28 Nisan 2015 Salı

SÜFYAN "KARDAVİ" OLABİLİR

SİTEMİZİN İLK YAZISINDA SÖYLEDİĞİMİZ İDDİAYI HALA MUHAFAZA EDİYORUZ



YUSUF EL KARDAVİ SÜFYAN OLABİLİR

ÇÜNKÜ

Fiziksel özellikleri hadis yorumlarına uygundur. Yüzü çiçek hastalığı geçirmiş gibidir. Yüz rengi kızıl ve mordur.Oldukça çirkindir. Başı iridir.

Kişilik özellikleri hadis yorumlarına uymaktadır.Son derece acımasız biridir. Mezhepçidir ve Şii düşmanıdır.Bütün Şiilerin öldürülmesi gerektiğine dair fetvası vardır.

Suriye'de Esad, Irak'da Maliki ve Haydari, Yemen'de Husiler ve Ali Abdullah Salih'çiler düşmanıdır.Bunların hepsi Şiidir.

Sünni olduğunu iddia eder fakat Sünnilik anlayışı Türkiye ve Osmanlı Sünniliğinden uzaktır.Onun Sünniliği Selefilik, Tekfircilik ve Vehhabilik akımlarına yakındır. 


Bir parantez:
(Halbuki Türkiye ve Osmanlı Sünniliği tekfirci ve Vehhabi değildir.

Biz de Kuran'dan sonra Sünnet gelir.Hem Ehli Beyt'i çok severiz hem de Sahabeyi.Tekfirciler Ehli Beyti sevmez, Şiiler de bazı Sahabeyi. Bunların ikisi de gerçek İslam'dan uzaktır.

Bu nedenle Türkiye'nin Tekfirci-Şii Mezhep çatışmalarının içinde olması çok yanlış olur.Ortadoğu'da kan vermesi ya da kan dökmesi Türkiye ve Osmanlı Sünniliğine aykırıdır.)

Kardavi, Dünya Müslüman Alimleri Birliği başkanıdır.Fakat bu birlik batı tarafından kurulmuş ve İslam'da İttihadı İslam yerine mezhepçiliği politika olarak benimsemiş bir birliktir.

Kardavi Siyonist ve NATO müftüsü olarak bilinmektedir.

Süfyan Kardavi olabilir. Süfyani de yani Süfyan'ın ordusu da Yabis vadisinde bekleyen koalisyon ordusudur.Yedi bayraklı ordu Ürdün'dedir. 

Suriye işgal edilir de Esad devrilir ve yerine Kardavi gelirse Süfyan olduğuna dair hiçbir şüphemiz kalmayacaktır.

Başkası olamaz mı?

Tabi ki bu bir tahmin ve başkası da olabilir. Mesela Ahmet Carba da fiziksel özellikleri uyan biridir. Ama bir alim değildir.Alimden kasıt sözü dinlenen birisi olmaksa evet o zaman Carba da olabilir.

En doğrusunu Allah CC bilir.

SÜFYAN'I TÜRKİYE'DE ARAYANLAR

Yanılmaktadırlar. Çünkü Süfyan bir değil bir çoktur. Bu manada İslam Dünyasının her ülkesinde pek çok Süfyanlar olmuştur.Ama bizim tanımladığımız Süfyan bunların hepsinden sonra gelecek ve ahir zamanın dehşetli Süfyanı olarak tanımlanmış olan Süfyandır. O da henüz çıkmamıştır ve Suriye'de çıkacaktır.

Süfyan'ı Türkiye'de aramak doğru değildir. Ancak Türkiye'de Süfyan'a tabi olacak olanlar olabilir.Yani bilerek veya bilmeden Süfyana hizmet edecekler çıkabilir.Mesela Apo, eğer ölmezse ve dışarı çıkarsa, Süfyan'ın en önde gelen yardımcılarından biri olacağı çok açıktır. 

Süfyanlar ve Deccallar pek çok olduğu için hadis yorumlarında çok farklı görüşler ileri sürülmüştür. Öyle ki bir adam hem Süfyan hem de Deccal olamaz ama farklı görüşler bir kişiye hem Süfyan hem de Deccal diyebilmişlerdir.

Belirleyici olan özellik ise şudur:

Dehşetli Süfyan Suriye'de Eshebin yerine geçecek. Deccal ise Hz.Mehdi AS İstanbul'da kutsal emanetleri teslim aldığında çıkacak.

Yani Suriye'de Esad gitmeden Süfyan beklenmemeli.Kaldı ki Suriye'yi işgal eden ABD olsa bile Süfyan Obama da olmuyor. Eshebin yerine oturacak kişi oluyor. Şimdi "Suriye'yi şu kişi işgal edecek öyleyse Süfyan odur" demek de yanlış oluyor demek ki.

Deccal için de Hz.Mehdi AS İstanbul'a gelip kutsal emanetleri teslim almadan yapılan tahminler hep yanlış çıkacaktır.

Burada bir müjde var farkında mıyız bilmiyoruz.O da şudur:

Biz en başından beri Müslümanların Deccal'den korkmaması gerektiğini ve Müslümanlara hiç bir zarar veremeyeceğini yazmıştık. 

Bunun sebebi Deccal'in çıkışını Müslümanlara Hz.Mehdi AS'ın bildirecek olmasıdır. Hz.Mehdi AS "Deccal çıktı" dedikten sonra Müslüman Deccale kanar mı? Elbette ki kanmaz.

Hadis yorumlarındaki "Deccalin Müslümanları da kandıracağı Müslümanlar için ta Hz.Adem AS'dan Kıyamete kadar ki en büyük tehdidin Deccal tehlikesi olduğunu" nasıl açıklayacağız?

El cevap: 

Müslümanları kandıracak olan Deccal Hz.Mehdi AS'dan sonra gelecek olan Mesih Deccal değil, Hz.Mehdi AS'dan çok önceleri gelecek olan binlerce küçük Deccallardır. 

Bu manada kullanmayı bilmeyene TV de, bilgisayar da bir nevi deccaldır. Bediüzman Komünizmi de Deccal olarak tanımlamıştı. Yine "para" en alçak Deccaldir.

Açıklaması da bu olabilir Allahu Alem.

Yoksa Mesih Deccal'i bize Hz.Mehdi AS açıklayacak, öyleyse üzerinde durmaya gerek de yoktur.

Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir.

27 Nisan 2015 Pazartesi

BEDİÜZZAMAN'IN İFŞATI GERÇEKLEŞİYOR

PKK'NIN ŞEHİR KANADI YDGH DİYARBAKIR'DA KAHVEHANE BASMIŞ


Silvan'da kahvehane basmışlar.Halkı zorla ayağa kaldırıp geç kalkan birini ayağından vurmuşlar. PKK propagandası yapıp HDP ye oy istemişler.

Yani HDP 'ye silah zoruyla oy topluyorlar. Aslında yasal açıdan PKK baskısı olan yerlerde sandıklar açıldığında HDP'ye çıkan bütün oyların iptal edilmesi gerekir.Yüksek Seçim Kurulu bunu yaparsa şaşmamak lazım çünkü yasa gereği budur.Baskı altında oy kullanılamaz.Kullanılan oy ya geçerli sayılmaz ya da seçimler o bölgede tümden iptal edilir.

GELELİM YORUMA

Bediüzzaman Hz.leri Müslüman Kürt halkının Kahraman Orduya ihanet etmeyeceğini yıllar önce ifşa etmişti.

Şimdi bu züppeler silah zoruyla Müslüman Kürt halkını sindirip, zorla oylarını alıp, arkasına takıp devlete karşı ayaklandırıp, becerebilirlerse devlet kurup sonra da bu Müslüman Kürtleri zulmetmeden yöneteceklerini vaat ediyorlar.Ama daha şimdiden Müslüman Kürtlere zulmederek de aksini ispat ediyorlar. Yardımlarına da kahraman askerlerimiz ve polislerimiz yetişiyor ve yaralıyı hastaneye yetiştiriyorlar.

Bu da şunu gösteriyor:
Müslüman Kürtler kimin şerefli kimin şerefsiz olduğunu görecek ve şerefli ordunun yanında şerefsiz PKK'nın da karşısında olacaktır. 

İşte bunlar da işaretleridir ve Bediüzzaman bunu yıllar önce söylemiştir.

Türk Milleti de burada güzel bir sınav vermiştir ve şerefli Müslüman Kürt halkını asla ve asla şerefsiz PKK ile bir tutmamıştır.

TEMİM'Lİ SARIŞIN GENÇ

1881 - 1981 İNŞALLAH




19 Mayıs 1915'de Osmanlı 5.Ordu Komutanı Alman General Liman Von Sanders Anzakların bulunduğu Arıburnu' na 42.000 asker ile bir taarruz başlatır. Taarruz planları yanlıştır ve o gün on bin askerimiz şehit olur. 


8 Ağustos 1915 tarihinde Atatürk daha önceki başarıları nedeniyle Anafartalar Grup Komutanlığına getirilir. O günden sonra işler değişir.


9 Ağustos'da  1.Anafartalar Zaferi

10 Ağustos'da Conkbayırı Zaferi
21-22 Ağustos 2.Anafartalar Zaferi kazanılır.

8 Ocak 1916 da yenilgiyi kabul eden İngiliz ve Fransızlar çekilir.


Bunlar 18 Mart Deniz Zaferinden sonra Çanakkale Kara Savaşları esnasında kazanılan ve sonucu belirleyen zaferlerdir.


Bunu şunun için yazdık:


Birincisi okuyup Atatürk'ü öğrenmeden kulağına gelen şeytani vesveselere inanmayı daha kolay gören cahiller öğrensin istedik.


İkincisi ise okuyup öğrendiği halde balık hafızalı olması nedeniyle çabuk unutanlar hatırlasın dedik.


Biraz daha açalım:


Alman general Anzakların 12 bin kişilik birliğini 42 bin kişilik asker ile yenemediği gibi 10 bin askerimizin de şehit olmasına neden oluyor. Türk Subayları ise Alman Generalin planının yanlış olduğunu kendisine saldırıdan önce iletmelerine rağmen bu taarruz yapılıyor. Yanlış da şuymuş:


Alman General 12 bin kişinin üzerine 42 bin kişiyi sahaya yayarak  küçük birliklerle devamlı saldırtmış ve giden şehit olmuş. Türk Subayları ise esas kuvvetin merkezde birleştirilerek 12 bin kişinin üzerine daha çok bir merkez saldırı yapılmasını istemiş. İşte yanlış da buymuş.Aklının işiydi Alman Generalinin.  


Çanakkale Savaşı Alman Generalinin yanlış genel planlarına rağmen Türk Subaylarının özel savaş planlarının başarısıyla kazanılmış. Bunların en önde geleni de Atatürk'müş


Zira o Arıburnu yenilgisini de Conkbayırında Zafere dönüştüren Atatürk olmuş. Bu nedenle de Anafartalar grup Komutanlığına yükseltilmiş. Bundan sonra da Atatürk'ün komuta ettiği birlikler zafere kadar yenilmemiş.Ve nihai zafer gelmiş.Anladın mı benim cahil kardeşim.


KONUMUZA DÖNEREK DEVAM  EDELİM


Atatürk 1881 doğumludur ve Osmanlının mavi gözlü, sarışın dehasıdır. Ve Atatürk Osmanlının en kritik görevleri verdiği en iyi ajanı, en başarılı subayıdır. Vahdettin Han defalarca Atatürk'e hayranlığını ifade etmiştir.Vahdettin Han Atatürk'ü Anadolu'ya Padişahlığı kurtarsın diye değil CUMHURİYETİ KURSUN diye göndermiştir. Zira o cumhuriyeti kurmayı abisi cennetmekan Abdülhamid Han da istemiş ama AYRILIRLAR diye İngiliz uşağı Araplara güvenememişti. 


Haksız da çıkmadı.


Araplar, 1915 yılında Padişah Vahdettin Şeyhülislamın fetvasıyla ve bir hafta arayla iki defa kafirlere CİHAT ilan etmesine rağmen Padişah yerine İngiliz Lawrens'e biat etmişlerdi. (Araplardan kasıt bugünkü emirlerin tamamıdır. Çaresiz avam hariçtir.)


1918 yılına gelindiğinde ise Osmanlıyı satacak kimse kalmamıştı ve satacakların hepsi de satmıştı.Artık CUMHURİYET rahatlıkla kurulabilirdi. Ve bu şekilde, bu şartlarda kuruldu.


Şimdi sen kime hain, kime Süfyan diyorsun beyinsiz? Hain değilsen, Süfyanın uşağı değilsen beyinsiz olduğun kesindir.


DEVAM


Şimdi zuhur edecek olan ise Temimli Sarışın Gençtir ki tıpkı Atatürk gibi zahirinden anlaşılamayacak, beyinsizlerin ithamlarına muhatap olabilecek ve en önemlisi de Atatürk gibi 19 rakamıyla sıkça tesadüf edecek biridir.


Atatürk Osmanlının sarışın genci, Temimli ise Türkiye'nin sarışın genci olacak İnşallah.


Allahu Alem Atatürk 1881 doğumlu ise Temimli Sarışın Genç de 1981 doğumlu olabilir. Efendim böyle yazarsanız bulabilirler. Allah'ın dediği olur.Bulamazlar.Koruyan korur.


19 Mayıs 1915, şanlı askerlerimiz için acı bir gün olmuştur.Sorumlusu da Almanlar ve İngilizler'dir. Şimdi -İnşallah olmaz ama- benzer bir duruma karşı dikkatli olunmalı. Bu Temimli Sarışın Gencin zuhuruna sebep olabilir Allahu Alem.


19 Mayıs 2019 da ise Hz.Mehdi AS'ın bütün ordularının başkomutanı olacak ve SON SAVAŞI YAPACAKTIR İNŞALLAH.


Bu yazıyı Atatürk düşmanı CAHİLLER ve HAİNLER için yazdık.Burada keselim.  

26 Nisan 2015 Pazar

YILMAZ ÖZDİL FENA ÇARPMIŞ

YILMAZ ÖZDİL'İN FACEBOOK'DAN ALINTI YAZISI AŞAĞIDA YORUMSUZ SUNULMUŞTUR




İŞTE O YAZI

Bayrak - Yılmaz ÖZDİL

Elim varmıyor.

Yazmıyorum.
İlla ısrar ediliyor...
“Bayrağı yaz!”

*

Nesini yazayım birader... PKK’nın tanık, TSK’nın sanık olmasına şaşmadınız da, bayrağımızın indirilmesine mi şaştınız?

Habur’da havayi fişekle karşılamalarını, UEFA kupası kazanmış gibi otobüsün üstünde tur attırmalarını yadırgamadınız da, bayrağın indirilmesini mi yadırgadınız?

Diyarbakır’a karışırız diyen Barzani’yi AKP kongresinde onur konuğu yapıp, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlamalarından rencide olmadınız da, bayrağın indirilmesinden mi rencide oldunuz?

*

Saçılıma karşı çıkanlara “iki cihanda lekeli” demediler mi?
Türkülerinde “barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yana istiyorum dibinden patlatayım, adamlar gibi dağlara düşeyim, tutmak istiyorum Kürdistanımı” diyen Şivan Perver’e, barış güverciniymiş gibi, düet yaptırmadılar mı?

*

DEP kongresinde, HADEP kongresinde, DEHAP kongresinde, DTP kongresinde, BDP kongresinde, Ankara’nın göbeğinde, bayrağımız indirilmedi mi?

BDP milletvekilleri, kameralar önünde, göstere göstere, Kalaşnikoflu teröristlerle sarılıp kucaklaşmadı mı?

Tayyip Erdoğan’ın akıl hocalarından olan AKP milletvekili “PKK’nın zulme karşı mücadele ettiğini” söylemedi mi?

AKP yöneticisi “Türk yoktur” demedi mi?
“Ulus devlet Allah’ın belasıdır” diyeni, “Türk üst kimliği bölücüdür” diyeni, “devletten yana değil, dağdakiyle birlikte yaşamak isterim” diyeni, “Türk bayrağı demeyelim, Türkiye bayrağı diyelim” diyeni... “Akil adam” yapmadılar mı?

*

“PKK’yla masaya oturduğumuzu iddia edenler şerefsizdir” diyen Tayyip Erdoğan, kiminle masaya oturdu?

Apo’ya Diyarbakır meydanında “Ulusa Sesleniş” konuşması yaptırmadılar mı?

“TSK cami bombalayacaktı” iftirasını aylarca manşet yaparlarken, “isteklerim yerine getirilmezse 50 bin kişiyle halk savaşı olur, bundan önce yaşananlar devede kulak kalır” diyen Apo’nun, İmralı tutanaklarını sansürlemediler mi?

Apo açık açık “AKP’yle ittifaka gireceklerini, kendi isteklerinin yerine getirilmesi karşılığında Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını destekleyeceklerini” söylemedi mi?

Bizim yalaka basın, koşa koşa gidip, Kandil’deki basın toplantısını naklen yayınlamadı mı?
Devletin valisi “Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” demedi mi?

*

Apo posteri taşımak suç olmaktan çıkarılırken, otomobiline Atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası kesilmedi mi?

19 Mayıs yasaklanırken, TC kaldırılırken, PKK bayrağı serbest bırakılmadı mı? PKK bayrağıyla alakalı suç duyurusunu inceleyen savcılık, “sarı kırmızı yeşil renkler, PKK sembolü manasına gelmez, Senegal’in Gana’nın Kamerun’un bayrağı da yeşil kırmızı sarıdır” deyip, takipsizlik vermedi mi?

*

PKK kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş, şeref madalyalı subayımız, PKK itirafçısının yalanlarıyla intihar ettirilmedi mi?
Oslo kepazeliği yüzünden MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıran savcı, anında uçurulmadı mı?

*

İsmet İnönü’ye “Hitler” denmedi mi?
Sabiha Gökçen’e “soykırımcı” denmedi mi?
Şehitlere “kelle” Apo’ya “sayın” denmedi mi?
Şehitlere kelle dediği için Tayyip Erdoğan’ı “üç kuruş” tazminata mahkûm ettiren avukatı, Silivri’ye göndermediler mi? Bu tarihi kararı veren kadın hâkimi, adalet bakanının talimatıyla yargılamaya kalkmadılar mı?

Gazilere haciz gelmedi mi?
Şehit babasının kapısına icra dayanmadı mı?
10 şehidimizin toprağa verildiği gün, Tayyip Erdoğan şarkıcılarla beraber Somali’ye gitmedi mi? 8 şehidimizin toprağa verildiği gün, dışişleri bakanımız, başbakanımızın eşi ve kızıyla beraber Myanmar’a gidip, Myanmarlılara ağlamadı mı? 15 şehidimiz varken, AKP milletvekili stadyumda sünnet düğünü yapmadı mı, bakanlar kirve olmadı mı? 25 şehidimiz varken, AKP’nin valisi AKP’nin Necdet beyine sucuk hediye etmedi mi?

*

Libyalıları, Filistinlileri, Yemenlileri, Mısırlıları, Suriyelileri ambulans uçaklarla Türkiye’ye getirip, özel hastanelerde ücretsiz tedavi ederken, Cumhurbaşkanına hediye edilen beygiri bile özel uçakla Ankara’ya getirirken... Şehitlerimizin tabutlarını kamyonet kasasında taşıyıp, gazilerimizi şehirlerarası otobüsle göndermediler mi? Gaziler, otobüs biletlerini bile kendi cebinden ödemedi mi?

*

“Parası olan var, olmayan var, parası olan bastıracak parayı, askerlikten kurtulacak, parası olmayan askerlik yapacak, ben şahsen Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğun altına girmem, referandum yaparım, çünkü biz kimsesizlerin kimiyiz” dedikten sonra, şak diye, bedelli çıkarmadılar mı?

“Ensesi kalınsa, canı sağ olsun, garibansa, vatan sağ olsun” demediler mi? Analar ağlamasın ayağıyla, kaçanın anası ağlamaz’a getirmediler mi?

*

Anayasa Mahkemesi önündeki “adalet nöbeti”nden tek kelime yayın yapmayan şerefli(!) basınımız, Diyarbakır belediyesi önündeki anneler nöbetinden 7 gün 24 saat canlı yayın yapmıyor mu? Diyarbakır’daki anneler anne de, Ankara’dakiler kelaynak sürüsü mü? Diyarbakır’daki annelerin evlatları PKK’nın elinde esirken, subay annelerinin evlatları kendi ordusunun elinde esir değil mi?

*

Hukuku eğip büküp, İmralı’yı Kandil’i meşru hale getirirlerken... Anayasa Mahkemesi gayri milli ilan edilmedi mi?

*

TÜSİAD’a vatan haini diyenlerin, PKK’ya vatan haini dediğini duydunuz mu?

*

PKK cirit atarken, ömrünü terörle mücadeleye adamış Genelkurmay Başkanı terörist suçlamasıyla müebbet hapse mahkûm edilmedi mi? “Bayrağı korumaya yeminli” kuvvet komutanlarımız, pırıl pırıl subaylarımız hapse tıkılırken, AKP’nin can kuşu Hilmi efendi “kasaptaki ete soğan doğramam” demedi mi?

*

İmralı’yla muhabbete gıkını çıkarmayan Necdet bey, Hasdal’da söyledikleri afişe edildi diye CHP’yi mahkemeye vermedi mi? İmralı legal de, Hasdal illegal mi?

*

Kışlaya molotof atıp, askeri üsteki bayrağımızı indirdiklerinde, Necdet bey’in sabrı taşmazken... Aynı Necdet bey, sessiz çığlık eylemine katıldı diye, emekli tümgeneralin eşi Derya Beştepe’ye “orduevine giriş yasağı” koymadı mı?

*

Ve, hâlâ diyorsunuz ki, indirilen bayrağımızı yaz... Neyini yazayım birader? Sıkmayın canınızı, Hindistan’da Pakistan’da olur böyle şeyler mi diyeyim?

*

Bayrak düşerse...
Vatan düşer.

*

Saklı gizli yok, her şey gözünün önünde cereyan ediyor... Bir daha oy ver, Türk bayrağını indirdikleri askeri üsse Kürdistan bayrağı diksinler mi diyeyim?


PAYLAŞALIM...



BİZ DE YORUMLAR KISMINDA AÇIKLAMA YAPABİLİRİZ.


25 Nisan 2015 Cumartesi

DEMEKKİ NEYMİŞ?

PERİNÇEK CEMAATİN OKULLARINI KAMULAŞTIRACAĞINI AÇIKLADI




ŞİMDİ 28 ŞUBATTAN İTİBAREN YENİDEN DÜŞÜNMEYE BAŞLAYALIM

28 Şubat Refahyol Hükümetine karşı yapılmıştı. Erbakan arkasında ABD olduğunu açıkladı.

Zamanın bir generali ekranda yaptığı bir konuşmada "Türkiye için asıl tehlikenin Refah Partisi değil Cemaat olduğunu" ifade etti. "Refah Partisi kolay, kapatırsınız ve siyasilere de siyaset yasağı getirirsiniz olur biter, ama cemaat öyle değil kadrolaşıyor" demişti.

O general bir daha açıklama yapmadı. Belki de fikirleri de değişmiş olabilir.

Ama değişmeyen işte bu manşet oldu.

Zamanında Erbakan'a karşı yapılan 28 Şubatın içinde olan Ulusalcılar 28 Şubatı ABD yaptırmış olmasına rağmen dışında kalamadılar.

Ama Erbakan'ı "Anti emperyalist milli bir lider" olarak tanımlama lütfunda bulunmayı da ihmal etmediler.

İlk önce Erbakan ve Milli Görüş bitti.Sonra sıra Cemaate geldi.

Ve Ulusalcılar iktidara geleceklerinden çok eminler. Ve Cemaati de bitirme kararlılığındalar.Tıpkı AKP gibi.

İyi de kardeşim.

Asıl oyuncular kim, figuranlar kim o zaman?

Biz biliyoruz da hadi neyse...

HODRİ MEYDAN

MADEMKİ HER DEVLET YASA ÇIKARIP "SOYKIRIM" DİYOR ÖYLEYSE HODRİ MEYDAN



TÜRKİYE ALEYHİNE MECLİSLERİNDEN KARAR ÇIKARTAN TÜM ÜLKELER İÇİN BİZ DE TBMM'DE YASA ÇIKARTALIM.

1- ABD, Kızılderilileri katletti.İnkar edene bir yıl hapis

2- Fransa,Cezayir'de Müslümanları katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

3- Bulgaristan Belene'de Türkleri katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

4- Ruslar milyonlarca Müslüman Türk'ü katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

5- Almanya Yahudileri katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

6- Çin Uygur Türklerini katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

7- Hindistan Keşmir Müslümanlarını katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

8- İngiltere dünyanın yarısını katletti. İnkar edene bir yıl hapis.

9- İtalya Afrika Müslümanlarını katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

10- İspanya Endülüs Müslümanlarını katletti.İnkar edene bir yıl hapis.

Daha sayalım mı? Bu kadar yeter.

Madem onlar bir yasa çıkarıp bizim için ne ifade ettiğini görmek istiyorlar, biz de çıkaralım onlar için ne ifade ediyor görelim.

Gerçek şu ki Kahraman Türk Milleti dünyadaki tüm milletler içinde soykırım yapmayan tek millettir.

İşte bu şerefsizler bunun için kuduruyorlar ve "Biz bu kadar şerefsizliği yapmış iken, tarihimizden utanırken siz nasıl böyle şanlı bir tarihe sahip olursunuz?" demek istiyorlar.

Ya işte böyle.

Silahı adamın eline verirsen hak için patlar,mazlumun ahını zalimden alır.

Ama sizin gibi zalimlerin eline geçerse mazluma patlar zulüm olur.

Ey batı! Adam ol adam. Bak hala soykırımlarına devam ediyorsun. Ortadoğu'da Müslüman bırakmadın.Beş yüz yıl önce değil.İşte şimdi ve hala devam ediyorsun.

Soykırımmış. Hadi oradan.


HZ.MEHDİ AS GUTA'DA

ÖNCEKİ SENARYONUN DEVAMIDIR




Hz.Mehdi AS Mekke Emiri olduktan sonra tüm hicaza hakim olmuş, Hicaz'daki, Ürdün'deki, Irak'daki tüm Süfyani (ABD ve Batı) ordularını imha ederek GUTA'ya gelmiştir.

O ESNADA

Her şeyin yeni başladığını görür.Öyle ki İran'a vuran ABD ve müttefiklerine karşı Rusya da Avrupa' yı kan gölüne çevirmiştir.Dünyanın her tarafında savaş vardır.

Savaşa dahil olan tüm ülkelerin askeri tesisleri, hava alanları, hava üsleri, hava ve zırhlı birlikleri, elektrik santralleri ve hatları, barajları, nükleer santralleri,petrol kuyuları ve rafinerileri füze yağmurlarıyla yok edilmiştir.

Dünyanın her tarafı Arap çölleri gibi sıcak, gündüzler toz bulutları ile kararmış, geceler ise ay ve yıldızlarla aydınlanamamıştır.

Her tarafta kan, her tarafta göz yaşı vardır.

ABD ve müttefikleri Hz.Mehdi AS'a karşı Süfyan'ın yardımına koşamamışlardır. Çünkü Rusya ile başları derttedir. Hem Avrupa'da hem Türkiye'de.

PEKİ NELER OLMUŞTUR TÜRKİYE'DE?

Dost ve müttefik ABD, Siyonist Yahudilerin baskısıyla kendi müttefikini bölmeye, parçalamaya çalışmıştı. Ermenileri, Kürtleri, Yezidileri, Süryanileri, Nusayrileri, Keldanileri ve doğuda Türkiye'yi bölebilecek kim varsa hepsini birleştirmişti müttefiki aleyhine. 

Ancak başaramamıştı ve "iyi ki başaramamışım" demekten de geri kalmamıştı. Çünkü Yunanistan'ın AB ve Nato'dan çıkıp Rusya'nın kontrolüne girmesi, ABD'yi Rusya ile karşı karşıya getirmiş ve Türkiye yeniden olmazsa olmaz müttefiki oluvermişti.

Suriye'yi işgal ettikleri esnada Yunanistan'a da Türkiye ile bir ders vermeyi amaçlamışlar ve Türk Yunan Harbi bu nedenle yaşanmıştı. Yunan tarumar olmuş ve Rusya çılgına dönmüştü. İşte bu yüzden Rusya ABD ile topyekun bir savaşa girişmişti.

Avrupa'yı istila ederken Ermenistan'da bulunan 960 bin kişilik bir ordusunu da Amik Ovasına indirmişti. Zamanında ABD'nin Türkiye'yi bölmek için kullandığı bölücüler de ABD'nin desteğini çekmesiyle Rusya'dan yana olmuşlardı. Ancak Müslüman Kürtler müstesna.

Müslüman Kürtler Kahraman Ordunun yanında yer alarak Bediüzzamanı haklı çıkarmışlardı. Çünkü Kahraman Ordu hiç bir zaman PKK ile Müslüman Kürtleri bir tutmamıştı. 

Müslüman Kürtleri Kahraman Ordunun asli unsuru olarak gören şanlı kumandanlar hiç bir zaman kendi ayaklarına kurşun sıkmamışlardı. Zira beşbin kişilik PKK'ya karşı kurulan kırk bin kişilik Korucular da Müslüman Kürtlerden oluşmuyor muydu?

960 bin kişilik orduyla Amik Ovasına inen Ruslara karşı mensubu olduğumuz Nato 960 bin kişilik bir orduyla Amik Ovasına gelmiş ve yaman bir savaş başlamıştı. 

Ermenistan köye dönmüş, Türkiye aleyhine kışkırtılan tüm bölücüler ve hainler de yok edilmişti.

Ancak tarih tekerrürden ibarettir ve 1918 de savaş yapmadan Mondros Mütarekesine dayanarak Dolmabahçe Sarayının önünde demirleyen İngiliz ve Fransız gemilerinin yerini Rus gemileri almıştı.

Elbette onlar da geldikleri gibi gideceklerdi ama bu sefer bir daha asla dönmemek üzere gideceklerdi. 

İşte Hz.Mehdi AS GUTA'ya karargah kuruncaya kadar Türkiye'de de bunlar olmuştu.

Hz.Mehdi AS ilk önce Süfyan ordularını yener ve Suriye'nin tamamını fetheder.Süfyan İsrail'e kaçmaktadır. Golan Tepelerinde yakalanır ve dalları Taberiyye Gölüne doğru uzanan bir ağacın altında infaz edilir.

Guta'da Amik Ovasında yapılan savaşın sonucu beklenmektedir. Çünkü müdahale için henüz zaman gelmemiştir.

Kahraman Ordu destan yazmakta ve şehidler alınlarındaki nurların ışığıyla yıldızlar yerine gökyüzünü aydınlatmaktadır. 

Hz.Mehdi AS da hayranlıkla izlemektedir. Zira o kahramanlar O'nun askeridir.Hangi komutan destan yazan askerini izlerken hayran olmaz ki? Hiç mümkün müdür mensubu olduğu kahramanların içinde olmasın? Ama her şeyin bir zamanı var.

ABD ve Kahraman Ordu Rus Ordusunu tarumar ederler.960 bin kişinin tamamı öldürülmüştür. İstanbul'daki Rus güçleri de kaçmışlardır.

Ama ABD Ordusu zaferle birlikte kabulü imkansız iki istekte bulunur. Birincisi "Aramızdan çekilin"diyerek Süfyanı ve ordularını tarumar eden Hz.Mehdi AS ile savaşmak üzere Suriye'ye geçmek isterler.Kahraman Ordu müsaade etmez.Sonra "savaşı haç kazandı" diyerek Amik Ovasından çıkmak istemezler.Ve savaş başlar.

Hz.Mehdi AS'ın savaşa girmesiyle 960 bin kişiden oluşan ordunun kalanları da öldürülür.Bunlar ABD Ordusudur.

Bu savaş 3.Dünya savaşının da son savaşıdır. Yıl Allahu Alem 2019'dur.

Bütün dünya ulusları, büyük topluluklar halinde Müslüman olmaya başlarlar. Milletler, devletler Müslüman olmaktadır.

Hz.Mehdi AS İstanbul'a gelir ve törenle kendisine kutsal emanetler teslim edilir. Ancak her şey bitmemiştir.

Batı dünyasına İsrail'den bir mel'un seslenir.

"Müslümanların Mehdi dediği kişi Deccal'dir.O'na tabi olmayınız. Deccal olmasa hem ABD'yi hem de Rusya'yı aynı anda yenebilir mi?" der.

"Bana tabi olun çünkü ben Deccal'i yok edecek olanım.Ben İsa Mesih'im" der.

Halbuki o mel'un İsa Mesih değil, Mesih Deccal'dir.

Hz.Mehdi AS'a bildirilir ve İstanbul'da iken şöyle buyurur.

"Deccal çıktı, Şam'a gidiyoruz"

Çıkan Deccal'dir. 
Cenabı Zülcelal, Deccal'e bazı olağanüstü meziyetler vermiştir. Bunlar insanları imtihan içindir.

Ölümlüdür ancak herkes öldüremez.O yetkiyi Allah CC sadece Hz.İsa AS'a vermiştir.İnsanı öldürüp diriltme yetkisi vardır. Tabi dirilttiği kişi kısa bir süre sonra yine ölmektedir.
Sihirin her çeşidine vakıftır. İspirtizma, hipnotizma,her çeşit sihirbazlık.

DECCAL'İ ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

24 Nisan 2015 Cuma

DUYURU

TAKİPÇİLERİMİZE AŞAĞIDAKİ HUSUSLARI DUYURURUZ


1- SİTEYİ TEK BAŞIMIZA YÖNETİYORUZ

2- GÜNDE BİR İKİ DEFA SİTEYE GİREBİLİYORUZ

3- SİTE HAKKINDA TEKNİK DONANIMA SAHİP DEĞİLİZ.AMATÖRÜZ VE SORUNLAR YAŞIYORUZ

4- FACEBOOKDA SADECE YAZILARIMIZI PAYLAŞIP ÇIKIYORUZ, GENELDE YAZIŞMIYORUZ

5- FACEBOOK ADRESİMİZ safaasyacubuk@hotmail.com (safaasya@hotmail.com ADRESİNİ KULLANAMIYORUZ.KABİLLER TARAFINDAN İPTAL ETTİRİLDİ)

6- E-POSTA ADRESİMİZ safaasya@hotmail.com (safaasyacubuk@hotmail.com ADRESİNİ KULLANMIYORUZ.DİĞERİNİ KULLANDIĞIMIZ İÇİN ŞİFRESİNİ UNUTMUŞUZ)

7- GÜNLÜK ORTALAMA OKUNMA SAYISI 3000 (BİR GÜNDE EN YÜKSEK OKUNMA SAYISI 6.400)

8- BU GÜNE KADAR Kİ TOPLAM OKUNMA SAYISI 580.000 BLOG

9- BU GÜNE KADAR Kİ TOPLAM ZİYARET SAYISI 2.100.000 GOOGLE +

10- GENELDE YORUMLARA CEVAP YAZACAK ZAMAN BULAMIYORUZ, ÖZÜR DİLERİZ

11- YAZILARIMIZI GECE YAZIYORUZ, SABAHA ATIYORUZ

12- GÜNDÜZLERİ SİTEYE HİÇ GİREMİYORUZ

13- HİÇ BİR SİYASİ PARTİNİN TARAFTARI DEĞİLİZ,HEPSİ İÇİN DE SADECE İNANDIĞIMIZ DOĞRULARI  VE YANLIŞLARI YAZMAYA ÇALIŞIYORUZ

14- AMATÖR BİR SİTE İÇİN BUNLAR BAŞARI SAYILABİLİR AMA SİTENİN AMAÇLARI AÇISINDAN YETERSİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ.TÜM TÜRKİYE BU YAZILARI OKUMALI VE EMEKLERİMİZ DE BİR İŞE YARAMALI DİYORUZ.

15- AL BAYRAĞIMIZI,CUMHURİYETİMİZİ,DEVLETİMİZİ,MİLLETİMİZİ,İSTİKLAL MARŞIMIZI VE KAHRAMAN ORDUMUZU ÇOK SEVİYORUZ

16- GÜZELLER GÜZELİ RABBİMİZDEN ÜMMETİMİZİN, MİLLETİMİZİN VE TÜM DÜNYA İNSANLIĞININ HUZUR VE REFAHI İÇİN HZ.MEHDİ AS'I BİR AN ÖNCE GÖNDERMESİNİ VE DÜNYA GÖZÜ İLE GÖRÜP EMRİNE GİRMEYİ DUALARLA NİYAZ EDİYORUZ.

SAYGILARIMIZLA ARZ EDERİZ.    

SOYKIRIM İFTİRASININ RESMİDİR

SOYKIRIMI BİR DE BİZDEN OKUYUNUZ



Yukarıdaki resim aslında yazacağımız her şeyi tek bakışta anlatıyor.

Osmanlıyı yıkmak için elinden gelen her türlü alçaklığı yapan batı Osmanlı aleyhine kim varsa eline silah verip terör estirdi.Aynen şimdi PKK'lılara yaptığı gibi.

Bu PKK'lıların Ermeni olduklarını zaten yazıyorduk. Demirtaş da ve tüm PKK'lılar da yaptıkları "Soykırıma destek"açıklamalarıyla İSPAT etmiş oldular.

Yüz yıl önce İngilizler Arapları Osmanlı aleyhine kışkırtırken, Fransızlar da Ermenileri kışkırtarak ellerine silah verip Ermeni çeteleri kurdurdular.

Bu çeteler Osmanlı topraklarında terör estirdiler.Köyleri bastılar masum sivilleri öldürdüler.Ölenlerin çoğu da Kürtlerdi.Kürt kardeşlerimiz bu kısmı on defa okusunlar.

Çünkü o çeteci Ermenilerin yerini bugün PKK aldı.İkisi de aynı bezden yırtma. Ama tamamının yırtılacağı gün de çok yakın İnşallah.Hadis yorumlarında "Ermenistan ahir zamanda KÖY olacak" diye geçiyor.

Nasıl ki Kahraman Ordu bugün hem de gayet merhametli bir şekilde PKK ile mücadele anlamında kısmi ve münferit operasyonlar yaparak PKK'ya zarar vermişse o zaman da işte o Ermeni çetelerine zarar vermişti. 

Ama tıpkı bu günkü gibi merhameti elden bırakmadan erkekçe ve sadece o çetecilere dersini vermişti. Bunun adı soykırım olursa aynı iddia sahipleri yarın öldürülmüş PKK'lılar için de "Türkler, Kürtleri katletti" iddiasında bulunacaklardır.

Eğer gerçekten Kahraman Ordu, Ermenilerin sadece teröristlerini değil sivil halklarını da öldürmüş olsaydı bugün o soykırımın iddiası ASLA OLMAZDI.

İddia sahipleri yine o taşnakçı Ermeni Diasporasıdır.

Batının bunlara dahil olmasının ise iki sebebi vardır.

Birincisi bunu bahane ederek Türkiye'yi siyasi anlamda Ortadoğuda istedikleri gibi yönlendirme gayretidir. 

Yani bununla üzerimizde baskı kurarak "Kürtlere özerklik, Ermenilere de biraz toprak verin" demek istiyorlar.Alırsınız. 

Bugün Ermeniler konusunda işbirliği yapıp aynı safta olanlar yarın Allah'ın izniyle kanlı bıçaklı olup Kahraman Ordunun kucağına düşecekler.Köpek gibi muhtaç olacaklar.

Bir parantez:
(Bütün Dünya muhtaç olacak Kahraman Orduya.Çünkü görüyorsunuz işte, eline silah alan, yaşlıları,çocukları öldürüyor,kadınlara tecavüz ediyor,masum sivilleri katlediyor.

Karşısında kendisi gibi silahlı bir grup görünce de canını kurtarmanın derdine düşüyor.Şu an dünyadaki tüm düzenli ordular da dahil olmak üzere elinde silah bulunduran askeri güçlerin tamamı teröristtir. Neden mi?

Düzenli ordusu olanlar Osmanlı'dan sonra hangi mazlumun yardımına koşmuşlar? Dünyanın neresine huzur,barış,adalet, insanlık götürmüşler?

İşte bu manada tüm dünya Kahraman Orduya muhtaçtır. O ordu öyle bir ordudur ki bin yıl Hz.Zülkarneyn AS'a,bin yıl da Hz.Muhammed SAS Efendimize kılıç olmuştur. Bundan sonra da Hz.Mehdi AS'ın en keskin kılıcı olacaktır İnşallahu Allahu Ekber.

Altın Çağın başlaması da ancak Kahraman Ordunun Dünya hakimiyeti ile mümkün olabilir.Tarih bunun şahididir.)  

İkincisi ise ÇEKEMEMEZLİKTİR.

Kabil'in Habil'i çekemediği gibi Ordumuzun adil, dürüst,şerefli ve kahraman olmasını çekemiyorlar. Çünkü kendileri ne yapsalar adil, dürüst, şerefli ve kahraman olamıyorlar.Şerefsiz ve zalim oluyorlar.O yüzden çekemiyorlar.

1453' de Papazları Kahraman Orduyu, kafir ordularına tercih ettiği için çekemiyorlar.

Evet batı Kahraman Orduyu çekemiyor.Hazmedemiyor.

Tarihinin her döneminde savaşta dahi yaşlılara, kadınlara, çocuklara, mazlumlara şefkatli olmuş olmasını hazmedemiyor.

Çünkü kendileri o gücü ele geçirince aynı "insanlığı" göstermediler. İnsanlıktan çıktılar, şerefsizliklerin her çeşidinin örneğini sergilediler.

Buna kendileri bile şaştı kaldılar. Filmlerde çekip oynattıkları gibi olmadığını kendi gözleriyle görüp, anladılar.

Yüz sene öncesine gitmeye ne gerek var?

Daha dün Suriye'de üç yüz bin kişiyi katlettiler.Irak'da beş milyon Müslümana zulmettiler.İşte Libya,işte Mısır, işte Yemen,İşte Tunus.Hepsi daha dün hatta bugün bile devam ediyor.

Daha önceye gidelim.
İşte Filistin, işte Cezayir.Fransızlar bir buçuk milyon Müslümanı katlettiler.İngilizler tüm dünyada katlettikleri insanların sayısını tutamadılar.

Ve Ruslar milyonlarca Türk'ü katlettiler, tehcir ettiler.

Siz ey şerefsizler! Hangi soykırımdan bahsediyorsunuz?
Bunu şundan yapıyorsunuz.Çünkü kendi halklarınıza insanlığın yükselen değerlerinin öne çıktığı bir dünya da yaptığınız zulümleri şerefsizlikleri anlatamıyor ve Kahraman Ordunun insanlığının altında eziliyor ve iftira atarak kendinizi savunmaya çalışıyorsunuz.

Siz de göreceksiniz tüm dünya Kahraman Ordunun aşığı olacak İnşallah. Kahramanlığın, erkekliğin,adaletin, merhametin, hakkın aşığı olacak.Sizin gibi aşağılık zalimlerin gücü eline alınca mazlumlara zulmedenlerin maskeleri düşecek. Elinizdeki silahlardan utanmaya başladınız.

Çünkü silah mazluma zulmeden güçlüye karşı kullanılırsa hakka hizmet eder.Siz de bunu gördünüz halkınız da anladı ve şimdi halkınızı iftiralarla kandırmaya çalışıyorsunuz. 

Gücü eline alınca mazluma zulmeden zalimin hesabı öteki zalimle karşı karşıya getirilerek görülür.Siz de bunu göreceksiniz.Yakındır İnşallah.

Ey Kahraman ordu ne mutlu sana.Bin canlar, milyon canlar feda olsun sana.İki bin yıldan beri hiç bir mazluma savaşta bile zulmetmedin. Kadınları, yaşlıları, çocukları daima zalimin zulmünden korudun.

Cenabı Zülcelal kıyamete kadar KAHHAR  sıfatıyla yardım ve inayetlerini üzerinde daim kılsın İnşallah. Tüm dünyanın namusunu, şerefini, mal ve can güvenliğini yine sana emanet etsin inşallah.

Uhud'da " At ya Ebi Vakkas! Anam babam sana feda olsun, at okları" diyen Hz.Peygamber SAS Efendimiz 'in duaları seninle olsun.

Amin. 

23 Nisan 2015 Perşembe

KANDİLİNİZ VE BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

20 NİSAN ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI 
VE HZ. PEYGAMBER SAS EFENDİMİZİN DOĞUM GÜNÜ.AYNI GÜNE DENK GELDİ.

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI VE REGAİP KANDİLİ. AYNI GÜNE DENK GELDİ.

19 MAYIS ŞABAN AYININ BAŞLANGICI VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI. YİNE AYNI GÜNE DENK GELDİ.

YORUM ALTTA:





KUTLU OLSUN TÜM ÜMMETİMİZİN REGAİP KANDİLİ...







KUTLU OLSUN TÜM ÇOCUKLARIMIZIN BAYRAMI...


İNŞALLAH BURADA BİR MÜJDE VAR

23 NİSAN ÇOCUKLUK DÖNEMİNİ 19 MAYIS İSE GENÇLİK DÖNEMİNİ ANLATIYOR. VE HZ.MEHDİ AS İNŞALLAH ÇOCUKLUK VE GENÇLİK DÖNEMLERİNİ TAMAMLADI VE GÜZELLER GÜZELİNİN KENDİSİNE EMİR VE GÖREV VERECEĞİ OLGUNLUK DÖNEMİNE GİRDİ.İNŞALLAH.

ARTIK BAŞI 2015 SONU 2019 OLMAK ÜZERE KENDİSİNİ BEKLİYORUZ İNŞALLAH.


AYRICA BU YIL MUHARREM AYININ BİRİNCİ GÜNÜ OLAN 14 EKİM TARİHİNDE HZ.MEHDİ AS KENDİSİNİN MEHDİ OLDUĞUNU BİLMEDEN KABE'YE UMRE DE YAPABİLİR ALLAHU ALEM.YANİ HİCRETİN BİRİNCİ GÜNÜNDE MEKKE'YE HİCRET EDEBİLİR.

EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR 

ALLAHU ALEM ALLAHU ALEM

OLAĞANÜSTÜ HAL

SUUDİ ARABİSTAN, YEMEN SINIRINDA OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN ETTİ



Sınırdaki Harad bölgesinde yaşanan çatışmalarda Ensarullah'a bağlı silahlı güçler Suudi Arabistan'a ait bir çok tankı imha etti. 

Suudi Arabistan, Yemen'den atılan füzelerin ardından sınır bölgesindeki yerleşim birimlerini boşaltarak olağanüstü hal ilan etti.

Yemen Al-Masirah TV

Haber ajanslara yeni düştü...

Suudi Arabistan'ın Yemen'e yaptığı hava saldırılarını durdurmaması halinde Husi'lerin Suud sınırlarını ihlal edip kara operasyonlarına gireceklerini tahmin etmiştik.

İran resti ile Suudi Arabistan hava saldırılarını durdurduğunu açıkladı ama bir kaç saat sonra tekrar başlattı.

Husilerin kara operasyonu geliyor demeye kalmadı operasyon başladı. Suud yönetimi güneydeki askeri kayıplarla ilgili sansür uyguluyor.


20 Nisan 2015 Pazartesi

ERDOĞAN'DAN SONRAKİ CUMHURBAŞKANI

ERDOĞANDAN SONRAKİ CUMHURBAŞKANI OSMAN PAMUKOĞLU PAŞA OLABİLİR




Bugüne kadar yaptığımız araştırmalarımızdan elde ettiğimiz sonuçlara göre Türkiye Başkanlık Sistemine geçmeyecek.

Yeni Anayasa yapılmayacak. Yeni meclisten Cumhurbaşkanlığına Osman Pamukoğlu Paşa da aday gösterilecek.

Ve Osman Paşa Erdoğan'dan sonraki Cumhurbaşkanı olacak.Tabi ki Allahu Alem.  

TRANSANDAL MEDİTASYON

BİR SAHTE MEHDİ İLE ONUN DECCAL'İNİ AÇIKLIYORUZ



ASLINDA SAHTE MEHDİLER ÜZERİNDE DURMAK İSTEMİYORDUK ANCAK SİTEMİZE SALDIRILAR BAŞLADI.ŞÖYLE Kİ:

Adam bir Mehdi'sinin olduğunu çaktırmadan samimi bir Müslümanmış gibi,tamamen tarafsız ve objektif yani gerçekçi olan yazılarımızı eleştiriyor.Sadece eleştirse çok mutlu oluruz.Resmen saldırıyor ve hak etmediğimiz isnatlarda bulunuyor.

Biz bunların yazdıkları tek cümleden hangi Mehdiye tabi olduklarını biliyoruz.Ve tabi Mehdilerinin de sahte olduğunu.Çünkü gerçek Hz.Mehdi AS henüz zuhur etmedi ve görünen bilinen SOYTARILARIN da hiçbirisi değil.(Mehdilik uman veya iyi niyetli olarak ümitlenenler varsa onları istisna ederiz.Çünkü iyi Müslümandırlar ama soytarı değildirler.Yanlış umuyor olabilir ama züppe olamaz)O nedenle en çok saldıran MİHR'cilere bir ders verelim istedik.

Evet Mehdi'leri İskender Evrenosoğlu. MİHR. Açılımı İmam,Halife,Mehdi.Resul.
Deccalları Hindistanda yaşayan bir büyücü.Adı Lord Metre. Yardımcısı ise Maharishi adında bir YOGACI.

Yoga türüne ise Transandal Meditasyon diyorlar.
Yukarıda resimdeki kişi Transandal Meditasyona girmiş biri.Görüntüler sahte değil, adam gerçekten oturarak havada duruyor ve yer çekimine muhalefet edebiliyor. Ama bu züppelerin tek marifetleri bu, başka da bir marifetleri yok.Bunlardan Türkiye'de de var.Sadece havada asılı kalıp bunu keramet sayıyorlar. İskender Evrenosoğlu da bunların bu marifetini öne sürerek başlarında bulunan Maharıshı'yi Deccal'in yardımcısı, onun hocası olan Lord Metre'yi de Deccal olarak tanımlıyor.

Biz bu cemaati tanıyoruz.Çünkü yıllardır Hz.Mehdi AS'ı aradığını söyleyen bir kişinin Mehdilik iddiasında bulunan kişiyi araştırmaması düşünülemez.Araştırdık irtibat kurduk.

Cennetten de Cehennemden de çıkış yoktur diyorlar.Kuran'dan çok ayetlerle örnek veriyorlar.Ancak Kuran'da hem cennetten hem de cehennemden çıkış olabileceğine dair ayet var.Yanlış söylüyorlar.

Risalet Nurları isimli bir kitapları var ve İskender Evrenosoğlu bu kitapta yazanların tamamının ayet olduğunu söylüyor.Kendisine ilham yoluyla geldiğini iddia ediyor ama Hz.Cebrail AS'ı tanıdığını ve görüştüğünü de ekliyor.Yani o zaman vahiy yoluyla gelmiş de oluyor.

Yeminle söylüyoruz, ön yargılı olmadık.
Ne yazıyor diye Risalet Nurlarını iki üç defa okuduk. En başında giriş ayeti adı altında bir yazı var.(Ayet diyemem, Allah'a sığınırım.) "Git Demirel,Ecevit, Erbakan ve Türkeş ile konuş.Birleşsinler, bir olsunlar" benzeri bir cümle var.

Allah için böyle bir cümleye ayettir denilebilir mi?

Kuran'da Hz.Peygamber ASM Efendimizin en yakın arkadaşı Hz.Ebu Bekir RA Efendimizin bile ismi geçmiyor.Mağaradaki iki kişiden biri diye bahsediliyor.Hz.Ömer RA,Hz.Ali RA,Hz.Osman RA Efendilerimizin bile isimleri geçmiyor.

Bunlar kimdir kardeşim ayette isimleri geçsin? Böyle saçmalık olur mu?

YİĞİDİ ÖLDÜR AMA HAKKINI YEME

Hacet namazı kılan kişi rüyasında Hz.Mehdi'yi görür diyorlar. Hacet Namazı İstihare namazı gibi değil.İlmihallerde İstihare Namazı var ama Hacet namazı adında ve o şekilde bir namaz yok. Namaz namazdır ve tarif ettikleri Hacet namazı da güzel bir namaz ve kıldık.

Bir perşembe gecesi Gusül Abdesti aldıktan sonra hiç konuşmadan iki rekat namaz kılınıyor.Birinci rekatta Fatiha sonra üç Ayetel Kürsi, ikinci rekatta Fatiha'dan sonra İhlas,Felak ve Nas okunuyor. Sonra Hz.Mehdi AS'ı rüyada görmek için Mürşidi dilemek için dua ediliyor ve sağ tarafa yatılıyor.Kulak yere getirilip Allah Allah diye zikrederek uyunuyor.Rüya bir defada görülmezse tekrar tekrar devam ediliyor.Görülünceye kadar tekrarlanıyor. 

Samimi söyleyelim ilk gecede Evrenosoğlu'nu rüyada gördük.Hatta bize bir beyaz kağıt verdi.(A4) Manası da "resetlenip sıfırdan başlamak" anlamına geliyor.Çok güzel bir rüya.

Sonra diğer araştırmalara baktık.Kendi kendimize "Kardeşim ne bu adamdan Mehdi olur, ne bunun Deccalinden Deccal olur.Böyle ayet de olmaz" dedik.

Ertesi gün rüyada yine Evrenosoğlunu gördük bu kez adam bize doğru çatık kaşlı bakıyor ve serzeniyordu. Tamam dedik ve irtibata geçtik.

İyice araştırdık.

Ama gerçekten Mehdi değil kardeşim.Hadis yorumlarına uymuyor.Hem kendisi uymuyor, hem de Deccali uymuyor.

Efendim nesi uymuyor?

İsmi,yaşı,memleketi, yaşadıkları, geçmişi hemen hemen hiç biri uymuyor.Kaldı ki Hz.Mehdi AS zuhur ettiği andan itibaren yedi yıl içinde tüm dünyaya hakim olacak.Evrenosoğlu nasıl Mekke Emiri olur?

Bunlar yanlış işler. Ama sadece Evrenosoğlu değil pek çok tarikatta müritler zikirlerden aldıkları şevk ile Mürşitlerine bağlanıyorlar ve ne derse ona inanıyorlar.Resmen biat ediyorlar.Bu bir gerçek.

İşte bu nedenle aksi görüşlere ve kendilerine yapılan eleştirilere de çok şiddetli karşılık verebiliyorlar.

Aslında biz hiç kimseye hatta Mehdi adaylarına bile ön yargılı davranıp ölçüyü elden bırakıp "Bir ihtimal en doğrusunu Allah bilir, belki de" diyerek tam karşıya almadık, aksine sessiz kalmayı tercih ettik. Ama siz de çok aşırı gittiniz be kardeşim.

Sabrediniz gerçek Hz.Mehdi AS gelmek üzere. Geldiğinde hep birlikte görürüz İnşallah.



BİR OKURUMUZUN RÜYASI

SON ZAMANLARDA GELEN MAİLLERDE SIKÇA HZ.MEHDİ AS İLE İLGİLİ RÜYALAR GÖRÜLDÜĞÜNE ŞAHİT OLUYORUZ. HZ.MEHDİ AS'IN ZUHURUNUN ÇOK YAKLAŞTIĞININ DELİLLERİNDEN BİRİ DE BU RÜYALARDAKİ ARTIŞTIR İNŞALLAH.
AŞAĞIDAKİ RÜYA DA BİR OKURUMUZA AİT VE OLDUĞU GİBİ YAYINLIYORUZ (Arkadaşımızın imla hataları var,hem vakit darlığından hem de orijinalliğini korumak için aynen yayınladık, özür dileriz)
"Selam aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu kardeşlerim
Öncelikle şunu söylemek istiyorum hepimizin bildiği gibi ahır zamandayız ve çoğu alametleri ortaya çıktı gerek kıyamet alametleri gerekse Hz.Mehdi(a.s) alametleri ..Bir günahkar kul olarak 10 yıldan fazla Hz.Mehdi (a.s) ile ilgili araştırma yapıyorum daha doğrusu onu düşlüyorum ona biat olmayı onun elini öpmeyi vs bide onunla birlikte olacak olan Hz.İsa (a.s)'nın da elini öpmeyi ,onu görme aşkıyla ...Düşünsenize bir Peygamber görecez İnşaAllahu Zülcelâl-i vel-ikrâm bundan daha büyük bir nimet olabilir mı Rabbim hepimizin gönlüne göre versin ve Hz.Mehdi (a.s) ve Hz.İsa (a.s) aşkıyla yanan kullarından eylesin ve onları görmek nasip etsin İnşaAllahu Zülcelâl-i vel-ikrâm
 Merhaba Safa Hocam size bugün Hz.Mehdi (a.s) ile ilgili bir rüyamı anlatmak isterim İnşaAllahu Zülcelâl-i vel-ikrâm
Sizlere Hz.Mehdi (a.s) ile ilgili gördüğüm rüyayı  anlatmak istiyorum Rüyayı bugün yanı  20.04.2015  Recep ayın ilk günü ve Peygamber Efemdınizim (s.a.v) doğum gününe denk gelmesi çok güzel bir şey  İnşaAllahu Zülcelâl-i vel-ikrâm
öncelikle kuçükk bir evdeyim evin tek penceresi var sanki o ev bizim evimizdi gibi gördüm daha doğrusu babamda ordaydı çünkü babam pencereden atladığıma kızıyordu ama bizden kimse yoktu ev de bizim eve benzemiyordu ama sanki biz yaşıyorduk neyse pencerenin yanında bir masa vardı ben her seferinde o pencereden dışarı çıkıp bahçeye çıkıyordum bahçe bildiğimiz yeşillik ,ağaçlı olduğu bir bahçe değildi normal dışarısı gibi bir ortamı vardı pencereden dışarı çıktığımda direk pencereden atlıyordum pencerenin altında buğday vardı onun üstüne düşüp öyle  dışarıya çıkıyordum ama pencereden atlayışım hanı sporla ilgilenen kişiler yuvarlak çemberden atlıyor ya bende öyle atladım neyse bu rüyamda da sanki rüya içinde rüya vardı  ilk olarak mı yoksa rüyayı gördükten sonramı bilmiyorum (hanı dedim ya rüya içinde rüya gördüm ) ama ben o bahçede tekbir getirdim(tekbir getirdiğim bahçe bir ara dayımların bahçesi gibi gördüm ) 3 kere getirdikten sonra yanımda kimse olmadığına rağmen sanki bir platformdasın gibi Allahu  Ekber sesleri geliyordu ,sonra ben bahçede(dışarda) dolaşıyordum ve orda Peygamber Efendimizi gördüm ama yüzünü çok az görüyordum sırtıma binmişti  onu gezdiriyordum fazla mesafe yürümedik yanı babalar atçılık oynuyor ya çocuk babasının sırtına biniyor gezdiriyorlar Peygamber Efendimizi(a.s)de sırtımda gezdiriyordum ama ben hiçbir ağırlık ve ağrı çekmiyordum  ve ben efendim kamçıyla vur diyordum sonra  onun yanında bir bebek vardı sanki o bebek Hz.Mehdi (a.s)dı (o bebek  Peygamber Efendimiz yerde oturuyordu bebekte onun kucağındaydı )çünkü Peygamber Efendimiz(s.a.v) ona diyordu benden xxxxxxx selam söyle gibi Rabbim beni yanıltmasın İnşaAllah yanlış bilgi ve yanlış rüya anlatmaktan Allah’a sığınırım  ben o rüyada sanki 16 yıl gördüm bunu tam anlayamadım ve sanki onu peygamber Efendimiz diyordu 16 yıl sonra tam hatırlayamadım orayı { Hz.Mehdi (a.s) acaba 16 yıl sonra mı çıkacak yoksa 16 yıldır çıkmış yani  göreve başlamış bilmiyorum} sonra tekrar o eve geldim birden orda oldum sanki Tayy-ı Mekan yaptım çünkü içeriye nasıl girdiğimi görmedim, içeride 3 kişi vardı ve bu gördüğüm rüyayı onlara anlatıyordum birisi orda bana diyordu  yalan söyleme , daha rüyayı anlatmadan ki bu yüz tanıdık geliyordu ama kim olduğunu çıkaramadım sonra içerde yüzü güzel bir şahıs vardı ama onun kim olduğunu da  bilmiyordum sürekli tebessüm ediyordu (o güzel yüzü hala gözümün önünden gitmiyor ) neyse ben o bana yalan söylüyorsun diyen kişiye  küfür ettim affınıza sığınarak şerefsiz dedim ve ona dedim ki Hz.Mehdi (a.s) ilgili rüyalarda yalan söylenir mı kızdım sonra o uzaklaştı uzaktan bakıyordu çokta uzakta değildi 2-3 metreden bize bakıyordu o sırada ben anlatmaya başladım o güzel yüzlü kişiye anlatmaya başladım ama başlarken haci abi diye başladım karşıdaki parmağıyla sus beni uyarıyordu sanki hacı abı deme onu baktım bana sus hareketini yaptığını gördüm parmağı dudağındaydı ama yüzüne fazla bakamadım çünkü önümde daha güzel bir yüz vardı ve konuşmadan sürekli gülümsüyordu sakalları,yüzü başı heybeti falan hepsini gördüm bitiğinde sonra anladım ki o Zat Hz.Mehdi (a.s)dı onu da rüyada öğrendim uyandıktan sonra değil vesselam"