TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNİ AHMET TAKAN YAZIYOR
İŞTE O YAZI
“Cerablus’a girin” direktifini reddeden TSK’dan Başbakan’a
öneri;
“Türkmenlere sağlam destek verelim”...
Koalisyon peşrevleri ile dalgalanan ülke gündemi, dün,
YENİÇAĞ’ın “Ankara’yı sarsan emir;
Cerablus’a girin” manşeti ile gerçek
noktasına kilitlendi.
“Suriye krizi”
başlığıyla önceki gün
“Başbakan” Ahmet Davutoğlu başkanlığında
yapılan güvenlik zirvesinden de yeni bilgilere ulaştık.
Masadaki, “Cerablus” sıcak başlığından devam edelim;
Güvenlik zirvesinde Ayn-el Arap’ta patlatılan bombalar,
IŞİD’in yeni saldırıları ve terör bölgesinde hareketlenmeler masaya yatırıldı.
Öncelikle şu hususu, yiğidin hakkını yiğide teslim etmek adına belirtmeliyim;
Türk Silahlı Kuvvetleri, siyasetçilerin
basit oy çıkarları uğruna ülkeyi maceralara sürüklememek, stratejik(!)
bataklıktan çıkarıp yeni bir stratejik bataklığa sokmamak için yalnızca askeri
değil, büyük de bir diplomatik çaba yürütüyor. Buradan TSK’nın yurt dışına
büyükelçiler gönderiyor manası çıkmasın. TSK’nın masaya koyduğu belge ve
bilgiler yaptığı kapsamlı analizler Hariciyenin de elini çok rahatlatıyor.
“Başbakan” Ahmet
Davutoğlu’nun “Cerablus’a girin” yazılı direktifine direnen TSK, önceki günkü
toplantıda “Cerablus’a girildiğinde
yansımalar ne olur” başlığı altında
geniş bir rapor sundu. Böyle bir harekatta düşman unsurların çokluğuna dikkat
çekilerek, “Doğu’da Fırat karşında kalan
Ayn-el Arap ve diğer Kürt kantonları ile çevrilen bölgede nasıl komşu olunurun”
Türkiye için sakınca ve tehlikeleri etraflıca anlatıldı. Türkiye içindeki
(tetiklenecek) ayaklanma tehlikelerine ise ayrıca dikkat çekildi.
Ahmet Davutoğlu’nun önüne, Rusya’nın, Tartus limanına
haftada iki kez ağır nakliye gemisi göndererek Esad güçlerine yakıt, yiyecek ve
her türlü silah desteği sağladığı bilgisi konuldu. Benzer yardımların İran
tarafından da yürütüldüğü tekrar hatırlatıldı. “Tüm diplomatik temaslar tamamlanmadan ABD bir
taraftan, Rusya ile İran’ı nasıl karşımıza alacağız” diye soruldu. Esad’ın bölgedeki güçler ve
terör örgütleriyle sürekli dans ettiğinin de altı çizildi.
Bu arada güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre,
oluşturulan devlet kararı çerçevesinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun
Sinirlioğlu, diplomasi turuna Rusya Bakan Yardımcısı ile görüşerek başladı.
Sinirlioğlu’nun İran ile de diplomatik trafik yürüttüğü verilen bilgiler
arasında. Devlet kararı ile yürütülen diplomasinin teması da “Esad, IŞİD ile de PKK-PYD güçleri de
mücadele etsin. Biz gerekli her türlü desteği vermeye hazırız”.
Mekik diplomasisini desteklemek, boşta-lafta bırakmamak için
de Ankara önemli bir adım attı. YENİÇAĞ’a bilgi veren kaynaklar Suriye’ye karşı
yürürlükte olan ve sert uygulanan angajman kurallarının kısmi olarak
yumuşatıldığı ve bunun Şam’a iletildiğini kaydederek, “örneğin, Suriye uçakları
daha önce sınırımıza 5 kilometreye kadar yaklaşmıyorlardı ama hâlâ çekinik
davranıyorlar” dedi.
TSK, “Başbakan” Ahmet Davutoğu’na “İdlip’ten göçe karşı
sağlam durmamız” görüşünü tekrarlarken kısa ve uzun vadede önerilerinin de
özeti şöyle;
“Sınırlarımızı sağlam
tutalım. Türkmenlere sağlam destek verelim. Suriye ile ilişkilerimizi düzeltelim.”
Benim Ankara’dan aldığım bir başka hava ise Recep Erdoğan’a
da verilen net mesaj. Kendime özgün cümlelerle izah edeyim;
“Devlet adamlığı ve
devletler arası münasebetler, ‘şu ülkenin ailesine gittim. Bu ülkenin çocuğunun
düğününe gittim, onlar benimkine gelmediler’ şeklinde yürütülmez. Esad ile
ailevi sorunlarını bir tarafa bırak artık.”
Bu sütunda dün sizlere Davutoğlu’nun “Cerablus’a girin” talimatına TSK’nın direndiğini ve
reddettiğini yazmıştık. Ankara’daki kaynaklardan ulaştığım sağlam bilgiye göre
bu ilk değilmiş... IŞİD’in Musul’a yaklaşıp çapulcu başı Barzani’nin
peşmergelerini dövdüğü süreçte de benzer bir olay yaşanmış. Kaynaklar şöyle
anlattı;
“Barzani, IŞİD’e
karşı sıkışınca Erdoğan’a haber gönderip yardım istedi. Talebi de şuydu; ‘Size
sınırı açalım, bölgedeki tank taburunuzu hemen gönderin. Ondan sonra da
arkamızdaki bölgeye Türk askeri yerleşsin. TSK, AKP iktidarının Barzani’nin
isteği doğrultusunda gelen talebi anında reddetti. O zaman da büyük bir kriz
yaşandı. Hükümet yine yazılı direktif verdi. Genelkurmay Başkanı ‘Barzani kim
ki bize sınır açacak? Barzani’nin arkasını kollamak, kurtarmak için TSK’yı o
bataklığa sokmam. TSK’yı maceraya sürüklemem’ diyerek direktifi reddetti. Hatta
bir ara istifa krizi yaşandı fakat sorun daha sonra çözüldü...”
Dün itibarıyla gelinen son noktada Ankara kırmızı alarmda...
Talabyat yakınlarında bulunan Türkmen köyleri her gece, YPG
tarafından basılarak boşaltılıyor. AKP iktidarının sahipsiz bıraktığı
Türkmenler perişan durumdalar... Davutoğlu’nun önüne, YPG’nin gerçekleştirdiği
cinayetler sırasında bir köy meydanında vücudunda 50 mermi ile şehit edilen
Türkmen’in fotoğrafı konuldu.
Bakalım ne olacak?..
Madalyonun farklı bir tarafından, yarın, AKP’nin yeni Kürt
tezgâhları ile ilgili önemli değerlendirme ve bilgileri aktaracağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.