29 Ekim 2015 Perşembe

KURAN-I KERİM'DE KISAS

KURAN-I KERİM'DE KISAS 2/ 178,179,194; 5/ 33,38,45, 16/ 126; 22/ 60; 42/ 40 NUMARALI AYETLERDE GEÇMEKTEDİR.







2- BAKARA SURESİ

178 - Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uyması, ona diyeti güzellikle ödemesi gerekir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Her kim bunun arkasından yine saldırırsa, artık ona acı veren bir azab vardır.

179 - Ey temiz akıl sahipleri! Kısasta sizin için bir hayat vardır. Ümit edilir ki, korunursunuz.

194 - Hürmetli ay hürmetli aya ve bütün hürmetler birbirine karşılıktır. O halde kim size saldırdıysa, siz de ona yaptığı saldırının aynıyle saldırın da ileri gitmeye Allah'tan korkun ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

5- MAİDE SURESİ

33 - Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.

34 - Ancak kendilerini yakalamanızdan önce tevbe edenler başka. Bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

38 - Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir.

39 - Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.

40 - Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait olduğunu, dilediğine azap edip dilediğini de bağışladığını bilmedin mi? Allah her şeye kâdirdir.

45 - Biz Tevrat'ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas (ödeşme) yazdık. Bununla beraber kim kısas hakkını bağışlarsa, bu kendi günahlarına keffaret olur. Ve kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.


16- NAHL SURESİ

126 - Eğer (bir suçtan dolayı) ceza verecek olursanız size yapılan azab ve cezanın misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.

127 - (Ey Peygamber!) Sabret! Sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı üzülme! Kurdukları tuzaklardan telaş edip sıkıntıya düşme!

128 - Şüphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir.


22- HACC SURESİ

60 - Bu böyledir, kim kendisine yapılan cezaya aynı ile karşılık verir de, sonra yine kendisine zulüm yapılırsa, muhakkak ki, Allah ona yardım eder. Allah şüphesiz çok af edicidir, çok bağışlayıcıdır.


42- ŞURA SURESİ

40 - Bir kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder, bağışlarsa onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez.

41 - Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimseye gelince, işte onların aleyhinde ceza vermek için herhangi bir yol yoktur.

42 - Yol ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler aleyhinedir. İşte onlar için acı bir azap vardır.

43 - Her kim de sabreder ve kusuru bağışlarsa, işte bu elbette azmedilecek işlerdendir.


AÇIKLAMALAR

Başlamadan:

Sitemizde 671 tane yazı yayınlandı. Yazıların tamamına yakını bize ait. Bir kaç alıntı yazı bulunmakta.

Yazdığımız her yazıda yüz tane cümle varsa yüz tane de iddia var. Kuran'a ve hadislere aykırı yazı yazmamaya çalışıyoruz. Şimdi her takipçimiz her cümlemiz için Kuran'dan delil göster derse bu hem cahillik olur hem de tembellik. Çünkü:

Bir yazımızda kısas kelimesi geçmiş ve kaynak istenmiş. İşte Kuran'daki KISAS hükümlerini içeren ayetler. Bir de bu ayetlerin tefsirlerini eklediğimizi düşünürsek, isteğin ne kadar tuhaf olduğunu anlayabiliriz. Bu cahilliktir. Yani Kuran bilmeyen, cümleyi anlayamıyor ve hemen acaba gerçekten Kuran'da var mı diye belli ediyor. 

İkincisi tembelliktir çünkü Kuran'ı okumuyor, okumak istemiyor, o kadar zaman harcamak niyetinde değil ve kısaca bir ayetlik kaynak istiyor. Yüz tane ayet yazsak okumayacak bile.Tembellik ediyor.

Kardeşler Kuran'ı okuyunuz yüz defa bin defa okuyunuz, yazdıklarımızın Kuran'a aykırı olmadığını hem görür hem de noksanlarımızı tamamlarsınız inşallah.

GELELİM KISAS KONUSUNA

Yukarıdaki ayetler kısas konusunu açıklıyor. Genel olarak kısas ise "kötülüğe karşı misliyle kötülük, cezaya karşı misliyle karşılık" anlamına geliyor. Yani kısasın genel tanımı Nahl 126, Hacc 60 ve Şura 40 ayetlerinde veriliyor. 

Bakara 178, 179, 194 de ise ölüme neden olan suçlarla ilgili kısas hükmü açıklanıyor. Maide 33 ve 34 Hz.Peygamber SAS Efendimize karşı savaşanlara verilecek cezaları; 38, 39 hırsızlık suçuna verilecek cezayı, 45 ise kısas hükümlerinin Tevrat ile Yahudilere de indirildiğini anlatıyor. Ve Yahudilerin uymayıp zalim olduklarını da belirtiyor.

NAHL 126

Bir kişi haksız yere bir cezaya veya azaba muhatap olmuşsa misliyle karşılık verebilir. Daha büyük veya daha ağır bir ceza veremez. Ama sabretmesi ve affetmesi kendi ahireti için daha güzel olacak ve günahlarından bir kısmına keffaret olabilecektir. Ahiret için sabretmek ve affetmek tavsiye ediliyor. Günahsız kul mu olur? Her haksızlık günahları temizliyor velev ki dünyada karşılığı istenmesin.

HACC 60

Bu ayete göre zulme uğrayan kişinin kısas hükmüne uygun olarak bir karşılık vermesi halinde tekrar zulme uğrarsa Allah CC yardım vaad ediyor. Yani kısas uygularken haddi aşmamak üstüne basılarak emrediliyor. Had aşılırsa tekrar zulüm gelirse "Sen bunu hak ettin çünkü haddi aştın" anlamı çıkıyor.

Bir örnek verirsek: Mahallede iki arkadaş bir başka arkadaşlarını haksız yere ikişer yumruk ile darp ediyor. O bir kişi de dört arkadaş topluyor ve o iki kişiye on yumruk ile kısas yapıyor. Sonra o iki kişi yirmi kişi topluyor ve o on kişiye tam bir ton dayak atıyorlar. İşte bu işler kısasa uygun değildir ve Allah'ın yardımı da umulmaz.

Bir parantez:

Modern hukuk konusuna geleceğiz ama bu örnek açısından bu çocukların hepsi de tam sekizer yıl hapis cezası alırlar. Örgütlü darptır bu. 


ŞURA 40 ve devamı da yukarıdaki gibi açıklanabilir.

Gelelim BAKARA 178, 179, 194'e : 

Kasten ve haksız yere adam öldüren bir kişinin cezası öldürülenin yakınları tarafından misliyle verilir.Daha doğrusu verilebilir. Onlar bir bedel karşılığında (kan parası) suçluyu affedebilirler de. Örfe uygun olan bedel, kan parası içindir.

Maktulün yakınları kan parasını kabul ettiler ve suçluyu affettiler ama suçlu yine aynı suça teşebbüs etti. O zaman maruz kalacağı acının infaz olduğunu ayet açıklıyor.(Acı veren azap)

Maktulün yakınları kan parası karşılığı suçluyu affederlerse bu onlar için günahlarından bir kısmının keffaretine sebep olur. Ancak kan parası geliyor diye maktulün ölümüne sevinen yakınlar müstesna.

Maktulün yakınları zengin ya da paraya tenezzül etmiyorlar ve intikam istiyorlar. Yani kısasa kısas. O zaman kısasın uygulanmasına engel olanlar zalim olarak tanımlanıyor. Yani kısasın yapılması farzdır. 

Peki kim engel olacak?
Ya da infazı kim uygulayacak? 
Tabi ki devlet. İnfazcı devlettir. Bu bakımdan Öcalan'ın 60 bin defa infaz edilmesi gerekirdi. Bizi kısas konusunda eleştirenler nedense Öcalan'ın infazı konusunda sessiz kalmayı tercih ediyorlar.

Devam...
Peki maktulün yakınları kan parası karşılığı suçluyu affettiler. Suçlu artık hiç bir ceza almayacak mı?

İşte bu sorunun cevabını sadece kısas hükümlerini anlatan bu ayetlerden cevaplamak mümkün değildir. Kuran'ın tamamını esas almak lazımdır. 

Kuran'ın tamamına bakılırsa toplumun huzur ve refahı için dünyalık kuralların koyulduğu ve toplumun ahiretinin hayırı için de korku ve ümit arasında helallere ve haramlara, emirlere ve yasaklara uyulması gerektiği; bu manada da modern hukuk kurallarına yani aklın ve bilimin öncülüğünde ceza kurallarının Kuran'a aykırı olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği çok açık anlaşılır.

Toplumun huzur ve refahı için maktülün yakınları tarafından kan bedeli karşılığı affedilmiş bile olsa bir katilin toplum içinde dolaşmasına izin verilemez. Ve bu Kuran'a uygundur. 

Hz.Adem AS devrinde yaşayan bir katil için beşyüz yıl hapis cezası normal iken günümüzde insan ömrü ile orantılı bu ceza müebbet veya 12 yıl da olabilir. Bunu modern bilim ve akıl belirler.

Kuran-ı Kerim Hikmet ve Hidayettir. Kuran'daki hukuk ile ilgili kuralları cami imamları bilemez. Ancak iyi yetişmiş hukukçular bilebilir. Ve onlar yorum yapmalıdırlar. 
  


KOL KESME VE SUUD

Maide Suresi 38 ve 39 hırsızlık suçunu ve cezasını açıklamaktadır. Bunu ayrıca yazmamızın sebebi biraz da Suud'a dokunmaktır.

Mekke sokaklarında kolları kesilmiş pek çok çocuk, genç ve yaşlı bulunmaktadır. Hırsızlık yapanın derhal kolunu kesiyorlar ve Şeriat uyguladıklarını Arap halkına bu şekilde ispatlıyorlar.

Bir defa reşit olmayan çocuğun ceza ehliyeti yoktur. Ve ceza verilemez. Kuran'a göre de bu böyledir. Modern hukuka göre de böyledir. Modern hukuk çocuk cezalarını ayrıca düzenlemiştir ve Kuran'a daha da yaklaşmıştır. Kuran'da da eğitim önceliktir.Modern hukukta verilen ceza da eğitim amaçlı ıslah evleridir.Dünyanın her modern yerinde aynıdır.

38. ayetteki hüküm ise yetişkinler için olup 39.ayette de tövbe etmesi halinde kesilemeyeceğini ancak hırsızlığı tekrar yapması, meslek haline getirmesi durumunda kol kesmenin farz olduğu açıklanıyor. 

Ayrıca hırsızlıkta çalınanın kamu malı mı olduğu yoksa özel mal mı olduğu da önem arz ediyor. Özel mal olması durumunda hak sahibinin diyet kabulü ile kol kesme yine engellenmiş oluyor.Yani çaldığını veya mislini geri verirse kolunu kurtarıyor. Ama yine toplumun huzur ve refahı için bir ceza alması gerekiyor ve bunu da bilim ve aklın ışığında modern hukuk düzenliyor. Kuran'a uygundur.

Peki Suud ne yapıyor?
Şov yapıyor. Şeriat devletiyiz diye Arapları kandırıyor. Şeriat devleti hiç ABD uşağı olur mu? Onlar önce ABD'ye uşaklık etmesinler sonra çoluk çocuk ile uğraşsınlar. Burayı uzun yazacaktık ama yazı çok uzadı. Zaman da kalmadı.

NOT:

Kısas kelimesini yazmamızdaki amaç Kuran'daki tüm kısas hükümlerini açıklamak ya da haşa çarpıtmak için değil bugünkü modern hukuk ile bağ kurarak akıl ve bilim ışığında hukukun Kuran'a uygun hükümlerini ortaya çıkarmak ve geliştirilmesine hizmet etmekti. Bugün ABD de uygulanan ceza hukuku Kuran'a pek çok İslam ülkesinin ceza hukukundan daha uygundur. ABD ceza hukukunu Kuran'dan mı aldı? Hayır. Öyle olsaydı faiz, içki, kumar da yasak olurdu. Onlar akıl ve bilimin öncülüğünde ceza hukukunu Kuran'a yaklaştırdılar. Biz ise akıl ve bilimden uzaklaşarak Kuran'dan uzaklaşacağımızın farkında bile değiliz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.