne sürdüğü üç şart buna engel oluyor.
CHP'nin istediği hükumet ise CHP-MHP Koalisyonudur. HDP nin dış desteği ile kuralım ve iktidardan hesap soralım anlayışındalar. Bu alternatifin önünü de MHP tıkıyor. "HDP'nin iç ya da dış desteği olan hükumette yokuz" diyor.
MHP'nin iktidar seçeneği ise üç şartını yerine getirmiş bir AKP ile koalisyon.Açılımın sona ermesi, Cumhurbaşkanının yasal sınırlara çekilmesi ve dört bakanın yargılanması. AKP de buna karşı çıkıyor.Mümkün değil.Aslında AKP açısından da Açılım bitti ve bunda bir sorun yok ama kabul etmeyecekleri Cumhurbaşkanın durumu ile yolsuzluk soruşturmalarının açılması.
Safa Asya olarak biz de diyoruz ki Türkiye çok ama çok kritik bir döneme girmektedir. Bu hayati dönemde partiler kendi tercihlerini bir tarafa bırakmalı ve AKP-CHP-MHP koalisyonu acilen kurulmalı.
Baykal Meclis Başkanı,Başbakan Davutoğlu olmalı,Dış İşleri Bakanlığı CHP'ye, İç İşleri Bakanlığı ve MİT, MHP'ye verilmeli.
Çünkü ABD'nin bu siyasi tabloda görmek istemediği tek hükumet alternatifi budur.
Çünkü bu hükumet Türkiye'yi kan gölüne çevirmek isteyen düşmanlarımıza "Biz birlik ve beraberlik içinde, Türkiye'nin birliğini ve beraberliğini, üniter yapısını ve istikrarını ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıyız" demektir.
HDP'ye de şu söylenir: "Ya Türkiye'nin partisi ol, PKK ile ilişkini bitir ya da İsrail'in Partisi ol, PKK ile birlikte sonuçlarına katlan"
OYNANAN OYUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ.
Türkiye'ye düşmanlık eden ABD,İngiltere ve İsrail'dir. İsrail, NATO ülkesi olmamasına rağmen NATO'yu yöneten ABD'nin Ortadoğu'daki gayri meşru çocuğu olduğundan ABD, müttefiki Türkiye'yi bile İsrail için yok etmekten geri durmuyor.Böyle dostluk olmaz olsun.
Hükumet ile başlayıp detaylara girelim.
ABD'nin Türkiye'de görmek istediği iktidar AKP-CHP Koalisyonudur. MHP ile HDP'yi muhalefette tutup mecliste onlarla bir tartışma ortamı oluşturup, Hükumeti de ara bulucu olarak kullanmak ve herkese kabul ettirerek yavaş yavaş ve tere yağından kıl çeker gibi Türkiye'yi bölüp parçalamak ve İsrail'e bağlamak istiyor.
AKP'nin Hükumet seçeneği AKP-MHP Koalisyonudur. AKP de bu koalisyon ile MHP'yi iktidarda bitirip yapılacak seçimlerde tekrar tek başına iktidar arzuluyor. Ancak MHP'nin öne sürdüğü üç şart buna engel oluyor.
CHP'nin istediği hükumet ise CHP-MHP Koalisyonudur. HDP nin dış desteği ile kuralım ve iktidardan hesap soralım anlayışındalar. Bu alternatifin önünü de MHP tıkıyor. "HDP'nin iç ya da dış desteği olan hükumette yokuz" diyor.
MHP'nin iktidar seçeneği ise üç şartını yerine getirmiş bir AKP ile koalisyon.Açılımın sona ermesi, Cumhurbaşkanının yasal sınırlara çekilmesi ve dört bakanın yargılanması. AKP de buna karşı çıkıyor.Mümkün değil.Aslında AKP açısından da Açılım bitti ve bunda bir sorun yok ama kabul etmeyecekleri Cumhurbaşkanın durumu ile yolsuzluk soruşturmalarının açılması.
Safa Asya olarak biz de diyoruz ki Türkiye çok ama çok kritik bir döneme girmektedir. Bu hayati dönemde partiler kendi tercihlerini bir tarafa bırakmalı ve AKP-CHP-MHP koalisyonu acilen kurulmalı.
Baykal Meclis Başkanı,Başbakan Davutoğlu olmalı,Dış İşleri Bakanlığı CHP'ye, İç İşleri Bakanlığı ve MİT, MHP'ye verilmeli.
Çünkü ABD'nin bu siyasi tabloda görmek istemediği tek hükumet alternatifi budur.
Çünkü bu hükumet Türkiye'yi kan gölüne çevirmek isteyen düşmanlarımıza "Biz birlik ve beraberlik içinde, Türkiye'nin birliğini ve beraberliğini, üniter yapısını ve istikrarını ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıyız" demektir.
HDP'ye de şu söylenir: "Ya Türkiye'nin partisi ol, PKK ile ilişkini bitir ya da İsrail'in Partisi ol, PKK ile birlikte sonuçlarına katlan"
OYNANAN OYUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ.
DOLU BARDAĞI TAŞIRMAK İÇİN "BİR DAMLA" YETER
RUSYA VE BATI ARASINDA BARDAĞI TAŞIRACAK DAMLA NEDİR BELLİ DEĞİL AMA BARDAK DOLUYOR.
Ukrayna'nın Batı tarafından karıştırılıp Rusya'dan koparılmasına karşılık Rusya Ukrayna Petrol Boru Hattına alternatif olarak Türk Boru Hattını gündeme getirmişti. Bu hattın yapılması için Rusya-Yunanistan ve Türkiye'nin anlaşmayı imzalaması gerekiyordu.
Rusya ile Yunanistan Sözleşmeyi imzalayınca Avrupa yani AB Rusya'nın Avrupa'daki tüm mal varlıklarını dondurdu. Bir nevi el koydu.
İşte Lavrov da buna karşılık Rusya Mahkemelerinin Avrupa ülkelerinin Rusya'da bulunan mal varlıkları ile ilgili aynı kararı misilleme olarak almasını diledi. (Yani istedi.)
Daha önce de NATO Baltık ülkelerine askeri yığınak yaparak Rusya'ya göz dağı vermiş, buna karşılık olarak da Rusya ordu envanterine NATO'nun tüm füze savunma sistemlerini geçebilecek 40 adet nükleer başlıklı balistik füze ekleyeceğini açıklayarak karşılık vermişti. NATO da Rusya ile tüm iletişim kanallarını kapatmıştı.(Kırmızı telefonlar falan.)
Rusya ile AB-ABD arasındaki ipler sürekli gerilirken bardak da hızla doluyor.
Bardak tamamen dolduktan sonra taşması için tek bir damla yeterli olacak.
Türkiye açısından Türk Hattı Sözleşmesinin henüz imzalanmadığını belirtelim. Ön görüşmeler ve alt yapı hazır.Sadece imzalar atılmadı. Acaba bu imzalar ne gibi sonuçlar doğurur?
Yunanistan ile Rusya imzaladığı için Rusya'nın batıdaki mal varlıklarına el konuluyor ise Türkiye imzaladığında neler olabilir? Ya da Türkiye vazgeçer mi?
Ukrayna'nın Batı tarafından karıştırılıp Rusya'dan koparılmasına karşılık Rusya Ukrayna Petrol Boru Hattına alternatif olarak Türk Boru Hattını gündeme getirmişti. Bu hattın yapılması için Rusya-Yunanistan ve Türkiye'nin anlaşmayı imzalaması gerekiyordu.
Rusya ile Yunanistan Sözleşmeyi imzalayınca Avrupa yani AB Rusya'nın Avrupa'daki tüm mal varlıklarını dondurdu. Bir nevi el koydu.
İşte Lavrov da buna karşılık Rusya Mahkemelerinin Avrupa ülkelerinin Rusya'da bulunan mal varlıkları ile ilgili aynı kararı misilleme olarak almasını diledi. (Yani istedi.)
Daha önce de NATO Baltık ülkelerine askeri yığınak yaparak Rusya'ya göz dağı vermiş, buna karşılık olarak da Rusya ordu envanterine NATO'nun tüm füze savunma sistemlerini geçebilecek 40 adet nükleer başlıklı balistik füze ekleyeceğini açıklayarak karşılık vermişti. NATO da Rusya ile tüm iletişim kanallarını kapatmıştı.(Kırmızı telefonlar falan.)
Rusya ile AB-ABD arasındaki ipler sürekli gerilirken bardak da hızla doluyor.
Bardak tamamen dolduktan sonra taşması için tek bir damla yeterli olacak.
Türkiye açısından Türk Hattı Sözleşmesinin henüz imzalanmadığını belirtelim. Ön görüşmeler ve alt yapı hazır.Sadece imzalar atılmadı. Acaba bu imzalar ne gibi sonuçlar doğurur?
Yunanistan ile Rusya imzaladığı için Rusya'nın batıdaki mal varlıklarına el konuluyor ise Türkiye imzaladığında neler olabilir? Ya da Türkiye vazgeçer mi?
18 Haziran 2015 Perşembe
ABD, KÜRT DEVLETİ'NİN ALT YAPISINI HAZIRLIYOR
'ABD, Kürt Devleti’nin altyapısını hazırlıyor'
Ankara’da hafta başında Türkiye-Suriye sınırındaki
gelişmelerin ele alındığı Bakanlar Kurulu’nda bir dosyanın da ele alındığı
öğrenildi.
Buna göre ABD’nin PYD’ye destek vererek bir Kürt devletinin
altyapısını hazırladığına, ayrıca PKK’nın Suriye’den sonra Türkiye içine
yönelme ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekildi.
Hafta başında Türkiye-Suriye hududunda yaşananların ele
alındığı Bakanlar Kurulu’nda güvenlik birimlerinin bölgedeki gelişmelerin
geleceği ile ilgili kritik bir dosyayı açıp ilginç değerlendirmelerde bulunduğu
öğrenildi.
Hürriyet’in elde ettiği bilgilere göre, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Necdet Özel ve bazı kuvvet komutanları ile MİT Müsteşarı Hakan
Fidan’ın da katıldığı toplantıdaki değerlendirmelerde, ABD’nin PKK’nın Suriye
kolu PYD’ye destek vererek bölgede bir Kürt devletinin altyapısını hazırladığı
savunuldu.
Türkiye’nin, Suriye ve Irak sınırı boyunca oluşturulması planlanan
“Kuzey koridoru”nun güvenli olması için Suriye’den sonra Türkiye’ye yönelme
ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulandı. Sivil ve askeri
güvenlik birimlerinin istihbarat bilgilerine dayanarak yapılan bazı
değerlendirmeler şöyle:
PKK’NIN SIZMA RİSKİ ARTTI: Sınır güvenliği için alınan
önlemler yetersiz kalmaya başladı. Tel Abyad’ın YPG’nin eline geçmesinden sonra
PKK’nın Türkiye içine sızma girişimleri artabilir.
SURİYE’DEN SONRA TÜRKİYE Mİ: YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki
Afrin bölgesine doğru yönelmeye başlaması halinde, bölgedeki bu yeni oluşumun
PKK desteği ile Türkiye içine yönelme ihtimali gözardı edilmemeli. “Kuzey
koridoru”nun yaşayabilmesi için Türkiye’de iç karışıklık yaratılabilir. Gelen
istihbaratlar PKK’nın Amanos’ta (Hatay bölgesi) yeniden kümelenmeye başladığı
doğrultusunda.
MÜLTECİLERE KISITLAMA: Tel Abyad’ta yaşananlar nedeniyle
bölgeden Türkiye’ye gelenlerin sayısı 18 bini buldu. Suriye’den kabul edilecek
mültecilere “yaşlı, kadın ve çocuk” sınırı getirilmeli. 30-40 yaşlarındaki
erkekler toprakları için savaşacaklarına Türkiye’ye kaçmaya çalışıyor. Yapılan
bir araştırma Türkiye’ye gelmiş mültecilerin yüzde 60’nın 30-40 yaş arası
çoğunlukla erkekler olduğunu ortaya koyuyor.
ABD’YE RAĞMEN GÜVENLİ BÖLGE: ABD’nin karşı çıkmasına rağmen
Suriye içinde yaklaşık 50 kilometre derinliğe sahip “güvenli bölge”
oluşturulmalı. İnsanlar buralara kurulacak konteyner ve çadır kentlere
yerleştirilmeli.
EĞİT-DONAT GÜVENLİ BÖLGEYE: Ülkeleri için savaşacaklara bu
bölgede eğitim verilmeli. Kırşehir’deki Eğit-donat programı da bu güvenli
bölgeye kaydırılmalı.
Kaynak : hürriyet
NOT: Yazı Haber 7 den alıntıdır. İktidara yakın Haber 7' nin bu haberi Hürriyetten alması da ilginç olmuş.
Bu haber ile ilgili iki tane yazı gelecek.
Birinci yazı Türkiye düşmanlarının neler yapacaklarına dair aydınlatma yazısı olacak.
İkincisi ise Türkiye'de hükumet kurma çalışmalarının bu gelişmelerden nasıl etkileneceği doğrultusunda bir tahmin ve tespitler yazısı olacak.
17 Haziran 2015 Çarşamba
RAMAZANIMIZ KUTLU OLSUN İNŞALLAH
TÜM İSLAM ALEMİNİN MÜBAREK RAMAZAN AYINI KUTLAR,İSLAM DÜNYASINA HUZUR VE REFAHIN GELMESİNİ VE ORUÇLARIMIZIN KABULÜNÜ CENAB-I ZÜLCELAL'DEN (CC) NİYAZ EDERİZ.
LÜTFEN SAHURDA VE İFTARDA FAZLA YEMEK YEMEYELİM. HİÇ BULAMAYANLAR DA OLDUĞUNU UNUTMAYALIM.
BU YIL HAVALAR ÇOK SICAK, GÜNLER UZUN DİYE DE ORUÇLARIMIZI İHMAL ETMEYELİM. ÇÜNKÜ BU YIL TUTULACAK ORUÇLARIN SEVABI KIŞ AYLARINDA TUTULACAK ORUÇLARIN SEVABIYLA BİR OLMAZ.
HASTALIK VEYA YOLCULUK GİBİ SEBEPLERLE ORUÇ TUTAMAYANLAR DA EĞER İMKANLARI VARSA TUTAMADIKLARI ORUÇLAR KARŞILIĞINDA FAKİRLERİ DOYURSUNLAR VE SEVİNDİRSİNLER.
GÜZELLER GÜZELİ RABBİMİZ BU MÜBAREK GÜNLER HATIRINA İSLAM DÜNYASINA HUZUR,REFAH VE BEREKET GETİRSİN VE TUTTUĞUMUZ ORUÇLARI,KILDIĞIMIZ NAMAZLARI VE YAPTIĞIMIZ DUALARI KABUL BUYURSUN İNŞALLAH.
LÜTFEN SAHURDA VE İFTARDA FAZLA YEMEK YEMEYELİM. HİÇ BULAMAYANLAR DA OLDUĞUNU UNUTMAYALIM.
BU YIL HAVALAR ÇOK SICAK, GÜNLER UZUN DİYE DE ORUÇLARIMIZI İHMAL ETMEYELİM. ÇÜNKÜ BU YIL TUTULACAK ORUÇLARIN SEVABI KIŞ AYLARINDA TUTULACAK ORUÇLARIN SEVABIYLA BİR OLMAZ.
HASTALIK VEYA YOLCULUK GİBİ SEBEPLERLE ORUÇ TUTAMAYANLAR DA EĞER İMKANLARI VARSA TUTAMADIKLARI ORUÇLAR KARŞILIĞINDA FAKİRLERİ DOYURSUNLAR VE SEVİNDİRSİNLER.
GÜZELLER GÜZELİ RABBİMİZ BU MÜBAREK GÜNLER HATIRINA İSLAM DÜNYASINA HUZUR,REFAH VE BEREKET GETİRSİN VE TUTTUĞUMUZ ORUÇLARI,KILDIĞIMIZ NAMAZLARI VE YAPTIĞIMIZ DUALARI KABUL BUYURSUN İNŞALLAH.
SEFERBERLİK NEDİR?
Seferberlik nedir?
Memleketin, maddi ve manevi bütün güçlerinin (askeri,
siyasi, ekonomik ve psikolojik güç) topyekün savaş ihtiyaçlarını karşılayacak
ve savaşın devamını sağlayacak seviyeye getirilmesi; diğer bir deyimle maddi
manevi bütün kuvvet ve kaynakların, savaş isteklerine göre yöneltilerek barış
durumundan sefer durumuna geçirilmesidir. Buna topyekün seferberlik de denir.
Sefer kelimesi lügatta "yolculuk, savaşa gitme"; seferberlik ise
"yolculuğa, savaşa hazır hale gelme" anlamlarına gelir.
Yirminci asrın başlarından itibaren, teknolojideki
gelişmelere uygun olarak yapılan silah ve araçlar, ilim ve teknikteki
ilerlemeler savaşların karakterini değiştirdi. Savaşlar, sadece silahlı
kuvvetler arasında yapılmaktan çıkarak, bütün milleti ilgilendiren, tesiri
altına alan, topyekün savaşlar durumuna geldi. Bu topyekün savaşa karşı da,
milletçe karşı koymak için yapılan topyekün hazırlıklara seferberlik adı
verildi.
Seferberliğin plan ve programları barıştayken yapılarak, zaman zaman
yapılan fiili tatbikatlarla uygulamaları kontrol edilir. Seferberlik Dairesi,
Asker Alma Dairesi, Askerlik Şubeleri, Mahalli ve Mülki Amirler müştereken
çalışarak seferberlik planlarını yaparlar.
Savaşta silahlı kuvvetlerin personel sayısı artacağından
onların yiyecek, giyecek, silah, donanım, araç ve gereç ihtiyaçları
çoğalacaktır. Mühimmat, akaryakıt ve malzeme sarfı çok fazlalaşacaktır. İnsan
ve diğer ihtiyaç maddelerinin de devamlı kaybı göz önüne alınırsa seferberliğin
önemi çok iyi anlaşılır.
Seferberlik hazırlığının planlı ve barış zamanında
yapılmasının savaşın kazanılmasında tesiri dünya harplerinde açık olarak
görülmüştür.
Seferberliğin ilan edilmesi için, bir devletin diğer devlet
veya devletlerle savaş ihtimalinin kaçınılmaz olması, ayrıca iç bünyedeki karışıklıkların
normal şartlarla karşılanmadığı bir ortamın meydana gelmesi gerekir.
Bu durumda
Genelkurmay Başkanının mütalaası alınarak, Bakanlar Kurulunca seferberlik
uygulamasına karar verilir. Verilen seferberlik kararı Cumhurbaşkanının
onayından sonra yürürlüğe girer.
Kaldırılması da başkomutan veya Genelkurmay
Başkanının mütalaası alındıktan sonra Bakanlar Kurulunun kararıyla olur.
Seferberlik ilanıyla barış zamanında tespit edilen plan gereğince taşınır veya
taşınmaz mallardan ihtiyaç duyulanlar silahlı kuvvetlerin emrine verilir.
Seferberlik iki şekilde olabilir:
1. Uygulama alanı bakımından:
a) Genel seferberlik: Bütün yurt düzeyinde uygulanır.
b) Kısmi (Bölgesel) seferberlik: Yurdun herhangi bir
bölgesinde uygulanır. 2. Kapsam bakımından:
a) Milli seferberlik: Silahlı Kuvvetler dışında kalan bütün
kamu ve özel kuruluşlar ile yurttaşları kapsar.
b) Silahlı Kuvvetler seferberliği: Silahlı Kuvvetlerin barış
durumundan sefer durumuna geçirilmesidir. Bu ise iki bölümde yapılır: (1)
Personel seferberliği, (2) lojistik seferberliği.
Birinci Dünya Harbinden önce seferberlik ilan edilerek,
gerekli bütün hazırlık ve tedbirler uygulamaya konuldu. Halkımız arasında, dört
yıl süren bu harbe Seferberlik adı verildi. Eli silah tutanların askere
alındığı Birinci Dünya Harbinde Osmanlı ordusu, yedi cephede şan ve şerefle
çarpıştı. Harbin getirdiği bütün sıkıntılara milletçe karşı koyarak, yedi
düvelin önünde kahramanca vatanını müdafaa etti. İstiklal Harbiyle de
memleketini düşmanlardan kurtardı.
İkinci Dünya Harbinde de seferberlik
uygulanmışsa da savaşa girilmemesine rağmen getirdiği sıkıntılar, tedbirlerin
yerinde ve zamanında alınmamasından dolayı, çok fazla olmuştur. Günümüzde
seferberlik süresi çok kısalmış olup, 12 ile 24 saat içerisinde bir ülke seferberliğini
tamamlayabilmektedir.
Seferber olma süresi: Birlik ve kurumların % 100 kadro
seviyesine (seferi kadro seviyesine) erişecekleri ve teşkilatlanmalarını
tamamlayacakları süreyi gösterir. Bu süre harekat planlarına ve lojistik
imkanlara göre tespit edilir. Bu süreler, Genelkurmay Başkanlığınca
yönergesinde belirtilir.
Sefer görev emri: Sefer tertibine dahil edilen
personelin, seferberlik duyurusunda nereye gideceğini, ne kadar zaman içinde
birliğine katılacağını ve katılacağı birliğin kapalı adını bildiren ve
kendisine barışta açıklanan bir belgedir. Bir sureti daima personelin yanında
bulunur.
Seferber personeli: Bir birliği, seferi kadro seviyesine
veya müsaade edilen kuvvete çıkarmak için sefer tertibine dahil edilmiş yedek
personeldir.
Seferberlik deneme tatbikatı ve eğitimi tazeleme çağrısı:
Seferberlik usullerinin denenmesi ve yedek personel eğitiminin tazelenme ve
yenilenmesi için yapılan çağrıdır. Genelkurmay Başkanlığının önerisi ve
Bakanlar Kurulunun onayı alınır.
Silahlı kuvvetler personel seferberliği: Silahlı Kuvvetlerin
şimdiki ortalama mevcutlarının seferi kadro seviyesine yükseltilmesi, seferde
kurulacak birlik ve kurumların kurulması, kadro seviyelerine eriştirilmesi ve
seferi kadro seviyelerinin korunması için hazırlanan personel bütünleme
planlarına göre zayiatı tamamlamak üzere, barışta yapılan hazırlıkların,
seferberlik duyurusunda uygulanmasıdır. Silah altı davetiyeleri: Seferberlik
deneme tatbikatı ve yedek personel tazeleme eğitimi için, yedek personelin
(subay, astsubay, erbaş ve er) tatbikata katılmalarını sağlayan davetiyelerdir.
Silah altı davetiyesi: Personelin yedek eğitimi görmesi için
katılacağı birliğin seferberlik numarası ile bildirilen kapalı adını, gideceği
yeri ve tatbikatın süresiyle ilgili bilgileri kapsar.
MEDİNE'YE DE ÜS İSTİYORUZ
TÜRKİYE, KATAR'A ASKERİ ÜS KURACAK
Katar ile yapılan askeri anlaşma çerçevesinde Türkiye Katar'a askeri bir üs kuracak.
Bölgede İran'ın etkisini artırmasıyla birlikte ABD'ye de güvenemeyen Araplar Türkiye'ye yönelmeye başladı. Bu kapsamda Katar ile yapılan anlaşma anlamlı.
Çünkü yüz yıl önce Osmanlı himayesinde huzur ve refah içinde olan Araplar Osmanlının yıkılmasıyla birlikte tam bir hezeyan yaşadılar ve yaptıklarına yapacaklarına pişman oldular.
Zira o dönemde İngilizlerle işbirliği yapıp bağımsızlık adına Osmanlı'yı arkadan vurmuşlar ve bu sıkıntılı dönemlerini kendi elleriyle başlatmışlardı.
Açık söyleyelim Arap Emirlikler içinde en akıllısı da bu Katar Emiri. Bundan sonra da Suud gelecek.Aşağıda yazacağız.
Araplar tarihten ders çıkarmaya başladı. Tarih tekerrürden ibarettir.İngilizler yüz yıl önce Osmanlıyı yıkabilmek, İsrail'i kurabilmek için Arapları kandırdılar ve yüz yıldan beri bölgeyi sömürüyorlar.Üstelik de Arapları insan yerine koymadılar hep köle muamelesi yaptılar.
Arapların yüz yıl önce Osmanlıya yaptıklarından Hz.Peygamber ASM Efendimiz hoşnut mu oldular?
Bu soruya Kürtler cevap vermelidirler.Zira şu anda aynı ABD ve İngiltere daha büyük bir İsrail için Kürtleri kandırmak ve İslam'ın son kalesi olan bu cennet Türkiye'mizi de yıkmak istemektedirler.
Biz Türkler, Arapların hıyanetlerinden dolayı; kendi çıkarımıza bir zarar görmedik.Çünkü onları hiç sömürmedik. Hatta Kabe masrafları için her yıl binlerce altın gönderdik.
Ey Kürt kardeşler!
Sizler de o Arapların düştüğü hataya düşerseniz biliniz ki o Araplar hatalarından yüz yıl boyunca uğradıkları zulümlerle dönebilmişlerdir. Sizler de dönersiniz, ama ne kadar zulüm göreceğiniz şimdiden belli değildir.
Tıpkı o Araplara binlerce altın gönderdiğimiz gibi sizlere de ihtiyaçlarımızdan kısarak teşvik olsun diye nice ekonomik imkanlar sunduk. Elektrik, su, doğalgaz parası ödemediniz, biz sizinkini de ödedik.
Vergi, Sigorta ödemediniz biz sizinkini de ödedik. Üstelik ödediğimiz fonların sizlere teşvik olarak aktarılmasından da rahatsız olmadık.
O halde sizler de hatasını anlayıp pişman olan ve Kahraman Ordumuza güvenliğini huzurla teslim eden Araplardan ibret alınız ve onların düştüğü hataya daha en başından düşmeyiniz.Kahraman Ordumuzun daima yanında yer alınız. ABD, İngiliz ve İsrail uşağı şerefsiz PKK'ya kanmayınız, katılmayınız.
MEDİNE
Katar'dan sonra Suud hanedanından da aynı teklifi bekliyoruz.
Katar'a kurulacak askeri üs gibi bir üssün Medine'ye de kurulmasını istiyoruz.Zira Arabistan'ın güvenliğini sağlayan Osmanlı birliği Medine'de görev yapmaktaydı.
Başına da Fahrettin Paşamızın anısına bir paşamızın atanması isabetli olur.
Gerçekten İran Suud'u Yemen'den tehdit etmektedir ve Suud karıştı karışacak noktasındadır. Bu askeri üs kurulduğunda en azından Medine ve Mekke'de huzur ortamı korunabilir.
Bizim tahminimiz böyle bir talep gelecek, hazırlıklı olmalı ve bir an önce kurulmalı.
Katar ile yapılan askeri anlaşma çerçevesinde Türkiye Katar'a askeri bir üs kuracak.
Bölgede İran'ın etkisini artırmasıyla birlikte ABD'ye de güvenemeyen Araplar Türkiye'ye yönelmeye başladı. Bu kapsamda Katar ile yapılan anlaşma anlamlı.
Çünkü yüz yıl önce Osmanlı himayesinde huzur ve refah içinde olan Araplar Osmanlının yıkılmasıyla birlikte tam bir hezeyan yaşadılar ve yaptıklarına yapacaklarına pişman oldular.
Zira o dönemde İngilizlerle işbirliği yapıp bağımsızlık adına Osmanlı'yı arkadan vurmuşlar ve bu sıkıntılı dönemlerini kendi elleriyle başlatmışlardı.
Açık söyleyelim Arap Emirlikler içinde en akıllısı da bu Katar Emiri. Bundan sonra da Suud gelecek.Aşağıda yazacağız.
Araplar tarihten ders çıkarmaya başladı. Tarih tekerrürden ibarettir.İngilizler yüz yıl önce Osmanlıyı yıkabilmek, İsrail'i kurabilmek için Arapları kandırdılar ve yüz yıldan beri bölgeyi sömürüyorlar.Üstelik de Arapları insan yerine koymadılar hep köle muamelesi yaptılar.
Arapların yüz yıl önce Osmanlıya yaptıklarından Hz.Peygamber ASM Efendimiz hoşnut mu oldular?
Bu soruya Kürtler cevap vermelidirler.Zira şu anda aynı ABD ve İngiltere daha büyük bir İsrail için Kürtleri kandırmak ve İslam'ın son kalesi olan bu cennet Türkiye'mizi de yıkmak istemektedirler.
Biz Türkler, Arapların hıyanetlerinden dolayı; kendi çıkarımıza bir zarar görmedik.Çünkü onları hiç sömürmedik. Hatta Kabe masrafları için her yıl binlerce altın gönderdik.
Ey Kürt kardeşler!
Sizler de o Arapların düştüğü hataya düşerseniz biliniz ki o Araplar hatalarından yüz yıl boyunca uğradıkları zulümlerle dönebilmişlerdir. Sizler de dönersiniz, ama ne kadar zulüm göreceğiniz şimdiden belli değildir.
Tıpkı o Araplara binlerce altın gönderdiğimiz gibi sizlere de ihtiyaçlarımızdan kısarak teşvik olsun diye nice ekonomik imkanlar sunduk. Elektrik, su, doğalgaz parası ödemediniz, biz sizinkini de ödedik.
Vergi, Sigorta ödemediniz biz sizinkini de ödedik. Üstelik ödediğimiz fonların sizlere teşvik olarak aktarılmasından da rahatsız olmadık.
O halde sizler de hatasını anlayıp pişman olan ve Kahraman Ordumuza güvenliğini huzurla teslim eden Araplardan ibret alınız ve onların düştüğü hataya daha en başından düşmeyiniz.Kahraman Ordumuzun daima yanında yer alınız. ABD, İngiliz ve İsrail uşağı şerefsiz PKK'ya kanmayınız, katılmayınız.
MEDİNE
Katar'dan sonra Suud hanedanından da aynı teklifi bekliyoruz.
Katar'a kurulacak askeri üs gibi bir üssün Medine'ye de kurulmasını istiyoruz.Zira Arabistan'ın güvenliğini sağlayan Osmanlı birliği Medine'de görev yapmaktaydı.
Başına da Fahrettin Paşamızın anısına bir paşamızın atanması isabetli olur.
Gerçekten İran Suud'u Yemen'den tehdit etmektedir ve Suud karıştı karışacak noktasındadır. Bu askeri üs kurulduğunda en azından Medine ve Mekke'de huzur ortamı korunabilir.
Bizim tahminimiz böyle bir talep gelecek, hazırlıklı olmalı ve bir an önce kurulmalı.
SIRA AZEZ'DE YAZMADAN
DÜN TEL ABYAD'IN ARDINDAN SIRANIN AZEZ'E GELECEĞİNE DAİR BİR YAZI YAZACAKTIK.HENÜZ YAZMADAN AJANLARA "AZEZ'E IŞİD'İN VURDUĞU" HABERLERİ DÜŞTÜ.
(Resimdeki mavi bölgeler Türkmen bölgeleri)
Bunu tahmin etmek hiç de zor değil. PKK/PYD'nin kurtarılmış bölgesi Kamışlı ve Haseke bölgesidir. Burada hiç IŞİD-PYD savaşı yaşanmıyor.Kamışlı ile İdlib arasındaki uzun koridor ise Kuzey Irak'ı Akdeniz'e açıyor.
Bu bölgenin çoğu PKK/PYD'nin kontrolündeydi, olmayan yerler de belliydi.Tel Abyad'dan sonra kalan yerler ise AZEZ, HALEP ve İDLİB' di. Bayır Bucak da bu kapsamda.
Şimdi bunu tahmin etmenin ne zorluğu var?
PKK/PYD'den önce IŞİD bu bölgelere saldıracak ve bölgedeki Arap ve Türkmenleri Türkiye'ye kovalayacak.ABD, kaçmayanları havadan bombalayacak.Sonra IŞİD'e karşı PKK/PYD devreye girecek ve ABD bu kez IŞİD'i bombalayıp, bölgeyi PKK/PYD'ye bırakacak.
Evet sıra AZEZ'de,sıra HALEP'de, sıra İDLİB'de, sıra Bayır Bucak'da.Ve Kuzey Irak'dan Akdeniz'e Kürt Koridoru hazır. Suriye'de de Salih Müslim denen Gayrimüslim, işbirlikçi, İsrail uşağı özerklik ilan edip ABD'nin tetikçiliğine soyunacak.
PEKİ TÜRKİYE SEYRETMEYE DEVAM MI EDECEK?
Devam etmezse düşman kim? IŞİD mi? PYD mi? Yoksa ikisini de kullanan ABD,İngiltere ve İsrail mi?
Davos'da moderatöre "One Minute" sözünü şova dönüştürenler şimdi gerçekten "Gerçek bir One Minute" çekebilecekler mi?
Perinçek'e göre mümkün değil çünkü AKP'nin kendisi bir ABD projesi.Ve AKP zaten bunları gerçekleştirmek için üzerine düşen görevleri yerine getiren bir ABD işbirlikçisi.
BİZİM ÇÖZÜM ÖNERİMİZ
IŞİD ve PYD; ABD'ye One Minute çekemedikleri müddetçe AKP'nin de ABD'ye One Minute çekmesi mümkün değildir.
Ancak One Minute'den daha etkili bir cevap verilip ABD Türkiye'nin dostluğuna mecbur bırakılabilir.
O da İran,Hizbullah ve Esad ile anlaşmakla mümkündür. Tabi bunları yapabilecek bir koalisyon da şarttır.Şimdi tam zamanı.
AKP, CHP ile koalisyon kursun ve Dış İşleri Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Mit Müsteşarlığı CHP'ye bırakılıp Dış Politika değişikliğine gidilsin. Mümkün mü? Asla mümkün değil.
Çünkü AKP ile koalisyon kuran parti AKP'yi aklamak zorunda kalacak.AKP için koalisyonun olmazsa olmaz şartı budur.Bunu da ne CHP, ne MHP kabul eder.
O zaman yapılacak olan VATAN için CHP-MHP Koalisyonu olur ki o da açık yazalım uzun vadeli bir koalisyon olmaz. Çünkü Azınlık Hükumeti olur ve güven oyu için HDP'nin desteğine ihtiyaç duyar.
HDP de bu desteği ne karşılığında taahhüt eder? Dış politikanın ve açılım politikasının değişmemesi karşılığında taahhüt eder.Yani sadece "AKP'den hesap soracaksanız destek veririz" diyecekler.
Bu da mümkün değil.
Geriye HDP'nin desteğiyle AKP azınlık hükumeti kalıyor. Yani başa dönüyoruz üstelik daha da HDP'ye bağlı bir hükumetle.
Bizim tahminimiz, hangi hükumet kurulursa kurulsun ömrü çok kısadır ve erken seçim kaçınılmazdır.
Ve transfer alternatifleri...
AKP'nin tek başına hükumet kurmak için 18 vekile ihtiyacı var. CHP ve MHP de "henüz küskünler" oluşturup transfer edilip yeterli sayı bulunabilir mi? Henüz olduğu için bu sayıya ulaşılamaz. Bir iki kişide kalınır.
CHP-MHP koalisyonunun ise 65 vekile ihtiyacı var. O da sadece AKP'nin bölünüp ayrılan 70 vekilin CHP ile MHP ye dağılması veya bölünmeden yeni bir parti adı altında koalisyonun üçüncü ortağı olmasıyla mümkün olabilir. Peki olur mu? Çok zor.
Suriye orada,Irak orada, Yemen ve Mısır orada. Ortadoğu kan gölü. Ve bunda ne CHP'nin ne de MHP'nin en küçük kabahati yok. Bütün kabahat iktidarda olan AKP'nin. Eğer bir kabahat varsa.
O nedenle siyaset yapanlar kendi kişisel çıkarları için değil VATAN İÇİN siyaset yapmalılar ve SEFERBERLİK İHTİMALİNİN BİLE OLDUĞU şu dönemde bu cennet vatanı hükumetsiz bırakmamalıdırlar.
(Resimdeki mavi bölgeler Türkmen bölgeleri)
Bunu tahmin etmek hiç de zor değil. PKK/PYD'nin kurtarılmış bölgesi Kamışlı ve Haseke bölgesidir. Burada hiç IŞİD-PYD savaşı yaşanmıyor.Kamışlı ile İdlib arasındaki uzun koridor ise Kuzey Irak'ı Akdeniz'e açıyor.
Bu bölgenin çoğu PKK/PYD'nin kontrolündeydi, olmayan yerler de belliydi.Tel Abyad'dan sonra kalan yerler ise AZEZ, HALEP ve İDLİB' di. Bayır Bucak da bu kapsamda.
Şimdi bunu tahmin etmenin ne zorluğu var?
PKK/PYD'den önce IŞİD bu bölgelere saldıracak ve bölgedeki Arap ve Türkmenleri Türkiye'ye kovalayacak.ABD, kaçmayanları havadan bombalayacak.Sonra IŞİD'e karşı PKK/PYD devreye girecek ve ABD bu kez IŞİD'i bombalayıp, bölgeyi PKK/PYD'ye bırakacak.
Evet sıra AZEZ'de,sıra HALEP'de, sıra İDLİB'de, sıra Bayır Bucak'da.Ve Kuzey Irak'dan Akdeniz'e Kürt Koridoru hazır. Suriye'de de Salih Müslim denen Gayrimüslim, işbirlikçi, İsrail uşağı özerklik ilan edip ABD'nin tetikçiliğine soyunacak.
PEKİ TÜRKİYE SEYRETMEYE DEVAM MI EDECEK?
Devam etmezse düşman kim? IŞİD mi? PYD mi? Yoksa ikisini de kullanan ABD,İngiltere ve İsrail mi?
Davos'da moderatöre "One Minute" sözünü şova dönüştürenler şimdi gerçekten "Gerçek bir One Minute" çekebilecekler mi?
Perinçek'e göre mümkün değil çünkü AKP'nin kendisi bir ABD projesi.Ve AKP zaten bunları gerçekleştirmek için üzerine düşen görevleri yerine getiren bir ABD işbirlikçisi.
BİZİM ÇÖZÜM ÖNERİMİZ
IŞİD ve PYD; ABD'ye One Minute çekemedikleri müddetçe AKP'nin de ABD'ye One Minute çekmesi mümkün değildir.
Ancak One Minute'den daha etkili bir cevap verilip ABD Türkiye'nin dostluğuna mecbur bırakılabilir.
O da İran,Hizbullah ve Esad ile anlaşmakla mümkündür. Tabi bunları yapabilecek bir koalisyon da şarttır.Şimdi tam zamanı.
AKP, CHP ile koalisyon kursun ve Dış İşleri Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Mit Müsteşarlığı CHP'ye bırakılıp Dış Politika değişikliğine gidilsin. Mümkün mü? Asla mümkün değil.
Çünkü AKP ile koalisyon kuran parti AKP'yi aklamak zorunda kalacak.AKP için koalisyonun olmazsa olmaz şartı budur.Bunu da ne CHP, ne MHP kabul eder.
O zaman yapılacak olan VATAN için CHP-MHP Koalisyonu olur ki o da açık yazalım uzun vadeli bir koalisyon olmaz. Çünkü Azınlık Hükumeti olur ve güven oyu için HDP'nin desteğine ihtiyaç duyar.
HDP de bu desteği ne karşılığında taahhüt eder? Dış politikanın ve açılım politikasının değişmemesi karşılığında taahhüt eder.Yani sadece "AKP'den hesap soracaksanız destek veririz" diyecekler.
Bu da mümkün değil.
Geriye HDP'nin desteğiyle AKP azınlık hükumeti kalıyor. Yani başa dönüyoruz üstelik daha da HDP'ye bağlı bir hükumetle.
Bizim tahminimiz, hangi hükumet kurulursa kurulsun ömrü çok kısadır ve erken seçim kaçınılmazdır.
Ve transfer alternatifleri...
AKP'nin tek başına hükumet kurmak için 18 vekile ihtiyacı var. CHP ve MHP de "henüz küskünler" oluşturup transfer edilip yeterli sayı bulunabilir mi? Henüz olduğu için bu sayıya ulaşılamaz. Bir iki kişide kalınır.
CHP-MHP koalisyonunun ise 65 vekile ihtiyacı var. O da sadece AKP'nin bölünüp ayrılan 70 vekilin CHP ile MHP ye dağılması veya bölünmeden yeni bir parti adı altında koalisyonun üçüncü ortağı olmasıyla mümkün olabilir. Peki olur mu? Çok zor.
Suriye orada,Irak orada, Yemen ve Mısır orada. Ortadoğu kan gölü. Ve bunda ne CHP'nin ne de MHP'nin en küçük kabahati yok. Bütün kabahat iktidarda olan AKP'nin. Eğer bir kabahat varsa.
O nedenle siyaset yapanlar kendi kişisel çıkarları için değil VATAN İÇİN siyaset yapmalılar ve SEFERBERLİK İHTİMALİNİN BİLE OLDUĞU şu dönemde bu cennet vatanı hükumetsiz bırakmamalıdırlar.
15 Haziran 2015 Pazartesi
HZ.MEHDİ AS
DUYURUDUR
Bu site, Ahir Zaman Olaylarını alimlerin hadis yorumlarına göre açıklamak ve ilgilenenleri aydınlatmak amacıyla kurulmuştur.
Ahir zaman şahıslarının tamamı çok özel kişilerdir. Bu nedenle art niyetli kişiler tarafından sürekli istismar edilmektedirler. Her gün Mehdilik iddiasıyla ortaya çıkan sahtelerine şahit olmaktayız.
Maalesef insanlarımız da o saf ve temiz kalplerinin bir tezahürü olarak bu kişilerin arkasına takılıp hem maddi hem de manevi kayıplara maruz kalmaktadırlar.
Birinci amacımız sahtelerini ortaya çıkararak, uyarılarımızı yapmaktır.
İkinci amacımız ise Ahir Zaman Şahsiyetlerinin alimlerin hadis yorumlarındaki tariflerini sürekli anlatarak sahtelerine meyilleri daha en başından engellemeye çalışmaktır.
Şunu hemen tekrar yazalım. AHİR ZAMAN ŞAHSİYETLERİNDEN HENÜZ HİÇBİRİ ZUHUR ETMEMİŞTİR.
İlk olarak Yemani ve Siyah Sancaklılar zuhur edecek.Siyah Sancaklılar içinde Şuayb Bin Salih ile Temimli Sarışın Genç olacak. Sarışın Genç onların komutanı (Yani asker), Şuayb Bin Salih ise Siyah Sancaklılar Ordusunun kurucusu ve destekçisi ve bağlı olduğu devlet başkanı olacak.
Dehşetli Süfyan ise Esad'ın yerine geçecek olan kişidir. Başka yerde aranmamalıdır.
Hz.Mehdi AS; Süfyan çıktığı anda Mekke'de zuhur edecektir.Süfyanın iktidarı dokuz ay olacaktır.
Hz.Mehdi AS henüz zuhur etmemiştir. Ve henüz hiç bir yerde görülmemiştir.Yani herkesin görebileceği yayın organları gibi ortamlarda görüntüsü yayınlanmamıştır.
Ancak şu an hayatta olduğu son dönem alimleri tarafından açıklanmaktadır. Bu konuda mutabakat bulunmaktadır.2015 ile 2019 yılları arasında zuhuru beklenmektedir.
Güzeller güzeli Rabbim ömür verirse,izin ve inayetiyle Hz.Mehdi AS ilk görüldüğünde İNŞALLAH bu siteden yayınlayacağız.
Şu anda Hz.Mehdi AS'ı kendisi bile bilmiyor olmalıdır.Çünkü zuhur edeceği vakit öğrenecek yorumlara göre.
Ancak zuhuru çok ama çok yaklaştığında hatta daha da açık yazarsak zuhur edeceği sene dünya çapında yedi alim bilecek ve zuhura zorlayacak.
Allah'ın izniyle biz de ancak zuhur ettiğinde O'nun Beklenen Mehdi olduğunu buradan paylaşacağız. Şu an biz de bilmiyoruz.
Cenab-ı Zülcelal İslam'ın en sıkıntılı olduğu şu zamanlarda İnşallah Hz.Mehdimize zuhuru bir an önce emreder ve İnşallah şu kaskaranlık dünyayı bir an önce apaydınlık yapar.
Bekliyoruz Ya Rabbi. Gönder İnşallah.
Bu site, Ahir Zaman Olaylarını alimlerin hadis yorumlarına göre açıklamak ve ilgilenenleri aydınlatmak amacıyla kurulmuştur.
Ahir zaman şahıslarının tamamı çok özel kişilerdir. Bu nedenle art niyetli kişiler tarafından sürekli istismar edilmektedirler. Her gün Mehdilik iddiasıyla ortaya çıkan sahtelerine şahit olmaktayız.
Maalesef insanlarımız da o saf ve temiz kalplerinin bir tezahürü olarak bu kişilerin arkasına takılıp hem maddi hem de manevi kayıplara maruz kalmaktadırlar.
Birinci amacımız sahtelerini ortaya çıkararak, uyarılarımızı yapmaktır.
İkinci amacımız ise Ahir Zaman Şahsiyetlerinin alimlerin hadis yorumlarındaki tariflerini sürekli anlatarak sahtelerine meyilleri daha en başından engellemeye çalışmaktır.
Şunu hemen tekrar yazalım. AHİR ZAMAN ŞAHSİYETLERİNDEN HENÜZ HİÇBİRİ ZUHUR ETMEMİŞTİR.
İlk olarak Yemani ve Siyah Sancaklılar zuhur edecek.Siyah Sancaklılar içinde Şuayb Bin Salih ile Temimli Sarışın Genç olacak. Sarışın Genç onların komutanı (Yani asker), Şuayb Bin Salih ise Siyah Sancaklılar Ordusunun kurucusu ve destekçisi ve bağlı olduğu devlet başkanı olacak.
Dehşetli Süfyan ise Esad'ın yerine geçecek olan kişidir. Başka yerde aranmamalıdır.
Hz.Mehdi AS; Süfyan çıktığı anda Mekke'de zuhur edecektir.Süfyanın iktidarı dokuz ay olacaktır.
Hz.Mehdi AS henüz zuhur etmemiştir. Ve henüz hiç bir yerde görülmemiştir.Yani herkesin görebileceği yayın organları gibi ortamlarda görüntüsü yayınlanmamıştır.
Ancak şu an hayatta olduğu son dönem alimleri tarafından açıklanmaktadır. Bu konuda mutabakat bulunmaktadır.2015 ile 2019 yılları arasında zuhuru beklenmektedir.
Güzeller güzeli Rabbim ömür verirse,izin ve inayetiyle Hz.Mehdi AS ilk görüldüğünde İNŞALLAH bu siteden yayınlayacağız.
Şu anda Hz.Mehdi AS'ı kendisi bile bilmiyor olmalıdır.Çünkü zuhur edeceği vakit öğrenecek yorumlara göre.
Ancak zuhuru çok ama çok yaklaştığında hatta daha da açık yazarsak zuhur edeceği sene dünya çapında yedi alim bilecek ve zuhura zorlayacak.
Allah'ın izniyle biz de ancak zuhur ettiğinde O'nun Beklenen Mehdi olduğunu buradan paylaşacağız. Şu an biz de bilmiyoruz.
Cenab-ı Zülcelal İslam'ın en sıkıntılı olduğu şu zamanlarda İnşallah Hz.Mehdimize zuhuru bir an önce emreder ve İnşallah şu kaskaranlık dünyayı bir an önce apaydınlık yapar.
Bekliyoruz Ya Rabbi. Gönder İnşallah.
İHANET DİZ BOYU. YA CEHALET?
ESKİ GENELKURMAY İSTİHBARAT BAŞKANI İSMAİL HAKKI PEKİN'İN AÇIKLAMALARI
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı ve Vatan Partisi Genel
Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Pekin MOSSAD-PKK ilişkisi ile ilgili çarpıcı
açıklamalarda bulundu.
Görev yaptığı dönemde MOSSAD’la yapılan görüşmelerde
MOSSAD yöneticilerinin sürekli olarak Türkiye’nin Barzani yönetimi ile ilişki
kurmasını ve mevcut ilişkilerini geliştirmesini istediklerini kaydeden Pekin,
“İsrail bu taleplerini o dönemde her
toplantıda gündeme getiriyordu. Hükümetler arası toplantılarda da bu
taleplerini hep tekrarladı. Şu anda AKP iktidarının uyguladığı Barzani
politikası İsrail’in istediği politikadır” dedi.
CIA’nın PKK’ya siyasi, eğitim ve silah desteğinin
bilindiğini ancak MOSSAD’ın desteğinin çok fazla dillendirilmediğine dikkat
çeken Pekin şunları söyledi:
“Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki PKK
kamplarında ABD ve İsrailliler hiç eksik olmadı. Hatta iş o kadar ileri gitti
ki, ABD Kandil’e operasyon yapılacağı zaman Türkiye’den 12 saat önce
kendilerine bilgi verilmesini istedi. Gerekçe olarak da oradaki özel
kuvvetlerini çekmeyi gösterdi. Yani PKK ile birlikte olduklarını gizlemedi. Tabii
12 saat önce bilgi verilince TSK’nın operasyonları Amerikalılar tarafından
PKK’ya da iletildi. Bu Kandil için de, Hakurk için de diğer kamplar için de
geçerli.”
Bu kamplarda İsrail özel kuvvetlerinden emekli olmuş
askerlerin de eğitim verdiğini vurgulayan Pekin şu bilgileri verdi: “MOSSAD
yetkilileri bunun kendilerini ilgilendirmediğini, emeklilerin kendi tercihi
olduğunu söylese de biz bunun İsrail devletinin bir faaliyeti olduğunu
biliyorduk. İsrail devleti istemese emekli bir özel kuvvet personelinin PKK
kamplarında ne işi olur. Bu herkesin bildiği bir sırdır. MOSSAD PKK’ya her
türlü yardımı yaptı. Eğitim ve silah desteği verdi. Bunu sürekli olarak gerçekleştirdi. Şu anda da
devam ettiğini söylersem yanlış olmaz.”
MEVCUT DURUM (YORUM)
PKK'nın Suriye kolu PYD, Kobane ile Kamışlı'yı birleştirmek için ABD'nin hava desteği ile Tel Abyad'a saldırdı. Temel rolü ise IŞİD oynuyor.
Önce IŞİD bölgeye saldırıyor ve ele geçiriyor. Sonra ABD "IŞİD ile mücadele ediyorum" yalanı ile yerleşim yerlerini bombalıyor. Sivil halk Türkiye'ye kaçıyor.Tabi kaçanlar Arap ve Türkmenler. Kürtler yerlerinde kalıyor.Ve PYD karadan "IŞİD'e karşı savaşıyoruz" yalanı ile bölgeye yerleşiyor.
Görüldüğü gibi "IŞİD'e karşı savaşıyoruz" yalanını ABD ve PYD birlikte kullanıyorlar.Ve PYD saflarında daha doğrusu başlarında ABD özel ajanları da savaşıyor.
Irak'ın kuzeyinde Barzani'ye bir Kürt Bölgesi kuranlar şimdi de Suriye'nin kuzeyinde Öcalan'a ikinci bir Kürt Bölgesi kurma çabasındalar.
Peki bizdeki durum ne?
Suriye'de bunlar olurken yani PYD silah zoruyla Kürt olmayanları göçe zorlayıp bölgedeki nüfus yapısını Kürt Bölgesi oluşturmak için değiştirirken Kars,Ardahan ve Iğdır illerimizde de PKK'lıların mahalle baskısıyla Kürt olmayanları göçe zorladıkları basında yer aldı.
Bugün Bülent Arınç açıklamalar yaptı ve Suriye'de olan bu yazdıklarımızı teyit etti. Ama bütün bunların sorumlusunun "Sivil halkına ateş eden Esad olduğunu" söyledi.Bu tespit kesinlikle doğru değil ve AKP'nin en temel yanlışı da zaten bu.
Çünkü bunların sorumlusu Esad değil tam tersine; Irak'ı bölüp kuzeyinde bir Kürt Bölgesi oluşturan ve şimdi de Suriye'yi bölüp kuzeyinde ikinci bir Kürt Bölgesi oluşturmaya çalışan ABD'dir. (ABD,İngiltere ve İsrail)
Aynı ABD yarın hatta bugünden itibaren Türkiye'nin güneydoğusunda da bir Kürt Bölgesi oluşturmaya çalışacaktır.
Abdullah Öcalan serbest bırakılır da Suriye'de kurulacak Kürt Bölgesinin başına getirilirse hatta Talabani'nin Irak'ın başına getirildiği gibi Suriye'nin başına getirilirse Ahir Zamanın Dehşetli Süfyanı Apo'nun tam kendisi olur vesselam.
Suriye'deki sorun Esad,Türkiye'deki Gülen tespiti yanlış bir tespittir.Doğrusu Türkiye'de de, Suriye'de de hatta Irak'da da sorun ABD,İngiltere ve İsrail'dir.Tabi işbirlikçi Suud ve diğer Körfez ülkeleri de buna dahildir.Suud'un İsrail ile Kürt Devleti konusunda gizli görüşmeler yaptığı da basında yer aldı.
Suriye'de Esad, Türkiye'de Gülen ile uyutuluyoruz.Uyutan ABD'dir.Biz uyurken de dört bölgeli Kürt Devleti oluşturmaya çalışıyor.
Güzel haber yok mu? Elbetteki var.
Yukarıdaki gibi bir Kürt Devleti kurulsa bile en çok dokuz ay sonra yıkılacağı hadis yorumlarından çok net anlaşılmaktadır. Apo denen İsrail uşağı da Golan tepelerinden İsrail'e kaçarken dalları Taberiyye Gölü'ne doğru uzanan bir dalın altında Hz.Mehdi AS tarafından infaz edilecektir.
Evet Apo Süfyan olabilir. Değilse o zaman Süfyan'a hizmet eden bir uşak olur.Gerçek Süfyan ise Esad'ın yerine oturacak kişidir Allahu Alem.
Bu konuda daha önce yazdığımız iki yazı mevcuttur. Apo'nun Süfyan olabileceğine dair. Bazı özellikleri uymaktadır. Fiziksel özellikleri, rüyaları, yedi bayraklıların desteği, dört ülke ile birden savaşa girmesi (Türkiye,İran,Irak ve Suriye) gibi hususlar Süfyan'a uyan özellikleridir.
Diğer bir güzel haber bizzat Gülen'den geldi. Ve şöyle dedi: "Çok güzel şeyler olacak"
Gözlerimizin önünde cennet vatanımıza yapılanları gördükçe artık güzel olan her haber için "İNŞALLAH" diyoruz.
13 Haziran 2015 Cumartesi
SİYAH SANCAKLILAR (6)
SİYAH SANCAKLILAR (6)
PEKİ SİYAH SANCAKLILAR NE YAPACAKLAR? KİMİNLE SAVAŞACAKLAR? NEREDE? NASIL?
Siyah Sancaklıların ne yapacakları ile ilgili hadis yorumları birbirinden farklı sonuçlar ortaya koysa da aslında hepsi de doğrudur ve çelişki yoktur.
Hadisleri ve hadis yorumlarını yazılarımıza almıyoruz çünkü çok hadis var, çok yorum var. İsteyen takipçilerimiz bu hadisleri ve yorumlarını internetten kolaylıkla bulabilirler.
Ayrıca Gaybi Haberler ve Gaybi Hadisler isimli kardeş bloglarda sadece bu hadisleri okuyabilirler.
Biz doğrudan çıkarabildiğimiz sonuçları paylaşalım.
Bir hadis yorumu Siyah Sancaklıların Horasan’dan çıkıp KUFE’ye geleceğini, orada Süfyan’ın ordusunu yenip Hz.Mehdi’ nin Mekke’den zuhurunu bekleyeceğini anlatıyor.
Başka bir hadis yorumu ise yine Horasan’dan çıkacaklarını ama İlya’ ya kadar (KUDÜS) ilerleyeceklerini ifade ediyor.
Yine başka bir hadis yorumu Siyah Sancaklıların Şam’dan Mısır’a gideceklerini orada ABD orduları ile yedi ay savaşacaklarını belirtiyor.
Siyah Sancaklılar Ordusunun Kahraman Türk Ordusu olduğunu önceki beş bölümde açıklamaya çalışmıştık.
Şunu hemen belirtelim. Bizim araştırmalarımıza göre ÜÇ TANE Siyah Sancaklılar Ordusu var.
Birincisi Kahraman Türk Ordusu’dur.
İkincisi İran vurulduğu anda İran’ın kuzey doğusundan ve Afganistan bölgesinden çıkacak olan ordudur.
Üçüncüsü ise bunlara yardıma gelecek olan ve Maveraünnehirden çıkacak olan Haris Bin Harras’ın ordusudur.
Bu orduların hepsi de düzenli ordular olup, hiç birisi El Kaide gibi terörist gruplar değildir.
Belgesi ise şudur ki El Kaide isteseydi Sudan’dan Sina Yarımadasına geçer ve tünellerden doğruca Gazze’ye geçebilirdi. Hem de silahları ile birlikte. Bu mümkündü ama CIA-MOSSAD’ın izni ve emri ile hareket edenler için BU İMKANSIZDIR.
Gelelim senaryo ile Siyah Sancaklıları anlatmaya:
Kudüs’e gidecek olan Siyah Sancaklılar Kahraman Türk Ordusu’dur.
Kufe’ye inecek olan Siyah Sancaklılar ise İran’ın kuzeydoğusundan çıkacak Siyah Sancaklılardır. Bunlar Horasan, Tacik ve Afgan Türklerinden oluşan ordudur.
Üçüncü Siyah Sancaklılar ordusu ise (Haris Bin Harras'ın ordusu) Kazakistan,Türkmenistan ve Özbekistan bölgesinden Hazar Denizi'nin doğusundan İran'a gelecek, doğudan gelen Siyah Sancaklılar Ordusuna yardım edip onlarla birleşip Kufe'ye inecek Ordudur.
Üçüncü Siyah Sancaklılar ordusu ise (Haris Bin Harras'ın ordusu) Kazakistan,Türkmenistan ve Özbekistan bölgesinden Hazar Denizi'nin doğusundan İran'a gelecek, doğudan gelen Siyah Sancaklılar Ordusuna yardım edip onlarla birleşip Kufe'ye inecek Ordudur.
Şamdan Mısır’a gidecek olan Siyah Sancaklılar ise bu üç ordunun birleşmesinden sonra Hz.Mehdi AS’nın komutasında ABD’nin Ortadoğu’daki son kuvvetlerini Mısır’dan defedecek ordudur.
TABİ Kİ ALLAHU ALEM
SİYAH SANCAKLILAR (5)
SİYAH SANCAKLILAR (5)
HARİS BİN HARRAS VE KOMUTANI MANSUR:
Ebu Müslim huruç ettiğinde; Emevi Orduları çok kuvvetli gelir ve çok zor durumlara düşerler. Öyle ki Ebu Müslim’in bir askerine karşılık on Emevi askeri bulunmaktadır ve daha bu ordudan başka belki on orduları daha vardır.
En zor anlarında Allah CC onlara Maveraünnehir eyaletinden yardım için bir ordu gönderir. Ordu Harezm Şahı Mehmet Şah’ın Ordusudur.(O zaman dağınık halde olanTürk Beylerinden birisi. Harezm Bölgesi bugünkü İran’ın kuzeyi, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan bölgesini içine alan bölge. Maveraünnehir ise Harezm bölgesine ilaveten Kazakistan’ın güneyini de içine alıyor.)
Ve başında bileği bükülmez zamanın dünyaca en ünlü pehlivanlarından Mızrab-ı Cihangir adında bir komutan bulunmaktadır.
Mızrab-ı Cihangir yetişince savaşın rengi değişir ve Ebu Müslim’in Orduları önlerine kim gelirse yenmeye başlarlar.
Şu Allah’ın CC işine bakınız ki hadis yorumlarında Hz. Mehdi’ nin AS askeri olacak Siyah Sancaklılara yardıma gelecek olan ordu da Maveraünnehir’ den gelecektir. Haris Bin Harras’ın ordusudur. Ve başındaki komutan Mansur ayrıca övülmektedir.
Yani Haris Bin Harras (Arslan oğlu Arslan demek),Ebu Müslim döneminde Mehmet Şah’ı temsil ediyor.
Mansur ise O’nun bileği bükülmez komutanı Mızrab-ı Cihangir’i temsil ediyor.
Peki Siyah Sancaklılar ikinci defa kılıçlarını çektiğinde yardıma gelecek olan Haris Bin Harras ve komutanı Mansur kimler olabilir?
Şunu hemen söyleyelim ahir zaman şahısları Hz.Mehdi AS, Şuayb Bin Salih, Temimli Sarışın Genç, Haris Bin Harras, Komutanı Mansur gibi kişiler zuhur etmeden kim oldukları anlaşılamaz. Allah CC tarafından gizlenmiş.
Ancak Haris Bin Harras’ın Maveraünnehir’ den ordusunu göndereceği hadis yorumlarında geçmektedir ve o bölgede bugün Kazakistan (Güneyi), Özbekistan ve Türkmenistan bulunmaktadır.
Yani isimlerin kim olduklarını bilemeyiz ancak şunu net olarak söyleyebiliriz ki Siyah Sancaklılar olan Kahraman Türk Ordusu’na yardıma gelecek olan Ordu da yine TÜRK’tür, TÜRK ORDUSUDUR.
Mehmet Şah da öyleydi ve komutanı Mızrabı Cihangir de Türk’tü. Ordusu da Türk Ordusuydu.
PEKİ SİYAH SANCAKLILAR NE YAPACAKLAR? KİMİNLE SAVAŞACAKLAR? NEREDE? NASIL?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)