13 Ekim 2015 Salı

KOD: MİLLİ MÜCADELE

MİLLİ MÜCADELE MOD'UNA GEÇİŞ


ZAFER, "ZAFER BENİMDİR, DİYEBİLENLERİNDİR"

1919

MEVCUT DURUM

Yüzde doksanı işgal edilmiş, tüm orduları tasfiye edilmiş, payitahtı ele geçirilmiş çaresiz bir ülke...
Üstelik bütün tebaları da Müslim, gayrimüslim demeden işgalcilerle işbirliği yapmış ve devlet içinde devletler kurmuş ve gövdeden kopmuş. Bir de ateşkes imzalanmış ve beklenmeye başlanmış.

Bir kaç akıllı ve cesur adam "Hiç değilse Anadolu'da üniter bir ulus devlet" diyerek bir mücadeleye karar vermiş.

VE MİLLİ MÜCADELE MOD'UNA GEÇİLMİŞ

VARAN 1)

Ve içlerinden sarı saçlı, mavi gözlü bir dehaya görev verilmiş."Tam yetkili sensin, hepimiz emrindeyiz" denilmiş. 

VARAN 2)

Yoksul, dağınık, teslim olmuş, yılgın ve ümitsiz bir Millet yeniden diriltilmiş ve silahlandırılmış. Herkes elinde olanı ortaya koymuş, OLMAYANA VERİLMİŞ.

VARAN 3)

Büyük taarruz: 
"ORDULAR! İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR. İLERİİ.."

Neden Akdeniz? Hiç düşündünüz mü? Oysa ordular Ege'ye gitmişti.

Yüz sene öncesinden, yüz sene sonrasına verilmiş BİN YILIN EMRİ. Şerefsiz nereden bilsin. Sarhoştu dedi.

Akdeniz'e hakim olan dünyaya hakim olur oysa. Ege'ye hemen şimdi. Akdeniz'i bekle, hayır bekleme hazırlan, hiç durma hemde, çünkü o var olma ya da yok olma seferi. Öyle bir sefer ki geri dönüşü yok. Tarihte hiç görülmemiş bir şekilde yürü.Hani hadiste geçiyor ya "hiç kimse onlar gibi savaşmadı" işte onlar o seferin yolcuları.

TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR

VARAN 1)  "Yeryüzü zalimle dolsa bir selim yeter." Yeter ki Allah CC dilesin.
VARAN 2) "Her Türk asker doğar."
VARAN 3) "Zafer, zafer benimdir, diyebilenlerindir."

12 Ekim 2015 Pazartesi

RUSYA, ESAD VE PYD İŞBİRLİĞİ

BUNU DAHA ÖNCE YAZMIŞTIK. BU YAZI ALINTI. PKK VE PYD'NİN RUSYA SAFINA GEÇECEĞİNİ, BARZANİ'NİN İSE ABD SAFINDA KALACAĞINI YAZMIŞTIK.
ÜNAL TANIK ABD VE RUSYA'NIN ANLAŞTIĞINI YAZDI FAKAT ESAS OYUN RUSYA'YA OYNANDIĞI İÇİN BU DOĞRU DEĞİL. BU GELİŞMELER RUSYA'NIN HELAKINA NEDEN OLACAK. 


ÖNCE YORUMU YAZALIM: 
ŞEYH ABDULLAH BABANIN İFŞAATI ÇIKACAK GİBİ. ÖNCE SURİYE'YE VURACAKLAR, SURİYE TÜRKİYE'YE KAÇACAK, SONRA TÜRKİYE'YE VURACAKLAR DEMİŞTİ. ANCAK TÜRKİYE'YE VURACAK OLANIN İSRAİL OLDUĞU SÖYLENMİŞTİ. 

HZ.ALİ RA EFENDİMİZİN İFŞAATLARINA GÖRE GÜNEYDEN VURACAK İSRAİL DEĞİLDİ. GÖRÜLÜYOR Kİ GÜNEYDEN VURACAK OLANLAR PKK/PYD,IŞİD VE ESAD. TABİ Kİ HÜSRANA UĞRAYINCA DA RUSYA BİZZAT DEVREYE GİRECEK. VE HALA BİR KISMI (YAHUDİ KANADI) PKK/PYD'NİN YANINDA OLAN ABD DE BUGÜN PYD'YE İNDİRDİĞİ ELLİ TON SİLAH İLE CESARET VERİYOR.BURADA BIRAKALIM.

İŞTE O YAZI: 

Rusya''DAEŞ'i vuracağım'' diyerek hava operasyonlarına başladı. Ancak Rus uçakları DAEŞ hedefleri yerine ÖSO ve sivil halkı vurdu. DAEŞ'e yönelik hava operasyonları da neredeyse son buldu. Rusya, daha da ileri giderek Lazkiye semalarında 340 kilometrelik alanı radarla korumaya aldı. Halen Gaziantep'in Karkamış ilçesi ile Kilis arasındaki 90 kilometrelik hattın karşısı DAEŞ'in denetiminde bulunuyor. Ancak ''DAEŞ'i vuruyorum'' diyen Rusya, Türk hava sahasını ihlal etmesine karşın buradaki DAEŞ hedeflerine henüz bir bomba doğrultmadı. Rusya'nın, Esed ve PYD işbirliğinde DAEŞ'İ Türkiye'ye sürmeyi amaçladığı ortaya çıktı. Kobani ve Afrin'deki PYD militanları Rusya'ya destek veriyor. Rusya'nın, DAEŞ'in bulunduğu sınır hattına operasyon düzenlememesi de dikkat çekiyor.

BİR TAŞLA PEK ÇOK KUŞ VURMAK İSTİYOR

Rusya'nın DAEŞ'e Türkiye sınırına doğru koridor açması soru işaretlerine neden oldu. Türkiye'ye, ABD öncülüğündeki koalisyona destek verdiği için diş bileyen DAEŞ, üçlü ittifakın amaçlarına ulaşmasında kullanılacak. Esed rejimi, Rusya ve PYD'nin üzerinde anlaştığı plan hedefine ulaşırsa hem Esed Rejimi ilk günden itibaren rejimin sivil halka zulmüne karşı uluslararası toplumu harekete çağıran Türkiye zor durumda ve devre dışı bırakılarak memnun edilecek, hem PYD dolayısıyla PKK'ya Türkiye'ye yönelik emellerini gerçekleştirmesinde destek sağlanmış olacak hem de Rusya, Suriye'de bırakacağı çözümsüzlük tablosuyla başta Çeçenler olmak üzere Suriye'de palazlanan ve güçlenen terör örgütlerinden kendisine yönelecek olası saldırıları bertaraf edeceği gibi sıcak denizlere açılma ve uluslararası çıkarlarını koruma avantajlarını sürdürecek.

RUSYA, ESED, PYD EL ELE

Rusya, son olarak hava operasyonlarına kara desteğini sağlamak üzere PYD ile görüşme trafiği yürüttü. Rusya, Esad ordusu ve YPG eşgüdümlü operasyonlar için düğmeye basıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi, Dışişleri Bakanı Yardımcısı Mihail Bogdanov da, Paris'te PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ile biraraya geldi. Görüşme, ''PYD, özerklik sözünü Moskova'dan aldı'' şeklinde yorumlandı. Putin, ''Suriye'de kara operasyonu olmayacak'' açıklamasını yapsa da Esed Rejimi ve YPG işbirliği üzerinden bölgede operasyon düğmesine basıldı.

RUS TV'SİNDEN YALANLAR


Öte yandan, Rusya'nın planı dün Rusya resmi televizyonundaki bir haberle de doğrulandı. Rossiya adı kanal, Suriye ordusunun saldırısı sonrası DAEŞ militanlarının Türkiye sınırına doğru kaçtıklarını öne sürdü. Rus savaş muhabiri Yevgeni Poddubni, Suriye ordusu komutanlarının DAEŞ militanlarını Türkiye sınırına yakın alana sıkıştırdıklarını, yakında sınırında da kontrolü ele alacaklarını iddia etti. Rus muhabirin şu sözleri ise, başlatılan algı operasyonunu gözler önüne serdi. Muhabir, ''Suriyeli askerlerin iddiasına göre, Türkiye mercileri radikallere yardım ediyor.'' yalanını uydurdu.

23821498




23821498

11 Ekim 2015 Pazar

YEMANİ'NİN ZUHURU YAKLAŞTI

YILBAŞINA KADAR YEMANİ ZUHUR EDEBİLİR ALLAHU ALEM






ŞU AN İÇİN YEMEN'DE OLAĞANÜSTÜ BİR GELİŞME YOK ANCAK BİR İKİ AY İÇİNDE BEKLİYORUZ ALLAHU ALEM.

NELER OLABİLİR?

SURİYE'DE BATININ YETERLİ TEPKİSİNE MARUZ KALMAYAN VE BUNDAN CESARET ALAN RUSYA; BİR İKİ AY İÇİNDE YEMEN'E DE SAVAŞ UÇAKLARI YA DA GEMİLERİ GÖNDEREBİLİR.

HADİS YORUMLARINDA YEMANİ İLE İLGİLİ ÇOK AZ RİVAYET VAR. BİR RİVAYETE GÖRE HZ.MEHDİ AS İLE SÜFYAN VE YEMANİ AYNI ANDA ÇIKACAK. BAŞKA BİR RİVAYETE GÖRE İSE YEMANİ BİRAZ DAHA ERKEN ÇIKACAK.

ÇIKACAĞI YER YEMEN.

O NEDENLE YEMEN'DE ARTIK OLAĞANÜSTÜ BİR GELİŞME BEKLİYORUZ. ANCAK BU ŞU MANAYA DA GELMESİN. RUSYA SAVAŞ UÇAKLARI YA DA GEMİLERİ YEMEN'E GİDERSE YEMANİ RUS YANLISI OLACAK ANLAŞILMAMALI. 

YEMANİ BU İŞİN SONUNDA YEMEN'E HAKİM OLACAK. AMA KİM OLACAK BELLİ DEĞİL.
TABİ Kİ ALLAHU ALEM.

BİR SORU, BİR CEVAP

Bir takipçimizin sorusuna verdiğimiz cevabı hem uzun olması hem de önemli olması nedeni ile manşete aldık.

İşte o soru ve cevabı:

Soru:

Giyim kuşamlarını alalım diye kim söyledi. Sarık, cübbe sünnetleri, kadınların çarşafı örtüsü bunlarda mı hurafe ? Arapça ezanımızda mı ?

Arkadaşımız “sarık, cübbe ve ezan niçin yasaklandı” diyor.

EL CEVAP:

Atatürk'ün yanlışı Arapça ezandır. Onu da Araplara hınçlı olduğu için yapmıştır. Gerekçesi haklıdır ama icraatı yanlıştır. Araplar Osmanlıyı arkalarından vururken o askerlere komuta eden Atatürk'ün Araplara kızmaması anormal olurdu. Ezan bir semboldür ve dünyanın her yerinde Arapça okunması dinde birlik açısından önemlidir.

Sarık, cübbe, çarşaf konusu üç açıdan üç farklı mana ifade eder.

1.si tesettürdür, İslamın emridir. Sadece kadınlar için değil erkekler için de emirdir. Önemli olan emre uymaktır. Nasıl uyulması gerektiği, nasıl örtünülmesi lazım geldiği tercih yada zorunluluklar meselesidir. Hiç imkanı olmayan bir kişi ile imkanı çok olan kişinin giyim kuşamı farklı olabilir. Kimi kumaş ile örtünür kimi yaprak ile. Uhud'da şehit olan fakir bir sahabenin elbisesi bir yapraktı mesela.

2.si zaman ve mekana göre değişen bir gereksinimdir. Kişi her zaman her yerde aynı şeyleri giyemez. Sıcak iklimlerde gömlek yeter ama soğuksa palto da gerekebilir. İlla ki sarık ve cübbe gerekmez. Zamana göre ise kişi yaptığı işin koşullarına uygun giyinir. Bir pilotun ya da astronotun sarık ve cübbe giymesi düşünülemez. İlla ki de sarık ve cübbe giyeceğim derse hurafe olur.

3.sü ise sünnet olmasındandır. Hz.Peygamber SAS Efendimizin giyim kuşamı elbette ki sünnettir ve bir kişi onu örnek alarak aynı şekilde giyinirse ona dönecek bir sevap karşılığı olur. Ancak zorunlu değildir. 

Kaldı ki peygamber Efendimiz SAS Arap kültürüne uygun giyinmiştir. Arapların içinde Ruslar gibi giyinse ne kadar anormal olurdu değil mi?

İlla ki “En güzel giysiler Arapların giysileridir” demek hurafe olur. Hz.Peygamber SAS Efendimiz Ruslara Sibirya'da elçi olarak gönderilseydi acaba sarık ve cübbe mi giyerdi? 
Bu kez biz de mesela Antalya’da üst üste üç defa palto ile mi gezmeliydik? Bunlar hurafedir. 

Kaldı ki bütün peygamberler bulundukları zaman ve mekanın gereklerine göre ve içinde yaşadıkları kültürlere uygun olarak ve birbirlerinden farklı giysiler giyinmişlerdir. Aksi anormallik olur ve hiçbir peygamber içinde bulunduğu toplumda anormal giyinmemiştir. Ebu Cehil nasıl giyiniyordu mesela? Bu da ilginç bir soru.

Önemli olan Hz.Peygamber SAS Efendimizin dış görünüşünü değil iç dünyasını örnek alabilmektir. Örnek alan sünnete layıkıyla uymuş olur.

Tersinden gidersek:

Bir insan var, sakallı, cübbeli, sarıklı ama yalancının biri ve dini ticarete alet ediyor.
Bir başkası da var ki sakalı, sarığı, cübbesi yok ama ticareti düzgün yapıyor, asla yalan söylemiyor ve Hz.Peygamber SAS Efendimizin dürüstlüğünü sünnet olarak örnek alıyor.


Şimdi kim sünnete daha çok uydu? Dış dünyasını örnek alan mı sünnete uydu? Yoksa iç dünyasını örnek alan mı sünnete uydu?

SUUD KRALI ZEHİRLENDİ

SUUD KRALININ ZEHİRLENDİĞİ İDDİA EDİLİYOR. HASTANEDE YATIYOR.




ZAYIF ADAM İKİ SENEYE DE KALMAYACAK.ZATEN HADİS YORUMU "İKİ SENE SONRA" DEMİYOR, "İKİ YIL İÇİNDE" DİYOR.

YANİ BU BİR BUÇUK YIL EDER. YA DA BİRİNCİ YIL BİTTİĞİNDE ANLAMI DA ÇIKAR.

PEKİ BU NİÇİN ÖNEMLİ?

ÇÜNKÜ BU KRALIN DÖNEMİNDE HZ.MEHDİ AS ZUHUR EDECEK İNŞALLAH. BU YIL İÇİN MUHTEMEL TARİH 23 EKİM'Dİ ANCAK OLMADI. SENEYE İNŞALLAH BEKLİYORUZ.

DARBE İDDİASI VAR.

SUUD'DA KETUM OLMALARINA RAĞMEN KRALA KARŞI BÜYÜK BİR RAHATSIZLIK VAR. PRENSLER SUUDUN HEM SURİYE'DE HEM DE YEMEN'DE GİRİŞTİKLERİ ABD EMİRLERİNİ UYGULAMA POLİTİKALARININ SUUD DEVLETİNİN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDER BOYUTLARA ULAŞTIĞINI VE BUNUN SORUMLUSUNUN DA KRAL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR. İDDİA DA İŞTE BU SEBEPLE KRALIN ZEHİRLENDİĞİ ŞEKLİNDE.

RUSYA'NIN SURİYE'YE GİRİŞİ İLE SUUD SURİYE'DE RESMEN İFLAS ETTİ.HEM POLİTİKA OLARAK HEM DE EKONOMİK OLARAK İFLAS ETTİ.

SURİYE'DE SAVAŞAN TERÖRİSTLERİN MAAŞLARINI SUUD ÖDÜYOR, KATAR YARDIM DİYORDU. EKONOMİSİNİ OLDUKÇA ETKİLEDİ.

VE YEMEN'DE SUUD BİRLİKLERİNİN SÜREKLİ KAYIPLAR VERMESİ DE SUUDU ZOR DURUMA DÜŞÜRDÜ.

KETUMLAR AMA YEMEN'DE HER GÜN SUUD ZIRHLI BİRLİKLERİ ÜÇER BEŞER İMHA EDİLİYOR. İNTERNETTE DOLAŞIYOR BU GÖRÜNTÜLER.

ESAS KAVGA İSE KRALIN HİLAFETİNDE OLACAK. PRENSLER KRALI İNDİRENLER İLE İNDİRMEK İSTEMEYENLER OLARAK İÇ KAVGAYA TUTUŞACAKLAR. 

YANİ ZUHUR GİTTİKÇE YAKLAŞIYOR ALLAHU ALEM.

10 Ekim 2015 Cumartesi

ATATÜRK DÜŞMANI MUSTAFA ARMAĞAN'DAN SAPIK SORULAR VE BİZDEN DE KURŞUN GİBİ CEVAPLAR

MUSTAFA ARMAĞAN ATATÜRK DÜŞMANI AMA SIRADAN BİR ATATÜRK DÜŞMANI DEĞİL. EN ÖNDE GELENİ VE DİĞER ATATÜRK DÜŞMANLARININ DA MÜRACAT MEVKİİ. KENDİSİ CİZRELİ.TÜRK OLMADIĞINDAN EMİNİM AMA KÜRT OLDUĞUNDAN DA ŞÜPHELİYİM. EZİDİ VEYA ERMENİ DE OLABİLİR.SUÇ DEĞİL TABİ.AÇIKLAR OLUR BİTER. AMA TÜRK GİBİ DAVRANIP DA KİMSE TÜRKÜN ÖNDERİ ATATÜRK'E DÜŞMANLIK EDEMEZ. BİR İDDİADA BULUNURSA CEVABINI DA ALIR. İŞTE İKİ İDDİASI VE CEVAPLARI:



1914 yazında 1 Osmanlı Lirası 3.7 Dolarmış. Ya da 18.4 Markmış. Yani şunu demek istiyor:
Bugün 3 TL= 1 Euro ya da 1 Dolar ediyor. "Osmanlı başarılıydı Cumhuriyet başarısız" demek istiyor. 

(Bunun altında yatan art niyeti ise şu: Türkiye'nin yerine Osmanlıyı kuralım (!).Nasıl olacak önce Türkiye yıkılacak sonra Osmanlı kurulmak istenecek. Türkiye yıkılınca sana Osmanlıyı mı kurduracaklar fitneci, art niyetli adam. Türkiye bölünecek ve senin de amacın o zaten değil mi?) 

EL CEVAP:

Peki 1914 yazında Osmanlı'nın kaç tane savaş gemisi, kaç tane savaş uçağı, kaç tane makinalı tüfeği varmış? O parası beş para etmezlerin kaçar tane varmış? O yüzden mi Osmanlı Alman silahları ile cepheye gitmiş? Demezler mi adama? Art niyetli adam.



Diyor ki: Madem Yunanlıları yendik ve denize döktük o halde oniki adaları niçin Yunan'a bıraktık da almadık? Bütün soruları böyle. Mantıklı gibi ama fitne eseri.

EL CEVAP:

Yunanlıları hava veya deniz savaşı ile Ege'ye dökmedik.Art niyetli adam. Kara savaşı ile döktük ve o savaş da Ege'ye dayanınca bitti. Kaldı ki o adalar zaten Yunanın değildi.İtalyanlara aitti.Ve o senin öve öve bitiremediğin son dönem Osmanlı uşakları var ya o adaları 1912 de UŞİ antlaşması ile İtalyanlara onlar vermişti.Atatürk vermedi. Yunanlılar o adaları tam 1947 yılında Paris Antlaşması ile aldılar. 2.Dünya Savaşı sonrası.Art niyetli adamsın. O on iki adaları alamayışımıza sen acaba o Atatürk'ün binde biri kadar yandın mı? Art niyetli adam. 


"Yalan yazan tarih utansın" diye bir site yönetiyor baştan sona yalan yanlış, saptırmaca bilgiler paylaşıyor ve kasten ve planlı bir şekilde Atatürk düşmanlığı yapıyor. Bütün paylaşımları eninde sonunda Atatürk düşmanlığına çıkıyor.

Muhterem takipçiler Atatürk düşmanlığının önderliğini yapan bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmaya çalışan düşmanlarımıza kasten hizmet ediyor.Çünkü Atatürk'e düşman olunmadan Türkiye'ye düşman olunamaz.Atatürk'ü seven Türkiye'yi sever. Cahiller istisnadır.Atatürk yok edilmeden Türkiye yok edilemez.Bunu çok iyi biliyorlar ve kasten yapıyorlar. 

"Türkiye bölünsün" diyenlerin tamamı Atatürk düşmanıdır. Siz Atatürk'ü seven PKK'lı gördünüz mü? Göremezsiniz. O nedenle Atatürk düşmanlarını hep bu minvalde değerlendirmek lazım. Aslında Atatürk değildir dertleri, Türkiye düşmanıdır bunlar.   

PLAN: BOP, HAREKAT: ARAP BAHARI, HEDEF: TÜRKİYE

PLANIN ADI "BOP" OLARAK BELİRLENDİ. UYGULANMASI İÇİN YAPILAN HAREKATIN İSMİ İSE "ARAP BAHARI" OLDU. VE NİHAİ HEDEFİ DE KESİNLİKLE TÜRKİYE.





Biz bu günleri daha hem plan aşamasında 2000 li yıllarda hem de harekat aşamasında Tunus'ta Arap Baharı başladığında göremedik maalesef. Belki de gösterilmedi ama görebilmeliydik.

BOP projesinin de Arap baharının da ne olduğunu, kimler tarafından nasıl yönetildiğini ve bugünlere nasıl gelindiğini artık herkes biliyor.

Yeniden yazmaya gerek yok.Yazının konusu, güneydoğuda görev yapan güvenlik güçlerimize yapılan terör saldırıları...

İlçemiz Çubuk, bugün teröre 60. şehidini verdi. Diyarbakır'dan Hani ilçesine giderken terör saldırısı ile şehit edilen polisimizi toprağa verdik.Allah CC şehadetini kabul buyursun ve bizlere de şefaatini nasip etsin İnşallah. Yakınlarının ve hepimizin başı sağ olsun.

Güneydoğuda görev yapan polislerimizin bir kısmı orada aileleriyle birlikte yaşarken bir kısmı ailelerini götürmüyor ve memleketinde bırakıp gidiyor. Ailelerini memleketinde bırakıp gidenler orada daha bağımsız oluyorlar ve kurumsal çatı güvencesi altında kalabiliyorlar.

Ancak aileleri ile birlikte gidenler diğerlerine göre daha çok risk alıyorlar. Çünkü görev yaşamı haricinde bir de özel yaşamın gereği olarak çarşı, pazar, okul, hastane gibi ihtiyaçlarını da görmek zorunda kalıyorlar. Aslında aileleri polislere orada bir nevi külfet oluyor.

Bu nedenle güneydoğuda görev yapan polislerimizin ailelerini memleketlerinde bırakmaları daha mantıklıdır. Konuyla ilgili kurumsal genelgelerin yayınlandığı da basında yer aldı ve bize göre çok doğru bir adım.

İnsanlıktan nasibini almamış teröristler ve işbirlikçileri polislerimizi nasıl tuzağa düşürüyor?

Meskun mahal bölgesinde bulunan karakollarımız o meskun mahalde ikamet eden teröristler veya işbirlikçileri tarafından sürekli olarak gözleniyor. Karakolda kimler kalıyor, kimler evlerine gidiyor, kimin ailesi orada yaşıyor, hangi gün hangi ihtiyacı için nerede bulunuyor hepsini de biliyorlar.
Şerefsiz bunlar.

Sonra bir polisimiz zorunlu olarak ya çarşı pazara çıkıyor ya ailesini doktora götürüyor ya da çocuğunun okuluna gidiyor.Yani bir şekilde kurumsal emniyetin dışına çıkmak zorunda kalıyor.

Örneğin bir polisimiz ailesi ile birlikte meskun mahal dışına çıkarsa oradaki hain işbirlikçiler derhal teröristlere bildiriyorlar. Gittikleri yerde de var bu hainler.Onlar da geldiklerini ve ne iş yaptıklarını bildiriyorlar. Sonra sıra dönüşe geliyor ama dönüşte mutlaka şerefsiz bir tuzak bekliyor.

Allah CC hepinizin de bin belasını versin İnşallah.İsrail uşağı aşağılık köpekler.

Alınması gereken tedbirler konusunda şunlara dikkat edilmeli:

İmkanı olan polislerimiz (Tüm güvenlik güçlerimiz) ailelerini oraya götürmemeli. Götürmek zorunda kalan polislerimizin zorunlu ailevi ihtiyaçları için de teşkilat, imkanlar dahilinde önlemler almalıdır. 

Çarşı pazar ihtiyaçları için kurum içi kantinler açılabilir, sağlık ihtiyaçları için kurum içi doktorlar görevlendirilebilir. Maliyeti de olur ama her şeye değer. Kısa vadede ise en azından alışverişlerin bir kurumsal planlama dahilinde yapılması sağlanabilir. Kimin ne ihtiyacı varsa listelenip tedbirli olarak alışverişe gidilip gerçekleştirilebilir.

Askerimiz bu konuda emniyet teşkilatına göre daha kurumsallaşmış bir yapıya sahiptir.Örnek alınabilir.

Askeriyle, polisiyle tüm güvenlik güçlerimiz görevlerini özveriyle ve başarıyla yerine getirmekte ve teröristlere dünyayı dar etmektedirler. Elhamdülillah. 

Ancak bireysel faaliyetlerde de biraz daha dikkatli olunması gerekmektedir. Kurumlarımız zaten başarılı.

Son bir yıl içinde polislerimize yapılan saldırılar hep pusu, tuzak ve suikast şeklinde oldu. Lütfen biraz daha dikkat edelim. 

Ailelerimizi götürmezsek sorun büyük ölçüde çözülmüş olacak.

Güzeller güzeli Rabbim tüm güvenlik güçlerimize iyilikler ve güzellikler versin ve kiramen katibin meleklerini daima koruyucu kılsın İnşallah.

6 Ekim 2015 Salı

RUSYA VE İRAN'DAN DOĞALGAZ ŞANTAJI GELEBİLİR

RUSYA VE İRAN, TÜRKİYE'YE VERDİKLERİ DOĞALGAZDA KASITSIZ (!) KISITLAMAYA GİDEBİLİR.




Suriye'deki durum, Türkiye'nin Rusya ve İran ile arasını daha da açabilir. Rus uçaklarının hava sahası ihlallerine karşı izlediğimiz politika tamamen doğrudur. NATO'nun acil toplantıya çağrılması, Rusya'nın NATO aracılığı ile kınanması, nota verilmesi atılması gereken önemli adımlardı. Atıldı.

Ancak Rusya ve İran Esad'ın iktidarda tutulması için anlaştılar ve kesin bir karar verdiler. Hava sahamızın ihlali bize göre de yanlışlıkla değil kasten yapılmış ve Türkiye'ye nezdinde aslen ise NATO'ya kararlılıklarını göstermek istemişlerdir.

Suriye'deki gerilim aslında ABD-RUSYA gerilimi olup her iki ülke de kendi topraklarından uzakta birbirlerini test ediyorlar. Rusya'nın Ukrayna'ya mukabil Suriye'ye gelişinin bir sebebi de bu. Ukrayna kendi sınırı ama Suriye Rusya'ya daha uzak. Niçin güç gösterisini kendi ülkesinde yapsın ki Suriye gibi hazır bir arena varken?

Bir komplo teorisi ABD ile Rusya'nın Suriye'de anlaştıklarını ve Rusya'nın ABD'nin izni ile Suriye'ye geldiğini iddia ediyor. Yani ABD, Rusya'dan muhaliflerin önünü açması için IŞİD'i temizlemesini istedi. IŞİD bitince Rusya çıkacak. Karşılığında da Rusya'ya kırım gibi bazı tavizler verildi diyor komplo teorisyeni.Ayrıca Patriot füzelerinin de bu nedenle çekildiğini iddia ederek delil gösteriyor.

Tabi bunlar doğru değil.Çünkü:
Rusya IŞİD'i temizleyeceğim bahanesiyle muhaliflerin önünü açmıyor tam tersine IŞİD ile birlikte muhalifleri de vuruyor. Yani Esad'ın önünü temizlemeye çalışıyor. Ayrıca Putin komutanlarına, Işid liderlerinin canlı yakalanarak (ya da cenazelerinin) Moskova'ya getirilmesini emretti. Bunu ABD'ye karşı kullanacak. Elindeki ABD ajanlarını ABD'ye karşı kullandığı gibi IŞİD liderlerini de itiraflar ile ABD'ye karşı kullanacak. Yani "IŞİD sizin terör örgütünüz" diyecek. 11 Eylül saldırılarının uydu görüntülerini yayınlamayı da tekrardan açıkladı. Uydu görüntüleri 11 Eylül İkiz Kuleler saldırılarının ABD tarafından yapıldığını belgeliyormuş. ABD bu açıdan sıkıntıda. 

Patriot füzelerine gelince... 
Zaten sembolik manadaydı. Suriye'den Türkiye'ye yanlışlıkla (!) gelebilecek Scud füzelerine karşı yerleştirilmişti.Muhaliflerin seyir güvenliği de denilebilir.Yani Rusya ile yapılacak bir savaşta bu füzelerin zaten bir fonksiyonu yoktu.Bu savaş, küresel çapta olağanüstü planlama gerektiren bir olaydı. O açıdan zaten belli süreli gelmiş olan bu füzelerin çekilmesi ABD-Rusya anlaşmasına delil olamaz.

Artık Rus uçakları hava sahası ihlalleri yapmayacaklar.Çünkü vermek istedikleri mesajı NATO'ya verdiler. "Kararlıyız" dediler.

Ancak NATO ya da ABD, Suriye'ye Türkiye üzerinden ikmal yaparsa o noktada sıkıntılar olabilir ve tekrar hava sahası ihlalleri yaşanabilir. Tabi muhatap NATO olacağından Türkiye'yi zora sokmak için doğalgazda kasıtlı kısıntılar yapabilirler. Arkasından "Teknik bir arıza ve bakım nedeniyle" diye de kasıtsızlık açıklaması gelebilir. Türkiye Azeri doğalgazında gerekli tedbirleri almalı ve bu yıldan itibaren de kömür fiyatlarında anormal artışlar olmaması için kömür üretimi artırılmalıdır.

Irak yönetimi Rusya'nın IŞİD'i sadece Suriye'de değil Irak'da da vurması için ülkesine davet etti. Bağdat'ın batısında bir havaalanını tahsis ettiler. Rusya'nın bu havaalanından Ramadi'deki IŞİD'i vurmasını istiyorlar. Çünkü Irak, Ramadi'de IŞİD'i bir türlü yok edemedi.Bu sebeple de Musul operasyonunu sürekli geciktirdi. ABD, "Musul operasyonunu başlatalım" dediğinde sürekli olarak "Önce Ramadi" dediler. İşte bu Ramadi'ye şimdi Rus uçaklarını istiyorlar.

Şimdi bir tahmin daha yazalım.
IŞİD'in Ramadi'deki gücü nereden geliyor? Ürdün'e sınır olmasından geliyor. Yani Irak'daki terör Ürdün'den besleniyor.Şimdi Rus uçakları Ramadi'yi de vurmaya başlarsa bu sefer hava sahası ihlalleri nerede olacak? Tabi ki Ürdün hava sahasında. 

Peki Rus uçakları Ramadi'ye vurmaya başlarsa ve IŞİD Irak'da da biterse ne olacak? Sıra Musul'a gelecek.

PKK/PYD ve Barzani hem Rusya hem de ABD ile flört ediyorlar. ABD'nin Yahudi kanadı PKK/PYD ile dayanışma isterken, diğer kanadı ile NATO açıkça "Türkiye vazgeçilmez" diyerek tarafını net olarak belli ediyor.

Barzani ise şu an hem Türkiye'yi satmak zorunda kaldı hem de ABD ile Rusya arasında. Gidip gidip geliyor. Seyrüsefer. Sonu hüsran tabi. Rakka'da süren operasyonlar IŞİD'i tekrardan Irak'a kaçırırsa ilk gidecekleri yer Musul ve Musul bu anlamda Ramadi'yi bile beklemeden öncelikli hale gelebilir.

Emperyalist devletler savaşlarını kendi evlerinde değil deplasmanda yapmayı tercih ederler. Kendi halkları zarar görmesin diye bunu isterler. Ve halklarına da bir sebep uydurur, propaganda ile yutturur ve istediklerini yaparlar. Örneğin ABD yıllarca ABD halkını "Eğer Ortadoğuya asker göndermezsek o bindiğiniz sekiz silindirli benzin motorlu araçlara binemezsiniz" diye kandırdı.
Oysa petrole bağımlı olmayan araçları yüz yıl önce yaptılar ve seri imalatını engellediler.Bunu da Yahudiler büyük İsrail için yaptılar. ABD, Ortadoğuda bulunmazsa büyük İsrail kurulamaz değil mi?

Tersinden giderek ispat edelim:
Zaten Ortadoğudaki tüm petrol kuyularının sahipleri ABD, İngiltere ve Fransa'daki Yahudilerdir. Zaten petrolü onlar çıkarıyor, onlar işletiyor ve tüm dünyaya kendi istedikleri fiyatlar ile onlar satıyorlar. Arap emirleri de aldıkları yüzde beşlik payla petrol zengini ünvanı reklamı yapıyorlar.
Arap şeyhlerinin tamamının petrol geliri ABD'nin toplam 27 tane olan petrol şirketlerinin tek sahibi Rockfellerin servetinin yarısı kadar yoktur. Petrol zaten onların ise askerin Ortadoğuda ne işi var? Ne gerek var? Petrol bahane, amaç Büyük İsrail'dir.


5 Ekim 2015 Pazartesi

ALLAHU EKBER






HZ.MEHDİ AS, DÜNYANIN EN ŞEREFLİ MESLEĞİNE MENSUPTUR.

BAZI MESLEKLER, BAZI MESLEKLERDEN ÜSTÜNDÜR.

HZ.MEHDİ AS EN ÜSTÜN OLAN BİR MESLEĞİN EN ŞEREFLİSİ VE EN DAHİSİDİR.

KULLARIN İŞTİGAL ETTİĞİ İŞE MESLEK DENİR. KİMİ MESLEKLER RIZKI TEMİN ETMEK İÇİN KİMİLERİ DE ALLAH RIZASI İÇİN YAPILIR.

KURANI KERİMDE ALLAH RIZASI İÇİN YAPILAN MESLEKLER SAYILMIŞTIR VE İKİ ADETTİR. O İKİ MESLEĞİ YAPANLAR DİĞER MESLEK MENSUPLARINDAN ÜSTÜNDÜR.

ANCAK ÜSTÜNLÜĞÜN ÖN ŞARTI DA TAKVADIR. 

4 Ekim 2015 Pazar

HERKES BÖLÜNECEK (MELHAMEİ KÜBRA)

MELHAME-İ KÜBRA'DA HERKES BÖLÜNECEK





ABD ve Rusya 3.Dünya savaşı öncesinde din, dil, ırk farkı gözetmeden herkesi bölecekler. Dünyanın bir kısmı ABD'nin, diğer kısmı da Rusya'nın yanında olacak.

Tabi bu bölünme siyasi bölünmedir. Askeri anlamda 3.Dünya savaşını yapacak olanlar değildir.

Din farkı gözetilmeden bölünme:

Hristiyanlar kendi içlerinde bölünecekler. 
ABD bir tarafın başını çekerken, diğer tarafın başı Rusya olacak. Güney Amerika ülkeleri Rusya'nın yanında yer alırken,Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya ABD'nin yanında yer alacak.

Putperestler bölünecek.
Çin ve Kuzey Kore, Rusya'nın yanında yer alırken, Güney Kore, Japonya ve Hindistan ABD'ye destek verecek.

Müslümanlar bölünecek.

Türkiye, Suud, Katar, BAE, Bahreyn, Kuveyt, Ürdün ve Kuzey Afrika ülkeleri ABD'nin; Lübnan, Suriye, Irak ve İran Rusya'nın yanında olacak. 

Durumu en zor İslam ülkesi Pakistan.Çünkü Hindistan'a düşman, Çin'e dost ama ABD'ye de dost olduğu için zorda.İki arada bir derede. Safı sonunda ABD olacak.

Ve ikinci zor durumda olan ülke Mısır. Çünkü Sisi bir diktatör ve ne yapacağı belli değil. Sisi'ye hem ABD hem de Rusya asılıyor. ABD'nin Suriye'deki başarısızlığı ya da Rusya'nın başarısı Mısır'ı Rusya eksenine itecek.Aksi durumda ise ABD'nin yanında olacak. 

Türkler bölünecek.

Avrupa'daki Türkler, Kıbrıs ve Türkiye ABD'nin yanında yer alırken; BDT üyesi Türkler Rusya'nın yanında duracaklar.

Kürtler bölünecek.

Barzani ve Irak Kürtleri ABD'nin yanında yer alırken PKK/PYD ve Suriye Kürtleri Rusya'nın yanında olacaklar. Ama bunlardan PKK/PYD 3.Dünya savaşını görmeyecekler.İmha edilecekler.

3.Dünya savaşının ilk muharebesi olan Karkısa Savaşında da diğerleri imha edilecek.Kürtlerden sadece Türkiye'de bulunan ve PKK'ya karşı olanlar Kahraman Ordunun himayesinde Rusya'ya karşı savaşacaklar.Altın Çağa ulaşacak olan Kürtler bunlardır.

Araplar bölünecek.Yukarıda yazdık.

Dünyayı çok ama çok büyük badireler bekliyor.
Tabi ki her şeyin en doğrusunu sadece Allah CC bilir. Allahu alem.

SURİYE'DEKİ SON DURUM

Rusya savaş uçakları muhalifleri vuruyor.Ayrım yapmadan tüm muhaliflere hava operasyonları yapıyor. El Nusra, El Fetih, IŞİD, ÖSO. Hepsini de vuruyor.

ABD ise muhaliflerden sadece IŞİD'in vurulmasını diğerlerine operasyon yapılmamasını istiyor.

Önce ABD, "IŞİD'i vuruyorum" bahanesiyle Suriye'ye bazı oyunlar oynadı.Rusya da bunu görerek cevap veriyor. O da "IŞİD'i vuracağım" bahanesiyle Suriye'ye girdi ve Esad'a muhalif kim varsa vuruyor.

Tabi vurulanların içinde öncelikle ABD'li olmak üzere BATILI ajanlar kaynıyor ve onlar da ölüyorlar. O yüzden ABD ve Batı son derece rahatsız. Dünya kamuoyu önünde Rusya'ya sivil duyarlılık ile ve ılımlı Esad muhalifleri ile karşı propaganda yapıyor ama arkasından misillemeler de gelecek.

Batı bu misillemeleri nasıl yapabilir?

Muhaliflere Rus uçaklarını düşürecek füzeler verebilirler. Ama bu yeterli misillemeyi getirmez. O nedenle batı da Suriye'de operasyonlara tekrardan başlayıp Suriye'deki İran birliklerini vurabilir. Çünkü Rusya ile İran Suriye'de Esad'a nasıl destek verecekleri hususunda anlaşırken Rusya'ya Suriye'nin hava sahası güvenliği; İran'a ise kara sahası güvenliği düştü. Yani Suriye'de İran kara birlikleri de var. 

Aslında Suriye'da olmayan yok. Dünyanın ajanları oraya toplanmış durumda.Sırayla vuruyorlar. Kimi? Tabi ki Müslümanları.. 

Açık yazalım; ne Suriye diye bir devlet kaldı ne de Suriyeli diye bir millet. Telef oldular. Öldüler, yaralandılar, ülkeyi terk ettiler. Artık Suriye emperyalistlerin tatbikat alanı oldu. Maalesef.

ABD ile Rusya arasındaki bu didişmeler Suriye'de artık sırayla vurma noktasından birbirini vurmaya dönüşecek ve arkasından Suriye'nin işgali gelecektir.

Türkiye, Suriye'ye asla girmemelidir. NATO konseptinden asla çıkmamalıdır. NATO'nun olmadığı hiç bir savaşa girmemeliyiz. 

Gerçekten 3.Dünya Savaşı geliyor. Henüz başlamamışken içerideki tüm parazitleri TEMİZLEYİP, birlik ve beraberlik içinde bu savaşa hazırlanmalıyız İnşallah.

2 Ekim 2015 Cuma

LATİNLEŞME Mİ? LADİNLEŞME Mİ?

AHMET AKGÜL HOCANIN SON YAZISINDAN ALINTIDIR




Atatürk döneminde askerler Kur'an üstüne yemin ediyordu:


Evet, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün ölümüne kadar Harp Okulu öğrencilerine Kur'an üzerine yemin ettiriliyordu. 

6 Eylül 1937 tarihli belgenin üzerinde, "Harbiye Mektebi'nde ikmali tahsil eyliyen zabitana mahsus şahadetname" yazıyordu ve o dönemde Atatürk henüz yaşıyordu. Hemen altta ise "Resmi Tahlif" ifadesi göze çarpıyordu. 

Bugünkü Türkçe ile buna "Resmi Yemin Belgesi" demek uygundu. O dönemin yemin metninde aynen şöyle yazıyordu: 

"Ben, sulhta ve harpta, karada ve denizde ve havada ve her nerede olursa olsun, milletime ve memleketime daima doğruluk ve sadakatle hizmet ve hükumeti cumhuriyetimizin bütün kanun ve nizamlarına ve amirlerimin her türlü emirlerine bütün kalbimle itaat etmekten ayrılmayacağıma ve milletimin namına, mukaddes şerefli sancağımın şanını ve askerliğin namus ve şerefini canımdan aziz bilip bu uğurda seve seve canımı feda etmekten çekinmeyeceğime ve asıl vazifem olan; namuskâr, özü ve sözü doğru ve gayretli bir asker olarak çalışmaktan başka bir şey düşünmeyeceğime, Cenab-ı Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Azimüşşana el basarak yemin ediyorum." 

Metnin sonunda da: "Vallah ve billah" ifadeleri yer alıyordu. 

Aynı belgede Harbiye Mektebi'nde verilen dersler de sıralanıyordu. Bunların arasında "İlmiahlak" göze çarpıyordu. İçinde din dersi de bulunuyordu. Apaçık ortada; Atatürk döneminde Harp Okulu öğrencileri zorunlu din dersi okuyor, Kur'an üstüne el basarak yemin ediyordu. Bitmedi, Atatürk'ün sağlığında İslam Âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'a Türkçe Tefsir yazdırıyor, Ahmet Hamdi Akseki’ye ise, askerler için özel "din kitabı" hazırlatıyor ve bunu bütün Silahlı Kuvvetler mensuplarına okutturuyordu. 

Ama maalesef Atatürk ölüyor ve her şey değişiyordu. İsmet İnönü büyük bir "Latinleşme" ve “Ladinleşme” kampanyası başlatıyor, bunun adını da Kemalizm koyuyordu.

YORUM

Evet yıllardır 'Latinleşme' ile 'Ladinleşme' arasında gidip geliyoruz. Gördüğünüz gibi Atatürk'den sonra icat edilen Kemalizm sadece Latinleşme'den ibaret değil aynı zamanda Ladinleşme'yi de içeriyor.

Yani iki zıt kutup oluşturuluyor ve Ladinleşme ile halk korkutulup Latinleşme iktidara getiriliyordu. İlk elli yıl böyle gitti.Sonra ABD devreye girdi ve bu sefer Latinleşmeye karşı Ladinleşme desteklendi. 

Yani şunu diyordu ABD:

"Madem Türkiye'yi sizler Ladinleşme ile korkutup Latinleşme ile elinizde tutuyorsunuz ve madem bu Ladinleşme de bu şekilde bir alt yapı oluşturdu, o halde bu alt yapıyı güçlendirip sizin Latinleşmenize karşılık, Ladinleşme ile iktidarı alır ve biz  yönetiriz.Siz de bakarsınız" diyordu.

1923 - 1938 yılları arasında Atatürk, bu ülkeyi yüz yıl sonra dünyanın en büyük ülkesi olabilecek temeller üzerine kurdu. 

Öyle ki bugün dünyada ABD,Rusya,Çin gibi süper devletler olmasa, tüm dünya halkları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir vatandaşı olmaktan onur duyardı. Hangi dile, dine,ırka mensup olursa olsun sevgi ve barış içinde insan haklarına ve evrensel yükselen değerlere sahip olmak için her dünyalı seve seve bu ülkenin vatandaşı olurdu.

Bugün dünyada gayrimüslim devletler içinde tüm dünya insanlığını vatandaş yapıp da her vatandaşına aynı hakları verebilecek bir devlet yoktur. İşte Ortadoğu, işte Afrika. Yarısı açlıktan, kalanı küresel çıkarların savaşlarından can güvenliğini bile yitirmiş durumda.

Gelelim Müslüman ülkelere:

İçlerinde bir tanesi bile tüm dünya insanlığını olduğu gibi kucaklayıp, kabul edip, vatandaş olarak aynı hakları verebilecek düzeyde değil.İşte Vehhabilik, selefilik, tekfircilik, işte Şiilik. Bırakınız dünya insanlığını, bunların farklı mezheplere bile tahammülü yok.Yanlış mı? 

Var mı bir tane İslam Devleti? Yok.Yok.

Bizler Türk gençliği olarak Atatürk'ün ne denli büyük bir devlet adamı olduğunu hala anlayamadık.

Ama kendisi bu gerçeği şöyle ifade etti:





Muhyiddini İbnül Arabi Hazretleri evliyanın büyüklerindendi. Pek çok evliya geldi geçti ancak Arabi Hazretlerinin gelecekten kendisine bildirilen bazı haberleri verme ruhsatı vardı. Yavuzun Şam'a gireceğini yüzyıllar öncesinden bilmiş ve şifreli bir şekilde açıklamıştı. 

Aynı Arabi Atatürk'ü de haber verdi. Ancak kötüleyerek değil överek haber verdi. Batıdan çıkacak gök gözlü, uzun boylu bir genç yeni bir devlet kuracak ve kıyamete kadar baki kalacak buyurdu.

Atatürk de bunu "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyerek ikinci defa ikrar etmişti.

Atatürk'ün aleyhine konuşan din adamları da var ancak Atatürk'ün lehine konuşan din adamları daha fazla ve bu fitne ortamında nedense onlar hiç gündeme getirilmiyor. 

Biz şimdi Arabi'nin ifadesinden Hz.Mehdi AS olayına bağlantı yapacağız. Madem Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıkılmayacak ve ilelebet yaşayacak o halde Hz.Mehdi AS da Türkiye düşmanı olmayacak.Tam tersine Türkiye dostu olacak.

Çünkü Arabi'ye göre Hz.Mehdi AS 2016'da zuhur edecek. Kaç ay kaldı? Bir kaç ay İnşallah.

"Büyük İslam alimi ve Tasavvuf Piri Şeyhül Ekber Muhyiddini Arabi Hazretleri (1164-1240), yazdığı "Dürri Meknun" kitabında, tam 250 (iki yüz elli) sene öncesinden Kostantin şehrinin Müslümanların eline geçip İstanbul'a dönüşeceğini, hem de 800 sene sonra zuhur edecek Hz. Mehdi'nin doğum tarihini vererek büyük bir keramet ve beşaret göstermiştir.
"(Hz. Mehdi Batıdan zuhur eder.. "Rahim"in "mim"i tarihinde doğmuş olur. Lakin, Kamer Tulu' ettiği (doğduğu) zamanda talii (Yıldızı) Saadet burcunda iken...... "Beni Asferi" helak edip İstanbul'a girecek....."
Cümel-i Ekbere göre: Ra:502, Ha:606, Ye:575, Mim:333 değerine sahiptir. Bu değerleri toplarsanız 2016 değerini verir." 

Şimdi şuna dikkat! 

"Kamer tulu ettiğinde tali yıldız saadet burcunda iken" 

Çevirelim mi? 

"Ay doğduğunda, yıldız Saadet burcunda iken" oluyor.Ay da tek değil çoğul.Ama bu Saadet o Saadet değil, onu da yazalım.Bu sır olsun. Bu sırrın Atatürk ile ve idealleriyle ilgisi var.

Muhyiddini Arabi Hazretleri onu da müjdelemiş Maşallah.Ve İnşallah.


29 Eylül 2015 Salı

DUYURU


TAKİPÇİLERİMİZ, BAŞBUĞUN ÇERİSİ RUMUZLU TAKİPÇİMİZİN HANGOUSTTAKİ SAYFASINA KATILSINLAR.

ÇÜNKÜ HEMEN HER GÜN ORADAN TAKİPÇİLERİMİZİN SORULARINI CANLI CEVAPLIYORUZ.

BURADA YAYINLAYAMADIĞIMIZ BİR TAKIM BİLGİLERİ DE ORADA PAYLAŞABİLİYORUZ. 

GENELLİKLE HER GÜN 24 CİVARINDA ORADA OLUYORUZ.

BEKLERİZ İNŞALLAH.


27 Eylül 2015 Pazar

ESAD'A SUİKAST YAPILABİLİR

ÖNÜMÜZDEKİ DÖRT AY İÇİNDE ESAD'A SUİKAST YAPILABİLİR.





DELİLİMİZ ŞUDUR

Hadis yorumlarına göre Esad indirilecek.Yerine Süfyan geçecek. 

Şu anda gelinen durumda ise ABD,Rusya,İngiltere,Almanya ve Türkiye Esad'lı geçiş noktasına gelmiş görünüyor.

Yani Esad, bu iç savaşta indirilmeyecek ise hadis yorumlarına göre de ineceğine göre o zaman suikast yapılacak olabilir. 

Esad'lı geçiş için anlaşılmış iken Esad'a yapılacak bir suikast, Suriye'deki iç savaşı daha da azdıracaktır. İktidar savaşları hız kazanacaktır.

Ve bunun sonucunda Suriye'de bir birine üstünlük sağlamaya çalışan grupların yerini doğrudan ABD ve Rusya alacaktır. Ve sonu da Suriye'nin işgali.

En doğrusunu Allah CC bilir.

Peki böyle bir olay olursa bunu kim yapabilir?

En başta İsrail'in arzusudur. Mossad yapabilir. Ama ABD böyle bir ortamda kendisinden habersiz yapılacak böyle bir olaya izin vermeyeceğinden CIA-Mossad işbirliği ile hatta MI6 da dahil olmak üzere yapabilirler.

Hatta belkide artık alt yapısı ve hazırlıkları tamamlandı ve o yüzden Rusya'nın Esad'lı geçiş ısrarına karşı Esadsız Suriye için gazını almaya çalışıyorlar. Bu da mümkün.

En başından beri Esad'ın yanında olan karşı cephenin böyle bir suikasti yapmayacağı kesindir.

Esad'dan sonra Suriye yönetiminde ve ordusunda ikilik oluşturarak Rusya'yı Suriye'de etkisiz hale getirebilirler. Çünkü Rusya Suriye yönetimine bir bütün olarak destek veriyor.Ayrılık olursa ve işler çığırından çıkarsa Suriye'de zora düşer ve terk de edebilir.Sonra işgal başlar ve Süfyan getirilir.Belki de bunun da alt yapısı hazırlandı.Recep ayına kadar bu olayları bekliyoruz.

Allahu Alem.Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir.

26 Eylül 2015 Cumartesi

BİR ŞEYHİN HZ.MEHDİ AS İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI

ŞEYHE ELEŞTİRİLER YÖNELTECEĞİMİZDEN İSİM VERMEYELİM.





DİYOR Kİ:

Hz.Mehdi AS Türkiye'den çıkacak.

Önce on, on beş dakika bölgedeki gelişmeleri anlatıyor. Suriye'den,Irak'dan, PKK'dan konuşuyor. Sonra tüm bu olayların çözüm önerilerine geliyor.

Ve şöyle diyor: 

"Kurarsınız Mehdi ordusunu, dünyadaki Müslümanları Türkiye'ye davet edersiniz,eli silah tutan savaş için gelir, güçlü bir ordu oluşur. Sonra Irak'a, Suriye'ye,İran'a biat etmesini söylersiniz.Biat eden Mehdi'nin askeri olur, etmeyen ile savaşırsınız.Zaten Hz.Mehdi As Türkiye'den çıkacak, Allah da (CC) yardım ederse ne ABD kalır, ne Rusya, ne İsrail, ne Çin... Dünyaya hakim olur Altın Çağı başlatırsınız" diyor.Aslında "Bu böyle olacak" diye müritlerine şifreli mesaj veriyor.

Sonra siyasete giriyor.Ama müritlerine siyaset yapmamaları ve her hangi bir partinin propagandasına alet olmamaları konusunda kuvvetli ihtarlar veriyor. Oysa kendisi siyasete devam ediyor ve şunları da ekliyor.

"Zaten hilafet TBMM'nin uhdesinde.Yarın çok kuvvetli bir iktidar gelir ve hilafeti ihya eder. (Başkanlık sistemine geçer demek istiyor)   Ve 1 kasım seçim tahmininde bulunuyor. "Bir parti referandum sayısına ulaşacak kadar vekil çıkaracak" diyor.

(Referandum sayısı 330 vekil ediyor.Ayrıca referandum ile ima edilen de yeni Anayasa oylaması olmuş oluyor.)

Devam...
Devam ediyor ve işi 28 Şubatçılar ile Cemaate getiriyor.

28 Şubatın kanatlarını sayıyor.
"Bir kanadı siyasetti, tasfiye edildi. 2002 de halk tasfiye etti" diyor.
"Bir kanadı medyaydı o da iktidar döneminde tasfiye edildi" derken de Cemaat medyasını kastettiğini sonradan açıklıyor.
"Diğer bir kanadı askerdi, Ergenekon davaları ile tasfiye edildi demek istiyor." 
Hoca uzun uzun açıklıyor da kısaca özetliyoruz...
Bir kanadı sermayeydi o da tasfiye edildi derken Tüsiad'ı kastediyor ve yerine Müsiad'ın ikame edildiğini işaret ediyor.

Sonra ise evlere şenlik bir ifşaat da bulunuyor. "Elbetteki bütün bunlar gökten bir elin yardımıyla oldu" diyor.

Ve ekliyor: "Şimdi sadece 28 Şubatın dini kanadı kaldı ve şu anda tasfiye edilen de o" diyor.

Cemaati kastediyor ve açıyor:

"ABD,İngiltere ve batı, İslam dünyası için bir HALİFE belirledi ve onu halife ilan edip İngiltere'de ikamet ettireceklerdi ve İslam dünyasını İngiltere'den yöneteceklerdi, bu oyun da bozuldu" diyor. Kastettiği Gülen.

GELELİM ELEŞTİRİLERE:

Hoca Efendinin cevap veremeyeceği soru en başta şu:
"Ahir zamanda Müslümanlardan küçük bir grup Beyaz Evi ele geçirecekler" hadisinin yorumunu bu hoca yapamaz.

Hoca Efendi Şirket sahibi bir tüccar. Şirket sahibi Müslüman olamaz mı? Elbette olabilir. Mümin olamaz mı? İstisnai olarak elbette mümkündür. Mürşit olamaz mı? İşte bu mümkün değil kardeşim.

Evliya olmayan Mürşit olamaz.Şirket sahibinden de ne evliya olur ne de mürşit. Bu gün şirket kurmak için banka blokajı aranmaktadır. Evliyanın bankada ne işi var?

Hocanın pek çok sohbetini dinledik. Hakkını verelim, fıkıh bilgisi güzel. Ama kendisine sorulan sorulardan en çok hangisine cevap verirken daha çok zaman ayırıyor diye sorguladığımızda kadınlar hakkındaki sorulara cevap verirken anormal zaman harcıyor.Kadın hakları uzmanı ama Atatürkçü değil.

ESAS ELEŞTİRİLERE GELİNCE

Hz.Mehdi AS ile ilgili açıklamaları hadis yorumlarına uygun değil. Çünkü Hz.Mehdi AS Türkiye'den değil Mekke'den çıkacak.

Hz.Mehdi AS'ın mücadele yöntemi de ahir zamanda olacak olaylar da hoca efendinin açıkladığı gibi değil. Zaten hoca efendinin Yecüc Mecüc tarifi de insanüstü dev yaratıklardı.O da yanlıştı.Hoca efendi siyasi parti propagandası yapmıştır.Ve Cemaate de bilgisizlikten dolayı iftira atmıştır.

Bunu niçin yaptığını yazmaya gerek yoktur.

Ancak İslam Dünyası 3.Dünya savaşına yekvücut olarak girmeyecek. İran, Suriye,Irak ve Yemen Rusya'nın yanında yer alacak.Türkiye, Suud ve diğer körfez ülkeleri ise ABD tarafında bulunacaklar.Hadis yorumları bu şekildedir. Hz.Peygamber SAS Efendimiz kim bilir belki de "Ümmetimin ihtilafında hayır vardır" sözünü bunun için söylemiştir. Allahu Alem.

İkinci dünya savaşında Hitler ile Churcil birlik olup Müslümanlara saldırsalardı acaba İslamın durumu ne olurdu? Bediüzzaman bunu ne güzel açıklıyor.

Mevcut durumdaki gerçeklere göre, hoca efendinin dediği gibi bir durumda yani tüm Müslümanların birlik olup hem ABD ve NATO'ya hem de Rusya, Çin ve ortaklarına karşı savaş kazanma şansı yoktur. Bu Müslümanların sonu demektir. 

Deccalin istediği de Müslümanların üzerine hem ABD hem Rusya'yı Çin ile birlikte gönderebilmektir. İsrail'in Rusya gezisi de kaç defa yapıldı ise tamamında bu amaçlandı.Sadece en son ki ziyarette İsrail'e dokunmayın diye garanti istendi, Putin de verdi.İsrail Müslümanlar üzerine tüm kafirleri birleştiremedi, kendi güvenlik kaygısına düştü.

28 Şubatın dini kanadını Cemaat değil Ali Kalkancı ile Müslüm Gündüz temsil ediyordu. Yanlış mı?

28 Şubatın hedefinde Siyasal İslam vardı. Siyasal İslamın ise iki kanadı bulunuyordu. Birincisi Erbakan'ın başını çektiği seçimle iş başına gelenler, ikincisi ise Gülenin başını çektiği atama ile iş başına gelenlerdi.Bu da mı yanlış? Zaten bunu devrin bir generali tv'de açıklamadı mı? "Milli Görüş kolay da esas sorun Cemaat" demedi mi?

Ve AKP

28 Şubatın en güçlü olduğu dönemde,böylesine 28 Şubat düşmanı olan bir AKP nasıl oldu da engellenmedi?

Şirkette işler nasıl gidiyor hoca efendi?

ABD'NİN 2016 TÜRKİYE POLİTİKASI

ABD'NİN ESKİ ANKARA BÜYÜKELÇİSİ DAVİD RİCCİARDONE:  
"ABD'NİN TÜRKİYE'DEN BAŞKA SEÇENEĞİ YOK"  




Ricciardone, "Bölgedeki krizleri ciddiye alıyorsak, Türkiye ile birlikte çalışmaktan başka seçeneğimiz yok" dedi.

ABD'nin önemli düsünce kuruluşlarından World Affairs Council'in Orange County'deki yıllık toplantısına katılan Ricciardone, "ABD'nin Ortadoğu Stratejisi ve Türkiye" konulu konferansta değerlendirmelerde bulundu.-

Atlantik Council Başkan Yardımcısı olarak yeni görevine ve yaptığı çalışmalara değinen Ricciardone, kuruluşun Ortadoğu Strateji Görev Gücü (MEST) adı altında başlattığı proje hakkında bilgi verdi. Ricciardone, bölgedeki mevcut krizin ardındaki dinamikleri kavramak üzere ABD, Avrupa ve Ortadoğu'dan bir grup uzmanla, güvenlik, din, mülteciler, ekonomik iyileşme ve toplum-devlet ilişkisinden oluşan beş ana başlık altında çalışma yürüttüklerini, nihai raporun 2015 sonunda açıklanacağını belirtti.

''TÜRKİYE İLE ÇALIŞMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK''

Ortadoğu'da devam eden krize ilişkin Türkiye'nin anahtar rolüne dikkat çeken Ricciardone, "ABD'nin bölgede NATO üyesi meşru ve güçlü bir demokrasi olarak Türkiye'yle IŞİD'e karşı mücadele ve Suriye sorunun çözümünde daha etkili bir işbirliğine gireceğini umuyorum" dedi.

Türkiye'nin bölgede Osmanlı Devleti'ne dayanan tarihi ve kültürel bir ağırlığı olduğuna vurgu yapan Ricciardone, "Bölgedeki krizi ciddiye alıyorsak, ABD olarak Türkiye'yle birlikte çalışmaktan başka seçeneğimiz yok. Aynı şekilde Türkiye için de durumun böyle olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Ricciardone bir soru üzerine Rusya'nın Suriye politikasını eleştirerek bu ülkenin korkunç bir hata yaptığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya seyahati dönüşü yaptığı açıklamada olduğu gibi Suriye'deki krizin diplomatik yollarla Esedli ya da Esed'siz bir geçiş süreciyle çözülmesi gerektiğini belirten eski büyükelçi, bu konuda ABD'nin de Erdoğan'la aynı stratejik bakış açısına sahip olduğunu belirtti.

''TÜRKİYE'DEKİ MÜLTECİLER ŞANSLI''

Suriyeli sığınmacılar konusuna da değinen Ricciardone, sığınmacılara kapı açmanın tek başına çözüm olmadığını belirterek, "Acil olarak Esed'in kendi halkını öldürmesinin önüne geçilmelidir. Sorun uzun vadede bölgenin geleceği açısından doğru bir stratejiyle hareket edip, bölgeyi istikrara kavuşturmak ve insanların güvenle yaşayabileceği bir ortamı sağlamakla çözülebilir" dedi.
Türkiye'deki sığınmacıların şanslı olduğunu söyleyen Ricciardone, 2 milyon sığınmacıya barınma dışında eğitim ve sağlık hizmetlerinin de verildiğini, bu kişilerin "A sınıfı" kamplarda güven içinde yaşadığını belirtti.

''PYD'NİN PKK İLE ORGANİK BAĞI OLDUĞU DOĞRU''

Amerika'nın PKK'yı kesinlikle bir terör örgütü olarak gördüğünü ve bunu açıkça ilan ettiğini ve ABD'nin PKK ile mücadelede Türkiye'nin yanında olduğunu söyleyen Ricciardone, şunları kaydetti:
"PYD'nin, yani Suriye Kürtlerinin, PKK ile organik bağını kabul etmek gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar bu konuda haklılar. Ancak PYD, Türk devletine karşı olmadığını, Türkiye'ye karşı silah gücü kullanmayacağını, Türkiye'yle bir savaşa girmek istemediğini ilan etti. Kaldı ki aynı şeyi PKK da söyleyebilseydi bugün muhtemelen ABD'nin terörist listesinde olmayacaktı. YPG'nin ,yani Suriyeli Kürtler ya da diğer gruplar DAEŞ'le mücadelede ABD ile birlikte çalışmak istedikleri sürece ABD onlarla çalışmaya devam edecektir. Sanırım Türk hükümeti de gönüllü olmamakla birlikte, bunu kabul edecektir. Zira Türkiye kendisine karşı yeni bir silahlı güç istemeyecektir. Bunu biz de istemiyoruz. Türkiye, YPG'nin Suriye'de bir Kürt devleti kurmasını istemez, biz de istemiyoruz. Dolayısıyla Türkiye'yle aynı taraftayız."

Francis Ricciardone, Atlantik Council Başkan Yardımcılığı görevinin yanı sıra, kuruluşa bağlı Refik Hariri Ortadoğu Merkezi'nin de direktörlüğünü yürütüyor.

YORUM

ABD'nin gerçekten Türkiye'den başka seçeneği yok. O yüzden de 2016 yılında ABD, Türkiye ne isterse yapacak. Bu bağlamda Türkiye'ye savaş uçakları, savaş gemileri, tanklar, füzeler, hava savunma sistemleri verebilirler.

Eski büyükelçinin bu konuşmayı yaptığı düşünce kuruluşu raporunu bu yıl sonunda yayınlayacak. ABD yönetimi de bu raporu 2016 da uygulayacak.

Bu gelişmeler hadis yorumlarına uygundur.
Bir şeyhin Hz.Mehdi AS ile ilgili açıklamaları oldu. O açıklamaları analiz edeceğiz ve konu bu yazıyla da ilgili olacak. Yani bu yazının yorumu da o yazıda detaylı yapılacak İnşallah.Yazı birazdan atılacak.