22 Kasım 2015 Pazar





ALLAH'IM SEN ZALİMLERİ KAHHAR İSMİNLE KAHREYLE! (AMİN)




VİDEOYU İZLEDİNİZ. ÖNCE BURAYA NASIL GELDİK KISACA YAZALIM.

ABD istedi diye Esad ile düşman olduk. Esad'a karşı savaşmak üzere ABD'nin Suriye'ye gönderdiği muhalefete ABD ile birlikte destek verdik. 

PYD de Esad'a karşı savaşırsa ona da destek verilebilir dedik. Kobani'ye peşmergenin geçmesine izin verdik. Daha neler neler.

Suriye'de yaşayan Türkmenler Türkiye ile Suriye arasında dostluk rüzgarlarının estiği 'Şamgen' dönemlerinde Suriye yönetiminden rahatsız değillerdi. Geçinip gidiyorlardı. Biz bunu o dönemlerde bizzat gözlerimizle gördük. Baba Esad'ın yaptığı zulümleri bir kenara yazdık, unutmadık. Ama çocuk Esad, baba Esad'dan farklıydı ve halkı tarafından seviliyordu.

AKP'nin yanlış Suriye politikası sonucunda Suriye'de zorda kalan Türkmenler çaresiz AKP'nin sorumluluğunda Esad düşmanı bir muhalif oluverdiler. Ve rejim ile savaşan El Kaidecilere katıldılar.

Suriye yönetimine göre onlar devlete isyan eden terörist olarak adlandırılıyor. Dünyanın her yerinde devlete karşı ayaklananlar terörist olarak adlandırılır. Peki Türkmenlerin suçu neydi de bu ateşin içine atıldılar. AKP Esad'a karşı olmasaydı yine de Türkmenler bu duruma düşecekler miydi?

Aynı hata açılım politikası ile Kürt kardeşlerimize yapıldı. Müslüman Kürtler dinsiz PKK'ya düşman iken PKK'lı olmaya zorlandı. PKK'lı sayısında rekor seviyede artışlar gözlendi.

Emekli bir kurmay bunu atasözü gibi sözlerle nasıl da ifşa etmişti ve demişti ki: 
"Türk Ordusu görevini asla ihmal etmedi ve hatasız olarak ve üstün başarıyla görevini yerine getiriyor.Ordunun görevi teröristi yok etmektir. Bunu da yapıyor. Ama ordunun görevi terörizmle mücadele etmek değildir. Terörist sayısındaki artışlara engel olmak ordunun görevi değildir"
 demişti ve son noktayı koymuştu.

Ordu, eğer varsa teröristi yok eder. Görevi budur. Kim terörist olacak, niçin olacak, olsun mu olmasın mı, nasıl engellensin? Bunlar ordunun görevi değildir. Sivil siyasetin görevidir ve sivil siyaset de terörizmle mücadele edeceğim diye terörizme hizmet etmiştir ama kandırıldık diye de itiraf etmek zorunda kalmıştır.

Tıpkı 'açılım politikası' ile Kürtlerin düşürüldüğü durum gibi Türkmenlerin çektiği sıkıntıların sorumlusu da AKP'nin yanlış Suriye politikasıdır. 

Tabi bu politika 7 Haziran seçimleri öncesi dönemine ait bir politikaydı ve o politikalarla bu duruma gelindi.
7 Haziran seçimlerinden sonra ise AKP'nin hem Açılım hem de Suriye politikasında değişiklikler oldu.

Açılım bitti malum.Buzdolabında. Çıkartmak isteyenler de var ama AKP bu oyuna asla gelmemeli. Çünkü kandıranlar da zaten onlardı. PKK falan değil.

Suriye politikasındaki değişiklik ise...
 7 Haziran öncesinde AKP Suriye'de Esad'a karşı olan herkesi ABD ile birlikte desteklerken 7 Haziran'dan sonra ABD'nin istediği herkesi değil sadece kendi çıkarlarımız için desteklenmesi gerekenleri desteklemeye başladı. Suriye'deki Türkmen kardeşlerimiz 7 Haziran öncesi dönemde ayrıcalıklı olarak desteklenmiyordu. ABD hem IŞİD'i hem de Esad'a muhalif kim varsa El Kaide, El Nusra vs vs. hepsini destekliyordu. Biz de müttefiklik gereği yardım ediyorduk.

ABD'nin IŞİD'i kullanarak Suriye'nin kuzeyini Araplardan ve Türkmenlerden arındırma ve temizlenen (!) bölgeleri PYD'ye teslim ederek Kürt koridoru oluşturma planlarında önemli gelişmeler olunca ve Türkmenler de zarar görmeye başlayınca aklımız başımıza geldi.(AKP' nin aklı başına geldi)

EVET YAŞANAN OLAYLAR BUNLAR. YANLIŞIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KARDIR VE ACİLEN ŞUNLAR YAPILMALIDIR:

Türkmen kardeşlerimiz ülkemize getirilmeli ve üç milyon Suriyeliye sahip çıktığımız gibi onlara da sahip çıkılmalıdır. İçlerinde savaşmış olanlar ve savaşabilecek olanlar tekrar gönderilmeli ve Türkmen yurtları korunmalıdır. 

ABD istedi diye değil kendi çıkarlarımız için Türkmenlere ait bölgelerde hakimiyet kurulmalı ve kimse oralara sokulmamalıdır. Esadın gitmesi ya da kalması öncelikli konumuz olmamalı öncelikli konumuz bu bölgelerdeki toprakların savunulması olmalıdır. 

Türkmenlerin yaşadığı topraklar bizim toprağımızdır. Her ne surette olursa olsun gayri nizamı güçler bu bölgelere yerleştirilmeli ama devlet asla işin içinde olmamalıdır. Türkmenlerle birlikte her türlü uçağı, her türlü tankı imha edecek silahlar Suriye'ye sokulmalı ve uçaklar ve tanklar imha edilmeye başlanmalıdır.

Yöneltilen eleştirilere karşı "Gönüllü savaşçılar kaçak yollardan Suriye'ye gidiyorlar" denilmelidir.Bu savaşçılarımızın tamamı en ileri teknolojik savaş eğitimleri ile donatılmalıdır. BBP'liler, MHP'liler gönüllü olarak gitmek istediklerini açıklıyorlar.  Daha önce giden iki bin tırlık yardımların bu gönüllülerden de esirgenmemesi gerekir ki öncekiler de aklansın.

Şunu asla unutmayalım:

Bugün Suriye'de tüm dünya devletleri yakında çıkacak olan 3.Dünya Savaşı için mevzi kazanma derdindedirler. Kürt koridoru da ölmüştür, Kürt devleti de.Ufak hesaplar çok büyük sonuçlar doğurdu ve herkes 3.Dünya Savaşına hazırlanıyor. Hepsi orada ama devlet olarak kendilerini açık etmiyorlar ve taşeronlarla savaşıyorlar.

Taşeronlara karşı savaş, taşeronlarla yapılır ama bizim taşeronumuz yok,  iş başa düşüyor, iş temiz yüreklere, çelik bileklere düşüyor. 

Önceki yazılarımızda Suriye için 3.Dünya savaşının beş yıl önce başladığını ve artık Suriye'nin 3.Dünya savaşını yaşamadan barışa kavuşamayacağını yazmıştık. Barzani için de bu savaşın üç yıl önce başladığını ifade etmiştik. İşte şimdi de Türkiye için aynı şeyi söylüyoruz. Artık Türkiye 3.Dünya savaşı bitinceye kadar açık veya gizli savaşların içinde olacak ve bizim için de başladı.
  
Allah CC, Milletimize ve Kahraman Ordumuza yardım ve inayetlerini daim kılsın İnşallahu Allahu Ekber.

Ve bir uyarı.

Yüksekova'da, Şırnak'da, Nusaybin'de, Silvan'da Diyarbakır'da yaşayan Kürt kardeşlerimizedir.

Gördüğünüz gibi yolun sonuna yaklaşıldı. Türkiye düşmanları sizi İsrail'in çıkarları için aldatmaya çalıştı. Ve biz bu sitemizde sizleri pek çok yazımız ile uyarmaya çalıştık. Tahminlerimiz de doğru çıktı. 

ABD, PKK'yı Türkiye'ye teslim etti. Gidip alıyoruz. PYD için şu an düşünüyor.PYD Rusya tarafına geçmek zorunda ve o da teslim edilecek. O da bitirilecek. 

Barzani kalacak çünkü ABD'nin kayıtsız şartsız yanında duruyor. Barzani'yi de Musul operasyonunda Rusya ve İran ittifakı yok edecek. 

Sakın ama sakın bu yok edileceklere kanmayınız ve Kahraman Ordumuzun yanından ayrılmayınız. Ayrılan yok olacak. Biz görevimizi yaptık.