KISA KISA HABERLER VE YORUMLARI
SİSİ
Mısır'ın diktatör lideri SİSİ "İsrail'in İran kaygıları uluslararası kamuoyu tarafından dikkate alınmalı" dedi. Sisi bu açıklamasıyla İran'a karşı, Haçlıların "Sünni piyadelerle savaş" teorisine yeşil ışık yaktı.
Karşılığında ABD, Mısır'daki ekonomi zirvesine Dış İşleri Bakanı Kerry'i göndererek Suud ve Körfez ülkelerinden Mısır'a 20 milyar dolarlık yardım sağladı.
ABD,İran karşıtı ittifakı Sisi-SUUD önderliğinde kurmaya çalışırken Türkiye'nin dışlanacağını düşünen Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül de SİSİ rolüne soyunarak zehir zemberek bir İran düşmanlığı yazısı yazdı.
CIA
CIA Başkanı "Amerika, Esad devletinin yıkılması peşinde değil.Çünkü bu durumda bölgedeki aşırıcı grupların güç kazanmasının önü açılmış olur" dedi. Yani ABD bir kaç yıl önce "Esad gidecek" derken, bizi Esad'ın gitmesi için Suriye ile düşman ederken, şimdi kendisi Esad'ın gitmesini istemiyor ve bizi de satışa getirmiş bulunuyor. Bunu niçin yaptı?
Zaten ABD'nin amacı Esad değildi, Suriye'nin bölünmesi ve kuzeyinde Kürt devleti kurulmasının sağlanmasıydı.Tıpkı Irak'da olduğu gibi. Peki ne oldu?
Esad ve Esad'ın üst düzey temsilcisi "Suriye'nin kuzeyinde Kürtlere Özerklik verilmesi konusunun görüşülebileceği" açıklamasını yaptılar. ABD'nin de istediği buydu ve istediğini Esad'dan aldı.Şimdi inmesini bunun için istemiyor. Peki biz Esad'dan istediğimizi alabildik mi? Alamadık çünkü biz Esad'dan vermeyeceğini bile bile Esad'ı istedik. Kısa vadede ABD'nin oyununa geldik.Ama uzun vadede ABD oyuna gelecek.Çünkü:
Esad tamamen İran'ın güdümündedir ve her açıklamasını İran'ın onayı ile yapmaktadır. Burada İran'ın amaçladığı şey Esad'ın koltuğunun sağlama alınmasıdır. Aslında ABD ile oturup Kürtlere Özerklik konusunu falan görüşmeyecekler. Yani görüşseler bile Nükleer Müzakereler gibi ABD'yi oyalamaktan ibarettir ve özerklik vermeleri kesinlikle mümkün değildir.Böyle bir amaçları da yoktur.
Bu zaman aralığında Musul ve Kerkük İran'ın kontrolüne geçecektir.İstedikleri budur. Tıkrit şu an İran'ın kontrolüne geçmiş durumdadır. Ve Musul operasyonu da hem her şeyin başlangıcı hem her şeyin sonu ya da sonun başlangıcı,kırılma noktası, adına ne derseniz deyin "Esas amaçların net olarak ortaya çıkacağı" bir operasyon olacaktır.Sonu da Karkısa Savaşıdır Allahu Alem. İşte ABD, bu yüzden uzun vadede oyuna gelecektir.
PUTİN
Önce Sisi'yi ziyaret etti ve -ABD'nin- Sünni blokunun dışında kalması için telkinde bulundu. Sisi, Putin'i gider gitmez satışa getirdi ve Sünni bloğun öncüsü olacağını ilan etti. İsrail ve Suud da tam destek verdi.
Putin gerçekten zor durumda. Batının yaptırımları Rusya ekonomisini çökertmek üzere.İran'dan başka İslam Dünyasında desteği yok. Türkiye,Mısır,Pakistan hiç biri Rusya tarafında değil.
Putin'in Müslüman oldu iddiaları da bu gerçeği değiştirmeyecek. Putin bundan sonra sadece "Müslüman olduğunu ama Şii mezhebini seçtiğini" dolaylı yoldan iddia ettirebilir. Şiiliğin güçlenmesi için bunu yaptırabilir.Peki Şiilik güçlenir mi?
Bizim Şiiliğe bakış açımız bellidir ve önceki yazılarımızda vardır.Yanlış bir mezheptir ama Ahir Zaman olaylarını din ve mezhep bazında değil siyasi olarak değerlendirmek lazımdır.
Çünkü Şiilik netice itibarı ile Hz.Mehdi AS'a entegre olmuş bir mezheptir.Hz.Mehdi AS zuhur ettiğinde kendiliğinden ortadan kalkacağı şimdiden taahhüt edilmiş bir mezheptir.O nedenle bu olayları tamamen siyasi olarak değerlendirmek ve Şiilikten ziyade İran Devleti'nin yapmak istedikleri, yapabilecekleri ve yapamayacaklarına bakmak gerekiyor.
İran Devleti ABD'yi epey yıpratacak,Rusya'yı ABD ile savaşa çekecek sonunda kendisi de yıkılacak ve yerini Siyah Sancaklılara bırakacak bir devlettir. Bu mücadelesinde ne kadar başarılı olursa İslam için de o kadar yararlı olacaktır.Hepsinin sonunda Hz.Mehdi AS'ın zaferi gelecek İnşallah.
ZUHURA AYLAR KALDI... GELİYOR İNŞAALLAH... HZ.MEHDİ; PEYGAMBER ASM EFENDİMİZİN 40.KUŞAK TORUNUDUR. MEKKE'DE ZUHUR EDECEK İSLAM BİRLİĞİ'Nİ KURACAK. ŞAM' DA HURUÇ EDECEK,ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI' NI KAZANACAK,KARARGAHI GUTA OLACAKTIR.İNŞAALLAH. safaasya@hotmail.com
14 Mart 2015 Cumartesi
12 Mart 2015 Perşembe
PUTİN'İN "MÜSLÜMAN OLDUĞU" İDDİA EDİLİYOR
RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN MÜSLÜMAN MI OLDU?
İŞTE BASINDA GEÇEN İDDİALAR
İŞTE BASINDA GEÇEN İDDİALAR
Rusya Devleti Başkanı Vladimir Putin'in uzun süredir Kur'an
okuduğu ve geçtiğimiz günlerde İslam'ı seçerek Müslüman olduğu iddia edildi.
Kazakistan'ın başkenti Astana'da 12 - 13 Mart tarihleri
arasında yapılacak zirvenin Rusya Devleti Başkanı Vladimir Putin katılmayacağı
için ileri bir tarihe alınması Putin'le ilgili pek çok tartışmaya sebep oldu.
Kazak yetkililerce Putin'in hasta olduğu iddia edilirken Rusya'da Devleti
Başkanı'nın bir süredir basın önüne hiç çıkmaması kamuoyunun gündeminde. Kremlin ise resmi internet sitesinden
Putin'in basına kapalı üç toplantıya katıldığını duyurdu.
Putin'in nerede olduğu tartışmaları sürerken asıl çarpıcı
iddia ise Rus merkezli bir internet sitesinde yer aldı. Gezitter.org internet
sitesinde yer alan habere göre bir süredir Kur'an - ı Kerim okuyan Vladimir
Putin İslam'ı din olarak seçti ve Müslüman oldu. İnterfaks Televizyonu'na
dayandırılan habere göre Vladimir Putin'in basın danışmanı Dimitri Peskov da
iddiaları doğrulayarak "Evet, Putin böyle bir karar aldı" ifadelerini
kullandı. Azerbaycan merkezli yayın yapan internet sitesi Ans Press'e göre ise,
Putin'in basın danışmanı Peskov, "Vladimir Vladimiroviç her şeyi bana
danışmıyor ancak ben onu uzun süredir tanıyorum ve Kur'an okuduğunu biliyorum.
Ben de aynı konuda meraklanıyorum ve ben de Kur'an okuyorum." şeklinde
konuştu.
Ans Press'e göre Çeçenistan'ın Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı
Kadirov da mikro blog sitesi Twitter üzerinden yayınladığı mesajla Putin'in
'kafirlere ve münafıklara karşı cihad ilan edeceğini' öne sürdü. Putin'in
Müslüman olduğunun bir süredir gündemde olduğunu söyleyen internet sitesine
göre geçtiğimiz günlerde Kuzey Kafkasya'ya giden Devlet Başkanı Müşaviri Mihail
Şevçenko, Kafkasya'daki Müslümanları Rus bayrağı altında toplanmaya çağırdı.
Öte yandan politik analist Sergey Makarov, "Putin'in
kararı jeopolitik durumla da ilgili. Başkanımızın ana kaygısı Rusya'nın
menfaatleri. Liberal Batı ahlaksızlığıyla kuşatılmış durumdayız ve İslam
ülkeleri bizim için güvenilir müttefikler olabilir. Son tahlilde hepimiz tek
Tanrı'ya inanıyoruz." dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un iddiaları
doğruladığı öne sürülürken henüz ana akım medyadan konuyla ilgili güçlü bir
teyit ya yalanlama gelmedi.
VE YORUM
Manşete koyduğumuz resmi özellikle seçtik. Daha önce Rusya'nın Müslüman olmak için ABD'den daha elverişli bir ortamda olduğunu ifade eden bir yazı yazmıştık. O yazıda Cemaati eleştirmiş ve ABD yerine Rusya'yı tercih ederek hizmet faaliyetini yürütselerdi Rusya çoktan Müslüman olmuştu iddiasında bulunmuştuk.
Üstteki yazıda yer alan Çeçen Lider Kadirov'un iddiasına tekrar bakınız.
Peki gerçekten Putin Müslüman oldu mu ve olduysa bu ne ifade eder?
Gerçekten Müslüman olmuş olabilir.Eğer doğruysa bu sadece Rusya'da değil tüm dünyada büyük ses getirir ve pek çok insan bireysel olarak Müslümanlık hakkında kendi zihninde bir mücadeleye girebilir.
Ama bu Rusya'nın ya da her hangi bir devletin kurum olarak Müslüman olacağı anlamına gelmez.Olsa olsa Putin'i Rusya'da zor duruma düşürür.Şimdi Cemaat ne demek istediğimizi daha iyi anlamıştır. Eğer Cemaat Rusya'da da Türk Cumhuriyetleri kadar etkili olabilseydi (Ki bunu ABD ile ilişkileri yüzünden Putin engelledi) şimdi Rusya'nın topyekun Müslüman olması çok daha kolaydı.
Eğer Müslüman olmamışsa ve bu iddialar kasıtlı ise o zaman olay tamamen siyasidir ve çok dehşetli bir geleceğin de habercisidir. Şöyle ki:
Putin 3.Dünya Savaşını gördü ve bu savaşı ABD ile yapacağını anladı.(Karar verdi de diyebiliriz.)Bu savaşı kazanabilmenin tek yolu olarak ise Müslüman- Rus İttifakını görüyor.
Şimdi manşete bu anlamda tekrar bakalım. Bu sözü enerji hattı için söylemişti ama bugün daha anlamlı oldu. Yani Putin ABD'ye karşı savaşta Türkiye'yi de kendi safında görmek istiyor. Yarın kendisi çıkıp da "Evet Elhamdülillah Müslüman oldum" derse Türkiye'de ABD yanlısı AKP'ye karşı her şey değişebilir.
Bir de Putin Müslümanların güvenilirliğine İran aracılığı ile gayet ciddi inanmış olabilir. Çünkü İran, Rusya ile müttefiklikte Rusya'ya çok önemli güven başarıları sundu. Kasım Süleymani ABD'den önce Tıkrit'i IŞİD'den aldı ve Musul'a da girecek. Irak idaresi Musul harekatını Süleymani'nin yönetmesini istedi. Bunlar Rusya'ya, İran'a güvenme noktasında önemli teminatlar veriyor. İlaveten yanında Türkiye'yi de görmek istiyor.
Ayrıca Putin ABD ve Koalisyon güçlerinin Suriye'yi işgale hazırlandıklarını da gördü. Nisan öncesi bu açıklamalar zamanlama bakımından da manidar. ABD Genel Kurmay Başkanı Irak'taydı.Öteki Generaller Türkiye'de. İşler iyice kızışıyor ve Nisan'da Musul operasyonuyla birlikte taşeronların yerine ağababalar meydana inecek.
Ayrıca Putin ABD ve Koalisyon güçlerinin Suriye'yi işgale hazırlandıklarını da gördü. Nisan öncesi bu açıklamalar zamanlama bakımından da manidar. ABD Genel Kurmay Başkanı Irak'taydı.Öteki Generaller Türkiye'de. İşler iyice kızışıyor ve Nisan'da Musul operasyonuyla birlikte taşeronların yerine ağababalar meydana inecek.
EY PKK'LILAR BİZ SİZE DEMEDİK Mİ SONUNUZ ÇOK YAKIN DİYE!
Rusya'nın bu hareketi yani Türkiye'yi yanına çekme hareketi acaba ABD'de nasıl karşılık bulacak? ABD yıllardır bölmeye çalıştığı Türkiye'yi bölgenin en güçlü ülkesi olması ve kendi safında kalması için TÜRKİYE 'NE İSTERSE' YAPACAK.
ABD, Türkiye'ye muhtaç olduğunda Türkiye'deki dengeler ne olur dersiniz?
Hani çok sevinen PKK'lılar olmuştu ya yeni ABD başkan adayının "Türkiye'den toprak almamız gerekecek, Kürdistan'ı kuracağız" sözüne. Alırsınız.
Biz "Kürt kardeşlerimiz bu PKK'ya uymasınlar, katılmasınlar" derken sitemize giren Kürt kardeşlerimiz bizi kınıyor ve "Bir de Kardeşim diyorsun" diye bizi eleştiriyorlardı.
Kürt kardeşim sen benim gerçekten kardeşimsin.(Çünkü sen kabul etmesen de ben seni Türk bilirim, doğrusu da bu.)Öyle olmasa yani seni sevmesem PKK'ya katılma zarar göreceksin der miyim?
"Bu vatanı sevmeyen kim varsa PKK'ya katılsın çünkü nasıl olsa öleceksiniz" der geçerim.
Tekrar söylüyorum PKK'dan uzak durunuz çünkü ecelleri çok yaklaştı. Yarısı zaten Musul harekatında Süleymani tarafından öldürülecek. Kalanları Süfyan tarafından yok edilecek;ondan da kalan olursa Hz.Mehdi AS'ın hışmına uğrayacak.
Türk Milleti için TAN VAKTİDİR.İnşallah.
Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir.
10 Mart 2015 Salı
İSTANBUL 3.BÖLGE
OSMAN PAŞA İSTANBUL 3.BÖLGENİN BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYIDIR
Biz Ankara'da yaşıyoruz. Osman Paşamıza oy verme şansımız yok.
Bu yazımız İstanbul 3.Bölgede oy kullanan vatandaşlarımızadır.
Biz Ankara'da yaşıyoruz. Osman Paşamıza oy verme şansımız yok.
Bu yazımız İstanbul 3.Bölgede oy kullanan vatandaşlarımızadır.
Sinop'un Gerze ilçesinde doğan Pamukoğlu, 11 yaşından 55
yaşına kadar askeri üniforma giymiştir. Selimiye Askeri Ortaokulu, Kuleli
Askeri Lisesi, Kara Harp Okulu, Piyade Okulu, Kara Harp Akademisi, Silahlı
Kuvvetler Akademisi ve Milli Güvenlik Akademisi'nde öğrenim görmüştür. 10 yıl
piyade subayı, 16 yıl kurmay subay olarak, kıta komutanlıkları ve karargah
subaylığı görevlerinde bulunmuştur. 1990-1992'de Edirne-Uzunköprü'de 42'nci
Piyade Alay Komutanlığı, 1993-1995'de Hakkari'de Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik
Komutanlığı, 1998-2000'de Kıbrıs'ta 28'nci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı,
2000-2001'de İstanbul'da Piyade Okul Komutanlığı vazifelerini yapmıştır.
1993'de Tuğgeneralliğe terfi etmiş, 1997'de Tümgeneralliğe
yükselmiştir. 2002'de Tümgenerallikten emekli olan Pamukoğlu toplamda 43 yıl
askeri üniforma giymiştir. Osman Pamukoğlu, 1. Dereceden Altın Üstün Cesaret ve
Feragat Madalyası, 2 kez Üstün Cesaret ve Feragat Nişanı ve 5 kez Üstün Birlik
Yetiştirme Nişanı almıştır. Pamukoğlu, Türk Ordusu'nda 5 tane Üstün Birlik
Yetiştirme Nişanı'na sahip tek kişidir.
PKK'ya karşı mücadele
1993-1995 yılları arasında Hakkari bölgesinden sorumlu
olarak PKK'ya karşı yönettiği üstün mücadele dağlardaki PKK'ya bağlı militanlar
sayısının 12.000'den 5.500-6.000 aralığına inmesini sağlamıştır. 30'a yakın yapılan
sınır dışı askeri harekatların neredeyse tümü onun yönetiminde yapılmıştır. Bunlardan
birinde PKK’ya yardım eden iki ABD helikopterini düşürdüğü için ordudan emekli
edilmiştir. O dönemin genelkurmay başkanı “Üç tane Pamukoğlu Paşa olsa terörü bitiririz”
demiştir.
Ömrünü bu millete adayan Osman Paşamızın Milletvekili olma hakkı bu ülkenin havasını soluyup suyunu içen milyonlarca kişiden çok daha fazladır.
İstanbul 3.bölge dışında yaşayan vatandaşlarımız hangi partiye oy verirlerse versinler ama bu bölgede yaşayan vatandaşlarımız da hangi siyasi düşünceye sahip olurlarsa olsunlar Osman Paşamıza bir oyu çok görmesinler.Çünkü o bunu hak ediyor.
9 Mart 2015 Pazartesi
YORUMSUZ
BU YAYINA YORUM YAPMAYA GEREK VAR MI?
AK Parti'den parti kapatmaya flaş hamle...
AK Parti, parti kapatmayı imkansız hale getirmek amacıyla
Anayasa değişikliği için teklif vermeye hazırlanıyor.
CHP'yi kapatma iddialarına karşı AK Parti, parti kapatmayı
imkansız hale getirmek amacıyla Anayasa değişikliği için teklif vermeye
hazırlanıyor, parti grubunda imza toplanıyor.
Medyadan son haber
8 Mart 2015 Pazar
CHP'YE KAPATMA DAVASI
CHP KAPATILIRSA KİM KAZANÇLI ÇIKAR?
KISA HABERLER ŞÖYLEYDİ:
FUAT AVNİ: "CHP'ye kapatma davası açıp kapatacaklar. Bunu AKP istiyor."
KILIÇDAROĞLU: "Evet CHP'ye karşı AKP'nin bir 'kapatma' çabası olduğunu biliyoruz."
AKP ise yalanladı.
Tırnak içi ifadeler aynen değilse de benzer ifadelerdi.
Dikkatinizi çektiniz mi?
Vatan Partisi cephesinden bu konuda ses çıkmadı.
Oysa CHP'nin kapatılmasından en kazançlı çıkacak parti VATAN PARTİSİ'dir.
Yani onların işine gelir. Öyleyse bu kapatma işi doğru olabilir mi ve bunun arkasında da Fuat Avni'nin dediği gibi AKP değil Vatan Partililer olabilir mi?
Biz bu soruların cevabını belge ve bilgiye dayanarak siyasi bir analiz ile aramayacağız.Çünkü bu konuda bir bilgimiz yok.
Ancak sitemiz Ahir Zaman olaylarını Hadis Yorumlarına göre yorumlayan bir site olduğu için biz de Hadis Yorumlarına göre analiz edeceğiz İnşallah.
AKP için en iyi ana muhalefet partisi mevcut şekliyle bu CHP'dir. Bir yanlış yapsa ve oy kaybına uğrayacak olsa eleştiren Kılıçdaroğlu'na kolayca ön alıp oylarını muhafaza edebiliyorlar.
Dolayısıyla CHP'nin kapanmasından AKP çok büyük zarar görür ve böyle bir şeyi aklından bile geçirmez. Zaten o yüzden yalanlıyorlar ve söyledikleri de bize göre doğrudur.
Şeyh Abdullah Dağıstani Hazretlerinin ifşaatlarına göre tamamen sosyalist bir yapılanma üç ay süre ile de olsa iktidar olacak. Muhtemelen bu da Vatan Partisi olabilir diye düşünüyoruz.
Eğer Vatan Partisi iktidara gelecekse nasıl gelebilir?
CHP kapatılırsa zaten yolun yarısı alınmış olur ve sandıkta da çıkabilir. Yani Vatan Partisi 7 Haziran'da sandıktan ikinci parti bile çıksa o muhalefet bu muhalefet gibi olmaz ve bu sokağa da yansır.
Eğer bu A planı ise bir de B planı olmalıdır.
Eğer AKP bu A planını görür, kendi aleyhine yorumlar ve engeller ise B planına geçebilirler.
Muhtemelen o da mevcut CHP Milletvekillerinden mecliste grup kuracak kadar bir grubu transfer etmek olabilir.
Zaten böyle bir bölünme de CHP'yi sandıkta bitirir ve A planı ile aynı sonuç elde edilmiş olur. Bunun B planı olmasının nedeni de oy hesabı olabilir. A Planında daha çok, B planında daha az oy öngörülmüş olabilir.
Tabi bu yorumlar ahir zamanda- eğer o parti ise- Vatan Partisi'nin nasıl iktidara gelebileceği ile ilgili tahminlerdir.
Hepsi tahmindir. Allahu alem.
En doğrusunu Allah CC bilir.
KISA HABERLER ŞÖYLEYDİ:
FUAT AVNİ: "CHP'ye kapatma davası açıp kapatacaklar. Bunu AKP istiyor."
KILIÇDAROĞLU: "Evet CHP'ye karşı AKP'nin bir 'kapatma' çabası olduğunu biliyoruz."
AKP ise yalanladı.
Tırnak içi ifadeler aynen değilse de benzer ifadelerdi.
Dikkatinizi çektiniz mi?
Vatan Partisi cephesinden bu konuda ses çıkmadı.
Oysa CHP'nin kapatılmasından en kazançlı çıkacak parti VATAN PARTİSİ'dir.
Yani onların işine gelir. Öyleyse bu kapatma işi doğru olabilir mi ve bunun arkasında da Fuat Avni'nin dediği gibi AKP değil Vatan Partililer olabilir mi?
Biz bu soruların cevabını belge ve bilgiye dayanarak siyasi bir analiz ile aramayacağız.Çünkü bu konuda bir bilgimiz yok.
Ancak sitemiz Ahir Zaman olaylarını Hadis Yorumlarına göre yorumlayan bir site olduğu için biz de Hadis Yorumlarına göre analiz edeceğiz İnşallah.
AKP için en iyi ana muhalefet partisi mevcut şekliyle bu CHP'dir. Bir yanlış yapsa ve oy kaybına uğrayacak olsa eleştiren Kılıçdaroğlu'na kolayca ön alıp oylarını muhafaza edebiliyorlar.
Dolayısıyla CHP'nin kapanmasından AKP çok büyük zarar görür ve böyle bir şeyi aklından bile geçirmez. Zaten o yüzden yalanlıyorlar ve söyledikleri de bize göre doğrudur.
Şeyh Abdullah Dağıstani Hazretlerinin ifşaatlarına göre tamamen sosyalist bir yapılanma üç ay süre ile de olsa iktidar olacak. Muhtemelen bu da Vatan Partisi olabilir diye düşünüyoruz.
Eğer Vatan Partisi iktidara gelecekse nasıl gelebilir?
CHP kapatılırsa zaten yolun yarısı alınmış olur ve sandıkta da çıkabilir. Yani Vatan Partisi 7 Haziran'da sandıktan ikinci parti bile çıksa o muhalefet bu muhalefet gibi olmaz ve bu sokağa da yansır.
Eğer bu A planı ise bir de B planı olmalıdır.
Eğer AKP bu A planını görür, kendi aleyhine yorumlar ve engeller ise B planına geçebilirler.
Muhtemelen o da mevcut CHP Milletvekillerinden mecliste grup kuracak kadar bir grubu transfer etmek olabilir.
Zaten böyle bir bölünme de CHP'yi sandıkta bitirir ve A planı ile aynı sonuç elde edilmiş olur. Bunun B planı olmasının nedeni de oy hesabı olabilir. A Planında daha çok, B planında daha az oy öngörülmüş olabilir.
Tabi bu yorumlar ahir zamanda- eğer o parti ise- Vatan Partisi'nin nasıl iktidara gelebileceği ile ilgili tahminlerdir.
Hepsi tahmindir. Allahu alem.
En doğrusunu Allah CC bilir.
MUTLAK GÜÇ
MUTLAK GÜÇ SAHİBİ KAYITSIZ ŞARTSIZ ALLAH'U ZÜLCELALDİR. (CC)
O (CC) HER ŞEYİ BİLEN HER ŞEYE GÜCÜ YETENDİR.
ALİMDİR, AZİZDİR.
BEŞERİ GÜÇ İSE ALLAH'IN (CC) VERDİKLERİ İLE SINIRLIDIR.
BEŞERİ GÜCÜN İKİ UNSURU VARDIR.
BEYİN GÜCÜ VE BİLEK GÜCÜ
Beşeri Güç külli iradenin cüzi iradeye bağışladığı beyin ve bilek gücünden oluşur.
Bu insanlar için de geçerlidir, devletler içinde geçerlidir.
Cenab-ı Zülcelal yeryüzünde kullarına imtihan gereği belirli bir beyin ile bilek gücü vermiş ve onunla yeryüzünde hakimiyet kurmaları için cüzi iradeyi serbest bırakmıştır.
İnananlar ve inanmayanlar olmak üzere kullar da ikiye ayrılmıştır.
İnananlar bu beyin ve bilek gücü ile yeryüzünde peygamberlerinden öğrendikleri ilim ile hakkı hakim kılmak için çalışacaklar; inanmayanlar da yine bu beyin ve bilek gücü ile şeytanlarından öğrendikleri ilim ile yeryüzünde haksızlık,dinsizlik ve zulmü söz sahibi yapacaklardır.
Ancak Cenab-ı Mevla CC Rahmandır ve Rahim'dir. Kullarına karşı şefkatlidir ve her daim zalimlere karşı mazlumların yanındadır.
Cüzi İradenin beyin ve bilek gücünün yetersiz kalması sonucu zalimlerin zulmü mazlumları kuşatırsa,zalimlerin beyin ve bilek gücü mazlumları ezerse, mazlumlara inayetini yetiştirecek ve zulmü bitirecektir İnşallah.
Tarih bunun örnekleri ile doludur.
İşte Bedir, Uhud,Hendek,Huneyn,Mute ve Yermük.
Bedir'de Üçbin Melek indi ve kafirlerin boyunlarına ve ellerine vurdu.Bedir'de ölen kafirlerin cesetlerine bakıldı ve boyunları ile ellerine vurulduğu görüldü.
Uhud'da Beş Bin Melek Uhud Dağı'nda bekledi. Savaşa girmedi.
Hendek'de Medine halkının gözlerini ölüm baygınlığı aldığında kafir ordusu Kum Fırtınası ile helak edildi ve kaçmak zorunda bırakıldı.
Huneyn'de dağılmaya yüz tutan İslam Ordusunun imdadına Melekler yetişti ve Huneyn fethedildi.
Malazgirtte Alparslan'ın, Bizans surları önünde Fatih'in yanında yine varlardı.
Çanakale'de 57.Alayı bir günde şehid edenler o alayı bin yılda bile yenemeyeceklerdi. Dirilerini öldürenlerin, ölülerine güçleri yetmemişti.
O Seyit Onbaşı bir top mermisi ile ilk etapta şehit düşmüş ama yerin beş metre altından çıkıp 240 kg lık mermi ile tek atışta İngilizlerin amiral gemisini batırıvermişti. Bu ordu yenilir miydi?
Evet onlar zulme uğradılar Cenab-ı Mevla da yardım etti. Ama onlar yardımı hak etmişlerdi.
Hak etmeyene yardım edilir mi?
Tevekkül etmeyene? Nasıl olsa Allah CC yardım eder diyene?
Beyin ve bilek gücünü kullanmadan,çalışmadan zaferi Allah'a havale edene?
Beyin ve bilek gücü tembel kullara da bağışlanmıştır. Ama inayet çalışkan kullar için umulur. Tembellikte tevekkül aranmaz.
Devletlerin beyin gücünü sahip olduğu TEKNOLOJİ,bilek gücünü ise ORDUSU temsil eder.
Kafir, şeytan için beynini ve bileğini kullanıp gece gündüz çalışarak yeryüzüne hakim kılmaya çalışırken Müslümanın beyin ve bilek gücünü kullanmadan, tembellik ederek zaferi Allah'dan (CC) dilemesinden daha büyük CEHALET, daha büyük GAFLET olabilir mi? Bu duaya AMİN denilir mi?
Amin denilse kabul olacağı umulur mu?
Alparslan döneminde, Fatih döneminde beyin ve bilek gücü bizdeydi. Osmanlı'nın yıkılış döneminde bu güç Batılılardaydı.
Bireysel anlamda ise beyin gücü ve bilek gücü çok farklı kişilerde olabilir. Örneğin Erbakan Hocanın kendi döneminde dünyadaki sayılı üç beş beyinden biri olduğu astrologlar tarafından canlı yayında açıklanmıştı. Yani Milli Görüşçü bir sempatizan açıklamamıştı.
Yine Milli Mücadele yıllarında Teknoloji ve Ordu üstünlüğünü kaybederek tüm topraklarını yitirmiş Osmanlı'nın içinden dünyanın sayılı beyin güçlerinden biri olan Atatürk ve bir kaç arkadaşı tüm emperyalistleri oyuna getirerek Cumhuriyeti kurmuşlardı.
Toplum olarak yeniden beyin ve bilek gücüne sahip olmamız için eğitime azami değer verilmiş ve Ordumuzun yeniden dünyanın en güçlü ordularından biri olması için iç ve dış düşmanlarla da mücadele edilmişti.
Yakın geçmişte ise beyin gücünün dünya çapında lider olması için Cemaat çok büyük bir misyon üstlenmiş ve çok değerli kadrolar yetiştirilmişti.
Cüzi iradesi ile beyin ve bilek gücünü kullanarak, çok çalışarak yeryüzüne hakimiyet yarışını maalesef şeytan adına en önde ABD götürmekteydi. SSCB'nin çöküşüyle birlikte de bu konuda çok büyük mesafeler aldı.
Toplumsal olarak beyin gücü yarışında bizler de vardık ama hala bilek gücü yarışında olamıyorduk.
Bu nedenle bilek gücünü elinde tutan ABD ile hem ülkemiz hem de Cemaat yakınlaşma içinde oldu.
Tabi ki bu yakınlık "Mutlak güç her koşulda kayıtsız ve şartsız Allah'ındır" gerçeğine aykırı değildi. Çünkü o Külli İrade idi.
Bahsettiğimiz ise cüzi iradeydi. Cüzi irade serbestti ve o serbestlik ile çok çalışarak bilek gücünü elinde tutan ABD olmuştu.
Allah CC nasip etmeseydi olamazdı ancak Allah CC Rahman'dı ve çalışan her kese dünyalığı Rahman sıfatının vaadi ile verecekti.
Ahireti ise Rahim sıfatının vaadi ile sadece inananlara verecekti. Kuran'da böyle buyurmaktaydı.
İşte yapılanlar bu manada sorgulanmalıydı.
Bilek gücünü elinde tutan cüzi iradeye karşı bu gücü elde etmenin yolu öncelikle beyin gücünde onu geçmekti. Bu konuda önemli mesafeler alındı.
Eğer beyin gücünde en önde olursak, bilek gücünü de elde etmek zaten daha kolaydı ve o da gelecek İnşallah.
Bunun zamanı da Melhame-i Kübra'dır Allahu Alem ve İnşalahu Allahu Ekber.
O (CC) HER ŞEYİ BİLEN HER ŞEYE GÜCÜ YETENDİR.
ALİMDİR, AZİZDİR.
BEŞERİ GÜÇ İSE ALLAH'IN (CC) VERDİKLERİ İLE SINIRLIDIR.
BEŞERİ GÜCÜN İKİ UNSURU VARDIR.
BEYİN GÜCÜ VE BİLEK GÜCÜ
Beşeri Güç külli iradenin cüzi iradeye bağışladığı beyin ve bilek gücünden oluşur.
Bu insanlar için de geçerlidir, devletler içinde geçerlidir.
Cenab-ı Zülcelal yeryüzünde kullarına imtihan gereği belirli bir beyin ile bilek gücü vermiş ve onunla yeryüzünde hakimiyet kurmaları için cüzi iradeyi serbest bırakmıştır.
İnananlar ve inanmayanlar olmak üzere kullar da ikiye ayrılmıştır.
İnananlar bu beyin ve bilek gücü ile yeryüzünde peygamberlerinden öğrendikleri ilim ile hakkı hakim kılmak için çalışacaklar; inanmayanlar da yine bu beyin ve bilek gücü ile şeytanlarından öğrendikleri ilim ile yeryüzünde haksızlık,dinsizlik ve zulmü söz sahibi yapacaklardır.
Ancak Cenab-ı Mevla CC Rahmandır ve Rahim'dir. Kullarına karşı şefkatlidir ve her daim zalimlere karşı mazlumların yanındadır.
Cüzi İradenin beyin ve bilek gücünün yetersiz kalması sonucu zalimlerin zulmü mazlumları kuşatırsa,zalimlerin beyin ve bilek gücü mazlumları ezerse, mazlumlara inayetini yetiştirecek ve zulmü bitirecektir İnşallah.
Tarih bunun örnekleri ile doludur.
İşte Bedir, Uhud,Hendek,Huneyn,Mute ve Yermük.
Bedir'de Üçbin Melek indi ve kafirlerin boyunlarına ve ellerine vurdu.Bedir'de ölen kafirlerin cesetlerine bakıldı ve boyunları ile ellerine vurulduğu görüldü.
Uhud'da Beş Bin Melek Uhud Dağı'nda bekledi. Savaşa girmedi.
Hendek'de Medine halkının gözlerini ölüm baygınlığı aldığında kafir ordusu Kum Fırtınası ile helak edildi ve kaçmak zorunda bırakıldı.
Huneyn'de dağılmaya yüz tutan İslam Ordusunun imdadına Melekler yetişti ve Huneyn fethedildi.
Malazgirtte Alparslan'ın, Bizans surları önünde Fatih'in yanında yine varlardı.
Çanakale'de 57.Alayı bir günde şehid edenler o alayı bin yılda bile yenemeyeceklerdi. Dirilerini öldürenlerin, ölülerine güçleri yetmemişti.
O Seyit Onbaşı bir top mermisi ile ilk etapta şehit düşmüş ama yerin beş metre altından çıkıp 240 kg lık mermi ile tek atışta İngilizlerin amiral gemisini batırıvermişti. Bu ordu yenilir miydi?
Evet onlar zulme uğradılar Cenab-ı Mevla da yardım etti. Ama onlar yardımı hak etmişlerdi.
Hak etmeyene yardım edilir mi?
Tevekkül etmeyene? Nasıl olsa Allah CC yardım eder diyene?
Beyin ve bilek gücünü kullanmadan,çalışmadan zaferi Allah'a havale edene?
Beyin ve bilek gücü tembel kullara da bağışlanmıştır. Ama inayet çalışkan kullar için umulur. Tembellikte tevekkül aranmaz.
Devletlerin beyin gücünü sahip olduğu TEKNOLOJİ,bilek gücünü ise ORDUSU temsil eder.
Kafir, şeytan için beynini ve bileğini kullanıp gece gündüz çalışarak yeryüzüne hakim kılmaya çalışırken Müslümanın beyin ve bilek gücünü kullanmadan, tembellik ederek zaferi Allah'dan (CC) dilemesinden daha büyük CEHALET, daha büyük GAFLET olabilir mi? Bu duaya AMİN denilir mi?
Amin denilse kabul olacağı umulur mu?
Alparslan döneminde, Fatih döneminde beyin ve bilek gücü bizdeydi. Osmanlı'nın yıkılış döneminde bu güç Batılılardaydı.
Bireysel anlamda ise beyin gücü ve bilek gücü çok farklı kişilerde olabilir. Örneğin Erbakan Hocanın kendi döneminde dünyadaki sayılı üç beş beyinden biri olduğu astrologlar tarafından canlı yayında açıklanmıştı. Yani Milli Görüşçü bir sempatizan açıklamamıştı.
Yine Milli Mücadele yıllarında Teknoloji ve Ordu üstünlüğünü kaybederek tüm topraklarını yitirmiş Osmanlı'nın içinden dünyanın sayılı beyin güçlerinden biri olan Atatürk ve bir kaç arkadaşı tüm emperyalistleri oyuna getirerek Cumhuriyeti kurmuşlardı.
Toplum olarak yeniden beyin ve bilek gücüne sahip olmamız için eğitime azami değer verilmiş ve Ordumuzun yeniden dünyanın en güçlü ordularından biri olması için iç ve dış düşmanlarla da mücadele edilmişti.
Yakın geçmişte ise beyin gücünün dünya çapında lider olması için Cemaat çok büyük bir misyon üstlenmiş ve çok değerli kadrolar yetiştirilmişti.
Cüzi iradesi ile beyin ve bilek gücünü kullanarak, çok çalışarak yeryüzüne hakimiyet yarışını maalesef şeytan adına en önde ABD götürmekteydi. SSCB'nin çöküşüyle birlikte de bu konuda çok büyük mesafeler aldı.
Toplumsal olarak beyin gücü yarışında bizler de vardık ama hala bilek gücü yarışında olamıyorduk.
Bu nedenle bilek gücünü elinde tutan ABD ile hem ülkemiz hem de Cemaat yakınlaşma içinde oldu.
Tabi ki bu yakınlık "Mutlak güç her koşulda kayıtsız ve şartsız Allah'ındır" gerçeğine aykırı değildi. Çünkü o Külli İrade idi.
Bahsettiğimiz ise cüzi iradeydi. Cüzi irade serbestti ve o serbestlik ile çok çalışarak bilek gücünü elinde tutan ABD olmuştu.
Allah CC nasip etmeseydi olamazdı ancak Allah CC Rahman'dı ve çalışan her kese dünyalığı Rahman sıfatının vaadi ile verecekti.
Ahireti ise Rahim sıfatının vaadi ile sadece inananlara verecekti. Kuran'da böyle buyurmaktaydı.
İşte yapılanlar bu manada sorgulanmalıydı.
Bilek gücünü elinde tutan cüzi iradeye karşı bu gücü elde etmenin yolu öncelikle beyin gücünde onu geçmekti. Bu konuda önemli mesafeler alındı.
Eğer beyin gücünde en önde olursak, bilek gücünü de elde etmek zaten daha kolaydı ve o da gelecek İnşallah.
Bunun zamanı da Melhame-i Kübra'dır Allahu Alem ve İnşalahu Allahu Ekber.
7 Mart 2015 Cumartesi
BU HABERİMİZ DE TAMAMEN DOĞRULANDI
AŞAĞIDAKİ YAYINIMIZDA İDDİA ETTİĞİMİZ İFŞAATLAR TAMAMEN DOĞRULANDI.
BU BOMBALANAN KİŞİLER EL KAİDE'DEN AYRILMAYA KARŞI ÇIKAN GRUPMUŞ.
BOMBALAYAN DA KOALİSYONUN İHA' LARI İMİŞ. İÇLERİNDE ESAS ELE BAŞI MUHAMMED COLANİ DE VARMIŞ VE O KURTULMUŞ.
OLACAK OLAN DA ŞİMDİ ŞU:
EĞER MUHALEFET EDENLERİN HEPSİ DE ÖLDÜRÜLMÜŞSE YA DA KALANLAR SİNDİRİLİRSE EL NUSRA ADINI DEĞİŞTİRİP EL KAİDE'DEN AYRILACAK
İŞTE O YAYINIMIZ:
EL NUSRA SURİYE'DE SAVAŞ UÇAKLARI TARAFINDAN BOMBALANDI
Resim Afganistan'dan gelen eski El Kaidecilerden Ebu Humam El Şami'ye ait.
El Nusra liderleri toplantı halindeyken bombalanıyor ve dört lider ölüyor. Olay Suriye'nin İdlib kentinde oluyor.Koalisyon "biz bombalamadık" diyor.
El Nusra Suriye'de iki cephede bulunuyordu. Birisi Türkiye tarafı Kuzey cephe diğeri Ürdün tarafı güney cephe.
Güney cephedekiler İsrail Suriye sınır bölgesinde bulunuyorlar ve Esad askerleri-Hizbullah ile savaşıyorlar. Yaralananlar Golan'da İsrail tarafından tedavi ediliyor. Bu teröristler Ürdün'deki koalisyon tarafından eğitildi ve o bölgeden Suriye'ye sokuldu.Tüm lojistik desteklerini de Ürdün'den (Yani Ürdün'deki ABD ordusundan)alıyorlar.
Bunları bombalayan yine koalisyon uçakları yani ABD'dir. "Biz yapmadık" diye yalan söylüyorlar. Bombalama nedeni ise şudur:
El Nusra son haftalarda El Kaide'den ayrılmayı düşünüyor ve IŞİD benzeri bir yapılanmaya dönmeye çalışıyordu.Bu şekilde güçleneceklerini hesaplıyorlardı.Çünkü körfezden (Katar vb) istihbaratçılarla görüşmüşler ve El Kaide'den ayrılma karşılığında destek sözü almışlardı.
Bu bombalama olayı AYRILMA ile ilgili.
Acaba bu bombalananlar ayrılmak isteyenler miydi yoksa ayrılmaya karşı olanlar mıydı?
Ayrılmak istemeyenler bunlarsa yarın El Nusra El Kaide'den ayrıldığını ve adını değiştirdiğini açıklar.
Yok bunlar ayrılmak isteyenler ise hala bunlardan ele başı El Nusracılar var. Onlar da topun ağzında demektir ve yarın bir kaç El Nusra lideri daha bombalanır. Ve ayrılmaları önlenir. O zaman da El Nusra adını değiştirmez ve El Kaide'de kalır.
Şunu da ekleyelim: IŞİD'i El Kaide'den ayıran MI6 ve Mossad'dır. El Kaide ise CIA'da kaldı.
Şimdi El Nusra'yı da MI6 ve Mossad yeni bir IŞİD yapmak için ayırmaya çalışıyor.
Gördüğünüz gibi CIA, MI6,Mossad tezgahında Müslüman öldüren Müslüman (!) örgütler bunlar.
BU BOMBALANAN KİŞİLER EL KAİDE'DEN AYRILMAYA KARŞI ÇIKAN GRUPMUŞ.
BOMBALAYAN DA KOALİSYONUN İHA' LARI İMİŞ. İÇLERİNDE ESAS ELE BAŞI MUHAMMED COLANİ DE VARMIŞ VE O KURTULMUŞ.
OLACAK OLAN DA ŞİMDİ ŞU:
EĞER MUHALEFET EDENLERİN HEPSİ DE ÖLDÜRÜLMÜŞSE YA DA KALANLAR SİNDİRİLİRSE EL NUSRA ADINI DEĞİŞTİRİP EL KAİDE'DEN AYRILACAK
İŞTE O YAYINIMIZ:
EL NUSRA SURİYE'DE SAVAŞ UÇAKLARI TARAFINDAN BOMBALANDI
Resim Afganistan'dan gelen eski El Kaidecilerden Ebu Humam El Şami'ye ait.
El Nusra liderleri toplantı halindeyken bombalanıyor ve dört lider ölüyor. Olay Suriye'nin İdlib kentinde oluyor.Koalisyon "biz bombalamadık" diyor.
El Nusra Suriye'de iki cephede bulunuyordu. Birisi Türkiye tarafı Kuzey cephe diğeri Ürdün tarafı güney cephe.
Güney cephedekiler İsrail Suriye sınır bölgesinde bulunuyorlar ve Esad askerleri-Hizbullah ile savaşıyorlar. Yaralananlar Golan'da İsrail tarafından tedavi ediliyor. Bu teröristler Ürdün'deki koalisyon tarafından eğitildi ve o bölgeden Suriye'ye sokuldu.Tüm lojistik desteklerini de Ürdün'den (Yani Ürdün'deki ABD ordusundan)alıyorlar.
Bunları bombalayan yine koalisyon uçakları yani ABD'dir. "Biz yapmadık" diye yalan söylüyorlar. Bombalama nedeni ise şudur:
El Nusra son haftalarda El Kaide'den ayrılmayı düşünüyor ve IŞİD benzeri bir yapılanmaya dönmeye çalışıyordu.Bu şekilde güçleneceklerini hesaplıyorlardı.Çünkü körfezden (Katar vb) istihbaratçılarla görüşmüşler ve El Kaide'den ayrılma karşılığında destek sözü almışlardı.
Bu bombalama olayı AYRILMA ile ilgili.
Acaba bu bombalananlar ayrılmak isteyenler miydi yoksa ayrılmaya karşı olanlar mıydı?
Ayrılmak istemeyenler bunlarsa yarın El Nusra El Kaide'den ayrıldığını ve adını değiştirdiğini açıklar.
Yok bunlar ayrılmak isteyenler ise hala bunlardan ele başı El Nusracılar var. Onlar da topun ağzında demektir ve yarın bir kaç El Nusra lideri daha bombalanır. Ve ayrılmaları önlenir. O zaman da El Nusra adını değiştirmez ve El Kaide'de kalır.
Şunu da ekleyelim: IŞİD'i El Kaide'den ayıran MI6 ve Mossad'dır. El Kaide ise CIA'da kaldı.
Şimdi El Nusra'yı da MI6 ve Mossad yeni bir IŞİD yapmak için ayırmaya çalışıyor.
Gördüğünüz gibi CIA, MI6,Mossad tezgahında Müslüman öldüren Müslüman (!) örgütler bunlar.
BU İTTİFAK MUTLAKA KURULMALI
EVET BU İTTİFAKA TÜRKİYE SİYASETİNİN ŞU ANDA ŞİDDETLE İHTİYACI VAR
MHP, SP ve BBP arasında 7 Haziran Seçimleri için ittifak kuracakları iddiaları dolaşıyor.
Evet bu ittifaka ihtiyaç var ve seçimlerde yüzde yüz başarılı olur. Bakınız buradan yine ilk defa biz yazalım. Eğer bu ittifak kurulursa seçimlerde BİRİNCİ PARTİ bile çıkabilir.
Peki kurulabilir mi?
MHP de Bahçeli ile Oktay Vural, Saadet Partisinde de Asiltürk ile Kazan belirleyici olur.
Eğer onlar çaba gösterirse mutlaka kurulur.
Bundan daha iyisi ise şudur:
İttifaka HEPAR'ın da dahil edilmesidir. Osman Paşa üç-beş Milletvekili listesine "Vatan için" razı olur.
Vatan İçin deyince şunu da ekleyelim.
Eski adıyla İşçi Partisi yeni adıyla Vatan Partisi de pek çok subayın kadrolarında yer almasından sonra Vatan Hassasiyetleri eski "devrim ihtiraslarından" daha öne çıkan bir parti durumuna gelmiştir.
Onların tüm hesapları CHP'nin dağıtılarak Vatan Partisinde toplanılması üzerinedir. Ama sandık dışı yöntemlerle bunu yapabilirler mi derseniz mevcut konjonktürde bu zordur. Vatan Partisi için de en ideal yöntem meşru olarak bu ittifaka dahil olmaktır.
Zaten Vatan Partisi de bu ittifaka dahil olursa bu ittifak hem iktidar olur hem de AKP ile CHP'nin de sonu olur.
Tabi bunlar bir öngörüdür. Ne olacağını ise Allah CC bilir.
MHP, SP ve BBP arasında 7 Haziran Seçimleri için ittifak kuracakları iddiaları dolaşıyor.
Evet bu ittifaka ihtiyaç var ve seçimlerde yüzde yüz başarılı olur. Bakınız buradan yine ilk defa biz yazalım. Eğer bu ittifak kurulursa seçimlerde BİRİNCİ PARTİ bile çıkabilir.
Peki kurulabilir mi?
MHP de Bahçeli ile Oktay Vural, Saadet Partisinde de Asiltürk ile Kazan belirleyici olur.
Eğer onlar çaba gösterirse mutlaka kurulur.
Bundan daha iyisi ise şudur:
İttifaka HEPAR'ın da dahil edilmesidir. Osman Paşa üç-beş Milletvekili listesine "Vatan için" razı olur.
Vatan İçin deyince şunu da ekleyelim.
Eski adıyla İşçi Partisi yeni adıyla Vatan Partisi de pek çok subayın kadrolarında yer almasından sonra Vatan Hassasiyetleri eski "devrim ihtiraslarından" daha öne çıkan bir parti durumuna gelmiştir.
Onların tüm hesapları CHP'nin dağıtılarak Vatan Partisinde toplanılması üzerinedir. Ama sandık dışı yöntemlerle bunu yapabilirler mi derseniz mevcut konjonktürde bu zordur. Vatan Partisi için de en ideal yöntem meşru olarak bu ittifaka dahil olmaktır.
Zaten Vatan Partisi de bu ittifaka dahil olursa bu ittifak hem iktidar olur hem de AKP ile CHP'nin de sonu olur.
Tabi bunlar bir öngörüdür. Ne olacağını ise Allah CC bilir.
IŞİD'İN İSLAM DÜŞMANI OLDUĞUNUN BELGESİ
IŞİD İSLAM DÜŞMANIDIR.BÖLGEDE İSLAM ADINA NE VARSA YERLE BİR EDİYOR.
MI6, MOSSAD ürünü IŞİD 1400 yıldan beri İslam Toprağı olan Ortadoğu'da İslam adına ne varsa bombalıyor,olmadı buldozerlerle yıkıyor.
Ne Cami bıraktı,ne türbe ne de tarihi eser.
Emevilerle başlayan Abbasilerle,Selçuklularla devam eden Osmanlı ile binlerce eser veren bir medeniyet göz göre göre yok ediliyor.
IŞİD bunu, bölgeyi İsrail'e İslam adına her hangi bir iz, işaret kalmayacak şekilde teslim etmek için yapıyor.
Lanet olsun sana ey IŞİD ünvanlı İslam Düşmanı İngiliz, İsrail köpeği terör örgütü bozuntusu.
Şimdi de "Hiç bir İslam ülkesi engel olmadı bari onlar olsun" algısını yükselterek bizzat o IŞİD köpeğini var edenler cezalandırmak bahanesiyle bölgeye oturma hesapları yapıp operasyona hazırlanıyorlar.
Bu durumun farkında olup kendi imkanlarıyla olaya müdahale eden tek devlet de İran.
İran'ı bu konuda yalnız bırakmak için de IŞİD'i var edenler mezhep savaşı çıkarmaya çalışıyorlar.
İnşallah tüm Müslüman Ülkeler bu mezhepçilik fitnesine düşmeden İran ile birlikte hareket eder ve bu işgale engel olurlar.
Bizim İslamcı (!) cahil siteler IŞİD'in sitesinden alınma bir görüntü yayınladılar.
"Şiiler Irak'da bir çocuğu katlettiler" diye iddia ettiler.
Bakınız görüntüler "IŞİD tarafından yayınlandı" diyorum. IŞİD kendisi bir çocuğu kesiyor ve Şiiler kesti diye kendi sitesinde yayınlıyor. Bizim- cahil diyemeyeceğim kusura bakmasınlar- ABD işbirlikçisi bazı medya satılmışları da bunu Şiiler kesti diye IŞİD'i doğrulayarak veriyorlar.
İnsan bu kadar cahil olamaz. Bu olsa olsa alçak bir provokasyondur.Açık bir şerefsizliktir.
Şiiler çocuk keserken görüntülerini IŞİD'e çektirirler mi bre ahmak!
Suriye ve Irak'da adam kesme gibi insanlık dışı ne işler yapılıyorsa tamamı bu IŞİD tarafından yapılıyor.
Bilmeyen mi kaldı siz bir türlü öğrenemediniz?
Yetmedi bir de ağa babaları için bölgedeki tüm İslami eserleri yıkıp yok ediyorlar. Bütün bunlar İsrail işgali için yapılıyor.
Öyle ya şu İsrail Mescidi Aksa'yı işgal esnasında yıkmadığına bin pişman oldu. Şimdi bir türlü yıkamıyor.
Ders aldı ve yeni işgal yerlerinde işgalden önce bu işi IŞİD'e yaptırmayı akıllıca görüyor.
Allah CC hepinizin de belasını verecek.
Andolsun ki çok yakındır.İnşallahu Allahu Ekber
MI6, MOSSAD ürünü IŞİD 1400 yıldan beri İslam Toprağı olan Ortadoğu'da İslam adına ne varsa bombalıyor,olmadı buldozerlerle yıkıyor.
Ne Cami bıraktı,ne türbe ne de tarihi eser.
Emevilerle başlayan Abbasilerle,Selçuklularla devam eden Osmanlı ile binlerce eser veren bir medeniyet göz göre göre yok ediliyor.
IŞİD bunu, bölgeyi İsrail'e İslam adına her hangi bir iz, işaret kalmayacak şekilde teslim etmek için yapıyor.
Lanet olsun sana ey IŞİD ünvanlı İslam Düşmanı İngiliz, İsrail köpeği terör örgütü bozuntusu.
Şimdi de "Hiç bir İslam ülkesi engel olmadı bari onlar olsun" algısını yükselterek bizzat o IŞİD köpeğini var edenler cezalandırmak bahanesiyle bölgeye oturma hesapları yapıp operasyona hazırlanıyorlar.
Bu durumun farkında olup kendi imkanlarıyla olaya müdahale eden tek devlet de İran.
İran'ı bu konuda yalnız bırakmak için de IŞİD'i var edenler mezhep savaşı çıkarmaya çalışıyorlar.
İnşallah tüm Müslüman Ülkeler bu mezhepçilik fitnesine düşmeden İran ile birlikte hareket eder ve bu işgale engel olurlar.
Bizim İslamcı (!) cahil siteler IŞİD'in sitesinden alınma bir görüntü yayınladılar.
"Şiiler Irak'da bir çocuğu katlettiler" diye iddia ettiler.
Bakınız görüntüler "IŞİD tarafından yayınlandı" diyorum. IŞİD kendisi bir çocuğu kesiyor ve Şiiler kesti diye kendi sitesinde yayınlıyor. Bizim- cahil diyemeyeceğim kusura bakmasınlar- ABD işbirlikçisi bazı medya satılmışları da bunu Şiiler kesti diye IŞİD'i doğrulayarak veriyorlar.
İnsan bu kadar cahil olamaz. Bu olsa olsa alçak bir provokasyondur.Açık bir şerefsizliktir.
Şiiler çocuk keserken görüntülerini IŞİD'e çektirirler mi bre ahmak!
Suriye ve Irak'da adam kesme gibi insanlık dışı ne işler yapılıyorsa tamamı bu IŞİD tarafından yapılıyor.
Bilmeyen mi kaldı siz bir türlü öğrenemediniz?
Yetmedi bir de ağa babaları için bölgedeki tüm İslami eserleri yıkıp yok ediyorlar. Bütün bunlar İsrail işgali için yapılıyor.
Öyle ya şu İsrail Mescidi Aksa'yı işgal esnasında yıkmadığına bin pişman oldu. Şimdi bir türlü yıkamıyor.
Ders aldı ve yeni işgal yerlerinde işgalden önce bu işi IŞİD'e yaptırmayı akıllıca görüyor.
Allah CC hepinizin de belasını verecek.
Andolsun ki çok yakındır.İnşallahu Allahu Ekber
6 Mart 2015 Cuma
"IŞİD KÖŞEYE SIKIŞTI" DEMEK "MUSUL BARAJI PATLAMAK ÜZERE" DEMEKTİR.
HABER SİTELERİNE IŞİD'İN KÖŞEYE SIKIŞTIĞI HABERLERİ DÜŞMEYE BAŞLADI
"IŞİD köşeye sıkıştı demek" Işid'in Musul barajını her an patlatabileceği anlamına geliyor.
Ancak bu başlıklar biraz erken atıldı. Henüz IŞİD işin tam olarak sonunda değil.
IŞİD'in gerçekten köşeye sıkışacağı gün Musul Operasyonunun başlayacağı gündür ve IŞİD Musul Operasyonu başlatıldığında ve ağır kayıplar verip çekilmeye karar verdiğinde Musul Barajını patlatmayı deneyecektir.
Bu da Musul'a yapılacak operasyonun her ne kadar çok istekli görünse de Barzani tarafından yapılmayacağı yani kuzeyden yapılmayacağı anlamına gelir.
Peşmerge de zaten IŞİD'e karşı başarılı olamadı ve Musul operasyonundan korkuyor olabilirler. Onlarınkisi biraz da "Armut piş ağzıma düş" cinsinden.
ABD ve Batı Musul'u IŞİD'den alsın Barzani'ye versin diye bekliyorlar. Çok beklersiniz.
Musul operasyonu güneyden yapılacak.
Zaten ABD ve Batıdan önce İran; Irak Ordusu ile bu operasyonu başlatmış durumda. Musul'un İran'ın güdümüne girmesine engel olmak için ABD ve Batı operasyon yapacak ve subayları ABD ve Batıya ait, piyadeleri de peşmergelerden oluşan birliklerle, subayları İran generallerinden,piyadeleri de Irak Ordusundan oluşan birlikler birbirine girecek.Arada IŞİD ezilip çekilirken Musul Barajını patlatacak ve Musul böylece ABD ve Batı tarafından alınmış olacak. Barzani bu şekilde Musul'a konmak isterken İran Musul barajını ABD ve Batı'nın patlattığını düşünerek Musul'a yürüyecek. Bu savaşın adı da Karkısa Savaşı olacak. Allahu alem.
Hadis yorumlarında bu savaş 3.Dünya Savaşını başlatan savaş olarak geçmekte olup sonrası doğrudan doğruya taşeronların devreden çıkıp Arapın Azatlısı İran ile Rumun Azatlısı ABD arasında devam edecektir.Allahu alem.
Hz.Mehdi AS'ın zuhuru ile ilgili bu olaylar dikkate alınırsa Karkısa Savaşı esnasında veya hemen akabinde zuhur edecektir İnşaallah.Bu savaşın sonunda veya savaş bitmeden Suriye işgal edilecek ve Suriye işgal edildiği anda da Hz.Mehdi AS zuhur edecektir Hadis yorumlarına göre Allahu Alem. 3.Dünya savaşının sonundan ve Melhamei Kübra'dan önce zuhur edecek İnşallah.
Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir.
"IŞİD köşeye sıkıştı demek" Işid'in Musul barajını her an patlatabileceği anlamına geliyor.
Ancak bu başlıklar biraz erken atıldı. Henüz IŞİD işin tam olarak sonunda değil.
IŞİD'in gerçekten köşeye sıkışacağı gün Musul Operasyonunun başlayacağı gündür ve IŞİD Musul Operasyonu başlatıldığında ve ağır kayıplar verip çekilmeye karar verdiğinde Musul Barajını patlatmayı deneyecektir.
Bu da Musul'a yapılacak operasyonun her ne kadar çok istekli görünse de Barzani tarafından yapılmayacağı yani kuzeyden yapılmayacağı anlamına gelir.
Peşmerge de zaten IŞİD'e karşı başarılı olamadı ve Musul operasyonundan korkuyor olabilirler. Onlarınkisi biraz da "Armut piş ağzıma düş" cinsinden.
ABD ve Batı Musul'u IŞİD'den alsın Barzani'ye versin diye bekliyorlar. Çok beklersiniz.
Musul operasyonu güneyden yapılacak.
Zaten ABD ve Batıdan önce İran; Irak Ordusu ile bu operasyonu başlatmış durumda. Musul'un İran'ın güdümüne girmesine engel olmak için ABD ve Batı operasyon yapacak ve subayları ABD ve Batıya ait, piyadeleri de peşmergelerden oluşan birliklerle, subayları İran generallerinden,piyadeleri de Irak Ordusundan oluşan birlikler birbirine girecek.Arada IŞİD ezilip çekilirken Musul Barajını patlatacak ve Musul böylece ABD ve Batı tarafından alınmış olacak. Barzani bu şekilde Musul'a konmak isterken İran Musul barajını ABD ve Batı'nın patlattığını düşünerek Musul'a yürüyecek. Bu savaşın adı da Karkısa Savaşı olacak. Allahu alem.
Hadis yorumlarında bu savaş 3.Dünya Savaşını başlatan savaş olarak geçmekte olup sonrası doğrudan doğruya taşeronların devreden çıkıp Arapın Azatlısı İran ile Rumun Azatlısı ABD arasında devam edecektir.Allahu alem.
Hz.Mehdi AS'ın zuhuru ile ilgili bu olaylar dikkate alınırsa Karkısa Savaşı esnasında veya hemen akabinde zuhur edecektir İnşaallah.Bu savaşın sonunda veya savaş bitmeden Suriye işgal edilecek ve Suriye işgal edildiği anda da Hz.Mehdi AS zuhur edecektir Hadis yorumlarına göre Allahu Alem. 3.Dünya savaşının sonundan ve Melhamei Kübra'dan önce zuhur edecek İnşallah.
Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir.
2.SELİM'İN ŞİFRESİNİ AÇIKLIYORUZ
TABİ Kİ ALLAHU ALEM
11 Mayıs 2014 tarihinde yayınlamış olduğumuz yazının devamıdır.
11 Mayıs 2014 tarihinde yayınlamış olduğumuz yazının devamıdır.
"Bir Selim gelir Emaneti alır, bir son Selim gelir Emaneti verir" Hadis-i Şerif
"Bir Selim gelir Emaneti alır, bir son Selim gelir Emaneti verir" Hadis-i Şerif ...
Allah Rahmet Eylesin. Şeyh Nazım Kıbrısi'nin rivayet ettiği hadisi şerifte Emanetten kastın Hz.Peygamber SAS Efendimize ait kutsal emanetler olduğu rivayet ediliyor.
Kutsal emanetleri alan kişi Yavuz Sultan Selim Han, verecek olan kişi de SELİM diye geçiyor.
Şimdi biz bu hadisi çok farklı bir açıdan yorumlayacağız İnşaallah..
Hadisin zahirinde iki kişi ve iki devlet var.
Yavuz Sultan Selim ve Osmanlı Devleti.
2.Selim ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
Hadis Gaybi bir Hadis olduğu için Yavuz kutsal emanetleri almadan önce O'nun O SELİM olduğu bilinmiyordu.
Kutsal emanetler alındıktan sonra Hadiste geçen Selim'in YAVUZ olduğu anlaşılabildi.
Şimdi buraya dikkat:
Birinci Selim ile ilgili gaybi haber aynen gerçekleşti.
Ancak İkinci Selim ile ilgili bir gaybet kalmadı.Yani devlet belli, Selim belli. Kim bu Selim derseniz.
Adı Selim olan birisi Türkiye'nin başına geçecek ve kutsal emanetleri Hz.Mehdi AS'a teslim edecek.
Bunda bir gaybet yok, ama olması lazım. Ancak kutsal emanetler teslim edildiğinde " O Selim bu Selim'miş" denmesi lazım ki gaybet olsun.
Şunu demek istiyoruz:
Birinci Selim ile Yavuz ifşaa edilirken Osmanlı Devleti gizlenerek korunmuş.Zira Osmanlı Devleti'nin kutsal emanetleri alacağı bilinseydi (Hilafeti) daha o zaman bir haçlı seferi ile BEYLİK İKEN Osmanlı yok edilebilirdi.
Batı Osmanlı'nın Cihan devleti olacağını bilebildi mi? Bilemedi.
Allahu Alem İkinci Selim ile de Türkiye Cumhuriyeti Devleti aşikar ortada iken Selim korunmaktadır ve gerçek adı SELİM DEĞİLDİR. Allahu alem.
Belki göbek adı Selim olabilir ama adı Selim olursa GAYBET OLMAZ VE GELMESİNE DE MÜSAADE EDİLMEZ.
Zaten şu anda SELİM diye de biri yoktur, muhtemel bir yönetici. Şeyh Nazım Kıbrısi Hz.'lerinin söylediği Selim isimli kişinin de devletin başına geçme ihtimali yoktur.
Rahmetli hedef yanıltmış olabilir.
Birinci SELİM Selimi ifşaa etmiş OSMANLI DEVLETİNİ GİZLEMİŞ.
İkinci SELİM Türkiye'yi ifşaa etmiş SELİM'i gizlemiş.
Tabi en doğrusunu ALLAH CC BİLİR. ALLAHU ALEM DİYORUZ.
İŞTE ŞİFRE
Yani bu hadiste Hz.Peygamber SAS Efendimiz Selim ismini
açıkça vermiş ama bir şeyleri gizlemiş. Neyi gizlemiş?
Mesela 1.Selim ismi ile Yavuz Sultan Selim olduğu
anlaşıldığında Osmanlı Devleti'nin gizlendiği ortaya çıkmış.
Yani Yavuz Suriye'yi almadan Suriye'yi alacak devletin
Osmanlı olduğu asla bilinememiş.
Yavuz Suriye'yi alınca anlaşılmış ki Selim'den kasıt Yavuz
Sultan Selimdir ve gizlenen devlet de Osmanlı Devleti imiş.
Buraya kadar olan kısım 1. SELİM ile ilgiliydi.
Biz de diyoruz ki madem ki Hz.Peygamber SAS Efendimiz
1.Selim ismi ile Osmanlıyı gizlemiş, o halde 2.Selim ile de bir şeyi gizlemiş
olmalı diyoruz.
Çünkü 2.Selim SELİM adında bir kişi ise başına geçeceği
devlet de Türkiye Cumhuriyeti'dir ve bu da bellidir. O nedenle Selim belli
Türkiye belli burada bir sır yok.
Ama olması lazım ve aslında tabii ki bize göre ve Allahu
Alem 2.Selim ile de devlet belli olduğu için Türkiye'nin başına geçecek olan
kişinin esas İsmi gizlenmiş.
Yani ismi SELİM değil.
O zaman bu isim ne olabilir diye sorduğumuzda cevabı da
1.Selim' de buluyoruz.
1.Selim neyi, hangi ismi gizlemişse 2. Selim de aynı ismi
gizlemiş olmalı diyoruz ve
SELİM= OSMAN diye tahmin ediyoruz.
Yani;
1.SELİM- OSMANLI DEVLETİ (OSMAN GAZİ)
2.SELİM- OSMAN
1.Selim Osman olduğuna göre 2.Selim de Osman diyoruz.
Yanlış da olabilir tabi, sadece bir tahmin ama tutarsız
dayanaksız bir tahmin de değil. Takdir sizin.
YALNIZ BU OSMAN'IN HANGİ OSMAN OLDUĞUNU, KİM OLABİLECEĞİNİ
KESİNLİKLE BİLMİYORUZ.
HER ŞEYİN EN DOĞRUSUNU SADECE ALLAH CC BİLİR.
5 Mart 2015 Perşembe
GALİBA 1992' DEYDİ
"ŞEVKİ YILMAZ GELİYOR", "ŞEVKİ YILMAZ GELİYOR" DEDİLER
GİTTİK DİNLEDİK.
Refah Partisi'nin en ünlü hatiplerinden biriydi. Öyle ki kürsü konuşmaları videoya çekiliyor ve Refah Partisi teşkilatlarında sürekli gösteriliyordu.
"İlçemize gelecek konferans verecek" denildi. Öyle denildi ki. Acaip bir hava oluşturuldu. Şevki Yılmaz gelecek yer yerinden oynayacak ve tüm ilçe halkı Refah Partili olacak. Algı bu.
Ve Şevki Yılmaz geldi. Salonda herkes ayakta, kimseye baktığı yok, çıktı kürsüye konuşmaya başladı.
Adam gerçekten hatip ve çok etkili konuşuyordu. Temaları ise "Tarihin Şeref Levhaları" isimli Ahmed Şahin'in ünlü eserinden fazlaca alıntılıydı. Çünkü bu kitap SAHABE'nin muhteşem hayatını anlatıyor ve okuyan kimseyi ağlatmadan bırakmıyordu.
Doğal olarak salonda insanlar ağlamaya başladı. O sahabenin hayatını dinleyip de ağlamamak mümkün mü? Tabi biz de ağladık. Herkeste mendil herkeste gözyaşı. Bir taraftan ağlıyorlar bir taraftan siliyorlar.Ben de öyle.
Bir şey dikkatimi çekti.Çekmez olaydı.
Şevki Yılmaz insanlar daha hiç ağlamazken adeta kendisi ağlar gibi anlatıyor ve ta kalbinden konuşup, ciğerinden yanıyordu. İnsanlar ağlamaya başlayınca dilinden ve gırtlağından konuşup karnından gülmeye başladı.Yüz ifadesinden bu anlaşılıyordu. Hafif gülümsüyordu.
Şöyle demek istiyordu:
"Başardım, insanları ağlatmayı başardım, yaşasın bu işi hallettim, oyları aldık."
Ancak gittikten sonra bir şey daha öğrendik.
O zaman ki Belediye Başkanı adayı için "Bu adamdan bir nane olmaz" demiş. O adam beş yıl belediye başkanlığı yaptı ve ilçemizin gelmiş geçmiş en iyi beş belediye başkanından biriydi. Şevki Yılmaz hoca fena yanılmıştı.Bunun sebebi ise kendisini bir yerlerde görüp insanlara tepeden bakmasıydı.
Biz daha o zaman "Bu adam kalbinden konuşmuyor,karnından konuşuyor" dediğimizde arkadaşlarımız "hadi canım" diyerek komploculukla suçlamışlardı. Sağlık olsun.
GELELİM ESAS MEVZUYA
Başından beri AKP' ye sınırsız destek veriyor ve Tayyip Erdoğan ile Erbakan arasında gizli bir anlaşma olduğunu ve Erdoğan'ın Erbakan tarafından görevlendirildiğini söylüyor.O zamanın şartlarında Erbakan'ın Tayyip Erdoğan ile böyle bir yol tuttuklarını ifade ediyor. Ve bazı şeylerin de hala sır olduğunu iddia ediyor.
Biz de diyoruz ki "Şevki Hoca o zamanki gibi yine kalbinden değil karnından konuşuyor" "İnandığını değil inanmak istediğini söylüyor."
Bunu iki sebepten yapıyor olabilir:
Ya çıkar ilişkisi var ya da Erbakan'a karşı bir sorunu.
Çıkar ilişkisini bilemeyiz ama Erbakan'a karşı bir sorunu mu var dersek şunları söyleyebiliriz.
28 Şubat sürecinde Refah Partisi kapatılınca bazı siyasiler siyasetten men yasağı aldılar. Bunlardan biri de Şevki Yılmaz'dı. Bazı açıklamalarında bu siyasi yasaklardan Erbakan'ı sorumlu tuttuğu da oldu. Bu yasak nedeniyle Avrupa'ya gitti ve 2004 de döndü.
Aktif siyasi hayatında ise hep Rize'den ya milletvekili ya da belediye başkanı adayı oldu.
Şevki Yılmaz bunları söylediği için AKP Milli Görüşçülerin tamamının oylarını aldı, hala da almaya devam ediyor. Ve yine seçimler var ve yine Şevki Yılmaz konuştu.
Şevki Yılmaz bunları söylüyor ama 84 yaşında vefat eden Erbakan Hoca'nın son nefesinde söylediklerini, sondan bir önceki nefesinde, ondan bir öncekinde söylediklerini hep görmezden, duymazdan geliyor.
Ey Şevki Yılmaz Hoca Efendi! Erbakan Hocamız bu aziz Millete ne zaman yalan söyledi de son nefesinde de tekrar etsin?
Erbakan Hoca bu Millete hiç bir zaman yalan söylemedi ve bazen ciddiyetle bazen de latifeyle hep doğruları söyledi.
Gerçekten samimi bir dava adamı isen Erbakan Hocanın AKP ile ilgili onlarca videosu geziyor sitelerde;ilk ağızdan kendi dilinden söylediklerini de bir açıklayıver.
Açıklamıyorsun çünkü Erbakan'ı yalanlarsan Erbakan düşmanı olmaktan ve Müslümanların gözünden düşmekten korkuyorsun. En iyisi Erbakan düşmanı olmadan ya da gizleyerek AKP'ye hizmet etmek.
Ama bilmediğin bir şey var:
O yasa dışı konuşmaları sana Erbakan yaptırmadı, kendin gaza geldin ama cezasını tek başına çekmedin;seninle birlikte Erbakan da çekti.
Erbakan senin cezanı mı çekti, yoksa sen Erbakan'ın cezasını mı çektin? İNSAF...
NOT: Takipçilerimizden yapabilenler,Erbakan Hocamızın Şevki Yılmaz'ı yalanlayan videolarını yorumlar kısmına eklerlerse seviniriz. Biz yapamadık.
GİTTİK DİNLEDİK.
Refah Partisi'nin en ünlü hatiplerinden biriydi. Öyle ki kürsü konuşmaları videoya çekiliyor ve Refah Partisi teşkilatlarında sürekli gösteriliyordu.
"İlçemize gelecek konferans verecek" denildi. Öyle denildi ki. Acaip bir hava oluşturuldu. Şevki Yılmaz gelecek yer yerinden oynayacak ve tüm ilçe halkı Refah Partili olacak. Algı bu.
Ve Şevki Yılmaz geldi. Salonda herkes ayakta, kimseye baktığı yok, çıktı kürsüye konuşmaya başladı.
Adam gerçekten hatip ve çok etkili konuşuyordu. Temaları ise "Tarihin Şeref Levhaları" isimli Ahmed Şahin'in ünlü eserinden fazlaca alıntılıydı. Çünkü bu kitap SAHABE'nin muhteşem hayatını anlatıyor ve okuyan kimseyi ağlatmadan bırakmıyordu.
Doğal olarak salonda insanlar ağlamaya başladı. O sahabenin hayatını dinleyip de ağlamamak mümkün mü? Tabi biz de ağladık. Herkeste mendil herkeste gözyaşı. Bir taraftan ağlıyorlar bir taraftan siliyorlar.Ben de öyle.
Bir şey dikkatimi çekti.Çekmez olaydı.
Şevki Yılmaz insanlar daha hiç ağlamazken adeta kendisi ağlar gibi anlatıyor ve ta kalbinden konuşup, ciğerinden yanıyordu. İnsanlar ağlamaya başlayınca dilinden ve gırtlağından konuşup karnından gülmeye başladı.Yüz ifadesinden bu anlaşılıyordu. Hafif gülümsüyordu.
Şöyle demek istiyordu:
"Başardım, insanları ağlatmayı başardım, yaşasın bu işi hallettim, oyları aldık."
Ancak gittikten sonra bir şey daha öğrendik.
O zaman ki Belediye Başkanı adayı için "Bu adamdan bir nane olmaz" demiş. O adam beş yıl belediye başkanlığı yaptı ve ilçemizin gelmiş geçmiş en iyi beş belediye başkanından biriydi. Şevki Yılmaz hoca fena yanılmıştı.Bunun sebebi ise kendisini bir yerlerde görüp insanlara tepeden bakmasıydı.
Biz daha o zaman "Bu adam kalbinden konuşmuyor,karnından konuşuyor" dediğimizde arkadaşlarımız "hadi canım" diyerek komploculukla suçlamışlardı. Sağlık olsun.
GELELİM ESAS MEVZUYA
Başından beri AKP' ye sınırsız destek veriyor ve Tayyip Erdoğan ile Erbakan arasında gizli bir anlaşma olduğunu ve Erdoğan'ın Erbakan tarafından görevlendirildiğini söylüyor.O zamanın şartlarında Erbakan'ın Tayyip Erdoğan ile böyle bir yol tuttuklarını ifade ediyor. Ve bazı şeylerin de hala sır olduğunu iddia ediyor.
Biz de diyoruz ki "Şevki Hoca o zamanki gibi yine kalbinden değil karnından konuşuyor" "İnandığını değil inanmak istediğini söylüyor."
Bunu iki sebepten yapıyor olabilir:
Ya çıkar ilişkisi var ya da Erbakan'a karşı bir sorunu.
Çıkar ilişkisini bilemeyiz ama Erbakan'a karşı bir sorunu mu var dersek şunları söyleyebiliriz.
28 Şubat sürecinde Refah Partisi kapatılınca bazı siyasiler siyasetten men yasağı aldılar. Bunlardan biri de Şevki Yılmaz'dı. Bazı açıklamalarında bu siyasi yasaklardan Erbakan'ı sorumlu tuttuğu da oldu. Bu yasak nedeniyle Avrupa'ya gitti ve 2004 de döndü.
Aktif siyasi hayatında ise hep Rize'den ya milletvekili ya da belediye başkanı adayı oldu.
Şevki Yılmaz bunları söylediği için AKP Milli Görüşçülerin tamamının oylarını aldı, hala da almaya devam ediyor. Ve yine seçimler var ve yine Şevki Yılmaz konuştu.
Şevki Yılmaz bunları söylüyor ama 84 yaşında vefat eden Erbakan Hoca'nın son nefesinde söylediklerini, sondan bir önceki nefesinde, ondan bir öncekinde söylediklerini hep görmezden, duymazdan geliyor.
Ey Şevki Yılmaz Hoca Efendi! Erbakan Hocamız bu aziz Millete ne zaman yalan söyledi de son nefesinde de tekrar etsin?
Erbakan Hoca bu Millete hiç bir zaman yalan söylemedi ve bazen ciddiyetle bazen de latifeyle hep doğruları söyledi.
Gerçekten samimi bir dava adamı isen Erbakan Hocanın AKP ile ilgili onlarca videosu geziyor sitelerde;ilk ağızdan kendi dilinden söylediklerini de bir açıklayıver.
Açıklamıyorsun çünkü Erbakan'ı yalanlarsan Erbakan düşmanı olmaktan ve Müslümanların gözünden düşmekten korkuyorsun. En iyisi Erbakan düşmanı olmadan ya da gizleyerek AKP'ye hizmet etmek.
Ama bilmediğin bir şey var:
O yasa dışı konuşmaları sana Erbakan yaptırmadı, kendin gaza geldin ama cezasını tek başına çekmedin;seninle birlikte Erbakan da çekti.
Erbakan senin cezanı mı çekti, yoksa sen Erbakan'ın cezasını mı çektin? İNSAF...
NOT: Takipçilerimizden yapabilenler,Erbakan Hocamızın Şevki Yılmaz'ı yalanlayan videolarını yorumlar kısmına eklerlerse seviniriz. Biz yapamadık.
NİÇİN BOMBALADILAR BU EL NUSRA'YI?
EL NUSRA SURİYE'DE SAVAŞ UÇAKLARI TARAFINDAN BOMBALANDI
Resim Afganistan'dan gelen eski El Kaidecilerden Ebu Humam El Şami'ye ait.
El Nusra liderleri toplantı halindeyken bombalanıyor ve dört lider ölüyor. Olay Suriye'nin İdlib kentinde oluyor.Koalisyon "biz bombalamadık" diyor.
El Nusra Suriye'de iki cephede bulunuyordu. Birisi Türkiye tarafı Kuzey cephe diğeri Ürdün tarafı güney cephe.
Güney cephedekiler İsrail Suriye sınır bölgesinde bulunuyorlar ve Esad askerleri-Hizbullah ile savaşıyorlar. Yaralananlar Golan'da İsrail tarafından tedavi ediliyor. Bu teröristler Ürdün'deki koalisyon tarafından eğitildi ve o bölgeden Suriye'ye sokuldu.Tüm lojistik desteklerini de Ürdün'den (Yani Ürdün'deki ABD ordusundan)alıyorlar.
Bunları bombalayan yine koalisyon uçakları yani ABD'dir. "Biz yapmadık" diye yalan söylüyorlar. Bombalama nedeni ise şudur:
El Nusra son haftalarda El Kaide'den ayrılmayı düşünüyor ve IŞİD benzeri bir yapılanmaya dönmeye çalışıyordu.Bu şekilde güçleneceklerini hesaplıyorlardı.Çünkü körfezden (Katar vb) istihbaratçılarla görüşmüşler ve El Kaide'den ayrılma karşılığında destek sözü almışlardı.
Bu bombalama olayı AYRILMA ile ilgili.
Acaba bu bombalananlar ayrılmak isteyenler miydi yoksa ayrılmaya karşı olanlar mıydı?
Ayrılmak istemeyenler bunlarsa yarın El Nusra El Kaide'den ayrıldığını ve adını değiştirdiğini açıklar.
Yok bunlar ayrılmak isteyenler ise hala bunlardan ele başı El Nusracılar var. Onlar da topun ağzında demektir ve yarın bir kaç El Nusra lideri daha bombalanır. Ve ayrılmaları önlenir. O zaman da El Nusra adını değiştirmez ve El Kaide'de kalır.
Şunu da ekleyelim: IŞİD'i El Kaide'den ayıran MI6 ve Mossad'dır. El Kaide ise CIA'da kaldı.
Şimdi El Nusra'yı da MI6 ve Mossad yeni bir IŞİD yapmak için ayırmaya çalışıyor.
Gördüğünüz gibi CIA, MI6,Mossad tezgahında Müslüman öldüren Müslüman (!) örgütler bunlar.
Resim Afganistan'dan gelen eski El Kaidecilerden Ebu Humam El Şami'ye ait.
El Nusra liderleri toplantı halindeyken bombalanıyor ve dört lider ölüyor. Olay Suriye'nin İdlib kentinde oluyor.Koalisyon "biz bombalamadık" diyor.
El Nusra Suriye'de iki cephede bulunuyordu. Birisi Türkiye tarafı Kuzey cephe diğeri Ürdün tarafı güney cephe.
Güney cephedekiler İsrail Suriye sınır bölgesinde bulunuyorlar ve Esad askerleri-Hizbullah ile savaşıyorlar. Yaralananlar Golan'da İsrail tarafından tedavi ediliyor. Bu teröristler Ürdün'deki koalisyon tarafından eğitildi ve o bölgeden Suriye'ye sokuldu.Tüm lojistik desteklerini de Ürdün'den (Yani Ürdün'deki ABD ordusundan)alıyorlar.
Bunları bombalayan yine koalisyon uçakları yani ABD'dir. "Biz yapmadık" diye yalan söylüyorlar. Bombalama nedeni ise şudur:
El Nusra son haftalarda El Kaide'den ayrılmayı düşünüyor ve IŞİD benzeri bir yapılanmaya dönmeye çalışıyordu.Bu şekilde güçleneceklerini hesaplıyorlardı.Çünkü körfezden (Katar vb) istihbaratçılarla görüşmüşler ve El Kaide'den ayrılma karşılığında destek sözü almışlardı.
Bu bombalama olayı AYRILMA ile ilgili.
Acaba bu bombalananlar ayrılmak isteyenler miydi yoksa ayrılmaya karşı olanlar mıydı?
Ayrılmak istemeyenler bunlarsa yarın El Nusra El Kaide'den ayrıldığını ve adını değiştirdiğini açıklar.
Yok bunlar ayrılmak isteyenler ise hala bunlardan ele başı El Nusracılar var. Onlar da topun ağzında demektir ve yarın bir kaç El Nusra lideri daha bombalanır. Ve ayrılmaları önlenir. O zaman da El Nusra adını değiştirmez ve El Kaide'de kalır.
Şunu da ekleyelim: IŞİD'i El Kaide'den ayıran MI6 ve Mossad'dır. El Kaide ise CIA'da kaldı.
Şimdi El Nusra'yı da MI6 ve Mossad yeni bir IŞİD yapmak için ayırmaya çalışıyor.
Gördüğünüz gibi CIA, MI6,Mossad tezgahında Müslüman öldüren Müslüman (!) örgütler bunlar.
SERMAYE KAÇIŞI SAVAŞ İŞARETİ Mİ?
CITIBANK AKBANK HİSSELERİNİ SATTI
Cıtıbank'ın Türkiye'de Cıtıbank adıyla kendi şubeleri de var. Akbank'taki hisseleri yüzde yirmiydi ve 2006 yılında 3.100 Milyar Dolara satın almıştı. Şimdi 800 milyon dolar zararına sattı. Bu değerden temettü gelirleri hariç. Yani kar payı dağıtımından aldığı kazançları bunun dışında.
Cıtıbank bir ABD Yahudi Bankasıdır. Dünyadaki gelişmeleri en iyi takip edenler de ABD'deki bu Yahudi bankacılardır. Çünkü hepsi Siyonisttir ve dünyadaki gelişmeleri de bizzat planlayanlardır.
Yani bu Yahudi bankacıların mali hareketlerinden siyasi sonuçlar çıkarmak her zaman mümkün olmuştur.
Rantiye sektörü dediğimiz bankacılık sistemine gelen yabancı sermayenin bu işten kar mı zarar mı ettiğini anlamak için Cıtıbank-Akbank ilişkisine bakmak yeterli değildir.
Çünkü görünen tabloya göre Cıtıbank bu işten zarar etmiştir ama gerçek çok farklı da olabilir. Gerçeği görebilmek için şu açıdan bakmak lazımdır:
Rantiye sektörüne ne kadar dolar getirilmiştir, işin sonunda ne kadar dolar götürülmüştür?
Yani Cıtıbank'ın kendi şubeleri dahil Türkiye'ye getirdiği doların miktarı nedir? Gideceği zaman ne kadar dolar götürecektir?
Örneğin Türkiye'ye on milyar dolar getirmişse ve Türk Parasına çevirip halka faiz karşılığı satmışsa, alacaklarını tahsil etmiş elindeki tüm parayı yeniden dolara çevirmiş ve on iki milyar doları varsa iki milyar dolar tokatlamış demektir.
Tabi konumuz bu değil. Konumuz Ahir zaman olayları ve bu açıdan yorumlayacağız.
Türkiye'den yabancı sermaye çıkışı özellikle de rantiye ekonomisindeki-Yahudi- sermayesi çıkışı Türkiye'de bir istikrarsızlık durumunun beklendiği anlamına gelir. Ya da Yahudi bunu planlamaktadır anlamı çıkar.
Şimdi şuna bakacağız: Yarın İngiliz İNGBANK, HSBC de neler olabilir? Çünkü bu İngilizler de Yahudilerin yaptığı planların hep içinde olmuştur.
Finansbank'ı satın alan Rumlardan ise her hangi bir hareket beklenmemeli.Çünkü onlar da hep Yahudi oyunlarının dışında kaldılar.
Akbank'daki hisse devri kamuoyu önünde ekonomistlerin yorumuna açık bir konu olduğu için ahirzaman olayları açısından çok da önem arzetmemektedir.
Ancak esas sermaye hareketleri boğaz manzaralı villaların salonlarında yapılmaktadır. O da holding hisselerinin el değiştirmesidir ve Mart ayındaki yönetici değişikliklerinden anlaşılabilir. Yoksa anlaşılması mümkün değildir.
Bankacılık sektörü hakkında halkımıza önerimiz, ya uzak dursunlar ya da uzak durmak mümkün değilse Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank gibi devlet bankalarını tercih etsinler.
Yahudilerin Türkiye'den sıcak para çekmeleri Türkiye'de ya bir istikrarsızlık bekledikleri ya da bizzat bunu planladıkları anlamına gelir.
Aslında bu konular bizim için hiç de önemli değil.Bin yıllardır kendi yağında kavrulan şerefli bir milletiz.Zenginlikte hiç gözümüz olmadı. Yüzlerce devlet kurduk hiç birisini para ile almadık, para için vermedik. Kanımızla kurduk kanımızla koruduk.
"Niçin hep fakir çocukları şehit oluyor da zengin çocukları hiç şehit olmuyor" sorusuna biz daima "Haram lokma yemediği içindir" diye cevap vermiş bir milletiz Elhamdülillah.
Cıtıbank'ın Türkiye'de Cıtıbank adıyla kendi şubeleri de var. Akbank'taki hisseleri yüzde yirmiydi ve 2006 yılında 3.100 Milyar Dolara satın almıştı. Şimdi 800 milyon dolar zararına sattı. Bu değerden temettü gelirleri hariç. Yani kar payı dağıtımından aldığı kazançları bunun dışında.
Cıtıbank bir ABD Yahudi Bankasıdır. Dünyadaki gelişmeleri en iyi takip edenler de ABD'deki bu Yahudi bankacılardır. Çünkü hepsi Siyonisttir ve dünyadaki gelişmeleri de bizzat planlayanlardır.
Yani bu Yahudi bankacıların mali hareketlerinden siyasi sonuçlar çıkarmak her zaman mümkün olmuştur.
Rantiye sektörü dediğimiz bankacılık sistemine gelen yabancı sermayenin bu işten kar mı zarar mı ettiğini anlamak için Cıtıbank-Akbank ilişkisine bakmak yeterli değildir.
Çünkü görünen tabloya göre Cıtıbank bu işten zarar etmiştir ama gerçek çok farklı da olabilir. Gerçeği görebilmek için şu açıdan bakmak lazımdır:
Rantiye sektörüne ne kadar dolar getirilmiştir, işin sonunda ne kadar dolar götürülmüştür?
Yani Cıtıbank'ın kendi şubeleri dahil Türkiye'ye getirdiği doların miktarı nedir? Gideceği zaman ne kadar dolar götürecektir?
Örneğin Türkiye'ye on milyar dolar getirmişse ve Türk Parasına çevirip halka faiz karşılığı satmışsa, alacaklarını tahsil etmiş elindeki tüm parayı yeniden dolara çevirmiş ve on iki milyar doları varsa iki milyar dolar tokatlamış demektir.
Tabi konumuz bu değil. Konumuz Ahir zaman olayları ve bu açıdan yorumlayacağız.
Türkiye'den yabancı sermaye çıkışı özellikle de rantiye ekonomisindeki-Yahudi- sermayesi çıkışı Türkiye'de bir istikrarsızlık durumunun beklendiği anlamına gelir. Ya da Yahudi bunu planlamaktadır anlamı çıkar.
Şimdi şuna bakacağız: Yarın İngiliz İNGBANK, HSBC de neler olabilir? Çünkü bu İngilizler de Yahudilerin yaptığı planların hep içinde olmuştur.
Finansbank'ı satın alan Rumlardan ise her hangi bir hareket beklenmemeli.Çünkü onlar da hep Yahudi oyunlarının dışında kaldılar.
Akbank'daki hisse devri kamuoyu önünde ekonomistlerin yorumuna açık bir konu olduğu için ahirzaman olayları açısından çok da önem arzetmemektedir.
Ancak esas sermaye hareketleri boğaz manzaralı villaların salonlarında yapılmaktadır. O da holding hisselerinin el değiştirmesidir ve Mart ayındaki yönetici değişikliklerinden anlaşılabilir. Yoksa anlaşılması mümkün değildir.
Bankacılık sektörü hakkında halkımıza önerimiz, ya uzak dursunlar ya da uzak durmak mümkün değilse Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank gibi devlet bankalarını tercih etsinler.
Yahudilerin Türkiye'den sıcak para çekmeleri Türkiye'de ya bir istikrarsızlık bekledikleri ya da bizzat bunu planladıkları anlamına gelir.
Aslında bu konular bizim için hiç de önemli değil.Bin yıllardır kendi yağında kavrulan şerefli bir milletiz.Zenginlikte hiç gözümüz olmadı. Yüzlerce devlet kurduk hiç birisini para ile almadık, para için vermedik. Kanımızla kurduk kanımızla koruduk.
"Niçin hep fakir çocukları şehit oluyor da zengin çocukları hiç şehit olmuyor" sorusuna biz daima "Haram lokma yemediği içindir" diye cevap vermiş bir milletiz Elhamdülillah.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)