30 Kasım 2014 Pazar

TEŞEKKÜRLER


GOOGLE + DAKİ ZİYARETÇİ SAYIMIZ BİR MİLYONU GEÇMİŞ




1.002.544 görüntüleme  30.11.2014 24.00

29 Kasım 2014 Cumartesi

ŞUAYB BİN SALİH

ŞUAYB BİN SALİH





14.04.2013 tarihinde Çubuk Haber sitesinde yayınlanan bir yazımızda Şuayb Bin Salih'in Ahmedi Necad olabileceğini yazmıştık.

Fakat Ahmedi Necad Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldı ve tekrardan seçilme hakkı da yok. İran yasaları bu şekilde.

Ancak biz tahminimizi hadis yorumlarındaki tanımlara göre yapmıştık ve takdirinize sunuyoruz:

Çubuk Haber'deki yazının ilgili kısmı şöyleydi:


Şuayb Bin Salih Hz.Mehdi’nin iki önemli komutanından biridir. Hadisde Şuayb Bin Salih şöyle tarif ediliyor:

“O, Rey şehrinde doğar,kısa boylu,zayıf,esmer,köse sakallı biridir.Halk onu başa getirir.O da önce Kudüs’e saldırır.Yahudilere ağır kayıp verdirir.Sonra Süfyani ile savaş eder ve yenilerek Kudüs’e saklanır.Hz.Mehdi Şam’a gelince ona biat eder ve onun komutanı olur.”Hadisi tam yazamamışsak da bu mealdedir.(Allah CC affetsin)

Bu devirde Şuayb Bin Salih’in kim olabileceği hususunda alimlerden açık bir isim bulamadık.Tamamen şahsi kanaatimize göre:


Rey Şehri, İran’dadır.İran’ın yanyana Tahran ve Hemedani  eyaletleri var.Rey şehri şu an Tahran eyaletinde.Ancak Rey eskiden kendisi eyaletmiş.Ve bir kısmı bugün Hemedani  Eyaleti'nde kalmış.

Ahmedi Necad’da bu Rey şehrinin Hemedan’i eyaletinde kalan bir köyünde doğmuş.Hadisde “halk onu başa getirir” dediğinden seçimle başa gelmiş olacağını anlıyoruz ve kısa boylu,esmer,zayıf ve köse sakallı tariflerine uyuyor acaba Şuayb Bin Salih olabilir mi diyoruz.En doğrusunu ALLAH.C.C.bilir.

Eğer bu tahmin doğruysa İran’la savaşacak olan devlet ve Müslüman lideri kim? Çünkü 2.Süfyan da o olabilir.

DİYE YAZMIŞTIK..

DEVAM:

Süfyanın Esad'ın yerine Suriye'nin başına geçecek kişi olacağı hakkındaki yorumlarımızda bir değişiklik olmadı.

Ahmedi Necad konusunda ise yeniden İran'ın cumhurbaşkanı veya aynı yetkide başka bir göreve geleceğini tahmin ediyoruz.

Peki bu niçin olabilir? Nasıl olabilir?

İran bir molla rejimidir.Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylar Mollalardan ön izin alarak aday olabiliyorlar. Ruhani'nin veto edilmemesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağı az da olsa belliydi.Çünkü İran halkı seçimde ılımlılara daha çok rağbet ediyor. 

Bu daha önce Rafsancani örneğinde yaşandı. ancak İran Nükleer gerilim politikaları ile halkını ılımlılara karşı katı ABD ve Siyonizm karşıtlığı konusunda etkiledi ve dengeler eşitlendi.

ABD ve Beşliler ile Nükleer görüşmelerinde barışçıl yollardan zaman kazanma ve diyaloglarında batıya daha da güven verme amacıyla Ruhani'yi veto etmediler ve destekleyerek Cumhurbaşkanı yaptılar. Ruhani de ABD ve Batı ile ilişkilerini geliştirdi.

ANCAK ZAMAN DARALIYOR 

ABD ve RUSYA arasındaki gerilim tırmanıyor. İran'ın batı ile dost girişimleri yerine daha belirgin daha sert kutuplaşmalara yönelmesini bölgesel gelişmeler zorluyor. Bu anlamda Türkiye'deki gelişmeler de önemli. İşte bu nedenle İran; Ruhani'yi bir şekilde indirip, Ahmedi Necad'ı da yine bir şekilde tepeye çıkarabilir.

Ya da İran çok köklü bir devlet geleneğine sahip olduğu için İran'ın tamamen yok edilmesi tehlikesine karşı derin devletinin başına Ahmedi Necad'ı getirmiş olabilir. İran medyası da Ahmedi Necad'ın tüm faaliyetlerini manşetlerinde sunarak halka unutturmuyor.Tabi sürekli reklamını yaparak. İşte "Otobüse biniyor", "Koltuğunda kitapları ile öğrencilerine koştu", "Sıradan bir vatandaş oldu", "Halk ziyaretlerine devam ediyor" gibi manşetler.

Hadislerdeki tanımlar çok uyuyor ama en doğrusunu Allah CC bilir.

Türkiye ile ilgili de bir not düşelim:

Önce ABD Başkan Yardımcısı geldi.Sonra Papa. Şimdi de Rusya Devlet Başkanı Putin ile İngiltere Başbakanı Cameron gelecek. Bunlar çok ama çok önemli gelişmeler.

Şuna dikkat edilmeli:

Rusya ile Türkiye arasında dev ticaret anlaşmaları üstelik de Dolar yerine Ruble veya TL mukabili yapılırsa neler olabilir?

23 Kasım 2014 Pazar

BEKLENEN MÜJDE



BEKLENEN MÜJDE





Kafirler bin bir tuzak kuracak                      
Nebinin Ordusu'na haince
İnşallah Mevla yardım edecek
Beklenen müjde çıkıp gelince   

Kahraman Ordu bir bir varacak 
Hepsinden tek tek hesap soracak
Adalet neymiş herkes görecek
Beklenen müjde çıkıp gelince

Canını alan zalim kaçacak 
Gargat ağacı haber verecek
Alnına tek bir kurşun yetecek 
Beklenen müjde çıkıp gelince

Kafirler Türk’e teslim olacak  
Şahittir tarih, tekrar edecek 
Mazlumlar mutlu, yüzler gülecek 
Beklenen müjde çıkıp gelince 



22 Kasım 2014 Cumartesi

MAYIS'DA AYAKLANMA

MAYIS'DA AYAKLANMA




Dünyaca ünlü astrolog JONY PATRY 2015 yılı Mayıs ayında Türkiye'de isyan çıkabileceğini veya bir saldırı olabileceğini iddia etmiş.


"Önümüzdeki 2 sene Türkiye için zor olacak. İyileşmeden önce daha çok şeyin ortaya çıkması gerek. Büyük olay ise 2016'da gerçekleşecek. Bu dönem, dünya çapında ve özellikle Türkiye'de ne olacağının kestirilemediği bir süreç olarak yaşanacak."


"Türkiye'nin düzenini bozmak için ciddi girişimler olacak. Önümüzdeki Mayıs Türkiye, bir isyan ya da saldırı ile karşılaşacak. Güvenliği sağlamak için tüm önlemler mutlaka alınmalı. Bu konu hafife alınamaz. 2017'ye gelindiğinde nihai sonuçlar barış ve şifalanma getirecek. Bu patlayıcı hadiseler sayesinde Türkiye daha iyi bir yerde olacak. Ekonomi güçlenip gelişecek ve barış galip gelecek."

Ve Medyum Kağan da benzer kehanetlerde bulunmuş:

"2015 de iki defa ay tutulması olacak. Birincisi 4 Nisan'da ikincisi ise 28 Eylül'de. Ay tutulmaları tarihi hep İsrail veya Yahudilerin eylem tarihi olmuş" benzeri açıklamaları var. Yani 4 Nisan ve 28 Eylül 2015'de İsrail'in bir halt karıştıracağını iddia ediyor.


SAFA ASYA'NIN YORUMU

Önce Astrolog ile Medyum arasındaki farkı ortaya koyalım. 
Astrologlar genellikle gayrimüslim, yıldız falı bakan kişiler.
Medyumlar ise genellikle Müslümandırlar ve gelecek tahminlerinde dini kaynakları da dikkate alırlar. Hatta diğer yönden elde ettikleri veriler dini kaynaklara uygun değilse değişikliğe giderler.
Müslüman olmadığı halde bir Müslüman ülkede astrolog olarak çalıştığı için kendisini medyum olarak tanımlayanlar da bulunmaktadır.

Ortak özellikleri ise şunlardır:

Gelecekten haber vermeleri 
Önemli bir kısmının gizli servislere çalışması
Büyük bir çoğunluğunun da üç kağıtçı olmasıdır.

Gizli servislere çalışanlar ya o gizli servise bilgi üretmek için çalışırlar ya da o gizli servisin algı operasyonlarında kullanılmak için sahte kehanetlerde bulunurlar.

Örneğin: 
Gizli servis bir devlet adamını suikast ile öldürecektir. Bunu bu kehanetçiye önceden açıklattırarak toplumu hazırlar ve şoku önler.Halk önceden bildiği için tepkisini şok durumundaki gibi göstermez.

Başka örnekler de verilebilir tabi.

Yukarıdaki kehanetlere dönersek:

ABD'li astrolog muhtemelen CIA'ya çalışan biridir.Ama konusunda yetenekli olduğu ortadadır. Çünkü kehanetleri alimlerin hadis yorumlarını açıklayarak ifşa ettikleri ahir zaman yorumlarına uygundur.

Haziran 2015 de genel seçimler var.

Türkiye'de Mayıs ayında ayaklanma olacağı iddiası,CIA'nın algı operasyonu olabilir.Ama ABD'nin bunu yapmaya çalıştığını zaten biliyoruz. ABD bunu başarabilirse CIA astroloğunun dediği de çıkacak. Başaramazsa algı operasyonu olarak kalacak.

2016 ve 2017 yılı için iddia ettiği kehanetler ise CIA'dan emir alarak yaptığı açıklamalar değil uzmanlığını konuşturduğu kehanetler olabilir diye düşünüyoruz. Çünkü bunlar alimlerin hadis yorumları ile de örtüşmektedir.

2016 ve 2017 kehanetleri tutarsa o zaman Hz.Mehdi AS'ın zuhur tarihi 2017 değil 2015 olur Allahu alem.Yani 2015 de Suudi Arabistan Meliki olur ve 2016 da da Suriye'ye gelir ve tüm İslam Ordularının baş komutanı olur Allahu Alem. 

Yani biz "Acaba 2015 de olmaz da 2017 de mi olur" diye diğer verileri tekrar tekrar değerlendiriyoruz ama olaylar hep İnşaallah 2015' de olacakmış gibi gelişiyor.Allahu alem.

Medyum Kağan'a gelince:

Arkadaşımız çok değerli bir vatanseverdir ve imanlı, şuurlu bir Müslümandır. Bundan önceki ay tutulmalarını İsrail ve Yahudiler açısından tek tek değerlendirmiş ve 2015'in 4 Nisan ve 28 Eylül tarihlerinde de iki defa Ay tutulması olacağını ifade etmiş. Ve İsrail bu iki tarihte de yine öncekilerde olduğu gibi iki eylem yapacak diyor.28 Eylül'deki tam tutulma olacakmış ve esas o tarihe işaret ediyor. Açıklamaları bir yıldız falı değil. Sadece ay tutulma tarihlerini ve o tarihlerde olan olayları analiz ederek bir sonuç çıkarıyor.

Medyum Kağan deprem de olabilir diyor. Hadis okuyup, Hadis yorumlarını da açıkça dikkate alarak uygun sonuç çıkarıyor.

Medyum Kağan'ın yorumları kesinlikle algı operasyonu değil ama çoğu zaman tutmadığına da çok defa şahit olduk.

Sadece katkıda bulunabiliriz naçizane:

4 Nisan 2015 ABD ve yedi bayraklıların Ürdün'den Suriye'yi işgale başlayacakları gündür Allahu alem. Bu işgal İsrail için yapılacak.

ABD, Mayıs'da ayaklanmayı başarabilirse Mayıs'da; belki de başaramadan Mayıs'dan önce Nisan'da bu ay tutulması ile Diyarbakır'da büyük bir deprem olabilir. Diyarbakır'da büyük bir olay olacağına dair hadis yorumu vardır. Bu depremi İstanbul'da bekleyenler beklesin, biz beklemiyoruz İnşaallah.

İnşaallah böyle bir ayaklanma olmaz ve ülkemizin hiç bir yerinde de deprem olmaz.İlla olacaksa da İnşaallah Müslümanlara en çok zulmedenlerin başkentlerinde olur diyoruz.

28 Eylül Ay tutulmasına bağlı olarak olacak olan deprem ise daha büyük bir deprem olabilir ve Allahu Alem Washington veya Newyork'ta bekliyoruz. 

Peki nasıl diyebiliyoruz? Evet atıyoruz ama hadis yorumlarına göre yapılmış alimlerin ifşaatlarına göre destekli atıyoruz. Desteksiz değil yani. İşte ispatı:

ABD,Suriye'yi işgal edince başına Süfyan'ı geçirecek ve Irak'a saldıracaklar. Kufe'de 60 bin Şii'yi öldürecekler.İran ile savaşı başlatacak ve İran'ın düzenli ordusunu imha edecekler. Ama İran'a giremeyecekler.Siyah Sancaklılar İran'ın doğusundan gelip Kufe'yi geri alacaklar. 

Ve bu olaylar eğer 4 Nisan 2015 de başlarsa altı ay sonra olacak  olan büyük deprem nerede olmalı ki Ruslar finali beklemeden güneye inecek cesareti bulsun? ABD ordusu Irak'da savaş halinde, İran ile savaş halinde. Ve Washington'da büyük bir deprem olmuş.Sizce Rusya ne yapar?

Güzeller güzeli Rabbimiz bu dehşetli fitneler döneminde hem Kürt halkımızı hem Türk halkımızı hem bu cennet vatanımızı hem de Kahraman Ordumuzu bütün bu fitnelerden korusun ve nihai zafere kavuştursun İnşaallahu Allahu Ekber.

21 Kasım 2014 Cuma

BİR RÜYA GÖRDÜM (MUHSİN YAZICIOĞLU)

BİR RÜYA GÖRDÜM (MUHSİN YAZICIOĞLU)



Hastayım dostlar.Bir kaç gündür elimde bir çanta ilaç ile geziyorum. Belki de bir karabasan çöktü bilemiyorum. Dün gece bir rüya gördüm. Uyumadan önce Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili bir yazı okumuştum. Belki de onun etkisinde kaldım. Rüyadır ne de olsa.Bir de bu açıdan bakılabilir diye paylaşmak istedim.


Dümdüz ve yemyeşil bir meydanda iki bordo bereli bir mezarın başında dua ediyorlardı.
Büyük bir mezardı.Mermerleri bembeyazdı.Etrafta başka hiç bir şey dikkatimi çekmiyordu.
Mezarın kime ait olduğunu merak etmeye başladım.Yaklaştım ve mezar taşının levhasına baktım.

Levhanın en üstünde şanlı Türk Bayrağı vardı. Yazısına baktım ve aynen şunu gördüm:

"Kahraman Maraş'tan kalkan helikopteri             (Siyah renkli)
İncirlikten kalkan iki Skorski helikopteri ile          (Siyah renkli)
düşürülerek şehit edilen Yiğit Türk Evladı            (Siyah renkli)

         MUHSİN YAZICIOĞLU                            (Kırmızı renkli)  
          RUHUNA FATİHA"                                       (Yeşil renkli)

yazıyordu. Yazının diziliş şekli de böyleydi.

Bordo berelilere baktım.İçimden acaba niçin engel olmadılar diye geçiriyorum.

Birisi: "Aradığın bu muydu" dedi.
"Niçin düşürdüler" dedim.
- "Arkana bak" dedi.
Döndüm arkama baktım ve hayret ettim. Arkamda binlerce insan ellerini açmış dua ediyordu.
- "Peki niçin engel olmadınız" dedim.
-Her devlette her gün pek çok suç işleniyor, engel olunabiliyor mu?" dedi.
-Kanı yerde mi kalacak?" dedim.
Mezara döndü ve:
- "Kanın yerde kalmadı, sen rahat uyu yiğit başkan"dedi.
Birden bire bir deprem oldu ve yer oynamaya başladı.Mezar sallanıyordu. Korktum arkama baktım,hiç kimse kalmamıştı. Uyandım.

RÜYADIR AMA ÇOK ETKİLENDİM.

19 Kasım 2014 Çarşamba

ABD-İRAN KURMAY SAVAŞI (KARKISA SAVAŞI)

ABD-İRAN KURMAY SAVAŞI (KARKISA SAVAŞI)





Karkısa Savaşı'nın Irak Merkezi Hükümeti Ordusu ile Barzani'nin Peşmerge güçleri arasında olacağını önceki yazılarımızda yazmıştık.

Bu savaş ile ilgili önceden yazmadığımız bazı hususları ilave edelim İnşaallah.

Barzani güçlerine bu savaşta doğrudan ABD'li subaylar emir ve komuta edecekler. Irak Ordusu'na ise doğrudan İran generalleri komuta edecek. 

Yani bu savaş kelimenin tam anlamıyla ABD ve İran arasında doğrudan yapılacak ilk KURMAY SAVAŞI olacak. İran'lı kurmaylar galip gelince de ABD-İran Savaşı başlayacak ki bu da 3.Dünya Savaşı olarak devam edecek. Allahu alem.

Karkısa Savaşı 3.Dünya Savaşının ilk muharebesi, ABD-İran Savaşı ise 3.Dünya savaşının ilk büyük savaşı olacak. Karkısa savaşı ile ABD-İran Savaşı arasında ise ABD Suriye'yi işgal edecek. ABD Suriye'yi Karkısa Savaşının gidişine göre yani İran'lı kurmaylar öne geçince işgal edecekler. Gerçek sebebi de zaten Barzani'ye yardım olacak. Allahu Alem.

Rabbimiz bu fitne savaşlarından Kahraman Ordumuzu korusun İnşaallah. Hadis yorumlarına göre de İnşaallah güzeller güzeli Rabbimiz Kahraman Ordumuzu Melhamei Kübraya kadar bu fitne savaşlarının dışında tutacak Allahu Alem.

O savaş zaten Türk'ün ayağa kalkacağı ve dünyanın her tepesine şanlı ay yıldızlı bayrağımızı dikeceğimiz savaştır İnşaallahu Allahu Ekber. 

DENGİR MİR MEHMET FIRAT'I BİR DE BÖYLE OKUYUNUZ

DENGİR MİR MEHMET FIRAT'I BİR DE BÖYLE OKUYUNUZ



AKP kurucularından ve eski genel başkan yardımcısı. Adıyaman ili Kahta ilçesinden. Adıyaman, Mersin ve Adana Milletvekilliği yaptı.

AKP'den istifa etti ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde "Oyumu Selahattin Demirtaş'a vereceğim" dedi.

Vatansever halkımıza bir de biz anlatalım istedik:

Dengir Mir Mehmet Fırat gerçek bir vatanseverdir. 
AKP'den istifa etmesinin nedeni "açılım"ı bu şekliyle veto etmesidir. 

NAZİRE YAPARAK "Oyumu Selahattin Demirtaş'a vereceğim" demiştir. Bu söz ile AKP'yi hicvetti. Selahattin Demirtaş'a asla oy vermez. Ya boş attı ya da biz gibi Ekmeleddin'e vermek zorunda kaldı.

İspatı olur mu? Öyleyse okuyalım:

Rahmetli dedesi Hacı Bedir Fırat KAVİ aşireti reisiydi.

Bir parantez:

(Yusuf Halaçoğlu bu aşiretin Türk olduğunu ifade etmişti. Bu anlamda bütün Kürtler Türk'tür, o başka. Ancak Kürdüz diyene de bir şey diyemeyiz, herkesin kendi tercihi.Bu konuda yazmış olduğumuz bir yazı vardı sitemizde ve bize göre Kürt diye bir ırk yoktur ve öz be öz Türk'tür ve BAŞKURT soyundan gelmektedirler.)

Devam.

Dengir Mir Mehmet Fırat yıllar önce bir televizyon proğramında konuktu, dikkatle izlemiştik.

Şunları anlatmıştı:

Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk dedesini aşiretiyle Kuvayi Milliye Ordusuna davet ediyor. Dedesi Hacı Bedir Efendi aşiretinin gençlerinden oluşan bir süvari birliği hazırlayıp Atatürk'ün davetine icabet ediyor. Atatürk kendisine taltifde bulunuyor ve savaş sonrası madalya takıyor.

I. ve II. dönem Malatya III.dönem de Kars Milletvekilliği yapıyor. 

1924 Anayasasının kabulünden hemen sonra yenilenen seçimler için Paşa'ya milletvekili listeleri getiriliyor. Paşa listeleri inceliyor ve sonra " Bu listede HACI BEDİR'İN İSMİ NİÇİN YOK?" diyor.

"Paşam, yeni anayasada milletvekillerine okur yazar olma şartı getirilmişti ya, Hacı Bedir okur yazar olmadığı için yazmadık" diyorlar.

Atatürk: "Olmaz öyle şey, Hacı Bedir'siz meclis mi olur" diyor. 

Ve Hacı Bedir Efendiyi, yazıp yeniden Milletvekili yapıyorlar.

Yani şunu demek istiyoruz. Dengir Mir Mehmet Fırat da onun aşireti de hepsi ama hepsi vatanseverdir, Atatürkçüdür, bu cennet vatan için canını vermeye hazır bir aşirettir.

Dengir Mir Mehmet Fırat; "açılım" için PKK'nın değil Atatürk'ün bağrına bastığı Atatürkçü vatansever Kürtlerin ve Milletin bağrına bastığı Seyda gibi manevi büyüklerin muhatap alınmasını istemişti. Kendisi tam da bu şekilde söyleyemedi ama biz yazı verdik Allahu Alem.

ERMENİSTAN, AZERBAYCAN'A SALDIRABİLİR

ERMENİSTAN, AZERBAYCAN'A SALDIRABİLİR



PUTİN, AB Ambargolarını kırmak için Türkiye'ye geliyor.100 Milyar dolarlık bir ticaret için anlaşmalar yapılacaksa ilk karşı çıkan ABD olacaktır.

Hatırlayınız.Buna benzer bir durum ÇİN ile Türkiye arasında olmuş ve ABD hemen Doğu Türkistan'ı karıştırıp Türkiye-Çin ilişkilerini bozmuştu.

Peki ABD; Türkiye-Rus ilişkilerini bozmak için ne yapabilir?

Çeçenistan'da Ruslara karşı büyük bir sabotaj yapılabilir ama şu an için Çeçenistan'da böyle bir konjonktür mevcut değil.

Geriye Ermenistan- Azerbaycan çatışması kalıyor. ABD,Ermenistan'ı her an Azerbaycan'a saldırtabilir.

Ama Putin bunu önceden sezinlerse engelleyebilir. Putin bunu görmeli ve engellemeli.

Putin, Sarkisyan'ı aradı ve uyardı diyelim.Yine de bir eylem olursa Ermeni ordusu içindeki ABD,İsrail ajanlarının provokasyonu olabilir.

Esas dikkatli olması gerekenler ise Azerbaycan'lı gardaşlarımızdır. Onlara da güveniyoruz.  

18 Kasım 2014 Salı

KOBANİ VE MUSUL BARZANİ'YE VERİLİYOR

KOBANİ VE MUSUL BARZANİ'YE VERİLİYOR



Barzani 70 bin kişilik bir birlik ile Musul'a saldırmaya hazırlanıyor.

İki bin kişilik ABD askeri de Irak'a bu amaçla geliyor.Bu birliğin subayları olacaklar.Havadan ABD Musul'u bombardımana tutacak,IŞİD vurulacak ve Barzani de Musul'u alıp Kürt Devleti ilan edecek. Tahminimiz bir ay içinde Musul operasyonu başlayacak. 

Ama IŞİD, ondan önce Kobani'den çıkarılacak.Bu da tahminimiz 10 gün içinde olacak.

Irak yönetimi ABD askerlerini istemedi ama engel de olamadı. Musul Barzani'ye geçince Irak yönetimi tamamen İran'ın güdümüne girecek ve General Süleymani konuşmaya başlayacak. General Süleymani şu an IŞİD'e karşı Irak Ordusunu organize ediyor, peşmerge ile de işbirliği yapıyor ama Musul düşünce dost düşman birbirine karışacak. 

IŞİD, Sina'dan Gazze'ye sızarken Irak yönetimi Barzani'ye vuracak Karkısa Savaşı yılbaşına beklenmeli ve herkes hazır olmalı.

Allahu Alem.

Ve günün sorusu:

Acaba CHP ve AKP'den ayrılanların her birinin tek başına bir parti kurup meydana inmesi CHP ve AKP'den kopan parçalar mıdır? 

Yoksa CHP'den ayrılanlar CHP dışındaki solu daha da parçalama ve AKP'den ayrılanlar da AKP dışındaki sağı daha da parçalama gayretlerine hizmet eden küresel bir tezgah mıdır?

Halkın oylarının yarısını alan bir partiye karşı muhalefetin daha da parçalanması mı isteniyor?

Ya da AKP'nin iktidarda; CHP'nin de ana muhalefette kalması garanti altına mı alınıyor?

Tersinden sorarsak:

AKP'den kurtulmak isteyen AKP'lilerin onun sağdaki en güçlü alternatifi MHP'ye geçmeleri gerekmez mi?

CHP'den ayrılan CHP'lilerin onun soldaki en güçlü alternatifi İşçi Partisi'ne geçmeleri gerekmez mi?

Belki de gerekmez.Sadece yüksek sesle düşündük.


MEHDİ OLMADIĞI KANAATİNE VARDIK

MEHDİ OLMADIĞI KANAATİNE VARDIK

GERÇEKTEN MEHDİ OLABİLİR




Muhterem takipçilerimiz sitemizin amacı "Beklenen Hz.Mehdi AS'ı" bulmak ve halkımızı sahtelerinden kurtarmaya çalışmaktır.

Malumunuz sitemiz yurt dışından da takip ediliyor. 

ABD'den 11.358 ziyaret almış.Biz de ABD'den bir mail aldık.

Türkiye'den ABD'ye gitmiş bir kardeşimiz yazmış. Hz.Mehdi AS'ın kim olduğunu bildiğini kendisinin de yanında olduğunu ve sitemizde yayınladığımız bazı ahir zaman analizlerini ve ilaveten de bir çok bilgiyi paylaşmış.


Şu an için herhangi bir açıklama yapmayacağız ama vardığımız kanaat bahsettiği kişinin gerçekten beklediğimiz Hz.Mehdi AS olabileceği şeklindedir. Allahu Alem. 


Kendisine biz de mail attık ve tekrar mail gelmesini bekliyoruz. Kendi kanaatimize göre Hz.Mehdi AS olduğuna inanırsak ya da çok muhtemeldir noktasına gelirsek bize verilen bilgileri paylaşacağız İnşaallah. Tabi bu o kişi Mehdi'dir anlamına da gelmez, bizim kanaatimiz olur. En doğrusunu ALLAH cc bilir.


Sadece bir bilgiyi paylaşalım:


Bahsettiği kişinin dedesi Kafkasya'dan Türkiye'ye gelmiş bir Oğuz Türkü imiş. Çeçenistan'dan gelmişler ve Seyyidlermiş. İstanbul'da doğmuş ve Türkiye'nin en iyi üniversitesinin en gözde bölümünü dereceyle bitirip ABD'ye gitmiş.(Cemaat okutmuş) Şu an savaştığını yazmış ama nerede olduğunu belirtmemiş.


Soyu Hz.Zülkarneyn AS, Hz.Davut AS ve Seyyid olması nedeniyle de Hz.Fatıma Ra annemizden Hz.Peygamber SAS Efendilerimize gidiyormuş. 


Ayrıca Hz.Zülkarneyn AS'ın da Oğuz Kağan olduğunu ifade etmiş ama detaylı yazmamış.


"Kıyamete az bir vakit kala, ümmetimden çok küçük bir CEMAAT Hristiyanların Beyaz Sarayı'nı ele geçirecekler" hadisine vurgu yapmış.


Şimdilik bu kadar. 


Yukarıdaki yazımızda ifade ettiğimiz grup ile yaptığımız mail yazışmaları neticesinde vardığımız kanaat; bahsedilen kişinin Mehdi olamayacağı şeklindedir.

İlgili grubun Melhamei Kübra'dan hemen sonra ABD'nin Müslüman olacağı dönemde önemli görevler başaracak ve ABD yönetimine gelecek kişiler olması muhtemeldir kanaatindeyiz.

En doğrusunu Cenabı Zülcelal bilir. 

Bazı takipçilerimiz bahsedilen kişinin El Nida Sitesi editörü Mehmet Emin Selam olabileceği tahmininde bulunmuşlardır. M.Emin Selam Mehdi değildir. Reklamını yapmamak için hakkında bir yazı yazmamıştık. Ancak başkaları dikkate almışsa yazmamız da lazım geldi herhalde.

El Nida grubu çok küçük bir gruptur.Sitelerinin başlangıç figürlerinde çıplak bir adam bulunmaktadır. Gruptakilerin Ashabı Kehf olduğunu iddia etmektedirler.Doğru değildir.

Bunu da Hz.Mehdi AS ile ilgili hadis yorumlarında KEHF SURESİ'ne atıflarda bulunulması ve Ashabı Kehf ile Hz.Mehdi AS'ın beraber mücadele edecekleri yorumuna dayandırmaktadırlar.

Kuran-ı Kerim'de Ashabı Kehf yedi kişidir.309 sene uyutulduktan sonra diriltilmişler ve bir müddet halk arasında yaşadıktan sonra ecelleri ile vefat etmişler ve mezarlarının üzerine de bir mescit yapılmıştır. Kuran-ı Kerim'de Ashabı Kehf'in ahir zamanda yeniden diriltileceklerine dair bir ayet kesinlikle yoktur. Biz de Ashabı Kehfin ahir zamanda tekrar diriltilecekleri yorumuna katılmıyoruz.

Bunun ispatı da yine Kuran-ı Kerim ayetleridir. Şöyle ki:
Kuran-ı Kerim indirildiğinde Hz.Mehdi AS henüz dünyaya gelmemişti. Ama Hz.İsa AS Kuran'dan önce dünyaya gelmişti ve Kuran'da hakkında kıssalar geçiyordu. Ve Kuran, Hz.İsa AS'ın ölmediğini ve gökyüzüne yükseltildiğini beyan ediyor. Ashabı Kehf için ise vefat ettiler diye açıkça yazıyor. Bu nedenle Ahir Zamanda Ashabı Kehf tekrar dirilmeyecek.
Aksi Kuran'a aykırı olur.Ama İsa AS'ın Ahir zamanda dünyaya tekrar gelmesi Kuran'a aykırı değildir.

Hz.Mehdi AS ile Ashabı Kehf arasındaki ilişki ancak Hz.Mehdi AS'ın 12.İmam olması halinde izah edilebilir. O da şöyle olur:

Ashabı Kehf Kuran'a göre 309 sene uyutulmuştur. Hz.Mehdi AS da 1150 sene uyutulabilir. Hz.İsa AS da iki bin sene semada bekliyecek.

Allahu Alem diyoruz.Herşeyin en doğrusunu Allah CC bilir.

Yelkenli Tren rumuzlu takipçimize bu konudaki katkısından dolayı teşekkür ederiz.

16 Kasım 2014 Pazar

YAŞANMIŞ BİR HİKAYE (HZ.HIZIR AS)

85 YAŞINDAKİ BİR BÜYÜĞÜMÜZDEN BİZZAT DİNLEDİK 




Büyüğümüzün ismi bizde mahfuzdur. 14 yaşındaymış. İşte anlattıkları.

İlçemizin bir köyünde babası köyün en zengin kişisiymiş. Annesi tam bir Osmanlı kadını. Babası ölünce annesi ağalığı bırakmamış. Ağalıktan kasıt da köylüye göz kulak olmak,ihtiyacı olanın ihtiyacını görmekmiş.

Öyle çok arazi ekerlermiş ki köyde ekini (Buğdayı) olmayan kimse kalmazmış.Çünkü olmayana da annesi verirmiş.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında kıtlık olmuş. Ambarlar boş kalmış. Annesi köyden ekin isteyenlere de vermeye devam etmiş ama ambarlarının tamamen boşaldığını geç fark etmiş. Öyle ki son isteyen kişiye ekin verirken fark edebilmiş ama yine de boş çevirmemiş.

Aynı gün çiftliğe bir yabancı gelmiş ve "Açım, bana bir ekmek verir misiniz?" demiş.

Annesi "Ayak üstü olmaz, siz şöyle oturun ben size yemek hazırlayıp bir sofra getireyim" demiş.

Sofrayı hazırlayıp gelince bir bakmış ki adam yok. Oğluna söylemiş ve çiftlikte sağa sola bakmışlar ama bulamamışlar.

Biraz sonra köyden yine birisi ekin  istemeye gelmiş. Annesi oğluna "Oğlum ekin kalmadı ama sen yine de ambara bir bak, kıyıda köşede ne varsa verelim, boş göndermeyelim" demiş.

Oğlu köylüye ekin verip göndermiş ve annesine "Anne ambar ekin dolu" demiş.

Gitmiş bakmışlar ve hayretler içinde kalmışlar. Ambar gerçekten ekin dolu.Sene 1944 falan.

Annesi tam bir Osmanlı kadını, beş vakit namazını hiç aksatmamış.Oğluna "Oğlum herhalde o adam Hızır AS'dı. Ambarı doldurdu gitti.Geleni boş çevirmeyin demek istedi, kimseyi boş çevirmeyelim" demiş.

Ayrıca kerametin bozulmaması için de bunu gizli tutmasını oğluna tembih etmiş.

Anne köylüye haber göndermiş; kıtlık olması nedeniyle fazla ekin olmadığını ancak yine de geleni boş çevirmeyeceklerini ve herkese ekin vereceklerini söyletmiş.

Gelen almış, giden almış ama ambara kimseyi sokmamışlar. Gizlemişler.

Sonra bir şeyi daha hayretler içinde fark etmişler. Ambardaki buğday hiç eksilmiyormuş. Yani gidenin yeri doluyormuş.

Öteden beri ambarlarına girip çıkan komşu bir kadın hem ambara alınmayışından hem de gelip gidenlerin çokluğundan şüphelenip ambara bakmak istemiş ve dolu olduğunu görünce "Bu ambar hiç boşalmıyor ki" demiş.Ve tılsım bozulmuş, ekin aldıkça ambar boşalmaya başlamış. Ama o kıtlık yılları da böyle atlatılmış.

Bir kaç yıl sonra annesi köy ekmeği pişirmek için köyün kadınlarını yardıma çağırmış. Köylü bir bakmış ki köylüye yetecek ekmek yapılmak isteniyor.

"Düğün değil bayram değil, bu kadar ekmeği niçin pişiriyorsun" deyince annesi sessiz kalmış ve "Siz yardım edin, yarına lazım,şunu da getirin, şunu da götürün" demiş.  

O gün akşama kadar ekmekler, yemekler pişirilmiş herkes yarını bekliyor. Acaba ne olacak?

Ertesi gün sabah imam sela vermiş ve annesinin vefat ettiğini ilan etmiş. Tüm köylü o yemekleri cenazeden sonra yemişler.

Oğlu da bize bu hikayeyi bizzat anlatan kişidir.

Allah CC rahmet eylesin. 

15 Kasım 2014 Cumartesi

IŞİD'DE HER AN MUTASYON OLABİLİR

IŞİD, HER AN DEĞİŞEBİLİR



Resim Suriye'de IŞİD'e karşı savaşan Horasan örgütüne ait. Koymamızın sebebi IŞİD'in de her an böyle büyük bir değişim yaşayabileceğini düşünmemizdir.

Tabi ki bu manevi ifşaata dayalı bir analiz değil. Tamamen maddi bir analizdir. Şöyle ki:

EL KAİDE terör örgütü; ABD,SUUD,Pakistan ve Ürdün gizli servisleri tarafından Sovyetleri Afganistan'dan çıkarmak için kurulmuştu. SSCB Afganistan'dan çıkarılınca El Kaide'nin bir ksımı Afganistan'da kalmaya devam etti diğerleri ise geldikleri yerlere gittiler. Bir kısmı da SSCB ile savaşı sürdürmek için Kafkasya'ya geçtiler.

ABD, Çeçenistan'a geçen El Kaidecilere destek vermeye devam ederken geldikleri yerlere geri dönenlerin tamamen tasfiyesini istemişti. O ülkeler de geri dönen mücahidleri ABD'nin talimatı ile düşman görünce EL KAİDE de mutasyona uğradı ve ÜSAME BİN LADİN, ABD'nin bir numaralı düşmanı oluverdi.

Şimdi benzer durum IŞİD için söz konusu. IŞİD'i kurup destekleyen ABD, önce IŞİD'e Musul'u işgal ettirdi.(Bağdat'ı susturup,Barzani'ye vermek için) Sonra Türkiye Kürtlerini PKK'lı yapmak için Kobani'ye gönderdi. Şimdi de IŞİD ile işi bittiğinden sahte bombalamaları gerçeğe dönüştürdü ve IŞİD'i gerçekten vuruyor. 

El Bağdadi'nin öldüğü söyleniyor ama yayınlanan son ses kayında Sina'da eylem yapan ve Bağdadi'ye biat eden Ensar Beytil Makdis grubu için "Sina Eyaleti" ismini kullanıyor. Bağdadi 9 Kasımda bombalandı.Ensar Beytil Makdis Grubu 10 Kasım'da biat ettiğini açıkladı.Ve örgüt adını 15 Kasımda "Sina Eyaleti" olarak değiştirdi. Yani: Bağdadi ölmemiş olabilir.

Bağdadi ölse de ölmese de IŞİD artık tıpkı Üsame Bin Ladin'in El Kaidesi gibi bir numaralı düşman olarak ABD'yi görecektir. Peki bu neyi değiştirir?

Sina Eyaleti adlı örgüt tünellerden Gazze'ye sızarsa ve İsrail'in askerlerini öldürmeye başlarsa ne olur?

ABD için İsrail'in güvenliği her şeyin başında gelir ve ABD derhal bölgeye kara harekatı ile müdahale eder. Peki IŞİD bunu göze alır mı? Bağdadi'nin son kaydında zaten açıkça ABD'yi bölgeye kara harekatı ile çekip yeneceklerini ifade ediyor. Amaçları bu zaten.

Bir de şu ihtimal var ki hadis yorumlarına uygundur:
Afganistan'da küçük bir grup olarak çıkan ve dağıtılan El Kaide daha da güçlenerek yüzbini buldu.Şimdi üçyüzbini bulan IŞİD dağıtılırsa yani bir yenilgiye uğratılırsa acaba kaç kişi olarak tekrardan çıkacak?

İşte bahsettiğimiz esas  mutasyon budur ve tahminimiz tüm uluslararası cihatçıların yeni bir oluşum adı altında birleşecekleridir.Sayıları bu sefer milyonlar olacak.  

Yani bu gelişmeler muhtemel. Her şeyin en doğrusunu Allah CC bilir.

ÖYLE BİR MAİL GELDİ Kİ (HZ.MEHDİ AS)

GERÇEKTEN MEHDİ OLABİLİR




Muhterem takipçilerimiz sitemizin amacı "Beklenen Hz.Mehdi AS'ı" bulmak ve halkımızı sahtelerinden kurtarmaya çalışmaktır.

Malumunuz sitemiz yurt dışından da takip ediliyor. 
ABD'den 11.358 ziyaret almış.Biz de ABD'den bir mail aldık.

Türkiye'den ABD'ye gitmiş bir kardeşimiz yazmış. Hz.Mehdi AS'ın kim olduğunu bildiğini kendisinin de yanında olduğunu ve sitemizde yayınladığımız bazı ahir zaman analizlerini ve ilaveten de bir çok bilgiyi paylaşmış.

Şu an için herhangi bir açıklama yapmayacağız ama vardığımız kanaat bahsettiği kişinin gerçekten beklediğimiz Hz.Mehdi AS olabileceği şeklindedir. Allahu Alem. 

Kendisine biz de mail attık ve tekrar mail gelmesini bekliyoruz. Kendi kanaatimize göre Hz.Mehdi AS olduğuna inanırsak ya da çok muhtemeldir noktasına gelirsek bize verilen bilgileri paylaşacağız İnşaallah. Tabi bu o kişi Mehdi'dir anlamına da gelmez, bizim kanaatimiz olur. En doğrusunu ALLAH cc bilir.

Sadece bir bilgiyi paylaşalım:

Bahsettiği kişinin dedesi Kafkasya'dan Türkiye'ye gelmiş bir Oğuz Türkü imiş. Çeçenistan'dan gelmişler ve Seyyidlermiş. İstanbul'da doğmuş ve Türkiye'nin en iyi üniversitesinin en gözde bölümünü dereceyle bitirip ABD'ye gitmiş.(Cemaat okutmuş) Şu an savaştığını yazmış ama nerede olduğunu belirtmemiş.

Soyu Hz.Zülkarneyn AS, Hz.Davut AS ve Seyyid olması nedeniyle de Hz.Fatıma Ra annemizden Hz.Peygamber SAS Efendilerimize gidiyormuş. 

Ayrıca Hz.Zülkarneyn AS'ın da Oğuz Kağan olduğunu ifade etmiş ama detaylı yazmamış.

"Kıyamete az bir vakit kala, ümmetimden çok küçük bir CEMAAT Hristiyanların Beyaz Sarayı'nı ele geçirecekler" hadisine vurgu yapmış.

Şimdilik bu kadar. 

14 Kasım 2014 Cuma

ÇÖZÜM

SİYASET VATAN İÇİN YAPILIR



AKP isterse Türkiye siyasetini bir günde içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarabilir.
Siyasi Partiler Kanunu'nu değiştirerek aşağıdaki hükümler getirilebilir:

Siyasi Parti Genel Başkanları, İl başkanları ve İlçe Başkanları dört yıl için seçilirler, görev süresi tamamlananlar en çok iki defa daha aday olabilirler.

Siyasi Parti Genel Başkanlarını,ülke genelinde partiye kayıtlı üyeler;Siyasi Parti İl Başkanlarını, il genelinde partiye kayıtlı üyeler;Siyasi Parti İlçe Başkanlarını, ilçe genelinde partiye kayıtlı üyeler SEÇERLER.

Yüksek Seçim Kurulu illerde ve ilçelerde yeterli sandıkları kurmak ve oy pusulalarını bastırmakla ve seçimleri gözetmekle ve sonuçları ilan etmekle mükelleftir.Yüksek Seçim Kurulu gerektiğinde elektronik ortamda seçim yaptırma yetkisine de sahiptir.

Genel Merkez Teşkilatları Genel Başkan tarafından,İl Teşkilatları İl Başkanı tarafından, İlçe Teşkilatları da İlçe Başkanı tarafından belirlenir.

Siyasi Partilere Hazine tarafından üye başına senelik yedi TL yardım yapılır.

YORUM

Kısa vadede çok şey yapmaya gerek yok.Sadece bu yasa çıkarılsın Türkiye Siyaseti tamamen rayına girer.

İşte faydaları:

Siyaseti koltuk için yapanlar değil "Vatan" için yapanlar yapmaya devam ederler.
Türkiye siyaseti tam bağımsız olur ve ne ABD ne de bir başkası siyasetimize asla müdahale edemez.
Namuslu ve erdemli insanlar sürekli yükselirken diğerleri hızla halkın gözünden düşerler.
Kapasitesiz,çapsız,çıkarcı ve dalkavuk tipli ahlaksız insanlar siyasetten uzak dururken liyakatli,faziletli ve asil insanlar siyaset yaparlar.

Yararları saymakla bitmez.

Peki kapasitesiz,çapsız,çıkarcı,namussuz,onursuz,dalkavuk ve siyaseti koltuk için yapanlar, bu önerimize destek verir mi? ASLA VERMEZLER.

Takipçilerimizden ricamız şudur: 

Bu yazı bugüne kadar yazdığımız en önemli yazıdır ve tam manasıyla bir çözüm yazısıdır: 

LÜTFEN BU YAZIYI SEKSEN MİLYONA ULAŞTIRINIZ

BU DEVLETİN BAŞINA KOLTUK İÇİN SİYASET YAPANLARI DEĞİL "VATAN" İÇİN SİYASET YAPANLARI İSTİYORUZ. ÇÜNKÜ BU CENNET VATAN VE BU AZİZ MİLLET BUNU HAK EDİYOR. NİÇİN Mİ?

YERYÜZÜNE HAKKI HAKİM KILMAK İÇİN FEDAKARCA TOPRAĞA DÜŞMÜŞ MİLYONLARCA ŞEHİTLERİMİZİN HATIRI İÇİN HAK EDİYOR.

13 Kasım 2014 Perşembe

CÜBBELİ'NİN BU SÖZÜ HURAFEDİR.

CÜBBELİ'NİN BU SÖZÜ HURAFEDİR.


Cübbeli Ahmet Hocayı severiz,iyi bir alimdir ama bu sözü "hurafe" olmuştur."Uzaya bu kadar para niçin harcanıyor, verin parayı bana ben size söyleyeyim orada ne olduğunu" diyor.

Sayın hocam bakınız ABD; o uzaya gönderdiği uydularla dünyanın her karışını adım adım takip ediyor. Bizim de artık askeri uydumuz var ve biz de geriden de olsa bazı yerleri artık takip edebiliyoruz.Bunun neresi yanlış? 

Madem ki parayı verince siz söyleyebiliyorsunuz o halde yıllardır askerimize pusu kuran şerefsizlerin koordinatlarını ordumuzla niçin paylaşamadınız? Dağlıca'ya gelen teröristleri önceden bildirseydiniz güzel olmaz mıydı?

Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının nedenlerinden biri de hurafelerdi. Hurafenin sebebi ise alimlerimizin TEVEKKÜLÜ halkımıza tam manasıyla anlatmayı ihmal etmeleriydi.

Tevekkül nedir?

Kul yapması gereken her şeyi yaparak,elinden geldiğince aklını, fiziki gücünü,maddi imkanlarını ve zamanını fedakarca kullanarak, her türlü tedbiri alır ve artık yapabileceği hiç bir şey kalmayınca Allah'a CC dua ederek gerçekleşmesini istediği sonucu Allah'dan CC diler. Tevekkül budur.

Tevekkül tamam olunca duanın kabulü de umulur.Tevekkül noksan ise duanın kabulü umulmaz ve İslam'a da uygun değildir.

Osmanlı döneminde tevekkülün en yüksek olduğu dönem, Cennetmekan Fatih Sultan Mehmet Han dönemidir.

Cenab-ı Mevla İstanbul'un fethini niçin Fatih'e nasip etmiştir de öncekilere nasip etmemiştir?
Çünkü Fatih hem o surları yıkacak topları yaparak hem de Akşemseddin'i yanına alarak TAM TEVEKKÜL ETMİŞTİR. Birisi olmasaydı o fetih Fatih'e nasip olur muydu? Allah CC o duaları kabul eder miydi?

İslam'a göre tevekkül tam olmadan duanın kabulü umulmaz.

Cennetmekan Mehmet Akif Ersoy Osmanlı'daki tevekkül noksanlığını bakınız şu şiirinde nasıl anlatıyor?

Bundan daha çarpıcı anlatılamaz.


MÜTEVEKKİL

“Çalış!” dedikçe Şeriat, çalışmadın, durdun,
Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun!

Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya,
Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya!

Bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden,
Yorulma, öyle ya, Mevlâ ecîr-i hâsın iken!(hizmetçin iken)

Yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini,
Birer birer oku tekmîl edince defterini;

Bütün o işleri Rabbim görür: Vazîfesidir…
Yükün hafifledi… Sen şimdi doğru kahveye gir!

Çoluk, çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak…
Hudâ vekîl-i umûrun değil mi? Keyfine bak! (Senin işlerini yapan Allah değil mi…)

Onun hazîne-i in´âmı kendi veznendir!(Onun nimetler hazinesi senin veznendir)
Havâle et ne kadar masrafın olursa… Verir!

Silâhı kullanan Allah, hudûdu bekleyen O;
Levâzımın bitivermiş, değil mi? Ekleyen O!

Çekip kumandası altında ordu ordu melek;
Senin hesâbına küffârı hâk-sâr edecek! (… kâfirleri yerle bir edecek)

Başın sıkıldı mı, kâfi senin o nazlı sesin:
” Yetiş!” de kendisi gelsin, ya Hızr´ı göndersin!

Evinde hastalanan varsa, borcudur: Bakacak;
Şifâ hazînesi derhal oluk oluk akacak.

Demek ki: Her şeyin Allah… Yanaşman, ırgadın O;
Çoluk çocuk O´na âid: Lalan, bacın, dadın O;

Vekîl-i harcın O; kâhyan, müdir-i veznen O; (….. veznedarın O)
Alış seninse de, mes´ûl olan verişten O;

Denizde cenk olacakmış… Gemin O, kaptanın O;
Ya ordu lâzım imiş… Askerin, kumandanın O;

Köyün yasakçısı; şehrin de baş muhassılı O;
Tabîb-i âile, eczâcı… Hepsi hâsılı O. (Aile doktoru, …)

Ya sen nesin? Mütevekkîl! Yutulmaz artık bu!
Biraz da saygı gerektir… Ne saygısızlık bu?

Hudâ’yı kendine kul yaptı, kendi oldu Hudâ;
Utanmadan da tevekkül diyor bu cür´ete… Ha?



Emek yoksa Cenabı Mevla icabet etmez
Allah cc emeğin karşılığını zayi etmez

Birileri yine hoplayıp çıkacak ama yine de yazacağız.
Cennetmekan Fatih Sultan Mehmet Han'dan sonra TEVEKKÜL'ün en yüksek olduğu dönem Atatürk dönemidir.

Atatürk'ün hurafeden kastettiği şey yukarıdaki şiirde anlatılan konulardır. Çarpıcı örnek ise şudur:

Bu gün herkes, eşi ya da kız çocuğu hastalandığında onu bir bayan doktorun muayene etmesini ister.

Hurafe ise "Kız çocuğunu okutma, kocaya ver, çocuk doğursun" der. Doğum için hastanedeki erkek doktora mahalledeki yaşlı kadını tercih eder. (Ama hastanede kadın doktor varsa ilk tercih odur o da başka)

Hurafe "silaha gerek yok ülkeyi Allah korur" der.

Hurafe " çalışma, rızkını Allah verir" der.

Şaka gibi ama Osmanlı döneminde bunlar vardı maalesef.

Şimdi bile Cübbeli'nin bu sözünden hurafenin hala olduğunu görüyoruz. 

Oysa ki uzayda Ortadoğu'nun her karışını adım adım izleyen uydularımız olsa PKK'nın tüm kamplarını insansız hava uçaklarımızla bir günde yok ederdik.Tüm dünyayı izlesek tüm dünyaya korku salardık.

12 Kasım 2014 Çarşamba

DENİZ BAYKAL VE CHP

DENİZ BAYKAL VE CHP



Deniz Baykal, CHP'deki istifalardan büyük rahatsızlık duyuyormuş.Emine Ülker Tarhan'dan başka otuza yakın milletvekili daha istifa etmek istiyormuş ama Baykal engelliyormuş.


Baykal'ın amacı, Kılıçdaroğlu muhaliflerinin CHP'yi terk etmelerini önleyerek; CHP içinde Kılıçdaroğlu'na muhalefet yaptırıp genel başkanı değiştirmeye zorlamaktır.Stratejisi de tamamen yanlıştır.

Mevcut Siyasi Partiler Kanunu ve Parti tüzüklerine göre genel başkanı genel başkanın belirlediği delegeler seçiyor.

Tüm milletvekilleri hatta tüm CHP seçmenleri Baykal'ın adamı olsa dahi Kılıçdaroğlu'nun seçtiği delegelerle Kılıçdaroğlu'nu indirmek mümkün değildir.Son kongre de bunun ispatıdır.

CHP'li milletvekilleri Kılıçdaroğlu'ndan kurtulmak istiyorlarsa istifa edip TBMM'de bağımsız olarak görev yapmalılar ve "Kılıçdaroğlu, mevcut delege sistemiyle antidemokratik olarak orada bulunmaktadır, istifa ettiği gün CHP'ye döneceğiz" açıklamasını yapmalıdırlar.

Dikkat ediyor musunuz? Hiç kimse antidemokratik delege sistemini masaya yatırmıyor.

Çünkü mevcut sistem bir gün genel başkan olursa kendisine de lazım olacak.

Bugünkü CHP'nin Atatürk'ün kurduğu CHP ile Atatürkçülük ile uzaktan yakından ilgisi kalmamıştır.

ABD'de PKK'lıların yaptığı toplantıya genel başkan yardımcısını gönderebilen bir parti olmuştur.

Atatürk'ün bastırdığı Dersim ayaklanmasına "katliam" diyebilen bir parti durumuna gelmiştir.

Oy tabanında Alevi vatandaşlarımızın çoğunluğunun temsil edildiği bir parti olarak Alevi vatandaşlarımızı da incitme gafletinde bulunmuştur.

Dahası PKK'nın ısrarla istediği açılıma destek vererek Dersim gafletini güneydoğuya taşımıştır.

Evet CHP'nin yönetimi tamamen değişmelidir, sadece Kılıçdaroğlu yetmez ama Baykal'ın bu politikası ile de bu mümkün görünmüyor.

Demek ki neymiş?

ABD,bir kaset operasyonu ile CHP'yi CHP'lilerin yönetmesine müsaade etmemiş ve AKP'ye müstemleke haline getirmeyi başarmış.

Şimdi CHP'lilere düşen de CHP'yi ABD'ye iyi bir ders vererek yeniden Atatürk'ün kurduğu tam milli bir CHP yapmaktır.

Benzer durum maalesef MHP için de geçerlidir. Sedat Peker "Gerçek ülkücüler başa geçmediği müddetçe Şefkat Çetin ve taraftarlarının yönettiği MHP'ye oy vermeyeceğim" açıklamasını yapmıştır.

Dedik ya çember daralıyor..

Unutmadan AKP'yi yazmaya gerek var mı?

Birisi bu ABD'ye iyi bir ders vermeli. Ve verecek İnşaallah.