29 Mayıs 2014 Perşembe

HZ.MEHDİ 12.İMAM İSE

HZ.MEHDİ 12.İMAM İSE



ÖNCEKİ YAZILARIMIZDA HZ.MEHDİ AS'IN 12.İMAM MUHAMMED MEHDİ AS OLABİLECEĞİNİ VE BU DURUMUN KURAN-I KERİME DE UYGUN OLDUĞUNU YAZMIŞTIK.


HZ.MEHDİ AS'I BU YAZIMIZDA ÇOK FARKLI BİR AÇIDAN ELE ALACAĞIZ.


Hz Mehdi AS da pazarlarda gezip, insanlar içinde dolaşacağına göre bir meslek sahibi olması lazımdır. Allahu alem.Çünkü peygamberler bile insanlar içinde normal bir vatandaş olarak yaşamış meslek sahipleriydi.


Hz.Mehdi AS da imtihan sırrının yok olmaması için normal bir vatandaş gibi bir meslek sahibi olacak ve insanlar içinde gezecek fakat insanlar O'nun Mehdi olduğunu bilemeyecekler.Hadis yorumları bu şekildedir.


Peki Hz.Mehdi AS'ın mesleği ne olabilir?


Bu sırdır ama siyasetçi olamayacağı sır değildir.Yani siyasetçi olamaz çünkü hiç bir rivayette Hz.Mehdi AS'ın seçimle iş başına geleceği yazmıyor.Ama Şuayb Bin Salih'in seçimle iş başına geçeceği hadis yorumlarında yer almaktadır ve büyük bir ihtimalle Şuayb Bin Salih siyasetçidir. Allahu alem.


"Efendim tüm siyasetçiler seçimle iş başına gelmiyor ki"denilebilir. Ama seçimle iş başına gelmeyen kişinin mesleği zaten başka bir şeydir ve siyasetçi değildir. Seçimle işbaşına gelmeyen siyasetçinin esas mesleği mutlaka başka bir meslektir. Tayyip Erdoğan Siyasetçidir ama Atatürk askerdi mesela..


Hz.Mehdi AS kırk yaşında zuhur edecek (en geç) ve 47 yaşında dünyaya hakim olacak.(En geç)

Hz.Mehdi AS 46 yaşında iken de Hz.İsa AS inecek. Var mı bu şartlara uyan Hz.Mehdi ve Hz.İsa adayı?

Yok vesselam. Gerçek Mehdi As'ı tenzih ederiz çünkü o hayattadır ve şu an 30 yaşından büyük, 40 yaşından küçüktür ve zuhuru beklemektedir İnşallah. Ama Hz.İsa AS henüz inmemiştir, çünkü O indikten bir yıl sonra dünya hakimiyeti başlayacak İnşaallah.


Bizim araştırmalarımıza göre Hz.Mehdi AS'ın siyasetçi olma ihtimali yoktur.Var diyen seçimle iş başına geleceğine dair tek bir hadis paylaşsın, paylaşamaz.


Peki o zaman mesleği ne olabilir Allahu alem?


Son ifşaatımız asker olabileceği şeklindedir ve delillerimiz şunlardır: 


Bazı alimler "asker" olduğunu açıkça ifşaa ettiler ayrıca:

Eğer Hz.Mehdi AS 12.İmam ise babasının adı Hasan El Askeri'dir. Ve adında asker kelimesi geçmektedir ama 11.İmam asker değildi. Allahu alem 12.İmam'a işaret ediyor olabilir.


Abdülkadir Türker kardeşimiz -Allah CC razı olsun- Halley kuyruklu yıldızı ile ilgili bir mail göndermiş.


Halley kuyruklu yıldızı miladi 846 yılında da görülmüş ve o yıl 11.İmam Hasan El askeri doğmuş. Ne var bunda? Tek başına bir şey yok ama o tarihten sonra Halley kuyruklu Yıldızı 14 defa daha görülmüş.


Ve 14.görünüşünün Hz.Mehdi AS'a işaret ettiği hadis yorumlarına göre net. Hz.Mehdi AS 14. asırda, Halley yıldızının 14.defa görünüşünde zuhur edecekse iki 14 arasında Gaybi işaret olduğu çok bariz Allahu alem.


Yani Hz.Mehdi AS Hasan El Askeri'nin oğlu Muhammed Mehdi olabilir ve Hasan El Askeri'nin doğduğunda görünen Halley'in ondan sonra 14.defa göründüğünde zuhur edebilir.Mesleği de babasının adında açıklanmış olan Asker olabilir. Allahu alem.


"Efendim bunlar Alevi-Şia görüşüdür."

Bu yazıda yazdığım tek cümle ŞİA kaynaklı DEĞİLDİR. Sadece ilmi bir araştırmadır.

Ayrıca Halley yıldızının son görüldüğü 1986 yılı da 12.İmam olan Muhammed Mehdi AS'ın melekler tarafından uyarıldığı ve zamanın kutbu olan şahsa eğitimi için teslim edildiği tarih de olabilir.Allahu alem.


Hadis yorumlarında geçen Gaybeti Suğra ile Gaybeti Kübra ise çok farklı bir şekilde de olabilir Allahu alem.


4-5 yaşlarında gaybete çekilirken Hz.İsa AS gibi göklere çıkarılmış da olabilir ve birinci gaybet bu bin yıl olabilir ki ahiret günü hesabı ile bu gayıp bir gün eder.Yani bu Gaybet, Gaybeti suğra olabilir.(Küçük gaybet) Uyarıldıktan sonra ki yani 1986 dan sonraki gaybeti ise şu ana kadar 28 yıl eder ki bu da büyük gaybet (Gaybeti Kübra da olabilir) Allahu alem. 


Tabi ki bu yazımız Hz.Mehdi AS'ın 12.İmam olması halinde nasıl olabilir yazısıydı. Ama mesleği ile ilgili ifşaat Ehli Sünnet kaynaklarına da tamamen uygundur.


Farklı bir görüş Hz.Mehdi AS'ın bir tarikat şeyhi, cemaat lideri olabileceği ile ilgiliydi ama şu an için yani herkes Mehdi AS'ı beklerken bir şeyhin seçim olmadan bir devletin başına geçmesi (Humeyni gibi) mümkün görünmüyor.Ve imtihan sırrına da uygun değil.


Tabi her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir. 

Biz O'nu bulmak için amatörce araştırmalarımıza devam ediyoruz İnşaallah.

ALLAHU ALEM ALLAHU ALEM ALLAHU ALEM



SÜFYAN'IN ÇIKIŞ TARİHİ NİSAN 2015

ABD SURİYE'Yİ NİSAN 2015 DE İŞGAL EDECEK
ALLAHU ALEM



Hadis yorumlarına göre Süfyan Recep ayında çıkacak. 2014 yılı Recep ayı tamamlandı. 2015 yılı Recep ayı ise 20 Nisan 2015 tarihinde başlıyor.

Buradan şu sonuçları çıkarabiliriz Allahu alem:

ABD Nisan 2015 de Suriye'yi işgal edecek ve Suriye'nin başına Süfyan geçecek.

Bu işgal 3.Dünya Savaşının da başlangıcı olacak.Yani Nisan 2015 de 3.Dünya Savaşı başlayabilir.

Hadis yorumlarına göre Suriye'nin işgalinden önce Mısır işgal edilecekti. Bununla ilgili bu sitede bir kaç yazımız bulunmaktadır. 

Mısır'ın işgali ya o yazılarda yazdığımız gibi olacak ya da işgal edildi ama biz göremedik ve yanlış yorumladık.Allahu alem.

Şöyle de olabilir:

Mısır'ın işgali ile kastedilen Libya savaşı da olabilir. Çünkü tarihte Libya diye bir devlet yoktur ve Afrika'nın kuzeyi için iki isim varsayılır.

Afrika'nın kuzey batısına Mağrip, Kuzey doğusuna ise Mısır denilirdi ve Libya da Mısır içinde kalmaktadır.

Eğer bu yorum doğru ise Mısır'ın işgali de tamamlanmış olur ve Suriye'nin işgali ilk alamet haline gelir.Allahu alem.

Altın Çağın başlayacağı 2023 yılından geriye doğru sayar ve olacak olan tüm olayları sondan başa doğru dizersek Nisan 2015 de ABD'nin Suriye'yi işgal edeceğini öngörebiliriz.

Tabi bu işgal Ürdün'de bulunan yedi bayraklı koalisyon güçleri tarafından yapılacak. Hz.ALİ RA Efendimiz Suriye'nin işgali ile ilgili bu savaşın çok dehşetli bir savaş olacağını bildirmiş.

Tabii ki ALLAHU ALEM diyoruz.

Cennet vatanımızın yöneticileri bu ifşaatları İnşaallah dikkate alırlar.  


Müjde ise şudur: 

Eğer bu işgal gerçekleşir ve Süfyan Suriye'nin başına geçerse ömrü de dokuz ay olacaktır. Çünkü aynı yıl yani 24 Ekim 2015 tarihinde de Hz.Mehdi AS zuhur edecek ve yedi yıl sonra tüm cihana hakim olacağı mücadelesine başlayacak İnşallah.

Süfyan her halde Suriye'nin başına işgal tamamlanınca Mayıs başında getirilecek ve 24 Temmuz 2015 de de Suriye Devleti olarak Irak'a savaş açıp girecek. Yani ilk icraati bu olacak ve bu olay onun bir anlamda gerçek zuhur tarihini verecek.Allahu alem.

Kürt Kardeşlerimizi tekrar uyaralım: 

Sakın PKK ya katılmayınız, çünkü hepsi de öldürülecekler. Kuzey Iraktaki Kürt katliamını bizzat Süfyan yapacak, emri de İsrail'den alacak.İsrail bu emri o bölgenin insansız olarak İsrail'e teslim edilmesi için Süfyan'a emredecek.
PKK yı ise Siyah Sancaklıların Dördüncü Ordusu yok edecek.

Siyah sancaklılar dört ordudan oluşur ve en küçüğü dört yüzbin kişilik bir ordudur.

Birincisi İran Ordusudur (Şuayb Bin Salih'in Ordusu). 

İkincisi yenilmiş İran Ordusu yerine ikame olan ve çoğunluğu İran, Afganistan Türklerinden ve İran, Afganistan halklarından oluşan sivil halk ordusudur.(Temimli sarışın gencin-Hz.Mehdi AS ın bayraktarı- ordusu) ABD yi Kufe'de durduracak olan ordu bu ordudur.

Üçüncüsü Kuzeyden yardıma gelen Mansur'un komuta ettiği Haris bin Harras'ın ordusudur. Temimli sarışın gencin ordusuna katılacak.Başlarında da Şuayb Bin Salih olacak.

Dördüncü Ordu ise tüm bu orduların kalanına komuta eden ve Hz.Mehdi AS'ın başkomutanı olduğu ordudur ki Kudus'ü ve Mısır'ı fethedecek olan ve dünyaya hakim olacak olan ordu bu ordudur.ALLAHU ALEM.

Bu dördüncü ordu ilk önce PKK'yı yok edecek(2015).PKK o zamana kadar hep güçlenecek, yani bir kaç ay.Ama öyle büyük savaşlar olacak ki PKK hiç konuşulmayacak bile.

Önce Rus ordusu (2018-20), sonra ABD ordusu(2019-21) ve en son da İsrail ordusu(2020-22) yok edilecek.
Ve Mısır fethedilecek. 

Cenabı Mevla cümlemizi Hz.Mehdi AS'a kavuşan kullarından eylesin.

ALLAHU ALEM ALLAHU ALEM ALLAHU ALEM

27 Mayıs 2014 Salı

BU KADINA UYAN KÜRT; İSRAİL'E UYMUŞTUR VESSELAM

BU KADINA UYAN KÜRT; İSRAİL'E UYMUŞTUR VESSELAM

BAKINIZ BU YAZI ALTTAKİ YAZIMIZDAKİ İDDİALARIMIZIN ÇOK AÇIK BİR BELGESİDİR.

HDP GENEL BAŞKANI SEBAHAT TUNCEL'İN İSRAİL'İ NASIL SAVUNDUĞUNU KENDİ AÇIKLAMALARINDAN OKUYUNUZ. AÇIKLAMA ÇOK YENİ.


BU KADIN MOSSAD AJANIDIR MÜSLÜMAN KÜRT KARDEŞLERİMİZ SAKIN KANMASIN
BARIŞ FALAN İSTEDİKLERİ KÜLLİYEN YALANDIR, AÇILIM ÖNCESİ BİTME NOKTASINA GELEN PKK'YI BU SÜREÇTE GÜÇLENDİRİP AYAKLANMA AŞAMASINA GEÇMEYE ÇALIŞIYORLAR. HEM DE TAM GAZ.AKP DE ARTIK AKLINI BAŞINA TOPLASIN. 


İŞTE AÇIKLAMASI:

HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, partisinin grup toplantısında konuştu. Tuncel, Cannes Film Festivali'nde Kış Uykusu filmiyle Altın Palmiye ödülünü alan yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ı kutladı.

HDP'li Tuncel, Mavi Marmara baskını davasında bazı İsrailli yetkililer hakkında çıkarılan tutuklama kararını değerlendirerek şunları kaydetti; "İsrail Genelkurmay Başkanı için yakalama kararı çıkaran bu ülkenin mahkemeleri, Robosky'nin sorumluları hakkında yakalama kararı çıkartmıyor. Türkiye böyle bir ülke. Herhalde İsrail de Robosky katliamının failleri için yakalama kararı çıkartır" dedi.

"AĞRI BİZİMDİR BİZİM KALACAK"

Tuncel, Ağrı'da seçimlerin yeniden yapılacağını hatırlatarak, "Korkunun ecele faydası yok. Ağrı bizimdir bizim kalacak" dedi. Soma'da yaşanan maden faciasını değerlendiren Tuncel; "Biz Soma'nın peşini bırakmayacağız. Siyasi sorumlulukta olanlar istifa etmeli."

"LİCE'DE HALKIMIZ DİRENİYOR"
Lice'de 4 gündür devam eden olaylara değinen Tuncel; "Lice'de halkımız direniyor. Lice'de 4 gündür olaylar yaşanıyor. Orada halk, askerle gerilla karşı karşıya gelmesin diye çadır kurmuş, yollar kapatılmış. AKP hükümetinin buna dair tek bir sözü yok. Madem çözüm süreci devam ediyor, niye kalekollar yapıyorsunuz? Madem barış olacaksa niye bunları yapıyorsunuz? Kalekol yapma zamanı değil. Yapmanız gereken, demokratik müzakere yasasını çıkarmak ve bu ülkede demokrasi mücadelesini güçlendirmek, demokratik siyaset alanını açmaktır. Başbakan bugün grup konuşmasında 'Diyarbakır'da aileler oturmuş, HDP'liler gitsinler o çocukları da alsınlar' diyor. Sayın Başbakan siz söz vermediniz mi 'barış olacak bir daha savaş olmayacak' diye. Kürt halkı bekliyor o çocukları, dağdan gelsin, demokratik siyasete katılsın diye. Ne yapacaksınız şimdi? Mesele BDP'nin, HDP'nin meselesi midir? Biz istiyoruz ki bütün insanlar gelsin demokratik siyasete katılsın, zindanlar boşalsın, insanlar dağa gitmesin, dağdakiler gelsin burada siyaset yapabilsin ama hiçbir adım atmıyorsunuz. Paris cinayetlerinin hesabını vermeden demokratik barış süreci geliştirilemez. Çözüm sürecini garanti altına alacak adımlar atılmıyor. Çözüm süreci konusunda iradeniz var mı, samimi misiniz? O zaman gerekli adımları atın. Aksi takdirde sizin samimiyetinizi sorgulayacağız" de

26 Mayıs 2014 Pazartesi

KÜRT KARDEŞLERİMİZ! YAPMAYINIZ..ETMEYİNİZ..

KÜRT KARDEŞLERİMİZ! YAPMAYINIZ..ETMEYİNİZ.. 



Türkiye'yi bölmek isteyen dahili ve harici odaklar kendilerini iyice Kürt Devleti'ne kaptırmış gözüküyorlar.
Ey Müslüman Kürt kardeşlerimiz! Bu oyuna gelmeyiniz ve yazıyı sonuna kadar okuyunuz.

ABD, AB ve İsrail istese de Kürt Devleti mümkün değildir.Onların amacı Kürt halkının huzur ve refahı değil Türkiye'yi bölüp küçültmek, İsrail'i büyütmektir.

PKK İsrail'in piyonudur ve sizin hakkınızı istese de savunamaz, çünkü İsrail'in emrinden çıkamaz.İsrail'in amacı da Türkiye'de iç savaş çıkarmak ve Türkiye'ye verebileceği en büyük zararları vermeye çalışmaktır.

PKK'nın barış sürecini sürdürmesi mümkün değildir ve İsrail'in emri ile mutlaka bozacaktır.

O nedenle:

Bu PKK'ya çocuklarınızı göndermeyiniz,kendiniz de sonunda helak olacak bu dinsiz örgüte sempati duymayınız ve uzak durunuz.

Yolları kesenlere, insanları kaçıranlara, şantiyeleri basıp araçları yakanlara destek vermeyiniz. PKK militanlarının arkasına düşüp sokaklarda eylem yapmayınız.

Görevli memurlarımıza, askerimize, polisimize, öğretmenimize sahip çıkınız.

Bakınız PKK bugün şunu demek istiyor ve açıkça da söylüyor:

"Burası Kürdistan'dır, bizimdir, gidin buradan, biz Kürt Devleti kuracağız" diyor.

Biz de bu mümkün değil derken kafadan atmıyoruz, hadis yorumları ve Hz.Ali RA Efendimizin ifşaatlarına göre söylüyoruz.

Hadis yorumlarına göre PKK ve PKK'ya tabi olanlar tamamen yok edilecekler.Hz.Ali RA Efendimizin ifşaatlarına göre PKK'nın kökünü tamamen kazıyacak olan da Türk Ordusudur. PKK ne kadar az kişiden oluşursa o kadar az zararla atlatılacak bu fitne.O sebeple Müslüman Kürt halkı PKK'ya sakın ola ki dahil olmaya.Yoksa sonu kötü.Hadis yorumlarında PKK ve ona uyanların kayıp rakamları dahi verilmiş. Yazmayacağız, isteyen araştırsın.

Efendim sen hayal kuruyorsun, PKK Kürt Devleti'ni kurar.35 senelik geçmişi ve başarıları var...  

Bakınız güzel kardeşlerim:

Bir tabur asker içinde şehitliği hak etmiş bir asker vardır ki Cenab-ı Mevla onun alnına şehitliği hak etti yazmıştır. PKK da kalleş bir pusu ile şehid olmasına vesile olmuştur. Bu savaş da değildir, başarı da değildir.
Adi bir cinayettir.

Kaldı ki kahraman Türk Ordusu Hz.Muhammed'in SAS kafire karşı kurulmuş en güçlü ordusudur. Müslümanlara karşı kurulmuş bir ordu değildir.O nedenle adi  cinayetlerle ölen bir asker şehid olur ama öldüren namaz da kılsa kafirdir vesselam.

Türk Ordusu PKK ile hiç bir zaman savaş yapmamıştır. PKK'nın savaş diye yutturmaya çalıştıkları bir operasyondur sadece. Çoğu zaman da Polis yapmıştır.

Türk Ordusu barış anında belki dünyanın en güçlü ordusu değildir ama savaş anında tartışmasız dünyanın en güçlü ordusudur. Bunun delili de 1974 Barış Harekatında Beşparmak dağlarına çıkan TANK'TIR.  

Barış anında eğitimde ıskalayan askerimiz savaş anında düşmanı alnının tam ortasından tek kurşunla vurur Elhamdülillah.Bunun delili de Kıbrıs'taki müzelerdir.Rum miğferlerinin alnında tek kurşun. Hem de yüzlerce ve gözlerimle gördüm.

Türk Ordusu ayağa kalktığı zaman önünde hiç bir ordu duramaz İNŞAALLAHU ALLAHU EKBER.

Değerli Kürt kardeşlerimiz akıllarını başlarına toplasınlar ve öldüğü zaman da öldürdüğü zaman da cehennemin dibini boylayacak PKK'ya alet olmasınlar.Çünkü hepsi de cehennemin dibini boylayacak.

PKK YA KİMSE KATILMASIN VE BU HENGAMEYİ EN AZ ZARARLA ATLATALIM İNŞAALLAH.

Bizim ifşaatlarımız böyledir ALLAHU ALEM.
Biz uyardık, görevimizi yaptık.
Cenneti hak eden Cennete, Cehennemi hak eden de Cehenneme gider zaten.


25 Mayıs 2014 Pazar

GELEN MAİLLER KONUSUNDA

KIYMETLİ TAKİPÇİLERİMİZ:

MAİL ADRESİMİZE GELEN PEK ÇOK SORUNUN CEVABI BLOĞUMUZDA ZATEN BULUNMAKTADIR.

BLOĞUMUZ YENİ BİR BLOG OLUP 190 ADET YAZI BULUNMAKTADIR VE TÜM YAZILARIMIZ GÜNCELDİR.

MAİLLERE AYNI ŞEYLERİ YAZARKEN YORULUYORUZ.

TAKİPÇİLERİMİZİN BLOĞUMUZDAKİ TÜM YAZILARI OKUMALARINI VE SORULARINI DAHA SONRA SORMALARINI RİCA EDİYORUZ.

TEŞEKKÜR EDİYORUZ.

ALLAH'A CC EMANET OLUNUZ.

MİRAÇ KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN

MİRAÇ KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN

19 Mayıs 2014 Pazartesi

BU CENNET VATANIN BAŞINA KİM GELMELİDİR?

BU CENNET VATANIN BAŞINA KİM GELMELİDİR?




Bu cennet vatanın başına
Oğlunu askere göndermekten imtina edenler değil
Bu vatan için canını ortaya koyanlar gelmelidir
Askere kurşun atanların elini sıkanlar değil
Basıp tetiğe alnının ortasından vuranlar gelmelidir

Bu cennet vatanın başına
Makam sahibi olup birkaç yılda zengin olanlar değil
Bir ömür vatana hizmet edip de fakir kalanlar gelmelidir
Sonradan görüp de yolsuzluğa bulaşanlar değil
Aldığı maaşa razı olup hakkını da verenler gelmelidir

Bu cennet vatanın başına
ABD’den Avrupa’dan icazet alanlar değil
Şehid dedesinden hüccet alanlar gelmelidir
Vatan aşkının ne olduğunu bilmeyenler değil
Bu cennet vatanı ibadet aşkıyla sevenler gelmelidir

Bu cennet vatanın başına
Yahudi’den Ermeni’den dönmesinden akıl alanlar değil
Atatürk gibi vurup başlarına ders verenler gelmelidir
Güçlü düşmandan korkup kendi halkına dik duranlar değil
Zalime karşı Hüseyin olup kılıç vuranlar gelmelidir

Bu cennet vatanın başına
Vatanı bölen hainlere kör olup taviz verenler değil
Bir şehide karşılık Kandili hepten yıkanlar gelmelidir
Küçük bir eleştiriye surat yapıp somurtanlar değil
Askeri için kendini feda eden komutanlar gelmelidir

Bu cennet vatanın başına
Devletin her makamını ayrı bir çiftlik yapanlar değil
Devletin milletin malına sahip çıkanlar gelmelidir
Milletin çoğunu aç bırakıp azını zengin edenler değil
Milletin malını millete kanunla verenler gelmelidir

Bu cennet vatanın başına
Gösteriş için hacca gidip İsrail’e dost olanlar değil
Namazını gizli kılıp Allah’a kul olanlar gelmelidir
Parti teşkilatlarında yandaşlarına iş dağıtanlar değil
Mağduru, mazlumu arayıp da bulanlar gelmelidir


17 Mayıs 2014 Cumartesi

AK PARTİ' NİN KUPON İŞ ADAMI

AK PARTİ' NİN KUPON İŞ ADAMI

KONU ADLİ KONU OLDUĞU İÇİN KENDİ GÖRÜŞÜMÜZÜ YAZMADIK AMA TARAF GAZETESİNİN DETAYLI BİR YAZISINI YAYINLIYORUZ. TAMAMEN ALINTIDIR.




Hükümete yakın medya kuruluşlarının facianın dördüncü gününde, hedef haline getirdiği ve “yandaş” olmadığını iddia ettiği Soma Holding’in, son yedi yılda madencilik sektöründe adeta kazanılmadık ihale bırakmadığı ortaya çıktı. Bir dönem, “marketlere” bile borcu bulunan Soma Holding’in kaderi, 2005’te Türkiye Kömür İşletmeleri’nden aldığı ilk kömür işletmesi ihalesi ile değişti. Firmanın, son yedi yılda kazandığı ihalelerinin toplam bedeli 60-70 milyar lira olarak hesaplandı. Soma Holding A.Ş.’nin, son yedi yıldaki hızlı değişim şöyle:


“PATRON” FEDA EDİLDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Soma gezisinin” ardından köşeye sıkışan AKP, maden kazasıyla ilgili yeni bir strateji geliştirdi. Başbakan’ın danışmanları ile AKP’nin bazı yöneticileri tarafından geliştirilen stratejide, maden sahasını işleten Soma Holding A.Ş.’nin patronu Alp Gürkan hedef hâline getirildi. Facianın ilk üç gününde, hükümet tarafından hakkında bir hiç eleştiri yapılmayan şirket yöneticileri, aynı gün hükümete yakın gazetelerde facianın tek sorumlusu olarak ilan edildi. Aynı yayınlarda, Soma Holding’in patronu Alp Gürkan’ın, bir dönem Koç Grubu şirketlerine taşeronluk yapmasından yola çıkılarak, Alp Gürkan’ın dolaylı olarak Koç Grubu’nun koruması altında olduğu mesajı verildi.


GÜRKAN 20 YIL ADETA SÜRÜNDÜ
Soma’da yüzlerce madenciye mezar olan madenin işletmecisi Soma Holding, 1984 yılında kuruldu. Bu dönemde, İzmir ve Manisa çevresinde bazı madenler işletti. Ancak hepsinde de zarar etti. 1984 ile 2004 yılları arasında şirket adeta, süründü. Madencilik sektöründeki şirketlerin anlattığına göre, Alp Gürkan’ın bu dönemde uçan kuşa borcu vardı. Şirket, borçlarını Koç Grubu’nun Tirebolu’daki madenini taşeron olarak işleterek ödedi. Soma Holding Koç Grubu’nun madenini yaklaşık 2.5 yıl işletti.


2005’TE UÇUŞA GEÇTİ
Soma Holding’in, kaderi Türkiye Kömür İşletmeleri’nden (TKİ) 2005 yılında aldığı ilk kömür işletme ihalesi ile değişti. 2005 yılından itibaren holdinge adeta madencilik ihalesi yağdı. Holding yedi yıllık dönemde kazandığı ihaleler ve büyüklükleri ise şöyle:

»SOMA GEVENTEPE: Holding ilk olarak Soma Geventepe maden sahasının işlemesini aldı. TKİ ile 8 Eylül 2005 tarihinde sözleşme imzalandı. Yıllık 1 milyon ton kömür üretilmesini öngören sözleşmede, 2016 yılına kadar şirketin kömür çıkarması konusunda yetki verildi. 2012’de bu sahadan çıkan kömür için şirkete yaklaşık 90 milyon liralık ödeme yapıldı. 
» MERKEZ OCAK: Holdingin çalışmalarını çok “beğenen” TKİ, ek sözleşmelerle ihalesiz olarak Geventepe’nen yanındaki sahaları da şirkete vermeyi başladı. Bu kapsamda, 2011-2012 yıllarında 6 milyon ton rezervi bulunan Geventepe’nin yanındaki Merkez Ocağı da Soma Holding’e verildi.
» IŞIKLAR SAHASI: Yine Soma’da bulunan Işıklar Sahası da, aynı dönemde Soma Holdinge ihalesiz olarak tahsis edildi. Bu bölgenin ise 20 milyon ton rezervi olduğu hesaplandı.
» EYNEZ BÖLGESİ: Soma’daki facia eynez sahasında açılan maden ocaklarında meydana geldi. Bu saha daha önce Ciner Grubu tarafından işletiliyordu. Ancak, Ciner Grubu, 2009 yılında sahayı Soma Holding’e devretme kararı aldı. Bu sahada ise 15 milyon ton rezerv olduğu tahmin ediliyor.
» ZONGULDAK SAHASI: 2005 yılından sonra madencilik ihalelerinin adeta kadrolu şirketi hâline gelen Soma Holding, en büyük ihalelerinden birisini ise 2011 yılının sonunda kazandı. Holding, Zonguldak bağlık-İğneağzı bölgesindeki kömür sahasının 36 yıllık işletme hakkını kazandı. Sahada 136 milyon tonluk kömür rezervi bulunuyor. Bu sahadaki kömürler koklaşabilme özelliğine sahip. Yani, demir çelik fabrikalarında kullanılacak.
» YENİ ÇELTEK SAHASI: Soma Holding, Yeni Çeltek A.Ş.’ye ait Amasya Merzifon’daki maden sahası Soma Holding’e devredildi. 2013 yılının Mayıs ayında şirket ile devir sözleşmesi imzalandı. Bu bölgede ise çok büyük maden rezervi bulunuyor. 35 yıllık işletme hakkı Soma Holdinge verildi. Yıllık 1.2 milyon ton maden üretilmesi öngörülüyor. Aynı bölgede 405 megavat gücünde bir de santral kurulacak.


60-70 MİLYAR LİRALIK İŞ
Enerji uzmanları, Soma Holding’in son yedi yıl içinde kamudan aldığı sahaların toplam değerinin 70 milyar lirayı geçeceğini hesapladı. Sadece Zonguldak sahasında 136 milyon ton rezervi bulunuyor. 36 yıl süresince bu maden sahası Soma Holding tarafından işletilecek. 

Sadece Zonguldak’taki madenin rezerv değerinin 15-20 milyar dolar düzeyinde olduğu hesaplandı. Bu da, 40 milyar liralık bir değere karşılık geliyor. Bunun dışında, Merzifon Sahası ile Soma sahasında işletilen madenlerinin de rezerv değerinin en az 30 milyar lira olduğu tahmin ediliyor. Buna göre, Soma Holding’in kazandığı ihalelerin bedeli şu anda en az 70 milyar lirayı buluyor.


Kömürlerini ihalesiz aldılar
Soma A.Ş’nin, Türkiye Kömür İşletmeleri (KİT) tarafından rödovans usulüyle ihalesiz olarak kömür temin ettiği şirketlerden biri olduğu, TKİ’nin rödovansçı şirketlerden aldığı kömüre, ihtiyaç olduğunda ihale yaparak aldığı kömürden çok daha fazla para ödediği ortaya çıktı. Bunun da bir kayırma ve o şirkete kazanç aktarımı anlamına geldiği belirtildi.


Pazar payı arama ve ihaleye girme gibi bir sıkıntısı olmayan Soma A. Ş.’nin daha çok kömür üretmesi ve kâr elde etmesinin tek yolunun da maliyetleri düşürmesi olduğu belirtildi.


CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, TBMM Kit komisyonunda önümüzdeki günlerde görüşülecek olan TKİ raporu öncesi hükümetin birkaç maden şirketine nasıl bir ayrıcalık tanıdığını şöyle anlattı: “Soma’daki linyit kömür işletmeleri 2005 yılında Soma. A.Ş. ile yapılan bir anlaşma ile rödovans (kiralama yöntemi) sistemi ile devredildi. 2010’a kadar çıkan tüm kömür usulsüz ve kanunsuz bir şekilde ihalesiz olarak bunlardan alınıyordu. Bu şirket devlete, (2005 yılından 01. 08. 2013 tarihine kadar) toplam 18 milyon ton kömür satmış. İhalesiz olarak kömür alınan 5-6 şirketten bir tanesi. Hükümet, rödovans usulüyle aldığı kömürlerin ihtiyacı karşılamadığında ihale yoluyla almış olduğu kömürlerden çok daha pahalı olduğunu görünce kılıf uydurabilmek ve suçlamaların önüne geçebilmek için bir kanun çıkartıyor. Bakanlar Kurulu Kararı (2012) Enerji Bakanlığı genelgesiyle bir birim fiyat belirliyor. Devletin satış fiyatlarının da 2012’de şişirildiğini görüyoruz. Bu da özel sektöre ayrı bir imtiyaz sağlıyor. Rödovans usulüyle ihalesiz olarak TKİ tarafından Soma A.Ş. dahil olmak üzere birkaç şirketten kömür temin edilmektedir. 2010 yılında çıkartılan kararla rüçhan hakkı adı altında ihalesiz olarak alım yapılmaktadır. Ancak buraya ödenen para, ihale ile alınan kömüre ödenenin çok üzerindedir. Bu da açıkça bu şirketlerin kayırılması ve kazanç aktarımı demektir.”


DAHA ÇOK ÜRETİM DAHA ÇOK PARA
Şirketin bu işten daha çok kâr edebilmesinin düşük maliyetle daha çok üretim yapmasına bağlı olduğunu ifade eden Haydar Akar, daha çok kâr elde edebilme şartlarının Soma A.Ş.’de nasıl oluşturulduğunu da şöyle anlattı: “İşçilik maliyetlerinin düşürülmesi (Bu da kaçak işçi veya taşeron kullanılması ile birlikte kadrolu işçilerin sarı sendikaya yönlendirilmesiyle sağlanmış), periyodik bakım yerine arıza bakımı yapılarak bakım maliyetlerinin düşürülmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği için yeterli zaman ve para ayrılmaması, ucuz ve kalitesiz malzeme kullanımı.” 

HÜSEYİN ÖZAY/ GÜLER YILMAZ

TARAF 

SOMA KARNESİ

SOMA KARNESİ

BU BÜYÜK FACİADA HAYATINI KAYBEDEN MADENCİLERİMİZE RABBİMİZDEN RAHMET DİLERİZ MEKANLARI CENNET OLSUN.MEVLA CC GERİDE KALANLARINA SABIRLAR VERSİN. VE DAHİ YARALILARIMIZA ACİL ŞİFALAR VERSİN. AZİZ MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN. RABBİM BÖYLE ACILARIN TEKRARINDAN MİLLETİMİZİ KORUSUN İNŞAALLAHU ALLAHU EKBER.

ACILAR ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK NE KADAR TERBİYESİZLİK İSE SİYASET DIŞINDAKİ KİŞİLERİN DE BU ACILARIN TEKRARININ ÖNLENMESİ HUSUSUNDA SUSMASI DA O KADAR YANLIŞTIR.

BİZ DE TAMAMEN SİYASETİN DIŞINDA VE SİYASİ BEKLENTİLERDEN UZAK OLARAK TARAFSIZ BİR BİÇİMDE BU YANLIŞLARIN DÜZELTİLMESİ İÇİN İLGİLİLERE TAVSİYE NİTELİĞİNDE AMA TEKNİK OLMAYAN KARNEMİZİ SUNALIM İNŞAALLAH.

YANLIŞ YAZMAKTAN ALLAH'A CC SIĞINIRIZ.

İLGİLİLERİN SOMA KARNESİ:

SINIFI GEÇENLER:


1- ENERJİ BAKANIMIZ TANER YILDIZ: 

Facia anından itibaren olay yerine gitti ve hiç ayrılmadı.Yaptığı açıklamalar son derece mütevazi, soğukkanlı ve en önemlisi ise anlayışlı ve izah ediciydi.Sabırlı oldu ve hiç yanlış bir şey söylemedi. Bir de o madenden çıkan madencilerimize sarılıp, kucaklayıp, üstünü başını kirletseydi çok daha iyi olacaktı.Çünkü Şili bakanı da böyle yapmış ve madenciyle kaynaşmıştı.Gözyaşlarını da ilk gün görmeliydik.Zira tüm millet gözyaşı döktü. Yine de bize göre Sayın Taner Yıldız bu faciada sınavı çok başarılı bir şekilde verdi.  

2- DEVLET BAHÇELİ:

Bu vahim olayın siyasete alet edilmesine şiddetle karşı çıktı ve kendisi de alet etmedi. İcra makamında olmadığı için madencilerimiz için bir şey yapamazdı o nedenle Taner Yıldız gibi çok şey yapmadı ama söylemi de yeterliydi ve onu da dört dörtlük yaptı. Ve sınavı başarıyla geçti.

3- BİZZAT OLAYIN İÇİNDE ÇALIŞANLAR:

Beş gün gibi kısa bir sürede arama çalışmalarını tamamlayan ve madenin içine sürekli girip çıkan vefakar kurtarma ekipleri bu sınavı tam puanla geçerek milletimizin hayır dualarını aldılar.Allah CC kabul etsin.


SINIFTA KALANLAR:

1- BAŞBAKANIMIZ:

Son zamanlarda kendisini tamamen eleştiriye kapattığı ve her eleştirene şiddetle karşılık verdiği için bunu bağrı yanık SOMA ilçesinde de tekrar ettiğinden çok büyük hatalar yaptı.Oysa Taner Yıldız'dan daha çok şey yapmalıydı.Yani Taner Yıldız gerçek bir başbakan gibi davranırken, Başbakanımız maalesef öyle davranamadı.

(Kısa bir parantez: Rahmetli Atatürk'e geliyorlar ve şöyle diyorlar:
" Paşam size küfür eden bir köylüyü yakaladık, mahkemeye çıkaralım mı" diyorlar.Paşa:
" Niçin küfür etmiş, derdi neymiş" diyor.
"Paşam, sigara bulamamış, gazete kağıdını sigara diye içmiş.O yüzden de sizi sorumlu tutmuş ve size küfür etmiş" diyorlar.
Atatürk şöyle diyor:
" Ben Trablusgarb'ta iken sigara bulamadım ve gazete kağıdı içtim, çok berbat bir şeydi.Adam az bile söylemiş,hemen sigara verip gönderin" diyor.)

2- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız FARUK ÇELİK:

Olay yerine bile çok geç gidebildi, hastalığı da sonradan yalanlandı.Sadece siyah elbise mesajı verebildi kalanı tam bir fiyaskoydu.

3- HÜSEYİN ÇELİK: Açıklamaları çok kötüydü, milleti kızdırdı.

YANİ KISACA AKP DEN SADECE TANER YILDIZ BAŞARILIYDI KALANI HEP SINIFTA KALDI.

4- KEMAL KILIÇDAROĞLU:

Böylesine acıklı bir olayı siyasete alet etmeye yeltendi, baktı ki tepkiler çok ağır olacak susarak rölantiye aldı ama sınavı asla geçemedi ve bu mantıkla geçmesi de mümkün değil.

BU BAĞLAMDA DİĞER MUHALEFET PARTİLERİ DE CHP İLE BENZER KALDILAR.
YILMAZ ÖZDİL HAKLI BİR CÜMLEYİ HADDİNİ AŞARAK TERBİYESİZLİĞE ÇEVİRDİ VE REZİL OLDU. AYNI CÜMLEYİ HADDİNİ AŞMADAN USÜLÜNE UYGUN BAŞKA GAZETECİLER (ÖRNEĞİN AHMET HAKAN) SÖYLEDİ VE TAKDİR TOPLADILAR.

5- MADEN SAHİBİ:

Yaşam odalarını boğaz manzaralı yapmış ama işçiler için değil kendisi için. Adli bir konudur detaya girmeyeceğiz.

6- GEZİCİLER:

Soma'yı Taksim'e çevirmek istediler ve "Bizim derdimiz Soma değil, Tayyip'tir diyerek" böyle bir acıyı da terbiyesizce kullandılar.

Devlet malını kirletmemek için çizmesini çıkaran o şerefli işçiyi örnek almadılar. Yazıklar olsun.

VE SİYASET DIŞINDAKİ SPORCULAR, SANATÇILAR, ODALAR VE BENZERLERİ SOMA HALKININ YANINDA OLARAK, BAĞIŞLAR YAPARAK HALKIN SEVGİSİNİ KAZANDILAR. ONLARA KARNE VERMEK HADDİMİZ DEĞİL. 

BU GRUPTAN SADECE BANKALARI AYIRIYORUZ ÇÜNKÜ: 

Bankadan kredi kullanan herkes gayet iyi bilir ki hiç bir banka hiç bir krediyi vatandaşa HAYAT SİGORTASI YAPMADAN VE SİGORTA PARASINI DA PEŞİN ALMADAN KREDİ VERMİYOR.

Ölen borçlunun kredi borcunu da SİGORTA'dan tahsil ediyorlar.Hatta adam yaşlı veya hastalıktan ölürse bir de borcun tamamını da kapatmıyorlar. 

İnanın GEZİCİLER BİLE BU BANKALARIN YANINDA EVLİYA GİBİ KALIR.

SİYASETÇİLERİ BİRAZ KAPSAMLI ELEŞTİRDİK AMA HADDİ AŞMADAN SİYASETÇİLERE KARNE VERMEK HER VATANDAŞIN HAKKIDIR VESSELAM.






16 Mayıs 2014 Cuma

HİÇ BİR AT HZ. MEHDİ' Yİ ÜZERİNDEN ATAMAZ

HİÇ BİR AT HZ. MEHDİ' Yİ ÜZERİNDEN ATAMAZ





HZ.MEHDİ AS YERYÜZÜNÜN EN SEVGİLİSİDİR. BÜTÜN MAHLUKAT ONA AŞIKTIR.

TÜM BİNEK HAYVANLARI, HZ.MEHDİ AS'I SIRTINA BİNDİRMEK İSTEYECEK.

YANİ BİR ATIN HZ.MEHDİ AS'I SIRTINDAN ATMASI SÖZ KONUSU DAHİ OLAMAZ.

HZ.MEHDİ AS SIRADAN BİRİ OLSAYDI TÜM SAHABE O'NDAN HABER ALMAK İÇİN 

HZ.PEYGAMBER SAS EFENDİMİZE SÜREKLİ SORU SORAR MIYDI?


BAKINIZ BU ARSLAN PARÇASI DAHİ "BANA BİN YA MEHDİ" DİYE YANINA KOŞACAK.






ALLAH CC CÜMLEMİZİ HZ.MEHDİ AS'A KAVUŞTURSUN.

NASİP BUYUR YA RABBİ..

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ MANEVİ İŞARETLERİ

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ MANEVİ İŞARETLERİ
ALLAHU ALEM- ALLAHU ALEM- ALLAHU ALEM




Üçüncü Dünya Savaşı’nın maddi nedenlerini yazmıştık. Şimdi de manevi işaretlerine bir bakalım.
Üçüncü Dünya Savaşı’nın manevi nedenleri ile KIYAMET’in manevi nedenleri arasında benzerlikler kurulmuş ama aslında çok farklıdır. Allahu alem.

Şöyle ki:

Kuran’a göre KIYAMET daha kainat yaratılmadan önce belirlenmiş bir kaderdir.
Yani tüm insanlık Müslüman olsa dahi, hatta mümin olsa bile kıyamete yine engel olunamaz. Çünkü bütün kainat KIYAMETE kadar geçici olarak yaratılmıştır. Böyle bir ihtimalde tüm insanlık cennete gider ama kıyamete yine engel olunamaz.

Kuran’a göre Kıyamet HAKTIR ve kafirlerin başına kopacaktır. Kıyamet ALLAH’ ın CC vaadidir.
Oysa Üçüncü Dünya Savaşı ALLAH’ın CC vaadi değildir ve insanların hataları yüzünden ortaya çıkacaktır ve Dünya Nüfusunun önemli bir kısmı ölecektir.

Kaza ve Kader açısından 3.Dünya Savaşına bakılırsa şöyle değerlendirilebilir:
Bir insan dünyaya nefesleri dahi sayılı olarak gelir. Fazladan bir nefes alması ya da vermesi mümkün değildir. Bu kaderdir. Ama o insan nasıl öleceğini kendisi asla bilemez ve belki de intihar ederek genç yaşta hayatına son verebilir. O zaman bu kader değildir denilebilir ama o yine kaderdir. Allah CC onun intihar ederek o yaşta öleceğini zaten bilir ve Levhi Mahfuz’da yazılıdır ama kul bilmediği için kader değil zanneder. Yani kader olayın Allah CC tarafından önceden bilinmiş ve yazılmış olmasıdır, kaza da zamanı geldiğinde o olayın vuku bulmasıdır. Kul kendi iradesi ile intihar etmese o vakit başka bir nedenle örneğin cinayetle yine ölür. Fakat Allah CC o sebebi de zaten bilmektedir ve Levhi Mahfuzda intihar değil cinayet yazmaktadır. Bilmeyen biziz, her şeyi bilen Allah CC.

Cenab-ı Mevla bizim doğduğumuz günden öleceğimiz güne kadar ne yapacağımızı, bu ömrün sonunda cennete mi cehenneme mi gideceğimizi zaten biliyor. Sadece biz bilmiyoruz ve SERBEST İRADEMİZLE bu sınavımızı vermeye çalışıyoruz.

Bu manada 3.Dünya Savaşı da o insanın intihar etmesi gibidir ve kendi iradesi ile ortaya çıkar ama Allah CC onu da ezelden bilir. Allah CC indinde her şey belli ama biz hiçbir şey bilmiyoruz.

Üçüncü Dünya Savaşı Hz.Mehdi AS’ın zuhurundan önce başlayacağı için ahir zaman alametleri olarak yüzlerce hadis ile manevi sebepleri de bildirilmiş.

Teknolojik gelişmeler ve yüksek binalar gibi maddi işaretler yerine sadece manevi sebepleri yazalım.
İçki, kumar, faiz, zina, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, yalancılık gibi açık haramlar işlenmesi.

İnsanların "inandık" demeleri ama dünyayı ahirete tercih etmeleri sebebiyle gerçekte inanmamış olmaları. 
Yani tahkiki iman yerine taklidi imana sahip olmaları.(Gerçek iman yerine sahte imana)

Aslında tek başına bu sebeptir ve ayrıntılara girilerek alt sebepler artırılabilir.

Borçlu alacaklısına “ bu dünyada ödemem, öbür dünyada al” diyorsa beş vakit namaz kılsa da kafirdir. Çünkü ahiret inancı olmayanın imanı olmaz.

Tartıyı tartan “benden gitmesin, ondan gitsin” diyorsa Şuayb AS’ın kavmi gibi helaka müstehaktır isterse gece gündüz namaz kılsın.

Peygamber mesleği olan siyasetin “Sermayesi yalan” oluyorsa akibeti de helak olmaktır isterse her gün Kuran okusun.

Mevki, makam için ya da üç beş kuruşluk dünya menfaati için doğru olmadığına inanılan kişiye yalakalık yapılıyorsa helake de müstehak olunuyor demektir.

İslam’da haramlar bellidir ve ikiye ayrılır:

Başkasına zarar veren sonuçlar doğuran haramlar (Hırsızlık, Cinayet, Dolandırıcık gibi)
Başkasına zarar vermeyen haramlar (Namaz kılmama, oruç tutmama, hacca gitmeme, muzır neşriyatı takip etme, zıvanadan çıkmayacak kadar alkol alma gibi)

Başkasına zarar veren haramlar kul hakkına girdiğinden Allah CC rahmetini helalleşme şartına bağlıyor.  
Üçüncü Dünya Savaşı Müslümanlara rahmet, kafirlere azap olacağından (hadis yorumu)başkasına zarar vermeyen haramlara bulaşmış olanlara rahmet umulur Allahu Alem. Ama garantisi yok kesinlikle. Allah CC dünyada da ahirette de kime rahmet edeceğini sadece kendisi CC bilir. Başka kimsenin bilmesi mümkün değildir, sadece ümit edilir.

Müslümanlardan ve kafirlerden pek çok insan ölecek, Müslümanlar cennete, kafirler cehenneme gidecekler.
Bazıları rahmet ve azap olayını kafirler ölecek, Müslümanlar kurtulacak diye yorumlamışlar ama bu yanlıştır.
Çünkü Allah CC kullarına dünyada rahmet etmez, hidayet eder. Dünyada azap etmez, helak eder.
Rahmet de, azap da dünya hayatı için değil ahiret hayatı içindir. Rahmet ile Cennete, Azap için Cehenneme gidilir.

Allah CC ahirette Müslümanlara rahmet edecek, kafirlere ise azap edecek umulur.
Manevi yönden Müslümanların bu savaşa kendilerini hazırlarken ümit ile korku arasında tüm geçmiş günahlarına tövbe etmeleri, haramları terk etmeleri, farz, vacip ve sünnetlere riayet etmeleri ve salih amel peşinde koşmaları gerekmektedir. Ayrıca İslam’da Allah CC korkusundan başka korku yoktur.
Savaş çıktığında tüm Müslümanlar bir arslan gibi cesur olmalı ve kahramanca savaşmalıdırlar. Kuran savaştan kaçanları çok net aşağılıyor.

“Yazar bey iyi güzel yazmışsın da sen kendin bunları yapıyor musun”  denilirse maalesef biz de yapamıyoruz. Bir sevap işlersek bin tane de günah işliyoruz. Allah CC affetsin ve sonumuzu hayır etsin.

ALLAH’A CC EMANET OLUNUZ.

ALLAHU ALEM- ALLAHU ALEM- ALLAHU ALEM







13 Mayıs 2014 Salı

BAŞIMIZ SAĞOLSUN

BAŞIMIZ SAĞOLSUN





YARABBİ..

EY GÜZELLER GÜZELİ RABBİMİZ..
YERLERİN, GÖKLERİN VE HER İKİSİ ARASINDA OLAN HER ŞEYİN TEK SAHİBİ SENSİN.
RAHMANSIN, RAHİMSİN.
SENDEN GELDİK, SANA DÖNECEĞİZ.
ŞÜPHESİZ Kİ BU BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR ACIDIR.

ÖLENLERİMİZE GANİ GANİ RAHMET EYLE, AİLELERİNE SABIRLAR İHSAN EYLE,

YARALILARIMIZA ACİL ŞİFALAR VER,
GÖÇÜK ALTINDA KALANLARIMIZI BİR AN ÖNCE AİLELERİNE BAĞIŞLA.

SEN BÜYÜKSÜN YARABBİ.



AZİZ MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN..

11 Mayıs 2014 Pazar

2.SELİM KİM OLABİLİR?

2.SELİM KİM OLABİLİR?

BİR ÖNCEKİ YAYINIMIZDA BAHSETTİĞİMİZ İKİNCİ SELİMİN KİM OLABİLECEĞİNİ DE AYNI YAZIDA ŞİFRELİ OLARAK YAYINLADIK. ALLAHU ALEM.

ACABA KİM OLABİLİR?





YANLIŞ ANLAŞILMASIN BU RESİM ŞAHSIMIZA AİTTİR VE TEMSİLİDİR. HADDİMİZ DEĞİL.ŞU AN BAŞKA RESİM BULAMADIK.

ALTTAKİ YAZI ÇOK DİKKATLİ OKUNURSA 2.SELİMİN GERÇEK İSMİ ANLAŞILABİLİR. TABİ ALLAHU ALEM.




"Bir Selim gelir Emaneti alır, bir son Selim gelir Emaneti verir" Hadis-i Şerif

"Bir Selim gelir Emaneti alır, bir son Selim gelir Emaneti verir" Hadis-i Şerif ...

Allah Rahmet Eylesin. Şeyh Nazım Kıbrısi'nin rivayet ettiği hadisi şerifte Emanetten kastın Hz.Peygamber SAS Efendimize ait kutsal emanetler olduğu rivayet ediliyor.

Kutsal emanetleri alan kişi Yavuz Sultan Selim Han, verecek olan kişi de SELİM diye geçiyor.







Şimdi biz bu hadisi çok farklı bir açıdan yorumlayacağız İnşaallah..

Hadisin zahirinde iki kişi ve iki devlet var.

Yavuz Sultan Selim ve Osmanlı Devleti.
2.Selim ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti.


Hadis Gaybi bir Hadis olduğu için Yavuz kutsal emanetleri almadan önce O'nun O SELİM olduğu bilinmiyordu.
Kutsal emanetler alındıktan sonra Hadiste geçen Selim'in YAVUZ olduğu anlaşılabildi.

Şimdi buraya dikkat:

Birinci Selim ile ilgili gaybi haber aynen gerçekleşti.
Ancak İkinci Selim ile ilgili bir gaybet kalmadı.Yani devlet belli, Selim belli. Kim bu Selim derseniz.

Adı Selim olan birisi Türkiye'nin başına geçecek ve kutsal emanetleri Hz.Mehdi AS'a teslim edecek.

Bunda bir gaybet yok, ama olması lazım. Ancak kutsal emanetler teslim edildiğinde " O Selim bu Selim'miş" denmesi lazım ki gaybet olsun.

Şunu demek istiyoruz:

Birinci Selim ile Yavuz ifşaa edilirken Osmanlı Devleti gizlenerek korunmuş.Zira Osmanlı Devleti'nin kutsal emanetleri alacağı bilinseydi (Hilafeti) daha o zaman bir haçlı seferi ile BEYLİK İKEN Osmanlı yok edilebilirdi.

Batı Osmanlı'nın Cihan devleti olacağını bilebildi mi? Bilemedi.


Allahu Alem İkinci Selim ile de Türkiye Cumhuriyeti Devleti aşikar ortada iken Selim korunmaktadır ve gerçek adı SELİM DEĞİLDİR. Allahu alem.

Belki göbek adı Selim olabilir ama adı Selim olursa GAYBET OLMAZ VE GELMESİNE DE MÜSAADE EDİLMEZ.

Zaten şu anda SELİM diye de biri yoktur, muhtemel bir yönetici. Şeyh Nazım Kıbrısi Hz.'lerinin söylediği Selim isimli kişinin de devletin başına geçme ihtimali yoktur.
Rahmetli hedef yanıltmış olabilir.

Birinci SELİM Selimi ifşaa etmiş OSMANLI DEVLETİNİ GİZLEMİŞ.
İkinci SELİM Türkiye'yi ifşaa etmiş SELİM'i gizlemiş.


Tabi en doğrusunu ALLAH CC BİLİR. ALLAHU ALEM DİYORUZ.