9 Nisan 2015 Perşembe

SUUD UÇAKLARI, İRAN GEMİSİNİ BATIRABİLİR

YEMEN'DE ARTIK HER ŞEY PROVOKASYONA UYGUN HALE GELDİ



İsrail şu anda Arap-İran Savaşı çıkarmak için her türlü planı yapıyordur. Tabi provokasyon planlıyorlar.

Körfezdeki durum buna çok müsait bir hale geldi. Yemen'de ABD,Mısır Savaş gemileri varken iki tane de İran gönderdi. İran, Husilere karşı yapılan dış müdahaleyi engellemekte kararlı.

Arap Koalisyonu da Husileri indirmekte kararlı.Bu savaş demek. İsrail'in istediği de bu ve İran basınına göre İsrail savaş uçakları koalisyona gizliden katılmış durumda. (İran'ın iddiası.) 

Şimdi orada ne olmalı ki Arap koalisyonu ile İran birbirine girsin?

Mısır'ın dışında olduğu Arap Koalisyonuna İsrail güvenmiyor ve "İran Ortadoğu'ya hakim olur" düşüncesinde.

Bu nedenle bir provokasyon olursa bunun bir ayağı mutlaka Mısır'a bulaşır.O da şöyle olabilir:

Mısır savaş gemileri önleme maksatlı İran gemilerine yaklaştırılır.Başlarına ne geleceğini ya bilmezler yada İsrail Sisi'den başkasına bildirmez.(Sadece Sisi bilir)

İran'ın iki savaş gemisi ile Mısır'ın iki savaş gemisi karşı karşıya geldikleri anda Arap Koalisyonu savaş uçakları (yada doğrudan İsrail savaş uçağı) İran gemilerinden birini batırır.Öteki İran gemisinin de Mısır savaş gemisini batırmasına yardım edilir. Batıramazsa o da batırılır.

Mısır'ın da içinde olduğu Arap Koalisyonu ile İran arasında SAVAŞ BAŞLAR.
İsrail de kıs kıs güler.

İki gelişme daha var:

Hamas'tan sonra Filistin Kurtuluş Örgütünün de safını belli etmesiyle birlikte Filistin de tamamen İran'ın kontrolü altına girdi.Hamas yöneticileri Tahran'a gitmişler ve İran ile anlaşmışlardı.Bugün de Filistin Kurtuluş Örgütü Suriye'de Esad ile birlikte hareket edeceklerini açıkladılar.

İkincisi... Mısır'da ve Suudi Arabistan'da Şiiler ayaklanma hazırlığı yapıyorlar. Mısır'daki ayaklanma sadece Mısır'ın daha çok karışmasına neden olacak ama Suudi Arabistan'daki ayaklanmanın sonucu inşallah iyi olacak. 

Bu sitemizde de en başından beri üstüne basa basa şunu söyledik.İran Devleti ve İran Ordusu Hz.Mehdi AS zuhur edinceye kadar esip gürleyecek.Belki de hem kendisine hem de çevresine zarar verecek ama Hz.Mehdi AS zuhur ettiğinde hatta daha detaylı yazalım Beyda'da Süfyan'ın ordusu yere batırıldığında (İnşallah) derhal Hz.Mehdi AS'ın emrine girecek ve tamamen İslamın askeri olacak.

O nedenle Türkiye şu anda ne Arap Koalisyonunda İran'a karşı, ne de İran'ın yanında Arap Koalisyonuna karşı düşman olmamalı. Çünkü "kalan sağlar bizim olacak" mantığı ne kadar yanlışsa taraf olmak da o kadar yanlıştır. 

Yerimiz barıştan yana olmalı ve bu coğrafyada akan kanları durdurmaya çalışmalıyız. Türkiye burada tarafsız olmalı ve Pakistan'ı da yanında tutmalı.

Bir de tarihten ibretlik bir örnek verelim:
Osmanlı ile savaşmak üzere İngilizler körfeze çıktıklarında (1914) Osmanlı Şeyhülislamı bir hafta arayla iki defa CİHAT ilan ediyor. Araplar Sünni olmalarına rağmen bu Cihat davetine biat etmedikleri gibi İngiliz'den yana olurlarken Irak Şiileri bu Cihat davetine katılıyorlar ve gönüllü birlikler oluşturup İngilizlere karşı Osmanlı Ordusunda savaşıyorlar.Osmanlı bu savaşı kaybedince yerel halk ile birlikte Şiileri de suçluyor ve ondan sonra araları açılıyor.İngilizler işgal edince de kendileri onlara karşı savaşıyorlar ama dağılıyorlar.

Elbetteki Araplardan da Cihat Çağrısına icabet edenler oluyor ama ileri gelenleri değil.Şiilerin ise ileri gelenleri olan din adamları fetva vererek Cihata katılıyorlar.

Bunu yine yanlış anlayanlar olacak.Şunun için yazdık:
Bugün ülkemizde zaten Arap düşmanı yok.Orada sorun da yok.Sorun düşmanlığında ve ülkemizde Şii düşmanı oldukça çok. Bu da olmamalı.

Şii Acem'e de; Sünni Arap'a da düşmanlık etmeyelim. Yapabiliyorsak tüm Müslümanları birleştirip bölgeyi emperyalistlerden temizleyelim.Tabi bunu yapacak olan da belli ve geliyor inşallah.

Her şeyin en doğrusunu sadece Allah CC bilir.

EŞKIYANIN OYUNU (3)

EŞKIYANIN OYUNU (3.BÖLÜM)



Selami Ağa Musa'nın tavsiyelerine (!) inanmış ve eşkıyaya tamamen teslim olmuştur. İş seçimi kazanmaya gelmiştir. Musa:

"Selami Ağa senin kaç tane çobanın var?"
"Üç tane"

"Tamam onları memleketlerine gönder.Beni sizin köyde kimse tanımaz.Buradan yabancı iki kişi daha alalım yeni çobanların biz olalım.Buraya gelip gitmeye devam edersen açık edersin.Artık gelmek yok.Köyde devamlı görüşürüz."

"Tamam iki gün içinde onları gönderirim sonra sizi kasabadan getiriyormuş gibi götürürüm."

"Anlaştık"

BİR HAFTA SONRA

Selami Ağanın evi.

Musa:"Selami Ağa köyde kaç seçmen var?"
"İki bin"

"Muhtarın kabilesi ile sizin oylar ne kadar?"
"Muhtarın kabilenin bin oyu var,bizim kabilenin altı yüz, dört yüzü de diğerleri"

"Diğerleri?"
"Sonradan köye gelip yerleşenler, yarısı Muhtara oy verdi yarısı bize"

Musa:
"Selami Ağa işe kendi kabilenden başlamalısın.Sonra diğerlerini almalısın.Ama yetmez Muhtarın kabilesinden de oy almalı ki kazanasın"
"Evet öyle"

"Peki köylüler ne tip insanları seviyor, ya da kendileri nasıl insanlar? Dünyaya mı değer verirler,ahirete mi? Dürüstler mi? Bi anlat bakalım."

"Köyümüzün insanları dürüsttür.Dünyaya değer veren azdır.Namazlı abdestli insanlardır."

"Selami Ağa sen de dürüst bir adamsın. Namaz da kılıyor musun?
"Kılarız"

"Camide mi kılarsın evde mi?"
"Cumaları camide kılarım ama vakit namazlarında genelde bağda bahçede oluyoruz"

"Olmaz Selami Ağa bütün namazları Camide kılman lazım. Köylü seni Muhtardan daha çok ahirete düşkün,daha az dünyaya değer veren biri olarak bilmeli."

"Cenazelere, hastalara gider misin? Yoksa içe kapanık mısın?"
"Giderim, giderim"
"İyi,iyi.Düğünlere de git"

"Seçim için ne kadar para harcayabilirsin Selami Ağa,gelirin ne kadar?"
"Muhtar kadar değil ama bir kaç aileyi geçindirecek kadar var şükür"

"Bak Selami Ağa kesenin ağzını açacaksın ama açtığını belli etmeyeceksin bu işlerde.Kendi kabilende maddi sıkıntısı olanlara yardım et ama kimseye söylememesini tembih et.Çünkü herkes aldığı parayı açıklarsa sana sorarlar nereden aldın diye.

Parayı biz vereceğiz sana.Ama sen sanki kendi gelirinden az bir miktar harcıyormuşsun gibi olacak.Yüz kişiye yüzer kayma versen herkes açıklasa on bin kaymayı nereden buldun diye sorarlar sana.

Ama herkes aldığı yüzlüğü gizlerse herkes seni yüz kayma verdi sanır.Zaten söyletmezsen kime söylemek istemez.Böylece kendi kabileni 'sağlam'a al."

 "Çok fakir var bizim kabilede"
"Olsun.Hepsine de ver ama azar azar ver.Çok verirsen ya azarlar ya da yayarlar."

"Diğerlerini ne yapacağız.Şu dört yüz kişiyi?"
"Onlara da aynısını yapacağız.Yalnız onların içinden ağzı gevşek olanlar varsa üç kağıtçı olanlar...Onların içinden güvendiğin beş altı kişiyi ayarla, onlarla tek tek konuş, istediği kadar para ver.Seçim yaklaşınca hem reklamını yaparlar hem de gerekirse Muhtara iftira attırırız."

"Ben iftira attıramam kardeşim"

"Selami Ağa gerekli olursa dedik.Ne yani bu yola çıktıktan sonra kazanmayacak mıyız?" 

SEÇİMLERE BİR AY KALMIŞTIR

Selami Ağa'nın evinde tüm köylüye İftar yemeği verilir.
Sofralarda seçimler konuşulmakta ve her sofrada Musa'nın verdiği paralarla önceden satın alınmış üç kağıtçılar Muhtarı karalayıp Selami Ağa'yı övmektedirler.

"Okul yapacak,Cami yapacak,yol yapacak,köprü yapacak" Daha neler neler yapacak. "Muhtar yapmadı bunları."

KARŞI TARAF

Muhtar çok değerli dürüst bir adamdır.Olanlardan haberi yoktur.O da şaşkındır bir bakıma.Ama anlam da veremez. Zaten Muhtarlıktan da usanmış,kendi kabilesine "Bu sefer de başkası olsun" demişse de kabul ettirememiş ve kerhen aday olmuştur.

Tabi kendi kabilesinden de karşı tarafa farkında olmadan oyunlarla gidenler olmuştur ya da olacaktır. 

VE SEÇİM SONUÇLARI

MUHTAR        :    900.
SELAMİ AĞA : 1.100. 

Ve Selami Ağa yeni muhtar olmuştur.

Sıra icraata gelmiştir.

Gelmiştir ama Selami Ağa seçimleri kazanacağım diye Musa'ya epey borçlanmıştır. Şimdi bu borç bir şekilde ödenecektir. Belki de bu borcu ödemek de yetmeyecektir.

DEVAM EDEBİLİRİZ