5 Mart 2015 Perşembe

GALİBA 1992' DEYDİ

"ŞEVKİ YILMAZ GELİYOR", "ŞEVKİ YILMAZ GELİYOR" DEDİLER

GİTTİK DİNLEDİK.



Refah Partisi'nin en ünlü hatiplerinden biriydi. Öyle ki kürsü konuşmaları videoya çekiliyor ve Refah Partisi teşkilatlarında sürekli gösteriliyordu.

"İlçemize gelecek konferans verecek" denildi. Öyle denildi ki. Acaip bir hava oluşturuldu. Şevki Yılmaz gelecek yer yerinden oynayacak ve tüm ilçe halkı Refah Partili olacak. Algı bu.

Ve Şevki Yılmaz geldi. Salonda herkes ayakta, kimseye baktığı yok, çıktı kürsüye konuşmaya başladı.

Adam gerçekten hatip ve çok etkili konuşuyordu. Temaları ise "Tarihin Şeref Levhaları" isimli Ahmed Şahin'in ünlü eserinden fazlaca alıntılıydı. Çünkü bu kitap SAHABE'nin muhteşem hayatını anlatıyor ve okuyan kimseyi ağlatmadan bırakmıyordu.

Doğal olarak salonda insanlar ağlamaya başladı. O sahabenin hayatını dinleyip de ağlamamak mümkün mü? Tabi biz de ağladık. Herkeste mendil herkeste gözyaşı. Bir taraftan ağlıyorlar bir taraftan siliyorlar.Ben de öyle.

Bir şey dikkatimi çekti.Çekmez olaydı.

Şevki Yılmaz insanlar daha hiç ağlamazken adeta kendisi ağlar gibi anlatıyor ve ta kalbinden konuşup, ciğerinden yanıyordu. İnsanlar ağlamaya başlayınca dilinden ve gırtlağından konuşup karnından gülmeye başladı.Yüz ifadesinden bu anlaşılıyordu. Hafif gülümsüyordu.

Şöyle demek istiyordu:
"Başardım, insanları ağlatmayı başardım, yaşasın bu işi hallettim, oyları aldık."

Ancak gittikten sonra bir şey daha öğrendik.

O zaman ki Belediye Başkanı adayı için "Bu adamdan bir nane olmaz" demiş. O adam beş yıl belediye başkanlığı yaptı ve ilçemizin gelmiş geçmiş en iyi beş belediye başkanından biriydi. Şevki Yılmaz hoca fena yanılmıştı.Bunun sebebi ise kendisini bir yerlerde görüp insanlara tepeden bakmasıydı.

Biz daha o zaman "Bu adam kalbinden konuşmuyor,karnından konuşuyor" dediğimizde arkadaşlarımız "hadi canım" diyerek komploculukla suçlamışlardı. Sağlık olsun.

GELELİM ESAS MEVZUYA

Başından beri AKP' ye sınırsız destek veriyor ve Tayyip Erdoğan ile Erbakan arasında gizli bir anlaşma olduğunu ve Erdoğan'ın Erbakan tarafından görevlendirildiğini söylüyor.O zamanın şartlarında Erbakan'ın Tayyip Erdoğan ile böyle bir yol tuttuklarını ifade ediyor. Ve bazı şeylerin de hala sır olduğunu iddia ediyor.

Biz de diyoruz ki "Şevki Hoca o zamanki gibi yine kalbinden değil karnından konuşuyor" "İnandığını değil inanmak istediğini söylüyor."

Bunu iki sebepten yapıyor olabilir:
Ya çıkar ilişkisi var ya da Erbakan'a karşı bir sorunu.

Çıkar ilişkisini bilemeyiz ama Erbakan'a karşı bir sorunu mu var dersek şunları söyleyebiliriz.

28 Şubat sürecinde Refah Partisi kapatılınca bazı siyasiler siyasetten men yasağı aldılar. Bunlardan biri de Şevki Yılmaz'dı. Bazı açıklamalarında bu siyasi yasaklardan Erbakan'ı sorumlu tuttuğu da oldu. Bu yasak nedeniyle Avrupa'ya gitti ve 2004 de döndü.

Aktif siyasi hayatında ise hep Rize'den ya milletvekili ya da belediye başkanı adayı oldu.

Şevki Yılmaz bunları söylediği için AKP Milli Görüşçülerin tamamının oylarını aldı, hala da almaya devam ediyor. Ve yine seçimler var ve yine Şevki Yılmaz konuştu.

Şevki Yılmaz bunları söylüyor ama 84 yaşında vefat eden Erbakan Hoca'nın son nefesinde söylediklerini, sondan bir önceki nefesinde, ondan bir öncekinde söylediklerini hep görmezden, duymazdan geliyor.



Ey Şevki Yılmaz Hoca Efendi! Erbakan Hocamız bu aziz Millete ne zaman yalan söyledi de son nefesinde de tekrar etsin?

Erbakan Hoca bu Millete hiç bir zaman yalan söylemedi ve bazen ciddiyetle bazen de latifeyle hep doğruları söyledi. 

Gerçekten samimi bir dava adamı isen Erbakan Hocanın AKP ile ilgili onlarca videosu geziyor sitelerde;ilk ağızdan kendi dilinden söylediklerini de bir açıklayıver.

Açıklamıyorsun çünkü Erbakan'ı yalanlarsan Erbakan düşmanı olmaktan ve Müslümanların gözünden düşmekten korkuyorsun. En iyisi Erbakan düşmanı olmadan ya da gizleyerek AKP'ye hizmet etmek.

Ama bilmediğin bir şey var: 
O yasa dışı konuşmaları sana Erbakan yaptırmadı, kendin gaza geldin ama cezasını tek başına çekmedin;seninle birlikte Erbakan da çekti.

Erbakan senin cezanı mı çekti, yoksa sen Erbakan'ın cezasını mı çektin? İNSAF...

NOT: Takipçilerimizden yapabilenler,Erbakan Hocamızın Şevki Yılmaz'ı yalanlayan videolarını yorumlar kısmına eklerlerse seviniriz. Biz yapamadık.


NİÇİN BOMBALADILAR BU EL NUSRA'YI?

EL NUSRA SURİYE'DE SAVAŞ UÇAKLARI TARAFINDAN BOMBALANDI



Resim Afganistan'dan gelen eski El Kaidecilerden Ebu Humam El Şami'ye ait.

El Nusra liderleri toplantı halindeyken bombalanıyor ve dört lider ölüyor. Olay Suriye'nin İdlib kentinde oluyor.Koalisyon "biz bombalamadık" diyor.

El Nusra Suriye'de iki cephede bulunuyordu. Birisi Türkiye tarafı Kuzey cephe diğeri Ürdün tarafı güney cephe.

Güney cephedekiler İsrail Suriye sınır bölgesinde bulunuyorlar ve Esad askerleri-Hizbullah ile savaşıyorlar. Yaralananlar Golan'da İsrail tarafından tedavi ediliyor. Bu teröristler Ürdün'deki koalisyon tarafından eğitildi ve o bölgeden Suriye'ye sokuldu.Tüm lojistik desteklerini de Ürdün'den (Yani Ürdün'deki ABD ordusundan)alıyorlar.

Bunları bombalayan yine koalisyon uçakları yani ABD'dir. "Biz yapmadık" diye yalan söylüyorlar. Bombalama nedeni ise şudur:

El Nusra son haftalarda El Kaide'den ayrılmayı düşünüyor ve IŞİD benzeri bir yapılanmaya dönmeye çalışıyordu.Bu şekilde güçleneceklerini hesaplıyorlardı.Çünkü körfezden (Katar vb) istihbaratçılarla görüşmüşler ve El Kaide'den ayrılma karşılığında destek sözü almışlardı.

Bu bombalama olayı AYRILMA ile ilgili.
Acaba bu bombalananlar ayrılmak isteyenler miydi yoksa ayrılmaya karşı olanlar mıydı?

Ayrılmak istemeyenler bunlarsa yarın El Nusra El Kaide'den ayrıldığını ve adını değiştirdiğini açıklar.

Yok bunlar ayrılmak isteyenler ise hala bunlardan ele başı El Nusracılar var. Onlar da topun ağzında demektir ve yarın bir kaç El Nusra lideri daha bombalanır. Ve ayrılmaları önlenir. O zaman da El Nusra adını değiştirmez ve El Kaide'de kalır.

Şunu da ekleyelim: IŞİD'i El Kaide'den ayıran MI6 ve Mossad'dır. El Kaide ise CIA'da kaldı.
Şimdi El Nusra'yı da MI6 ve Mossad yeni bir IŞİD yapmak için ayırmaya çalışıyor.

Gördüğünüz gibi CIA, MI6,Mossad tezgahında Müslüman öldüren Müslüman (!) örgütler bunlar. 

SERMAYE KAÇIŞI SAVAŞ İŞARETİ Mİ?

CITIBANK AKBANK HİSSELERİNİ SATTI




Cıtıbank'ın Türkiye'de Cıtıbank adıyla kendi şubeleri de var. Akbank'taki hisseleri yüzde yirmiydi ve 2006 yılında 3.100 Milyar Dolara satın almıştı. Şimdi 800 milyon dolar zararına sattı. Bu değerden temettü gelirleri hariç. Yani kar payı dağıtımından aldığı kazançları bunun dışında. 

Cıtıbank bir ABD Yahudi Bankasıdır. Dünyadaki gelişmeleri en iyi takip edenler de ABD'deki bu Yahudi bankacılardır. Çünkü hepsi Siyonisttir ve dünyadaki gelişmeleri de bizzat planlayanlardır.

Yani bu Yahudi bankacıların mali hareketlerinden siyasi sonuçlar çıkarmak her zaman mümkün olmuştur.

Rantiye sektörü dediğimiz bankacılık sistemine gelen yabancı sermayenin bu işten kar mı zarar mı ettiğini anlamak için Cıtıbank-Akbank ilişkisine bakmak yeterli değildir. 

Çünkü görünen tabloya göre Cıtıbank bu işten zarar etmiştir ama gerçek çok farklı da olabilir. Gerçeği görebilmek için şu açıdan bakmak lazımdır:

Rantiye sektörüne ne kadar dolar getirilmiştir, işin sonunda ne kadar dolar götürülmüştür? 

Yani Cıtıbank'ın kendi şubeleri dahil Türkiye'ye getirdiği doların miktarı nedir? Gideceği zaman ne kadar dolar götürecektir?

Örneğin Türkiye'ye on milyar dolar getirmişse ve Türk Parasına çevirip halka faiz karşılığı satmışsa, alacaklarını tahsil etmiş elindeki tüm parayı yeniden dolara çevirmiş ve on iki milyar doları varsa iki milyar dolar tokatlamış demektir.

Tabi konumuz bu değil. Konumuz Ahir zaman olayları ve bu açıdan yorumlayacağız.

Türkiye'den yabancı sermaye çıkışı özellikle de rantiye ekonomisindeki-Yahudi- sermayesi çıkışı Türkiye'de bir istikrarsızlık durumunun beklendiği anlamına gelir. Ya da Yahudi bunu planlamaktadır anlamı çıkar.

Şimdi şuna bakacağız: Yarın İngiliz İNGBANK, HSBC de neler olabilir? Çünkü bu İngilizler de Yahudilerin yaptığı planların hep içinde olmuştur. 

Finansbank'ı satın alan Rumlardan ise her hangi bir hareket beklenmemeli.Çünkü onlar da hep Yahudi oyunlarının dışında kaldılar. 

Akbank'daki hisse devri kamuoyu önünde ekonomistlerin yorumuna açık bir konu olduğu için ahirzaman olayları açısından çok da önem arzetmemektedir. 

Ancak esas sermaye hareketleri boğaz manzaralı villaların salonlarında yapılmaktadır. O da holding hisselerinin el değiştirmesidir ve Mart ayındaki yönetici değişikliklerinden anlaşılabilir. Yoksa anlaşılması mümkün değildir.

Bankacılık sektörü hakkında halkımıza önerimiz, ya uzak dursunlar ya da uzak durmak mümkün değilse Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank gibi devlet bankalarını tercih etsinler.

Yahudilerin Türkiye'den sıcak para çekmeleri Türkiye'de ya bir istikrarsızlık bekledikleri ya da bizzat bunu planladıkları anlamına gelir. 

Aslında bu konular bizim için hiç de önemli değil.Bin yıllardır kendi yağında kavrulan şerefli bir milletiz.Zenginlikte hiç gözümüz olmadı. Yüzlerce devlet kurduk hiç birisini para ile almadık, para için vermedik. Kanımızla kurduk kanımızla koruduk.

"Niçin hep fakir çocukları şehit oluyor da zengin çocukları hiç şehit olmuyor" sorusuna biz daima "Haram lokma yemediği içindir" diye cevap vermiş bir milletiz Elhamdülillah.