9 Temmuz 2015 Perşembe

TÜRKİYE'NİN MİLLİ BİR DEVLET OLDUĞUNU O ZAMAN ANLADIM

YILLAR ÖNCE (ZAMANI BİZE KALSIN) BİR TANIDIĞIMDAN, BİR OLAY DİNLEDİM.




Arkadaşımız bize gerçek bir olay anlattı.Olayın anlatıldığı ve yaşandığı zamanı açıklamayalım. Kahraman Ordumuzun yönetim kadrosuna karşı o zamana kadar bizde de bazı ön yargılar vardı.
O olayı duyduktan sonra kayıtsız şartsız ordumuzun ve komutanlarımızın ne kadar değerli hatta Sultan Fatih'in askerleri kadar kıymetli olduklarını anladık. Ve Maşallah dedik.


Sizlerle de paylaşıyoruz:

"Yedek subay rütbesini taktık, kura çekimi için sıradayız. Merakla dağıtım yerlerimizin yani görev yerlerimizin neresi olacağını bekliyoruz.Önümde üç arkadaş var. Hepsini de yakından tanıyorum artık. Dördüncü benim. 

İlk arkadaşımız biraz ağır kanlı, hafif kilolu ve mülayimdi. Ordonat çekti.

İkinci arkadaşımız atletik, atılgan, gözü kara bir arkadaştı. Şırnak çekti.

Üçüncü arkadaşımız ise hemen önümde duruyordu.Çok yaman biriydi.Tam bir spor adamıydı.Öyle ki o koşularda canımız çıkar ve koşu akabinde kendimizi dinlenmeye zor atıp, birbirimizle konuşacak mecal bulamazken o kalkar ve:

"Arkadaşlar benim bi on km daha koşmam lazım. Malum bu sporlar bana yetersiz kalıyor, performansımı olumsuz etkiliyor." derdi.

Holywood'a gitse dünyanın en aksiyonel filmlerinde bile başrol oynayacak kadar atletik bir fiziğe sahipti. Ben en çok onun nereye gideceğini merak ediyordum. Çünkü biliyordum ki onun gideceği birlik alayımızın en gözde subayını alacaktı.

Kurasını okuyan komutanımız "İNCİRLİK" deyince şaştım kaldım.

Evet, o yiğit arkadaşımız ABD askerlerinin içinde Türk Subayını temsil etmeye gidiyordu.

Bize bu olayı anlatan arkadaşımız "Bunlar tesadüf olamaz" dedi.

Biz de kendisine şunu söyledik.

"Evet hiç bir şey tesadüf değildir. Ama cüzi irade, ama külli irade" 

Bunu bize anlatan arkadaşımızın vatani görevini nerede yaptığı da bize kalsın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.