19 Şubat 2014 Çarşamba

BUNDAN BÜYÜK SKANDAL MI OLUR?





15 Şubat Abdullah Öcalan 'ın yakalanma yıldönümüydü. Ülkenin doğusundaki birçok ilde gösteriler düzenlendi. Ortalık savaş alanına döndü. Olayların perde arkası, Samanyolu Haber'in beğenilen tartışma progamı Derin Bakış'ta da tartışıldı.

Taş, sopa, molotoflar havada uçuştu, kepenkler kapandı ve ortalık adeta savaş alanına döndü. Çünkü Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıl dönümüydü. Terör örgütü PKK sempatizanları ve KCK iş başındaydı. Polisle çatıştılar, dükkanları hedef aldılar. Yine huzur bozdular.

Bütün bu olanlar Samanyolu Haber'in tartışma programı Derin Bakış'a da konu oldu. Eski savcı Gültekin Avcı çarpıcı açıklamalar yaptı. Avcı, "KCK tüm il ve ilçelere yayıldı. Örgütsel sistematiğini kurdu. Egemenlik hakkı olarak vergi alıyor. Asker ve polis direndiğinde onları evinizin penceresinden şöyle vuracaksınız falan diye milis eğitimi yapıldı. Askere ve polise size ateş açılmadıkça karışmayacaksınız talimatı verildi. Ve halka ve milis güçlere 20 bin kalaşnikof dağıtıldı. Bunu devlet biliyor. Karışmadı ses çıkarmadı." diyerek, PKK'ya yapılan silah desteğinden bahsetti.

Doğu illerinde yapılan PKK ve KCK toplantılarında konuşulanlarsa çözüm sürecinde nerelere geldiğinin göstergesi olduğundan bahseden eski savcı, "Bu çözüm süreci dediğiniz her akşam her ilçede her ilde gerçekleşen KCK ve PKK toplantılarında artık şunları duyuyoruz: 'Artık 20 yıl savaşabilecek güce sahibiz. Başbakan demek Kürdistan demektir. Aman Başbakan'a zarar gelmesin.' " diye konuştu..

Avcı, son dönemde terör örgütü PKK'nın bölgede çok güçlendiğini, "Şehit cenazesi gelmiyor. Tabi şehit cenazesi gelmez. Çünkü PKK faaliyetleri tamamen bu şekilde serbest bırakılırsa elbette şehit cenazesi gelmez. Keşke şehit cenazesi gelmemesinin, şehitler için gözyaşı dökmememizin ki iyi bir şey bu ama bunun bedeli keşke Güney Doğu'yu PKK'ya terk etmek, PKK'nın faaliyetlerine terk etmek olmasaydı." ifadeleriyle anlattı.

Gültekin Avcı, PKK ve KCK toplantılarında yapılan planların amacının özerklik ve bölünme olduğunu şu sözlerle vurguladı:

"Birinci süreç: yerel seçim süreci özerkliği tamamlamamız lazım. Millet vekilleri seçimine kadar da Kürdistan'ı kurmamız lazım. Çünkü tüm silahlı yapıyı hazırlamışlar. Korucuların yüzde 85'ini yanlarına çekmişler. Neticede ne olacak biliyor musunuz? Suriye'deki PKK-PYD kantonları. Yerel seçimlerden sonra Türkiye'de ilan edilecek özerk şehirlerle birleştirilecek."


Eski Savcı Gültekin Avcı’nın bu açıklamaları ya doğruysa?

İşte bu, sözün bittiği yerdir ve bundan büyük skandal olamaz.

Sadece şunu söylüyoruz:

Bu bayrağı indirmeye, bu vatanı bölmeye, değil PKK, KCK , yerli ve yabancı destekçileri tüm dünya destek verse gücünüz yetmez. Canımız pahasına muvaffak olamayacaksınız. Siz Türk’ün ne olduğunu daha anlayamamışsınız. O silahları dağıtanı da dağıttıranı da, Türk askerine kullanacak olanı da kullandıracak olanı da öyle bir gömeriz ki tarih bile şaşar kalır.

Alimlerin hadis yorumudur:
Kerkük, Nusaybin ve Şırnak’a dikkat demişler. Detay vermiyoruz ama ABD mi kaldıracak, İsrail mi bir kaldırsınlar bakalım o kasnağı da görsünler kimin başına geçeceğini.

Türk Milleti İslam’ı temsil eder, dinsizliğin amansız düşmanıdır, kadınları, çocukları, yaşlıları savaşta bile korur, daima haksızlara karşı hak için savaşır, emperyalistler istediği için değil. İşte bu yüzden Cenab-ı Cülcelal Kuran-ı Keriminde Türk Milletini sevdiğini beyan etmiştir.

Ey emperyalistler!

Malazgirt’ de, Niğbolu’da, Kosova’da, Çaldıran’da, Mercidabık’ da, Düzalan’ da daha sayalım mı? Sayamadık Elhamdülillah.

Kısaca Çanakkale’de, Sakarya’da, Kıbrıs’ da o kasnak nasıl başınıza geçtiyse Allah’ın CC izin ve inayetiyle yine başınıza geçecektir İnşaallah-u Allah-u Ekber.
Efendim o saydığınız yerlerde Kürtler de vardı. Hadi ordan.. Selçuklu dağıldığında 70 tane beylik kuruldu Anadolu’da. Kaç tanesi Kürt’tü?

Gerçek şu ki Kürtler Türk’tür. Türk olmasalardı o beyliklerden birinin adı da Kürt Beyliği olurdu. Buna rağmen yine de Kürdü ayrı bir millet olarak görüp ayrılık isteyen de İsrail uşağıdır vesselam. Cezasını da Allah CC yardımıyla yine bu millet verecektir. Tarih tekerrürden ibarettir.

Kürt kardeşlerimiz şanlı Türk Milletinin asli unsuru iken İsrail uşağı olmasını isteyen satılmış PKK ve uzantılarına kanmasınlar Süfyan’a asker olmasınlar. ÖCALAN o süfyanın askeridir bunu da herkes bilsin.


Zira hadis yorumlarına göre; Hz.Mehdi AS’ın o Süfyanı İsrail- Suriye sınırında Golan Tepelerindeki büyük bir ağacın altında keseceği gün yaklaşmıştır. Allah’ın CC izin ve inayetiyle Türkiye on yıl sonra tüm dünyaya hakim olacak, herkes aklını başına alsın. O günleri görmeye çalışsın. 

İNTERNET YASASI DOĞRU MU?

İNTERNET YASASI DOĞRU MU?




ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Viyana'dan telekonferans yoluyla düzenlediği brifingde konuyla ilgili sorular üzerine, Cumhurbaşkanı Gül'ün imzaladığı yasayla ilgili Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)temsilcisi tarafından dile getirilen kaygıları daha önce de paylaştıklarını hatırlattı.

Harf, "Bu yasa, ciddi bir şekilde ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü ve internet üzerinden bilgiye erişimi sınırlandırıcı potansiyele sahip. Bu yasanın aynı zamanda Türkiye'nin iş ve yatırım ortamına da olumsuz etkisi olabileceğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanan yasanın, bu süreçte Parlamento'da veya yasanın uygulanmasında olsun bazı değişikliklere uğrayacağını anlıyoruz. Biz Türkiye'den, daha önce de birkaç kez belirttiğim gibi, temel ifade özgürlükleri ile özgür ve bağımsız medyayı savunmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Bu açıklama ne anlama geliyor?

1-    Eğer ABD bu yasadan memnun değilse ve yanlış diyorsa çıkarılan yasanın kesinlikle doğru olduğu anlamına geliyor. ABD ‘yanlış’ diyorsa ‘doğrudur’ vesselam.

2-    ABD’ nin yasaya karşı çıkması Türkiye’de de Arap Baharı-Gezi girişimlerine devam etmek istediği anlamına geliyor. Yani tehlike geçmiş değil.


15 Şubat 2014 Cumartesi

HZ. MEHDİ’NİN İSTANBUL’U FETHİ

HZ. MEHDİ’NİN İSTANBUL’U FETHİ



İstanbul'un fethi hadis yorumlarına göre iki defadır.
Birincisi Sultan Fatih hakkındaki hadistir. Ne güzel komutan denilen kişi Fatih Sultan Mehmet Han'dır.

Bir de ikinci bir fetih geçer ki hadis yorumlarında işte o fetih Hz.Mehdi As'ın fethidir. Bu ikinci fetih birinciyi asla küçültmez. Aksine birinciyi daha da değerli kılar. Şöyle ki ikinci fetih Hz.Mehdi'nin dünya hakimiyetinin ilanıdır ve müminlere büyük müjdedir.Birinci fetih de aynen öyle olmuş ve Osmanlı'nın dünya hakimiyetinin ilanı olduğu tarihe altın harflerle  yazılmıştır.Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ açılmıştır. 


Birinci fetih ikinci fethin de müjdecisi olarak Hz.Peygamber SAS Efendimiz tarafından ayrım yapılmadan övülmüştür.


Ey Türk kardeşim ne mutlu sana ki hem Fatih dedemizin hem de O'nun ordusunda bulunan kutlu dedelerimizin şu an cennette oldukları Hz.Peygamber SAS Efendimiz tarafından bizlere müjdeleniyor.


Bu dedelerimizle gurur duyuyoruz,onların evladı olmaktan onur duyuyoruz.


Bu onuru reddeden ve Yahudi istediği için bu cennet vatanı bölmek isteyenlere alet olanları da biz yine Hz.Peygamber SAS Efendimizin müjdesiyle cehennemin tam dibine göndereceğimizi vaad ediyoruz.


Bu şanlı bayrağın altında yaşayıp da Fatih'i dede bilmeyenin, Hz.Muhammed SAS Efendimizi de Peygamber olarak bilmesi mümkün değildir.Fatih'e ve onun evlatlarına düşman olan Hz.Peygamber'e ve İslam'a düşman olur. Fatih torunları da gafil değildir hesabını mutlaka görür.


İkinci fetih konusuna geçersek:


Büyük Savaş (Melhame-i Kübra) ile İstanbul'un fethi arasında 6 ay vardır. Büyük Savaş başladığında mı yoksa bittiğinde mi dersek doğru sonuca varabiliriz. 

Şöyle ki:

Büyük Savaş başlar ama yıllarca sürerse, savaş 

başladıktan 6 ay sonra fetih mümkün olmaz. Doğrusu, 


Büyük Savaş bittiği andan itibaren (Birinci büyük Savaş, 


Rus Ordusunun yenilmesi) 6 ay sonra İstanbul 


fethedilecektir. Bu ne demektir? Şu demektir:


Ruslar Amik Ovasına inince Türk Ordusu ile savaşa 


tutuşurlar. ABD de Türk Ordusuna yardım için savaşa 


dahil olur. ABD dahil olunca (Bu 3.Dünya Savaşıdır) 


Rusya savaşı yayar ve Avrupa'ya saldırır. Ama aynı 


esnada Amik Ovasındaki savaşı kaybeder. Amik 


Ovasındaki savaş Türk-ABD savaşına dönünce işin 


rengi değişir ve  Rusya fırsattan istifade İstanbul'u işgal 


eder. Ve bu işgal 6 ay sürer. Bu 6 ay içinde Hz.Mehdi AS 


Guta' dan yönettiği İslam Ordusu ile Süfyan'ı da 


öldürdükten sonra Türk-ABD Savaşına müdahil olur ve 


ABD Ordusu tarumar edilir.


Önceki yazılarımızda paylaştığımız bir haber vardı: Bir 

ABD generali Rus Ordusu yenilince “Savaşı Haç 


kazandı” diyecekti ve Türk Generalimiz de “ Vallahi 


İslam kazandı” dedikten sonra ABD generalini alnından 


vurup öldürecekti ya…İşte o generalimizin Hz.Mehdi’nin 


dünyadaki en büyük komutanı olma ihtimali de var 


ALLAH-U ALEM…

Tekerrür eden tarihten bunun bir örneği de vardır şöyle 

ki:

Ehli Beyt’ ten hilafeti Kerbela kanlarıyla alan 

Emeviler’den bu hilafeti yine tarihin gelmiş geçmiş en 


büyük kahramanlıklarından birini göstererek ve Kerbela’ 


nın da intikamını binlerce misliyle hem de delikanlıca 


alarak Abbas oğullarına teslim eden Horasanlı Ebu 


Müslim bir TÜRK’tü.


Hatta şunu anekdot edelim ki:


Ahir zamanda Deccal de Mehdi de üçtür görüşünde olan 


bazı alimler olmuş. (Biz bu görüşe katılmıyoruz) Onlara 


göre 1.Mehdi bu Ebu Müslim, 2. Mehdi Fatih SM Hz’leri, 


2. sü de Beklenen’dir.

Bunu Ebu Müslim’in ne büyük bir Türk olduğunu 

anlatmak için yazdık. Abbasi halifesi Ebu Müslim’i 


(Halkın çok sevdiği Genel Kurmay Başkanı idi Abbasi 


Devletinin) hasetinden zehirleterek öldürttü.


Kerbela’nın intikamını alıp saltanatı kendilerine teslim 


eden Ebu Müslim’i kalleşçe öldürdükleri için Abbasileri 


devirmek Selçuklulara; Hilafet saltanatını Türk’e teslim 


etmedikleri için de İstanbul’un fethi Fatih’e nasip 


olmuştur.(Çünkü Araplar saltanata sarıldıkça Türklerin 


saltanatla hiç işleri olmamış ve sadece kafirlerle 


savaşmayı iş edinmişlerdi.)


Türk’ deki Ehli Beyt sevgisi Arap’ da yok vesselam..


Yani Ehli Beyt başka, Araplar başka. Ehli Beyt Arap’dan 


değil desek; Türk’e yakışır Türk, desek yerinde bile 


olabilir.


Ehli Beytin dışındaki Araplar hep yanlış işler yaptılar, 

yapmaya da devam ediyorlar.



Buradan şu sonuçlar çıkarılabilir:

Türk-Rus harbi iki buçuk yıl sürecek kalan 6 ay da 


Hz.Mehdi AS'ın desteğiyle ABD Ordusu telef edilecektir. 


Yani Ruslarla 2,5 yıl, ABD lilerle 6 ay savaşacağız. 


Çünkü Melhame-i Kübra üç yıl sürecek.



ABD Ordusu yenildikten sonra Hz.Mehdi AS derhal 


İstanbul'un Rus işgalinden kurtarılması için İstanbul'a 


hareket emri verecek ama bu iletişim çağında Rus 


Ordusu Hz.Mehdi'nin Ordusu İstanbul'a varmadan 


kendiliklerinden korkup kaçacaklardır. Ve Hz Mehdi AS 


İstanbul'u savaş yapmadan tekbirlerle bu şekilde feth 


edecektir. Aslında bu fetih tamamen bir "kutsal 


emanetleri teslim alma seremonisi" olacaktır. ALLAH-U 


ALEM

Buradan şu sonuçlar da çıkarılabilir:

ABD bu savaşta Türk Ordusu’nun yanında olacağına 


göre hala NATO üyesi olacağız sonucu çıkar ve Şanghay 


vs söz de kalır. 



Ayrıca Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak isteyen siyasi 

iradenin akibetinin de iyi olmayacağı sonucu çıkar.

Yani ABD, Amik Ovası’ nda Rus Ordusu yenilip Türk 


Ordusu ile savaşa tutuşuncaya kadar bu ülkede söz 


sahibi olmaya devam edecek, borusu ötecek sonucu 


çıkar.

Başka hangi sonuç çıkar? Cemaat- AK Parti savaşında 


ABD kimin yanında olacaksa o kazanacak sonucu çıkar. 


Ya da kazanacak olan kim ise “ABD de onun 


yanındaymış” sonucu çıkar.

ALLAH-U ALEM



İstikbal bizimdir, amaç uyarmak, tedbire zorlamak ve 

bizim olacak zaferin bedelini en aza indirmektir 


İNŞALLAH.

3 Şubat 2014 Pazartesi

DEĞERİ BİLİNEMEYEN ADAM- NECMEDDİN ERBAKAN

DEĞERİ BİLİNEMEYEN ADAM
NECMEDDİN ERBAKAN



1974'TE Başbakan yardımcısı olan Erbakan, tarihi zaferle ilgili ezber bozan detay veriyor: Ecevit İngiltere'de iken askere talimatı kesin verdik ve gemileri yüklettik. 

Eski Başbakanlardan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın geride bıraktığı notlardan Milli Gazete Ankara Kitap Kulübü’nün hazırladığı Davam adlı kitap, Milli Gazete tarafından yayımlandı. Editörlüğünü gazeteci Mustafa Yılmaz’ın yaptığı 5 bin sayfalık notlardan hazırlanan kitapta, Milli Görüş lideri Prof. Erbakan’ın Türkiye siyaset tarihinin önemli olaylarına dair anıları ve bakış açılarını içeren hatıraları yer aldı. Kitabın en ilgi çekici bölümlerdinden birini, Kıbrıs Barış Harekatı’na giden sürecin anlatıldığı kısım oluşturdu. Necmettin Erbakan’ın, Kıbrıs Barış Harekatı’na ilişkin şu anısına yer verildi: “Ecevit, İngiltere’ye gidecek. İngilizlerin ne diyeceği belli değil. Biz hükümetin MSP kanadı olarak Ecevit, Afyon’da iken Genel İdare Kurulu toplantımızı yapmış ve ‘Mutlaka müdahale lazım’ kararını almıştık.” 

İki kez vazgeçilmiş 


Erbakan tarihi günü anlatmaya devam ediyor: “Halk Partisi’nin önemli kısmı ‘Bu macera olur. Sakın böyle yapılmasın. Bu bütün dünyaya savaş açmak demektir’ diyordur. Bu yüzden, ne bakanlar kurulu olarak ne Milli Güvenlik Kurulu olarak kesin bir karara varılmamıştı. Bununla beraber olayın gecikmemesi gerektiği için Ecevit’i uğurladıktan sonra, havaalanında askerlere ‘Yükleyin bu harekatı başlatın’ dedim. (...) Kuvvet komutanları, ‘Bize kesin emir verilmesi lazım çünkü bizim askerimiz iki defa düş kırıklığına uğrramıştır. Bize ‘gemileri yükleyin’ dendi. Biz de yükledik. Arkasından ABD Başkanı Johnson’un mektubu üzerine ‘Hayır geri dönün’ dediler. Biz askeri İskenderun’a geri indirdik. İkinci kez Sayın Demirel zamanında ‘Gemileri yükleyin’ dendi, yükledik. Ancak ikinci kez de askerimizi Kıbrıs yerine kendi topraklarımıza çıkardık. Tekrar aynısı olacaksa askeri artık hiç bir zaman harekatın yapılacağına inandıramayız’ dediler.” 

Ecevit’i ikna odasına aldık

“Sayın Ecevit Londra’dan döndüğü zaman gemiler yüklenmişti. Ertesi gün Liman’dan ayrılacakları noktada idik. Komutanlarla beraber Ecevit’i ikna noktasında hazırlık yapmıştık. Allah’ın büyük lütfudur ki bize 500 tane şehitle bu harekatı başarmak nasip olmuştur.”

Motor üretmemizi Batı istemedi

‘Davam’ kitabının bir başka çarpıcı noktası da yerli otomobil konusunda Türkiye’de çalışan ilk mühendislerden olan Necmettin Erbakan’ın, konuya ilişkin yabancıların bakışını anlatan bölüm oldu. Yerli otomobilin ilk üretildiği Gümüş Motor Fabrikası’nın dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in de de ziyaret eettiğinin belirtildiği kitapta, Menderes’in, fabrikaya 1 milyon 300 bin dolarlık destekte bulunduğu kaydediliyor. Yabancıların Türkiye’nin kalkınma hamlesine şeftali üretsinler gözüyle baktığını söyleyen Erbakan, anısını şu sözlerle anlatıyor: “Gümüş Motor’un ilk prototipi yapılıp test için ilgili makamlara götürüldüğünde bir engel çıktı. Neymiş? Avrupa standartlarına göre 5,6 litre olması gereken yakıt, bizim motorda 5,7 litre çıkmış. Bunun için onay veremeyeceklerini söylediler. Geri dönüp tekrar çalışmaya başladık. Gümüş Motor’u, Avrupa standartlarının dahi altında, saatte 5,5 litre motorin harcar hâle getirdik. Yine standartlara uygun olmadığı gerekçesiyle reddedildi. Tabii ki mesele aslında standart meselesi değildi. Mesele, Türkiye’nin şeftali yerine, motor üretmek istemesiydi. O yıllarda düzenlenen otomobil kongresinde, ‘şeftaliden başka bir şey üretemeyiz’ diyenlere, kürsüye çıkıp, ‘işte motor üretildi’ diye gösterince hepsinin sesi kesildi.”

STAR

31 Ocak 2014 Cuma

MOSSAD, RADİKAL İSLAMCI BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ NİÇİN KURAR? NASIL KURAR?

MOSSAD, RADİKAL İSLAMCI BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ NİÇİN KURAR? NASIL KURAR?




NİÇİN KURAR?
1)      İslam’ı terör, Müslümanı terörist göstermek için (Olimpiyatlarda yapılan bombalı eylemler, İstanbul’daki HSBC patlamaları, masum insanları hedef alan bombalı araçlar, Afrika’da elçilik basma gibi)
2)      Bu terör örgütü ile istediği Müslümanları öldürtüp diğer Müslümanlarla düşman etmek ve İslam Ülkelerinde fitne çıkarmak için (Irak’ da ve Pakistan’da bir gün Sünni Camisinin, diğer gün de Şii camisinin bombalanıp Sünni- Şii iç savaşı çıkarılmak istenmesi gibi)
3)      Hristiyan bir ülkede İslam adına eylem yapıp, Müslüman bir ülkenin dağlarından eylemi üslenip o ülkenin işgali için ABD’ye uluslararası hukuka uygun işgal sebebi vermek için (Afganistan ve Irak’ın işgali ile sonuçlanan ABD’deki 11 Eylül Olayı gibi)
4)      Müslüman ülkeleri karıştırıp, rejimleri dış yardımla devirip, ABD askeri gelmeden ABD’nin istediği rejimleri kurmak için (Arap baharı gibi)
5)      İki Müslüman ülkeyi savaştırmak için (Muhtemelen Türkiye- Suriye Savaşı gibi)   



NASIL KURAR?

1)      İlk önce kurulacak olan terör örgütünün yönetici kadroları o terör örgütünün amaçları ve çalışma  usül ve esasları doğrultusunda eğitime tabi tutulurlar. Eğer radikal İslamcı bir terör örgütü kurulacaksa bu yöneticilerin öncelikle iyi bir Arapça eğitim alması yada Arapça bilenlerden seçilmesi gerekir. Bunlar yönetici olacaklarından vaizlik derecesinde dini bilgiyle donatılırlar.
2)      Dünya çapında organize bir örgütün yönetici kadrosu için 30- 40 kişi çoktur bile. Bu kişilerin gerçek Müslümanlardan olmasına gerek de yoktur. Sadece iyi dil bilmesi, dini konularda donanımlı olması, şekil olarak radikal İslamcı görünümüne girmesi yeterlidir. Adam kesen kişinin ALLAHU EKBER diye bağırması nasıl izah edilebilir?
3)      Yönetici kadro tamam olduktan sonra yapılacak tek şey yeterli bütçedir.
4)      Mossad terör örgütünü bizzat kurmak yerine (yani İsrail Devleti ile bağlantılı kurmak yerine) CIA içindeki Mossad’a kurdurmakta ve yakayı ele vermesi halinde muhatap da ABD olacağından en güvenli yöntem olarak bu yoldan gitmektedir.        
5)      Şimdi bu terör örgütüne eylemlerde kullanacağı militanlar lazımdır. Açar kesenin ağzını ve maaşla işsiz, güçsüz, tetikçiliğe uygun psikolojik yapıda adamları toplarlar. Ve örgüt içi dini, siyasi, cihatçı eğitime tabi tutarlar. Buyurunuz size kullanılmaya hazır bir terör örgütü.     
6)      Örgütün başarılı olması için, eylemlerde istihbarat desteği sağlanır ve yoğun reklamı yapılır. Ve eylemcilerin başlarına büyük ödüller konulur.(El Kaide şöyle vurdu böyle vurdu, getirene şu kadar dolar gibi) Bu reklamlar örgüte yeni eleman katılması için samimi cihatçıların toplanmasına neden olur. Yani tepesi ajan, militanları ise samimi cihatçılardan oluşan bir yapı çıkar ortaya. Tepe tepe kullanırlar.
7)      Durumu çakanlar öldürülür CIA, MOSSAD’ın reklamı yapılır veya verilen görevi yerine getirmeyenler de yakalanır ve Guantanamo’ ya atılarak geride kalanlar daha da hınçlı hale getirilir..
8)      (Bu maddede bir parantez açalım: PKK terör örgütü de tıpa tıp bu şekilde kurulmuştur. Tabi İsrail tarafından. Yani Mossad. İşsiz,,güçsüz, aylak,fakir Kürt çocuklarını maaşla dağa çıkardılar, örgüt içi eğitime tabi tutup eyleme gönderdiler. MOSSAD o çocuklara “Biz Mossad’ız, sizi Türk Ordusu’na öldürtmek için eğitiyoruz” deseydi kaç Kürt genci giderdi acaba? Ama onlar “Türk Devleti hakkımızı! yiyor, savaşıp hakkımızı alacağız, Kürt Devleti kuracağız” dediler ve maaşlı beyinsizler de sabaha bayram var sandılar. Bu işin sonunu da hemen yazalım da okurlarımız müsterih olsunlar. Kürt Devleti kesinlikle hayaldir. Sadece Türk Milletinin sabrının taşmasına kadar söylemlerde kalacak bir polemiktir. Türk Milleti ayağa kalkınca Dünyada karşısında durabilecek bir millet yoktur. Hz.Ali RA Efendimiz bunu 1400 yıl önce söylemiştir. Kandil de, Irak’da, Suriye de fethedilir ama olan kanmış Kürtlere olur, bizim de üzüntümüz budur.)                   

Dünyanın tüm terör örgütleri bu amaçlarla ve bu şekilde kurulur ve mutlak surette bir veya birkaç istihbarat örgütünün kontrolü ve denetimi altında olurlar. Devletler bunları birbirlerine karşı koz olarak kullanırlar. Bir istihbarat teşkilatının desteği olmadan bir örgüt kurmak asla ve asla mümkün değildir. Çünkü dünyanın her yerinde ve her ülkesinde az çok bir hukuk sistemi vardır ve silah bulundurmak, almak, satmak, kullanmak yasaktır. Hiç kimse yasak olan bir silahı elde edemez. Kaldı ki bu silahlar basit silahlar değil düzenli orduların kullandığı makinalı tüfek, uçaksavar ,havan, roketatar, bazuka gibi silahlar olduğundan orduların izni olmadan tek başına istihbarat örgütleri de sağlayamaz.     
Sonuç olarak, “Bu terör örgütü neyi amaçlıyor” demek doğru olmaz  “ Bu terör örgütü kime hizmet ediyor” demek daha doğru olur. El Kaide de PKK da CIA ve MOSSAD’a hizmet ediyor. Onların amacı da bellidir.                                                                                              

BÖLÜCÜLER, EYLÜL 2014 DE BAĞIMSIZLIK İLAN EDECEK

BÖLÜCÜLER, EYLÜL 2014 DE BAĞIMSIZLIK İLAN EDECEK



Baştan söyleyelim.. Bağımsız Kürdistan peşinde koşanların hepsi ama hepsi İsrail'e hizmet etmektedirler.
Bir kısmı bilerek, bir kısmı da bilmeyerek.Oyun, Yahudi kölesi ABD'nin oyunudur. Ve 2014 yılı Yahudiler için Kürdistan yılıdır. Türkiye üzerindeki tüm oyunlar buna göre dizayn edilecektir.

Ak Parti'nin açılım politikaları da tıpkı Suriye politikaları gibi yanlıştır. Çünkü her iki konuda da ABD tarafından  fena kandırıldık.

ABD, Suriye'yi yıkık, virane bir mezarlık yaptı ve Türkiye'yi bölecek küresel tetikçilerini de oraya yerleştirdi.
Şimdi muhtemelen Eylül ayında Bağımsız Kürdistan ilan edilirse Türkiye karşısında hem Suriye ve Irak şakilerini hem de tüm emperyalistleri bulacak. Yunanistan da cabası.

EY HÜKÜMETİM!

Acilen Cemaat ile uzlaşınız, anlaşınız.Siz bu Cemaate laf söyletmezken biz o cemaati eleştiriyorduk. Eleştiri başka şey hakaret etmek, kafirlikle, ajanlıkla suçlamak başka şey. ABD yine bizi bize kırdırarak güneydoğuya koz vermeye çalışıyor.

Hükümet- Cemaat kavgasını derhal bitirelim. Ülkeyi tehdit eden alçakların ekmeğine yağ sürüp Devletimizi bölmeyelim. Ülkeyi ikiye bölmeye çalışanlar devlet ikiye bölünürse amaçlarına daha kolay ulaşmazlar mı?

CHP ile anlaşıp ABD oyununu bozmak şu an için zor gözükmektedir. Ama MHP, Devlet Bahçeli'nin sayesinde bu oyunu bozabilecek konumdadır. Derhal MHP ile Ak Parti bu kritik ortamda açık veya gizli işbirliği yapmalıdır.Kürt politikası ve Suriye politikası konularında MHP ile anlaşılmalı, sonradan CHP de dahil edilmeli ve ORTAK BİR YOL izlenmelidir. Bu çözümü ABD de görmektedir ve Devlet Bahçeli'ye karşı da bir pasifize operasyonu yapılabilir. Buna da acil tedbir alınmalıdır.

Mahir Kaynak hocamız "Bağımsız bir Kürdistan'ın ekonomik olarak yaşama şansı yok. O nedenle asla gerçekleşmez" derken o bölgede Barzani'nin petrolünden başka petrol yoktu.
Şimdi sürekli yeni petrol kuyuları açılıyor ve "petrol bulduk" diye seviniyoruz. Başka sevinenler de var mı acaba?

Bölücü bir terör örgütü yokken yapılması gereken işler yapılmadığı gibi PKK, KCK yok edilmek yerine tanındı ve o da yetmedi Kürt Halkına da tanıttırıldı ve şimdi de "başınızın çaresine bakabilirsiniz" cesareti verilmektedir. Bunların hepsini de bizzat ABD yapmaktadır. 35 yıldan beri bu işi büyük bir dikkatle takip ediyorlar. 

35 yıl boyunca bizi de hep kandırarak, dostluğumuzu suistimal ederek yapmışlardır.İsteyen Kenan Evren'in açıklamalarına baksın.

CHP'si,MHP'si,ANAP'ı, DSP'si,DYP'si,tarikati, cemaati hepsi ama hepsi yani bizler yanlış yaptık. Ama hain değiliz. Birbirimizi hainlikle suçlamak yerine birlik olup tüm bu fitneleri dağıtmalıyız.

Türkiye, İran,Irak ve Suriye tek devlet olmadan Kürt Devleti' nin telaffuz dahi edilmesi FİTNEDİR, EMPERYALİST BİR YIKIMDIR VE MUTLAKA ENGELLENMELİDİR.VESSELAM..

BİZİ TAKİBE DEVAM EDİNİZ SAYIN GÖKÇEK

BİZİ TAKİBE DEVAM EDİNİZ SAYIN GÖKÇEK



Sayın Melih Gökçek bu açıklamayı 31 Ocak 2014 tarihinde yani dün yaptı. Bu siteyi takip edenler gayet iyi bilirler ki biz bu iddiaları bu siteyi ilk kurduğumuz günlerden beri anlatmaya çalışıyoruz.

Sayın Gökçek! 
Yüksek Seçim Kurulu adayları kesinleştirdikten ve artık değiştirme imkanı kalmadığı andan itibaren sayın Kadir Topbaş ile şahsınıza yönelik operasyon yapılarak, tutuklanma ihtimaliniz var.

Bu yazımız da size daha şimdiden tedbir almanız için bir ihbar olsun. Sizi biz bilemeyiz,sizi yine en iyi siz bilirsiniz. Aleyhinize teknik takibe yakalanma ihtimali olan durumlar varsa yada belgeler daha şimdiden Büyükşehir seçimlerini kazanma açısından yeni stratejilere çalışsanız gayet iyi olur.

Halk hizmetlerinizden memnundur ama halkın desteğini çekeceği hususlar da bellidir ve size karşı olanlar da bunu çok iyi bilirler.

Allah CC emanet olunuz.

28 Ocak 2014 Salı

SÜFYAN'IN ORDUSU IŞİD'DİR.

SÜFYAN'IN ORDUSU IŞİD' DİR.



Ahir zamanda çıkacak olan dehşetli Süfyan'ın ordusu IŞİD'dir.Allah-u Alem.


Nereden biliyoruz?


IŞİD önce Irak'da faaliyetlerine başladı. El Kaide ile bağlantısı vardı.Tabi El Kaide dolayısıyla da CIA ve MOSSAD'la.


IŞİD şimdi Suriye'de ve Türkiye sınırlarını ele geçirmeye çalışıyor.

IŞİD liderleri Emevi Devleti'ni yeniden kurmak istediklerini söylüyorlar. Sünnilik adına hareket ettiklerini iddia ediyorlar.
Daha da ileri gidiyorlar ve Süfyan'ın ordusu olduklarını ve Hz Mehdi ile savaşa hazırlandıklarını söylüyorlar.

İcraatları arasında şunlar var:


Alevileri ve Şiileri kestiler ve kesik başlarıyla (Beş on tane kesik baş ile) futbol oynadılar. Yezid'i övüyorlar.


IŞİD'in Süfyanın ordusu olduğunu biz söylemiyoruz yani.Bizzat kendileri söylüyor.


Biz de hadis yorumları ışığında diyoruz ki bu IŞİD daha da güçlenecek ve Suriye'ye hakim olacak. En azından çok önemli bir kısmına.


Peki kimden destek alıyorlar?


İlk destekçileri CIA-MOSSAD güdümlü El Kaide olmuştu. Zevahiri şimdi cephe alıyor ve NUSRA'yı IŞİD ile savaştırıyor.Tabi ABD'nin emriyle.Fakat MOSSAD burada CIA'dan ayrılıyor ve IŞİD'e destek veriyor. 

ABD de IŞİD'in pervasızca ve delil bırakarak işlediği cinayetlerin bir gün kendisini de deşifre edeceğinden korktuğu için IŞİD'e tavır alıyor.

IŞİD ile savaşanlar arasında İslami Cephe'de bulunuyor ve onlar IŞİD'in son derece profesyonel savaşçılardan oluştuğunu söylüyorlar. Hakikaten 4500 kişilik IŞİD, 30.000 kişilik ÖSO'ya karşı üstünlük kurabiliyor. Yani bunlar MOSSAD tarafından eğitilmiş profesyonel tetikçiler ordusu.


Farklı bir muhalif görüş IŞİD'in Esad'ın gizli ordusu olduğunu söylüyor. Dayanağı ise NUSRA ile savaşıyor olması.Ayrıca NUSRA'dan aldıkları yerleri Esad ordusuna bırakıp gittikleri söyleniyor.Başka hiç bir gerekçe yok.


Burada bir yanılgı var. Esad bu örgütü kurmuş ve desteklemiş olsa onların Alevi ve Şiileri öldürmesine izin verir mi? Asla vermez. O sebeple IŞİD'in arkasında Esad olamaz.


O halde IŞİD Muhaliflerden aldığı yerleri niçin Esad ordusuna bırakıyor? Bu ya doğru değildir yada doğru ise IŞİD'in düşman önceliği noktasında taktiksel bir manevrasıdır. Yani IŞİD Suriye'de Esad rejiminden ziyade öncelikle Muhalifleri temizlemeyi hedeflemiş ve Esad'ı kolayca devirebileceğini düşünmüş olabilir.


Bizim vardığımız kanaat IŞİD'in ahir zamanın dehşetli Süfyan'ının ordusu olduğu ve Suriye'de daha da güçlenip bir Süfyan Devleti kuracağı şeklindedir.En büyük destekçisi de MOSSAD'dır.MOSSAD'ın amacı ise zaten bellidir ve Suriye'de canlı bir insan kalmasını istemiyorlar.

27 Ocak 2014 Pazartesi

HER ANKETİN BİR YALANI VARDIR

HER ANKETİN BİR YALANI VARDIR




Her anketin bir yalanı vardır. Çünkü anketler halkı aydınlatmak için değil yönlendirmek için yayınlanır.Gerçek anketler ise zaten halktan gizlenir.

Bunu anket kuruluşlarının yapılarından,kuruluş amaçlarından, anket sonuçlarını kimlere sattıklarından, ekonomik faaliyetlerini nasıl sürdürebildiklerinden anlayabiliriz.

Yukarıdaki anket de yine bu anketin kaynağının nasıl sağlandığının bilinmediği bir anket şirketi tarafından yayınlanmış. Yüklüce masraf gerektiren anketleri hangi kaynakla yaptığı belli olmayan şirketlerin bu anketlerinden bir tanesi. 

Anketin geneli doğru ama sadece bir yanlışı var o da şu:

Ankette CHP ile MHP'nin oyları üzerinde oynanmış. Gerçekte CHP ile MHP'nin oyları aynı seviyelerde ve ikisi de yüzde 25 civarında.

Peki bu neden yapılmış?

Çünkü ABD devleti ve devletin gücünü CHP'ye teslim etmek istiyor. MHP'yi ise devlet gücünden mahrum sokak göstericisi ve PKK'ya karşı sokak direnişçisi yapmak istiyor.Yani devletin gücünün MHP'ye teslim edilmesi halinde MHP'nin neler yapabileceğini kestiremiyor ve güvenmiyor.

Benzer bir durum 28 Şubat'ın hemen akabinde yaşanmış ve DSP ile MHP aynı oy oranına sahip iken Başbakan Ecevit'in elini güçlendirmek için yeniden 'Karaoğlan' denmesi için ABD, Türkiye'ye terörist başını teslim edivermişti.

Cemaat, MHP ile anlaşırsa MHP sandıktan birinci parti olarak çıkar ama Cemaat MHP ile anlaşır mı? 

Anlaşamaz çünkü ABD asla müsaade etmez. CHP'ye destek vermesi için Cemaate baskı yapıyor. Cemaat zor durumda.
Büyük abiler CHP için destek isterken küçük abiler "ben karışmam kardeşim"diyerek cemaat oylarını başıboş bırakacaklar. Cemaat oyları da MHP ile BBP'ye gidecektir.

Biz doğrusunu yazalım da takdir yine halkımızın olsun. 
Şu an Türkiye siyasetinde CHP ile MHP'nin oyları eşit durumda. Sandıklar açılıncaya kadar büyük sansasyon ve yönlendirmeler olmazsa hep birlikte görürüz.