26 Haziran 2015 Cuma

AHMET TAKAN'IN TÜRKİYE GÜNDEMİ YAZISI ÇOK ÖNEMLİ

TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNİ AHMET TAKAN YAZIYOR




İŞTE O YAZI

“Cerablus’a girin” direktifini reddeden TSK’dan Başbakan’a öneri;
“Türkmenlere sağlam destek verelim”...

Koalisyon peşrevleri ile dalgalanan ülke gündemi, dün, YENİÇAĞ’ın  “Ankara’yı sarsan emir; Cerablus’a girin”  manşeti ile gerçek noktasına kilitlendi.

“Suriye krizi”  başlığıyla  önceki gün “Başbakan”  Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan güvenlik zirvesinden de yeni bilgilere ulaştık.

Masadaki, “Cerablus” sıcak başlığından devam edelim;

Güvenlik zirvesinde Ayn-el Arap’ta patlatılan bombalar, IŞİD’in yeni saldırıları ve terör bölgesinde hareketlenmeler masaya yatırıldı. Öncelikle şu hususu, yiğidin hakkını yiğide teslim etmek adına belirtmeliyim; Türk Silahlı  Kuvvetleri, siyasetçilerin basit oy çıkarları uğruna ülkeyi maceralara sürüklememek, stratejik(!) bataklıktan çıkarıp yeni bir stratejik bataklığa sokmamak için yalnızca askeri değil, büyük de bir diplomatik çaba yürütüyor. Buradan TSK’nın yurt dışına büyükelçiler gönderiyor manası çıkmasın. TSK’nın masaya koyduğu belge ve bilgiler yaptığı kapsamlı analizler Hariciyenin de elini çok rahatlatıyor.

“Başbakan”  Ahmet Davutoğlu’nun “Cerablus’a girin” yazılı direktifine direnen TSK, önceki günkü toplantıda  “Cerablus’a girildiğinde yansımalar ne olur”  başlığı altında geniş bir rapor sundu. Böyle bir harekatta düşman unsurların çokluğuna dikkat çekilerek,  “Doğu’da Fırat karşında kalan Ayn-el Arap ve diğer Kürt kantonları ile çevrilen bölgede nasıl komşu olunurun” Türkiye için sakınca ve tehlikeleri etraflıca anlatıldı. Türkiye içindeki (tetiklenecek) ayaklanma tehlikelerine ise ayrıca dikkat çekildi.

Ahmet Davutoğlu’nun önüne, Rusya’nın, Tartus limanına haftada iki kez ağır nakliye gemisi göndererek Esad güçlerine yakıt, yiyecek ve her türlü silah desteği sağladığı bilgisi konuldu. Benzer yardımların İran tarafından da yürütüldüğü tekrar hatırlatıldı.  “Tüm diplomatik temaslar tamamlanmadan ABD bir taraftan, Rusya ile İran’ı nasıl karşımıza alacağız”  diye soruldu. Esad’ın bölgedeki güçler ve terör örgütleriyle sürekli dans ettiğinin de altı çizildi.

Bu arada güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre, oluşturulan devlet kararı çerçevesinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, diplomasi turuna Rusya Bakan Yardımcısı ile görüşerek başladı. Sinirlioğlu’nun İran ile de diplomatik trafik yürüttüğü verilen bilgiler arasında. Devlet kararı ile yürütülen diplomasinin teması da  “Esad, IŞİD ile de PKK-PYD güçleri de mücadele etsin. Biz gerekli her türlü desteği vermeye hazırız”.

Mekik diplomasisini desteklemek, boşta-lafta bırakmamak için de Ankara önemli bir adım attı. YENİÇAĞ’a bilgi veren kaynaklar Suriye’ye karşı yürürlükte olan ve sert uygulanan angajman kurallarının kısmi olarak yumuşatıldığı ve bunun Şam’a iletildiğini kaydederek, “örneğin, Suriye uçakları daha önce sınırımıza 5 kilometreye kadar yaklaşmıyorlardı ama hâlâ çekinik davranıyorlar”  dedi.

TSK,  “Başbakan”  Ahmet Davutoğu’na “İdlip’ten göçe karşı sağlam durmamız” görüşünü tekrarlarken kısa ve uzun vadede önerilerinin de özeti şöyle;

“Sınırlarımızı sağlam tutalım. Türkmenlere sağlam destek verelim. Suriye ile ilişkilerimizi düzeltelim.”

Benim Ankara’dan aldığım bir başka hava ise Recep Erdoğan’a da verilen net mesaj. Kendime özgün cümlelerle izah edeyim;
 “Devlet adamlığı ve devletler arası münasebetler, ‘şu ülkenin ailesine gittim. Bu ülkenin çocuğunun düğününe gittim, onlar benimkine gelmediler’ şeklinde yürütülmez. Esad ile ailevi sorunlarını bir tarafa bırak artık.”

Bu sütunda dün sizlere Davutoğlu’nun  “Cerablus’a girin”  talimatına TSK’nın direndiğini ve reddettiğini yazmıştık. Ankara’daki kaynaklardan ulaştığım sağlam bilgiye göre bu ilk değilmiş... IŞİD’in Musul’a yaklaşıp çapulcu başı Barzani’nin peşmergelerini dövdüğü süreçte de benzer bir olay yaşanmış. Kaynaklar şöyle anlattı;

“Barzani, IŞİD’e karşı sıkışınca Erdoğan’a haber gönderip yardım istedi. Talebi de şuydu; ‘Size sınırı açalım, bölgedeki tank taburunuzu hemen gönderin. Ondan sonra da arkamızdaki bölgeye Türk askeri yerleşsin. TSK, AKP iktidarının Barzani’nin isteği doğrultusunda gelen talebi anında reddetti. O zaman da büyük bir kriz yaşandı. Hükümet yine yazılı direktif verdi. Genelkurmay Başkanı ‘Barzani kim ki bize sınır açacak? Barzani’nin arkasını kollamak, kurtarmak için TSK’yı o bataklığa sokmam. TSK’yı maceraya sürüklemem’ diyerek direktifi reddetti. Hatta bir ara istifa krizi yaşandı fakat sorun daha sonra çözüldü...”

Dün itibarıyla gelinen son noktada Ankara kırmızı alarmda...
Talabyat yakınlarında bulunan Türkmen köyleri her gece, YPG tarafından basılarak boşaltılıyor. AKP iktidarının sahipsiz bıraktığı Türkmenler perişan durumdalar... Davutoğlu’nun önüne, YPG’nin gerçekleştirdiği cinayetler sırasında bir köy meydanında vücudunda 50 mermi ile şehit edilen Türkmen’in fotoğrafı konuldu.

Bakalım ne olacak?..
Madalyonun farklı bir tarafından, yarın, AKP’nin yeni Kürt tezgâhları ile ilgili önemli değerlendirme ve bilgileri aktaracağım.


NOT: BU YAZI TÜRKİYE'NİN DAHA DOĞRUSU AKP'NİN YANLIŞ OLAN SURİYE POLİTİKASINDAN DÖNÜŞÜNE İŞARET EDİYOR. AHMET TAKAN ŞU ANDA OKUNMASI GEREKEN YAZARLAR İÇİNDE EN BAŞTA BULUNUYOR. HERKESE TAVSİYE EDİYORUZ. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.