14 Ekim 2014 Salı

IŞİD'İN GÖREVLERİ

IŞİD'İN GÖREVLERİ




ABD, İNGİLTERE VE İSRAİL; IŞİD'E AŞAĞIDAKİ GÖREVLERİ VERMİŞLERDİR:

FRANSA VE  ALMANYA İSE BU OLAYLARDA ÇOK ETKİLİ DEĞİLLER VE KENDİ KAMUOYLARINI "YAKIN TAKİPTEYİZ, HER ŞEY KONTROL ALTINDA" GİBİLERDEN KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR.


IŞİD'E VERİLEN GÖREVLER İSE ŞUNLAR:


BAĞDAT'TA:

SÜNNİ,Şİİ SAVAŞI ÇIKARIP TÜM ORTADOĞU' YA YAYMAK 


SURİYE'DE:

ESAD'I DEVİRİP İRAN'IN İLERİ KARAKOLUNU YOK ETMEK


MUSUL'DA:

MUSUL'U IRAK'TAN KOPARIP BARZANİ' YE BAĞIŞLAMAK SONRA DA BARZANİ'DEN ALIP İSRAİL'E VERMEK


KOBANİ'DE:

TÜRKİYE KÜRTLERİNİN TAMAMINI PKK'LI YAPMAK VE TÜRKİYE'DE İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK


GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ ABD,İNGİLTERE VE İSRAİL BU BÖLGEYİ İNSANSIZ OLARAK İSRAİL'E VERMEK İSTİYORLAR.

DECCAL'İN YOLCULUĞU

DECCAL'İN YOLCULUĞU




Deccal; Hz.Peygamber SAS Efendimizin Asrı Saadetinde hayatta idi.Bununla ilgili uzun bir hadis rivayeti var.Şöyle ki:

Sahabe Efendilerimizden RA bir grup, bugünkü Cidde civarından sandalla denize açılıyorlar.Denizde kayboluyorlar ve bir adaya çıkıyorlar.O adada Deccal ile karşılaşıyorlar ve onu zincirlerle bağlı halde görüyorlar.Ve Deccal ile uzun bir konuşma yapıyorlar. Bu hadis internetten okunabilir.

Bu konuyu anlatan başka hadisler de var ve açıkça Hind Okyanusunda bir ada olduğu rivayet ediliyor.

Deccal ahir zamanda çıkacağına göre şöyle bir sonuç çıkıyor. Demek ki Deccal en az bin dört yıldan beri yaşayan bir varlık. Tabi insan olması düşünülemez, eğer Cenab-ı Mevla Deccali de Sahabe Efendilerimize ibret olsun diye maddi alem haricinde göstermemişse. Allahu Alem.

Yani Deccal bir insan ise Cenab-ı Mevla Sahabe Efendilerimize onu maddi alemde değil manevi alemde  göstermiş olmalıdır. Çünkü beşeri bir insanın bin beşyüz yıl yaşaması maddi olarak mümkün değil. Allahu alem.

Eğer Deccal maddi olarak gösterilmişse o zaman da beşeri bir insan değil belki bir CİNNİ varlık olabilir Allahu alem. Çünkü Cinler beşbin yıl bile yaşayabiliyorlar dini kaynaklarımıza göre. 

Deccal konusunu zamanımız alimlerinden en güzel anlatan kişi Şeyh İmran Hüseyin'dir. Yine önceden söyleyelim Şeyh İmran Hüseyin Endonezyalı bir alimdir ve Suudi Arabistan'da hapis yatan selefi bir alimin talebesidir.Bu kendi ifadesidir. Yani selefi akımdan etkilenmiş bir sünni alimidir.
Türkiye ve Türkler hakkında olumsuz görüşleri vardır.

Bunu bir parantez ile açıverelim: 

Şeyh İmran Hüseyin'e göre İstanbul hiç fethedilmemiştir ve ilk defa Hz.Mehdi AS fethedecektir.Yani Fatih Sultan Mehmet Han'ın kutlu fethini fetihten saymıyor ve İstanbul'un o fetih ile İslam olduğunu kabul etmiyor. Birinci yanlışı budur.

Yanlışının sebebi ise Şanlı Türk tarihinin alimlerinden, evliyalarından habersiz oluşudur. Akşemseddin'in kim olduğunu bilmiyor.Mevlanalardan, Yunuslardan, Ahmet Yesevilerden, Emir Sultanlardan haberi yok. 

Hemen bu yanlışını ispat ile düzeltelim:

İstanbul'un fethi ile ilgili hadisler iki gruptan oluşuyor. 
Birinci grup hadisler Hendek savaşı esnasında Hz.Peygamber SAS Efendimizin söylediği hadisin rivayetleridir ki bu hadis İstanbul'un Fatih sultan Mehmet tarafından birinci fethini müjdelemektedir. "Ne güzel komutan ne güzel asker" şerefini hediye alan Hz.Fatih ve Türk Ordusudur.

İkinci grup hadisler ise İstanbul'un Hz.Mehdi AS tarafından fethedileceğini müjdeleyen rivayetlerdir.
Ama bu rivayetler İstanbul'un şu an için İslam olmadığını Hz.Mehdi AS fethedince İslam olacağını anlatmıyor. İstanbul zaten 1453 den beri İslamdır elhamdülillah. Kastedilen şey ahir zamanda Rusların İstanbul'u altı ay süreyle işgal edecekleri ve Hz.Mehdi AS'ın silah kullanmadan tekbirlerle kurtaracağı olaydır.İşgal olduğu için bu da fetihtir.

İspat için bir de Akşemseddin Hz.ile ilgili parantez açalım:

İstanbul'un fethi esnasında bazı Osmanlı alimleri de şeyh İmran Hüseyin gibi düşünmüşler ve İstanbul'u Hz.Mehdi AS fethedecek, biz alamayız, vazgeçelim teklifinde bulununca Akşemseddin Hz.leri İstanbul'un iki defa fethedileceğini birincisini Mehmet'in ikincisini ise Hz.Mehdi AS'ın yapacağını müjdelemiş ve fetih için Fatih'e azim vermişti.

Şeyh İmran Hüseyin'in yanlışları bunlardır ama Deccal konusunu en güzel o anlatıyor.

Kısaca, Deccal'in İngiltere'de olduğunu ve 1920 li yıllara kadar bin yıl İngiltere'de kaldığını ve İngiltere' yi güneş batmayan İmparatorluk yapanın da Deccal olduğunu söylüyor.1920 li yıllarda yani 1.dünya savaşından hemen sonra ABD'ye gittiğini ve bu sefer ABD'yi dünyanın süper gücü yaptığını buradaki görevinin de 2001 de bittiğini ve şu an İsrail'de olduğunu ve çıkacağı günü beklediğini, Taberiyye Gölünün suyu çekildiği zaman da çıkacağını söylüyor.

Görüşlerinin tamamı hadis yorumlarına dayalı ve hadisleri de açıklıyor.Sadece Deccal'in ilk olarak İngiltere'de oluşu hadislere uymuyor.
Yani "Deccal Hind adasında değil İngiltere'deydi ve sahabe Efendilerimiz de sandalla denizde kaybolduklarında İngiltere'ye çıkmışlardı" diyor.Bu da yanlıştır.Çünkü Cidde' den sandalla denize açılıp,kaybolup hiç bir kara görmeden Akdeniz'e çıkıp,Kıbrıs'ı, İtalya' yı,Tunus'u,Fas'ı hatta İspanya' yı görmeden İngiltere'ye ulaşmak mümkün değildir.

Hadislerde açıkça Hind Adası tabiri bulunmaktadır. Bize göre ise Deccal bir Hind adasındaydı.Ve Sahabe Efendilerimiz de o adada ziyaret ettiler. Ama sonra o bölgenin tamamını sömüren İngilizler de o adaya çıktılar ve Deccal'i onlar da buldular, konuştular ve alıp İngiltere'ye götürdüler.Ve İngiltere'deki bin yılı da böyle başladı Allah-u Alem.

1920 den bin yıl geriye gidersek muhtemelen 920 li yıllarda Allah CC ahir zaman girdiği için Deccali serbest bırakmış olabilir ve İngilizler Deccal'i bulup İngiltere'ye götürmüş olabilirler.Veya kendisi de gitmiş olabilir. ALLAH-U ALEM.

(Britanya gemilerinden oluşan ilk filo, bir ceza kolonisi kurmak amacıyla Ocak 1788'de Botany Körfezi'ne ulaşmıştı.)

HER ŞEYİN EN DOĞRUSUNU ALLAH-U AZİMÜŞŞAN BİLİR.