22 Mayıs 2015 Cuma

HUDEYBİYE ANTLAŞMASI EL KAİDENİN SAPIKLIĞININ DELİLİDİR

EL KAİDE GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN İSLAMI ANLAYAMADIKLARININ VE SAPKINLIĞA DÜŞTÜKLERİNİN EN GÜZEL DELİLİ HUDEYBİYE ANTLAŞMASIDIR.



628 yılında Müslümanlar Hz.Peygamber SAS Efendimiz ile birlikte Mekke'ye Kabe'yi muazzamayı ziyarete karar verirler. Mekke'ye doğru yola çıkarlar.Silahlı ve oldukça kalabalık gittikleri için Mekke'li müşrikler telaşa kapılırlar.Aslında Müslümanlar Mekke'li müşriklere şu mesajı vermektedirler:

"Kabeyi ziyarete geliyoruz.Ya güzellikle ziyaret ederiz ya da zorla ziyaret ederiz.Belki de Mekke'yi de fethederiz".Mesaj budur ve Müslümanlar güven içinde Hudeybiye'ye kadar gelirler.

Mekke'li müşrikler savaşmak istemezler ve anlaşma ile Müslümanları geri döndürmek Kabe ziyaretlerini de bu şekilde önlemek isterler. Hz.Peygamber SAS Efendimiz onların anlaşma tekliflerini reddetmez ve anlaşma maddeleri belirlenerek imzalanır.Müslümanlar Kabe ziyaretinden vazgeçerler. On yıl savaşmama kararı alınır ve Müslümanlar Medine'ye geri dönerler.

Bu durum Medine'den yola çıkarken ne pahasına olursa olsun Kabe'yi ziyaret etmek için kararlı olan sahabelerde biraz kırgınlığa neden olur.Ve Allahu zülcelal ayetlerle Hudeybiye Anlaşmasının yararlarını Kuran'da vahyeder.

Ayetlerin meal ve manasını tam olarak yazamasak da Allah cc affetsin şunları diyebiliriz.

Allah CC, Hz.Peygamber SAS Efendimizin Hudeybiye Anlaşmasını kendiliğinden imzalamadığını ve ilham yoluyla emredildiğini bildirir. Eğer Mekkeli müşriklerle savaşılsaydı o kafirlerin arkalarına bakmadan kaçacaklarını da buyurur.Ama Mekke'de gizli Müslümanların bulunduğunu ve savaşılması esnasında zarar görmelerinin engellenmesi için Mekkeli müşriklerle savaşa izin verilmediğini de Allah CC Kuran'da açıkça beyan eder.

Bir başka yararı da barışın kafirlere değil Müslümanlara zaman kazandıracağını ve gelecekte bu barış ortamından Müslümanların tebliğ yaparak karlı çıkacaklarını müjdeler. İki yıl içinde de bu müjde gerçekleşir ve Mekke öyle büyük bir ordu ile kuşatılır ki Mekkeli müşrikler savaşı göze alamazlar ve Mekke'yi savaşmadan teslim ederler.(Onbin kişi o zaman için büyük bir ordudur)

Bunu niçin yazdık?
El Kaide gibi terör örgütleri var ya cihad yaptıklarını sananlar.İşte onların yaptıklarının Kuran'a göre cihad değil tam manasıyla bir fitne olduğunu ispat etmek için.

Bakınız Allahu Zülcelal İslam Ordusu Mekke'yi zorla da olsa ziyaret edecek güçte iken bile oradaki Müslümanlar zarar görmesinler diye savaşa izin vermiyor. 

Ama bu teröristler kimin zarar göreceği ile hiç ilgilenmiyorlar ve İslam Ülkelerinde yüzbinlerce sivil masum Müslümanın ölümüne (Şehid olmasına) neden oluyorlar.Hem Allah'a isyan ediyorlar hem de "bu cihattır" diyorlar.

Allah'a isyanın adı ne zaman Cihat olmuş? Mekke'de sadece bir Müslüman olsa bile savaşa izin yok.Bunu Bediüzzaman da Risalei Nurlarda çok güzel anlatır."Bin zalim için bir masuma kıyılmaz" der.

Kuran üzerinde çalışma yapıp cımbızla ayetleri seçip Müslüman öldürmeleri için cihatçı yetiştirenler Hudeybiye konusunu anlatan bu ayeti de cihada delil ve teşvik olarak kullanırlar."Siz onlarla savaşmaya karar verdiğinizde kafirler arkalarını dönerek kaçarlar" (Tam yazmam mümkün değil Allah cc affetsin) anlamında ayeti kendi çalışmalarında kullanırlar.

Şimdi karar ve takdir sizin. Müslüman ülkelerde, Müslümanlar içinde, Müslümanları öldürerek, o Müslüman ülkenin yönetimleriyle savaşmak cihat mıdır? Dinsiz bile olsalar ve zalim bile olsalar savaşılsa bile bu şekilde savaşılır mı? 

Allahu Zülcelal "olmaz" diyor.
Resulu ASM "yapmadım" diyor.
Siz ne diyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Bir de Mekke'nin fethi olayında bu işin sağlaması var. Şöyle ki:
İslam Ordusu düzenli ve güçlübir ordu olarak on bin kişiyle Mekke'nin hemen yanında buluna dağların eteklerinde binlerce ateş yapıp konaklıyorlar.Bu onların ihtişamını gösterdiğinden Mekke'li müşrikler savaşmaktan korkarak Mekke'yi teslim ediyorlar.İslam'da esas cihat işte bu.Yani işin sağlaması da bu. Yani öyle güçlü bir ordu ile karşılarına çıkacaksınız ki sizinle savaşmaya cesaret edemeyecekler ve her dediğinizi yapmak zorunda kalacaklar.Siz de savaşmadan istediğinizi almış olacaksınız.Bu da cihadın güçlü ve düzenli ordularla yapılabileceğinin delilidir.Türk Ordusunun yapmaya çalıştığı da budur ve İnşallahu Allahu Ekber başaracaktır. Savaşmak gerekecek sonunda ve o savaşı da kazanacaktır İnşallah.
  Bakınız bugün Arabistan'da bir Şii Cami (Hz.Ali Cami) bombalandı ve Müslümanlar öldürüldü. IŞİD üstlendi.O Müslümanlar terörist miydi? Orası karargah mıydı? Kim öldürdüler? Kime karşı örgütlendiler? Bunların hepsi sapıklıktır.

Evet olayı Işid üstlenmiştir.Gerçekten Işid yapmışsa bunu neden Yemen'de değil de Arabistan'da yapmıştır? O zaman bunda Suud yönetiminin de parmağı olduğu akıllara gelmez mi?

IŞİD'in kendi sitelerinde Yemen'de örgütlenmeye başladıkları yazıyordu.eylem yaptıklarını da söylediler.Ama Arabistan'da örgütlendiklerini açıklamadılar.O halde nasıl doğrudan eylem yaptılar?

Bize göre bu eylemde iki alternatif var:
Birincisi bunu Suud gizli servisi yaptı ve IŞİD'e üstlendirdi. Bunu niçin yapmış olabilir? Kendi ülkesinde hiç kimse böyle bir terör saldırısı istemez. Ya o Şii bölgesine "Akıllı olun yoksaIŞİD'e izin verir hepinizi öldürtürüm" mesajı vermişlerdir.Ya da o Şiilerin güneydeki Suud askerlerinin öldürülmeleri olaylarıyla ilişkileri olmuş olabilir.Yani intikam.

İkinci alternatif ise bunu İran gizli servisi yaptırmış olabilir.Onlar da bir türlü kendi kontrolları altına alıp da silahlandırıp da Suud yönetimine karşı silahlı mücadeleye kaldıramadıkları Şiileri Suud'a düşman yapıp, İran'ın emrine sokmak provokasyonu olabilir.Ama IŞİD üstlendiği için bu ihtimal uzak.

Bunlar tabi üzücü olaylar ve Müslümanlara yazık oluyor ama Suud da illa ki karışmalı ve Hz.Mehdi AS zuhur etmeli inşallah.O açıdan da zamanın daha da yaklaştığını gösteriyor.

DÜŞÜNEN BEYİNLERE BOMBA GİBİ SORULAR

DÜŞÜNEN BEYİNLERE BOMBA GİBİ SORULAR
CESARETİ OLAN CEVAPLASIN


BU YAZIMIZ ÖNEMİNE BİNAEN TEKRAR YAYINLANIYOR. ARTIK BİRAZ DAHA NETLEŞİYOR.

 1)      Siz bir ŞEHZADESİNİZ. Babanız tarafından uzak bir ülkeye resmi ziyaret yapmakla görevlendirildiniz. Maiyetinize bir kaç hizmetçi ile ordunuzu temsilen de bir subay alacaksınız. Yanınıza alacağınız subayı, binlerce subay içinden seçeceksiniz. Çok iyi tanıyıp, hatta iyi arkadaş olduğunuz birini mi yanınıza alırsınız, yoksa kimi verirlerse onunla mı gidersiniz?

 2)      ABD ve Rusya Türkiye’de çıkan ve sahip olan ülkeyi tartışmasız dünyanın tek lideri yapacak bir maden için istila etmek istiyor. Siz de bu ülkenin tek söz sahibisiniz. Türkiye’de birbirleriyle savaşacaklar. Ama bizim onlara karşı koyacak gücümüz yok. ABD kazanırsa ülkemizin başına kendi adamını getirecek, üslerini bırakıp ordusunu da alıp gidecek. Rusya kazanırsa ülkenin başına yine kendi adamını getirecek ama ordusunu da çekmeyecek. Bu durumda siz ABD ile birlikte Rusya’ya karşı savaşmayı tercih ettiniz. Ama ya Rusya kazanırsa? Öyle bir tedbir almalısınız ki ister ABD kazansın, isterse Rusya ama neticede mutlaka TÜRKİYE kazanmalı.
Ne yaparsınız?

a)      Her iki ülkenin gizli servislerine kazandıklarında Türkiye’nin başına getirebilecekleri özelliklere sahip ama EN GÜVENDİĞİNİZ ajanları yerleştirirsiniz. Kim kazanırsa kazansın Türkiye’nin başına getireceği kişi yine gizli bir vatansever olur ve bir gün ülkeyi hak ettiği yere getirir. Böyle mi yaparsanız?
b)      Var gücünüzle ABD’nin yanında savaşa girer, kaybederseniz de “YANILDIK ve KAYBETTİK” der devleti yok mu edersiniz?

 3)      Siz bu ülkenin tek söz sahibisiniz. Yunanistan’ı istila etmek yerine yönetimini ele geçirmek istiyorsunuz. Demokratik bir ülke ve siyasi partiler tarafından yönetiliyor. Halk ise radikal Hristiyan ve Yunan Milliyetçisi akımlarla liberal ve sosyal demokrat politikalara rağbet ediyor. Araştırma yaptırdınız ve Yunanistan’da herkes tarafından Yunanlı bilinen gerçekte gizli Türk olan insanlar var. Onlara siyaset yaptıracaksınız. Öyle bir siyaset yapmalılar ki onların gerçek kimliklerinden kimse şüphe etmesin ve Yunanistan Türkiye’den yönetilebilsin.

a)      Adamlarınızı dört partiye de yerleştirip hepsini de ele geçirmeye çalışır; başarırsanız basını da kripto Türklerle ele geçirir, Hristiyan Parti iktidara gelmişken Batı Trakya Türklerinin dini hizmetlerini genişlettir, Milliyetçi Parti iktidarda iken Kıbrıs ve Ege’de kazanımlar alır, Liberal Parti iktidarda iken ticari tavizler kopartır, Sosyal Demokratlar İktidarda iken de Yunan Ekonomisinin kazanımlarına zarar vermeyi deneyerek Yunan halkının tepkisini mi yok edersiniz?
b)      Yunan Devleti’ne baskı yaparak oradaki Türk azınlığın haklarını artırmak için Uluslararası hukuk kurallarını diplomasi ile sağlamaya çalışır; olmazsa halkı kışkırtır ve savaşarak istila mı edersiniz?

 4)      Siz bu ülkenin tek söz sahibisiniz. Biliyorsunuz ki Türkiye büyük bir savaşa doğru gidiyor. Barış için elinizden geleni yapıyorsunuz ama barış da sizin elinizde değil. Mali disiplin ile büyük hacimli ekonomik kaynaklar oluşturabiliyorsunuz.

a)      Üretilen kaynakları AÇIKTAN; köprü, yol, havaalanı vb. alt yapı harcamalarına gidiyor gibi gösterip GİZLİDEN olağanüstü bir disiplin ile savunma yatırımlarına mı aktarırsınız?
b)      Alt yapısız olmaz der; köprü, tünel, yol, hava alanı, liman yapmaya devam eder, Savunmayı ikinci planda mı bırakırsınız?

c)       Ya da tam tersine savunma yatırımları yapıyormuş gibi birkaç numune Arge ürünü ile halkı oyalar ama gerçekte tüm kaynakları köprü, tünel, yol, baraj vb. alt yapılara mı harcarsınız? 

Soruların cevapları içinde açıkça belirtilmiş ama bir de bu açıdan bakalım istedik.