27 Ekim 2015 Salı

CUMHURİYET Mİ ? SALTANAT MI?

HZ.PEYGAMBER SAS EFENDİMİZİN ÜMMETİNE BIRAKTIĞI YÖNETİM BİÇİMİ CUMHURİYETTİR. AKSİNİ İDDİA EDEN YALANCIDIR. BİRİNCİ YALANCI İSE YEZİD'DİR.





Cumhuriyet İslam rejimidir. Atatürk Cumhuriyeti ilan ederek İslama hizmet eden tarihin en büyük lideri olmuştur. Cumhuriyet erdemdir.Padişahlık köleliktir.

Cumhuriyet bireylere üstün değer vermek demektir. Saltanat ise bireyleri yok saymaktır.

Cumhuriyet tevazu demektir, saltanat ise kibir. Cumhuriyette yönetenler yönetilenlere eğilir, saltanatta ise yönetilenler yönetenin kölesidir.Hatta Osmanlıda "kulu" bile demişlerdir. Oysa kul sadece Allah'ın kulu olur,kula kulluk edilmez.

Cumhuriyet ilim demektir, saltanat ise cehalet. Çünkü saltanatta; cehalet kaldırılsa saltanat kalmaz.O nedenle insanlar bilinçli olarak cahil bırakılır. Günümüzde diktatörlükle yönetilen ülkelerde de durum böyle değil midir? Halkı kasten cahil bırakıyorlar. Halk uyanırsa değirmenin suyu kesilecek. İşte Afrika ülkeleri.

Padişahlar eteklerini öptürürlerdi. Oysa Hz.Peygamber SAS Efendimiz bırakınız eteğini, elini bile öptürmemiştir. İşte tevazu budur.

Cumhuriyet halkın malıdır, saltanat ise padişahın. Hatta saltanatta haşa halk bile padişahın malıdır.Bu şirktir.

İşte İslam açısından devlet yönetim biçimi:

Hz.Peygamber SAS Efendimiz dünya işlerinde istişareye önem verirdi.Çünkü Kuran'da emredici ayetler vardı.

Yerine HALİFE TAYİN ETMEDİ.

Halife ile vekil arasındaki farkı bile anlayamayanlar "halife tayin etti" dediler.

Hz.Peygamer SAS Efendimiz hastalandığında namazı kıldırması için Hz. Ebu Bekir RA Efendimizi görevlendirdi. Ehli Sünnet "Bak işte gördünüz mü? Yerine Ebu Bekir'i işaret etti" dediler. Oysa Hz.Peygamer SAS Efendimiz Hz.Ebu Bekir'i halife olarak tayin etmedi, namazı kıldırması için yerine imam olarak vekil tayin etti. VEKİL. "İmam vekil"

Medine Müslüman olmadan önce Hz.Musab Bin Umeyr'i RA Medine'ye İslam'ı öğretmesi için gönderdi.(SAS) Musab Bin Umeyr RA Hz.Peygamber SAS Efendimizin ÖĞRETMEN VEKİLİ OLDU. Halife tayin edilmedi. Zaten UHUD'da şehid oldu.(Ra)

Hz.Peygamber SAS Efendimiz Mekke'nin fethinden sonra yeniden Medine'ye döndü ama Mekke'ye hem Vali hem de kadı tayin etti. VALİ VEKİL. VE KADI VEKİL.

Şiiler Hz.Peygamber SAS Efendimizin Gadiri HUM hadisi ile yerine Hz.ALİ RA Efendimizi HALİFE olarak tayin ettiğini iddia ettiler.Ehli sünnet kaynaklarında halife tayin etmedi, bir ilim şehri olarak örnek alınması istendi. Gadiri Hum hadisi ile Sekaleyn hadisi ehli sünnet ile Şiiler arasında farklı yorumlanmaktadır.Açık yazalım.

Ama şu olay da çok anlamlıdır.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz Mekke'den Medine'ye hicret etmeden önce Müşriklerin suikast girişimlerine karşı kendi yatağına Hz.Ali Ra Efendimizi yatırmıştı. Acaba o nasıl bir vekillikti?
Hz.Peygamber SAS Efendimiz yerine ölüme karşı vekil olmak?

Yine Hz.Peygamber SAS Efendimiz Mute Savaşına orduyu gönderirken Zeyd Bin Harise'yi (RA) komutan olarak tayin etti. KOMUTAN VEKİL.

Ve hadis:


«Şayet Zeyd b. Hârise şehid olursa yerine Ca'fer bin Ebu Tâlib ve o da şehid olursa yerine Abdullah bin Revaha kumandan olsun, o da şehid olursa ehl-i İslam içlerinden birini seçsin»

Sonunda ne buyuruyor? "İçlerinden birini seçsin." Cumhuriyet.

Bu hadisi işiten sahabe efendilerimiz o anda hüngür hüngür ağlamışlardır. Çünkü bilmişlerdir ki Zeyd Bin Harise de Hz.Ali Efendimizin abisi Cafer Bin Ebu Talib de Abdullah Bin Ravaha da şehit olacaklar. Sevinenler sadece bu üç büyük sahabe olmuş. (RA) 

Bu hadisin ve Mute savaşının bir başka gaybi müjdesi de vardır. O da şudur ki bu savaşta Allah'ın (CC) kılıcı (Seyfullah) Halid Bin Velid (RA) büyük bir İslam kumandanı olarak zuhur etmiştir. Bu zuhur Allahu alem Selim'in zuhurunu müjdelemektedir.İnşallah ve Allahu Alem.

Gerçek şudur: Halife başka, vekil başka.


Hz.Peygamber SAS Efendimiz yerine pek çok branşta vekiller tayin etmiştir. Hz.Ali Efendimizi ise kendi ailesine vekil tayin etmiştir ama ümmetin başına, devletin başına bir HALİFE TAYİN ETMEMİŞTİR.

Zaten o zaman ki sahabeler Halifeyi halkın geniş katılımı ile seçselerdi yine Hz.Ali Ra Efendimiz Halife olurdu. 

Dört halifenin seçilmesi o zamanın şartlarına göre Cumhuriyettir. Muaviye ile saltanata geçilmiş ve artık gücü elinde bulunduran hiç kimse de bırakmak istememiştir. Ta ki Atatürk'e kadar bu hep böyle süregelmiştir.

Var mı aksini iddia eden? Atatürk isteseydi Padişah olur muydu? Bal gibi olurdu. Acaba niçin olmamış? Cumhuriyet tevazudur.

HER MÜSLÜMAN HZ.PEYGAMBER SAS EFENDİMİZİN VEKİLİDİR.

VE DAHİ HER MÜSLÜMAN ALLAH'IN (CC) YERYÜZÜNDEKİ HALİFESİDİR.

Demek ki halifelik başka vekillik başkaymış.Ancak arasındaki çizgi çok ama çok inceymiş.Çünkü Hz.Peygamber SAS Efendimize VEKİL olamayan, Allah'a da HALİFE olamazmış.

Bir kul olarak ALLAH'ın yeryüzündeki halifesiyiz. Zulmü yok etmek ve Hakkı hakim kılmak her kulun görevi. Hz.Peygamber SAS Efendimize vekil olabilirsek Allah'a (CC) halife oluruz. Aksi halde şeytanın halifesi oluruz. O kadar net.

HİLAFETTE DERECE YOKTUR ANCAK VEKALETTE DERECELER VARDIR.


Her kul Allah'ın aynı derecede halifesidir. Biri birine üstün değildir.Üstünlük takvadadır ve onun da kimde olduğunu kul değil Allah CC bilir.

Vekalet ise derece derecedir.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz de bir insandır ve bir kuldur.O açıdan her insan, her kul Hz.Peygamber AS Efendimizin bir vekilidir. O (ASM) nasıl bir insan olmuşsa, nasıl bir kul olmuşsa hepimiz de O'nun vekili olarak aynı şekilde bir insan aynı şekilde bir kul olma görevimiz vardır. Vekaletin bir derecesi budur.

Diğerleri ise Hz.Peygamber SAS Efendimizin hayatta iken Asrı Saadette bizzat ve bilfiil yaptığı işleri yapanların vekaletidir.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz bizzat namaz kıldırdığı için tüm namaz kıldıranlar onun imam vekilidir. O (SAS) nasıl kıldırdıysa öyle kıldırmalıdır.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz İslamı öğreten, hayatı öğreten bir öğretmendir. Bütün öğretmenler Onun vekilidir. Sahabelerine O (SAS) nasıl öğrettiyse, tüm öğretmenler de öğrencilerine aynen öyle öğretmelidirler.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz ticaret yapmıştır.Tüm tacirler O'nun vekilidirler. O (SAS) nasıl yaptıysa onlar da öyle yapmalılar.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz Hakimlik (kadılık) yapmıştır.O (SAS) nasıl karar verdi ise onlar da öyle karar vermelidirler.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz bir komutandır. Komutanlarımız, O (SAS) nasıl komuta ettiyse aynen öyle komuta etmelidirler.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz bir devlet başkanıdır. O (SAS) nasıl devlet başkanlığı yapmış ise bütün Müslüman devlet başkanları da aynen O'nun (SAS) gibi devlet başkanlığı yapmalıdırlar. Peki öyle mi? Samimi olmak gerekirse batılı devlet başkanları Müslüman devlet başkanlarından daha çok örnek alıyorlar.Sadece "tevazu" açısından bile kıyaslamak yeterlidir.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz bir babadır. O (SAS) çocuklarına nasıl babalık yaptıysa her baba da öyle yapmalıdır. Nasıl komşuluk yaptıysa (SAS) her komşu da öyle komşuluk yapmalıdır.

Unuttuklarımız da olabilir.

Kuran'daki Halifelik tanımı Araplardaki halifelik tanımından farklıdır. Halifelik, Araplardaki halef- selef (Sonraki, önceki) terimleri ile ifade edilemez. Çok daha geniş.

İspatı ise şudur:

Eğer halifelik "sonraki" demekse Yezid de Hz Peygamber SAS Efendimizin halifesi olur, değil mi?
Peki halifesi olabilir mi? Asla. Yezid Yezid'dir.

Konu çok uzun ve açıklamalar yetersiz ama görüldüğü gibi Cumhuriyet İslam rejimidir.

Ama hangi Cumhuriyet?

Son derece medeni, eğitimli bireylerin oluşturduğu bir toplumda; çıkar amaçlı manüplasyonların yapılamadığı ve bireylerin oylarını hiç bir baskı altında kalmadan özgür tercihleriyle kullanabildiği ve oy kullanırken de sadece ve sadece Allah rızası ve toplumun huzur ve refahı için tercih yapabildiği ve seçenlerle seçilenlerin seçme ve seçilme haklarının maddi ve manevi olarak eşit olduğu ve bunun hem anayasal hem de uygulama pratiği açısından güvence altında olduğu cumhuriyet en ideal cumhuriyettir.

Devleti yönetme liyakatı ve hakkı herkesten fazla olduğu halde, maddi imkanlarının yetersiz olması nedeniyle, seçilme hakları anayasal güvence altında olmasına rağmen, pratikte böyle bir güvenin sağlanamadığı bir cumhuriyet de ideal cumhuriyet olamaz. Parası olan düdüğü çalıyorsa onun adı adalet olmaz.

Cumhuriyetten uzak cumhuriyetler maalesef oldukça fazladır. En ideal Cumhuriyet Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyettir. Ancak onun da sistemini tam anlamıyla oturtmaya ömrü yetmemiştir.

Bu gün Atatürk hayatta olsaydı Siyasi Partiler Kanununu yırtar atardı.Çünkü bu kanun anayasaya aykırıdır. Anayasaya göre herkes seçme ve seçilme hakkına eşit derecede sahiptir.Ama siyasi partiler kanunu liderlik sultasına izin vermekte ve liderler kime seçilme hakkı verirse onlar seçilebilmektedir. Oysa Anayasamıza göre kimin seçileceğine liderler karar veremez. Anayasa Mahkemesi ihbara gerek olmaksızın resen bu kanunu iptal etmelidir. 

Şu cümleyle bağlayalım:

Cumhuriyetimize sahip çıkalım.
Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun.