ÖNCEKİ YAZININ DEVAMIDIR
BUNUN ADI LAİKLİKTİR. NASIL MI?
AKP önce iç politikada, sonra da dış politikada çok büyük politika değişikliklerine gidiyor. Herkes AKP'yi eleştirirken bunun sürmeyeceğini AKP'yi iç ve dış koşulların değiştireceğini biz bu sitede daha önce yazmıştık. O zaman biraz üstü kapalı yazılması gerekiyordu. Artık tam olarak yazabiliriz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bunun adı medeniyettir. Dürüst bireylerin toplum çıkarlarını kendi çıkarlarına tercih etmesini sağlamaya çalışan bir medeniyet amaçlanmaktadır.
Üniter bir devlettir. Bölünemez, parçalanamaz. Her karış toprağının bedeli kandır, başka bir bedelle elden çıkarılamaz.
Ulus Devlettir, Ulus Millettir. Bu topraklarda yaşayan herkes birinci sınıf vatandaştır. Anayasal haklardan herkes aynı şartlarda, eşit olarak yararlanır.
Anayasa çeşitli alt unsurlardan oluşan bu ulusa "Türk Milleti" adını vermiştir. Bu bağlamda bu ülkenin vatandaşı olan herkes hangi ırka mensup olursa olsun ona "Türk" denilecek ve her hangi bir ayrım yapılmayacaktır. Yapılamaz.
Türk Ulusu' nun; din ,dil, ırk, mezhep gibi kişilerin nevi şahsına münhasır özellikleri bölünmeye, parçalanmaya sebep olacak farklılıklar değil kimliğini ve kültürünü zenginleştirecek hazinelerdir.
Bu bağlamda;
tek bir Türk'ün güvencesi de,
tek bir Kürdün güvencesi de,
tek bir Alevi'nin güvencesi de,
tek bir Sünni'nin güvencesi de,
tek bir Şii'nin güvencesi de,
tek bir Roman'ın güvencesi de,
Yasamasıyla, Yürütmesiyle, Yargısıyla;
Ordusuyla, Devletiyle, Milletiyle
bu seksen milyona aittir.
Aksini iddia eden tüm bu unsurlarıyla birlikte bu SEKSEN MİLYONU tam karşısında bulur.
Bunun adı medeniyettir.
Bir başka ifade ile medeniyet; toplum çıkarlarına kendi çıkarlarını canları pahasına feda edebilecek
ahlaklı, bilgili, çalışkan, dürüst, inançlı bireyler yetiştirme ve o bireylerin oluşturduğu toplumu yüksek bir davaya yönlendirip tüm yeryüzüne hak ve adaleti hakim kılma mücadelesidir.
Başlığa dönersek "Katil Şii ya da Sünni olmazdan önce katildir" sözü dosdoğru bir sözdür ve laikliğin de tam kendisidir.
AKP, hızla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yukarıda saydığımız ilkelerine doğru yol almaktadır.
Bu yanlış değil, doğru bir yöneliştir.
Dış politikada sarf edilen bu sözler değerinin bilinmesi açısından Atatürk'ün ne kadar ileri görüşlü ve medeni bir devlet adamı olduğunun da ispatıdır.
Türkiye Ortadoğu'da ABD ve Batılı emperyalistlerin Şiilik ve Sünnilik üzerinden Mezhep savaşı çıkararak Müslümanları katletme oyunlarına gelmeyeceğini göstermiş ve Atatürk'ün izinden gitmeye karar vermiştir.
"Yurtta Sulh Cihanda Sulh" diyen Atatürk ahir zamanda medenilere galebe çalmanın zorla değil barış ortamında ve müzakere ile olabileceğini ifade etmişti.
Aynı görüşü Bediüzzaman da "Ahir zamanda medenilere galebe çalmak icbar ile değil ikna iledir"diyerek dini açıdan teyit etmişti.
Şu kadar ki Atatürk'ün açıklamaları siyasi strateji ürünü iken Bediüzzaman'ın açıklamaları dini açıdan stratejinin fetvasıydı. Bu gün de bu fetvaya uygun giden bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz.
Ancak Bediüzzaman'ın yolundan dini açıdan bu gün diyanetin dışında Cemaat de gitmekteydi. İkna ile medenilere galebe çalmaya çalışıyorlardı.
AKP, bu hatasından da dönecek ama kendisi için geç de olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.