İFŞAATLARDA ADI GEÇEN "SELİM" ACABA NASIL BİRİ OLACAK?
SAHTE ATATÜRKÇÜ DEĞİL, GERÇEK ATATÜRKÇÜ OLACAK.
YÜZÜ PIRIL PIRIL OLACAK.
NATO'YA KARŞI OLDUĞUNU BELLİ ETMEYECEK.
TÜRKİYE DÜŞMANLARINA KARŞI MELHAME-İ KÜBRA'YA KADAR KİMLİĞİNİ GİZLEYECEK.
O ÇOK BAŞARILI BİR KOMUTAN OLACAK.
GERÇEK İSLAM'IN VE GERÇEK ATATÜRKÇÜLÜĞÜN ÇELİŞMEDİĞİNİ GÖSTERECEK.
Şİİ-SÜNNİ SAVAŞI ÇIKARMAK İSTEYENLERE ALET OLMAYACAK. SUUD VE İRAN ARASINDA ÇIKAN BU MEZHEP SAVAŞININ TARAFI OLMAYACAK. BİZ MÜSLÜMANIZ KURAN'DA MEZHEP AYRIMI YOK DİYECEK.
ADI "SELİM" OLMAYACAK.
ÇOK FAKİR BİR AİLENİN OĞLU OLARAK BAŞLADIĞI EĞİTİM KARİYERİNDE ZİRVEYE ÇIKACAK.AMA YİNE FAKİR KALACAK.
ATATÜRK GİBİ BİR ASKERİ DEHA OLACAK.
SAHTE ATATÜRKÇÜLERİ DE SAHTE İSLAMCILARI DA İFŞA EDECEK.
TÜRK BİRLİĞİNİN KURULMASI İÇİN ÇALIŞACAK VE BAŞARACAK. İSRAİL AYAKLANMASINI BASTIRACAK.BALKANLARI FETHEDECEK.
SİYAH SANCAKLILARI "BİZZAT" KURACAK. VE KOMUTA EDECEK.
MEKKE'DE HZ.MEHDİ AS ZUHUR ETTİĞİNDE YEMANİ İLE BİRLİKTE O'NU İLK TANIYAN KİŞİ OLACAK VE O'NA GİZLİDEN YARDIM EDECEK.
İRAN İLE ASLA BİR MEZHEP SAVAŞINA GİRMEYECEK. İRAN'IN VURULMASI ESNASINDA VE ORDUSUNUN İMHA EDİLMESİ SIRASINDA İRAN'IN MİLLİ SAVUNMA GÜÇLERİNİ OLUŞTURACAK VE NİHAİ SAVAŞA HAZIRLAMAK ÜZERE KUFE'YE GETİRECEK. BUNLARIN ÇOĞUNLUĞU HORASAN TÜRKLERİ OLACAK.
ABD-RUS HARBİNDE SAVAŞI YÖNETECEK.İSTANBUL'DA KUTSAL EMANETLERİ HZ.MEHDİ AS'A BİR MERASİM İLE TESLİM EDECEK.
İNŞALLAH VE ALLAHU ALEM.
ZUHURA AYLAR KALDI... GELİYOR İNŞAALLAH... HZ.MEHDİ; PEYGAMBER ASM EFENDİMİZİN 40.KUŞAK TORUNUDUR. MEKKE'DE ZUHUR EDECEK İSLAM BİRLİĞİ'Nİ KURACAK. ŞAM' DA HURUÇ EDECEK,ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI' NI KAZANACAK,KARARGAHI GUTA OLACAKTIR.İNŞAALLAH. safaasya@hotmail.com
16 Temmuz 2015 Perşembe
GERÇEK ATATÜRK BİLİNMİYOR
GERÇEK ATATÜRK BİLİNMİYOR
ATATÜRK GERÇEK BİR OSMANLI PAŞASIYDI VE ABDÜLHAMİD HAN'IN, VAHDETTİN HAN'IN EN GÜVENDİĞİ OSMANLI GENERALİYDİ.
KADİR MISIROĞLU DENİLEN ODUN KAFALI GÖRMEZ BUNU.
SANKİ OSMANLI FÜZE YAPTI DA ATATÜRK ENGEL OLDU
OYSA ATATÜRK;
"BOŞVER ALLAH BİZİ KORUR DİYEN YOBAZLARDAN"
"HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDIKTAN SONRA ALLAH'A TEVEKKÜL
ET" DİYEN İSLAM'I KURTARMAYA ÇALIŞTI.
AMA YOBAZLAR BİTMEDİĞİ İÇİN 1938' DEN İTİBAREN YİNE KONTROLÜ
ELLERİNE ALDILAR.
GERÇEK ATATÜRK BİLİNMİYOR.
YA ATATÜRK'Ü TANRILAŞTIRIP İSLAMI YOK ETMEYE ÇALIŞAN
DİNSİZLERİN OYUNCAĞI OLDUK.ÜLKEYİ KASTEN KALKINDIRMADILAR.
YA DA ATATÜRK'Ü DİNSİZLİKLE SUÇLAYIP GÜÇ KAZANARAK,BU CENNET
VATANI KAFİRLERE SATANLARDAN İHANET GÖRDÜK.
BUNLARIN HANGİSİ ATATÜRKÇÜ? TABİ Kİ HİÇ BİRİ.
ATATÜRK GERÇEK BİR OSMANLI PAŞASIYDI VE ABDÜLHAMİD HAN'IN, VAHDETTİN HAN'IN EN GÜVENDİĞİ OSMANLI GENERALİYDİ.
BİLİYOR MUSUN BUNLARI?
TABİ Kİ BİLMİYORSUN.
ÖNCE İNGİLTERE İSTEDİ DİYE, ATATÜRK'Ü TANRI YAPIP DİN DÜŞMANI
OLDUN.
SONRA ABD İSTEDİ DİYE ATATÜRK'Ü DİNSİZ İLAN EDİP VATANI
SATTIN.
ALLAH SENİ ISLAH ETSİN.
HİÇ BİR MENFAATİ OLMAYAN HİÇ BİR YERDEN ÇIKAR PEŞİNDE KOŞMAYAN GERÇEK MÜSLÜMAN ALİMLER ATATÜRK'E ATMAZ.
BÖYLE OLUP DA ATANLAR VARSA ONLAR DA CAHİLDİR. YANİ BİLMEDİKLERİ ŞEYLER VARDIR.
BAKINIZ BU KONUDA MERİÇ TUMLUER NE DİYOR?
MERİÇ TUMLUER KİM Mİ?
ATATÜRK'ÜN YAVERİ İSTİHBARAT SUBAYININ ÖZ TORUNU.
"ATATÜRK'ÜN GİZLENEN VASİYETİNDE HZ.MEHDİ AS'IN KİM OLDUĞU YAZIYOR. ATATÜRK MEHDİ'NİN KİM OLDUĞUNU BİLİYOR VE VASİYETİNDE BUNU YAZDI" DİYOR.
MERİÇ TUMLUER SAYFALARINI ÖNERİYORUZ. VASİYETİ AÇIKLATACAKLAR.
MERİÇ TUMLUER'İN SAYFALARI, BİZİM ATATÜRK ARAŞTIRMALARIMIZI DA TEYİT EDİYOR. YANİ ÇOK YAKIN ALLAHU ALEM.
YAYINLAMAK ZORUNDA KALDILAR
HABERİN İÇERİĞİ TAMAMEN DOĞRU AMA ASIL ÖNEMLİ OLAN 'HABERİ YAYINLAMAK ZORUNDA KALANLAR'
HABERİ TIMETURK YAYINLAMAK ZORUNDA KALDI. TIMETURK VE BENZERLERİ (BUNLAR BİZİM "İSLAMCI BASIN" GEÇİNENLERDİR) NEYİ İDDİA ETTİLER YILLARCA?
"İSRAİL İLE ESAD ASLINDA GİZLİ DOSTTUR. İSRAİL İLE İRAN ASLINDA GİZLİ DOSTTUR"DEYİP DURDULAR.
BUNLAR İKİ KESİMDİ.
BİR KISMI Kİ ONLAR BUNLARA İNANAN CAHİLLERDEN OLUŞUYORDU.
DİĞER KISIM İSE BİLEREK VE KASTEN İKİ YÜZLÜLÜK YAPARAK, YALAN SÖYLEYEREK İRAN VE ESAD DÜŞMANLIĞI YAPMAK İÇİN İFTİRA ATIYORLARDI.
ASLINDA ABD VE BATIYA HİZMET EDİYORLARDI AMA HALKTAN GİZLİYORLARDI.ŞİMDİ BİZZAT KENDİLERİ GERÇEKLERİ İTİRAF ETMEK ZORUNDA KALDILAR. ÇÜNKÜ HABERİ BİZZAT ABD AJANLARI SIZDIRIYOR.
GERÇEKLER ŞUYDU KISACA:
İSRAİL İLE ESAD DÜŞMANDIR.
İSRAİL İLE İRAN DÜŞMANDIR.
TÜRKİYE'DE AKP, ABD İLE OLAN MÜTTEFİKLİK GEREĞİ İSRAİL İLE ESKİDEN AÇIKTAN DOSTTU. ŞİMDİ İSE GİZLİDEN DOST.(GİZLİDEN DOSTLUĞUN SEBEBİ İSE HALKI KANDIRMAK)
İŞTE O HABER
HABERİ TIMETURK YAYINLAMAK ZORUNDA KALDI. TIMETURK VE BENZERLERİ (BUNLAR BİZİM "İSLAMCI BASIN" GEÇİNENLERDİR) NEYİ İDDİA ETTİLER YILLARCA?
"İSRAİL İLE ESAD ASLINDA GİZLİ DOSTTUR. İSRAİL İLE İRAN ASLINDA GİZLİ DOSTTUR"DEYİP DURDULAR.
BUNLAR İKİ KESİMDİ.
BİR KISMI Kİ ONLAR BUNLARA İNANAN CAHİLLERDEN OLUŞUYORDU.
DİĞER KISIM İSE BİLEREK VE KASTEN İKİ YÜZLÜLÜK YAPARAK, YALAN SÖYLEYEREK İRAN VE ESAD DÜŞMANLIĞI YAPMAK İÇİN İFTİRA ATIYORLARDI.
ASLINDA ABD VE BATIYA HİZMET EDİYORLARDI AMA HALKTAN GİZLİYORLARDI.ŞİMDİ BİZZAT KENDİLERİ GERÇEKLERİ İTİRAF ETMEK ZORUNDA KALDILAR. ÇÜNKÜ HABERİ BİZZAT ABD AJANLARI SIZDIRIYOR.
GERÇEKLER ŞUYDU KISACA:
İSRAİL İLE ESAD DÜŞMANDIR.
İSRAİL İLE İRAN DÜŞMANDIR.
TÜRKİYE'DE AKP, ABD İLE OLAN MÜTTEFİKLİK GEREĞİ İSRAİL İLE ESKİDEN AÇIKTAN DOSTTU. ŞİMDİ İSE GİZLİDEN DOST.(GİZLİDEN DOSTLUĞUN SEBEBİ İSE HALKI KANDIRMAK)
İŞTE O HABER
Esed'in askeri danışmanını İsrail öldürmüş
Eski NSA çalışanı Snowden'ın sızdırdığı belgeleri
haberleştiren The Intercept sitesine göre, Esed'ın baş askeri danışmanı 2008'de
İsrail donanmasından komandolar tarafından öldürülmüş.
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) gizli faaliyetlerine
ilişkin yapılan son ifşaat, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın 2008'de
başından ve boynundan vurularak öldürülen üst düzey askeri danışmanı Muhammed
Süleyman'ın katilinin İsrail olduğunu gösteriyor.
ABD ÖNCEDEN BİLİYORDU
Edward Snowden'ın sızdırdığı belgeye göre, İsrailli
komandolar Süleyman'ı Tartus kentindeki villasında verdiği bir akşam yemeği
daveti esnasında vurdu, ardından botlarına binip uzaklaştı.
Öte yandan İsrail Savunma Güçleri'nin istihbarat
sinyallerini izleyen NSA'in de bu yolla operasyondan önceden haberdar olduğun
ortaya çıktı.
'MEŞRU BİR HÜKÜMET YETKİLİSİNİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜN İLK KAYDI'
Bu arada bu bilgiler, Süleyman suikastinin arkasında iddia
edildiği gibi İsrail'in olduğunu kanıtlayan ve ilk kez meşru bir hükümet
yetkilisini hedef aldığını teyit eden ilk resmi belge oldu.
RESMİ SAVAŞ DURUMU YOKTU
Sorumluluğu bugüne kadar hep reddettmiş olan İsrail,
Süleyman'ın İran ve Hizbullah arasındaki silah satışını düzenleyen isim
olduğunu iddia ediyor, basın da bunu haklı gösterecek haberler yapıyordu. Ancak
ifşa edilen belgede de belirtildiği üzere, İsrail ve Suriye 2008'de resmen
savaş durumunda olmadığı için bu suikast uluslararası hukuka aykırı.
MOSSAD BUNU İLK KEZ YAPMIYOR
Süleyman'ın öldürülmesi İsrail İstihbarat Teşkilatı'nın
(Mossad) başka bir ülkede gerçekleştirdiği ilk yasa dışı suikast olma özelliği
taşımıyor. Bu olaydan altı ay önce de
Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından İmad Muğniye İsrail ve ABD'nin ortak
operasyonuyla Suriye'nin başkenti Şam'da öldürülmüştü.
DAHASI DA VAR:
İSRAİL, İMAD MUĞNİYE'Yİ ŞEHİT ETTİ.İMAD MUĞNİYE HİZBULLAHIN ROKET VE FÜZELERİNİN MİMARIYDI. OĞLU CİHAT MUĞNİYE'Yİ DE İSRAİL GÜNEY SURİYE'DE İRAN'LI GENERALLER İLE BİRLİKTE ŞEHİT ETTİ.(İHA İLE VURDU)
İRAN'DA NÜKLEER FİZİKÇİ MÜHENDİSLERİ İSRAİL'İN MOSSAD AJANLARI ÖLDÜRDÜ.
HİZBULLAH LİDERİ HASAN NASRALLAH'IN 16 YAŞINDAKİ OĞLUNU İSRAİL CEPHE SAVAŞINDA ŞEHİT ETTİ.
YANİ İSRAİL ÖLDÜRDÜ, İRAN'LILAR, HİZBULLAHÇILAR ŞEHİT OLDU. BUNLAR NASIL DOST BRE İKİ YÜZLÜLER?
KALDI Kİ SURİYE'NİN GÜNEYİNDE ESAD İLE SAVAŞAN EL NUSRA İSRAİL SURİYE SINIRINDA BARINMAKTADIR. YARALILAR İSRAİL'E GİDİYOR, YARDIMLAR İSRAİL'DEN GELİYOR ESAD İLE SAVAŞILIYOR.KİM İSRAİL UŞAĞI, KİM İSRAİL DÜŞMANI?
KALDI Kİ SURİYE'NİN GÜNEYİNDE ESAD İLE SAVAŞAN EL NUSRA İSRAİL SURİYE SINIRINDA BARINMAKTADIR. YARALILAR İSRAİL'E GİDİYOR, YARDIMLAR İSRAİL'DEN GELİYOR ESAD İLE SAVAŞILIYOR.KİM İSRAİL UŞAĞI, KİM İSRAİL DÜŞMANI?
14 Temmuz 2015 Salı
SORUN BİZDE. ANLATAMIYORUZ
EVET SORUN BİZDE.ÇÜNKÜ ANLATAMIYORUZ.
KURAN-I KERİM'İN ÜMMİ OLAN HZ.PEYGAMBER SAS EFENDİMİZE İNDİRİLMESİNDEKİ HİKMET ACABA NE OLA?
O DÖNEMDEKİ BİR KAÇ DİL BİLEN BİLGİN BİR ARAP'A İNDİRİLEMEZ MİYDİ?
TAKDİR ALLAH'INDIR.O CC DİLEĞİNE VERİR.BİZ BİLEMEYİZ.
YA DA PEYGAMBER ASM EFENDİMİZİN OKUR YAZAR OLMASINA ENGEL Mİ VARDI? NİÇİN OKUR YAZAR OLMAMIŞTI? DAHA DOĞUŞTAN PEYGAMBER OLARAK DÜNYAYA TEŞRİF ETTİRİLEN ASM EFENDİMİZİN ÜMMİ OLMASININ HİKMETİ "BİZ O KURAN-I BÜTÜN İNSANLARA VE CİNLERE İNDİRDİK AYET MEALİ OLABİLİR Mİ? (OKUNSUN İBRET ALINSIN DİYE)
İNSANLARIN VE CİNLERİN ALİMLERİNE DEĞİL TÜM İNSANLARA VE CİNLERE.
OKUR YAZAR OLAN HER KİŞİ İLK ÖNCE KURAN'A SARILMALI. KURAN-I KERİM HER DİLE ÇEVRİLMELİ VE HER KUL KURAN'I KENDİ DİLİYLE OKUMALI.
İNSANLARI KURAN'DAN UZAKLAŞTIRMANIN İKİ NEDENİ VARDIR.
BİRİNCİSİ; MÜSLÜMANLARI İSLAM'DAN UZAKLAŞTIRARAK BUGÜNKÜ HRİSTİYANLARA ÇEVİRMEKTİR.
İKİNCİSİ İSE MÜSLÜMANLARI BİLİMDEN UZAKLAŞTIRARAK KAFİRLER KARŞISINDA ZAYIF BIRAKMAKTIR. KURAN'DAN UZAKLAŞAN İLİMDEN YOKSUN KALIR VE İSTANBUL SURLARINI YIKACAK TOPLARI YAPAMAZ.
HEM MÜSLÜMAN TEMBEL OLUR VE HOCASINA "KURAN-I SEN OKU BANA ANLAT" DER. OYSA KURAN-I OKUYUP ÖĞRENMEKLE HER KUL MÜKELLEFTİR.
NE DİYOR YUSUF İSLAM:
"ÖNCE MÜSLÜMANLARI TANISAYDIM MÜSLÜMAN OLAMAZDIM.ŞÜKÜR Kİ ÖNCE KURAN-I TANIDIM VE MÜSLÜMAN OLDUM."
ANLATAMADIĞIMIZ DA BUYDU.
13 Temmuz 2015 Pazartesi
ALLAH KABUL ETSİN
Yâ Rabbenâ! Amellerimizi bizden kabûl buyur! Muhakkak ki her
niyâzımızı hakkıyla işiten ve her amelimizi hakkıyla bilen ancak sensin!
Ey Mevlâmız! Tevbelerimizi kabûl eyle! Şübhesiz tevbeleri çok kabûl eden ve merhameti bol olan da sensin! Ve bizleri hakka, dosdoğru yola hidâyet eyle yâ Rabbi!
Ey ikrâmı sonsuz olan! Ey kullarını cezâlandırmakta acele etmeyip tevbe imkânı bahşeden yüce Rabbimiz! Bizi affeyle!
Ve ey dünyada ve âhirette, rahmet ve merhameti bol olan Rabbimiz! İşlemiş olduğumuz bütün günahları mağfiret eyle!
Yâ Rabbenâ! Okumuş olduğumuz Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân hatmini dergâh-ı izzetinde kabûl buyur!
Ey Rabbimiz! Bizi Kur’ân-ı Kerîm ile yücelt! Bize Kur’ân-ı Hakîm ve âyâtıyla bereket ver! Tevbelerimizi kabûl eyle! Şübhe yok ki tevbeleri çok kabûl eden ve merhameti bol olan ancak sensin!
Yâ İlâhenâ! Şeriat ve bürhân sâhibi Efendimiz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a salât eyle!
Yâ İlâhenâ! Bizi Kur’ân’ın ziynetiyle süsle! Ve bize Kur’ân’ın kerâmetiyle ikrâm eyle! Hem bizi Kur’ân’ın şerefiyle şereflendir! Bizi Kur’ân’ın kisvesiyle giydir!
Ve bizi Kur’ân ile berâber Cennete idhâl eyle! Hem Kur’ân hürmetine bizi, dünyanın her türlü belâsından ve âhiretin her türlü şiddetli azâbından muhâfaza eyle! Hem Kur’ân hakkı için, bütün ümmet-i Muhammed’e (asm) merhamet eyle yâ Rabbi!
Yâ İlâhenâ! Kur’ân-ı Azîmü’ş-şânı dünyada bize arkadaş, hem kabirde bizlere yoldaş, kıyâmette şefâatçi, hem sırat üzerinde nûr eyle! Cehennem ateşinden bizi muhâfaza edecek bir örtü, bir perde kıl! Cennete götüren bir yoldaş eyle!
Ey ikrâm edenlerin en keremlisi! Ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Sen kendi lütfunla, cömertliğinle, kereminle, ihsânınla ve rahmetinle, Kur’ân’ı, bizi bütün hayırlara ulaştıran bir delil ve bir rehber kıl!
Ey dilediğini en doğru yola hidâyet eden Rabbimiz!
Bize Kur’ân’ın hidâyetiyle hidâyet ver! Bize Kur’ân’ın inâyetiyle âfiyet ver! Hem bizleri
Kur’ân’ın kerâmetiyle her türlü ateşten kurtar!Ey Mevlâmız! Tevbelerimizi kabûl eyle! Şübhesiz tevbeleri çok kabûl eden ve merhameti bol olan da sensin! Ve bizleri hakka, dosdoğru yola hidâyet eyle yâ Rabbi!
Ey ikrâmı sonsuz olan! Ey kullarını cezâlandırmakta acele etmeyip tevbe imkânı bahşeden yüce Rabbimiz! Bizi affeyle!
Ve ey dünyada ve âhirette, rahmet ve merhameti bol olan Rabbimiz! İşlemiş olduğumuz bütün günahları mağfiret eyle!
Yâ Rabbenâ! Okumuş olduğumuz Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân hatmini dergâh-ı izzetinde kabûl buyur!
Ey Rabbimiz! Bizi Kur’ân-ı Kerîm ile yücelt! Bize Kur’ân-ı Hakîm ve âyâtıyla bereket ver! Tevbelerimizi kabûl eyle! Şübhe yok ki tevbeleri çok kabûl eden ve merhameti bol olan ancak sensin!
Yâ İlâhenâ! Şeriat ve bürhân sâhibi Efendimiz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a salât eyle!
Yâ İlâhenâ! Bizi Kur’ân’ın ziynetiyle süsle! Ve bize Kur’ân’ın kerâmetiyle ikrâm eyle! Hem bizi Kur’ân’ın şerefiyle şereflendir! Bizi Kur’ân’ın kisvesiyle giydir!
Ve bizi Kur’ân ile berâber Cennete idhâl eyle! Hem Kur’ân hürmetine bizi, dünyanın her türlü belâsından ve âhiretin her türlü şiddetli azâbından muhâfaza eyle! Hem Kur’ân hakkı için, bütün ümmet-i Muhammed’e (asm) merhamet eyle yâ Rabbi!
Yâ İlâhenâ! Kur’ân-ı Azîmü’ş-şânı dünyada bize arkadaş, hem kabirde bizlere yoldaş, kıyâmette şefâatçi, hem sırat üzerinde nûr eyle! Cehennem ateşinden bizi muhâfaza edecek bir örtü, bir perde kıl! Cennete götüren bir yoldaş eyle!
Ey ikrâm edenlerin en keremlisi! Ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Sen kendi lütfunla, cömertliğinle, kereminle, ihsânınla ve rahmetinle, Kur’ân’ı, bizi bütün hayırlara ulaştıran bir delil ve bir rehber kıl!
Hem Kur’ân’ın şefâatiyle bizi Cennete idhâl eyle! Kur’ân’ın fazîletiyle derecelerimizi yükselt! Ey lütuf, cömertlik ve iyilik sâhibi olan Rabbimiz! Kur’ân’ın tilâveti hürmetine kötü amellerimizi ört!
Yâ Rabbenâ! Kalblerimizi tertemiz eyle! Ayıblarımızı gizle! Hastalarımıza âcil şifâlar ihsanbuyur! Borçlarımızı en kısa zamanda edâ etmeyi nasîb eyle!
Bir kısım yüzlerin ağarıp bir kısmının karardığı o dehşetli mahşer gününde, bizleri yüzü ağaran bahtiyarlardan eyle! Ana babalarımıza, ecdâdımıza ve bi’l-cümle geçmişlerimize merhamet buyur! Onları affet!
Dînimizi ve dünyamızı ıslâh eyle! Düşmanlarımızın cümlesini darmadağın et! Âilemizi,mallarımızı ve memleketlerimizi her türlü âfetlerden, hastalıklardan ve belâlardan muhâfaza buyur! Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân hürmetine ayaklarımıza sebât ver! Ve kâfirler gürûhuna karşı bizlere yardım eyle!
Yâ Rabbenâ! Okuduğumuz Kur’ân-ı Kerîm’den hâsıl olan sevâbı, hem onun tilâvetinden hâsıl olan nûru Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın rûhuna hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi!
Hem O’nun, nebî ve resûl kardeşlerinin ruhlarına salât ü selâm ile ayrı ayrı hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi!
Hem O’nun âl ve evlâdına, vâlidelerimiz olan muhterem zevcelerine, ashâbına, etbâına, mübârek nesillerinin ruhlarına hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi! Hem onların cümlesinden râzı ol!
Babalarımız, analarımız, erkek ve kız kardeşlerimiz, evlâdlarımız, akrabâlarımız, sevdiklerimiz ve arkadaşlarımızdan vefât etmiş olanların ruhlarına da ayrı ayrı hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi!
Hem üstadlarımızın ruhlarına, meşâyıhımızın ruhlarına, hayır ve hasenât sâhiblerinin ruhlarına, hem bütün mü’min ve mü’minelerden, müslim ve müslimelerden vefât edenlerinruhlarına, hayatta bulunanların rûhâniyetlerine hediye eyledik, sen vâsıl eyle yâ Rabbi!
Ey bütün ihtiyaçları karşılayan! Ey bütün belâları def‘ eden! Ey her duâya icâbet eden! Ve ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Rahmetinle, merhametinle duâlarımızı kabul eyle! Amin.
11 Temmuz 2015 Cumartesi
KURAN'DAKİ İSLAM GİZLENİYOR
BU YAZININ KAYNAĞI DOĞRUDAN DOĞRUYA KURAN-I KERİM'DİR.
Bir hadis ile başlayalım.
Hz.Peygamber SAS Efendimize bir sahabe sorar:
"Ya Resulallah. Bana İslamı öyle bir cümle ile anlat ki bana yetsin ve hep aklımda kalsın."
Hz.Peygamber SAS Efendimiz buyurur:
"Allah'a inandım de ve dosdoğru ol."
İslam Kuran ve Sünnettir. Aksini iddia eden yanlış yoldadır.
Kuran-ı Kerim Muhkem ve Müteşabih ayetlerden oluşur. Muhkem ayetler okuyan herkes tarafından anlaşılabilecek kadar açık olan ayetlerdir.
Müteşabih ayetler ise tevile muhtaç olan ve sadece Kuran-ı iyi okumuş anlamaya çalışmış alimler tarafından tevil edilebilir. Bunlar Kuran'da geçen hükümlerdir. Yani Kuran müteşabih ayetleri alimlerin tevil edebileceğini beyan etmiştir.
Şimdi buraya dikkat!
Yine Kuran'a göre Kuran'daki ayetlerin çoğu Muhkem ayetlerdir. Müteşabih olanlar ise azdır.
Ve o Kuran baştan sona daima şunu beyan ve emreder."(Muhkem ayetleri) anlayasınız diye kolaylaştırdık.İbret alan var mı?" mealinde pek çok ayet var.
Anlayasınız diye Arapça indirdik (Araplara hitaben). Anlayasınız diye iyice açıkladık. Daha iyi anlamak için yavaş okuyunuz.
Ve Kuran zikirdir Kuran'a göre. Kuran okuyan zikreder. Namaz zikirdir Kuran'a göre.Namaz kılan zikreder.Zikir (Zikretmek) zikirdir Kuran'a göre. Zikredenler zikreder. Bununla ilgili ayette insanların yatarak bile zikredebilecekleri de geçmektedir.
Muhkem ayetlerle ilgili Müslümanlara çok açık emirler vardır. Kuran'ın okunması emirdir. Anlamak için okunması emirdir. Yavaş yavaş okunması emirdir. Araplar için tilavetiyle okunması emirdir. Ama Türkler tilaveti ile okurlarsa ANLAMAK İÇİN DEĞİL ZİKRETMEK İÇİN OKUYABİLİRLER.Çünkü eğer ana dili gibi Kuran Arapçasını bilmiyorsa anlayamazlar.Anlamak için de Türkçesini okumakla mükelleftirler. Bu da emirdir.
Efendim Kuran'da Türkçesini oku diye hangi ayette geçiyor?
Okumakla mükellef isek anlamak için okumak emredilmiş ise Arapça da bilmiyorsak hangi dilde okuyacağız?
Gelelim müteşabih ayetlere.
Kuran, Müteşabih ayetlere yoğunlaşanları "kalbinde hastalık olanlar muhkem ayetleri bırakır müteşabih ayetlerin manasına uğraşırlar" diye beyan ediyor.
Yani Müslüman kendi dilinde Kuran'ı okuyacak, muhkem ayetleri zaten anlayacak müteşabih ayetlerin manasına ise düşmeyecek.Zamanla belki anlayan da olacak. Anlayamazsa da mükellef olmayacak.
Ama Muhkem ayetleri okumakla, anlamakla mükellef Müslüman.
PEKİ GİZLENEN İSLAM NE?
Hz.Peygamber SAS Efendimiz hayatta iken Asrı Saadette Kuran ayetlerini ashabına hem muhkemlerini hem de müteşabihlerinden o zaman için uygun olanları açıklamış. Muhkem ayetlerde zaten sorun yok ve herkes anlıyor. Müteşabih olanlar ise o zaman için anlaşılmış.Bir kısmını da o zaman ile ilgili olmadığından hiç açıklamamış.(SAS Efendimiz.)
Ashabı Suffe ve ekser sahabeler Kuran'ı ezberlemişler ve hafız olmuşlar.Ama bakınız onların dili Arapça ve Kuran-ı Kerim'in Arapçasını ezberleyip hem zikrini hem de anlamını ezberleyip tam hafız olmuşlar.
Bugün ülkemizde binlerce hafız var. Saatlerce Kuran okuyabiliyorlar ezberden. Peki ama bu hafızların kaç tanesi Arapça biliyor ve Kuran'ı ezberden okurken aynı zamanda da anlamına vakıf olabiliyor?
Ya da biraz daha basite indirirsek.
Bugün ülkemizde milyonlar namaz kılıyor. Dört rekatlık bir namazda sekiz sure okuyabiliyoruz. Peki bu milyonlardan kaç tanesi namazda okuduğu ayetlerin anlamını biliyor?
O zaman bizim Arapça bilmeyen hafızımız ile ana dili Arapça olan bir Arap Hafız aynı derecede mi hafız oluyor?
Bizim hafız ezberlemiş ne manaya geldiğini bilmeden okuyor ama Arap Hafız manasını da bilerek okuyor. Aynı mı? Değil tabi.
Ya da milyonlarca Müslüman kardeşimiz dört rekatlık bir namazda sekiz sureyi manasını bilmeden okuyor ama Araplar sekiz sureyi manasını da bilerek okuyor. Peki bu namazlar aynı mı? Değil tabi.
İşte Müslümanlardan gizlenen gerçek budur.
Bu işte Yahudi parmağı vardır. Kuran okunsun ama anlaşılmasın. Kime sorulsun? Bildiğini iddia eden ve kendisini bazı insanların değer vermesiyle nüfuzlu yapan kişilere. Bunlar da ikiye ayrılıyor. Samimi olanlar ve ajan olanlar. Vehheb, Sebe gibiler de var.
Nasıl ayıracağız?
Kuran'ın emirlerine uyarak. Kuran'ın, zikir için sadece Arapçasını değil; anlamak için de Türkçesini okuyacağız. Kuran, anlamak için oku diyor.
Bunun tarihsel sebepleri var. Yani İslamın gizlenmesinin. O da Yahudilerin Müslümanları gerçek İslam'dan uzaklaştırıp hurafelere boğmak istemeleri ve Emevilerin işledikleri günahları kamufle etmek istemeleri.
Yapılması gerekenler:
Hafızlarımız mutlaka Arapçayı da öğrenmeli ve okudukları surelerin anlamını da bilmelidirler.
Namaz kılan her Müslüman en azından namazda okuyacağı surelerin anlamını da öğrenmeli ve namazda okurken manasını düşünerek okumalı.
Ve yine her Müslüman Kuran'ı kendi diliyle okumalı ve anlamaya çalışmalı.Unutmayalım ki gerçek zikir Kuran okumaktır. Anlamak için okumak da farzdır. İbadetin de az da olsa sürekli olanı makbuldür.
Tek bir cümle ile bitiriyoruz.
Sürekli Kuran'ın Türkçesini okuyan bir kişi yıllar sonra başını kaldırıp çevresine şöyle bir baktığında Müslüman ile Mümini daha kolay ayırabilecektir İnşallah.
Kim samimi Müslüman, kim üç kağıtçı?
Kim İslama hizmet ediyor, kim kendi çıkarlarına?
Yazı uzadı Sünnet kısmına geçemedik. Yazı yine de yarım kalmasın.
Hz.Peygamber SAS Efendimiz "EN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR.O'NA UYAN KURAN'A UYAR. O'NDAN AYRILAN KURAN'DAN AYRILIR."
Bir hadis ile başlayalım.
Hz.Peygamber SAS Efendimize bir sahabe sorar:
"Ya Resulallah. Bana İslamı öyle bir cümle ile anlat ki bana yetsin ve hep aklımda kalsın."
Hz.Peygamber SAS Efendimiz buyurur:
"Allah'a inandım de ve dosdoğru ol."
İslam Kuran ve Sünnettir. Aksini iddia eden yanlış yoldadır.
Kuran-ı Kerim Muhkem ve Müteşabih ayetlerden oluşur. Muhkem ayetler okuyan herkes tarafından anlaşılabilecek kadar açık olan ayetlerdir.
Müteşabih ayetler ise tevile muhtaç olan ve sadece Kuran-ı iyi okumuş anlamaya çalışmış alimler tarafından tevil edilebilir. Bunlar Kuran'da geçen hükümlerdir. Yani Kuran müteşabih ayetleri alimlerin tevil edebileceğini beyan etmiştir.
Şimdi buraya dikkat!
Yine Kuran'a göre Kuran'daki ayetlerin çoğu Muhkem ayetlerdir. Müteşabih olanlar ise azdır.
Ve o Kuran baştan sona daima şunu beyan ve emreder."(Muhkem ayetleri) anlayasınız diye kolaylaştırdık.İbret alan var mı?" mealinde pek çok ayet var.
Anlayasınız diye Arapça indirdik (Araplara hitaben). Anlayasınız diye iyice açıkladık. Daha iyi anlamak için yavaş okuyunuz.
Ve Kuran zikirdir Kuran'a göre. Kuran okuyan zikreder. Namaz zikirdir Kuran'a göre.Namaz kılan zikreder.Zikir (Zikretmek) zikirdir Kuran'a göre. Zikredenler zikreder. Bununla ilgili ayette insanların yatarak bile zikredebilecekleri de geçmektedir.
Muhkem ayetlerle ilgili Müslümanlara çok açık emirler vardır. Kuran'ın okunması emirdir. Anlamak için okunması emirdir. Yavaş yavaş okunması emirdir. Araplar için tilavetiyle okunması emirdir. Ama Türkler tilaveti ile okurlarsa ANLAMAK İÇİN DEĞİL ZİKRETMEK İÇİN OKUYABİLİRLER.Çünkü eğer ana dili gibi Kuran Arapçasını bilmiyorsa anlayamazlar.Anlamak için de Türkçesini okumakla mükelleftirler. Bu da emirdir.
Efendim Kuran'da Türkçesini oku diye hangi ayette geçiyor?
Okumakla mükellef isek anlamak için okumak emredilmiş ise Arapça da bilmiyorsak hangi dilde okuyacağız?
Gelelim müteşabih ayetlere.
Kuran, Müteşabih ayetlere yoğunlaşanları "kalbinde hastalık olanlar muhkem ayetleri bırakır müteşabih ayetlerin manasına uğraşırlar" diye beyan ediyor.
Yani Müslüman kendi dilinde Kuran'ı okuyacak, muhkem ayetleri zaten anlayacak müteşabih ayetlerin manasına ise düşmeyecek.Zamanla belki anlayan da olacak. Anlayamazsa da mükellef olmayacak.
Ama Muhkem ayetleri okumakla, anlamakla mükellef Müslüman.
PEKİ GİZLENEN İSLAM NE?
Hz.Peygamber SAS Efendimiz hayatta iken Asrı Saadette Kuran ayetlerini ashabına hem muhkemlerini hem de müteşabihlerinden o zaman için uygun olanları açıklamış. Muhkem ayetlerde zaten sorun yok ve herkes anlıyor. Müteşabih olanlar ise o zaman için anlaşılmış.Bir kısmını da o zaman ile ilgili olmadığından hiç açıklamamış.(SAS Efendimiz.)
Ashabı Suffe ve ekser sahabeler Kuran'ı ezberlemişler ve hafız olmuşlar.Ama bakınız onların dili Arapça ve Kuran-ı Kerim'in Arapçasını ezberleyip hem zikrini hem de anlamını ezberleyip tam hafız olmuşlar.
Bugün ülkemizde binlerce hafız var. Saatlerce Kuran okuyabiliyorlar ezberden. Peki ama bu hafızların kaç tanesi Arapça biliyor ve Kuran'ı ezberden okurken aynı zamanda da anlamına vakıf olabiliyor?
Ya da biraz daha basite indirirsek.
Bugün ülkemizde milyonlar namaz kılıyor. Dört rekatlık bir namazda sekiz sure okuyabiliyoruz. Peki bu milyonlardan kaç tanesi namazda okuduğu ayetlerin anlamını biliyor?
O zaman bizim Arapça bilmeyen hafızımız ile ana dili Arapça olan bir Arap Hafız aynı derecede mi hafız oluyor?
Bizim hafız ezberlemiş ne manaya geldiğini bilmeden okuyor ama Arap Hafız manasını da bilerek okuyor. Aynı mı? Değil tabi.
Ya da milyonlarca Müslüman kardeşimiz dört rekatlık bir namazda sekiz sureyi manasını bilmeden okuyor ama Araplar sekiz sureyi manasını da bilerek okuyor. Peki bu namazlar aynı mı? Değil tabi.
İşte Müslümanlardan gizlenen gerçek budur.
Bu işte Yahudi parmağı vardır. Kuran okunsun ama anlaşılmasın. Kime sorulsun? Bildiğini iddia eden ve kendisini bazı insanların değer vermesiyle nüfuzlu yapan kişilere. Bunlar da ikiye ayrılıyor. Samimi olanlar ve ajan olanlar. Vehheb, Sebe gibiler de var.
Nasıl ayıracağız?
Kuran'ın emirlerine uyarak. Kuran'ın, zikir için sadece Arapçasını değil; anlamak için de Türkçesini okuyacağız. Kuran, anlamak için oku diyor.
Bunun tarihsel sebepleri var. Yani İslamın gizlenmesinin. O da Yahudilerin Müslümanları gerçek İslam'dan uzaklaştırıp hurafelere boğmak istemeleri ve Emevilerin işledikleri günahları kamufle etmek istemeleri.
Yapılması gerekenler:
Hafızlarımız mutlaka Arapçayı da öğrenmeli ve okudukları surelerin anlamını da bilmelidirler.
Namaz kılan her Müslüman en azından namazda okuyacağı surelerin anlamını da öğrenmeli ve namazda okurken manasını düşünerek okumalı.
Ve yine her Müslüman Kuran'ı kendi diliyle okumalı ve anlamaya çalışmalı.Unutmayalım ki gerçek zikir Kuran okumaktır. Anlamak için okumak da farzdır. İbadetin de az da olsa sürekli olanı makbuldür.
Tek bir cümle ile bitiriyoruz.
Sürekli Kuran'ın Türkçesini okuyan bir kişi yıllar sonra başını kaldırıp çevresine şöyle bir baktığında Müslüman ile Mümini daha kolay ayırabilecektir İnşallah.
Kim samimi Müslüman, kim üç kağıtçı?
Kim İslama hizmet ediyor, kim kendi çıkarlarına?
Yazı uzadı Sünnet kısmına geçemedik. Yazı yine de yarım kalmasın.
Hz.Peygamber SAS Efendimiz "EN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR.O'NA UYAN KURAN'A UYAR. O'NDAN AYRILAN KURAN'DAN AYRILIR."
ŞEREFSİZDEN ALÇAK TEHDİT
KCK BAŞKANI MURAT KARAYILAN'DAN TÜRKİYE'YE ALÇAK TEHDİT
İŞTE AÇIKLAMASI
Terör Örgütü KCK, bugün yaptığı açıklamayla 2012 sonunda
fiilen başlatılan, 2013 yılı Newrozu'nda ise kamuoyuna duyurulan ateşkesin sona
erdiğini duyurdu.
Baraj yapımını üstlenen müteahhitlerin ve çalışanların
acilen inşaat alanlarını boşaltılması çağrısında bulunan KCK'nın açıklaması şu
şekilde:
"Türk devleti 'Ben devletim, bildiğimi yaparım' diyerek
ateşkese uymamış, sürekli çatışmalara yol açacak edimlerde bulunmuştur. Halbuki
ateşkes ve çatışmasızlık her gücün ateşkesin başlamasından önceki konumunda
kalması; ateşkesi bozacak adımlar atmaktan kaçınması demektir. Türk devleti ise
onlarca karakol, askeri amaçlı yol, ve askeri amaçlı barajlar yaparak ateşkes
koşullarını demokratik siyasal çözüm için değil, yeni bir savaş için ciddi bir
hazırlık yapmak ve gerçekleşecek savaşta avantajlı konuma gelmek için
kullanmıştır.
Türk devletini karakol, askeri amaçlı yol ve barajlar
yapmaması konusunda sürekli uyarmış, bunların ateşkesi bozmak ve savaşı
başlatmak anlamına geldiği vurgulanmıştır.''
VE YORUM
Söyledikleri bir defa yalan ve iftira.
2012- 2015 arasında AKP, açılıma zarar gelmesin diye gözümüzün önünde her türlü taşkınlığı yapan PKK ve uzantılarına karşı her hangi bir operasyon yaptırmadı. Kaç tane PKK' lı öldü? Sıfır.
Peki aynı dönemde PKK'ya terk edilen bölgelerde kaç şehidimiz vardı? Yüzden fazla.
Kiminin aracı devrildi,kimi kaza kurşunuyla şehid oldu. Açıkça sokak ortasında ailesinin yanında pazarda alışveriş yapan subaylarımız şehit edildi. Verilen söz gereği yine operasyon yapılmadı.
Sokaklarda vefalı Kürt kardeşlerimiz PKK'lı olmadı diye katledildi. Korucular öldürüldü. Yalan mı?
Ey şerefsiz, kanı bozuk, Yahudi uşağı, Ermeni dölü?
Şantiyeleri bastınız.Yolları kestiniz. Karakollara taciz ateşi açtınız. Beş bin tane Kürt çocuğunu dağlara kaçırdınız.
1984 de bittiniz hemen barış istediniz.
1994 de bittiniz hemen barış istediniz.
Galiba bu açılım süreciyle epey palazlandınız?
Kaçırdığınız beş bin Kürt çocuğu ile mi meydan okuyorsunuz?
Ama sizin bu işte kabahatiniz yok.
Kabahat sizi adam yerine koyan, Müslüman Kürt halkının temsilcisi yapan, muhatap alıp karşınıza oturan ve sizi böyle palazlandıran AKP'dedir.
Sandılar ki siz gerçekten barış istiyorsunuz. Sandılar ki gerçekten silah bırakacaksınız. Sandılar ki teröristlikten çıkıp adam gibi siyaset yapacaksınız. Ama yanlışlarını onlar da gördüler.
Tek amacınız önceki barış isteklerinizde olduğu gibi yine can çekişen taşeron örgütünüzü güçlendirmek ve tekrar cinayetlere başlamakmış.(Biz zaten biliyorduk, AKP de öğrendi.)
Tek amacınız önceki barış isteklerinizde olduğu gibi yine can çekişen taşeron örgütünüzü güçlendirmek ve tekrar cinayetlere başlamakmış.(Biz zaten biliyorduk, AKP de öğrendi.)
Ama bilmediğiniz bir şey var:
Bu aziz Türk Milleti yeniden dünyaya hakim olacak İnşallah.
ABDULLAH GÜL DIŞ POLİTİKAYI ELEŞTİRDİ
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı bir
iftar programında Türkiye'nin dış politikasını yorumladı.
İstanbul'da Dostluk Derneği'nin iftar etkinliğinde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'la aynı masada oturan
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iftar sonrası kürsüden Türkiye'nin dış
politikasına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Mısır'dan Libya'ya
ilişkilerimizi geliştirmeliyiz, tekrar Türkiye'nin ilham olacağı bir duruma
gelmeliyiz, ifadelerini kullanan Gül, "Ortadoğu politikamızı gözden
geçirmekte fayda var," dedi.
Abdullah Gül, Erdoğan'ın da dinlediği konuşmasında şunları
söyledi:
"Henüz Ortadoğu'da Filistin meselesi çözülmemişken,
kalıcı barış sağlanmamışken, İslam ülkelerinin kendi kendini tüketiyor olması
gerçekten çok acıdır. Bu bakımdan inanıyorum ki; Türkiye olarak bu ülkelere
yardımcı olmak durumundayız. Bunun için de şüphesiz ki; hepsiyle ilişkimizi
geliştirmeliyiz. Libya'dan Mısır'a kadar, Yemen'den bütün Körfez ülkelerine
kadar, nasıl bir zamanlar onlara ilham olduysak, yeniden bu ülkelere ilham
olucu, yol gösterici olacağı bir duruma gelmek gerekir. Bu anlamda açıkçası, Ortadoğu
ve Arap politikalarımızı daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmenin de
faydalı olacağı kanaatindeyim. Çünkü bölgede başka bir gelişme de söz konusu.
Büyük bir kaos ortaya çıkarsa, bu kaosun içerisinden çıkacak, hiç tahmin
etmediğimiz sürprizlerle karşı karşıya kalabiliriz."
YORUM
PEKİ BUNU NEDEN YAPTI?
Bize göre bu açıklamalar Türkiye'nin daha doğrusu AKP'nin yanlış olan Suriye ve Ortadoğu politikalarından döneceğine işarettir. Başka neye işarettir?
R.T. Erdoğan'ın yanlış olan politikalarından dönebilmek ve AKP'yi yeniden güçlü yapabilmek için Abdullah Gül'ü devreye sokması ve bir nevi Putin- Mendeyev harekatının işaretidir.
Daha açık yazarsak AKP seçim öncesi yapacağı kongrede yeniden Abdullah Gül'ü Genel başkan yapacak. Tabi bu plan şimdiki plan.Sonradan değiştirecek gelişmeler olur mu, şu an için belli değil.
YA DA
Milli Devlet (Askeriyle, Polisiyle, MİT'iyle, Yargısıyla, Üniversiteleriyle, tüm bürokratlarıyla ve üst düzey yöneticileriyle) yanlış olan Ortadoğu politikalarından AKP'yi de tamamen harcamadan bu şekilde dönülebileceğini telkin eti.
Bir başka gelişme Fuat Avni konusundaydı. CHP'li milletvekili Fuat Avni'nin ABD gizli servisi NSA olabileceğini hatta olduğunu iddia etti.
Şahitsiniz,biz daha önce yazmıştık. "Fuat Avni ABD'nin tam kendisidir. NSA (CIA,FBI üst kuruluşu) Fuat Avni'yi Tunus'daki Arap baharını Facebook, Twitter'de başlattığı gibi Türkiye'de de Kürt baharını başlatmak için kullanıyor" demiştik. Bazı doğru bilgilerin arkasından provokatif ve yalan dolanlar da gelecek demiştik. Bu konuda da görevimizi yaptık İnşallah.
9 Temmuz 2015 Perşembe
YAZMADIĞIMIZA PİŞMAN OLDUK.
YAZMADIĞIMIZA PİŞMAN OLDUK. BUNDAN SONRA YAZACAĞIZ.
ABD’Lİ
PROF’UN TEKLİFİNİ BİZ YAZACAKTIK. ARTISI DA VARDI. TÜRKİYE YUNANİSTAN’A
FEDERASYON TEKLİF ETMELİ KIBRIS İLE AYNI ANDA BİRLEŞMELİYİZ DİYE BİR YAZI
YAZACAKTIK AMA YANLIŞ ANLAŞILIR DİYE YAZMADIK.
Huffington Post adlı haber sitesine makale yazan, Chicago
Üniversitesi'nde Uluslararası Hukuk ve Politika Bilimi Profesörü olan Tom
Ginsburg, beklenmeyen bir öneride bulundu.
AYNI COĞRAFYADA BİRLİKTE VAROLDULAR
Tarih boyunca Türklerle Yunanlıların aynı coğrafyada
varolduklarını söyleyen Ginsburg, Yunanistan'ın 1821'de Osmanlı Devleti'nden
özgürlüğünü aldığını ve iki ülkenin o tarihten beri en az 4 kez savaştığını da
hatırlatıyor.
TÜRK LİRASI DAHA GÜVENİLİR
Prof., Yunanistan'ın kurtuluşunu ise eurodan liraya geçişte
görüyor. Bunun sebebi Türk lirasının euroya göre daha sabit olması.
SİYASİ KARARLAR ANKARA'DA, SOSYAL KARARLAR ATİNA'DA ALINSIN
Ginsburg'a göre bu birliktelik sağlanırsa, iki ülkenin mali
kararları Ankara'da, sosyal kararlar ise Atina'da alınarak, daha rahat bir
federasyon oluşturulabilir.
TÜRKİYE'NİN MİLLİ BİR DEVLET OLDUĞUNU O ZAMAN ANLADIM
YILLAR ÖNCE (ZAMANI BİZE KALSIN) BİR TANIDIĞIMDAN, BİR OLAY DİNLEDİM.
Arkadaşımız bize gerçek bir olay anlattı.Olayın anlatıldığı ve yaşandığı zamanı açıklamayalım. Kahraman Ordumuzun yönetim kadrosuna karşı o zamana kadar bizde de bazı ön yargılar vardı.
O olayı duyduktan sonra kayıtsız şartsız ordumuzun ve komutanlarımızın ne kadar değerli hatta Sultan Fatih'in askerleri kadar kıymetli olduklarını anladık. Ve Maşallah dedik.
Sizlerle de paylaşıyoruz:
"Yedek subay rütbesini taktık, kura çekimi için sıradayız. Merakla dağıtım yerlerimizin yani görev yerlerimizin neresi olacağını bekliyoruz.Önümde üç arkadaş var. Hepsini de yakından tanıyorum artık. Dördüncü benim.
İlk arkadaşımız biraz ağır kanlı, hafif kilolu ve mülayimdi. Ordonat çekti.
İkinci arkadaşımız atletik, atılgan, gözü kara bir arkadaştı. Şırnak çekti.
Üçüncü arkadaşımız ise hemen önümde duruyordu.Çok yaman biriydi.Tam bir spor adamıydı.Öyle ki o koşularda canımız çıkar ve koşu akabinde kendimizi dinlenmeye zor atıp, birbirimizle konuşacak mecal bulamazken o kalkar ve:
"Arkadaşlar benim bi on km daha koşmam lazım. Malum bu sporlar bana yetersiz kalıyor, performansımı olumsuz etkiliyor." derdi.
Holywood'a gitse dünyanın en aksiyonel filmlerinde bile başrol oynayacak kadar atletik bir fiziğe sahipti. Ben en çok onun nereye gideceğini merak ediyordum. Çünkü biliyordum ki onun gideceği birlik alayımızın en gözde subayını alacaktı.
Kurasını okuyan komutanımız "İNCİRLİK" deyince şaştım kaldım.
Evet, o yiğit arkadaşımız ABD askerlerinin içinde Türk Subayını temsil etmeye gidiyordu.
Bize bu olayı anlatan arkadaşımız "Bunlar tesadüf olamaz" dedi.
Biz de kendisine şunu söyledik.
"Evet hiç bir şey tesadüf değildir. Ama cüzi irade, ama külli irade"
Bunu bize anlatan arkadaşımızın vatani görevini nerede yaptığı da bize kalsın.
Arkadaşımız bize gerçek bir olay anlattı.Olayın anlatıldığı ve yaşandığı zamanı açıklamayalım. Kahraman Ordumuzun yönetim kadrosuna karşı o zamana kadar bizde de bazı ön yargılar vardı.
O olayı duyduktan sonra kayıtsız şartsız ordumuzun ve komutanlarımızın ne kadar değerli hatta Sultan Fatih'in askerleri kadar kıymetli olduklarını anladık. Ve Maşallah dedik.
Sizlerle de paylaşıyoruz:
"Yedek subay rütbesini taktık, kura çekimi için sıradayız. Merakla dağıtım yerlerimizin yani görev yerlerimizin neresi olacağını bekliyoruz.Önümde üç arkadaş var. Hepsini de yakından tanıyorum artık. Dördüncü benim.
İlk arkadaşımız biraz ağır kanlı, hafif kilolu ve mülayimdi. Ordonat çekti.
İkinci arkadaşımız atletik, atılgan, gözü kara bir arkadaştı. Şırnak çekti.
Üçüncü arkadaşımız ise hemen önümde duruyordu.Çok yaman biriydi.Tam bir spor adamıydı.Öyle ki o koşularda canımız çıkar ve koşu akabinde kendimizi dinlenmeye zor atıp, birbirimizle konuşacak mecal bulamazken o kalkar ve:
"Arkadaşlar benim bi on km daha koşmam lazım. Malum bu sporlar bana yetersiz kalıyor, performansımı olumsuz etkiliyor." derdi.
Holywood'a gitse dünyanın en aksiyonel filmlerinde bile başrol oynayacak kadar atletik bir fiziğe sahipti. Ben en çok onun nereye gideceğini merak ediyordum. Çünkü biliyordum ki onun gideceği birlik alayımızın en gözde subayını alacaktı.
Kurasını okuyan komutanımız "İNCİRLİK" deyince şaştım kaldım.
Evet, o yiğit arkadaşımız ABD askerlerinin içinde Türk Subayını temsil etmeye gidiyordu.
Bize bu olayı anlatan arkadaşımız "Bunlar tesadüf olamaz" dedi.
Biz de kendisine şunu söyledik.
"Evet hiç bir şey tesadüf değildir. Ama cüzi irade, ama külli irade"
Bunu bize anlatan arkadaşımızın vatani görevini nerede yaptığı da bize kalsın.
DOĞRULARI BİZ YAZARSAK İNANMAYANLAR
DOĞRULARI BİZ YAZARSAK İNANMAYANLAR; RTE SÖYLEYİNCE İMANIN ŞARTI SAYIYORLAR
İŞTE CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMASINDAN İLGİLİ BÖLÜM
MEDYADAKİ HABERLER YALAN"
2 yıldır paralel devlet ile mücadele etmekteyiz. Çin'e bir
ziyarette bulunacağım. Çin seyahati öncesindeki gelişmeler manidardır. Bu akşam
bunu size paylaşmak istiyorum. Dünyanın her yerinde bizim soydaşlarımız var.
Yaşanan bütün hadiseler bizi doğrudan ilgilendiriyor. Medyada dolaşan, büyük
bir kısmı da yalan ya da istismar olan bu haberlerden sonra İstanbul'da asla
tasvip etmediğimiz olaylar yaşandı. Ülkemize gezmeye, yaşamaya gelen Doğu
Asyalı insanlar bizim dostumuzdur. Onlar bizim misafirimizdir. İstanbul'da
yaşanan provokatif olaylar bize yakışmaz. Provakatörlerin oyununa gelmeyin.
Ülkemize gelenler bize emanettir.
VE YORUM
Şahit misiniz?
Biz "Uygur Türklerine Çin zulmü haberlerinin Siyonist Yahudi tuzağı olduğunu ve çoğunun da YALAN olduğunu" daha Türkiye ÇİN Büyükelçisine rahatsızlığını ilettiğinde yazmıştık. Yani Cumhurbaşkanımız da YALAN'lara inanıyorken biz doğruları yazmış ama kimseyi inandıramamıştık.
Cumhurbaşkanımız bu açıklamayı yapınca sosyal medyada daha önce "Çin Zulmü" diye AKP'lilerin yaptıkları paylaşımlar da değişti. MHP'lilerin yıllardır yaptığı paylaşımları paylaşan AKP'liler artık bizim gibi ÇİN ZULMÜ haberleri YALAN demeye başladılar.
İYİ DE KARDEŞİM DOĞRULARI SADECE BİAT ETTİĞİNİZ KİŞİDEN Mİ ÖĞRENECEKSİNİZ?
DOĞRU HER KOŞULDA DOĞRUDUR.SÖYLEYEN KİŞİNİN ÖZELLİĞİNE GÖRE DEĞİŞMEZ.
ŞİMDİ BURAYA DİKKAT!
TÜRKİYE'NİN DAHA DOĞRUSU AKP'NİN SURİYE POLİTİKASI EN BAŞINDAN BERİ YANLIŞTIR.
VE YİNE AKP'NİN ŞİMDİ DÖNMEYE ÇALIŞTIĞI "AÇILIM" POLİTİKASI DA EN BAŞINDAN YANLIŞTIR.
BİZ YİNE SÖYLEDİK.
AKP'LİLER; CUMHURBAŞKANI AÇIKLAYINCAYA KADAR "AÇILIM DOĞRU, SURİYE POLİTİKASI DOĞRU" DEMEYE DEVAM EDECEKLER İSE BUNUN ADI "DÜŞÜNEN BEYİN" DEĞİL "BİAT KÜLTÜRÜDÜR" VESSELAM.
AKP'LİLER; CUMHURBAŞKANI AÇIKLAYINCAYA KADAR "AÇILIM DOĞRU, SURİYE POLİTİKASI DOĞRU" DEMEYE DEVAM EDECEKLER İSE BUNUN ADI "DÜŞÜNEN BEYİN" DEĞİL "BİAT KÜLTÜRÜDÜR" VESSELAM.
8 Temmuz 2015 Çarşamba
BİR TAHMİNİMİZ DAHA ÇIKIYOR
PEK ÇOK TAHMİNİMİZ GİBİ BU DA GERÇEKLEŞİYOR
ABD, KÜRT DEVLETİNDEN VAZGEÇİYOR.
BU YORUMU LÜTFEN DİKKATLİ OKUYUNUZ
Yahudilerin ekonomik baskısı altında olan OBAMA ve Demokratlar iktidar olmaları nedeniyle Siyonist Yahudilere direnemiyorlardı. Şimdi buraya dikkat!
Bu siyonistler de ABD'de hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler üzerinde PARALEL baskı kuruyorlardı. Senatoda zayıf olan Obama yönetimi kuşatma altındaydı. Ama şu hale bakınız ki Demokratlardan daha çok Siyonist Yahudilerle iç içe olan Cumhuriyetçiler de tavır değişikliğine gittiler ve artık ABD'de her kesim (Siyonistler hariç) Kürt Devleti'ne açıkça karşı çıkıyorlar.
Önceden Cumhuriyetçiler açıkça Kürt Devletini savunurken iktidarda olan Demokratlar ihtiyatlı ve derinden yani gizliden Kürt Devletini savunuyorlardı.
Cumhuriyetçiler tam tersine bugün açıktan Kürt Devletine karşı olduklarını açıklıyorlar. Demokratlar ise önceden gizliden destekledikleri ama açıklayamadıkları Kürt Devletine desteklerini şimdi açıktan tartışmaya açma adına geri çekiyorlar. Yani ABD, Kürt Devletinden desteğini çekiyor.
Bundan önceki beş yazımızda da şifreli kısımlar vardı.Ama yorumlar kısmında değinen hiç olmamış.Bu yazıdaki şifreyi de açıkça takdirlere sunalım. Hani iddialar vardı ya: "Cemaat Neoconlarla, Siyonistlerle iç içe" deniliyordu ya. İşte şimdi o Neoconların kalesi olan Cumhuriyetçiler Türkiye'yi savunuyor.Bilmem anlatabildik mi? Bu ABD'deki iç etkenlerdi.
Dış etkenleri ise sitemizde sürekli işliyoruz.
Birincisi ABD-RUSYA geriliminin yani Soğuk Savaşının sıcak savaşa dönüşme ihtimalinin sürekli artmasıyla ABD'nin kendi çıkarları için aklının başına gelmesi.Yani "Türkiye mi, PKK' mı" sorusuna ABD'nin "Elbetteki Türkiye" tercihini kullanmasıdır.
İkincisi ise ABD'nin Türkiye düşmanlığında haddi aşması nedeniyle Türkiye'nin gösterdiği kararlı tutumdur. Yanlış anlaşılmasın bu tutumu da sadece AKP'ye bağlamak doğru olmaz bir bütün olarak Milli Devlet Politikalarıdır.
Evet tahminlerimiz çıkıyor.Müneccim değiliz tabi.Bunları pek çok kimse biliyor ama açıklamak da her halde bize düşüyor.
ABD, KÜRT DEVLETİNDEN VAZGEÇİYOR.
“Ayrı Kürt devleti çok sorun olabilir”
Savunma Bakanı Ashton Carter, “bağımsız Kürdistan” sorusuna
kaçamak yanıt vererek bu olasılığı reddetmedi “Sıkıntı yaratır” dedi
Türkiye için sorun olur
Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ile Senato’daki DAEŞ
konulu oturuma katılan Carter, “Bağımsız Kürdistan, Türkiye ile birçok tartışma
yaratacak. Bağımsız bir devlet fikrine katılıyor musunuz?” sorusuna, “Türkler
için bağımsız ayrı bir devlet çok sorun olabilir” diye yanıt verdi.
5 bin yerine 60 kişi
Bakan Carter, Türkiye’nin yanı sıra Ürdün, Katar ve Suudi
Arabistan’da da yapılması planlanan Suriyelilere yönelik eğit-donat programıyla
yılda 5 bin Suriyeliye verilecek eğitim programına 60 kişinin alındığını
söyledi. Carter, gerekçe olarak “güvenlik taramasını” gösterdi.
Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nde konuşan Savunma Bakanı
Carter, bağımsız Kürt devleti konusunda, Türkiye açısından olumsuz mesaj verdi.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Genelkurmay Başkanı Martin
Dempsey ile Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nde ABD’nin IŞİD ile mücadele
stratejisi konulu oturumda konuştu. Oturumda yöneltilen “Bağımsız bir Kürdistan, Türkiye’yle ve genel
olarak bölgede birçok tartışma yaratacak. Ayrı bağımsız bir devlet fikrine
katılıyor musunuz?” şeklindeki soru üzerine Carter, “Türkler için, bağımsız
ayrı bir devlet çok sorun olabilir” yanıtını verdi. Bu arada, ABD Başkanı
Barack Obama’nın Pentagon’da yaptığı konuşmada Irak ve Suriye’de IŞİD’le
mücadelede sağlanan başarılara ilişkin verdiği yedi örneğin altısının Kürtlerin
katkısıyla elde edildiğine dikkat çekilirken Washington’un, etkin eylemlerden
söz etmesine rağmen Kürt güçlerini silahlandırma konusunda gösterdiği
isteksizlik ise Türkiye faktörüne bağlanıyor. Pazartesi günü Pentagon’da
brifing aldıktan sonra yaptığı açıklamaların Salı günü Senato’da yapılan
oturumda Cumhuriyetçi senatörlerce sert dille eleştirilen Obama’nın konuşması sırasında Irak ve Suriye’de IŞİD’e
karşı zafer sağlandığı bölgelere işaret ederken Musul Barajı, Sincar Dağı,
Kerkük ili, Ayn el Arap (Kobani) Tel Abyad gibi yerlerden söz ettiğine işaret
ediliyor. Barack Obama’nın bu konudaki açıklamaları, Irak’ın kuzeyindeki Kürt
bölgesinde de yankı buldu. Etkin rollerine rağmen ABD’nin Kürtlere tam destek
sağlama konusunda isteksizlik gösterdiğini kaydeden Kürt kaynaklar, ABD’nin
Irak Başbakanı Haydar el Abadi ile ilişkilere zarar vereceği kaygısı ile
Kürtlere doğrudan gelişmiş silahları göndermeyi reddettiğini dile getiriyor.
Türkiye faktörü
Suriyeli Kürtlerin de ABD’den az destek aldıklarının
belirtildiği haberde “ABD’nin Suriyeli Kürtleri silahlandırma isteksizliği,
büyük ölçüde olası bağımsız bir Kürt devletini toprak bütünlüğüne oluşan bir
tehdit olarak gören NATO üyesi Türkiye ile ilgilidir” denildi.
Eğit-donat fiyaskosu
ABD’nin IŞİD ile savaşacak güçleri eğitmek için planlanan
eğit-donat projesine, 5 bin kişi hedeflenirken sadece 60 kişinin katıldığı
ortaya çıktı. Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nde konuşan Savunma Bakanı
Ashton Carter, “3 Temmuz itibariyle şu
anda yaklaşık 60 savaşçıyı eğitiyoruz. Bu rakam, kısmen eğitime alınacakların
taramasından dolayı bizim beklentilerimizden daha az” diyerek, savaşacak adam bulamamaları sonucu
eğit-donat projesinin fiyasko olduğunu itiraf etmiş oldu. Senatörlerin IŞİD ile
mücadele edecek Suriyeli muhaliflerin eğitilmesine yönelik sorularını
yanıtlayan Carter, eğitime alınan muhaliflerin sayısının beklenenin çok altında
kaldığını kabul etti. Carter, “3 Temmuz itibariyle şu anda yaklaşık 60
savaşçıyı eğitiyoruz. Bu rakam, kısmen eğitime alınacakların taramasından
dolayı, gelinen noktada bizim beklentilerimizden daha az. Ancak bu program
önemli. IŞİD’in Suriye’de kalıcı olarak yenilgiye uğratılmasını sağlamak için
sahada bir partnere ihtiyacımız var. Eğitim programı ilerledikçe, bizim asker toplama
ve IŞİD’le mücadele operasyonlarında yararlı bilgiler sağlamaya dönük
kapasitemizi artıracak önemli ilişkiler oluşturma ve muhalifleri tanımada daha
fazlasını öğreniyoruz” diye konuştu. Suriyelilere yönelik eğit-donat programını
Türkiye’nin yanı sıra Ürdün, Katar ve Suudi Arabistan’da yapmayı planlayan ABD,
her yıl yaklaşık 5 bin muhalifi eğitmeyi planlıyor.
7 Temmuz 2015 Salı
BUNU DA YAZMIŞTIK.BU DA ÇIKTI.
FUAT AVNİ DENİLMİŞTİ. BİZ DE "ABD" DEMİŞTİK. HATTA FUAT AVNİ DE ABD'DİR DİYE İLAVE ETMİŞTİK. O DA ÇIKACAK VE FUAT AVNİ'NİN ABD GİZLİ SERVİSİ NSA- CIA OLDUĞU AÇIKLANACAK. BELKİ DE BİLİNİYOR...
Alman Focus dergisinin haberinde, Fidan'ın iki buçuk yıl
önce dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Müsteşarı Feridun
Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ile yaptığı görüşmenin
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından dinlendiği iddia edildi. Ancak bu
bilginin kaynağı açıklanmadı. ABD'nin en önemli istihbarat kurumlarından NSA,
dinleme skandallarıyla dünyanın gündemine oturmuş durumda. Eski çalışanı Edward
Snowden'ın sızdırdığı belgelerle NSY'in Almanya ve Fransa liderlerinin yanısıra
2010'da Toronto'daki G-20 zirvesine katılan tüm devlet ve hükümet başkanlarını
dinlediği kaydedilmişti.
ABD, FUAT AVNİ'Yİ TÜRKİYE'DEKİ BAHARLARI (!) İÇİN HAZIRLADI. BAZI DOĞRU BİLGİLERİN ARKASINDAN TAMAMEN PROVOKASYON BİLGİLERİ DE GELMEYE BAŞLARSA DEDİĞİMİZ DE ÇIKAR ALLAHU ALEM. ÖNCE GÜVEN OLUŞTURMAYA ÇALIŞMALAR ARKASINDAN DA İHANET DARBELERİ...
DEVLET BAHÇELİ HAKLIDIR,TUTARLIDIR VE MİLLİ BİR ÇİZGİDEDİR
AMİRAL SONER POLAT'IN YAZISI
Devlet Bahçeli haklıdır, tutarlıdır ve milli bir çizgidedir.
Etrafımızdaki ateş çemberinin daraldığı şu günlerde bütün
ülke Meclis Başkanlığı seçimleri ile uyutuldu. Oysa ki Başkan’ın o ya da şu
partiden olması gerçekte hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Emperyalist merkezler
Kürt (ABD-İsrail) koridorunu tesis etmek için, Türkiye’deki siyasi belirsizliğin
doruk noktasına ulaşacağı bu günleri beklemişlerdi. Stratejinin zaman, mekân ve
kuvvet olmak üzere üç boyutu vardı. Zaman planlaması kendileri açısından
mükemmel bir düzeydeydi!
Bugünlerde sözde Atatürkçü (!) ve Cumhuriyetçi (!) çevreler,
arkalarına emperyalist merkezleri de alarak Devlet Bahçeli’yi yaylım ateşine
tutuyorlar. Vay efendim, HDP (PKK) gibi sen de niçin yeni CHP’nin adayını
desteklemedin!
Öncelikle bir gerçeğin altını kalın kalemle çizelim. HDP
(PKK) ile içli dışlı olan ve bütünüyle Batı’nın denetimi altına giren yeni CHP,
ülkenin güvenliği, birlik ve bütünlüğü açısından ciddi bir risk unsurudur. Bu
yalın gerçeği fark eden Devlet Bahçeli, kendisine başbakanlık teklif eden yeni
CHP’ye ilginç bir cevap vermiştir: “Siz kurucu ideolojiyi terk ettiniz;
mebuslarınızın üçte biri HDP’li!”
Eğer, içinde bulunduğumuz kritik süreçte bir kişi, kuruluş
ya da siyasi partinin bu topraklara bağlılığını test etmek istiyorsanız, Kürt
koridoru karşısındaki duruşuna bakmalısınız. Bu sağlam bir referanstır ve
yanılma şansınız yoktur! Maalesef, yeni CHP ve HDP (PKK) bu konuda tercihini
Batı’dan yana yapmıştır. Koridora kalkan olmayı tercih etmişlerdir.
İzmir, Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy ve birçok yerleşim
yerindeki CHP seçmeni Atatürk’e oy verdiğini sanarak, gerçekte emperyalist
merkezlerin temsilcilerini ödüllendirmiştir. Bazıları, taze mebusları Murat
Özçelik gibi HDP’ye (PKK) oy vererek, bir terör örgütüne fason bir yasal kılıf
giydirmiştir. PKK politikalarına dokunulmazlık zırhı onların oyları ile kazandırılmıştır.
Bu günahın vebali üzerlerindedir!
Devlet Bahçeli’nin Suriye’de ülkemizi bölmek için
tezgâhlanan oyunlara karşı belirlediği siyasi çizgisinin ana hatları
aşağıdadır:
PYD ve IŞİD arasında fark yoktur; ikisi de terör örgütü,
ikisi de cinayet şebekesidir.
Türkiye her bakımdan kuşatma altındadır. Şimdiki hükümet ve
kurulacak hükümet gelişmelere kayıtsız kalamaz! Aksi bir tavır vatana ihanetle
eş değerdedir. Türkiye haklarını korumak için hiç kimseden izin almak zorunda
değildir.
Bu bir savaş çağrısı değil, nefsi müdafaa ve milli
güvenliğimizi sağlama alma, Türkiye’nin caydırıcılığını gösterme iradesidir!
Devlet Bahçeli ve MHP, bu açık ve net irade beyanı ile
Türkiye cephesinde yer aldığını ispat etmiştir. Ülkenin birlik ve beraberliği
konusunda hiçbir hassasiyeti olmayan çevrelerle arasına mesafe koymasından daha
doğal bir şey olamaz!
Seçimde PKK için oy isteyen yazar, çizer, gazete ve
televizyonların, önce aynaya dönüp kendilerine bakması gerekiyor. Sizler ulusal
birliğimizin, PKK, Dersimli Kemal, Sezgin Tanrıkulu, Murat Özçelik, Selina
Doğan, Mehmet Bekaroğlu ile korunabileceğine inanıyorsanız, bu sizin sorununuzdur
ve hiç kimseyi bu garabete ortak etmeye hakkınız yoktur! Öncelikle rüştünüzü
ispat etmek ve emperyalist merkezlerle aranızdaki hesabı kapatmanız
gerekmektedir. Yeni CHP ve HDP (PKK) sizin eserinizdir. AKP’ye karşı gerçek,
toplumsal ve milli bir muhalefetin oluşmasını sizler engellediniz!
Kimse kimseyi kandırmasın! Türkiye bölünme tehdidi
altındadır ve geçmişin paradigmaları ile doğru ve yanlışı saptayamayız! Mevcut
koşullar altında ülke bütünlüğünü savunan tüm güçler, kim ne derse desin ilerici,
açılım, özerklik, koridor batağında çırpınanlar gericidir!
Seçim çalışması için gittiğim havuzlarla kaplı lüks sitede “
Boşuna çenenizi yormayın! Ben HDP’ye oy vereceğim!” diyen CHP’li zengin ve
kibirli hanımefendi gerici, Gültepe semt pazarında, “Komutanım, ülkemiz
bölünmesin! Oyum AKP’ye ama Allah sizin de yolunuzu açık etsin!” diyen,
karayağız delikanlı ilericidir.
Atatürk’e karşı açıkça cephe aldığını, açılım politikaları
ve HDP’yi (PKK) savunduğunu bile bile yeni CHP için internet siteleri üzerinden
“oylar bölünmesin!” kara kampanyaları yürüten çeşitli meslek gruplarından
kişiler gerici, Türklük değerleri ve vatan bütünlüğü için MHP’ye oy veren
eğitimsiz ama milli duyguları yüksek kitleler ilericidir.
MHP’in Türkiye cephesi içinde yer almasının ülkemiz için
altın değerinde olduğu kısa zaman içinde daha iyi anlaşılacaktır. AKP içindeki
ilerici ve gerici güçlerin mücadelesi kıyasıya devam etmektedir. Yeni CHP ve
ruh ikizi HDP (PKK), maalesef umutsuz vakalardır. TBMM dışında Vatan Partisi,
milli cephede siperdedir.
Ülke bütünlüğünü sözde değil özde savunuyorsak, Devlet
Bahçeli’nin ilkeli, hesaplı, tutarlı ve doğru bir rotada dümen tuttuğunu kabul
etmeliyiz. Pusulasını şaşırarak sağa sola savrulanlar diğerleridir!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr
spolat102@outlook.com
YAZMIŞTIK.ÇIKTI.
YUNANİSTAN'A RUSYA ÇENGELİ
ÖNCEKİ YAZIMIZDA YAZMIŞTIK. RUSYA BU ORTAMDA YUNANİSTAN'A ÇENGEL ATAR DEMİŞTİK. BUGÜN BASINA YANSIDI.
İŞTE O HABER:
ÖNCEKİ YAZIMIZDA YAZMIŞTIK. RUSYA BU ORTAMDA YUNANİSTAN'A ÇENGEL ATAR DEMİŞTİK. BUGÜN BASINA YANSIDI.
İŞTE O HABER:
Rus basınına konuşan Kremlin Danışmanı Yuriy Uşakov, Moskova
yönetiminin Yunanistan’dan IMF’ye alternatif olacağı öngörülen BRICS kalkınma
bankasına katılmak istediği yönünde mesaj aldığını söyledi.
Uşakov 8-9 Temmuzda gerçekleştirilecek BRICS 2015 liderler
zirvesinde konunun ele alınacağını belirtti.
Yunanistan’ın BRICS Kalkınma Bankasına Mayıs ayında davet
edildiğini ve Yunanistan tarafından teklifin olumlu karşılandığını hatırlatan
Uşakov, Yunanistan’ın katılımı için henüz müzakerelere başlanmadığını da
ekledi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)