30 Mayıs 2015 Cumartesi

29 Mayıs 2015 Cuma

YARALI ATIN HİKAYESİ

YARALI ATIN HİKAYESİ



Vakti zamanında kahraman bir savaşçının güzel mi güzel bir atı varmış. Birlikte nice savaşlara gitmişler,nice zaferler kazanmışlar.

Yine o savaşlardan birinde orduları ağır bir yenilgi almış. Kahraman savaşçı da atı da ağır yaralanmış. Savaş yerinde kalakalmışlar.Günler sonra kahraman savaşçı iyileşmeye başlamış, bakmış ki etrafta kimseler yok.Gözleri hemen atını aramış ama atı da görünürlerde yokmuş.

Geldikleri yere de gidemiyormuş zira o savaşı yapmak için çok uzak yerden gelmişler.Ordularından da eser kalmamış. Atını aramaya koyulmuş.Aylar geçmiş bulamamış. Bu arada kendisi de iyileşmiş.

Ve bir gün uzaklarda bir birleriyle savaşan iki ordunun gürültüsünü ve toz bulutlarını görmüş. Yaklaşmış ve yaklaştıkça gürültünün arttığına şahit olmuş.

"Belki de güzel atım onlardadır" diye düşünerek muharebe meydanına iyice yaklaşmış. Bir de ne görsün? Güzel atına bir savaşçı biniyormuş.Orduyu tanımış:

"Bunlar bizi yenen ordu"demiş.
"Atımı almışlar, atım benim her şeyim, canımdan öte, almadan gitmem" demiş.

Hakim bir tepeden "Nasıl alabilirim" diye planlar yaparken bir taraftan da savaşı izliyormuş.
Atına binen savaşçı yere yuvarlanmış ve öldürülmüş.Ama savaşta o kadar çok piyade varmış ki bir diğeri binmiş hemen.

Bu ordu kiminle savaşıyor diye dikkat edince kendi aralarında savaştıklarını anlamış. Bunların hepsi de "Bizi yenenler, birbirlerine düşmüşler" diye mırıldanmış.

Ve savaşın sonucunu beklemeyi düşünürken, atının savaşta ölebileceği aklına gelmiş.
"Acaba ne yapsam" derken uzaktan yeni bir toz bulutu yükselmiş. Bakmış ki başka bir ordu geliyor.Ama büyük bir ordu olduğu anlaşılıyor.Gelir gelmez savaşa girmiş ve her iki orduya birden vuruyormuş.

Önceden bir birleriyle savaşan iki ordudan biraz güçlü olanı dağılmış ve bir kısmı yeni gelenlere katılmış.Tabi atı da o ordunun askerindeymiş.O da düşmüş attan ve bu sefer yeni ordunun başka bir savaşçısı binmiş.

Kahraman savaşçı söylenmeye başlamış.
"Biter mi bunlar ölmekle, öldürmekle" demiş.

Ümitsizlik içinde kara kara düşünürken arkasından bir ses gelmiş:

"Hey yiğit atını o alçakların elinden böyle kurtaramazsın" demiş.

Yiğit arkasına dönmüş, ak sakallı yaşlı bir piri fani duruyormuş.
"Dede sen de kimsin, amacımı nereden biliyorsun?" demiş.

Yaşlı fani:

"Boşver benim kim olduğumu.Buradan ayrıl, onlar savaşa devam etsinler,senin arkadaşların burayı tamamen terk etmediler, şu uzaktaki yüksek dağın arkasındalar.Onlara git ve hiç durmadan iki gün batıya gidin,ordunuzdan kalanlar orada.toparlanın geri gelin.Bunların hepsi de düşmanınız o zamana kadar onlar da zaten dişinize göre kalacaklar.Hepsini de yenersiniz, atını da alırsın." deyince kahraman savaşçı hemen uzaklaşır.

Arkadaşlarına kavuşur,yaşadıklarını anlatır. Çaresiz bekleyen arkadaşlarıyla birlikte iki gün batıya giderler.

Bir de bakarlar ki ordularından kalanlar gerçekten oradalar.Sadece onlar da değil ihtişamlı bir ordu vardır karşılarında. Yeni ordunun geldiğini öğrenirler ve komutanlarına düşmanların durumu hakkında bilgi verirler. 

Beş saat sonra ihtişamlı ordu yükselen toz bulutlarını arkasında bırakarak doğuya hareket eder.
Düşmanı bulmuşlardır.Öyle bir girerler ki düşmana akşama kadar hepsini de kılıçtan geçirirler.

Üç gün sonra.

Kahraman savaşçı atına kavuşmuş ve başkomutanın sağından gitmektedir.  

Başkomutan kahraman savaşçıya:
"Atın gerçekten uğruna ölünecek kadar güzel bir atmış" der. 

"Öyle komutanım" der kahraman savaşçı.

Başkomutan:
"Ama aynı zamanda bize bu zaferi kazandıran da bu güzel at oldu.Onun sayesinde birleştik ve düşmanımızı onun sayesinde bulduk" der.

Kahraman savaşçı: "Çok şükür komutanım" der.


NOT:Hikaye şifrelidir.

AYASOFYA EDEBİYATI

AYASOFYA EDEBİYATI


OKTAN KELEŞ DEĞERLİ BİR ALİMDİR. AYASOFYA YAZISINI AYNEN SUNUYORUZ

Ayasofya Edebiyatı

Edebiyatı bırakın; AYASOFYA’YI, YANİ FETİH CAMİİNİ İBADETE AÇIN!  Akit Gazetesi haber yapmıştı: “Fatih’in laneti Mustafa Kemal’e yağıyor” diye. 77 yıl önce Mustafa Kemal vefat etti. 13 yıldır iktidar  olan Hükümet ise Ayasofya, fetih, Fatih edebiyatı yapıyor. Neden ibadete açmıyor? Bu lanetten payına düşen nedir? Mustafa Kemal mi gelip açacak? Yetki sizde, açın, tutan mı var? Edebiyatı bırakın, kanuna bile gerek yok açmak için…

"Fatih Sultan Mehmet  gemileri karadan yürüttü, biz deniz altından yürütüyoruz" diyorsunuz ya, Fatih Han Ayasofya’yı cami yaptı, sizde açın, bekliyoruz!  Bu cami bizimdir…. Türk milletinin, İslam âleminin malıdır… iki halı, bir imam, bir müezzin yeter. Ya açın ya edebiyatı bırakın! Samimi olun! Şimdi yine her seçim öncesi yaptığınız gibi; “verin oy iktidar olalım, o zaman açacağız” iması ile milleti kandırmayın!

Bize soruyorlar; “Ayasofya’yı açacaklar mı?” diye.  El cevap: Hayır! Bunlar Ayasofya’yı açmaz, öyle bir dertleri yok! Sadece edebiyat, fetih tiyatrosu ile Müslüman Türk’ün gazını alacaklar.13 yıldır olduğu gibi…13 Yıldır yetki sizde niye açmadınız? Sizi tutan mı vardı?

Ayasofya açılacak, ondan şüphe yok ama samimi gerçek Müslümanlar tarafından. Başında da kimin olacağı yazılıdır ilahi muradullahta. Allah o günleri görmeyi nasip etsin.


Oktan Keleş   
HZ. MEHDİ’NİN İSTANBUL’U FETHİ



İstanbul'un fethi hadis yorumlarına göre iki defadır.
Birincisi Sultan Fatih hakkındaki hadistir. Ne güzel komutan denilen kişi Fatih Sultan Mehmet Han'dır.

Bir de ikinci bir fetih geçer ki hadis yorumlarında işte o fetih Hz.Mehdi As'ın fethidir. Bu ikinci fetih birinciyi asla küçültmez. Aksine birinciyi daha da değerli kılar. Şöyle ki ikinci fetih Hz.Mehdi'nin dünya hakimiyetinin ilanıdır ve müminlere büyük müjdedir.Birinci fetih de aynen öyle olmuş ve Osmanlı'nın dünya hakimiyetinin ilanı olduğu tarihe altın harflerle  yazılmıştır.Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ açılmıştır. 


Birinci fetih ikinci fethin de müjdecisi olarak Hz.Peygamber SAS Efendimiz tarafından ayrım yapılmadan övülmüştür.


Ey Türk kardeşim ne mutlu sana ki hem Fatih dedemizin hem de O'nun ordusunda bulunan kutlu dedelerimizin şu an cennette oldukları Hz.Peygamber SAS Efendimiz tarafından bizlere müjdeleniyor.


Bu dedelerimizle gurur duyuyoruz,onların evladı olmaktan onur duyuyoruz.


Bu onuru reddeden ve Yahudi istediği için bu cennet vatanı bölmek isteyenlere alet olanları da biz yine Hz.Peygamber SAS Efendimizin müjdesiyle cehennemin tam dibine göndereceğimizi vaad ediyoruz.


Bu şanlı bayrağın altında yaşayıp da Fatih'i dede bilmeyenin, Hz.Muhammed SAS Efendimizi de Peygamber olarak bilmesi mümkün değildir.Fatih'e ve onun evlatlarına düşman olan Hz.Peygamber'e ve İslam'a düşman olur. Fatih torunları da gafil değildir hesabını mutlaka görür.


İkinci fetih konusuna geçersek:


Büyük Savaş (Melhame-i Kübra) ile İstanbul'un fethi arasında 6 ay vardır. Büyük Savaş başladığında mı yoksa bittiğinde mi dersek doğru sonuca varabiliriz. 

Şöyle ki:

Büyük Savaş başlar ama yıllarca sürerse, savaş 

başladıktan 6 ay sonra fetih mümkün olmaz. Doğrusu, 


Büyük Savaş bittiği andan itibaren (Birinci büyük Savaş, 


Rus Ordusunun yenilmesi) 6 ay sonra İstanbul 


fethedilecektir. Bu ne demektir? Şu demektir:


Ruslar Amik Ovasına inince Türk Ordusu ile savaşa 


tutuşurlar. ABD de Türk Ordusuna yardım için savaşa 


dahil olur. ABD dahil olunca (Bu 3.Dünya Savaşıdır) 


Rusya savaşı yayar ve Avrupa'ya saldırır. Ama aynı 


esnada Amik Ovasındaki savaşı kaybeder. Amik 


Ovasındaki savaş Türk-ABD savaşına dönünce işin 


rengi değişir ve  Rusya fırsattan istifade İstanbul'u işgal 


eder. Ve bu işgal 6 ay sürer. Bu 6 ay içinde Hz.Mehdi AS 


Guta' dan yönettiği İslam Ordusu ile Süfyan'ı da 


öldürdükten sonra Türk-ABD Savaşına müdahil olur ve 


ABD Ordusu tarumar edilir.


Önceki yazılarımızda paylaştığımız bir haber vardı: Bir 

ABD generali Rus Ordusu yenilince “Savaşı Haç 


kazandı” diyecekti ve Türk Generalimiz de “ Vallahi 


İslam kazandı” dedikten sonra ABD generalini alnından 


vurup öldürecekti ya…İşte o generalimizin Hz.Mehdi’nin 


dünyadaki en büyük komutanı olma ihtimali de var 


ALLAH-U ALEM…

Tekerrür eden tarihten bunun bir örneği de vardır şöyle 

ki:

Ehli Beyt’ ten hilafeti Kerbela kanlarıyla alan 

Emeviler’den bu hilafeti yine tarihin gelmiş geçmiş en 


büyük kahramanlıklarından birini göstererek ve Kerbela’ 


nın da intikamını binlerce misliyle hem de delikanlıca 


alarak Abbas oğullarına teslim eden Horasanlı Ebu 


Müslim bir TÜRK’tü.


Hatta şunu anekdot edelim ki:


Ahir zamanda Deccal de Mehdi de üçtür görüşünde olan 


bazı alimler olmuş. (Biz bu görüşe katılmıyoruz) Onlara 


göre 1.Mehdi bu Ebu Müslim, 2. Mehdi Fatih SM Hz’leri, 


2. sü de Beklenen’dir.

Bunu Ebu Müslim’in ne büyük bir Türk olduğunu 

anlatmak için yazdık. Abbasi halifesi Ebu Müslim’i 


(Halkın çok sevdiği Genel Kurmay Başkanı idi Abbasi 


Devletinin) hasetinden zehirleterek öldürttü.


Kerbela’nın intikamını alıp saltanatı kendilerine teslim 


eden Ebu Müslim’i kalleşçe öldürdükleri için Abbasileri 


devirmek Selçuklulara; Hilafet saltanatını Türk’e teslim 


etmedikleri için de İstanbul’un fethi Fatih’e nasip 


olmuştur.(Çünkü Araplar saltanata sarıldıkça Türklerin 


saltanatla hiç işleri olmamış ve sadece kafirlerle 


savaşmayı iş edinmişlerdi.)


Türk’ deki Ehli Beyt sevgisi Arap’ da yok vesselam..


Yani Ehli Beyt başka, Araplar başka. Ehli Beyt Arap’dan 


değil desek; Türk’e yakışır Türk, desek yerinde bile 


olabilir.


Ehli Beytin dışındaki Araplar hep yanlış işler yaptılar, 

yapmaya da devam ediyorlar.



Buradan şu sonuçlar çıkarılabilir:

Türk-Rus harbi iki buçuk yıl sürecek kalan 6 ay da 


Hz.Mehdi AS'ın desteğiyle ABD Ordusu telef edilecektir. 


Yani Ruslarla 2,5 yıl, ABD lilerle 6 ay savaşacağız. 


Çünkü Melhame-i Kübra üç yıl sürecek.



ABD Ordusu yenildikten sonra Hz.Mehdi AS derhal 


İstanbul'un Rus işgalinden kurtarılması için İstanbul'a 


hareket emri verecek ama bu iletişim çağında Rus 


Ordusu Hz.Mehdi'nin Ordusu İstanbul'a varmadan 


kendiliklerinden korkup kaçacaklardır. Ve Hz Mehdi AS 


İstanbul'u savaş yapmadan tekbirlerle bu şekilde feth 


edecektir. Aslında bu fetih tamamen bir "kutsal 


emanetleri teslim alma seremonisi" olacaktır. ALLAH-U 


ALEM

Buradan şu sonuçlar da çıkarılabilir:

ABD bu savaşta Türk Ordusu’nun yanında olacağına 


göre hala NATO üyesi olacağız sonucu çıkar ve Şanghay 


vs söz de kalır. 



Ayrıca Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak isteyen siyasi 

iradenin akibetinin de iyi olmayacağı sonucu çıkar.

Yani ABD, Amik Ovası’ nda Rus Ordusu yenilip Türk 


Ordusu ile savaşa tutuşuncaya kadar bu ülkede söz 


sahibi olmaya devam edecek, borusu ötecek sonucu 


çıkar.

Başka hangi sonuç çıkar? Cemaat- AK Parti savaşında 


ABD kimin yanında olacaksa o kazanacak sonucu çıkar. 


Ya da kazanacak olan kim ise “ABD de onun 


yanındaymış” sonucu çıkar. 

ALLAH-U ALEM



İstikbal bizimdir, amaç uyarmak, tedbire zorlamak ve 

bizim olacak zaferin bedelini en aza indirmektir 


İNŞALLAH.


NOT:YAZI 15 ŞUBAT 2014 DE YAYINLANMIŞTI.ÖNEMİNE BİNAEN YENİDEN YAYINLANDI.

28 Mayıs 2015 Perşembe

YENİ BİR "GEZİ'NİN" AYAK SESLERİ GELİYOR

İSTANBUL, ANKARA VE İZMİR'DE YENİ BİR GEZİ EYLEMİ OLABİLİR



Malum gezi olayları Sol kesim ile gizli PKK'lıların birlikte yaptıkları bir eylemdi. TÜSİAD'ın da bu olayları desteklediği iddia edildi. 

Son günlerde büyük fabrikalarda işçi grevleri yaşanıyor. Genellikle TÜSİAD'a ait fabrikalar.Otomotiv ve enerji sektörünün Metal ve Petrol sendikaları işçileri.

Kuran-ı Kerim'de Nuh Tufanı farklı yerlerde şöyle beyan edilir:

Allah CC gökleri açtı ve göklerdeki sular yoğun bir şekilde yağmaya başladı.Hiç durmadan bardaktan boşanırcasına yağmaya devam etti.

Sonra Allah CC yerlerdeki suları dışarıya kaynattı.Ve çeşitli yerlerden kaynak suları yeryüzüne fışkırmaya başladı ve hiç durmadan devam etti.

Göklerden inen sularla yerlerden çıkan sular birleşerek sellere, göllere,denizlere dönüştü.Denizler de kabardı ve bu sular TUFAN'ı getirdi.

Bunu niçin yazdık?

Elbetteki büyüklük,hacim ve şiddet açısından mukayese edilemez. Bundan Allah'a sığınırız.

Ama tufanın büyüme şekli bakımından bu olaylar da da benzerlik var. Her gün ayrı bir işçi sendikası işveren sendikasıyla ayrışıyor ve işçiler ayrı ayrı yerlerde grev yapıyorlar. 

Ya bu işçiler birleşirlerse ve Siyasi Partilerin siyasi çıkarları için yönlendirmelerine uyarlarsa ne olacak?

PKK ise zaten sürekli hazır bekliyor ve batı illerindeki PKK'lılar böyle bir kargaşa ortamında ortalığı daha da karıştırmak için solcu vb kılıklarla (PKK'lı olduklarını belli etmeden) meydana çıkıyorlar.

Üstelik işçiler gibi masum sokak gösterisi de yapmıyorlar.Her şeyi yakıp yıkıp, provoke edip ortalığı savaş meydanına çeviriyorlar ve masumiyeti de yok ediyorlar.


İşte bu görüntüler bize yeni bir gezi olayı yaşanabilir dedirtiyor. Her şey galiba 7 Haziran'a bağlı.

Grev hakkı; işçilerimizin demokratik yasal sistemde haklarını aramanın bir yöntemi olarak tanımlanmış. Ancak bu grev hakkının anayasal düzeni bozmak amacıyla kullanılmasına ve provoke edilmesine mutlaka engel olunmalıdır.Bu vatan bizimdir.

Şunlar yapılabilir:

Grev yapan işçilerimizin yasal haklarını kullanmaları mekan olarak çalıştıkları işyerleri ile kısıtlanmalı ve başka yerlerde grev ve gösteri yapmaları huzur ve istikrar için önlenmelidir. Her işçi kendi fabrikası önünde grevini yapmalıdır.

Hükumet seçim atmosferinde işçilerimizi unutmamalı ve işçi işveren uyuşmazlıklarında uzlaşmanın sağlanması için rehavete kapılmamalı, ilgisiz kalmamalıdır. Uzlaşma için çalışmalıdır.

Şeyh Abdullah Dağıstani Hazretlerinin Türkiye'de ahir zamanda komünist darbe olacağına ve üç ay ülkeyi yöneteceklerine dair ifşaatı bulunmaktadır.

Eğer grev işçileri birleşir ve sol bir devrim yapmak için fırsat kollayanların emellerine alet edilirse ve hükumet de seçim nedeniyle ilgilenmez de ikinci plana atarsa Şeyh Abdullah Dağıstani'nin ifşaatı gerçekleştiğinde de kimse "gafil avlandık" dememelidir. Bu yazının amacı da budur.

27 Mayıs 2015 Çarşamba

TOKİ' YE BİR DE BÖYLE BAKALIM



NOT:Önemine binaen yeniden yayınlanmıştır.

TOKİ, 10.5 yılda 506 bin konut üretmiş.Her evde ortalama dört kişi yaşasa 2 milyon kişiye barınma anlamına gelir.


İşte sorular:


1- 81 vilayete dağıtmak yerine bu 500 bin konut güneydoğu bölgemize yapılsaydı,Suriye ve Irak sınırına yakın bir yerlere 250.000 nüfus barındıracak şekilde dört adet sıfırdan uydu kent kurulsaydı,


2- Bu vilayetlerin en uç noktasındakine 250.000 genç Çeçen aile, ikincisine 250.000 genç Dağıstan Türkü, üçüncüsüne 250.000 genç Uygur Türkü, dördüncüsüne de 250.000 tüm Türk dünyasından karışık Türk aile yerleştirilseydi,


3- Şu an güneydoğu illerinde uygulanan elektrik,su,vergi vb teşviklerden onlarda yararlansaydı,


4- Her biri vilayet yapılıp civar ilçeler o illere bağlansaydı,


5- Devlet yatırımları da o illerden başlasaydı


Acaba ne olurdu ya da ne olmazdı?


1- Kısa vadede üç çocuk ile yüz milyon nüfus teşviğine gerek kalmazdı.


2- Emperyalistlerin Kürt Devleti hayalleri suya düşerdi.


3- Türkiye'nin hem Rusya ile hem de Türkiye dışındaki Türklerle ilişkileri tüm dünyaya korku salacak kadar güçlenirdi.


4- Güneydoğuda tehdit ve tedhiş algılamayan müteşebbisler o bölgeyi ihya ederlerdi.


5- Türkleri enselerinde hisseden güney komşuları Türkiye'nin Dış İşleri Bakanının her sözünü "emir büyük yerden" diye dinlerlerdi.


6- O zaman Esad da bir "defol" sözüyle defolup giderdi.


7- 17 milyon Türk vatandaşı olan İran da bizi biraz daha ensesinde hissederdi.


8- Rusya ile ticaret hacmimiz tek başına dış ticarette bize yeterdi.


YAPMADIK, YAPAMADIK, YAPTIRMADILAR...

SUUD HAVADAN-YEMEN KARADAN

SUUD İLE YEMEN ARASINDA ŞİDDETLİ BİR SAVAŞ ÇIKMAK ÜZERE




Suud yönetimindeki savaş uçakları Yemen'e şiddetli hava saldırıları düzenliyor. Buna karşılık Yemen'deki Husiler ve Ali Abdullah Salih birlikleri de Suud sınırlarını ihlal edip Suud karakollarına saldırıyorlar. 

Suud en son çok şiddetli bir bombalama saldırısı yaptı.Yemen Özel Birliklerinin eğitim alanlarının bombalandığı ve 140 civarında ölü olduğu ajanslara düştü.

Bundan önce de Yemen birlikleri Suud içlerine girerek iki Suud şehrini roket ve top ateşine tutmuşlardı.Bunun üzerine de Suud sınırdaki nöbetçi karakollarını boşaltıp daha içerilere kaldırmıştı. Yani Suud-Yemen sınırı kara savaşına doğru gidiyor.

Yemen birlikleri bugünlerde Suudun bir iki sınır şehrini ele geçirebilirler.

Öteki tarafta Rusya kuzey doğusunda dev bir hava tatbikatına başladı.250 uçak katılıyor.ABD ise Avustralya ve Japonya ile birlikte Güney Çin Denizinde karşı tatbikata başladı.

Ortalık fena ısınıyor. ÇİN, ABD'nin tatbikatından endişe etmediklerini açıkladı.Ama gerilim tıpkı bir lastik gibi sündükçe sünüyor. Birden bire kopacak. Hem Rusya asılıyor hem de ABD. 

Dikkatlerden kaçan bir husus da şu:

Rusya, ABD ile Alaska'dan sınır komşusu.Ve Rusya burada da daha önce tatbikatlar yapmış ve yığınaklarını artırmıştı.

Rusya son yaptığı resmi geçitte sergilediği en büyük füzesinin bir kaç şehri aynı anda yok edebilecek güçte olduğunu açıkladı ve ABD'ye gözdağı verdi.

Irak'da ise IŞİD; Irak'dan Suriye'ye açılan kapıların sonuncusunu da ele geçirdi.Bu da İran'ın Irak üzerinden Suriye'ye yardım yapmasını artık tamamen engellemiş oluyor. 

IŞİD Irak'da intihar saldırılarına devam ediyor.Bugün de otuz kişi öldü.

Fillerin tepişeceği ve çimenlerin ezileceği günler yaklaşıyor.

22 Mayıs 2015 Cuma

HUDEYBİYE ANTLAŞMASI EL KAİDENİN SAPIKLIĞININ DELİLİDİR

EL KAİDE GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN İSLAMI ANLAYAMADIKLARININ VE SAPKINLIĞA DÜŞTÜKLERİNİN EN GÜZEL DELİLİ HUDEYBİYE ANTLAŞMASIDIR.



628 yılında Müslümanlar Hz.Peygamber SAS Efendimiz ile birlikte Mekke'ye Kabe'yi muazzamayı ziyarete karar verirler. Mekke'ye doğru yola çıkarlar.Silahlı ve oldukça kalabalık gittikleri için Mekke'li müşrikler telaşa kapılırlar.Aslında Müslümanlar Mekke'li müşriklere şu mesajı vermektedirler:

"Kabeyi ziyarete geliyoruz.Ya güzellikle ziyaret ederiz ya da zorla ziyaret ederiz.Belki de Mekke'yi de fethederiz".Mesaj budur ve Müslümanlar güven içinde Hudeybiye'ye kadar gelirler.

Mekke'li müşrikler savaşmak istemezler ve anlaşma ile Müslümanları geri döndürmek Kabe ziyaretlerini de bu şekilde önlemek isterler. Hz.Peygamber SAS Efendimiz onların anlaşma tekliflerini reddetmez ve anlaşma maddeleri belirlenerek imzalanır.Müslümanlar Kabe ziyaretinden vazgeçerler. On yıl savaşmama kararı alınır ve Müslümanlar Medine'ye geri dönerler.

Bu durum Medine'den yola çıkarken ne pahasına olursa olsun Kabe'yi ziyaret etmek için kararlı olan sahabelerde biraz kırgınlığa neden olur.Ve Allahu zülcelal ayetlerle Hudeybiye Anlaşmasının yararlarını Kuran'da vahyeder.

Ayetlerin meal ve manasını tam olarak yazamasak da Allah cc affetsin şunları diyebiliriz.

Allah CC, Hz.Peygamber SAS Efendimizin Hudeybiye Anlaşmasını kendiliğinden imzalamadığını ve ilham yoluyla emredildiğini bildirir. Eğer Mekkeli müşriklerle savaşılsaydı o kafirlerin arkalarına bakmadan kaçacaklarını da buyurur.Ama Mekke'de gizli Müslümanların bulunduğunu ve savaşılması esnasında zarar görmelerinin engellenmesi için Mekkeli müşriklerle savaşa izin verilmediğini de Allah CC Kuran'da açıkça beyan eder.

Bir başka yararı da barışın kafirlere değil Müslümanlara zaman kazandıracağını ve gelecekte bu barış ortamından Müslümanların tebliğ yaparak karlı çıkacaklarını müjdeler. İki yıl içinde de bu müjde gerçekleşir ve Mekke öyle büyük bir ordu ile kuşatılır ki Mekkeli müşrikler savaşı göze alamazlar ve Mekke'yi savaşmadan teslim ederler.(Onbin kişi o zaman için büyük bir ordudur)

Bunu niçin yazdık?
El Kaide gibi terör örgütleri var ya cihad yaptıklarını sananlar.İşte onların yaptıklarının Kuran'a göre cihad değil tam manasıyla bir fitne olduğunu ispat etmek için.

Bakınız Allahu Zülcelal İslam Ordusu Mekke'yi zorla da olsa ziyaret edecek güçte iken bile oradaki Müslümanlar zarar görmesinler diye savaşa izin vermiyor. 

Ama bu teröristler kimin zarar göreceği ile hiç ilgilenmiyorlar ve İslam Ülkelerinde yüzbinlerce sivil masum Müslümanın ölümüne (Şehid olmasına) neden oluyorlar.Hem Allah'a isyan ediyorlar hem de "bu cihattır" diyorlar.

Allah'a isyanın adı ne zaman Cihat olmuş? Mekke'de sadece bir Müslüman olsa bile savaşa izin yok.Bunu Bediüzzaman da Risalei Nurlarda çok güzel anlatır."Bin zalim için bir masuma kıyılmaz" der.

Kuran üzerinde çalışma yapıp cımbızla ayetleri seçip Müslüman öldürmeleri için cihatçı yetiştirenler Hudeybiye konusunu anlatan bu ayeti de cihada delil ve teşvik olarak kullanırlar."Siz onlarla savaşmaya karar verdiğinizde kafirler arkalarını dönerek kaçarlar" (Tam yazmam mümkün değil Allah cc affetsin) anlamında ayeti kendi çalışmalarında kullanırlar.

Şimdi karar ve takdir sizin. Müslüman ülkelerde, Müslümanlar içinde, Müslümanları öldürerek, o Müslüman ülkenin yönetimleriyle savaşmak cihat mıdır? Dinsiz bile olsalar ve zalim bile olsalar savaşılsa bile bu şekilde savaşılır mı? 

Allahu Zülcelal "olmaz" diyor.
Resulu ASM "yapmadım" diyor.
Siz ne diyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Bir de Mekke'nin fethi olayında bu işin sağlaması var. Şöyle ki:
İslam Ordusu düzenli ve güçlübir ordu olarak on bin kişiyle Mekke'nin hemen yanında buluna dağların eteklerinde binlerce ateş yapıp konaklıyorlar.Bu onların ihtişamını gösterdiğinden Mekke'li müşrikler savaşmaktan korkarak Mekke'yi teslim ediyorlar.İslam'da esas cihat işte bu.Yani işin sağlaması da bu. Yani öyle güçlü bir ordu ile karşılarına çıkacaksınız ki sizinle savaşmaya cesaret edemeyecekler ve her dediğinizi yapmak zorunda kalacaklar.Siz de savaşmadan istediğinizi almış olacaksınız.Bu da cihadın güçlü ve düzenli ordularla yapılabileceğinin delilidir.Türk Ordusunun yapmaya çalıştığı da budur ve İnşallahu Allahu Ekber başaracaktır. Savaşmak gerekecek sonunda ve o savaşı da kazanacaktır İnşallah.
  Bakınız bugün Arabistan'da bir Şii Cami (Hz.Ali Cami) bombalandı ve Müslümanlar öldürüldü. IŞİD üstlendi.O Müslümanlar terörist miydi? Orası karargah mıydı? Kim öldürdüler? Kime karşı örgütlendiler? Bunların hepsi sapıklıktır.

Evet olayı Işid üstlenmiştir.Gerçekten Işid yapmışsa bunu neden Yemen'de değil de Arabistan'da yapmıştır? O zaman bunda Suud yönetiminin de parmağı olduğu akıllara gelmez mi?

IŞİD'in kendi sitelerinde Yemen'de örgütlenmeye başladıkları yazıyordu.eylem yaptıklarını da söylediler.Ama Arabistan'da örgütlendiklerini açıklamadılar.O halde nasıl doğrudan eylem yaptılar?

Bize göre bu eylemde iki alternatif var:
Birincisi bunu Suud gizli servisi yaptı ve IŞİD'e üstlendirdi. Bunu niçin yapmış olabilir? Kendi ülkesinde hiç kimse böyle bir terör saldırısı istemez. Ya o Şii bölgesine "Akıllı olun yoksaIŞİD'e izin verir hepinizi öldürtürüm" mesajı vermişlerdir.Ya da o Şiilerin güneydeki Suud askerlerinin öldürülmeleri olaylarıyla ilişkileri olmuş olabilir.Yani intikam.

İkinci alternatif ise bunu İran gizli servisi yaptırmış olabilir.Onlar da bir türlü kendi kontrolları altına alıp da silahlandırıp da Suud yönetimine karşı silahlı mücadeleye kaldıramadıkları Şiileri Suud'a düşman yapıp, İran'ın emrine sokmak provokasyonu olabilir.Ama IŞİD üstlendiği için bu ihtimal uzak.

Bunlar tabi üzücü olaylar ve Müslümanlara yazık oluyor ama Suud da illa ki karışmalı ve Hz.Mehdi AS zuhur etmeli inşallah.O açıdan da zamanın daha da yaklaştığını gösteriyor.

DÜŞÜNEN BEYİNLERE BOMBA GİBİ SORULAR

DÜŞÜNEN BEYİNLERE BOMBA GİBİ SORULAR
CESARETİ OLAN CEVAPLASIN


BU YAZIMIZ ÖNEMİNE BİNAEN TEKRAR YAYINLANIYOR. ARTIK BİRAZ DAHA NETLEŞİYOR.

 1)      Siz bir ŞEHZADESİNİZ. Babanız tarafından uzak bir ülkeye resmi ziyaret yapmakla görevlendirildiniz. Maiyetinize bir kaç hizmetçi ile ordunuzu temsilen de bir subay alacaksınız. Yanınıza alacağınız subayı, binlerce subay içinden seçeceksiniz. Çok iyi tanıyıp, hatta iyi arkadaş olduğunuz birini mi yanınıza alırsınız, yoksa kimi verirlerse onunla mı gidersiniz?

 2)      ABD ve Rusya Türkiye’de çıkan ve sahip olan ülkeyi tartışmasız dünyanın tek lideri yapacak bir maden için istila etmek istiyor. Siz de bu ülkenin tek söz sahibisiniz. Türkiye’de birbirleriyle savaşacaklar. Ama bizim onlara karşı koyacak gücümüz yok. ABD kazanırsa ülkemizin başına kendi adamını getirecek, üslerini bırakıp ordusunu da alıp gidecek. Rusya kazanırsa ülkenin başına yine kendi adamını getirecek ama ordusunu da çekmeyecek. Bu durumda siz ABD ile birlikte Rusya’ya karşı savaşmayı tercih ettiniz. Ama ya Rusya kazanırsa? Öyle bir tedbir almalısınız ki ister ABD kazansın, isterse Rusya ama neticede mutlaka TÜRKİYE kazanmalı.
Ne yaparsınız?

a)      Her iki ülkenin gizli servislerine kazandıklarında Türkiye’nin başına getirebilecekleri özelliklere sahip ama EN GÜVENDİĞİNİZ ajanları yerleştirirsiniz. Kim kazanırsa kazansın Türkiye’nin başına getireceği kişi yine gizli bir vatansever olur ve bir gün ülkeyi hak ettiği yere getirir. Böyle mi yaparsanız?
b)      Var gücünüzle ABD’nin yanında savaşa girer, kaybederseniz de “YANILDIK ve KAYBETTİK” der devleti yok mu edersiniz?

 3)      Siz bu ülkenin tek söz sahibisiniz. Yunanistan’ı istila etmek yerine yönetimini ele geçirmek istiyorsunuz. Demokratik bir ülke ve siyasi partiler tarafından yönetiliyor. Halk ise radikal Hristiyan ve Yunan Milliyetçisi akımlarla liberal ve sosyal demokrat politikalara rağbet ediyor. Araştırma yaptırdınız ve Yunanistan’da herkes tarafından Yunanlı bilinen gerçekte gizli Türk olan insanlar var. Onlara siyaset yaptıracaksınız. Öyle bir siyaset yapmalılar ki onların gerçek kimliklerinden kimse şüphe etmesin ve Yunanistan Türkiye’den yönetilebilsin.

a)      Adamlarınızı dört partiye de yerleştirip hepsini de ele geçirmeye çalışır; başarırsanız basını da kripto Türklerle ele geçirir, Hristiyan Parti iktidara gelmişken Batı Trakya Türklerinin dini hizmetlerini genişlettir, Milliyetçi Parti iktidarda iken Kıbrıs ve Ege’de kazanımlar alır, Liberal Parti iktidarda iken ticari tavizler kopartır, Sosyal Demokratlar İktidarda iken de Yunan Ekonomisinin kazanımlarına zarar vermeyi deneyerek Yunan halkının tepkisini mi yok edersiniz?
b)      Yunan Devleti’ne baskı yaparak oradaki Türk azınlığın haklarını artırmak için Uluslararası hukuk kurallarını diplomasi ile sağlamaya çalışır; olmazsa halkı kışkırtır ve savaşarak istila mı edersiniz?

 4)      Siz bu ülkenin tek söz sahibisiniz. Biliyorsunuz ki Türkiye büyük bir savaşa doğru gidiyor. Barış için elinizden geleni yapıyorsunuz ama barış da sizin elinizde değil. Mali disiplin ile büyük hacimli ekonomik kaynaklar oluşturabiliyorsunuz.

a)      Üretilen kaynakları AÇIKTAN; köprü, yol, havaalanı vb. alt yapı harcamalarına gidiyor gibi gösterip GİZLİDEN olağanüstü bir disiplin ile savunma yatırımlarına mı aktarırsınız?
b)      Alt yapısız olmaz der; köprü, tünel, yol, hava alanı, liman yapmaya devam eder, Savunmayı ikinci planda mı bırakırsınız?

c)       Ya da tam tersine savunma yatırımları yapıyormuş gibi birkaç numune Arge ürünü ile halkı oyalar ama gerçekte tüm kaynakları köprü, tünel, yol, baraj vb. alt yapılara mı harcarsınız? 

Soruların cevapları içinde açıkça belirtilmiş ama bir de bu açıdan bakalım istedik.

21 Mayıs 2015 Perşembe

LADİN CIA AJANIYDI.MUHTEMELEN DE ŞU AN HAVAİDE TATİLDE

SİTEMİZE YORUM YAPIP ÜSAME BİN LADEN ŞÖYLE İYİ MÜCAHİD BÖYLE İYİ SAVAŞÇI YORUMLARI YAPILIYOR.

KARDEŞİM BUNLAR MONTAJ MI?ADAM DAHA AFGANİSTAN'A GİTMEDEN ABD'NİN CIA BAŞKANLARIYLA BU RESİMLERİ ÇEKİNMİŞ.

MONTAJ MI BUNLAR?





BUNLARIN HEPSİ DE AYNI ADAM YANİ ÜSAME BİN LADİN







EN ALTTAKİ RESİM 1989 YILINA AİT.ALLAH İÇİN BREZİNSKİNİN KARŞISINDAKİ DEĞİL Mİ?

KANMAYINIZ KARDEŞLER.KANMAYINIZ.BU ADAM O.

CIA NIN KURDUĞU BİR ÖRGÜTÜN BAŞINDA BULUNAN ADAM MÜCAHİD Mİ OLUR? HANGİ KAFİRİ ÖLDÜRMÜŞ? KAÇ TANE KAFİR KAÇ TANE MÜSLÜMAN ÖLDÜRMÜŞ?
PES YANİ..

BAKINIZ ÜSAME BİN LADİN'İN ÖLÜMÜ İLE İLGİLİ ABD BİLGİLERİ GİZLİYOR.HATTA ÖLMEMİŞ DE OLABİLİR VE ŞU ANDA BAŞKA BİR KILIKTA HAVAİDE GÜNÜNÜ GÜN EDİYOR DA OLABİLİR.

EFENDİM EL KAİDE FİLAN YERDE ABD ELÇİLİĞİNE BOMBA ATTI. GÜZEL. ABD'NİN ATTIRMADIĞINDAN EMİN MİSİNİZ.ZİRA O ABD HARL BOR BASKININI DA KENDİSİ YAPTIRMIŞTI.VE 2.CİHAN HARBİNE DE BU MAZERETLE GİREBİLMİŞTİ.

EL KAİDENİN ORTADOĞU'DA ÖLDÜRDÜĞÜ MÜSLÜMANLARIN SAYISI ARTIK SAYILAMAZ HALE GELDİ.

PEKİ NİÇİN İSRAİL'E SALDIRMIYOR?
GAZZE TÜNELLERİ ONLARA YASAK MI?

GAZZE'LİLER HER GÜN DEFALARCA GİZLİ GEÇİŞLER YAPIP HER TÜRLÜ MALZEMEYİ ÇIKARIP SOKABİLİYORLAR.BUNA İRAN'IN İSLAMİ CİHAD'A GÖNDERDİĞİ SİLAHLAR VE FÜZELER DE DAHİL. EL CEVAP?

DUR BEN SENİN YERİNE MAZERETİNİ BULUVERİYİM:
"İSRAİL'E DE SIRA GELECEK."

ÖYLE Mİ? PEKİ NE ZAMAN GELECEK? MÜSLÜMANLAR BİTİNCE Mİ?

ONDAN SONRA ÇIKMIŞ BİZİ ATATÜRK'Ü SAVUNDUĞUMUZ İÇİN SUÇLUYOR.

GURUR DUYARIZ. ATATÜRK ORDUSUNU HANGİ MÜSLÜMAN ÜZERİNE GÖNDERDİ DE HANGİ MAZLUMU ÖLDÜRME EMRİNİ VERDİ? TÜRK ORDUSU ATATÜRK'ÜN EMRİYLE HANGİ MÜSLÜMAN İLİNİ, İLÇESİNİ, KÖYÜNÜ BOMBALADI?

ÜSAME BİN LADEN GİBİ CIA AJANLARI ATATÜRK'Ü YARATAN ALLAH'A KURBAN OLSUNLAR.CIA İÇİN YOK YOLUNDA GİTMESİNLER.