13 Aralık 2015 Pazar

RUSYA NÜKLEER SAVAŞA HAZIRLANIYOR

RUSYA NÜKLEER SAVAŞA HAZIRLANIRKEN İRAN DA SURİYE'DEN ÇEKİLİYOR.





KISACA YAZALIM:

RUSYA'NIN NÜKLEER SAVAŞA HAZIRLANDIĞI DOĞRU. 
ÇÜNKÜ RUSLAR UÇAK OLAYININ ARKASINDA DAHİ ABD VE NATO'YU GÖRÜYOR. 


İRAN'IN SURİYE'DEN ÇEKİLMESİNİN SEBEBİ NEDİR ONU DA İLK BİZ AÇIKLAYALIM İNŞALLAH.

ÇÜNKÜ İRAN Şİİ MOLLALAR TARAFINDAN YÖNETİLEN BİR DEVLETTİR.

VE Şİİ MOLLALAR DA SURİYE'NİN İŞGAL VAKTİNİN GELDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORLAR.

İRAN'IN SURİYE'DEN ÇEKİLMESİ TAKTİK GEREĞİDİR VE AĞIR KAYIP VERMEME VE ABD VE SÜFYAN'IN ORDUSUNU KUFE'DE KARŞILAMA HAZIRLIĞIDIR.

PKK'NIN YOL HARİTASI

PKK'YI KULLANARAK TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK İSTEYENLERİN YOL HARİTASIDIR. ACABA ŞİMDİ BU YOL HARİTASININ NERESİNDEYİZ?



İŞTE PKK'YI KULLANANLARIN YOL HARİTASI

A- PKK örgütünün kurulması ve güçlendirilmesi

B- Siyasallaştırılması

C- Kürt halkının PKK'lı yapılıp, silahlandırılıp devlete karşı topyekun bir silahlı ayaklanmaya teşvik edilmesi

D- Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin masaya oturtularak yapılacak bir uluslararası antlaşma ile bölünmesi



BU BAĞLAMDA YAPILANLAR VE YAPILACAKLAR

1- Asala lağvedilecek ve PKK'nın yönetim kadroları kurulacak. Çünkü Asala ancak münferit terör eylemleri yapabilir ama Türkiye'ye hiç bir zarar veremez. Halk desteği olmadan olmaz.

2- Asala yerine halk tabanında karşılık bulacak yeni bir örgüt kurmak lazım ve tabanını da Kürtler oluşturmalı. Eğer Kürtler PKK'lı yapılabilirse işte o zaman Türkiye zarar görebilir.Hatta bölünebilir.

3- PKK'yı güçlendirmek için köylerden başlanması, baskı kurulması, gençlerin kaçırılıp dağa çıkarılması,terörist yapılıp, öldürtülüp kin ve nefret uyarılması ve örgütün terörist sayısının bu şekilde artırılması.Paralel bir PKK devleti kurulması ve mümkün olan her yerde örgütlenilmesi.

4- Örgütün hem içeride hem de dışarıda yoğun propaganda ile tanıtılması ve Türkiye'nin düşmanlarından her türlü maddi ve manevi yardımların sağlanması.

5- PKK deşifre olur da Kürtler gereken desteği, gereken zamanda vermezse yani Kürtler "devlete karşı PKK bizi temsil edemez" der de itibar etmezse  o zaman devlet tarafından PKK'nın muhatap alınarak Kürtlerin devlet eliyle PKK'yı temsilci olarak kabul etmeye zorlanması.

6- Kürtlerin PKK'yı temsilci olarak görüp PKK'nın güdümüne girmeye başlamasıyla örgütün TBMM'de temsilinin sağlanması ve köylerdeki baskı ve tedhişin ilçelere yayılması. En son da illere.Ve bu tedhiş eylemlerinin de bu vekiller aracılığı ile hem teşvik edilmesi hem de korunak sağlanması. 

Bu altı maddeyi sayfalarca açmak ve uzatmak mümkün ama işin kısaca özeti bu.

ŞİMDİ NEREDEYİZ?

Köylerdeki PKK, ilçelerde kurtarılmış ilçeler ilan etmeye çalışıyor. HDP vekilleri halkı isyana teşvik ediyor, operasyon yapıldığında PKK'lıları korumak için derhal siper olmaya koşuyorlar.Müslüman Kürt halkı ilçelerden ayrılmak zorunda kalıyor. Nusaybin ve Cizre'de ayaklanma var imajı oluşturulmak isteniyor.Gerçekte oralarda uluslararası teröristlerle,ajanlarla, yardım ettikleri PKK'lılar var.İlçeler boşaltıldığında PKK'ya destek için tüm uluslararası teröristler ve ajanlar o ilçelere doluşmaya devam edecek. Esad'ın başına gelen buydu.

Ne HDP' li suç makinası vekillere ne de PKK'nın mali kaynaklarına ve eğer varsa devletteki kadrolarına yönelik her hangi bir operasyon yapılmış değil. Mücadele kahraman ordu ve kahraman polislerimiz tarafından cefakarca yürütülüyor. Sivil kanattan aynı başarı gelmiyor.
   

Bu karamsar gibi görünen tablodan sonra çok açık bir müjde verelim İnşallah.

Suya atılan kağıt mendil gibi gelenler de orada bulunanlar da telef olacak ve Türkiye'yi asla Suriye'ye çeviremeyecekler.İnşallah. Hadis yorumları bu şekildedir. Cizre, Nusaybin,Namı diğer Amed. Ne diyor hadis yorumları? Her birinde olaylar olacak ve kötüler telef olacak. Yüzbinler diyor hadis yorumları. Ve kahraman ordu da övülüyor ve zaferlerle müjdeleniyor İnşallah.

A,B ve C tamam ama D'ye gelince çok beklerler.Tabi Türkiye düşmanı siyonistler için söyledik. Müslüman Kürt halkı kahraman ordunun yanından ayrılmayacak.Tekrar yazalım. Onlar batı illerine göç edecekler. Er meydanında hainler, alçaklar ve karşılarında da Kahramanlar kalacak.

TÜRKİYE'DE HZ.MEHDİ AS İLE İLGİSİ OLAN KİŞİLER

HZ.MEHDİ AS İLE İLGİSİ VEYA İLİŞKİSİ OLAN KİŞİLERDEN TÜRKİYE'DE YAŞAMIŞ OLANLAR SUNULMUŞTUR. TABİ Kİ ALLAHU ALEM.





SIRALAMAYA DİKKAT EDİLMİŞTİR.

1- ŞEYH ŞERAFETTİN DAĞISTANİ HAZRETLERİ
2- ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
3- BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ
4- FETHULLAH GÜLEN HOCA EFENDİ


İLİŞKİLİ KURUMLAR

1- NAKŞİBENDİ TARİKATI (ŞEYH ŞERAFETTİN DAĞISTANİ HZ.)
2- MİLLİ DERİN DEVLET (GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA ÖNDERLİĞİNDE)
3- NUR CEMAATİ (BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ)
4- GÜLEN CEMAATİ (ALTIN NESİL)


BU KONUYU AÇIKLAMAK İÇİN BİN SAYFA YAZABİLİRİZ AMA AŞIRI MAHREMLERE DE GİRMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ. O NEDENLE ŞİMDİLİK BU KADAR YETERLİDİR.

BU YAZIYI YAZMAMIZIN SEBEBİ İSE YUKARIDAKİ ŞAHIS VE KURUMLARIN HAK ETMEDİKLERİ İTHAMLARA KARŞI TAKİPÇİLERİMİZİ BİLGİLENDİRMEKTİR.

11 Aralık 2015 Cuma

BARZANİ VE YAHUDİLİK

YAZI ALINTIDIR




KATILMADIĞIMIZ HUSUSLAR ÇOĞUNLUKTADIR VE BİR YORUM GEREKİYOR ANCAK HİÇ ZAMAN YOK.TEK CÜMLE İLE YAZALIM: BU RÖPORTAJI VEREN YAHUDİ KASTEN VE AŞIRI ABARTI İLE SİYONİST POLİTİKALARINA HİZMET ETMEKTEDİR.MÜSLÜMAN OLMADAN ÖNCE ARAPLAR'DAN DA PEK ÇOK YAHUDİ VARDI. YAZIDA SADECE BİR KAÇ DOĞRU TESPİT VAR.VE ÇOK ÖNEMLİ.O YÜZDEN YAYINLADIK.

İŞTE O YAZI:

Irak'ta Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Başkanlığı Yahudi İşleri Müdürü Şerzad Ömer Mamsani, kendilerini öncelikle “Kürt”, daha sonra “Yahudi” olarak gördüklerini söyledi. Kuzey Irak'taki Barzani yönetiminin yarı resmi yayın organı Rudaw'a konuşan Şerzad Ömer Mamsani, Tevrat’ta “Kürdistan’ın, insanlığın ilk yeri” olarak belirtildiğini ve “Bağımsız Kürdistan’ın çok yakında kurulacağını” ifade etti. Mamsani, "her Kürt 8 sülale öncesini araştırırsa ya Zerdeşttir (Zerdüşti) ya da Yahudi’dir" dedi.

Şerzad Ömer Mamsani Rûdaw’ın sorularını şöyle yanıtladı:

Bize Kürdistan Bölgesi’ndeki Yahudileri anlatır mısınız?

Kürdistan’ın en eski ve ilk dini Yahudilik’tir. 4 bin yıl öncesine dayanıyor. Tanrı, Tevrat’ta Dicle-Fırat arasından (Mezopotamya) ‘mukaddes bir yer’ olarak söz ederek, “7 gün 7 gecede dünyanı kurdum. 3’üncü günde de Dicle-Fırat’ta insanı yarattım”diyor.

Diğer bir bölümde ise Tanrı,” Ey İsrailoğulları, Tanrı’ya sırtınızı çevirdiğiniz için, Tanrı’yı tekrar tanımanız için sizi Asur İmparatorluğu aracılıyla Habur’a sürdüm!” deniliyor. Habur neresi? Habur, Kürdistan! Bir diğer anlamda Tanrı’yı tanıması için Kürdistan’a sürülüyorlar.

Ayrıca başka bir bölümde de Tanrı İbrahim’e seslenerek, “Ey İbrahim, Asuriler’in zulmünden dolayı zorda kalma. Asur İmparatorluğu’nu yok etmesi için Med İmparatorluğu’nu önüne çıkartacağım” diyor. Tanrı çok açık bir şekilde Med İmparatorluğu’ndan sözediyor. Tarihi okuduğumuzda görüyoruz ki Kürt Med İmparatorluğu, Asur İmparatorluğu’nun yıkılmasına sebep olur.

Yani Tevrat’ta Kürdistan, “İnsanlığın ilk yeri olarak belirtiliyor. Sayı bizim için önemli değil, önemli olan tarihsel ve kültürel açıdan var olmasıdır. Kürt milleti hiçbir zaman Yahudilik’e karşı bir düşmanlık gütmedi. Bir arada yaşamaları ise benim sözlerimi doğruluyor. Aile olarak da İki çeşit aile bulunmaktadır Yahudi kökenliler (yaklaşık 400-430 aile var) melez Yahudiler’den ise (anne veya babası Müslüman) tam sayı bilinmemekle birlikte yaklaşık bin aile var.

İsrail’de ne kadar Kürt var?

Dört parçadan yaklaşık 320 bin Kürt Yahudi bulunmaktadır. Orada da hepsi birbirine kenetlenmiş durumda.

8 SÜLALE ÖNCESİNİ ARAŞTIRIRSA

Neden Kürdistan Bölgesi’nde Yahudiler’in belli bir yerleşim yeri yok?

Çünkü, Kürt Müslümanlar, Arap ve İranlı Müslümanlar gibi şovenist değil. Kürt Müslümanlar liberaldir. Siyasi Müslümanlar’dan sözetmiyorum tabii. Müslümanlar ile Yahudiler arasında haram-helal gibi da ortak noktalar da var. Bazı Müslümanlar, Yahudiler’in din değiştirmek için geldiğini düşünüyor. Biz de diyoruz ki, korkmayın, Yahudi ne din değiştirebiliyor ne de başka bir dinden birini kabul edebiliyor. Bu da işin güzel tarafıdır diyoruz. (Gülerek...)

Az önce “melez” Yahudiler’in de olduğunu söylediniz?

Evet vardır! Melez ve saf Yahudiler’dir. Ancak ben diyorum ki, her Kürt 8 sülale öncesini araştırırsa ya Zerdeşttir (Zerdüşti) ya da Yahudi’dir.

Kürdistan Bölgesi’nde farklı inanç ile etnik gruplara ait dernek ve kurumlar var. Yahudiler’in de derneği var mı?

Dünyadaki tüm Yahudiler’i ve tüm dinlere sahip Kürtler’i kapsayan derneklerin yanısıra, Kürt - Yahudi Dostluk Derneği adı altında dernekler de bulunmaktadır. Resmi olarak da ilk defa, 2 ay önce Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı Yahudi İşleri Müdürlüğü olarak kurulduk.

Yahudiler’in Kürdistan’daki diğer inanç ve gruplara bakışı nasıl?

Öncelikle, bizler Yahudilik ve diğer dinler arasında dostana bir ilişkinin olmasını, diğer dinlere karşı tehdit oluşturmadığımıza dair kendilerine güven vermek istiyoruz. Örneğin; Keldani, Asuri, Türkmenler ile Ezidi, Müslüman, Zerdeşti ve Kakayi inançlarıyla aramızdaki ilişkilerimizin iyi olması halinde birlikte büyük işler yapabileceğimize inanıyoruz. Birbirimize torelans göstermemiz çok önemli. Kaldı ki, Kürdistan’da Arap kültürü ve siyasetiyle bakanlar dışında, Yahudiliğe olumsuz bakılmıyor.

Bakanlık bünyesinde size karşı bakışları nasıl?

Kürdistan Bölgesi’nde bulunan 8 inancın temsilcisi, KürdistanBölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı bünyesinde bulunuyor. 2015 yılının Nisan ayında çıkan “Azınlık Hakları Yasası” gereği, Kürdistan’da dini bir inanca sahip tek kişi dahi olsa, Diyanet İşleri Bakanlığı bünyesinde temsilcilik açabiliyor. Ayrıca Kürdistan’daki Müslümanlar ile Hristiyanlar dünyadaki diğer bazı Müslüman ve Hristiyanlar gibi şovenist bir ruha sahip değiller.

Bazı faşistler ve şovenistler de olabilir. Tanrıya şükür böyle bir şey görmedik. Hatta bakanlık bünyesinde ilk müdürlüğümüzü açınca bize “Kürdistan’ın Yahudiler”i denildi. Biz de kendilerine böyle bir tanımı kabul etmediğimizi söyledik. Bize “Kürt Yahudiler” denilmesini istedik. Çünkü, herşeyden önce kendimizi “Kürt” daha sonra “Yahudi” olarak görüyoruz.



PKK HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ

Kürdistan Bölgesi’ndeki Yahudiler’e ait tarihi mekanlar için çalışmalarınız var mı?

Evet! Burada bulunan dini mabedlerimizin, mezarlıklarımızın, mahallelerimizin yanısıra, aralarında Naho, Danyal, Üzer ve Yunus peygamberimizin de bulunduğu mezarlarına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Hükümetin de tarihi ölümden kurtarmak istediğini bildiğimiz için, sözkonusu yerleri restore etmesini isteriz. Hükümetin tüm dinlere yardım ettiği gibi bizlere de yardım edeceğine inanıyoruz.

Ayrıca Kürdistan Bölgesi Turizm Müdürlüğü’nü ziyaretimiz sırasında da Yahudiler’e ait tarihi yerlere turizm tanıtım kataloğunda yer verecekleri sözünü aldık. Hükümet için de bizim için de oldukça sevindiricidir. Özellikle Sayın Neçirvan Barzani bu konularda çok hassas olup ciddi çalışmalar yürütüyor.

IŞİD’in Kürdistan Bölgesi’ne girmesiyle Yahudiler neler yaşadı?

Yahudiler savaşın meydana geldiği yerlerden uzaklaştı. Kürdistan Bölgesi’nde fazla Yahudi yok. Geçmişte Kerkük’te bazı olaylar yaşandı. Neyse ki o günler geride kaldı. Ayrıca burada mesele sadece IŞİD değildir. Kültür meselesidir. 1941’de katliamlar yapıldı. Feyli Kürtleri’ne ve diğer inançlara da katliam yapılarak, mallarına el konulup İran’a sürgün edildiler. IŞİD, Kürtler için isim olarak yeni olabilir, ancak sürpriz değildir. Şiddet kültürü var oldukça Ortadoğu’daki milletlerin hayatı her zaman tehlikededir.

“Bağımsız Kürdistan Devleti” devleti hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dünyanın neresinde olursa olsun tüm Kürt Yahudiler, Kürdistan’ı ilk ülkeleri olarak görüyor. Devletimiz olmaması demek, dinimizin, ekonomimizin ve yaşamımızın da olmayacağı anlamına gelir.

Şu anda tüm dünyanın yerine savaşıyoruz. Madem kahramanız, buyursunlar devletimizi kurmamıza destek versinler. Devlet uluslararası destek ve bizlerin birbirimizi kabul etmemizle kurulur. Kürtler şu anda tüm dinleri bağrına basarak devlet olmaya çalışıyor.

Nasıl ki bir dağı Tanrı yarattıysa Kürtler’i de Tanrı yarattı. Kürt Devleti’nin çok yakın olduğuna inanıyorum. Çoğu Kürt’ün gözünde onu görebiliyorum. Şimdiye kadar milletine ihanet eden bazı Kürtler’in bile artık bakışlarında onu görebiliyorum. Nasıl ki, İsrailliler bir olup kendi devletlerini kurup adına da “İsrail” dedi. Biz de tüm Kürtler’in böyle olmasını istiyoruz.

PKK hakkında düşünceniz nedir?

Bizim için bir tek Kürt vardır. O da, Bağımsız Kürdistan Devleti’ne, kutsal marşımız olan “Ey Raqib”e ve Kürdistan Bayrağı’na inanan her Kürt, bizim canımız, yüreğimiz ve ruhumuzdur. Bu saydıklarıma karşı olanları ise ne dostumuz, ne de Kürt olarak kabul ediyoruz.

 Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan iç sorunlar hakkında fikriniz?


İç sorunlar her zaman vardır. İsrail’e baktığımızda da iç sorunlar yaşanıyor. Ancak hepsi bir olup devleti korumak adına çalışmalar yürütüyor. Kürdistan’da Başkan Barzani ulusal bilince sahip köklü bir tarihten geliyor. Dolayısıyla Kürt Devleti için Başkan Barzani eşsiz bir güçtür. Hiçbir partinin dostu değilim. Onun reklamını da yapmıyorum. Ancak Başkan Barzani’nin de “Kürdistan Devleti” için gösterdiği emeği gözardı edemeyiz. Başkan Barzani var olduğu sürece, Kürdistan Devleti’nin kurulmasına yönelik hiçbir engel olmayacaktır.

ATATÜRK’ÜN MANEVİ MAHİYETİ ve GİZLENEN VASİYETİ .!.

ATATÜRK’ÜN MANEVİ MAHİYETİ ve GİZLENEN VASİYETİ .!.



("GMK GİZLENEN  VASİYETİ VE SIR PERDELERİ" SİTESİNDEN ALINMIŞTIR)

YORUMSUZ YAYINLIYORUZ 

Her biri, harika sanat ve yaratılış eseri olan minnacık hücrelerden, zihinleri zorlayan muhteşem galaksilere kadar bu muazzam ve muntazam varlıkların, kendiliğinden ve kör tesadüfler neticesinde meydana geldiğini savunmak ve bu şuursuz tabiatı tanrılaştırmak; hayvanları bile üzecek, şeytanları bile güldürecek en büyük AKILSIZLIK ve SAPKINLIKTIR!
İnanan insanları, inancını yaşayan Müslümanları ve özellikle Dini eğitim kurumlarını; “çağdışı, irticacı, ihtiyaç fazlası” görüp sataşmak, en büyük AHLAKSIZLIKTIR!

Sık sık demokrasiden, özgürlüklerden ve milli iradeden bahsedip, reyine ve desteğine talip oldukları milletin inancını, hayat tarzını ve kutsallarını hor ve hakir görmek, en büyük SAHTEKÂRLIK ve SAYGISIZLIKTIR!

Samimiyetsiz, cesaretsiz, art niyetli ve şeytan fikirli olduklarından, gerçek yüzlerini ortaya koymaktan korkarak ATATÜRK gibi milli ve tarihi şahsiyetlerin arkasına sığınan ve Onu “Dinsiz, materyalist ve hatta komünist” gösterip kendilerine dayanak uydurma gayretleriyle çırpınan çapsız ve çoğu Sabataist ve Pakradun (Yahudi ve Ermeni Dönmezi) asıllı kimselerin bu sinsi ve sünepe tavırları, tarihimize, devletimize, milletimize ve geleceğimize yapılan en büyük HAKARET VE HAKSIZLIKTIR.

Mustafa Kemal; “Benim naçiz vücudum elbet toprak olacaktır” sözleriyle kulluğunu, her fani gibi sonu olduğunu, huzurunda Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’i küçümsemeye kalkışan ahmak ve alçak yalakaları nasıl tersleyip susturduğunu bilmezden gelip Onu “TANRI”laştırmaya ve “TABU”laştırmaya uğraşanlar, Türkiye’deki bir avuç AZINLIKTIR ve bu SÖMÜRÜ SALTANATININ SOYSUZ UŞAKLARIDIR!

Hiç kimse unutmasın ki;

Asil Türk Milleti Müslümandır ve Müslüman kalacaktır.

İnsanlık aleminin karşısında hürmet ve hayretle eğildiği Selçuklu ve Osmanlı gibi cihan devletlerini ve tarihin en büyük medeniyetlerini, bu Millet İslamiyet’le kurmayı başarmıştır.

İslami özünden uzaklaştırıldığı oranda maalesef emperyalizmle uzlaşan ve her yönden tutsaklaşan Müslüman Türk Milleti, yine İslam’la dirilip yeni destanlar yazacaktır. Atatürk’ün gizlenen vasiyeti de bu talihli gelişmelere işaret etmekte ve manevi uyarılar taşımaktadır.



İşte Atatürk’ün saf ve sağlam inancı:

“Efendiler: Mazharı nübüvvet ve risalet olan Fahrialem Efendimiz, bu kütle-i Arap içinde ve Mekke’de dünyaya gelmiş bir vücudu mübarekti.” (Nutuk c. 3 sh. 1240)

(Allah tarafından Peygamber kılınmakla onurlandırılan insanlık aleminin övünç kaynağı Hz. Muhammed Efendimiz Arap toplumu içinde ve Mekke’de dünyaya gelen mübarek ve müstesna bir şahsiyetti.)

“Ey arkadaşlar! Tanrı birdir, büyüktür; adatı ilahiye’nin tecelliyatına bakarak diyebiliriz ki: insanlar iki sınıfta, iki devirde mütalaa olunabilir. İlk devir, beşeriyetin sabavet şebabet devridir. İkinci devir, beşeriyetin rüşt ve kemal devridir.” (Nutuk c. 3 sh. 1241)

(Arkadaşlar, Allah birdir, büyüktür. Yeryüzündeki ve insanlık tarihindeki ilahi kanun ve prensiplerin seyrine bakarak diyebiliriz ki: insanlığın iki sınıf ve sürece ayrıldığı düşünülüp değerlendirilebilir:

• Birincisi insanlığın bebeklik ve gençlik dönemidir.

• İkincisi, insanlığın ergenlik ve olgunluğa erişgenlik dönemidir.

“Allah, Hz. Adem Aleyhisselamdan itibaren bilinen ve bilinmeyen pek çok sayıda nebiler ve resuller göndermiştir. (Hz. Muhammed Efendimize kadarki dönem beşeriyetin, sürekli bir ebeveyne muhtaç bebeklik ve çocukluk dönemine benzemektedir)

Ancak, Hz. Peygamberimiz vasıtasıyla (ve Kur’anı-ı Kerimin muhkem ayetleriyle) en son ve en mükemmel dini hakikatleri ve medeniyet prensiplerini verip öğrettikten sonra, artık insanlara yeni din ve peygamber gönderme ihtiyacı kalmamış demektir. Kıyamete kadar farklı dönemlerdeki ve farklı ülkelerdeki insanlar; Kur’an-ı Kerimin temel prensipleri ve Hz. Peygamber Efendimizin genel öğretileri doğrultusunda, çağının ve şartlarının ihtiyaçlarına uygun prensip ve projeleri, yöntem ve yönetim şekillerini, kendi akılları, anlayışları ve bilimsel arayışlarıyla bulabilecek bir olgunluk seviyesine ulaşmış kabul edilmiştir.
İşte bu sebepledir ki, Cenabı Peygamber Efendimiz, hatemülenbiya (en son nebi) ve Kitabı (Kur’an-ı Kerim), Kitabı Ekmel (en mükemmel kanun ve kurallar kaynağı)dır.” (Bak. Nutuk c.3 sh. 1241. Devlet Kitapları ME Basımevi İST. 1971)

Şimdi Mustafa Kemal’in Allah inancı, Peygamber itikadı, Kur’an’a bağlılığı ve İslam’a bakış açısı işte aynen böyle olduğu;

Atatürk’ün vasiyetinde geçtiği öğrenilen bazı bilgiler:

- İsrail’in kurulacağı
- ABD Başkanının genç yaşta suikasta uğrayacağı
- SSCB’nin dağılacağı
- Mehdi ve Hz. İsa’nın Türkiye’den çıkacağı
- İnsanlığın yeniden İslam’la huzura kavuşacağı

Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan, Afganistan ve Hindistan Müslümanlarının, toplayıp Rusya üzerinden Müslüman Türk Kardeşlerine gönderdikleri paralarla İş Bankası kurulup TCDD Yolları, Atatürk Orman Çiftlikleri gibi kurumlar oluşturulup toplanan gelirler Anadolu’daki öğrencilerin eğitiminde kullanılması hedeflenmiştir. Atatürk bu kurumlar için Türk milletini vasi tayin etmiştir.

Papa 16. Venedik’in Anıtkabir’e giderek Atatürk’ün huzurunda eğilmesi de büyük Türkiye için bir mesaj niteliğindedir.
Atatürk’ün özel kasalarda ve özenle saklanılan tarihi vasiyetinin açıklanacağı talihli günler yakın görülmektedir.

Vasiyette geçen dini öngörülerden bazıları:

• Hz. İsa’nın yeryüzüne gönderileceği ülke Türkiye, şehir İstanbul ve yer Ayasofya camisidir.
• Katoliklerin, Ortodoksların, Protestanların amacının Ayasofya’yı Kilise yapmak olduğunu anlayan Atatürk 1934 yıllarında imza kararıyla müze yapılmasını isteyip böylece koruma altına almış ve vasiyetinde cami olmasını istediğini belirtmiştir.
• Hz. Mehdi çıkarken şifre olarak şu kelimeleri söyleyecek.

• Bismillahirrahmanirrahim.

“Lailahe İllallah Muhemmedürresulüllah”

“Allah için biat ve cihat lazımdır. Hak gelince Batıl yıkılacaktır”

“Manevi bataryalar boşaldı doldurmak lazımdır”

“Türk Milletinin dini İslam, Kitabı Kur’an, Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselamdır”
Sözlerinin geçmesinden dolayı, Atatürk’ün vasiyetinden malum ve mel’un kesimlerin ürktüğü söylenmektedir.

Kürt meselesi
Uzay sanayini ilgilendiren madenlerin Güneydoğu bölgesindeki yerleriyle beraber belirtmiştir. Atatürk Kürt halkı üzerinden bazı fesatlıkların körükleneceğini de söylemiştir.
Kürtler kardeştir demiş ve ayrımcılığı reddedip, herkesin temel insan hak ve hürriyetlerinin verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.
Mustafa Kemal’im şüpheli ve şaibeli ölümü üzerine, Onun hıyanet merkezleri olduğu gerekçesiyle kapattığı Masonik Loca ve Sabataist Cunta, hiçte hesapta olmayan İsmet İnönü’yü Cumhurbaşkanı yaptığı, Onun da 1964’de CIA ajanlarına, vasiyette geçen büyük Türkiye idealini haber verdiği, ilgili bilgi ve belgeleri onlara sızdırıp BOP’u harekete geçirdikleri yönündeki iddialar da önemlidir.

İnançsızlık karanlığını aydınlık sanan bazı zavallılar, Allah’a, maneviyata ve Allah’ın bazı kullarını çok özel yeteneklerle donattığına iman etmediklerinden, Mustafa Kemal’in bazı hayret verici öngörülerini ve insanlığın huzur ve kurtuluş reçetelerini bile, fizikle ve metafizikle izaha çalışmaktadır.

Mustafa Kemal’in;

a) Hem yalnızlığından
b) Hem zaman darlığından
c) Hem çevresinde kaliteli ve iyi niyetli insan azlığından
d) Hem de, o dönemde dünyayı avucuna almış ve Türkiye’yi de maalesef kuşatmış bulunan Yahudi, sabataist ve masonların kıskacı altına alınmaktan dolayı, aslında gerekli ve önemli olan, bütün bu tarihi devrim ve değişimlerin:

1- Bazılarının zamanla ve özellikle Atatürk’ten sonra, katılaştırılıp hedefinden saptırılarak yozlaştırılması ihtimaline karşı yeterli tedbirler alınamamış.
2- Bir kısmı, geçici şartlar ve konjonktürel ihtiyaçlar için yapıldığı halde, bunların katı ve kalıcı kurallar halinde topluma dayatılmasını önleyecek teoriler ve alternatif projeler hazırlanamamış.
3- Masonik mihrakların, Yahudi ve sabataist takımının ve bazı azınlık ve azgın tabakanın, bu devrim ve değişimleri “Müslümanlıktan resmen kopma ve İslami olan her şeye düşman olma” mantığıyla yorumlayıp uygulamasına yol açacak boşlukların bırakılmış, olması da elbette bir talihsizliktir. Hatta onun:
“Batmakta olan bir gemide bulunsanız; herhalde “Yetiş Ey gazi” demezsiniz. Elbette “Medet ya Rabbi” diyeceksiniz. Bundan daha tabii ne olabilir?” (Bak: Sadi Borak)
Sözleriyle kendisinin fani ve naçiz bir varlık olduğunu söylemesine rağmen, bazıları Mustafa Kemal’i “Türkün Peygamberi”, Kemalizm’i ise “Türkün Dini” gösterecek kadar ileri gitmiş ve sütü bozukluğunu göstermiştir.

28 Kasım 1938’de yani Atatürk’ün ölümünden 18 gün sonra ikindi vakti saat 15:00’te Ankara 3. Sulh Hukuk TRK Mahkemesinde açılan bu vasiyetten iki tane zarf çıktığı bilinmektedir. Biri herkes tarafından bilinen 6 maddelik vasiyet; diğeri ise 50 yıl sonra açılsın diye Ankara/Ulus’taki Ziraat Bankası kasalarına anahtar uydurulur diye tedbiren kaynakla kapatılan vasiyetidir. Acaba, açıklanması kasıtlı olarak geciktirilen bu tarihi vasiyette de, Atatürk’ün Bazı devrimlere hangi maksat ve mazeretlerle ihtiyaç hissettiği Geçiş süreci tamamlandıktan ve Cumhuriyet oturduktan sonra hangi yeni dönüşüm ve düzenlemelere girişeceği

Ve asil milletimizin manevi temellere ve İslami değerlere neden ve nasıl sahip çıkması gerektiği mi belirtilmektedir?


10 Aralık 2015 Perşembe

MUSUL HAREKATI

TÜRKİYE'NİN MUSUL POLİTİKASI NE OLMALI?




SOSYAL MEDYADA "TÜRKİYE MUSUL'A GİRMELİ Mİ" DİYE SORULUYOR.

GÖREVİMİZİ BURADAN YAPALIM İNŞALLAH.

GİRMEMELİ ÇÜNKÜ...

Hadis yorumlarına göre 3.Dünya Savaşının ilk bölgesel muharebeleri olan Karkısa Savaşı ile Suriye'nin işgali savaşları aynı anda başlayacak ve işte bu Musul operasyonları nedeniyle çıkacak.

Karkısa Savaşı'nın başlangıcı Musul operasyonudur. Musul'a operasyonu kim yaparsa yapsın savaş çıkacaktır.

Hadis yorumlarına göre Karkısa Savaşı Mervaniler ile Abbasoğulları arasında olacak. Mervaniler Barzani yönetimindeki Kürtlerdir. Abbasoğulları ise Irak Hükumetidir. Yani savaş Irak Ordusu ile Peşmerge arasında olacak. 

Tabi Irak Ordusuna İranlı subaylar komuta ederken Peşmergeye de ABD'li subaylar komuta edecek.

Eğer Türkiye Musul operasyonunun içinde yer alırsa tarafı Barzani ve ABD olacağı için Peşmergeye subaylarımızın komuta etmesi söz konusu olacak yani ABD bizden bunu isteyecektir.

Böyle bir oyuna asla gelmemeliyiz çünkü Karkısa Savaşını Rusya'nın desteklediği ve İranlı subayların komuta ettiği Irak Ordusu kazanacaktır. Rusya ve İran cephesinin 3.Dünya Savaşında kazanacakları belki de tek muharebe bu Karkısa Savaşıdır.Diğerlerini kaybedecekler.

STRATEJİK OLARAK İSE...

Mahir Kaynak Hocamız (Allah CC rahmet eylesin) yıllar önce BOP'u anlatırken ABD'de Ulus Devlet ile Küreselcilerin iki farklı BOP planı olduğunu açıklamıştı.

"Ulus Devletçi kanat, bölgedeki tüm Kürtlerin birleştirilerek Türkiye'ye bağlanmasını ve Rusya'nın bölgeye inme planlarına karşı güçlü bir Türkiye çıkarılmasını istiyor" demişti.

"Küreselci kanat ise Siyonistlerin büyük İsrail planlarını uyguluyor" diye açıklamıştı.

Ve vardığı nihai kanaat da Türkiye'nin ABD tarafından güçlendirileceği şeklinde olmuştu.

Görüldüğü gibi ABD'de iki kanat var.Biri tam manasıyla Türkiye dostu iken, öteki tam manasıyla Türkiye düşmanı.

ABD işte bu yüzden ikircikli bir tavır alıyor.Bir nalına bir mıhına.

ABD'nin bu ikircikli politikalarından etkilenen AKP de Ortadoğu politikalarında ülkeyi şimdiki hale işte bu yüzden getirdi.Yoksa AKP'nin dış politikaları ABD'den bağımsız değildi.

Türkiye'nin peşmergeyi eğitmek için Irak'da askeri birlik bulundurması kendi politikası değil ABD ile birlikte izlenen bir politikanın sonucudur. Ama bu iş Karkısa Savaşında Peşmergeye Kahraman Subaylarımızın komuta etmesine kadar gitmemelidir. ABD subayları gelsin, kendileri komuta etsinler peşmergeye.

Çünkü IŞİD bahanedir.

ABD'nin Yahudi kanadı Musul ve Kerkük'ü Işid'den alıp Barzani'ye verip sonunda da Barzaniyi İsrail'e bağlama amacındadırlar.

Diğer kanat ise Türkiye'ye bağlama arzusundadır ama orada ne Kerkük kalacak ne de Musul.

Musul'dan IŞİD çıkarıldığı anda Irak Ordusu Barzani'ye saldıracaktır.O kadar nettir bu olay çünkü bunu İran ve Rusya isteyecektir.

ABD, Türkiye ile Musul'a operasyon yapmak istiyor olabilir ama kim istemiyor ki? Herkes istiyor.

Irak, İran,Rusya istiyor.Onlar da Musul operasyonu yapmak istiyor.Hatta ABD'ye Türkiye çekilsin birlikte yapalım diyen bir batı dünyası var.Yani istemeyen yok. İlk yapana da herkes düşman olacak.

Önceki yazılarımızda yazmıştık.Türkiye; Suriye ve Irak'da ABD ile birlikte hareket etmeli ve kendi başına yani ABD'siz bir savaşa asla girmemelidir. Ama buraya dikkat! ABD ile birlikte hareket ederken de fazla ileri gitmemelidir.Yani ABD'nin kara ordusu olmamalıyız. Çünkü bu savaşlar dizisinde yok olacak olanlar hava orduları, deniz orduları değil kara ordularıdır. (Yani en çok can kaybı karada olur) En çok zararı onlar görecekler.Türkiye ABD'nin yanında askeri anlamda sembolik olarak, siyasi anlamda ise noksansız olarak yer almalıdır.

Bunun sebebi şudur: (Yani ABD'siz olmuyor mu diyenler olabilir)

ABD'siz olmaz çünkü; Rusya Türkiye'nin doğusunu işgal edecek. Ermenistan'da bulunan orduları Amik Ovasına kadar inecekler. Bu savaşta ABD ile birlikte olacağımız hadis yorumlarında yazmaktadır ve bizim için de hayati derece de önemlidir. Bu savaşı ABD ile birlikte kazanacağız.

ABD olmadan Rusya'yı yenemez miyiz? İnşallah yine yeneriz ama bedeli çok ama çok ağır olabilir. Naçizane görüşümüz yüz milyon Türk Şehid olabilir. O nedenle en az kayıpla zafere ulaşmak en doğru yoldur.

Bir varsayım:
Eğer 1918 yılında önderimiz Atatürk'ün emrinde eğitimli ve donanımlı yüz bin kişilik bir ordu olsaydı bırakınız Musul'u Kerkük'ü Mekke'yi Medine'yi bile işgalcilere bırakmazdı. Ama yoktu.Ordu hiç yoktu.Sivil halk ile Yunanı attı ve Fransız ve İngiliz'in gözünü korkutup anlaşma ile bu cennet vatanı kurabildi.Bazı Atatürk düşmanı körlerin göremediği acı gerçek budur.Bu devlet ordusuz kurulmuştur.

Devam...

Kurtlar vadisinin son bölümünde Polat Alemdar Yasin'e Siyah Sancak apoletlerinin takılmasını emretti. Yani bu güne kadar gizliden hareket eden Siyah Sancaklılar; Siyah Sancaklarıyla çıkacaklar. İnşallah.Ama nereden biliyor musunuz? Ta Afganistan'dan.İnşallah.

Çünkü madem ki bütün dünya IŞİD ile savaşmak için buraya geliyor, o halde karşılarında duracak en güçlü ordu da IŞİD'in yöntemleriyle savaşan yani GAYRİ NİZAMİ birliklerle oluşturulabilir.O da işte o Siyah Sancaklılardır. Gerçek Siyah Sancaklılar. IŞİD'den bin defa güçlü.İnşallah.


Devam...

Kıbrıs Rum Yönetimi adada bir Rus üssünün kurulması için Rusya'yı davet etti.Rusya da zaten aşırı istekliydi ve üs kurulacak. İşte bu üs ABD'deki ikircikliği bitirecek.Yani Siyonistler çenelerini kapatacaklar.Çünkü Kıbrıs'ın Rus'un eline geçmesine dünyada kimse razı olmaz. Avrupa ve ABD bu olaydan sonra topyekun NATO konseptinde Türkiye'nin yanında olacaklar. Ve işte bizim sembolik olarak değil aslen mücadele edeceğimiz savaş da o zaman çıkacak. Ve çıkmalı.Ve Yunanı silip Rus'u Avrupa'da püskürtmeliyiz. Müjdedir İnşallah.

Kıbrıs'da Rus uçakları uçmaya başladığında Kıbrıs'daki Rumlar da rahat durmayacaktır. Kıbrıs'daki birliklerimiz hazırlıklı olsunlar İnşallah. Ve dahi Kıbrıs'a ABD ile birlikte bir üs kurabiliriz. Bu üs için Geçitkale hazır bir üsdür. Hemen kurulmalı İnşallah.

Rusların Kıbrıs'da üs kurmak için ilk hareketleri Rum kesimine bir savaş gemisi göndermek olacaktır.Ya Akdeniz'dekilerden birini ya da boğazdan bir başkasını göndereceklerdir.Bu gemi giderse üs inşaatı başlıyor demektir. 

Ya da doğrudan Rus uçakları Rum kesimine inebilir. Havaalanı çok orada.
  
Üs konusuna Ulusalcılardan şiddetli itirazlar var.Bağımsızlık adına. 3.Dünya Savaşı öncesi bu yargı tamamen yanlış.

Çünkü işte Musul örneği...

Musul IŞİD'in işgali altında ve bu savaş sebebi.
Musul'u Barzani alırsa ne olacak? Bu da savaş sebebi.
Irak Ordusu alırsa bu da savaş sebebi.

Yani Musul operasyonunu kim yaparsa yapsın, Musul'u kim alırsa alsın bu savaş sebebidir.VE SAVAŞ ÇIKACAKTIR.  

"ABD VE RUSYA ANLAŞTI, HEDEFLERİ TÜRKİYE" DİYORLAR.

Bu doğru değil. Kaldı ki...
ABD ve Rusya anlaşsa bile Türkiye'yi bölseler ve Kürt Devleti kursalar bile Türkiye bölündüğü anda yine birbirleriyle savaşacaklardır. Rusya Akdeniz'den çıkmak istemeyecek ABD de Akdeniz'de olmasını asla istemeyecek ve savaşacaklardır. SAVAŞ KAÇINILMAZ.

VE ŞİMDİKİ DÜNYADA DA HİÇ KİMSE BÜTÜN DÜNYAYA TEK BAŞINA MEYDAN OKUYAMAZ. OLAY BU KADAR BASİTTİR.

Yazdıklarımız tamamen bize ait tahminlerden oluşmaktadır.Yanlışlarımızdan Allah'a sığınırız. Her şeyin en doğrusunu sadece ALLAH CC bilir.

KADİR MISIROĞLU KİMDİR


TÜRKİYE'DEKİ CEMAATLARIN VE TARİKATLARIN EKSERİYETİNİN 
ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI YAPARKEN REFERANS ALDIĞI, VE MÜRİDLERİNE KADİR MISIROĞLU'NUN KİTAPLARINI OKUMALARINI TELKİN ETTİĞİ 
KADİR MISIROĞLU KİMDİR:




5 Aralık 2015 Cumartesi

YEMEN ORDUSU CİZAN VE NECRAN'I KUŞATTI

YEMEN ORDUSU, SUUDİ ARABİSTAN'IN YEMEN SINIRINDA BULUNAN İKİ KENTİNİ KUŞATTI.




Kuşatılan kentler Cizan ve Necran.

Yemen kuvvetlerinin komutanı, iki Suud şehrini de kuşattıklarını ve şehirlere girmek için emir beklediklerini açıkladı. 

Eğer bu iki Suud şehri Yemen güçlerinin eline geçerse Suudi Arabistan'da beklediğimiz ayaklanma çıkmak üzere demektir.

Geçen hafta da Yemen güçleri iki bin civarında Suud askeri öldürmüşler ve yirmiye yakın zırhlı araç imha etmişlerdi.

Suud ise havadan bombalamaya devam ediyor. Ayrıca bazı Yemen bölgelerine de zırhlı birliklerle sınır geçişleri yapıyor. Geçen haftaki imha da böyle bir geçiş esnasında olmuştu.

Açık yazalım. Mekke Kıblemiz. Yüzümüzü sürdüğümüz Kabe orada.

Ama Vehhabi rejimi zalim ve hadis yorumlarında Hz.Mehdi AS ilk olarak Vehhabilerle savaşacak diye geçiyor.


İşte o nedenle Suud'daki ayaklanmayı üzüntüyle değil heyecanla bekliyoruz. Zira o ayaklanmanın başına Hz.Mehdi AS geçecek İnşallah.Bu olay Hadislerde açıkça yazıyor.

MUSUL VE AZERBAYCAN

MUSUL'A GÖNDERİLEN ASKERİ BİRLİK





Peşmergeyi eğitmek için Musul'da bulunan askeri birliğimizin nöbet değişimi kapsamında değiştirilmesi üzerine Irak Dış İşleri Bakanlığı Elçimizi çağırıp "Derhal Irak'daki birliklerimizi çekmemizi" istedi. 

O birlikler Irak'da zaten vardı ve nöbet değişimi kapsamında orada bulunanlar getirildi, yerlerine yeni birlik gitti. Giden birliğin daha büyük olduğu da basında yer aldı.

"Kürtlerin 3.Dünya Savaşındaki Durumu" başlıklı bir önceki yazımızda Barzani'nin Türkiye ile birlikte ABD'nin yanında yer alacağını ifade etmiştik. 

Rusya ve İran'ın Kasım Süleymani ile Barzani'ye telkin ve tekliflerde bulunduğunu ama Barzani'nin ABD'nin emrinde olduğunu ve savaşta ABD'nin yanında yer alacağını söylemiştik.

Gönderilen askeri birlik için ABD; "Bilgimiz var, bize söylendi ama koalisyonun IŞİD ile mücadelesiyle ilgili değil" diye açıklama yaptı. 

Uçağın düşürülmesi olayında da benzer bir açıklama gelmişti. Yani doğuracağı sonuç açısından bir benzerlik vardı.Orada da "Türkiye haklı ama Rusya ile Türkiye arasındaki bir olay" demek istemişlerdi. 

Yani ABD bölgede Türkiye ile birlikte yaptığı veya sorumluluğu sadece Türkiye'ye değil her iki ülkeye de ait olan olaylarda İNİSİYATİF ALMAKTAN KAÇIYOR. BUNA DİKKAT ETMELİ VE İNİSİYATİF ALMA KONUSUNDA ABD'NİN ELİNİ TAŞIN ALTINA SOKMALIYIZ. Sahtekarlığın alemi yok. 

Askeri birliğimiz orada ABD ve NATO konsepti kapsamında bulunuyor. ABD'ye rağmen değil.Zira Musul'un İran topraklarındaki tam karşısında da İran ve Rus birlikleri konuşlanmış durumda.

Rusya'nın desteği ile ve İran'lı subayların komutasında Irak ordusunun Musul'a operasyonu yaklaşıyor olmalı ki Musul öncelikli hale geliyor.

Önceki yazılarımızda yazmıştık. Musul Operasyonu denilen olay Hadis yorumlarında anlatılan Karkısa Savaşı'nı başlatacak olaydır. 

Bu savaşı Rusya'nın desteklediği ve İranlı subayların komuta ettiği Irak Ordusu kazanacak. O nedenle Türkiye, Musul Operasyonlarında sembolik olarak yer alsa da ihtiyatlı olmalı ve asıl unsur olarak yani İNİSİYATİFİ ÜSTLENEREK YER ALMAMALI.





AZERBAYCAN'IN PETROL KUYUSUNDA YANGIN ÇIKTI

Bundan sonra canımız Azerbaycan da tam manasıyla casuslar savaşı yaşanacak. Bu olay FSB kaynaklı olabilir. Azerbaycan'a petrol ve doğalgaz ve transit geçiş alternatifleri sunmasından dolayı FSB operasyonları yapılabilir.

Rus gizli Servisinin KGB'den beri tüm BDT'da çok güçlü olduğu bilinmektedir. Türkiye mevcut yangın için Azerbaycan'a yardım etmeli ve bundan sonra olabilecek olaylara karşı da etkili yangın söndürme donanımları temin edilmelidir.

Hadis yorumlarında 3.Dünya Savaşının cephelerinden birinin Azerbaycan- Ermenistan cephesi olduğu ve Ermenistan'ın köye döneceği geçmektedir. Daha şimdiden sınır güvenliğinde ve Karabağ'da çok ama çok dikkatli olunmalıdır.

***

KARİZMA

Türkiye gibi bölgesel bir devletin Rusya gibi dünyanın süper gücü olan bir devlete ait uçağı düşürmesiyle karizması çizilen Putin'in vereceği cevap; Türkiye'den daha güçsüz bir devlet ile intikam almak olabilir.

Bu nedenle Ege'de Yunan uçakları, uçaklarımıza ateş edebilir. Kahraman pilotlarımız çok dikkatli olsunlar İnşallah.

Osman Paşamızın tabiriyle "Bize bir kurşun atana, beş kurşun atalım" İnşallah. 

4 Aralık 2015 Cuma

3.DÜNYA SAVAŞINDA KÜRTLERİN DURUMU

HADİS YORUMLARI IŞIĞINDA 3.DÜNYA SAVAŞINDA KÜRTLERİN DURUMU




Hadis yorumlarına göre Kürtler 3.Dünya Savaşında ikiye bölünecekler.Bir kısmı Rusya'nın, bir kısmı da ABD'nin yanında olacak. 

İran'daki Kürtler, İran ile birlikte Rusya'nın yanında olacaklar.Irak'takiler Barzani'nin etrafında toplanacak (Zaten toplandılar) ve ABD'nin yanında olacaklar. Suriye'deki Kürtler ikiye ayrılacak. PYD ve etrafındakiler Rusya'nın yanında olurlarken diğerleri Barzani'nin yanına kayacak ve ABD'nin yanında olacaklar.

Türkiye'deki Kürtler de ikiye ayrılacak. Çok küçük bir grup (ki bunlar PKK ve yandaşlarıdır) Rusya'nın yanında yer alırken kahır çoğunluk Türkiye ile birlikte ABD'nin yanında yer alacaklar. Bunu Bediüzzaman açıkça ifade etmiştir. Türkiye Kürtleri Türkiye'nin yanında olacak.

Bölünmenin sebebi ise şudur:

ABD, Kürtleri Barzani'nin etrafında birleştirmek ve hepsini birden yanına almak istedi. Rusya ve İran da buna karşılık aynı şeyi kendileri için istediler.

ABD, Barzani'yi yanına aldı.Öteden beri Barzani ABD'nin emrinde. İran, Kasım Süleymani'yi göndererek Barzani grubu ile defalarca görüşmeler yaptı. IŞİD'e karşı onlara taktikler verdi, silah yardımları iletti ama Barzani'yi saflarına çekemediler. Sonra PYD ve PKK'ya el attılar ve ABD'den tam olarak koparmasalar da koparma noktasına geldiler. ABD PYD ile Barzani'yi yeniden bir araya getirmek için girişimler yaptı ama başaramadı. Yani şu an saflar belli gibi.

Hadis yorumlarında Kürtler Mervaniler olarak geçmektedir. Rivayetlerde Kürtlerin Süfyan ile savaşacakları da geçer, Hz.Mehdi AS ile savaşacakları da geçmektedir. Bunun nedeni de işte bu bölünmedir.

Türkiye'de yaşayan Kürtler canımız ciğerimizdir. Bu yazı o manada yanlış anlaşılmasın. Türkler de bölünecekler ve Türklerin de bir kısmı Süfyan'a karşı savaşırken, diğer kısmı da Hz.Mehdi AS'ın savaştığı cephede bulunacaklar.Yani Süfyanın cephesinde olacaklar. Şu kadar ki o cephede bulunanlar da savaş içinde Hz.Mehdi AS'ın ordusu ile karşı karşıya gelecek konumda olmayacaklar.Çünkü hadis yorumlarında Türklerin Hz.Mehdi AS ile savaşacağına dair her hangi bir rivayet yoktur. Bu ayrı bir yazı konusu.

Ancak İran'ın durumu bu konuyu da açıklayıcı bir durumdur. İran ABD ve NATO ile savaşırsa Türkiye de NATO üyesi olduğu için İran'ın karşı cephesinde bulunmuş olur. Ama hadis yorumlarına
göre Türkiye ile İran arasında savaş olmayacak. Tam açıklandı İnşallah.

RUSYA'NIN NATO'YU BÖLME PLANI

RUSYA, YUNANİSTAN'I KULLANARAK NATO'YU BÖLMEYİ DENEYECEK




Yunanistan ile Türkiye arasında çıkacak bir gerilim Fransa ve Almanya'nın Yunanistan safında olmasına neden olur. Almanya ve Fransa ise Avrupa demektir. Böyle bir gerilim NATO'da çok büyük çatlaklara neden olabilir. Avrupa'da Almanya ve Fransa'nın arkasından gitmeyecek İspanya, Portekiz ve İtalya'nın dışında çok az devlet var. 

Bu nedenle Rusya illa ki bir Türk-Yunan gerilimini başlatmak isteyecektir. Peki bunu nasıl yapabilir?

Madem ki Türk Hava Sahasını ihlal eden uçak düşürülüyor o halde bir Yunan uçağı da ihlal etsin diyebilirler.

Ya da Ege'deki adalardan bir veya bir kaçını daha işgal ettirebilirler.(Zaten on altı adanın gayri meşru ve Türkiye'nin iyi niyeti suistimal edilerek ve çaktırmadan işgal edildiği iddia ediliyor.) Devamı gelebilir.

Ege'de savaş uçakları veya savaş gemileri arasında bir dalaş tezgahlanabilir.

Rusya bunları nasıl yaptırabilir? Yani Yunanistan niçin yapar?

Ruslar Yunanlıları "Türkiye ile savaşın demiyoruz, biraz psikolojik gerilim yaratın istiyoruz, en kötü ihtimalde bile yanınızdayız" diyerek karşılığında da S300, S400 gibi füzeler, savaş gemileri veya savaş uçakları vermeyi ya da ekonomik vaatlerle ve Yunanistan'ın Güney Kıbrıs'taki petrol ve doğalgaz faaliyetlerine destek vererek kandırabilirler.

Başlangıçta işin nereye varacağını kestiremeyen Yunanistan bu vaatlere kanabilir. Hatta NATO'daki bazı ülkeler bile işin ne anlama geldiğini sonradan öğrenecek kadar gafil kalabilirler.

Bir kısmı "Yunanistan haklı" derken diğer kısmı da NATO içi bir meseledir ve bizim taraf olduğumuz bir  konu değildir" diyebilirler. Gerilimin artması ile Rusya'nın deşifre olması NATO'yu yeniden uyandırabilir. 

Rusya'nın vaatleri gizli olacağı için gerilimin içinde olduğu da önceden anlaşılamaz ve sonra ortaya çıkar. Yani bunlar olabilir.

***

Doğu Akdeniz'de şu an savaş gemileri yığılması had safhadadır.Ve gerilim her gün daha da artmaktadır. Batı parlamentolarından hergün IŞİD'e karşı savaş kararları çıkmaktadır. Kararı alan Ortadoğu'ya geliyor. 

Bütün dünya IŞİD'e düşman, IŞİD'e savaş açıyor da bu IŞİD'in dostu kimse nedense bir türlü ortaya çıkmıyor. Gerçekte IŞİD; ABD,İngiliz ve İsrail kuklası bir terör örgütü ve onlara hizmet ediyor.

ABD,İngiliz ve İsrail IŞİD'i bahane ederek Esad'ı devirmeye çalışırken; Rusya ve İran da IŞİD'i bahane ederek Esad'ı kurtarmaya çalışıyor.Gerçek bu.

Hadis yorumlarında geçen "Zilhicce'de savaş konuşmaları" ifadesi ile sıcak savaş öncesi yapılacak "Psikolojik Savaş" kastediliyor. 

O, "psikolojik savaş da" şu an başlamış durumda ve tam gaz devam ediyor. Herkes birbirini suçluyor.

Erdoğan: "IŞİD'i Esed destekliyor."
Esad: "IŞİD'i Erdoğan destekliyor."
Putin:" IŞİD'i destekleyen G20 ülkeleri var" diyor. (ABD,İngiltere,Türkiye ve Suud'u kastediyor.Daha önce açıklamışlardı.) 
ABD: "IŞİD'e karşı koalisyona herkes katılmalı, IŞİD sadece hava operasyonları ile yenilemez, aynı zamanda kara operasyonları da şart" diyor.
ABD: "Geçiş süreciyle sınırlı olmak üzere Esad iktidarda kalabilir ve IŞİD'e karşı savaşta kara gücü olarak kullanılabilir" diyor.

Sekiz milyar insan seyrediyor ve "Tüm dünya IŞİD'e savaş açtı" diyor.

Bakalım gerçekten tüm dünya IŞİD'e mi savaş açtı yoksa Ortadoğu'ya bir birlerini yemek için mi geliyorlar göreceğiz.

Hadis yorumlarına göre birbirlerini yemek için geliyorlar.

Türkiye, şu an Doğu Akdeniz'de ve Suriye'de ve hatta Irak'ta sembolik olarak yer almalı ama ana unsurlarını asla ileri sürmemelidir.Çünkü orada olacak savaş tek bir ülkenin kazanacağı bir savaş olmayacak, belki de herkes kaybedecektir.İsrail'in de izlediği politika budur. Girmeyecek, kenardan izleyecek. Sadece provokasyonlar da en önde olacak.İsrail'in politikası kendi açısından doğrudur.

Bizi bekleyen ve mutlaka kazanmamız gereken ilk savaş Yunan harbidir.

Eğer Yunanistan ile (Rusya'nın kışkırtmasıyla) gerilim başlarsa yazdıklarımız da bir bir çıkacaktır. Allahu Alem. 

Bir sonraki yazı "3.Dünya Savaşında Kürtlerin Durumu" başlıklı olacak.

3 Aralık 2015 Perşembe

BİZ DEĞİL HADİS YORUMLARI HAKLI ÇIKTI

HADİS YORUMLARI YİNE HAKLI ÇIKTI


Bediüzzaman "Haklı çıktım" demeyi "İNSAFSIZLIK" olarak tanımlıyor. O nedenle sitemizdeki yazıların haklı çıkması durumu asla bize ait değil hadis yorumlarına ait bir haklı çıkmadır. Zaten hadis yorumlarını ve güncel analizleri paylaşıyoruz.Aksini iddia etmekten Allah'a CC sığınırız.

İşte hadis yorumlarının haklı çıktığı yeni bir olay:




YUNANİSTAN UÇAK DÜŞÜRME OLAYINDA "RUSYA'NIN TARAFINDA YER ALDIĞINI" AÇIKLADI.

Yunanistan NATO ülkesi olmasına rağmen Türkiye'nin değil Rusya'nın yanında yer aldığını açıklamış oldu.

Önceki yazılarımızda açıklamaya çalıştığımız hadis yorumlarında ahir zamanda Yunanistan'ın Rusya ile birlik olacağını ve TÜRK-RUS Savaşından önce TÜRK-YUNAN harbinin yaşanacağını ifade etmiştik.

Yunan Harbinin başlayacağı an hadis yorumlarına göre Türkiye'nin Suriye'ye giriş yaptığı andır. O andan itibaren Yunanlılar azacak ve Türkler Suriye'den ADAYA DÖNMEK ZORUNDA KALACAKLAR.

Dönülecek ada KIBRIS olduğuna göre Suriye operasyonundan önce KIBRIS'da aleyhimize bazı gelişmeler ortaya çıkması veya temellerinin atılması mümkün.Zaten şu andaki Kıbrıs yönetimi de TÜRK MÜ, RUM MU belli değil.

Yine daha önce yazdığımız bir konuda şuydu:

TÜRK - YUNAN Savaşının nedeni ile TÜRKİYE'nin 1974 de yapmış olduğu Kıbrıs Barış Harekatı'nın nedenleri arasında benzerlik var demiştik. O da gerçekleşiyor Allahu Alem.

Yani TÜRK-YUNAN Harbinde ABD, Türkiye'nin yanında olacak. 

Sitemizi yeni takibe başlayanlar şöyle düşünebilir:

"Ama ABD, 1974'de Türkiye'nin yanında değildi.Bize ambargo koydu. Bu nasıl benzerlik" diyebilirler.

Hayır öyle değil. 
ABD, 1974 Barış Harekatında da Türkiye'nin yanındaydı ama Yunanlılar ABD düşmanı olmasınlar, NATO'ya gönül rızası ile girsinler diye ABD, harekat sonrası aslında bu harekata karşıymış gibi Türkiye'ye ambargo koydu. Bu göstermelik bir tavırdı ve yalandı.

Kıbrıs Barış Harekatının esas sebebi Yunanistan'da cuntacı albaylar tarafından yapılan komünist darbeydi.Cuntacı albaylar SSCB'nin en güçlü olduğu bir dönemde bu darbeyi yapmışlar ve NATO üyesi de olmayan Yunanistan'ı Demirperde'ye itmişlerdi. Harekat bu girişimi engelledi ve Yunanistan'ın NATO'ya üye olmasıyla sonuçlandı.

Ama buradan şu da anlaşılmasın:
Kıbrıs Barış Harekatı hiç kimsenin desteği olmadan kendi hür irademizle yaptığımız ve kazandığımız bir zaferdir. ABD falan desteklememiştir tam tersine Türk Ordusunun adaya gitmesini istemişler ama bunu yapabilmek için de CIA ve MI6 ajanı Nikos Sampson ile adadaki Türklere saldırmışlardır. Bunun sonucunda Türk Ordusunun adaya gideceğini tahmin etmişler ve yanılmamışlardır.Olay budur.

Haydi buradan bir açılım daha yapalım...

Türkiye'nin; Yunanistan'ın NATO üyeliğini VETO hakkı vardı ve sivil siyasetçilerimiz de bu vetoyu kaldıracak kadar cesaretli değillerdi. Vetoyu darbe yapan Kenan Evren kaldırdı ve Yunanistan NATO üyesi oldu.

Sonra Kenan Evren Paşa "ABD tarafından kandırıldıklarını" da açıkça ifade etti.

Yunan harbi belki de bizim için kötü değil iyi olacak. Hakkımızda neyin hayırlı olacağını sadece Allah CC bilir.

Suriye sınırına çok fazla yığınak yapmaya gerek yok. Esas savaşı Yunanistan ile balkanlarda yapacağız. Tedbiri elden bırakmamak lazım.İnşallah ve Allahu Alem.

2 Aralık 2015 Çarşamba

ÖTEKİ GÜNDEM'DEKİ MEHDİ'Yİ GÖREBİLDİNİZ Mİ?

TRT1 EKRANLARINDAKİ ÖTEKİ GÜNDEM PROĞRAMININ BU HAFTAKİ KONUKLARI ARAŞTIRMACI YAZAR MEHMET ALİ BULUT İLE PROF.DR.ANIL ÇEÇEN'Dİ.



3.DÜNYA SAVAŞI KONUŞULDU.

Aslında çok şey konuşamadılar. Sadece her iki katılımcı da 3.Dünya Savaşının başlamak üzere olduğunu açıkladılar.

Adına Armagedon dediler, Doğu Akdeniz'deki savaş gemilerinin yığılmalarından bahsettiler.

Şimdi biz bu proğramı çok başka açıdan analiz edeceğiz.

Mehmet Ali Bulut bir araştırmacı yazar. Akademisyen değil. Anıl Çeçen ise Profesör ünvanına sahip bir akademisyen. 

Mehmet Ali Bulut, Kuran-ı Kerim'den ahir zaman ile ilgili bazı ayetleri ve bazı ahir zaman hadislerini paylaştı. Sonra bu ayet ve hadisleri yorumlamaya çalıştı.Yani güncel olaylarda bu ayet ve hadislerin anlamı ne olabilir sorusuna kendi görüşüne göre açıklamalar getirdi. Ancak ÇOĞU YANLIŞTI.

İşte bir örnek:

Melhamei Kübrayı anlatan hadislerden birinde her biri on ikibin kişiden oluşan seksen sancaklı iki ordunun Amik ve Dabık'da (Hatay Bölgesi ve Mercidabık) toplanırlar ve batıdan gelenler diğerlerine "Kadınlarımızı, kızlarımızı esir edenler ile aramızdan çekilin, onlarla savaşacağız" diyorlar ya...

Diğerleri de "Kardeşlerimizle sizin aranızdan asla çekilmeyiz"diyorlar ya... (Hadisin bir kısmı buna benzer anlatılıyor)

Bunu nasıl yorumladı biliyor musunuz?

"İşte Işid orada ya.. Batıdan gelenler de Doğu Akdeniz'de toplanıyorlar. Onların hepsi de IŞİD ile savaşmak için geliyor. Yarın Türkiye'ye "Çekilin aramızdan biz IŞİD' le savaşacağız" diyecekler ama biz "Kardeşlerimizle sizin aranızdan asla çekilmeyiz" diyeceğiz diyor. Vay cahil adam vay.

Ayrıca kendisiyle de çelişiyor ve IŞİD'in İsrail'e hizmet eden bir terör örgütü olduğunu da kabul ediyor. Açıklamadı ama belki de IŞİD'de mutasyon bekliyor.

Anıl Çeçen Hoca ise Bulut'un paylaştığı ayet ve hadis yorumlarını güncel gelişmelerle alakalı olarak öyle güzel yorumladı ki Mehmet Ali Bulut'a "Siz sadece ayet ve hadisi paylaşınız yorumuna karışmayınız. Anıl Çeçen Hoca yorumlasın" diyesim geldi.





Bakınız bu neyi gösteriyor...

Kuran'ın verdiği bir bilgi ya da haber ancak ve ancak o bilginin konusuna giren alanda ihtisaslaşmış bir uzman tarafından açıklanabilir. Anıl Çeçen Hoca Uluslararası İlişkiler uzmanıdır. Dünya Siyasetini çok iyi bilen bir insandır.

Mehmet Ali Bulut'un açıklamaları baktı ki çok ama çok sapma yoluna gidecek, hemen bir soru ile durduruverdi:

Dedi ki:

Geçtiğimiz günlerde ABD'de bir Suudi General ile Üst düzey bir İsrail'li ortak bir basın açıklaması yaptılar:

" Ortadoğu'da Suud ile İsrail işbirliği yapacak ve Türkiye ile İran'ın amaçlarına ulaşması engellenecek.Çünkü biz Türkiye ile İran'ın Ortadoğu'da etkili olmasını istemiyoruz. Bu nedenle orada bir Kürdistan Devleti kurulmasını da destekliyoruz" dediler. Bunu açıklamaya gerek var mı?" dedi.

Ve Anıl Hoca, Bulut'u susturuverdi.

Vardığımız kanaat o ki  çıkacak olan Hz.Mehdi AS'ı Mehmet Ali Bulut bu bilgi ile biraz zor bulur ama Anıl Hoca onun Mehdi olduğunu bilmese bile ilk destek verenlerden olur görüşündeyiz.

Mehmet Ali Bulut'un anlattığı hadis yorumunun detayı ise şöyledir Allahu Alem:

Akdeniz'deki bu yığılma arttıkça artacak. Rus ve ABD savaş gemileri orada.Çin, Fransa da geldi ve bugünden itibaren de İngiliz gemileri gelecek. Uçakları ise Türkiye'de. Sinir harbi zaten başladı.Çatışmaya dönecek.

IŞİT bahanedir, birbirlerine karşı toplanıyorlar. Yoksa IŞİD ile savaşmak için o kadar savaş gemisine ne gerek var?

Türkiye ile Suriye arasında bir savaş başlayacak. Ya Suriye Rusya'nın desteği ile Hatay'a vuracak.Ya da Türkiye ABD'nin desteği ile Cerablus'u alacak. Bize göre ilk Türkiye, sonra Suriye Allahu Alem.

Bu olay üzerine Suriye, Ürdün'de bulunan koalisyon ordusu tarafından işgal edilecek. Ve bu işgal esnasında Rusya'nın Suriye ve Akdeniz'deki askeri birlikleri zor da kalacağından Rusya, Ermenistan üzerinden Amik Ovasına inecek. İşte esas büyük savaş da o zaman başlayacak. 

Hadis yorumu, olayların burasını ve bundan sonrasını anlatmaktadır. Ruslar indiğinde Amik ovasında yenilecekler. Yenenler de Suriye'ye yönelecekler.İşte "aramızdan çekilin" sözü de o anda söylenecek.

Ancak burada bizim de çözemediğimiz bir olay var. O da şudur:

Hadiste " Kadınlarımızı ve kızlarımızı esir alanlarla aramızdan çekilin" denildiğine göre o kadınların ve kızların da Suriye'de olma ihtimali olmadığına göre bu ne olabilir, çözebilmiş değiliz. Allah CC bilir. 

Yani şu anda Suriye'de batılıların ya da Rusların esir edilmiş kadınları, kızları mı var ki? Yok tabi. Bunu çözemedik. Doğrusunu ve işin aslını Allah CC bilir.

IŞİD bazı illerden kadınları, kızları kaçırırsa ve Suriye'de ya da Irak'da esir olarak tutarsa.. Tabi gelecekte böyle bir olay olursa o zaman bir açıklaması da olabilir. Allahu Alem. 

IŞİD yakın bir gelecekte batılı kadınları (Hristiyan Avrupalı ya da ABD'li) kaçıracak ve Suriye ya da Irak'da saklayacak dersek olabilir mi? Olabilir.   

Son olarak tekrar edelim ki, Kuran-ı Kerim'i akıl ve bilimin rehberliğinde sadece ilim adamları , o da sadece kendi branşlarıyla ilgili olan bilgileri açıklayabilirler. Başkası açıklayamaz.