17 Haziran 2015 Çarşamba

RAMAZANIMIZ KUTLU OLSUN İNŞALLAH

TÜM İSLAM ALEMİNİN MÜBAREK RAMAZAN AYINI KUTLAR,İSLAM DÜNYASINA HUZUR VE REFAHIN GELMESİNİ VE ORUÇLARIMIZIN KABULÜNÜ CENAB-I ZÜLCELAL'DEN (CC) NİYAZ EDERİZ.





LÜTFEN SAHURDA VE İFTARDA FAZLA YEMEK YEMEYELİM. HİÇ BULAMAYANLAR DA OLDUĞUNU UNUTMAYALIM.

BU YIL HAVALAR ÇOK SICAK, GÜNLER UZUN DİYE DE ORUÇLARIMIZI İHMAL ETMEYELİM. ÇÜNKÜ BU YIL TUTULACAK ORUÇLARIN SEVABI KIŞ AYLARINDA TUTULACAK ORUÇLARIN SEVABIYLA BİR OLMAZ.

HASTALIK VEYA YOLCULUK GİBİ SEBEPLERLE ORUÇ TUTAMAYANLAR DA EĞER İMKANLARI VARSA TUTAMADIKLARI ORUÇLAR KARŞILIĞINDA FAKİRLERİ DOYURSUNLAR VE SEVİNDİRSİNLER.


GÜZELLER GÜZELİ RABBİMİZ BU MÜBAREK GÜNLER HATIRINA İSLAM DÜNYASINA HUZUR,REFAH VE BEREKET GETİRSİN VE TUTTUĞUMUZ ORUÇLARI,KILDIĞIMIZ NAMAZLARI VE YAPTIĞIMIZ DUALARI KABUL BUYURSUN İNŞALLAH.

SEFERBERLİK NEDİR?

Seferberlik nedir?



Memleketin, maddi ve manevi bütün güçlerinin (askeri, siyasi, ekonomik ve psikolojik güç) topyekün savaş ihtiyaçlarını karşılayacak ve savaşın devamını sağlayacak seviyeye getirilmesi; diğer bir deyimle maddi manevi bütün kuvvet ve kaynakların, savaş isteklerine göre yöneltilerek barış durumundan sefer durumuna geçirilmesidir. Buna topyekün seferberlik de denir. Sefer kelimesi lügatta "yolculuk, savaşa gitme"; seferberlik ise "yolculuğa, savaşa hazır hale gelme" anlamlarına gelir.

Yirminci asrın başlarından itibaren, teknolojideki gelişmelere uygun olarak yapılan silah ve araçlar, ilim ve teknikteki ilerlemeler savaşların karakterini değiştirdi. Savaşlar, sadece silahlı kuvvetler arasında yapılmaktan çıkarak, bütün milleti ilgilendiren, tesiri altına alan, topyekün savaşlar durumuna geldi. Bu topyekün savaşa karşı da, milletçe karşı koymak için yapılan topyekün hazırlıklara seferberlik adı verildi. 

Seferberliğin plan ve programları barıştayken yapılarak, zaman zaman yapılan fiili tatbikatlarla uygulamaları kontrol edilir. Seferberlik Dairesi, Asker Alma Dairesi, Askerlik Şubeleri, Mahalli ve Mülki Amirler müştereken çalışarak seferberlik planlarını yaparlar.

Savaşta silahlı kuvvetlerin personel sayısı artacağından onların yiyecek, giyecek, silah, donanım, araç ve gereç ihtiyaçları çoğalacaktır. Mühimmat, akaryakıt ve malzeme sarfı çok fazlalaşacaktır. İnsan ve diğer ihtiyaç maddelerinin de devamlı kaybı göz önüne alınırsa seferberliğin önemi çok iyi anlaşılır. 

Seferberlik hazırlığının planlı ve barış zamanında yapılmasının savaşın kazanılmasında tesiri dünya harplerinde açık olarak görülmüştür.

Seferberliğin ilan edilmesi için, bir devletin diğer devlet veya devletlerle savaş ihtimalinin kaçınılmaz olması, ayrıca iç bünyedeki karışıklıkların normal şartlarla karşılanmadığı bir ortamın meydana gelmesi gerekir. 

Bu durumda Genelkurmay Başkanının mütalaası alınarak, Bakanlar Kurulunca seferberlik uygulamasına karar verilir. Verilen seferberlik kararı Cumhurbaşkanının onayından sonra yürürlüğe girer. 

Kaldırılması da başkomutan veya Genelkurmay Başkanının mütalaası alındıktan sonra Bakanlar Kurulunun kararıyla olur. Seferberlik ilanıyla barış zamanında tespit edilen plan gereğince taşınır veya taşınmaz mallardan ihtiyaç duyulanlar silahlı kuvvetlerin emrine verilir. 

Seferberlik iki şekilde olabilir:

1. Uygulama alanı bakımından:

a) Genel seferberlik: Bütün yurt düzeyinde uygulanır.
b) Kısmi (Bölgesel) seferberlik: Yurdun herhangi bir bölgesinde uygulanır. 2. Kapsam bakımından:
a) Milli seferberlik: Silahlı Kuvvetler dışında kalan bütün kamu ve özel kuruluşlar ile yurttaşları kapsar.
b) Silahlı Kuvvetler seferberliği: Silahlı Kuvvetlerin barış durumundan sefer durumuna geçirilmesidir. Bu ise iki bölümde yapılır: (1) Personel seferberliği, (2) lojistik seferberliği.

Birinci Dünya Harbinden önce seferberlik ilan edilerek, gerekli bütün hazırlık ve tedbirler uygulamaya konuldu. Halkımız arasında, dört yıl süren bu harbe Seferberlik adı verildi. Eli silah tutanların askere alındığı Birinci Dünya Harbinde Osmanlı ordusu, yedi cephede şan ve şerefle çarpıştı. Harbin getirdiği bütün sıkıntılara milletçe karşı koyarak, yedi düvelin önünde kahramanca vatanını müdafaa etti. İstiklal Harbiyle de memleketini düşmanlardan kurtardı. 

İkinci Dünya Harbinde de seferberlik uygulanmışsa da savaşa girilmemesine rağmen getirdiği sıkıntılar, tedbirlerin yerinde ve zamanında alınmamasından dolayı, çok fazla olmuştur. Günümüzde seferberlik süresi çok kısalmış olup, 12 ile 24 saat içerisinde bir ülke seferberliğini tamamlayabilmektedir.

Seferber olma süresi: Birlik ve kurumların % 100 kadro seviyesine (seferi kadro seviyesine) erişecekleri ve teşkilatlanmalarını tamamlayacakları süreyi gösterir. Bu süre harekat planlarına ve lojistik imkanlara göre tespit edilir. Bu süreler, Genelkurmay Başkanlığınca yönergesinde belirtilir. 

Sefer görev emri: Sefer tertibine dahil edilen personelin, seferberlik duyurusunda nereye gideceğini, ne kadar zaman içinde birliğine katılacağını ve katılacağı birliğin kapalı adını bildiren ve kendisine barışta açıklanan bir belgedir. Bir sureti daima personelin yanında bulunur.

Seferber personeli: Bir birliği, seferi kadro seviyesine veya müsaade edilen kuvvete çıkarmak için sefer tertibine dahil edilmiş yedek personeldir.

Seferberlik deneme tatbikatı ve eğitimi tazeleme çağrısı: Seferberlik usullerinin denenmesi ve yedek personel eğitiminin tazelenme ve yenilenmesi için yapılan çağrıdır. Genelkurmay Başkanlığının önerisi ve Bakanlar Kurulunun onayı alınır.

Silahlı kuvvetler personel seferberliği: Silahlı Kuvvetlerin şimdiki ortalama mevcutlarının seferi kadro seviyesine yükseltilmesi, seferde kurulacak birlik ve kurumların kurulması, kadro seviyelerine eriştirilmesi ve seferi kadro seviyelerinin korunması için hazırlanan personel bütünleme planlarına göre zayiatı tamamlamak üzere, barışta yapılan hazırlıkların, seferberlik duyurusunda uygulanmasıdır. Silah altı davetiyeleri: Seferberlik deneme tatbikatı ve yedek personel tazeleme eğitimi için, yedek personelin (subay, astsubay, erbaş ve er) tatbikata katılmalarını sağlayan davetiyelerdir.

Silah altı davetiyesi: Personelin yedek eğitimi görmesi için katılacağı birliğin seferberlik numarası ile bildirilen kapalı adını, gideceği yeri ve tatbikatın süresiyle ilgili bilgileri kapsar.


MEDİNE'YE DE ÜS İSTİYORUZ

TÜRKİYE, KATAR'A ASKERİ ÜS KURACAK



Katar ile yapılan askeri anlaşma çerçevesinde Türkiye Katar'a askeri bir üs kuracak.
Bölgede İran'ın etkisini artırmasıyla birlikte ABD'ye de güvenemeyen Araplar Türkiye'ye yönelmeye başladı. Bu kapsamda Katar ile yapılan anlaşma anlamlı.

Çünkü yüz yıl önce Osmanlı himayesinde huzur ve refah içinde olan Araplar Osmanlının yıkılmasıyla birlikte tam bir hezeyan yaşadılar ve yaptıklarına yapacaklarına pişman oldular. 

Zira o dönemde İngilizlerle işbirliği yapıp bağımsızlık adına Osmanlı'yı arkadan vurmuşlar ve bu sıkıntılı dönemlerini kendi elleriyle başlatmışlardı.

Açık söyleyelim Arap Emirlikler içinde en akıllısı da bu Katar Emiri. Bundan sonra da Suud gelecek.Aşağıda yazacağız.

Araplar tarihten ders çıkarmaya başladı. Tarih tekerrürden ibarettir.İngilizler yüz yıl önce Osmanlıyı yıkabilmek, İsrail'i kurabilmek için Arapları kandırdılar ve yüz yıldan beri bölgeyi sömürüyorlar.Üstelik de Arapları insan yerine koymadılar hep köle muamelesi yaptılar.

Arapların yüz yıl önce Osmanlıya yaptıklarından Hz.Peygamber ASM Efendimiz hoşnut mu oldular? 

Bu soruya Kürtler cevap vermelidirler.Zira şu anda aynı ABD ve İngiltere daha büyük bir İsrail için Kürtleri kandırmak ve İslam'ın son kalesi olan bu cennet Türkiye'mizi de yıkmak istemektedirler.

Biz Türkler, Arapların hıyanetlerinden dolayı; kendi çıkarımıza bir zarar görmedik.Çünkü onları hiç sömürmedik. Hatta Kabe masrafları için her yıl binlerce altın gönderdik.

Ey Kürt kardeşler!

Sizler de o Arapların düştüğü hataya düşerseniz biliniz ki o Araplar hatalarından yüz yıl boyunca uğradıkları zulümlerle dönebilmişlerdir. Sizler de dönersiniz, ama ne kadar zulüm göreceğiniz şimdiden belli değildir.

Tıpkı o Araplara binlerce altın gönderdiğimiz gibi sizlere de ihtiyaçlarımızdan kısarak teşvik olsun diye nice ekonomik imkanlar sunduk. Elektrik, su, doğalgaz parası ödemediniz, biz sizinkini de ödedik.

Vergi, Sigorta ödemediniz biz sizinkini de ödedik. Üstelik ödediğimiz fonların sizlere teşvik olarak aktarılmasından da rahatsız olmadık.

O halde sizler de hatasını anlayıp pişman olan ve Kahraman Ordumuza güvenliğini huzurla teslim eden Araplardan ibret alınız ve onların düştüğü hataya daha en başından düşmeyiniz.Kahraman Ordumuzun daima yanında yer alınız. ABD, İngiliz ve İsrail uşağı şerefsiz PKK'ya kanmayınız, katılmayınız.

MEDİNE

Katar'dan sonra Suud hanedanından da aynı teklifi bekliyoruz.  

Katar'a kurulacak askeri üs gibi bir üssün Medine'ye de kurulmasını istiyoruz.Zira Arabistan'ın güvenliğini sağlayan Osmanlı birliği Medine'de görev yapmaktaydı.

Başına da Fahrettin Paşamızın anısına bir paşamızın atanması isabetli olur.

Gerçekten İran Suud'u Yemen'den tehdit etmektedir ve Suud karıştı karışacak noktasındadır. Bu askeri üs kurulduğunda en azından Medine ve Mekke'de huzur ortamı korunabilir.

Bizim tahminimiz böyle bir talep gelecek, hazırlıklı olmalı ve bir an önce kurulmalı.

SIRA AZEZ'DE YAZMADAN

DÜN TEL ABYAD'IN ARDINDAN SIRANIN AZEZ'E GELECEĞİNE DAİR BİR YAZI YAZACAKTIK.HENÜZ YAZMADAN AJANLARA "AZEZ'E IŞİD'İN VURDUĞU" HABERLERİ DÜŞTÜ.



(Resimdeki mavi bölgeler Türkmen bölgeleri)



Bunu tahmin etmek hiç de zor değil. PKK/PYD'nin kurtarılmış bölgesi Kamışlı ve Haseke bölgesidir. Burada hiç IŞİD-PYD savaşı yaşanmıyor.Kamışlı ile İdlib arasındaki uzun koridor ise Kuzey Irak'ı Akdeniz'e açıyor.

Bu bölgenin çoğu PKK/PYD'nin kontrolündeydi, olmayan yerler de belliydi.Tel Abyad'dan sonra kalan yerler ise AZEZ, HALEP ve İDLİB' di. Bayır Bucak da bu kapsamda.

Şimdi bunu tahmin etmenin ne zorluğu var?

PKK/PYD'den önce IŞİD bu bölgelere saldıracak ve bölgedeki Arap ve Türkmenleri Türkiye'ye kovalayacak.ABD, kaçmayanları havadan bombalayacak.Sonra IŞİD'e karşı PKK/PYD devreye girecek ve ABD bu kez IŞİD'i bombalayıp, bölgeyi PKK/PYD'ye bırakacak.

Evet sıra AZEZ'de,sıra HALEP'de, sıra İDLİB'de, sıra Bayır Bucak'da.Ve Kuzey Irak'dan Akdeniz'e Kürt Koridoru hazır. Suriye'de de Salih Müslim denen Gayrimüslim, işbirlikçi, İsrail uşağı özerklik ilan edip ABD'nin tetikçiliğine soyunacak.

PEKİ TÜRKİYE SEYRETMEYE DEVAM MI EDECEK?

Devam etmezse düşman kim? IŞİD mi? PYD mi? Yoksa ikisini de kullanan ABD,İngiltere ve İsrail mi?

Davos'da moderatöre "One Minute" sözünü şova dönüştürenler şimdi gerçekten "Gerçek bir One Minute" çekebilecekler mi?

Perinçek'e göre mümkün değil çünkü AKP'nin kendisi bir ABD projesi.Ve AKP zaten bunları gerçekleştirmek için üzerine düşen görevleri yerine getiren bir ABD işbirlikçisi.

BİZİM ÇÖZÜM ÖNERİMİZ

IŞİD ve PYD; ABD'ye One Minute çekemedikleri müddetçe AKP'nin de ABD'ye One Minute çekmesi mümkün değildir.

Ancak One Minute'den daha etkili bir cevap verilip ABD Türkiye'nin dostluğuna mecbur bırakılabilir.

O da İran,Hizbullah ve Esad ile anlaşmakla mümkündür. Tabi bunları yapabilecek bir koalisyon da şarttır.Şimdi tam zamanı.

AKP, CHP ile koalisyon kursun ve Dış İşleri Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Mit Müsteşarlığı CHP'ye bırakılıp Dış Politika değişikliğine gidilsin. Mümkün mü? Asla mümkün değil.

Çünkü AKP ile koalisyon kuran parti AKP'yi aklamak zorunda kalacak.AKP için koalisyonun olmazsa olmaz şartı budur.Bunu da ne CHP, ne MHP kabul eder.

O zaman yapılacak olan VATAN için CHP-MHP Koalisyonu olur ki o da açık yazalım uzun vadeli bir koalisyon olmaz. Çünkü Azınlık Hükumeti olur ve güven oyu için HDP'nin desteğine ihtiyaç duyar.

HDP de bu desteği ne karşılığında taahhüt eder? Dış politikanın ve açılım politikasının değişmemesi karşılığında taahhüt eder.Yani sadece "AKP'den hesap soracaksanız destek veririz" diyecekler.

Bu da mümkün değil.

Geriye HDP'nin desteğiyle AKP azınlık hükumeti kalıyor. Yani başa dönüyoruz üstelik daha da HDP'ye bağlı bir hükumetle.

Bizim tahminimiz, hangi hükumet kurulursa kurulsun ömrü çok kısadır ve erken seçim kaçınılmazdır.

Ve transfer alternatifleri...

AKP'nin tek başına hükumet kurmak için 18 vekile ihtiyacı var. CHP ve MHP de "henüz küskünler" oluşturup transfer edilip yeterli sayı bulunabilir mi? Henüz olduğu için bu sayıya ulaşılamaz. Bir iki kişide kalınır. 

CHP-MHP koalisyonunun ise 65 vekile ihtiyacı var. O da sadece AKP'nin bölünüp ayrılan 70 vekilin CHP ile MHP ye dağılması veya bölünmeden yeni bir parti adı altında koalisyonun üçüncü ortağı olmasıyla mümkün olabilir. Peki olur mu? Çok zor.

Suriye orada,Irak orada, Yemen ve Mısır orada. Ortadoğu kan gölü. Ve bunda ne CHP'nin ne de MHP'nin en küçük kabahati yok. Bütün kabahat iktidarda olan AKP'nin. Eğer bir kabahat varsa.

O nedenle siyaset yapanlar kendi kişisel çıkarları için değil VATAN İÇİN siyaset yapmalılar ve SEFERBERLİK İHTİMALİNİN BİLE OLDUĞU şu dönemde bu cennet vatanı hükumetsiz bırakmamalıdırlar.