ABD, TÜRKİYE DÜŞMANLIĞINDAN VAZGEÇİYOR
İşaretler gelmeye başladı.
ABD'nin 2011 yılında yayınlanan Ulusal Güvenlik Raporunda Rusya, tehdit olarak algılanmamış ve düşman sayılmamıştı.
2014 yılı Ulusal Güvenlik Raporu yeni yayınlandı ve ABD için en büyük tehdidin Rusya ile ÇİN olduğu açıklandı.
ABD Genel Kurmay Başkanı Org.Martin Dempsey'in bizzat yaptığı açıklamada ABD'nin Rusya ve ÇİN ile savaş ihtimalinin hızla arttığı ifade edildi.
Bu ne anlama geliyor?
Bu açıklamadan hemen bir gün sonra ABD'nin IŞİD ile mücadelede PYD'ye silah yardımı yapmayacağı kararı da basında yer aldı.
Daha önce de ABD senatosu Barzani'nin doğrudan silah yardımı talebine ret cevabı vermişti. ABD, Barzani'ye Irak Merkezi hükumeti aracılığı ile silah yardımı yapıyordu.
Bu gelişmeler şunu gösteriyor:
ABD, gerçek düşmanlarını görmeye başladı. Rusya ve ÇİN.
Peki ABD, Rusya ile bir savaşa girerse dünyada vazgeçemeyeceği devlet kim olur?
İngiltere mi? Hayır.
Fransa mı? Hayır.
El cevap: Kesinlikle Türkiye'dir.
Hatta sadece Rusya ile değil Çin ile de gireceği savaşta ilk tercihi yine Türkiye olur.
Bunu zaten ABD'deki antisiyonist çevreler biliyorlar ve sürekli senato aracılığı ile ABD yönetimini yönlendirmeye çalışıyorlardı.
Ancak Büyük İsrail'i kurmayı kafasına sokmuş olan Siyonistleri bir türlü alt edemiyorlardı. Zira ABD, "Parayı verenin düdüğü çaldığı bir kapitalist ülkeydi" ve para da Siyonistlerdeydi.
Ama söz konusu olan can güvenliği ve ülkenin geleceği olunca parayı da geriye itiyor yeri gelince. Şimdi ABD'nin etekleri gerçekten tutuştu.
Artık ABD, PKK/PYD'yi, Barzani'yi hatta IŞİD'i feda edebilecek duruma geldi.
Yarın Türkiye'ye "Tamam, tampon bölge kurun, Kandil'i yıkın,PKK/PYD'yi vurun, Barzani de IŞİD de sizin olsun" diyebilirler. Demedi demeyin.
Yani Türkiye Suriye'ye her an girebilir.
Bu durumda PKK/PYD ve Barzani de ABD yardakçılığından hızla dönüp Esad ile anlaşıp (Bu konuda basında iddialar da var) İran ve Rusya'ya sığınıp bir müddet de onların gönüllü uşakları olmaya çalışabilirler.
Bediüzzaman'ın söylediği "Müslüman Kürtlerin Kahraman Ordudan ayrılmayacağı" ifşaatı da bu aşamada gerçekleşir Allahu Alem. Çünkü Müslüman Kürtler böyle bir durumda tamamen İsrail uşağı olanlardan ayrılır ve Türkiye'nin yanında yer alır.
Şeyh Abdullah Baba'nın Türkiye-İsrail Savaşı ifşaatı da ancak böyle bir durumda gerçekleşebilir.
Şöyle ki:
ABD'nin bu uşakları satması ve Rusya eksenine kaydırması İsrail'in hiç hoşuna gitmeyecektir.Bu nedenle Türkiye Suriye'ye girerse İsrail de güneyden Şam'a girmek isteyecektir. Ve sonuçta iki ordu karşı karşıya gelmiş olacaktır.
Daha önceki yazılarımızda Türkiye'nin Suriye'ye girmemesi gerektiğini, oradaki ortamın bir fitne ortamı olduğunu ifade etmiştik. Eğer ABD bu çizgiye gelir de Türkiye'nin önünde engel olmaktan çıkar hatta PKK/PYD, IŞİD ve Barzani'den desteğini çekerse yani Türkiye'nin Milli Ortadoğu Politikasına dönerse o zaman ordumuz Suriye'ye girmelidir. Ve fitnecileri yok etmelidir.
İsrail de Türkiye'ye karşı Yunanistan'ı kullanabilir ve "Para bizde, savaş Türkiye ile al parayı" diyebilir. Zaten Yunan ordusunda yeterince mason, siyonist uşakları da vardır.
Şeyh Abdullah Baba'nın ifşaatları bu şekilde gerçekleşebilir. En doğrusunu Allah CC bilir.
Ama ABD'nin bu yeni stratejisinin etkileri Türkiye lehine kendisini göstermeye başlayacak.
Bu güne kadar dalga geçer gibi müttefiklik örneği gösteren ABD bundan sonra çok ciddi dostluk örnekleri de sıralayabilir.
Hatırlarsanız Irak'a harekat yapmak istediklerinde Türkiye'nin tepkisini engellemek için " Bir savaş gemisi satarız olur biter" diyebilmişlerdi.
Hatırlayamadıysanız geçen hafta "Bir İHA'yı silahlandırma" tekliflerine de bakabilirsiniz. Bunlar dalga geçmekti.
Ama bundan sonra şunlara da şahit olacağız:
ABD, Türkiye ile Karadeniz'de ortak bir tatbikat yapabilir. Yeni savaş gemileri, savaş uçakları, beklemede olan Çin Füzeleri ihalesine karşılık ABD füzeleri gönderebilir. Bu gelişmeler mümkün.
Şöyle bir gelişme olursa biliniz ki PKK/PYD, IŞİD, Barzani Türkiye'ye teslim edilmiştir.
"Beklemede olan Çin füzelerine karşı ABD; teknolojileri ile birlikte Türkiye'de yüzde ellisinden fazlasının yerli üretimini kabul etti" haberi en büyük işarettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.