19 Ağustos 2013 Pazartesi

DECCAL GÖREVDE, KİMLİĞİNİ AÇIKLIYORUZ





         DECCAL GÖREVDE, KİMLİĞİNİ AÇIKLIYORUZ

         Bir Elinde Ateş (SAVAŞ)



                                                     Bir Elinde Su (BARIŞ)Var



Hz.Peygamber SAS Efendimiz bir hadisinde “Hz.Adem’den kıyamete kadar gelmiş geçmiş en büyük fitne DECCAL’in fitnesidir” buyurdu.Deccal kırk gün dünyada kalacak ve tüm dünyayı kandıracak.Çok az insan onun fitnesinden kendisini kurtaracak.Bir elinde ateş bir elinde su olacak.Ateş dediği su,su dediği ateştir.Ateşi verirse suyu,suyu verirse ateşi alın.


Bu zamanda ateş ve suyun çağrıştırdığı kavramlar genelde savaş ve barıştır.Yani Deccal bize “savaşın” derse savaşmamalıyız, “savaşmayın,barışın” derse savaşmalıyız.


Hz.Mehdi AS, savaş meydanında önce Rusya’yı ardından da ABD’yi mağlup edince İsrail’in başında olan adam çıkacak ve tüm Müslüman olmayanlara “BU HAYRET EDİLECEK BİR ŞEYDİR” diyecek ve Deccal’in çıktığını haber vererek kendisinin de İsa Mesih olduğunu iddia ederek ve bir takım istidraçlar göstererek tüm kafirleri peşine takacak.






Oysa onun deccal dediği ve kafirlere şikayet ettiği kişi Hz.Mehdi As olacak.Allah-u Alem bu olay 2019 da yaşanacak.Ve aynı yıl gerçek Mesih Hz.İsa AS inecek ve Beytül Makdis’de Deccal’i öldürüp ALTIN ÇAĞ’I başlatacaklar.İNŞAALLAH.

Yani Deccal 2019 da İsrail’in başında olan kişi olacaktır.Deccalizm zaten belli, SİYONİZM. Alnındaki kafir yazısı da CFR.2019 da İsrail’in başına geçen adam hepsinin de başı olacak.


ALLAHU ALEM







ABD’NİN AK PARTİ’YE SON OYUNU (KAPATMA DAVASININ YENİLENMESİ)

                             ABD’NİN AK PARTİ’YE SON OYUNU
                      (KAPATMA DAVASININ YENİLENMESİ)


 AK PARTİ AK’LANACAK MI,YOKSA KAPATILACAK MI 



Ak Parti’nin kapatılma istemiyle açılan davada kapatma istemi 5’ e 6 oy ile reddedilmişti.

Bu davada partinin kapatılması ile ilgili gerekçelere kanıt teşkil eden belgelerin Ergenekon sanıklarınca hazırlandığı ve düzmece olduğu söylendi.Silivri kararları ile Ergenekoncular da mahkum edilince ve iddianamelerde Ak Parti’nin kapatılması davası ile ilgili sahte belge düzenlemek gibi suçlar da isnat edilince bazı Ak Partililer harekete geçti.
Gerekçeli karara bakılıp,Ak Parti’nin kapatma davasının yenilenmesi isteniyor.Amaç Ak Parti’yi tamamen AK’lamak.

Birkaç soru:

-         Ak Parti, ak’lanmaya neden ihtiyaç duyuyor?
-         Ya Ak Parti bu davada bu kez 8’e 9 oy ile kapatılırsa?
-         Kapatma davasının yenilenmesinden başka bir şey yapılamaz mı?
-     Sayın Başbakan’a bu yenileme önerisini kim ya da kimler önermiş?

Soruların cevabını verirsek yazı da tamam olacak İnşaallah.

1-     On yıldan beri iktidarda olan Ak Parti iyi ya da kötü pek çok icraat yaptı.Halk bu icraatları görüyor,göremeyenlere de basın yoluyla sürekli anlatılıyor.Bize göre de ekonominin rantiye bölümü politikaları (Bankacılık,Faiz,Döviz,Borsa)ile dış politika ve insiyatifi Pkk’ya bırakan açılım politikaları haricinde hükümet başarılı.Milli Eğitim,Sağlık,Bayındırlık ve Savunma alanlarında çağ atladık.Ama başarısız olduğumuz hususlar da her biri tek başına bu cennet vatanı mahvedebilecek tehlikeler içeriyor.Bu nedenle Ak Parti AK’lanmak için yargılanmayı yenilemek yerine başarısız olduğu konularda elini çabuk tutsa daha isabetli olacaktır.Çünkü mahkeme aklasa bile milletin vicdanı sandıkta tecelli edeceğinden abesle iştigaldir.

2-     Kaldı ki bu davada Ak Parti’nin beklentisi olan “17 ye sıfır (yeni üye sayısı 17) kapatmanın reddine” kararının garantisi de yoktur.Hele bir dava açılsın kim bilir hangi ilave gerçek belgeler veya birincileri yalanlayan ama kendileri de yalan olan başka belgeler ortaya çıkacaktır? Garantisi var mı? YOK.Lütfen aklınızı başınıza alınız, kimseye güvenmeyiniz, Ak Parti kapatılırsa Türkiye “tam bir kaosa” gider.Batının istediği de budur ve kapatılması için her şeyi yapacaklardır.

3-     Ama bu belgeler sahteydi ve Ak Parti bu sahte belgeler yüzünden az daha kapatılıyordu, bir şey yapılmasın mı? Yapılsın ama kapatma davası ile değil.Bu sahte belgelerden dolayı Ak Parti’yi zarara uğratanlardan maddi ve manevi tazminat talep edilmesi,yine bu sahte belgelerin ülke ekonomisine verdiği zararlar için de devlet adına maddi ve manevi tazminat talep edilmesi en isabetli yoldur.Hem bu bakımdan kapsam geniş tutulursa sermaye ve basın erklerinden pek çok grup ile de hesaplaşılabilir.Anayasa Mahkemesi yerine, yerel mahkemede tazminat davası, tek çözümdür.

      Kaldı ki bu müracaat Anayasa Mahkemesi’ni de zora sokabilir şöyle ki:
      Önceki dava kapatma istemiyle “müracaat”, “dosya ve belgelerin kontrolu”, “davanın        
      esastan görüşülmesi” ve “istemin reddi kararı” aşamalarından oluştu.Şimdiki dava 
      dilekçesinde ne denilecek, ne talep edilecek? Parti kapatılmış olsa tamam,bir anlamı    
      var.Kararın düzeltilmesi talep edilebilir.Ama şimdi? Hiçbir anlamı yok?Mahkemeden 
      17 ye sıfır da talep edilemeyeceğine göre? “Sahte belgelerle aleyhimize açılan ve   
      lehimize sonuçlanan davanın, “kabulünün reddine, reddinin kabulüne” denilecekse  
      çok komik olur ve Anayasa Mahkemesi bu dilekçeyi yırtıp atabilir de haberiniz olsun.   

     
4-     Ve en kritik soru: Bu akıl kimin eseridir? Kapatma davasının yenilenmesi fikrini kim ya da kimler ortaya atıyor? Sayın Başbakan’ın isteği dışında ve O’na rağmen Ak Parti’de kimler farklı amaçlar peşinde koşuyor? Sayın Başbakan bu konunun üzerine ciddiyetle gitmeli ve “zamanı değil düşüncesiyle” içine  atmamalı vesselam.

İşte örnekler:

      Sayın Başbakan ABD’ye gitti,gitmeden önce Türkiye’nin gündeminde Hizbullah yoktu.Döndü ve henüz Başbakan ABD’de neler konuşulduğu ve Hizbullah’la ilgili kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadan bir bakan “Hizbullah Hizbulşeytan’dır, Kuseyr’de kadın ve çocukları öldürüyorlar” dedi.(Aslında bu yalandı ve ABD’nin Hizbullah’ı karalama iddiasıydı ve Nasrallah buna çok sert cevap vererek “Bosna’ya Hizbullah’ı gönderirken Sünni ayrımı yapmadan Allah Rızası için gönderdik, mezhepçilik yapmadık ve Suriye’de de mezhepçilik için bulunmuyoruz” dedi.

Başbakanın söylemediği bir şeyi söyleyen bu bakan neyi amaçlamıştı? Kime, ne mesajı vermişti? Başbakanın,hükümetin ve milletin bildiği bir şeyi,Hizbullah’ın da hiç takmayacağı bir şeyi acaba kime söyledi? Açıklamayı Dışişleri Bakanı yapsa neyse.

      Sayın Başbakan “Üç Çocuk” derken “aynı fikirde değilim” diyen bakan orada bulunanlara “başbakanla aynı fikirde değilim” cümlesini çıkararak da verebileceği aynı mesajı üstüne basa basa “fikir ayrılığı” ile boyayarak veriyorsa neyi amaçlıyordu?

      Daha eski bir örnek: Suriye henüz karışmamıştı.Esad ile Başbakanımız hala görüşüyorlardı, ipler kopmamıştı yani.

ABD Dışişleri Bakanlığı “Esed’in bırakması yararlı olacak” açıklamasını yapıyor.
Sayın Başbakanımız, ABD’nin bu açıklamasından sonra “Esad halkının taleplerine acilen cevap vermeli yoksa zorda kalacak” diyor.

Ve biz den bir bakan aynen şunu söylüyor “Esed defolup gitmelidir.”

      Bu beyanlarda;
     ABD’nin ki Esad’a karşı “NİYET”,
     Başbakanımızın açıklaması Esad’a karşı  “UYARI”,
     Sayın bakanımızın açıklaması ise Esad’a karşı açık bir “ MEYDAN OKUMA” dır.

Üstelik Dışişleri Bakanı da değildir.Başbakanı da aşan bir cümledir.Sayın Başbakanımız buna benzer cümleleri, Esad muhaliflere karşı aynı yöntemlerle mücadele etmeye başladıktan sonra kullanmıştır.



SONUÇ:

 Sayın Başbakanım! Sizi aşan konuşmaları yapanlara lütfen dikkat ediniz.Niçin konuşuyorlar,kime mesaj veriyorlar,hesap sorunuz.

 Sayın Başbakanım! Bu kapatma davasının yenilenmesi fikrini ortaya atanlara güvenmeyiniz ve bu davayı ASLA AÇTIRMAYINIZ.

 Bu sözümüz de Sayın Başbakanımızı aşan beyan sahiplerine:

 Bakınız Mısır “ABD’YE GÜVENMEMELİYDİK” diyenlerle dolup taşıyor.
 ABD ve İsrail aleyhine Başbakanı aştığınız zaman daha inandırıcı olacaksınız.Mesela “Rasulayn’da ABD, El Kaide ve PYD’yi savaştırarak Şanlı Urfalı’mızı PKK’ya itaate zorluyor,Tel Abyad’dan El Kaide’yi,Rasulayn’dan da her ikisini birden atalım” diyebilirsiniz.Gezi Parkında olduğu gibi Sayın Başbakan bu oyunu da bozacak zaten.

 Hani Başbakan Tunus’dan dönmeden Geziciler hakkında tek kelime edememiş ve milleti karamsarlığa düşürmüştünüz,ABD nin oyununu bozamamıştınız ve Başbakan gelip bizzat bozmuştu ya,lütfen yine öyle yapınız.Yaptığınız yine yanlıştı ama hiç değilse metod (Başbakanı aşmamak) bakımından doğruydu.

            Sayın Başbakanın sözünden çıkmayınız ve O’nu aşmayınız.Lütfen,lütfen,lütfen.

17 Ağustos 2013 Cumartesi

ABD’NİN RASULAYN FİTNESİ,ŞANLIURFA’MIZI PKK’YA İTAAT ETTİRME PROJESİDİR(ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINDA TÜRKİYE 2)



                           ABD’NİN RASULAYN FİTNESİ,
   ŞANLIURFA’MIZI PKK’YA İTAAT ETTİRME PROJESİDİR


                       (ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINDA TÜRKİYE 2)





(ALLAHU ALEM)

Hz.Ali Efendimiz RA, Müştakzade şerhi adlı eserinde şöyle buyurmuş:

“Aya oğlum! Türkler cuş ettiklerinde Mehdi-i Adil’e muntazır ol.”
Yani: “Türkler coştuğunda, içten kaynadığında, karıştığında Mehdi’nin zuhuruna hazır ol.”

Naim Bin Hammad Yasir’den tahric etmiş (Hadis): “Türk size hücum ettiği zaman,malı toplayan halifeniz öldüğü zaman,o halifeden sonra iki yıl içinde de azledilecek olan zayıf bir adam başa geçtiği zaman,Şam’ın batısında batma olduğu zaman (bazı rivayetlerde de açıkça Haresta diyor-Şam’ın Mahallesi-) Şam’dan üç kişi çıktığı zaman,Batı insanları da Mısır’a çıktığı zaman bunlar Süfyani’nin (Tabi aynı zamanda da Hz.Mehdi’nin) alametleri olacaktır.

Alimler bu hadisi şöyle yorumlamışlar:

Türkiye,Suriye’ye girdiği zaman,Suud kralı öldüğü ve yerine zayıf biri geçtiği zaman,ABD Suriye’ye vurup Haresta (Şam) battığı zaman,Şamdan üç kişi çıktığı zaman (Esadın halefi (Tekfirci),muhalefetin başı (ÖSO’cu) ve Kürtlerin başı (PYD),ABD ve Nato Mısır’a çıktıkları zaman bunlar Süfyaninin alametleridir. Süfyani üç kişiden Esad’ın yerine geçen tekfirci olacak,altı ay sonra da Hz.Mehdi Mekke’de zuhur ve huruç edecek.(Diyorlar)

Nevşehirli Allah Dostu Şeyh Abdullah Gürbüz Hoca Efendi (1933-2004),(Allah Rahmet Eylesin) 1990 lı yıllarda cemaatine verdiği bir vaazda “Suriye karışacak, güneyden Suriye’ye vuracaklar ve Suriye Türkiye’ye kaçacak. Sonra Türkiye’ye vuracaklar” diyor. Videosu Youtube’da var isteyen kendi sesinden dinleyebilir.
Peki bu vaazdan yirmi yıl sonra Suriye karıştı mı? Karıştı.
Suriye’den Türkiye’ye kaçışlar başladı mı? Başladı.
Siz daha,Esad Halep’e geldikten ve ABD, Dera’ya vurduktan sonrasını görünüz, yüzbinler gelecek.Başka ifşaatlar da var.Kısa kesip konuya geçelim.

ABD’nin Türkiye’yi parçalama planının iki ayağı vardır.Ergenekon ve PKK.


Birinci ayak: ERGENEKON

Bir yazar diyor ki  “Fırat’ın doğusundaki Ergenekon, PKK’dır”.Yani ikisi entegre demek istiyor. Biz bunu “aynı merkezden komuta ediliyorlar” diye yorumluyoruz.
Aynı kişiler Fırat’ın doğusuna geçiyorlar KCK’lı oluyorlar,Fırat’ın batısına dönüyorlar GEZİ’Cİ oluyorlar.Fıratın batısına geçiyorlar ERGENEKONCU oluyorlar,doğusuna dönüyorlar PKK’lı oluyorlar.Hatay oradaysa Taksim burada.AYNI KİŞİLER VESSELAM.

Mısır’daki orkestra şefi (ABD) o şefliği Türkiye’de de yapabilir mi?

Engin Alan Ergenekon’dan yargılanmasaydı MHP’nin Gezi Parkı’na bakış açısı nasıl olurdu?
Engin Alan’ ın MHP’den aday gösterilmesinde ne gibi süreçler yaşandı? Ve nasıl aday yapıldı? Bahçeli bunu sakin bir şekilde düşünmeli ve “oyuna mı geldik” sorusunu kendisine sormalı.
Haberal ve Çubukçu’ nun biri siyasi, diğeri askeri kanattan tahliye edilmeleri ve aktif görevlerine dönmeleri ne anlam ifade ediyor? Bunu da AKP yönetimi düşünmeli.Sayın Başbakan çevresine dikkat etmeli.

İlker Başbuğ tutuklandığında “Genelkurmay başkanının yargılanmasını sindiremiyorum” diyen sayın başbakan ömür boyu hapis cezası almasını nasıl sindirmiş? Bunu da kim düşünmeli biliyor musunuz? “Bakınız AKP 28 Şubatın intikamını alıyor” diyenler düşünmeli?

Madem bu iş baştan beri AKP’nin kontrolünde yürüyor, o halde niçin AKP’nin istediği gibi yürümüyor? Bunu da aziz milletimiz düşünmeli.

Konunun biraz dışında ama bizce çok önemli.On yıldan beri zevkle seyrettiğimiz Kurtlar Vadisi Dizisinde yüzlerce ajan öldürüldü.ABD, İsrail, Alman, Rus ajanları. Ama hiç İngiliz ve Fransız ajanları öldürülmedi, acaba neden? Diziyi izleyenler bunu sadece düşünmesinler ve Necati Beye sorsunlar bi zahmet.

Haberal beş yıl önce CHP’nin başına aday olsaydı Ulusalcılar, Sarıgül gibi beş dakikada harcarlardı.Ama şimdi kendi iradesinin ve iki dudağının arasındadır genel başkanlık. Çünkü karşı çıkacak kimse kalmamıştır.Ve Kılıçdaroğlu’da Baykal ile aynı akibeti paylaşabilir.

Yargıtay kararından önce gizli bir el kamuoyu önünde; ya Ergenekoncuları aklarsa? Ergenekon diye bir örgüt olmadığı, AKP ve Cemaatin bir komplosu olduğuna dair belgeler; ya piyasaya sürülürse?

Ya bu Ergenekon olayı ta en baştan beri ABD’nin; AKP ve Cemaate bir komplosuysa? (Ne diyor İhvan sözcüsü: ABD ye güvenmemeliydik.)

Ergenekon faslını Yargıtay kararından sonra açacağız.


İkinci ayak: PKK

ABD’NİN RASULAYN ve TEL ABYAD FİTNESİ TÜRKİYE’Yİ BÖLME PROJESİDİR

ABD, Müslüman Kürtleri PKK’ya itaate zorluyor.
(Hedef şehir Şanlı Urfa’mız)

Nereden anladık? Tabii ki Rasulayn ve Tel Abyad’’dan.
Rasulayn,Ceylanpınar İlçemizin,Tel Abyad da Akçakale İlçemizin tam karşısında bulunan Suriye toprakları ve neredeyse bitişikler.

Türkiye’nin Suriye ile 900 km sınırı varken ve El Kaide ile PYD arasında bir çatışma olacaksa bunun için yüzlerce potansiyel belde varken neden Rasulayn’ da bu çatışma çıktı?

Çünkü Rasulayn Tel Abyad Türkiye sınırında tam da Şanlı Urfa’mız karşısında bulunan beldeler de ondan. Peygamberler şehri Şanlı Urfa'mız (Özellikle ayrı yazıyorum) Anadolu’muzun en muhafazakar şehirlerinden biri olup Marksist, Ateist PKK’ya bugüne kadar asla boyun eğmemiş ve açılıma bile büyük bir şüphe ile bakmıştır.

Olaylar nasıl başladı?

Tel Abyad’daki durum Rasulayn ile aynı ayrıca yazmayalım.
El Kaide ve ÖSO Kürtlerin yaşadığı Rasulayn’a sadırdı.PYD kurtarıcı olarak sahaya indi.VE URFA SEYRETTİ.Burası önemli çünkü bir mücadeleyi seyreden mutlaka taraf olur.Şimdi Şanlı Urfalılar aynı ırka mensup oldukları PYD’nin mi yoksa aynı dine mensup oldukları El Kaide’nin mi tarafını tutacaklar?

El Kaide neden Kamışlı’ya saldırmıyor? Çünkü Kamışlı da, Kamışlı’yı seyredenler de PKK’nın etki alanına girmiş ve zavallı olmuşlar bile.İşte ondan yani kurtarılmış bölge.
İşte Yahudinin bir ahir zaman fitnesi.Orkestra şefi El Kaide’ye emrediyor, “Kürtlere saldır” diyor. El Kaide ve ÖSO “Esad’a karşı niçin bizimle beraber savaşmıyorsunuz?” diye Kürtlere saldırıyor. Orkestra şefi diğer çalgıcılara sıra veriyor.PYD kurtarıcı olarak devreye giriyor.El Kaide’ye karşı Cizre’de,Hakkari’de eylemler yapılıyor.Barzani “Eğer Kürtler öldürülmüşse Suriye’ye girer elimizden geleni yaparız” diyor.Bak seen.Birlik sağlanıyor.Şanlı Urfa’lılar da akraba oldukları Rasulayn için böylece PYD’nin, PKK’nın emrine girmeye zorlanmış oluyor. Aynı zamanda Kürtler arasında da bölgesel bir birlik amaçlanıyor.

Yani Nusra ABD’nin emriyle Türkiye’yi bölmeye çalışıyor,görebildik mi acaba? Yoksa biz Nusra’yı hala sadece Esad’a karşı savaşan mücahidler mi sanıyoruz?Nusra kendisini öyle görse bile bize düşen ABD oyununu görmektir.

EY! Benim Şanlı Urfalım! Peygamber yadigarım! İNANIN, El Kaide Müslüman değil,PKK da Kürt değil bundan emin olunuz.
El Kaide; Yahudinin ücretli küresel tetikçisidir ve ipleri ABD’nin elindedir.
PKK ve uzantıları da sizleri asla temsil edemez ve Yahudi-Ermeni koalisyonu bir ABD fitnesidir.Kürt halkının katline çalışan dinsiz bir Yahudi maşasıdır.
Dikkat ediniz ey Kürt kardeşlerim! Hz. Ali  Efendimiz RA, sizlere Türk diyor Kürt demiyor.

Şimdi siz, sizin Türk olduğunuzu 1400 yıl önce söyleyen  Hz. Ali RA Efendimize mi inanacaksınız yoksa 150 yıldır Türk olmadığınızı söyleyen Yahudi’ye mi inanacaksınız?

Gerçek şu ki Kürtler, Kanturaoğlulları’ nın  hem de Başkurt soyundan gelmektedirler ve sonuna kadar Türktürler.İster kabul edin ister etmeyin.Çünkü üstünlük soy, sop, renk, ırkda değil TAKVADADIR KURAN’A GÖRE.

Hz.Peygamber SAS Efendimiz hadislerinde Kürtleri Türklerden ayırmamış ve hepsine birden TÜRKLER demiştir.İstanbul’un fethinde Kürtler yok muydu?O şanlı Peygamber SAS hepimizi birden “Fatih’in Kutlu Ordusu” olarak tanımlamıştır.Kürt kelimesini kullandığı tek bir hadis yoktur.O Habibullah SAS Efendimiz Kürtleri de en az Türkler kadar seviyordu ve asla ayrım yapmıyor ve hepsine birden Türk diyordu.Kanturaoğulları diyordu,çünkü gerçek buydu.

İşte başka bir hadis:
Türkler size ilişmedikçe sizde onlara ilişmeyiniz. Çünkü milletimin
mülkünü ve Allah’ın ona olan ihsanını en evvel Kantura (Türk) nesli
alacaktır. İmam Taberani
(Mu’cem’ül-Kebir ve Mu’cem’ül Evsat isimli eserinde)

Ve bir kıssa:
“- Bir gün, Hz. Ali’ye kendisi ile birlikte muharebe edenlerden biri bu muharebe sonrasında, "Böyle fitne içinde bu işin sonu ne olacak?" diye sormuş. O da: "Din kıyamete ka­dar bakidir" dedikten sonra bir müddet başını önüne eğmiş, öylece kal­mış. Hatta, etrafındakiler ‘uyudu’ zannetmişler. Neden sonra Hz. Ali başı­nı kaldırıp 3 defa ‘Ni’mel Etrak, Ni’mel Etrak, Ni’mel Etrak..’ "Güzel Türkler" "Güzel Türkler" "Güzel Türkler" dedikten sonra ‘Din Türkler elinde kalacak, Türkler ile yücelecek ve kıyamete kadar baki kalacak’, demiş.”

Kaynak çok sağlam değil ama Türküyle, Kürdüyle birlikte sevinelim diye yine de yazmak istedik.

Bitirirken bir konuyu da aydınlatalım:
Sünni aleyhtarlığı gibi bir ithama maruz kaldık.Acabalar! var.
El cevap: Elhamdülillah SÜNNİ TÜRKÜZ. Ama bu, Sünni olmayanlara düşman olmamızı gerektirmez. Biz “Elhamdülillah Müslümanım”diyen herkesi Alevisiyle, Sünnisiyle,Şiisiyle,Türküyle,Kürdüyle,Lazıyla,Çerkeziyle çok severiz. “Yanlışları olsa da mı” diyenlere de  “Biz çok mu doğruyuz?”VESSELAM diyoruz.. (Ahir zamandayız kardeşler,herkesin mutlaka bir şeyi yanlış ve Hz.Mehdi düzeltecek İnşaallah.)

(Doğru adamlar yanlış işler yaparken,yanlış adamların doğruları savunması,ama doğruları söyleyen doğru adamları kimsenin dikkate almaması veya susturulması nasıl yorumlanmalı? El Cevap:Ahirzaman.)


Devam edecek İnşaallah..

16 Ağustos 2013 Cuma

OTUZ YÜZLÜ ABD- DOKUZ YÜZLÜ AB



OTUZ YÜZLÜ ABD- DOKUZ YÜZLÜ AB

MISIR NASIL KARIŞTI, NASIL KAN GÖLÜNE DÖNECEK?





“Üçüncü Dünya Savaşında Türkiye” yazı dizimizin ikincisi de hazır ama öncelik arzettiği için bu yazıyı araya aldık.


Mısır’daki bu olaylarda şehit olan Müslümanlara Allah CC rahmet eylesin.Tüm zavallılara da ALLAH CC akıl izan versin.Bu zavallıları aşağıda açıklıyoruz.

ABD Cemal Abdülnasır’ı savaşla devirdikten sonra Mısır’da tüm kesimleri kontrolüne aldı ve hala sıkı bir denetim altındalar. Enver Sedat’ı ABD getirdi,Camp David anlaşmasını (İsrail’le barış) yaptığı için Halit İslambuli ve arkadaşları tarafından öldürüldü.Hemen yanında oturan Mübarek ise yara almadan kurtuldu ve Mısır’ın başına geçti.Aynı ABD Mübarek’i de devirdi,Mursi’yi getirdi,Mursi’yi de devirdi,Sisi’yi getirdi.Ve katliamı başlattı.Katliamı başlatan ABD’dir.

Çünkü asıl amaç Mısır’da iç savaş çıkarmak,üçe bölmek,bir kısmını İsrail’e bağlamak ve Büyük İsrail’i kurmaktır.BOP’un Mısır ayağını seyrediyoruz.Tıpkı Libya ve Suriye gibi.NATO Süveyş Kanalı’nı istila edecektir.O nun için de “Süveyş Kanalında gemilerin seyir güvenliği” bahane edilecektir.Bu bahane de Süveyş kanalında seyreden gemilere provokatif eylemlerle gerçekleştirilebilir.Süveyş Kanalını kullanacak gemilerimiz dikkat etsin de zararı bize gelmesin diyoruz.(Çünkü muhtemelen NATO ülkesi gemileri hedef alınacaktır)

Bir ülkede iç savaş olması için silahlı iki taraf olması gerekir.Oysa Mısır’da silahlı bir ordu var ama karşısında silahlı bir güç yok.Silahsız masum insanlar var.İşte bu yüzden Adeviye cinayetleri her yönden bir katliamdır.İhvan silahlanırsa öldürecekler,silahlanmazsa küresel paralı tetikçiler (El Kaide ve tekfirciler) devreye sokulacaktır.Bir aydınımız “Mossad Sisi’ye suikast ile katliamı meşru hale getirebilir” dedi ama buna gerek yok çünkü ücretli tetikçilerden Mısır’da gayet çok.Hem Sisi’yi katliamından sonra daha çok kendilerine bağladılar ve kullanmaya devam edecekler.(Bir genelkurmay başkanı kolay mı yetişiyor,niçin öldürsünler?)El Kaide’nin Mısır’da emir alıp göreve başladığının ilk işareti patlayan bir araç yüklü bomba olacaktır.Artık bu onların marka olmuş bir eylemleri.(Irak’da,Suriye’de hergün patlıyor.Lübnan’da patlayan bomba yüklü aracı kimin patlattığını yazmaya ne hacet?Hizbullah’a karşı El Kaide patlattı,bu kadar net.)



ABD bu otuz yüzlü kanlı oyununu Mısır’da orkestra şefi gibi nasıl yönetiyor bir bakalım:

ABD Dışişleri Bakanlığı çok örgütlü devasa bir teşkilat.Senaryo ile anlatırsak aynen şöyle çalışıyor:

Mübarek ABD’yi arıyor.Dışişlerinden bir nolu odadan Mr.One açıyor:

-Mübarek: “İstihbarat aldık,İhvancılar Tahrir’de gösteri yapmak için hazırlanıyorlarmış” diyor.

-Mr One: “Anlaşıldı,toplansınlar takipteyiz” deyip kapatıyor.

-İki nolu odanın telefonu çalıyor,arayan İhvan liderlerinden birileri..”Facebooktan,twitterden bayağı adam topladık Tahrire çıkalım mı?” diyor.Karşıdaki Mr Two: “Çıkın ama taşkınlık yapmayın” diyor.Kapatıyor.

- Mısır İstihbarat Başkanı ABD’yi arıyor.Üç nolu odadan Mrs Tree açıyor.

“ İhvan haftaya Tahrire çıkıyor,Mübarek’in haberi var” diyor.Aldığı cevap “Biliyoruz,her şey kontrol altında”.

-Dört nolu odanın telefonunu Mr Four açıyor.Arayan Mursi “Ya bu işe girdik ama inşallah başımıza bir şey gelmez değil mi” diyor.Mr Four “Korkmayın kimse size bir şey yapamaz” diyor kapatıyor.

-Beş nolu odanın telefonunu Mr Five açıyor. Arayan Eski Sisi. “ Tahrir dolarsa ortalık karışacak,ne yapalım diyor.Mr Five” Boşver çiğnemekle sokaklar aşınmaz” diyor.Eski Sisi gülüp kapatıyor.

Mısır’la görüşmeler bitince Mr One’dan Mr Thrty’e kadar hepsi toplanıp durum değerlendirmesi yapıp yarın ne yapacaklarını kararlaştırıyorlar. Birinci gün böyle tamamlanıyor

Ve ertesi gün:

Yine telefonlar çalmaya başlıyor:

-Açan CNN Ortadoğu. “Haftaya Tahrir’de Mübarek aleyhine İhvancılar gösterilere başlayacak,Mübarek gidecek ona göre yayın yapın” denilip kapatılıyor.

-Mübarek aranıyor ve “Gösterilere müdahale etmeyin,imaj bozulmasın” deniyor.

-İhvan aranıyor: “Çıktınız mı sokağa?” “Çıktık” “Kaç kişi var” “Yüzbin” “ Yüzbin kişi ile Mübarek gider mi,bir milyon yapın” deniyor.

Ve Tahrir’de bir milyon.

-Ordu aranıyor “Karışmayın bu İhvan ile Mübarek’in meselesi” deniyor.

-Mübarek sıkıştı Mr One’ı arıyor “olaylar büyüdü ne olacak” diyor.Aldığı cevap “Biz bu kadar kalabalığı beklemiyorduk,istifa etmen gerekecek galiba,yerine sağlam bir adam bul istifa et,ülkeyi seçime götür”deniyor.

Ve Mursi sandıktan çıkıyor:

Mr.Four’u arar ve teşekkür eder.Fakat farkında değildir, o odaların ortak toplantısında ekonomik abluka kararı çıkmıştır bile.

-Orduya,körfeze telefonlar yağar Mısır ekonomisini bozmak için.O da olur.

- Yine Mübarek aranır ve “Hadi gözünüz aydın,olaya el koyuyoruz.Tahrir artık sizin,şimdi sıra sizde,çıkın meydana” der kapatırlar.

-Yeni Sisi’nin telefonunu da Mr Five aramıştır.” Hayırsız..Genelkurmay başkanı yaptık teşekkür bile etmedin,Tahrir’e Mübarekçiler çıkacak müdahale etmeyin” der.

-Mursi’yi arayan kişi de “Madem onlar Tahrire çıkıyor siz de Adeviye’ye çıkın,gösterin gücünüzü” der.

- Esas emir  beş nolu odadan Sisi’ye gelir “Ne seyrediyorsun kardeşim,Mısır elden gidiyor,bu İslamcılar Şeriat Devleti kuracaklar,yönetime el koy Mursi’yi tutukla,tam zamanı” der.

Ve darbe olur ama darbe başarılı mı,başarısız mı bir yıl geçmeden belli olmaz ve bu ABD de bunu çok iyi bilir ve DARBE DE DEMEZ YASAL DA DEMEZ.Kıvırır yani.

Biz de deriz ki “ Darbe diyemedi”.Diyemedi değil DEMEDİ.Bizden mi öğrenecek darbenin ne olduğunu.Darbeyi yapan o.Yanlış olan ABD’nin bu tavrı değil,bizim tavrımız.Biz diyemedik esas “Bu darbeyi siz yaptınız,amacınız nedir” diye.ABD’nin emri olmadan Suud ve Katar Emirlerinin darbecilere değil 12 milyar dolar bir dolar bile veremeyeceklerini bilemiyor muyuz?

-Yine bir telefon,arayan Sisi açan beş nolu oda.”Bu adamlar Adeviye’yi boşaltmıyorlar ne yapalım?” Cevap “ Asker geride dursun polis biraz korkutsun,su.gaz.vs.Yine çekilmezlerse ele başılardan birkaç kişi ölecek şekilde ateş açın.”

Birinci katliam,ikinci ve üçüncü.Belki beşbin şehit var Allah CC rahmet eylesin ve kalanlara kolaylık versin.

Bu duruma böyle gelindi.Peki bundan sonra?

İşte bir telefon daha.On nolu odadan Mr. Ten arıyor.Açan Eymen El Zevahiri.

(Hani şu sivil halkın içinde araç yüklü bomba patlatıp da kadın,çocuk demeden masum insanları öldüren ve nedense bunu hep İslam Ülkelerinde yapan ve aklına hiç İsrail gelmeyen ve de böyle Cihad yaptığını iddia eden El Kaide lideri var ya işte o Zevahiri)(Bre adam bir tane de Tel Aviv’de patlat da gerçekten cihatçı mı diye kafamız karışsın biraz.) (Bakınız Kardavi Mısır’da darbecilere tavır aldı,kafamız karışmaya başladı,ama bizim değil.Bu Kardavi çok uyanık adam.ABD’nin darbecilerin karşısına döneceğini erken anladı.ABD’den önce sallamaya başladı.Sahaya El Kaide’nin ineceğini gördü.)(El Kaide’de Mısır’da masum insanları yine bomba yüklü araçlarla öldürmeye başlayınca bu Kardavi yine destek verecek ve bize göre maskesi yine düşecek.)

On nolu odadan Zevahiri aranmıştı ya:

-Mr.Ten:“Kahire’de yüklü araç var mı?”

-Zevahiri:“ İki tane var”

-Mr.Ten:“Üç tane de Port Said’den alın iki günde bir patlatın, ıskalamayın bir dolar alamazsınız.” VE ORDUNUN İKİYE BÖLÜNMESİ.. VE İÇ SAVAŞ..

ALLAH CC diyoruz başka hiçbir şey demiyoruz.

İlk önce Mübarek ABD ‘ye küstü,sonra Mursi ve İhvan.Aldatıldıklarını düşünüyorlar.Yarın da Sisi küsecek -eğer ajan değilse-.

Bunların bir kısmı hain (Ajan) bir kısmı da kandırılmış zavallılardır.

Mısır’da bu zavallılardan bir Allah’ın kulu çıkıp da “Beni aradığınız bu odadan bunları konuşuyorsunuz da diğer otuz odadan bu ülkede kimleri arayıp ne konuşuyorsunuz” DİYEMİYOR.İŞTE BUDUR ZAVALLILIK.

MISIR’DAN ŞU DERSİ ÇIKARMALIYIZ:

Türkiye Mısır olur mu sorusunun cevabı şu soruda gizlidir:

Acaba Mısır’daki bu ajanlardan ve bu zavallılardan bizde de var mıdır?

Eğer varsa biz de bu yazımızla görevimizi yapalım:

-Ey devletim! Eğer varsa ajanları bulmak,temizlemek senin görevindir,ama bunların ardına takılanlar da varsa onlar bizim zavallı insanlarımızdır onları da kazanalım.MİT’imiz,ABD ile Türkiye arasındaki tüm iletişimleri çok dikkatli takip etmelidir.Kimse de gocunmamalıdır.

-Ey Geziciler sizin de aranızdan bu odalardan arananlar varsa,

-Ey Kürt kardeşlerim sizin de aranızda bu odalardan arananlar varsa,

      -Ey Ak Partililer, CHP’liler, MHP’liler, BDP’ liler sizin de aranızda bu odalardan arananlar varsa,

      1-Biliniz ki ABD’de bu odalardan yüzlerce var. ABD’yi kendi dostunuz zannetmeyiniz, fena yanılırsınız, tek dostu olmadığınızı iş işten geçtikten sonra öğrenirsiniz.

      2-Bakınız Mısır’da tüm taraflar ABD’yi sadece kendi dostları sanıyordu.Oysa ABD, Mısır’da Mısır halkı hariç herkesin dostu çıkıyor.”Siz bu orkestranın çalgıcılarısınız, şefiniz benim” diyor.



3-Bizler;

Türküyle,Kürdüyle,Lazıyla,Çerkeziyle,Arabıyla,Alevisiyle,Şiisiyle,Sünnisiyle ikibin yıllık bir medeniyetin şanlı sahibi,bin yıl İslam’ın bayrağını bu otuz yüzlü tarihsizlere karşı dalgalandırmış tüm dünyaya bedel ŞEREFLİ BİR MİLLETİZ. Lütfen çok uyanık olalım ve Hz Peygamber SAS Efendimizi,O’nun Ehli Beytini, Ashabını,bu şanlı tarihi ve bu şerefi bizlere hediye etmiş milyonlarca şehidlerimizi üzmeyelim.Ve bu otuz yüzlülerin orkestrasına çalgı olmayalım.

Alimlerin Hadis yorumlarından anladığımız bu Arap Baharı Fitnesi Deccal’in fitnesinden sonraki en büyük fitnedir.Bundan sonra da Deccal’in fitnesi gelecek ama müsterih olalım Deccal’in fitnesi tüm gayri müslümleri kandıracak ama müslümanları asla.Çünkü o zaman evet o zaman İslam Aleminin başında İnşaallah Hz.Mehdi AS bulunacak.Tüm bu fitnelerin hesabını da tek tek soracak.

Hayal bu diyenlere- eğer Müslüman- ise “Önünde Hz.Cebrail AS’ın arkasında Hz.Mikail AS’ın yürüdüğü Hz.Mehdi bunları yapamaz mı?” diyoruz.

Üç ay sonra Mekke’ye bakalım,Tahrir’i orada da görürsek,geliyor İnşaallah.


On yıl içinde hepsi olup bitecek,(Allah’u Alem)ömrümüz olursa görürüz.İNŞAALLAH.












1 Ağustos 2013 Perşembe

ABD, BÖLGEMİZİ KAN GÖLÜNE ÇEVİRİYOR OYUNA MI GELDİK YOKSA TEDBİR ALDIK MI? (3.DÜNYA SAVAŞINDA TÜRKİYE)


             ABD, BÖLGEMİZİ KAN GÖLÜNE ÇEVİRİYOR 
           OYUNA MI GELDİK YOKSA TEDBİR ALDIK MI?
                (3.DÜNYA SAVAŞINDA TÜRKİYE)




  
         



Yine söylüyoruz, yine söylüyoruz, çünkü tedbir alınsın istiyoruz.
Bu ABD’yi  Yahudiler yönetiyor, Büyük İsrail kurulmaya çalışılıyor, Arap Baharı ile İslam Ülkelerinin orduları yok edilmek, halkı kırılmak, bölünmek, parçalanmak ve Nil’den Fırat’a kadar olan bölgede Yahudilerin Arz-ı Mevud’u gerçekleştirilmek isteniyor. Karşı çıkabilecek tüm İslam ülkeleri de istikrarsızlaştırılarak direnci kırılıyor, yerinden kımıldayamaz hale getiriliyor. Yani ABD Yahudilerin emriyle bir orkestra şefi gibi Ortadoğu’yu kan gölüne çevirme operasyonunu yönetiyor. Resim budur.
Suriye’de iç savaş çıkacağını yedi yıl önce, Mısır’da tekrarlanacağını beş yıl önce söyledik ama kehanette bulunmadık ve atmadık. Alimlerin hadis yorumlarıyla ilettik. Gaybi  Allah’dan (CC)başka kimse bilmez, bildirdikleri müstesnadır.
Allah CC’nun  bazı gaybi haberleri peygamberlerine bildirdiği  Kuran-ı Kerim’de ayetlerle sabittir.
Yazımızı okurken de lütfen her cümleden sonra ALLAH-U ALEM dediğimizi biliniz ve siz de deyiniz..
Türkiye’den önce kısa kısa yazalım:
TUNUS ve LİBYA:
Tunus ve Libya’da fitnenin biri bitti derken diğeri  başlayacak ve bu ülkelere asla istikrar gelmeyecek.
Taraflar bir birini yiye yiye tamamen bitirecekler çünkü tüm taraflar ABD’nin kontrolü altındadır ve
Yahudinin isteği budur. Orkestra şefi, Tunus’da  Gannuşi  uyanınca kargaşa sürsün diye muhalif lideri
öldürdü. İspat için Mısır’a geçelim.
MISIR :
Mısır’da Mübarek kimin adamıydı? ABD’nin.
Mübarek’i indirmek için Müslüman Kardeşleri  kim örgütledi? Yine ABD.
(Sayın Melih Gökçek’in kamuoyuna deşifre ettiği  OTPOR,  İhvan’ı  Mısır’da beş yıldan beri  örgütlüyor.)
(Biz bu OTPOR’ un Rusya’da, Yugoslavya’da, Gürcistan’da, Ukrayna’da neler yaptığını uluslararası basından yıllar önce öğrenmiştik.)
Mursi’ yi  iktidara kim getirdi? Tabi ABD.
Peki  Mursi’ ye karşı Tahrir’e Mübarek yanlılarını kim topladı, Ordu’ya darbeyi  kim yaptırdı?Yine ABD.
Görüldüğü gibi Mısır’da tüm tarafları ABD kontrol ediyor. Peki bu ABD Mısır’da başka kimleri kontrol ediyor? Sermayeyi, basını, yargıyı, orduyu, azınlıkları, çoğunlukları yani aklınıza gelen tüm kesimleri ABD kontrol ediyor. Dolayısıyla “Mısır’da bundan sonra ne olacak” yerine” ABD, Mısırda bundan sonra ne yapacak” sorusunu sormak daha isabetlidir.
Bundan sonra ABD Mısır’da Ordu’ya karşı açık tavır almazken gizli bir tavır ile ya da İngiltere aracılığı ile silahsız ve hazırlıksız olan Müslüman kardeşleri ordu ile savaşa hazırlayacak. ABD’nin küresel tetikçileri olan El Kaide ile tekfirci Selefiler Emniyet ve Ordu mensuplarına silahlı eylemler yaparak çatışmayı iç savaşa çevirecekler. Mısır Ordusu ikiye bölünecek ve her ikisi de arkasında bir halk tabanı olduğu için Mısır’da dehşetli bir iç savaş başlayacak. Tabi batı bu iç savaşın bitmesini asla istemeyecek ve anlaşarak ABD bir tarafı desteklerken Avrupa diğer tarafı destekleyecek ve savaş bitmeyecek. Bu arada darbeciler de Mübarek’in Avrupa’ya kaçışına göz yumacaklar. (Mübarek’in Avrupa’ya kaçışı şu açıdan önemlidir: Hakkında hadis vardır ve Mübarek Avrupa’ya kaçtıktan sonra, ABD Mısır’ı işgal edecek.)
Üç yıl içinde Mısır üçe bölünmek isteniyor. Arzı Mevud içinde kalan Nil’in doğusu ve Sina İsrail’e bırakılırken Mısır’ ın kuzey batısında kukla bir Müslüman devlet, güneyinde de  bir Hristiyan devlet amaçlanıyor.
Sonuçta şu olacak: ABD Mısır’ın kuzeydoğusunu Süveyş kanalı ve Port Said bölgesini işgal edecek. Ve Mısır, Irak gibi virane olacak ama  bu aynı zamanda Hz. Mehdi’nin zuhurunu müjdeleyen Melhamelerin ilkidir. Hz.Mehdi’ nin iki büyük kumandanı Afrika kıtasından çıkacak ve bu bölgedeki ABD’yi tarumar edecekler. İnşaallah.
SUUDİ ARABİSTAN:
Şu an istikrar ülkesi olan Suudi Arabistan’da bu hac mevsiminden hemen sonra Mekke merkezli bir kargaşa çıkacak ve Hac kapıları üç yıl kapanacak. Suud kralı ölecek yerine iki yıl sonra o da ölecek zayıf bir adam gelecek. (Hz.Ali Efendimizin rivayeti)Bu üç yıl içinde Mekke merkezli direnişin başına inşallah Hz.Mehdi geçecek ve tüm dünyaya hakim olana kadar zaferden zafere koşacaktır.
PEKİ BİZ MISIR’I DOĞRU OKUYOR MUYUZ?
-İhvan Tahrir’e çıktığında “Kardeşim sizi kim örgütlüyor “dedik mi? Aklımıza bile gelmedi, Yahudi planlarını Allah’ın CC lütfu sandık.
-Mursi’ye destek verdik ama iktidara gelirken değil OTPOR getirdikten sonra destek verdik.
-Suud Kralı ve Katar Emiri Mursi’ye destek vermezken “Niçin desteklemiyorsunuz?” demedik.
- Suud ve Katar ile birlikte Esad’ı devirmek istedik  ama onlara “Siz Mısır’da bahar istemediniz ki Suriye’de niçin istiyorsunuz?” demedik.
-Suud ve Katar yönetimlerinin ABD’ nin emir eri olduğunu hiç düşünmeden ABD ile tamamen paralel olan kaos planlarına (örneğin Suriye’de) alet olduk. Mısır’da bizi nasıl yalnız bıraktıklarına ise hayret ettik.
Bir parantez: Peki bu Suud ve Katar yönetimleri Büyük İsrail Projesini  görmüyorlar mı? Neden alet oluyorlar ve ABD’ nin her dediğine tam destek veriyorlar? Çünkü bunlar tam bir emir eri, tam bir köledir. Bu saltanatlarını ABD ve İngiltere’ye borçludurlar. Bakınız ABD, Katar Emiri babaya “Emirliği oğluna bırak” diyor, o da aynı gün bırakıyor. ”İsrail’e bırak” dese emin olunuz yine aynı gün bırakır. Bırakmazsa aynı gün öleceğini de bilir.
- Suud ve Katar yönetimlerinin  Mısır’da darbecilere  12 milyar dolar yardımı ABD’nin emri olmadan verdiğini sanıyorsak yanılıyoruz.(ABD’nin emri olmadan bir dolar veremezler)
(Mahir Kaynak hoca Türkiye’ye gelecek olan ÇİN sermayesinin ABD tarafından engelleneceğini  ve yerine Körfez sermayesini göndereceğini yıllar önce yazmıştı, tam da böyle oldu.)(Yani Mahir hoca Körfezin ABD’nin kölesi olduğunu yıllar önce ispat etmişti.)
ABD’nin Türkiye’de iç savaş çıkarmak istediğinin en yakın göstergesi Türkiye’nin bölgede yalnızlaştırılmasıdır. Normal şartlarda ABD’nin Türkiye’deki bir operasyonuna tüm İslam Ülkeleri tepki gösterir ve Türkiye’ye yardım ederlerdi. Ama şimdi  yalnızız ve alacağımız cevap “Rüzgar eken fırtına biçer”dir. Türkiye’yi bu bölgede yalnızlaştırıp bu duruma getiren  ABD’dir ve işte bu nedenle Türkiye’de iç savaş çıkarmak isteyen de ABD’dir.
Efendim Yiğit Bulut “Almanya, İngiltere (BND,MI6)”  dedi.
Dünyayı  yöneten şer örgütünün şeması aynen şöyledir:
En tepede ABD Yahudileri (Küresel Sermaye, Siyonizm, Neoconlar),onun altında ABD, İngiltere ve İsrail, onun altında tüm Avrupa ülkeleri ve en altta emir kulu Suud, Katar ve Ürdün yönetimleri bulunmaktadır. Ve dünyanın bütün ülkelerindeki mason teşkilatlarının bazı kurumsal ve bireysel işbirlikçilerini de bu resme eklemek gerek. (Örgütün tek amacı  vardır o da Büyük İsrail’dir.)
TÜRKİYE
Türkiye ile ilgili kısmı GEZİ PARKI’ ndan TÜRKİYE’NİN CİHAN HAKİMİYETİNE kadar olan tüm öngörüleri üç yazı dizisi ile yazacağız. Çok uzun çünkü.
Bu yazımızda ise kısa bir başlangıç yapacağız.
Çok moral bozucu cümleler geleceği için lütfen üzülmeyelim çünkü bu işin sonunda TÜRKİYE TÜM CİHANA HAKİM OLACAK İNŞAALLAH.
Şeyh Abdullah Dağıstani Hz.1960 lı yıllarda “Ahir zamanda Türkiye’nin başına muhafazakar Müslümanların geleceğini on yıl iktidarda kalacaklarını,2011‘de bir seçim yapacaklarını ve bu seçimin Türkiye’deki son seçim olacağını ve bundan sonra Marksist, Komünist bir darbe ile darbecilerin üç ay iktidarda kalacaklarını” bildirmiş.
ŞİMDİ SORULAR:
-         ABD düşmanlığı ile meşhur olan ulusalcılarımız, Erbakan’a karşı ABD’nin bizzat yaptırdığı 28 Şubat’ın baş aktörleri değil miydi? Madem ABD düşmanıydılar, ABD düşmanı olan Erbakan ile niçin anlaşmadılar?
-         AKP’nin ABD ile iyi ilişkiler kurması NATO üyesi olmamız nedeniyle anlamlı olabilir ama sayın Başbakanın ABD dönüşünden iki gün sonra ABD’nin Ahmet Türk’ü konuk edip,ABD’den döndükten bir hafta sonra da Diyarbakır’da Kürt Konferansı yapması nasıl yorumlanmalı?
-         Bu konferansta alınan kararlar Amasya Genelgesi ile benzerlik taşıyor mu?
-         ABD’nin Öcalan,BDP ve Kandil ile ne tür ilişkileri var ve bu temaslarda ABD Kürtlere ne vaad ediyor?
-         Türkiye,barış sürecini kendi hür iradesi ile başlatsa bile Öcalan’ın bunu kendi hür iradesiyle kabul ettiğinden emin miyiz?Yoksa ABD “tavşan kaç tazı tut” oyunu mu oynuyor?
-         ABD,Türkiye’de Kürtlerin temsilcisi olarak PKK ve uzantılarını mı muhatap alıyor yoksa başka muhatapları da var mıdır?
-         Türkiye açılım ve barış sürecinde PKK ve uzantılarını muhatap almadan önce Kürt halkının PKK’yı temsilci görme yüzdesi neydi? Bu muhataplıktan sonra bu yüzde ne oldu?
-         Ve bu süreçle dağdaki terör kadrolarının niceliğinde ne gibi değişiklikler oldu?
-         Türkiye Marksist ,Komünist  ve ateist PKK ve uzantıları yerine Kürt kanaat önderlerini (Menzil gibi)muhatap alsaydı yüzde 99’u Müslüman olan Kürtlerin tavrı ne olurdu?
-         “Kalekollar içtiğimiz çayı zıkkım ediyor” diyen bir kişi bu ülke vatandaşı olarak kalmak istiyorsa halkının güvenliğini sağlayacak kalekoldan niçin rahatsız olur?
-         “Kürdistan ile komşu olmak sizi niçin rahatsız ediyor” diyen kişi bu sözüyle orada bir Kürdistan tanımak yerine “Onlar bu vatanın soydaşları,dindaşları,bizim insanlarımız,zor durumdalar onlara sahip çıkalım,eninde sonunda bu coğrafya emperyalistlerden temizlenecek,huzur ve barış gelecek  ve İslam Birliği kurulacaktır” demeli değil miydi?
-         Ulusalcılar 6 Ağustos’da Silivri’yi yağmaya,yargılamayı durdurmaya hazırlanırken,o günlerde doğuda da büyük bir kalkışma olursa buna karşı tedbirimiz var mıdır?


-         Bu soru da Kürt kardeşlerimize:                                                                                                   
o       ABD,Türklere “Biz Kürdistan’a müsaade etmeyiz,etsek bile onu size federasyon ile bağlarız” dese bile.. Kürtlere de “ Oyunun kuralı bu,burada bir Kürt devleti kuracağız,bizi izleyin” dese bile..  sekiz milyon nüfuslu İsrail yirmi milyon nüfuslu Kürtleri yirmi milyon nufüsla İsrail’e dahil eder mi? “Kürt nüfusu iki milyonu geçmemeli  ki İsrail Kürtleri ülkesine dahil etsin, yanılıyor muyuz?İsrail’in Kürt nüfusunu iki milyona nasıl düşüreceğine dair planları hakkında bir araştırmanız var mı?Yirmi milyon nüfusunuzla  Müslüman Türk Milleti ile aynı devleti dünya lideri mi yapacaksınız yoksa iki milyon nüfusunuzla (ki o da kalan Marksistler olacak) İsrail’e mi dahil olmak istersiniz?(Bu sorunun cevabını vermeden duramayacağım: Cevabınız tabii ki Türkiye ve dünya lideri olacak ama…

-         O ZAMAN DA BU MARKSİST,DİNSİZ PKK VE UZANTILARINI TEMSİLCİ OLARAK TANIMAYACAK VE EMRİNE GİRMEYECEKSİNİZ VESSELAM.ÇÜNKÜ ÖCALAN ABD’NİN ADAMIDIR.TABİİ PKK VE UZANTILARI DA.SENİN TERCİHİN DOĞRU OLURSA DEVLETİMİZİN SÜRECİ DE DOĞRUDUR,AMA SENİN TERCİHİN YANLIŞ OLURSA BUNUN DA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYACAKTIR BİLESİNİZ.)
-          
Şimdilik bu sorular üzerinde biraz düşünelim.Devam edecek inşallah.