22 Ağustos 2015 Cumartesi

KKTC DIŞ İŞLERİ BAKANININ AÇIKLAMASINA BAKAR MISINIZ?

"ADADA BULUNAN TÜRK ORDUSUNUN, ADADAN AYRILMASI İÇİN BİR FORMÜL BULUNAMAZ MI" DİYOR.



KKTC'de yaşayan hiç bir Türk "Türk ordusu adadan ayrılsın diyemez, demez"

Bunlar nasıl Türk? Detaya girmeyeceğiz, sadece ilginç bir bilgiyi paylaşalım.

Kıbrıs'a gidenler bilirler. KKTC ile Rum kesimi arasında bir ARA BÖLGE bulunur.
Bu ara bölge de BM askerleri vardır. Güya adada iki taraf arasında yeni bir çatışma çıkmasın diye oradadırlar. Savaş değil çatışma. Yani savaş çıkacak olursa hemen çekilirler.

Çünkü dünyanın her tarafında BM barış güçleri bu amaçla bulunurlar ve savaş tehlikesi olduğunda da oradan ayrılırlar.

Gelelim ilginç bilgiye...

Bu 'Ara Bölge' meskun mahallerde on metreye kadar düşer. Meskun mahalden çıkıldıkça mesafe artar. Elli metre, yüz metre vs. En geniş ara bölge beş km'ye kadar uzar. Orada da İngiliz hava üssü bulunur. Konumuz bu üs değil.Ayrı bir yazı konusu.

BM askerlerinin bulunduğu bu ara bölge ile Türk kesimi arasında tel örgüler ve kısmi barikatlar bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ara bölgenin Rum kesimi tarafında da tel örgüler ve barikatlar bulunması gerekir değil mi? Ama yoktur.

Tel örgüler sadece Türk Kesimi ile ara bölge arasında vardır ama ara bölge ile Rum kesimi arasında yoktur. Türk bölgesine gelip gidişler önceden izin alınarak yapılırken ara bölge ile Rum Kesimi arasında da ilişkiler çok farklıdır.

BM askerleri ile Rum askerleri birlikte yaşarlar. Nöbet kulübelerinde birlikte yer içerler. Tavla oynarlar. Müzik dinlerler. VS.

Bizim nöbet kulübeleri genellikle tek kişilik iken onların nöbet kulübeleri en az on kişiliktir. 

Tespit ise şudur:

BM askerleri adada, Türklere karşı Rumları korumak için bulunmaktadır.

O adada yaşayan ve Türk olduğunu iddia edenler, bunları görmezler mi?

Türk askeri 1974 de oraya, turistik gezi için mi gitti ki "tatil bitti" diyenler bulunuyor. Sizler nasıl Türksünüz? Nasıl Müslümansınız?


Demedi demeyiniz...

KKTC'nin şu anki yönetimi adayı ateşe atmaktadır.

Atarsınız ama şunu bilmelisiniz ki "BİZ ADAYA ZATEN DÖNECEĞİZ.AMA ÖNCE AYRILIP DA SONRA DÖNMEYECEĞİZ.HİÇ AYRILMAYACAĞIZ VE BAŞKA YERDEN DE İLAVETEN GELECEĞİZ" haberiniz olsun.

ÖNCEKİ YAZININ ŞİFRESİ

"CHP'YE HÜKUMET KURMA GÖREVİ VERİLİRSE" BAŞLIKLI YAZIMIZDA BİR ŞİFREDEN SÖZ ETMİŞTİK. İŞTE O ŞİFREYİ AÇIKLIYORUZ.





Alimlerin ifşaatlarında "Ahir zamanda 2000'li yıllarda Türkiye'nin başına Müslümanlar geçecek, on yıl iktidarda kalacaklar ve on yıl sonra zorla iktidardan indirilecekler. Sonra üç aylık bir kaos dönemi olacak.Komünist darbe yaşanacak ve sonra da Müslümanlar tekrar iktidara gelecekler ve artık hiç inmeyecekler" şeklinde geçen bir paylaşım yapmıştık.

Tekrar yazalım bu ifşaat hadis yorumu değildi.Şeyh Abdullah Dağıstani Hazretlerinin ifşaatıydı.Ama Şeyh Abdullah Dağıstani Hazretleri de hadis yorumlarına dayandırarak yorumlamıştı.Ebu Hureyre'nin (Ra) rivayet ettiği hadis yorumlarında da benzer ifşaatlar bulunmaktaydı.

Dikkatimizi celbetmesi gereken şey bu yorumların uzun yıllar önce yapılmış olmasıdır.  

ŞİMDİ GELELİM SIRRA...

2000'li yıllarda Türkiye'nin başına kim geldi? AKP.

Ne kadar iktidarda kaldı? On üç yıl kaldı ve devam ediyor. İndirildi mi? İndirilmedi? Zorla indirme oldu mu? Hayır hiç yaşanmadı.

Peki ifşaatlarda Türkiye'nin başına "hizip" yani parti mi geçecek diyor? Hayır. "Müslümanlar" diyor.

Peki Ebu Hureyre RA zorla indirilecekleri hangi isimle adlandırıyor? Hizip mi? Hayır."Cemaat" diyor.

Peki AKP ile birlikte 2000'li yıllarda kim iktidara geldi? Gülen Cemaati. Kardolaştı. Bunu AKP iktidarında yaptı. 

On yıl sonra ne oldu? Tam on yıl sonra 17/25 Aralık operasyonu oldu ve Cemaatin zorla indiriliş süreci başladı.

Olabilir mi? Takdir sizin.

Şimdi biraz daha geriye gidelim.

28 Şubat 1997 'de Milli Görüş İktidardan indirildi.(Refah-Yol Hükumeti)

İç politikada PKK ile amansız bir mücadele yapılmış ve bitme noktasına getirilmişti.Tamamen bitmesini ise (daima yazdık) hep ABD engelledi. 

Dış politikada İslam Ülkeleri ile D8 kuruldu. İslam Birliği hedeflendi.

(Buradaki noksanlık Türk Birliği kurulmadan İslam Birliği'nin kurulamayacağının anlaşılamamış olmasıydı.Çünkü hadis yorumları Türk Birliği kurulmadan İslam Birliği kurulamayacak diyordu ve bu hiç hesaba katılmamıştı.İşte bu yüzden D8 de işe yaramadı.)

Ekonomide Havuz Sistemine geçilerek cari açık kapatıldı ve ülke bütçesi gelişen bir ülke bütçesine dönüştürüldü.Bütçe açık vermedi. Her şey yolundaydı.

İşçi, memur, emekli,dul ve yetimlerin maaşları adam akıllı iyileştirildi ve bununla da kalınmadı maaşlar dövize endekslendi. Bugün için net asgari ücret 1542 TL, en düşük emekli maaşı da ona yakın oluyor.O da iyi.

Yani her şey güzeldi ve hazine doluyordu.Sonra 28 Şubat oldu.

Rahmetli Erbakan Hoca 28 Şubat'ı ABD'nin yaptırdığını sebeplerinin de yukarıda saydığımız olumlu gelişmeler olduğunu çeşitli ortamlarda açıkladı.

Ve 28 Şubatçıların en güçlü olduğu dönemde AKP kuruldu.O kadar kerametleri olan bir partiydi ki 28 Şubatçılar ve ABD'ye rağmen ülke bazında görülmemiş bir hızda örgütlendi ve 28 Şubatçılar ve ABD'ye rağmen iktidara geldi.

İki yıl içinde Milli Görüş tamamen bitti. Ama Cemaat bitirilemiyordu.Çünkü Milli Görüşçüler belliydi işleri de kolaydı. Ama Cemaat kadrolaşırken çok gizli iş görüyordu. Zamanın bir generali TV proğramında bunu açıkça ifade etmiş ve "Milli Görüş kolay da esas sorun Cemaat,çünkü kim olduklarını bilmiyoruz" deyivermişti. 

Şu işe bakınız ki AKP de 2002'de Cemaat ile birlikte gelmişti.Yani Cemaatin kadroları kimlerse artık AKP de biliyordu. 

Ve on yıl tamamlanınca Cemaat ile ilgisi olan kim varsa hakim, savcı, polis denilmedi.

Oysa Cemaatin ilginç bir özelliği vardı. 

O özellik de Cemaatin tüm tarikatlar ve cemaatlar içinde sayıları çok ama çok nadir olan Atatürkçü bir cemaat olmasıydı. Hatta İslamcılık adına takiyye yapanlar Cemaati Atatürkçü olmakla suçluyorlardı. Atatürkçü olmanın suç olduğu bir ortam (!)

Ey güzel Atatürk! 
Onun bunun uşağı olanlar senin kıymetini ne bilsin? 
Yattığın yerde rahat uyu, hepsi öyle değil bu milletin.

Evet Cemaat Atatürkçüydü ve bu;belki de o cemaat için en gurur verici olaydı. 

Çünkü Atatürk gerçek İslama hizmet için çalışmış ve hurafelere karşı mücadele etmişti.

Bir Müslümanın kılavuzu Kuran ve bilim olmalıydı. İmanlı,eğitimli,kendisini yetiştirmiş,çalışkan ve dürüst bir nesil istemişti. Ve işte o nesli de hurafelerden arınmış bir şekilde cemaat yetiştiriyordu.

Ahir zaman hadis yorumlarına göre cemaatin yetiştirdiği nesil, Hz.Mehdi AS ile Altın Çağı yaşayacak olan ALTIN NESİLDİ.

Atatürk'ün neslini cemaat yetiştiriyordu. Atatürk, Milli Mücadeleyi Anadolu'dan başlatmış, Cemaat de Atatürk'ü örnek almıştı.

Atatürk'ün uygarlık mücadelesini, Anadolu'dan başlayarak yetiştirdiği Türk çocuklarını dünya çapında başarılara ulaştırarak devam ettirmeye çalışıyordu.

Bediüzzamanın "Ahir zamanda medenilere galebe çalmak, icbar ile değil ikna iledir" sözü; Atatürk'ün "Yurtta barış dünyada barış" sözü ile ne kadar da uyuşuyordu.Cemaatin temel metodu da Atatürk'ün işte bu sözüydü. 

Bunu aziz milletimizden önce, ABD gördü.

ABD, ülkemizin ilim ve irfandan yoksun,çıkarcı,gerici ve kendisini yetiştirmemiş, liyakatsiz yobazlar tarafından yönetilmesini teşvik ederken; inançlı, dürüst, bilgili, liyakatli, iyi yetişmiş ihtisas sahipleri tarafından yönetilmesine şiddetle karşı çıkıyordu.

Kısacası ABD, Türkiye'nin gerçek Atatürkçüler tarafından yönetilmesini hiç istemedi.

Atatürk'ü şehit ettikten sonra Atatürkçülük yerine Kemalizmi icat ettiler.Ve "Atatürk dinsizdi" diyerek din düşmanlığı yaptılar. Kemalizm ile yıllarca ülkenin gelişmesini engellediler ve soymaya devam ettiler.Milletin Atatürk'den nefret etmesini sağladılar. Bunların Atatürk ile hiç bir ilgisi yoktu.

Sonra ikinci yarı düdüğünü çaldılar ve bu sefer Atatürk düşmanlığından istifade ederek, milletin Atatürk düşmanlığını kullanarak, çıkarcı, gerici yobazları destekleyip ülkenin önüne onlarla taşlar koydular ve soymaya devam ettiler.

Zaten amaçları ülkenin gelişmesini önlemek ve diğer taraftan da soymaya devam etmekti. 

Şeriat ile yönetilen Suudu da böyle soymuyorlar mıydı? Onlar için iktidarda kalanın kim olduğu değil, ülkenin önüne taş koyup koyamayacağı ve soydurup soydurmayacağı önemliydi. Bu bağlamda Bağdadi bile olurdu.Niçin olmasındı?

Biz görevimizi yaptık.Allah CC sonumuzu hayırlı eyler İnşallah.