28 Ocak 2016 Perşembe

BEYİN MIKNATISI

DEMOKRASİLERDE BEYİNLERİ ESİR ALAN MIKTANIS HİLELERİ





Dünyada iki çeşit demokratik ülke vardır. 
Halkı eğitimli ve belli bir kültür seviyesine sahip olan ülkeler ile halkı henüz yeterli eğitim ve kültür seviyesine ulaşamamış ülkeler.

Aslında halkı eğitimli ülkeler için demokrasiden söz edilebilir ama halkı eğitimsiz ülkelerdeki demokrasiye "demokrasi oyunu" demek daha doğru olur. Çünkü bu ülkelerde gerçekten bir demokrasi oyunu yani hileli bir yönetim ile halk kandırılmaktadır.

Oyunun adı "Beyin Mıknatısı" oyunudur.

Gerçekte liderlikle uzaktan yakından alakası olmayan sıradan biri halka büyük bir lider olarak tanıtılabilir. Ve yıllarca iktidarda kalması ve sahiplerine hizmet etmesi sağlanabilir.

Mıknatıs oyununda her şey zıtlık teorisine göre planlanır.

Bir insan hakkında; halkın inanacağı kişi o kişinin bazen dostu bazen de düşmanıdır.O nedenle dost da düşman da ele geçirilmeli ve hem dostça hem de düşmanca destek sağlanarak lider desteklenmelidir.

Teorinin ana unsurları her şeyde ikilik, her konuda zıtlık ve düşmanlıklar üzerine kuruludur.

 Mümkün ise halk ikiye bölünmeye çalışılır. Çatışmasız bir bölünme yani fikir düşmanlığı geliştirilir. İki fikre mensup olanlar gördükleri yerde birbirlerini öldürmezler ama birbirlerine karşı içlerinden iyi şeyler de düşünmezler. Tabi halkı bu şekilde ikiye ayırmak kolay iş değildir.

Bunun için lider olarak tanıtılan kişinin halkın bir kısmını hedef alan ve diğer kısmının da bir takım değerlerine sahip çıkan açıklamalar yapması lazımdır.Ve işe bununla başlanır.

Sonra medya planları devreye sokulur. Muhalif medya varsa tüm yöntemler kullanılarak muhalif medya ele  geçirilir. Ama ele geçirildiği belli edilmez. Halktan gizlenir. Halk o medya grubunu muhalif sanmaya devam eder. 

Ele geçirilemeyen ve gerçekten muhalif olmaya devam eden medya ise halkın gözünden düşürülmek ve önemsizleştirilmek için hedef tahtasına konur.

Şimdi iki çeşit medya oluşmuştur. Birisi açıktan destek veren yandaş medya, diğeri ise açıktan düşmanmış gibi görünüp ve gerçekte dolaylı destek veren işbirlikçi medya.

Yandaş medya bir yayın yapar ve liderin eşsiz özelliklerinden bahseder. İşbirlikçi medya ise açıktan lideri karalarken, icraatlarını överek dolaylı destek vermiş olur. Veya liderin rakiplerini eleştirerek destek çıkar. Bunun yani dolaylı desteğin binlerce çeşidi olabilir. Mesela lideri eleştiren alt yazılı bir haberine çok güzel çıkmış bir fotoğrafının eklenmesi dolaylı destektir. Bu tip haberlerde genellikle lider kasıtlı olarak haksız yere eleştirilir. Lider haklı çıkınca dolaylı destek verilmiş olur. Liderin haksız çıkacağı konu zaten hiç işlenmez.

Zıt medyanın tamamlayıcısı anket şirketleridir. Tıpkı medyadaki kutuplaşma gibi anket şirketlerinde de kutuplaşma oluşturulur. Ama aslında tüm anket şirketleri aynı torbada nemalanmaktadırlar.Ve aynı torbada yatıp kalkmaktadırlar.Halk onları ayrı kutuplar görür ve birinin yalanına diğerinin yalanından inanır. 

Sürekli belli konularda anketler açıklanır. Aslında anket yapıldığı falan da yalandır. Önceden planlanan sonuçlardır açıklananlar. Önce yandaş olan çıtayı yüksek tutar.

"Lidere verilen destek yüzde seksenlerde" diye sonuç açıklar. Tabi halk buna inanmaz. Zaten inanması da beklenmemektedir. Sonra düşman görünümlü işbirlikçi anket firması devreye girer ve "Lidere destek yüzde altmışlarda" der. O da yalandır. Ama halk yandaş yerine düşman görünen işbirlikçiye kolayca inanır.Oyun da budur. Aslında yüzde otuz olan destek halk tarafından yüzde altmış olarak düşmanın dilinden öğrenilmiştir. Hepsi yalandır ama halkı kandırdığı ve istediği gibi yönlendirdiği hatta sandıklardan istedikleri sonuçları dahi alabildikleri tamamen doğrudur.

Medya ve anket firmaları; halkı kandırmak, yönlendirmek için küresel güçler tarafından kullanılan ve az gelişmiş ülkelerin demokrasilerini hileli demokrasi oyununa dönüştüren ana unsurlardır.

Ekonomik olarak ne medya şirketlerinin ne de anket firmalarının; ticari faaliyetlerinden elde ettikleri ve kamuoyuna açıkladıkları göze görünür bir karları yoktur. Ekonomik faaliyetleri kar elde etmek amacından ziyade sosyal faaliyet gösteren yardım kuruluşları gibidir.    

Dünyadaki bütün az gelişmiş ülkelerde bu demokrasi oyunu oynanmaktadır. Halkların bu oyunlara kanmamak için alacakları yegane tedbir, eğitimli olmak ve eğitimli nesiller yetiştirmektir. Başka da bir çaresi yoktur. Tabi demokrasi içinde kalınacaksa. Siyasette sahte düşmanlıklara sahte dostluklara kanmamak lazımdır. Düşman bilinenler gizli dost,dost görünenler gizli düşman olabilirler.

Aydınların sürükleyici olduğu toplumlarda bireyler söylenenlere inanan değil; yapılanlara bakan ve doğru veya yanlış olduğunu, yapılması gerekli veya gereksiz olduğunu bilebilecek kadar bilgi ve kültür seviyesine sahip insanlardan oluşur. 

Yapılması gerekenleri bilenlerin oluşturduğu toplum yapılanların doğruluğunu ya da yanlışlığını da kolayca anlayabilir.

Türkiye'deki durum ise yukarıda yazdıklarımızdan biraz daha farklıdır. Türkiye'de her şey kontrol altındadır ve kontrolsüz bir beyin mıknatısı oyunu oynanmasına asla izin verilmemektedir.

Hak ettiğimiz güce kavuştuğumuzda en güzel yönetimin nasıl olması gerektiğini de Türkiye tüm dünyaya gösterecektir İnşallah. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.