22 Ekim 2015 Perşembe

TÜRKİYE, SURİYE'YE GİRMEMELİ

TÜRKİYE HER NE SURETTE OLURSA OLSUN, SURİYE TÜRKİYE'YE SAVAŞ AÇMADIĞI MÜDDETÇE SURİYE'YE GİRMEMELİDİR.




Esad'ın hayatta kalması Türkiye'nin daha doğrusu AKP'nin Suriye politikasının en başından beri yanlış olduğunu ispat etmeye yetti. Ancak bu durum yani Suriye'deki gelişmelerin şu anda geldiği nokta, Türkiye açısından çok büyük risk oluşturmaya başladı.

Türkiye için Suriye'deki en büyük risk; hayatta kalan Esad üzerinden ABD ile Rusya'nın anlaşmasıdır. Bunu bozacak olan tek şey Esad'ın ölmesidir. 

Hatta ABD veya batı kaynaklı öldürülmesidir. Evet Esad'ın öldürülmesi yani bir suikaste kurban gitmesi Türkiye için şu anda hayati derecede önemlidir. Bize göre ABD bunu bir şekilde yapacaktır.Ve Rusya çılgına dönecektir.

Birinci Dünya Savaşının bir Avusturya prensinin öldürülmesi sonucu çıktığı unutulmamalıdır.

Üçüncü Dünya Savaşı da Esad'ın öldürülmesi sonucu çıkabilir. 

O halde neden Esad'ın ölmesi yararlıdır dedik. Çünkü 3.Dünya Savaşı ABD ile Rusya arasında olur. Ama olmazsa yani ABD ile Rusya Suriye'de anlaşırlarsa; onlar birbirleriyle savaşmasa bile bizim açımızdan tüm dünya ile savaşacağımız bir cihan harbi kapıda demektir. 

O yüzden Esad ölmeli, ABD tarafından öldürülmeli ve ABD ile Rusya savaşmalı ve biz de ABD'nin yanında yer almalıyız. Olay budur.

Ancak ABD, her zamanki gibi taşeronlarıyla iş görmek isteyecektir. Ya bir suikastçı timi ile işi çözecek ya da Suud, Türkiye ve Katar gibi ülkelerin Türkiye'den Suriye'ye girmesini isteyecektir. Şu anda bu bizim için yararlı olmadığı gibi çok ama çok zararlı sonuçlar doğurabilir.

Türkiye'nin ABD ile Rusya birbirine girinceye kadar ki politikası ülkemizin her karış toprağında alan hakimiyetini kesin olarak sağlamak ve ülkemiz içindeki pislikleri bir an önce temizlemektir. 

Bunu acilen yapmalıyız. PKK'ya destek için PYD de sızacaktır. Hatta IŞİD de gönderilecektir.Sınırlarımızı çok iyi kontrol edelim ve geleni indirelim İnşallah. 

Bu aynı zamanda, tamamen gayri nizami harbin koşullarına dönecek olan 3.Dünya Savaşına da çok iyi bir hazırlık tatbikatı olacaktır.

Ama Suriye'ye girmeyelim. Her ne kadar Kahraman Ordumuzun gücünü seyretmek için merakla bekleyen müttefiklerimiz olsa da "Önden buyurunuz" demek daha akıllıcadır.

Suud ve Katar Emirleri ABD uşağıdır, ABD'den izin almadan lavaboya gidemezler.O nedenle her söylediklerini "ABD söyletti" diye değerlendirmemiz gerekmektedir.

ABD, Esad'ı nasıl olsa öldürecek.Öyle veya böyle.Ama biz en önde olmamalıyız.

Ayrıca İsrail'in yapabileceği bir şeytanlığa karşı da uyanık olunmalıdır. İsrail, Türkiye'nin sorumlu tutulacağı bir Esad suikastı yapabilir.Bunu ABD'siz bir Rus-Türk Savaşı çıkarmak için isteyebilir.

Çok kritik dönemlere giriyoruz.Çok ama çok dikkatli olmalıyız. ABD füzesi Rusya'ya düşmeden, Rus füzesi ABD'ye inmeden Türkiye asla tetiğe basmamalıdır. 

Çünkü bu meydan; henüz düşmanın meydana inmediği bir meydandır ve kurşunu sıkan kurşunsuz kalır vesselam.

Allah CC, milletimizin ve devletimizin yardımcısı olsun İnşallahu Allahu Ekber.

BASIN KLAVUZU

BASINI NASIL TAKİP ETMELİYİZ?





Sadece Haber 7 okuyan AKP'li olur. Sadece Ulusal Kanal, Odatv okuyan Perinçekçi;sadece Yeniçağ okuyan Ülkücü; sadece Samanyolu okuyan Cemaatçi olur.

Sadece Sözcü okuyan CHP'li olur.Sadece Rudav okuyan Barzanici, sadece Fırat hba okuyan PKK'lı, sadece Takva okuyan IŞİD' ci olur.Sadece Rastbaher, Medyaşafak okuyan da İrancı olur.  

Yani sadece bir basın sitesini takip eden ve başka hiç bir yere bakmayan aptaldır. En önde gelen aptallar bunlar arasından çıkar. Aşağıdan yukarıya, sağdan sola tamamı ÖNYARGI ile dolar. Düşünemez olur ve mankurtlaşır.

Elbetteki her basın kuruluşunun arkasında bir destekçisi vardır. Yoksa kim para verip, gazete alıp basını ayakta tutabilir?

Hepsinin doğruları da var yanlışları da. Hepsinin aydınlatıcı bilgileri de var, iftiraları da.Akıllı insan hepsini okur, yanlışların arasından doğruları bulmaya çalışır. Yanlışların içinden doğruları bulabilen de zaten yine ülkücü olur. Yeniçağı hiç okumaz bile.

Suriye konulu Önemli bir yazı geliyor birazdan.