29 Haziran 2015 Pazartesi

“KIZMAZSA BAHÇELİ’YE İKİ SORU” SORAN AHMET HAKAN’A İKİ CEVAP

“KIZMAZSA BAHÇELİ’YE İKİ SORU” SORAN AHMET HAKAN’A İKİ CEVAP




İşte Ahmet Hakan'ın Bahçeli'ye yönelttiği iki soru;

SORU BİR: Eğer "Çözüm Süreci", sizin dediğiniz gibi bir çözülme ve ihanet süreciyse... Neden çıkıp da "AK Parti ile HDP koalisyon kursun" diyorsunuz... Bu ikisi koalisyon kurarsa... Çözülme ve ihanetin hızı daha da artmaz mı? Memleketini seven, milliyetçi bir lider, kendi açısından en kötü senaryoyu milletine reva görür mü? Çözülme ve ihanet diye nitelendirdiği bir sürecin önünü açmak yerine, böyle bir sürecin önüne geçmeye çalışmaz mı?
Nedir bu işin izahı?

SORU İKİ: "Saray'la görüşen bir MHP'li varmış, onu arıyorum, tespit edersem partiden atacağım" diye açıklamalar yapıyorsunuz. Hakikaten de varsa böyle bir MHP'li... Ve bu MHP'liyi tespit edip partiden atarsanız... Partinizin milletvekili sayısı 79'a düşecektir... Bu durumda "ana muhalefet partisi" olma durumu, ismini bile telaffuz etmek istemediğiniz partiye geçmiş olmaz mı? HDP'yi ana muhalefet haline getirecek de olsa... O MHP'liyi partiden atar mısınız? Bunu yapar mısınız gerçekten?

CEVAP BİR: Evet “Çözüm Süreci” bir çözülme ve ihanet süreciydi. Ve HDP’ nin barajı geçmesiyle de bu ispat edildi. 

AKP ile HDP koalisyon kurarsa çözülme ve ihanetin hızı artmaz. Tam tersine çözülme ihanet halk tarafından da net olarak görülür ve AKP-HDP Koalisyonu iktidarda kalamaz. Yapılacak erken seçimde de MHP tek başına iktidara gelir. 

Memleketini seven, milliyetçi lider Devlet Bahçeli, bu senaryoyu üç aylık bir kötü senaryo olarak görür ve akabinde de MHP’nin tek başına iktidara geleceğini bildiğinden, milletine tek başına MHP iktidarını ve sorunların kökten çözümünü reva görür. Ve milletine bu şekilde sahip çıkabileceğini düşünür. 

Bu düşünce neticede çözülme ve ihanet sürecinin önünü açmaz, tam tersine bu süreci kökten sona erdirerek kesin çözüm sunar.



CEVAP İKİ: MHP, gelenekleri, ilkeleri ve vazgeçilmez prensipleri olan bir partidir. Kişilerin, koltukların ve onların çıkarlarının korunması için değil sadece ve sadece “Vatan” için siyaset yapar. 

MHP, ülkenin en önemli sorununun dört yanımızı kuşatmış olan ateş çemberi olduğunun bilince ve PKK’nın da tarihinde hiç olmadığı kadar güçlendiğinin farkında olarak, bundan “Açılım Sürecini” dayatan AKP’yi sorumlu tutmaktadır. 

Genel Başkan Bahçeli’nin 7 Haziran gecesi yaptığı açıklamalara rağmen MHP üyesi üstelik de milletvekili olan bir kimsenin Bahçeli’ye rağmen ve haberi olmadan AKP ile kendi başına bir diyaloğa girmesi parti ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. 

Kaldı ki AKP’nin bu girişiminin tek başına iktidarı transfer vekillerle kurmak için CHP ve MHP’ye bir fitne sokmak amacıyla yapmadığı da kesin değildir. 

Ülkeyi sandıktan çıkan koalisyon seçeneğine rağmen hükumetsiz bırakmamak görev ve sorumluluğu da görüşme yapan vekilin haddine değil parti kurullarının yetkisindedir. 

Baykal bile AKP’nin davetine kendi genel başkanını haberdar ederek gittiğine göre MHP' li vekilin şahsi kararıyla gitmesi tam manasıyla bir disiplinsizlik örneğidir. 

MHP’nin Ana muhalefeti HDP’ye kaptırma akılsızlığı (!) gerçekte Ahmet Hakan’ın ilkesizliğidir. İlkesine sahip çıkan ülkesine sahip çıkar. MHP de onu yapmaktadır. Ahmet Hakan'a düşen yüzde 16 oy alan MHP ile yüzde 13 oy alan HDP'nin aynı miktarda vekil çıkarmasını eleştirmesi gerekirdi.  

AKP ile CHP hükumet kursa, HDP de ana muhalefet olsa, MHP açısından değişecek bir şey yoktur. Nasıl olsa MHP açısından üç parti de aynıdır ve üçü de açılımcıdır. 

Bahçeli, bunu 7 Haziran gecesi çarpıcı bir şekilde ilan etmiş ve üçüne birden koalisyon kurma önerisi sunmuştur.

Ahmet Hakan sen müsterih ol. Bundan sonraki seçimde MHP tek başına iktidara gelir ve geleneklerinden, ilkelerinden ve vazgeçilmez prensiplerinden, özellikle de VATAN’ dan, en küçük bir taviz vermeden tüm sorunları kökünden çözer İnşallah.



NOT: Devlet Bahçeli’nin Ahmet Hakan’a cevap vermekten daha önemli işleri olduğunu düşündüğümüzden, hatta muhatap almayacağını bildiğimizden biz yazıverelim dedik.