27 Aralık 2013 Cuma

ADIM ADIM KAOS

ADIM ADIM KAOS



30 Mart’a kadar Ak Parti’yi yıpratma operasyonları artarak devam edecek. Yeni yeni dosyalar, kurumlar arası zıtlaşmalar, artan sokak eylemleri adım adım kaos getirecek. Ak Parti artan istifalar nedeniyle belki de seçime kadar meclis çoğunluğunu kaybedecek ve gensoru ile düşürülecek. Bu mümkün olmasa bile zaten sandıktan kaos çıkacak. Ankara, İstanbul ve İzmir’i CHP alırken, güneydoğu illerini PKK kazanacak. Baydemir’in Şanlıurfa adayı olması ise tam bir siyasi mühendislik projesidir. Buna hiçbir PKK’lının kafası basmaz. Ülkenin doğusunda istikrar artırılırken, batısında yok edilecek ve kaos oluşturulacak. Ve Türkiye bölünmeye çalışılacak. 2014’ün sonuna kadar bunlar amaçlanıyor. Peki kim planlıyor bunları? ABD Yahudileri. Siyonizm, İsrail ve tüm Batı.

İşte deliller:

ABD büyükelçisi Sarıgül’ü İstanbul adayı yaptırmak için elinden geleni yaptı.Ankara’ya Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi de yine aynı odağın başarısı. Ankara’da CHP ve MHP li seçmen tabanında beyinler esir alınıyor. Seçmen büyükşehirde CHP’ye, ilçelerde de MHP’ye oy verecek. Böylece Mansur Yavaş Büyükşehiri alırken ilçeleri MHP alacak. 

Sarıgül’ün adaylığı açıklanmadan İstanbul adaylığı için Abdüllatif Şener ile CHP’nin yaptığı görüşme ise şu amaca işaret ediyor. Şener İstanbul adaylığını kabul etseydi (Etmedi-etmez de) CHP’nin İstanbul adayı Şener olacaktı. Sarıgül ise CHP’nin doğrudan başına geçirilip, Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı yapılacaktı. Şener kabul etmeyince aday Sarıgül oldu.(Bir CHP genel başkanının “Sarıgül için genel başkanlıktan ayrılırım” demesi mümkün müdür? Ama Kılıçdaroğlu demiştir.)

Yani 2000 li yıllarda Ak Parti’nin sadık dostu olan ABD, bu yerel seçimlerde CHP’ ye oynuyor. Çünkü ABD’nin Ak Parti’den her hangi bir talebi kalmamıştır. İşi bitmiştir. İstediğini de almıştır. ABD, Ak Parti’yi şunun için desteklemişti:

Kürtler PKK’nın arkasında yek vücut olmalı ve Türkiye ikiye bölünmeliydi. Ama bu Kürtler de PKK’yı temsilci olarak görmüyorlardı.

“Dinsiz, ateist, Marksist, komünist bir örgüt, üstelik de bir aşiret kadar gücü var niçin temsilcimiz olsun? Biz Müslümanız Elhamdülillah, devletimizin yanlışları olabilir ama yarın düzelir” diyorlardı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de PKK’yı  muhatap almıyor ve temsilci olarak kabul etmiyordu. Devlet PKK’yı muhatap ve temsilci olarak kabul etmediği müddetçe Kürt halkı da PKK’yı temsilci olarak kabul etmeyecek ve hiçbir zaman Kürt halkı PKK’nın yanında yer almayacaktı.

İşte açılım bu imkansız olanı mümkün kıldı ve bugün PKK Kürt halkının temsilcisi olarak devletimiz tarafından da kabul edilmiş oldu. Kürdistan kelimesi resmi evraklara girdi. Ama Kürtlerin tamamı hala PKK’nın arkasında değil.

Şanlıurfa fitnesi isimli yazımızda bahsettiğimiz konu bugün ikinci aşamaya geçmiştir. PKK nın adayı Baydemir’dir. Baydemir Diyarbakır’a aday olduğunda Diyarbakır halkı iki gruptu. Müslümanlığı esas alan ve Milli Görüşe oy veren Kürtler ile PKK yanlısı olan ayrılıkçı Kürtler. Baydemir kıl payı başkan olduktan sonra Diyarbakır’ın tamamı PKK’yı Kürtlerin temsilcisi olarak görür olmuştur. Aynı Baydemir aynı başarı için bugün Şanlıurfa’ya aday yapıldı. Proje ABD projesidir. Ak Parti’nin Urfa adayının da iddiasız biri olması sayın Başbakanın hala çok fena yanıltıldığı anlamına geliyor. Birileri sayın Başbakana “Fakıbaba öcü” diyor ya işte onlar Şanlıurfa’yı PKK’ya peşkeş çekiyorlar. Çok yazık. Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Adıyaman PKK’ya itaat ettikleri gün Kürdistan ilan edilecek, bizden söylemesi.  

Alternatif görüş ise şuydu: Türkler ve Kürtler birlik olacak ve Büyük Türkiye kurulacak. Açılımın amacı da budur. Güzel gibi. Ama bu kesinlikle bir aldatmacadır ve doğru değildir. İşte delili:

On yıl boyunca Ak parti ABD’nin dostu muydu? Evet dostuydu.
Barzani, BDP, PKK da ABD’nin dostu muydu? Evet dostuydu.

Ak Parti şimdi dostu değil ama bunlar hala dost. ABD Türklerle Kürtlerin birlik olup Büyük Türkiye’yi kurmasını ister mi? İster diyen cahildir. Asla istemez. İsteseydi bölücü PKK nın yok edilmesini sağlar ve bölücü olmayan unsurları Kürtlerin temsilcisi yapmamızı isterdi. Bölücü PKK’nın Kürtlerin temsilcisi olmasını istedi. Neden? Bölmek istiyor da ondan.

ABD’yi devre dışı bırakır Barzani, BDP ve PKK ile anlaşır ve bu birliği sağlarız diye düşünüyorsak yine yanılıyoruz çünkü onlar ABD’den doğrudan emir almaktadırlar.

-Barzani’ye 500 tane tankı acaba kim verdi?  
-O Barzani Türkiye’ye sattığı petrol gelirleri ile Güneydoğudaki PKK yanlısı belediyelere fonlama yapar ve belediyeler aracılığı ile Kürtleri maaşa bağlarsa ne olur?

Ak Parti’nin iktidardaki en önemli hataları Suriye politikası ve açılımdır. Ama iktidara gelirken “Milli Görüş gömleğini çıkarması” daha büyük bir hatadır. ABD istediği zaman, istediği şekilde indiremeyeceği bir partiyi asla desteklemez. Yani seçime kadar ABD daha kim bilir hangi argümanları devreye sokacak belli değil ama  AKP’yi  bitireceği kesindir. Böyle bir gücü olmasaydı 2001 de hiç desteklemezdi. Bu kural Cemaat için de geçerlidir. “Dünyanın her yerinde ABD’nin desteğiyle okullar açarım” derseniz bir gün o ABD sizi size karşı kullanır da haberiniz bile olmaz. Sizi size karşı kullanacağından emin olmasa zaten sizi desteklemez.

Ak Parti- Cemaat kavgası uzun bir konudur ama bir cümle ile “iki yumurtanın çarpışması” olarak değerlendirilebilir. Yumurtaları çarpıştıran da ABD’dir. Ama öyle dikkatli çarpıştırıyor ki ikisi de kırılacak. Ergenekon-Ak Parti çarpışmasının tıpa tıp aynısıdır.

Peki Ak Parti bu kumpastan kurtulabilir mi?


Alimlerin ifşaatlarına göre kurtulamayacak. Çünkü Hz.Mehdi’nin zuhuru çok yakındır ve zuhura kadar İslam Dünyasında hiçbir çare kalmayacak. Tüm çareler tükendiğinde de Hz.Mehdi AS zuhur edecek İnşaallah.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.