15 Aralık 2015 Salı

PKK İLE MÜCADELE NASIL YAPILMALI?

PKK'NIN HEDEFİ; KÜRT HALKINI YANINA ÇEKİP, SİLAHLANDIRIP İSYANA TEŞVİK ETMEKTİR.





PKK İLE MÜCADELEDE ATATÜRK'ÜN EMRİ YERİNE GETİRİLMELİDİR.

ATATÜRK " HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR, O SATIH BÜTÜN VATANDIR" DERKEN SADECE MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNİ KAST ETMİYORDU. İŞTE BUGÜNLERİ DE ANLATIYORDU.

PKK ile mücadele güneydoğuda bir mezrada, bir köyde ya da ilçede yapılmaz. İşte Diyarbakır.
Nihai hedeflerine ulaşmak için en büyük mevzidir Diyarbakır. PKK şu anda güneydoğuda Diyarbakır, Batman ve Siirt ile Şırnak arasındaki bölgede alan hakimiyeti kurmak istemektedir. Burada az çok bir başarı elde edebilirlerse orayı tamamen yabancı güçlerle doldurmayı amaçlıyorlar.
Kahraman ordu buna müsaade etmez. 

Ama PKK ile mücadelede bu da yetmez.

PKK ile mücadele Edirne'den Hakkari'ye, Muğla'dan Artvin'e kadar tüm vatan sathında yapılmalıdır. 
Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de (Yarın Eruh'da, bunu da ekleyelim çünkü olacak) Silvan'da Sur'da yani Diyarbakır'da zaten kahramanlar işini yapıyor ve başarılı olacaklar.

Ama aynı başarıya karşılık sivil siyasetin de hatta yasama, yürütme ve yargısıyla tüm devlet kurumlarının da katılması ve askerin başarısını her yönüyle desteklemesi gerekmektedir.

PKK'ya destek olan tüm işletmelere operasyonlar yapılmalı ve delilleri olanlar TMSF'na devredilmelidir.

PKK'ya maddi destek sağlayan yeraltı kaçakçılık örgüleri ve mafya oluşumları çökertilmeli ve tamamı hapse tıkılmalıdır.

Silah,uyuşturucu, sigara kaçakçılığı gibi bütün gayrimeşru işleri PKK'nın yaptığı aşikardır. Bunlara operasyonlar yapılmalı ve kökü kurutulmalıdır.

PKK yanlısı yayın yapanların tamamı kapatılmalı ve sorumluları cezalandırılmalıdır.

Üniversitelerde öğrenci kılığında teröristlik yapanların okullarla ilişiği kesilmeli ve yargı önüne çıkarılmalıdır.

PKK'yı çağırıştıran tüm sembol, isim vb görsel malzemeler yasaklanmalı ve propaganda yapanlar cezalandırılmalıdır. 

Eline silah alan PKK'lılar öldürülmeli almayanlar da vatandaşlıktan çıkarılmalıdır. Bindirilsin gemilere gönderilsin Avrupa'ya. Bakınız o kadar çok sevdikleri PKK'lıları Akdeniz'in ortasında ne yapıyorlar? Suriye'li masum mültecilerin sandallarını kasten batıranlar PKK'lıları herhalde şekerle karşılamaz.

YDGH örgütünü tamamen devletin insancıl yaklaşımları büyüttü. Toleranslar terörist üretti.Önce Tomalara karşı taş attılar, sonra molotof. Baktılar ki bir şey diyen yok.(Demirtaş bunu nasıl ifade etmişti: "Korku duvarını yıktık" diyerek.) Şimdi hepsi asker polis katili silahlı terörist oldu.

Askere, Polise taş, molotof atanlara da VUR EMRİ VERİLMELİYDİ.Ya da yakalanıp vatandaşlıktan çıkarılmalıydı bunlar.

Gelelim terörist elebaşılarına...

TBMM'de HDP gibi arkasını PKK'ya dayadığını açıkça ifade eden bir terör partisinin hala ne işi var?
Teröristler güneydoğuda askere polise pusu kuruyor, operasyon yapmadan bunlar teröristlerin önünde korunak oluyor.

Gittikleri her yerde halkı devlete karşı İSYANA teşvik ediyorlar. Bunlar suç değil mi?

PKK ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi olan tüm partiler (HDP, DBP, kim varsa) hepsi için derhal kapatma davası açılmalı ve tüm teşkilat mensuplarına süresiz siyaset yasağı konularak hapse tıkılmalıdır.

Ya da vatandaşlıktan çıkarılmalıdır. Aksi takdirde bir gün öldürmek zorunda kalabileceğimiz unutulmamalıdır.Çünkü onlar Kürt halkını ayaklandırıp iç savaş çıkarmak ve sokakları kan gölüne çevirmek istiyorlar. Bu son derece açık.Ne bekleniyor?

Bakınız Diyarbakır mezralara, köylere hatta ilçelere benzemez. Orası bir metropol ve dünyanın bütün şerefsiz ajanlarını dahi barındırabilecek kadar büyük bir şehirdir. Demedi demeyiniz.Yarın öbür gün Diyarbakır ili Halep gibi hayalet şehre dönebilir. 

Sadece askerin, polisin yapacağı bir mücadele midir bu?

AKP'nin TBMM'de yeterli çoğunluğu vardır. MHP de böyle bir konuda tam destekle yanındadır.CHP de yarın Diyarbakır'da olaylar biraz daha artınca tam destek verecek. O halde beklemenin faydası değil zararı var.

Yasama,yürütme ve yargı Askere ve polise kendi icraatları ile tam destek vermeli.Zamanı geldi fazla geç olmadan "hattı müdafaa değil sathı müdafaa" emrinin gereği yapılmalıdır.

Hadis yorumlarında sayılan yerler zaten şu an olaylı yerlerdir.Silopi, Cizre, Nusaybin, Diyarbakır. O kadar geçiyor zaten. Burada bitirelim İnşallah.

HAZIR MISIN TÜRKİYE'M ?

BİR YIL ÖNCE YAYINLADIĞIMIZ YAZIDAN BUGÜNE NELER OLMUŞ, NELER DEĞİŞMİŞ?

HAZIR MISIN TÜRKİYE'M?




ATEŞ ÇEMBERİ DARALIYOR.

Mısır yönetimi Kıbrıs Rum kesiminin Akdeniz'deki arama çalışmalarına destek verdi.
İsrail,Rum Ordusu ve Yunan Ordusu Kıbrıs Rum bölgesinde gizli bir tatbikat yaptı.
Rumların aramalarından her an sonuç alınabilir. Donanmamız angajman kurallarını uygulama yetkisine sahip.

Suriye Ordusu Halep'i kuşattı. Türkiye için Halep'ten her an çok kötü haberler gelebilir.

ABD,IŞİD'i imha etmeye başladı.(Peşmerge Kobani'ye gelene kadar imha etmemiş"Bombalıyoruz" diye yalan söylemişti. Musul her an Barzani'ye terk edilebilir.ABD havadan IŞİD'İ temizliyor, cesetlerle dolu boş beldeye PKK,PYD,Barzani giriyor ve "zafer" naraları atıyorlar.

Güneydoğudaki ilçelerimizde PKK, mahalleleri ele geçirip "özerklik" ilan ediyor. Okmeydanı'ndaki eylemlerine ise hiç ara vermedi.Cemil Bayık darbe veya ayaklanma bekliyor.

IŞİD köşeye sıkıştı, Musul Barajını patlatmak üzere. Barzani Musul'a girmek üzere.
Irak Ordusu toparlandı ve IŞİD'e karşı savaşarak savaş yapmayı öğrendi. Musul'u Barzani'ye bırakmayacakları kesin.

İsrail, Mescidi Aksa'ya girdi.Amacı mescidi yıkıp yerine Süleyman Tapınağını yapmak. Deccal'in ancak tapınak yapıldıktan sonra çıkacağına inanıyorlar. Esas yıktırmak isteyen de ABD'li Yahudiler. Yani Deccal ile doğrudan görüşen birincil uşaklar.(Rockefeller, Rothschild)

İsrail'in güneyinde güvenliğini SİSİ sağlıyor ve Gazze'ye giden tünelleri tek tek imha ediyor.Suud Kralı Netenyahu ile gizli görüşmeler yapıyor.(İran'a karşı)

Rusya, ABD'nin hamle yapmasını teyakkuzda bekliyor. ABD'de ise Obama otoritesini kaybetmiş durumda.Artık Deccal'den doğrudan emir alan Yahudiler söz sahibi.Ve Suriye'nin işgalini istiyorlar.

Obama bu bağlamda Irak'a 1.500 asker göndermek zorunda kaldı.Daha da göndermesini isteyecekler ama İran, Irak yönetimi ile engelleyecek.

Yine ABD'den bir işaret fişeği daha fırlatıldı. IŞİD, Pakistan'a girdi. Pakistan'da Sünni-Şii iç savaşı çıkarmak için El Kaide'yi kullanan ABD El Kaide (Tıpkı Rasulayn'da başarısız olduğu gibi) başarısız olunca IŞİD'i Pakistan'a gönderdi. Ama Pakistan'da şu an şuurlu yöneticiler iktidarda.

Azerbaycan- Ermenistan sınırında ise teyakkuz hali devam ediyor.

VE TÜRKİYE SİYASETİ

AKP'den ayrılan tek kişilik parti kuruyor.
Muhsin Yazıcıoğlu soruşturması çözüm bekliyor.
Cemaat soruşturmaları sürüyor.
Başbakan Dersim ayaklanması için "Kerbela" diyor. 
Kılıçdaroğlu da aynı görüşte ve "Ben Dersim'li Kemal'im" diyor.

Bir Parantez: (Güneyde Şeyh Said'i ayaklandıran İngilizlerdi.Tunceli'de Seyid Rıza'yı ayaklandıran da Fransızlar olmuştur. Fransızların Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin hamisi olduğuna bin yıllık tarih şahittir. Bu bir Ermeni ayaklanmasıydı. Bastırılmasaydı Tunceli Ermenistan'a bağlanacaktı. Sayın Başbakanın açıklaması çok yanlıştır. Çünkü Ermeni ayaklanmasının başındaki Ermeni, Hz.Hüseyin RA Efendimize benzetilemez.Yine aynı şekilde o ayaklanmayı bastıran Kahraman Türk Ordusu Yusuf  Haccac denilen şerefsiz ve aşağılık bir adamın ordusuna benzetilemez. Üstelik ayaklanmayı bastırma emrini veren Atatürk de o zaman Yezid olur ki ne büyük bir talihsizliktir.

Peki gerçek nedir? Gerçek şudur:

Kahraman Türk Ordusu; Hz. Hüseyin Efendimizin daha Kerbela'da kanı kurumadan Emevileri çayır biçer gibi biçip Kerbela'nın intikamını Emevilerden alan Horasanlı Ebu Müslim'in Ordusudur. Hz.Hüseyin Efendimizin Kerbela'da "Keşke Türklerin haberi olsaydı" dediği rivayet edilir.) Kapattık parantezi devam edelim:


Bahçeli yine esip gürlüyor "Gaftır" diyor. Ama yarın TBMM'ne bir önerge gelse MHP'nin nasıl oy vereceği bugünden net olarak belli değil.

Ve hemen anketler devreye giriyor. Dikkat ediniz ülkede ne zaman AKP'ye oy kaybettirecek bir gelişme olsa hemen anket yayınlanıyor. Yani "Yok canım,AKP oy kaybetmedi" sonuçları ile AKP'nin oylarını beyinlerde muhafaza etmeye çalışıyorlar. İspatı şudur.

Kardeşim bu anketlerin maliyeti nedir? Yayınlanan denek sayılarına göre milyonlarca lira.

Peki nereden buluyorsunuz bu paraları? Kime satıyorsunuz bu sonuçları da kim ödüyor bu paraları?

Başka söze şimdilik gerek yok.

Demek istediğimiz de şudur:

Evet çember daralıyor.Hem dışarıda hem de içeride.
Hazır mısın Türkiye'm diye sormuşken şunu da ekleyelim.
Sahi ne oldu şu ÇİN FÜZELERİ?

Biz ilk gündeme geldiğinde akibetini yazmıştık.İsteyen eski yazılarımızdan bulabilir.Hiç sapma olmadı.

Bu resim gerçek olacak İnşaallah.



Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir. 

BU MÜMKÜN DEĞİL


"34 İSLAM ÜLKESİ BİRLEŞTİ VE ASKERİ KOALİSYON KURDU" HABERİ DOĞRU AMA BU MÜMKÜN DEĞİL




Çünkü hadis yorumlarına göre İslam Birliği ancak Hz.Mehdi AS tarafından kurulabilir. Kaldı ki bu birliktelik zaten İslam Birliği anlamına da gelmez.

Biraz daha açıklık getirelim...

34 İslam Ülkesinin bir koalisyon askeri birliği kurduğu haberi doğru.Ancak bu; burada kalır ve daha ileri gitmez. 

Bu birliğe önderlik eden Suud yönetimidir.İslam Birliğini kuracak ise Suud yönetimi değil tam tersine Suud yönetimini al aşağı edecek olan Hz.Mehdi AS'dır.

Yani Suudun önderliğinde ya da içinde olduğu bir birlik ile İslam Birliği kurulamaz. İslam Birliği, ilk mücadelesini Suud'a karşı yapacak olan Hz.Mehdi AS tarafından kurulacaktır.

Hz.Mehdi AS Mekke Emiri olduktan sonra Süfyan; ordularını Mekke'ye gönderecek ve henüz varamadan BEYDA'da yere batırılacak. 

İşte ondan sonra tüm dünya Müslümanları bölük bölük Hz.Mehdi AS'ın ordusuna katılacaklar. Hadis yorumlarında insanlar yığınlar halinde, bölük bölük Hz.Mehdi AS'ın Ordusuna katılırlar şeklinde geçmektedir.

Sonuç olarak Suud önderliğinde bir askeri birlik kurulmak istenmiş.Irak ve Suriye'de görev yapması kararlaştırılmış ama bu ordu kağıt üzerinde kalır ve hiç bir icraat yapamaz. Kime göre?

Tabi hadis yorumlarına göre.

En doğrusunu Allah CC bilir.

BU DA YORUMCU

SERKAN YÖNDER İSİMLİ TAKİPÇİMİZİN YAPTIĞI YORUMU MANŞETE ALMAZSAK ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIK YAPMIŞ OLURDUK. O YÜZDEN YAYINLADIK.

KARDEŞLER BAKINIZ SERKAN YÖNDER KARDEŞİMİZ DE BİR TAKİPÇİ VE YORUMCU. AMA BİLGİ VAR, FERASET VAR, STRATEJİ VAR, AHLAK VAR, FAZİLET VAR VE HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ VİCDAN, MERHAMET VE ADALET VAR.

LÜTFEN TAKİPÇİLERİMİZ OKUSUNLAR VE ÖRNEK OLSUN İNŞALLAH.

SERKAN YÖNDER KARDEŞE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ.ALLAH CC NE MURADI VARSA VERSİN İNŞALLAH.

Kardeş yine mükemmel bir yazı. Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin tesbitleri mükemmel. Sizin yorumunuz da öyle. Ancak, bu yazının en can alıcı noktası ve bana göre verdiği en büyük mesaj şu cümlede saklı: "Hafizanallah, bir yanda Allah’tan uzaklaşmış, Peygamber’den cüdâ düşmüş, İslamiyet’e sadece şekil nazarıyla bakan insanlar, diğer tarafta ise, bütün bunları hiç bilmeyen kimseler varsa, böyleleri için fasl-ı müşterekler, ortak paydalar bulmak çok zor olacaktır." Bu sözleri açarsak, şunları söylemek isterim. Cumhuriyetimizin kurucusu, vatanımızın kurtarıcısı, Kurtuluş Savaşımızın önderi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk emperyalistleri yurdumuzdan kovdu. Saltanatı getirecek gücü ve yetkisi varken kendi krallığını ilan edebilecekken, basit anlatımla halkın kendi kendini yönetmesi olan Cumhuriyeti ilan ederek egemenliği şahsına, ailesine değil de millete devretti. O kısacık ömründe 12 sene içerisinde Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş ağır sanayi ve kalkınma hamlesini başlattı. (Bu ağır sanayi hamlesinin Atatürk'ten sonraki tek örneği Erbakan Hocamızın Milli Görüş hareketidir. Ki ona da dış güçler tarafından müsaade edilmedi.)  Eğitimi millileştirdi, eğitim seferberliği başlattı. (Cumhuriyet kurulduğunda okur yazar oranı %7'ydi.) Atatürk mason localarını kapattı. İşte bu son damlaydı. Masonlar tarafından yanlış ilaç tedavisiyle zehirlenerek öldürüldü. İnönü döneminden itibaren sabetayistler, masonlar ülke yönetimini, devleti ele geçirdi. Ne olduysa bundan sonra oldu. Ülke ekonomisi ve eğitim sistemi tekrar bizleri yumuşak lokma haline getirmek üzere emperyalistlere açık hale getirildi.

Sabetayistlerin yaptıkları en büyük zulüm Atatürk'ü putlaştırmaktı. Kemalizm ideolojisini kullanarak İslam'a ve Türkiye'deki dindar müslümanlara baskı yapıldı, İslam'ı yaşamaya çalışan kesim aşağılandı, 2. sınıf vatandaş muamelesi gördü. Bu zulüm 50 yıl devam etti. Baş örtüsü zulmü yüzünden dindar halkın ekseriyeti kız çocuklarını okullara göndermedi. Okula gitmeyen kızlar anne oldu. Bunların çocukları oldu. Bunlar da yeni aileler kurdu. İnançlı fakat cahil, toplum içinde ezilmiş, horgörülmüş, devlet tarafından dışlanmış bir toplum meydana geldi. Başını açarak eğitimine devam eden kızlarımız ise devlet tarafından dışlandıkları için, kamuda kritik mevkilerde görevler alamadılar.

Bu zinciri kıran Türkiye'deki en büyük hareket Fethullah Gülen Hoca Efendi'nin hizmet hareketi oldu. Diğer cemaatler ve tarikatlar bu yarışta çok geri kaldılar. Hizmet hareketi açtığı okullarda çağdaş, bilimi ve fenni en çağdaş ve ileri düzeyde talebelerine öğreten ve aynı zamanda dindar nesiller yetiştirdi. Bu öğrenciler Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, üniversite sınavlarında dereceler yaptılar. Devletin önemli kademelerine geldiler. Bunlar olurken vatana, millete, tarihimize ve kültürümüze ihanet etmediler. Bölücülük yapmadılar. Türkçe Olimpiyatlarıyla Türkiye'nin ve Türklüğün reklamını yaptılar. Dünyanın dört bir yanına açtıkları okullarla adeta Türkiye'nin tanıtımını ve İslamın tebliğini yaptılar. Cemaatın hataları ve yanlışları da olmuştur. Zaten hatasız olsalar bu durumlara düşmezlerdi. Ancak artıları eksilerinden fersah fersah fazladır.

Aslında burada konumuz Atatürk yada cemaat değil. Bunları açıklamamın sebebi İslamiyet Türkiye'de nasıl şekilci olarak yaşanır hale geldi, nasıl şahsi menfaatler için bir araç haline getirildi anlayabilmemiz içindi. Aşağılanmış, cahil bırakılmış, dini konularda hassasiyeti doruk yapmış bir toplum karşısına dinden beslenen, ancak İslamiyeti özde değil, şeklen gösteriş haline getiren AKP hareketi çıkınca yapılan tüm yanlışlar gözle görülmez, kulakla işitilmez, kalbe işlemez, aklın reddettiği bir hal aldı. Bu blogda bazı yorumları okuyorum hayretler içinde kalıyorum. Adam diyor namaz kılsın gerisi önemli değil. Haram da yiyebilir. Hırsızlık da yapabilir bir mahsuru yok diyor. İbadetin makbul olanı gösteriş içinde, kameralar karşısında siyasi rant elde etmek için yapılanı değil, gizli yapılanıdır. Çünkü gizli yapılan ibadet samimidir, menfaatsizdir, tamamıyla Allah'a kullukla alakalıdır, o kadar saf ve temizdir. İşte bu ibadet Cenab-ı Allah'a ulaşır. Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki: 'öyle bir zaman gelecek mescidler dolup taşacak. Ancak içinde mü'min olmayacak' Dikkat edin işte o zaman bu zaman. Kıldığınız namaza, tuttuğunuz oruca, gittiğiniz Hacca güvenmeyin. Unutmayın ki Lut kavmi helak olduğunda içinde 80.000 teheccüd namazı kılan vardı. Maalesef toplumun %50'si bu durumda.

Diğer %50 her ne kadar düşünse, sorgulasa, cahil olmasa da dinle alakaları yok. AKP iktidarından sonra İslam'dan daha da uzaklaşmış. Namaz kılanların, Allah diyenlerin çalıp çırptığını, siyonistler için çalıştığını, BOP (büyük İsrail projesi) için çalıştığını gördükçe, vatanı etnik kimlik ve mezhep bazında böldüğünü gördükçe, ihalelerde adam kayırma, hukuğun siyasallaşması, saltanat sistemine özenti, bütün bunları gördükçe sözde dindar kesimden daha da nefret ediyor, toplumdaki kutuplaşma bıçağın kemiği kestiği gibi derinleşiyor. Bu kesim tekrar müslümanları ezen bir yönetim gelse adeta bayram yapar.

Bu şartlar altında bu millet iflah olmaz. 3. Dünya Savaşına gebeyiz. 3. Dünya Savaşı kaçınılmaz. Ya Rabbel Alemin temizlik yapacak. Lut kavmi gibi kimse kaçamayacak. Çürükler temizlendikten sonra sağlamlar Hz. Mehdi'ye ulaşacak Cenab-ı Allah'ın emri ve izniyle.