VE İSTANBUL
Ahmet üç okula birden yazılmıştır. Abdullah Bey ve Emine Hanımın çalıştığı orta okula gitmektedir.Hafta sonları için de bir spor okuluna kaydedilmiştir. Okul çıkışında hemen her gün evlerinin yakınında bulunan ve arkadaşlarının kaldığı bir eve gitmekte ve bazen de orada kalmaktadır.Çünkü bu evi sevmiştir.Hem Risale okutulmakta hem de Ahmet'in sevdiği askeri okul kitapları okutularak Ahmet'e özel ders verilmektedir.
Ahmet, hem fiziksel hem de zihinsel olarak olağanüstü gelişmekte ve okulunda da takdirname almaya devam etmektedir.
Kuleli Askeri Lisesi sınavlarını derece ile kazanır ve hayaline kavuşur. O artık pırıl pırıl bir üniformaya kavuşmuştur.
Üniformasını giyer,aynanın karşısına geçer ve kendisine bakar sonra şöyle söylenir:
"Ya Rabbi! Bu üniformayı Sultan Alparslan'ın üstünde Malazgirt'de,Fatih Han'ın üstünde Bizans Surlarında, Atatürk'ün üstünde Sakarya'da nasıl aziz kıldıysan benim üzerimde de öyle aziz kıl.Ben de tıpkı onlar gibi bu haki elbiseyi kefen niyetine giydim kabul buyur ve onların üstünde nasıl bembeyaz kıldıysan benim üzerimde de bembeyaz kıl. Varlığım senin yolunda ölenlerin ve kahraman Türk Milleti'nin varlığına armağan olsun.Kabul buyur Ya Rabbi."
Ahmet iki yıl sonra annesini, beş yıl sonra da babasını kaybeder.
AYNI YIL
Kara Harp Okulu bahçesi.
"Yasin sen nereden geldin?"
"Afganistan'dan"
"Afgan mısın? Türk mü?"
"Türküm Ahmet, Horasan Türk'üyüm. Hani o yüzyıllar önce gelip de unuttuğunuz Horasan"
'Dert etme kardeş Osman'la gelir çekeriz yine Göktürk Bayrağını Allah'ın izniyle.Öyle değil mi Osman?"
"Çekeriz Ahmet'im çekeriz Allah'ın izniyle. Yeter ki Yasin istesin."
İnşallah der sınıfa giderler.
DÖRT YIL SONRA
Üç tane pırıl pırıl teğmen kılıçlarını kuşanmışlardır. Kendi aralarında and içerler:
"And olsun ki tüm insanlığı Türk'ün adalet kılıcıyla zalimlerin zulmünden kurtaracağız."
(İnşallah Arslanlar İnşallah)
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.