DİNSİZ DEDİLER, HAİN DEDİLER, DİKTATÖR DEDİLER
ŞANLI TÜRK MİLLETİ' NİN SON BAŞBUĞU KAHRAMAN ATATÜRK
BU YAZIYI YAZMADAN ÖNCE "ACABA YAZMALI MI" DİYE TEREDDÜTLE DÜŞÜNDÜK.
Bazı takipçilerimiz sadece Hz.Mehdi AS, Hz.İsa AS, Süfyan ve Deccal gibi Ahir zaman konularını yazmamızı istiyor ve Cumhuriyetimizin tarihi ve önder Atatürk ile ilgili yazdıklarımıza karşı çıkıyorlardı.
Konuyu başlı başına beş yüz civarında yazı ile yazmak gerekiyor aslında ama o kadar zaman bulamayız. O nedenle çok kısa ve çarpıcı bilgilerle aydınlatma ihtiyacı hissettik.
BAŞLIYORUZ İNŞAALLAH
Baştan söyleyelim her kim Atatürk düşmanı, Atatürk'e hain diyen,din düşmanı diyen, diktatör diyen bir MEHDİ BEKLİYORSA çok ama çok yanılmaktadır.
Çünkü Hz.Mehdi AS Atatürk düşmanı biri olmayacaktır. Tam tersine Atatürk'ün kurduğu bir düzenin yetiştirdiği SON DEHA olacaktır Allahu Alem.
VE ATATÜRK
DİNSİZ MİYDİ?
Hz.Peygamber SAS Efendimiz KURAN'ı yazdırırken HADİSLERİ YAZDIRMAMIŞTI. ACABA NEDEN?
Devlet adamlarına gönderdiği mektuplarında Kuran ayetlerini yazmış ama o devlet adamlarına bu ayetler ARAPÇA okunmamış o devlet resinin kendi diliyle meal edilmişti.
Habeşistan'a gönderdiği ilk muhacirler de Habeş Kralı Necaşi'ye Kuran ayetlerini tilaveti ile Arapça okurken aynı zamanda Habeş diliyle mealini de anlatmışlar ve savunmalarını da Habeş diliyle yapmışlardı.
Yani Hz.Peygamber SAS Efendimiz Kuran'ın meali tercümesine izin verirken Hadislerin yazılmasına karşı çıkmıştı? ACABA NEDEN?
ÇÜNKÜ Hadisler Kuran'ı o zamanın gereklerine göre anlatırken Kuran gelecekte başka şekilde de anlaşılabilirdi ve olması gereken de oydu.Yani Hz.Peyamber SAS Efendimiz bugün hayatta olsaydı ve Kuran ayetlerini anlatsaydı o zaman ki ifadelerinden farklı ifadeler kullanabilirdi.
Bir başka ifade ile Hz.Peygamber SAS Efendimiz HADİSLER AYETLERİN YERİNE GEÇMESİN diye hadisleri yazdırmamıştır. Çünkü Hadisler kul sözüdür ve o zamanı bağlar ama KURAN ayetleri cihanşumüldür ve Kıyamete kadar her daim tazedir, daima geçerlidir. O zaman anlaşılamayan bir ayet belki de kıyametten bir gün önce anlaşılabilecek kadar gaybi olabilir.
ŞİMDİ BURAYA DİKKAT: Elbetteki Alemlere Rahmet SAS Efendimiz Kuranı Kerim'in tüm ayetlerinin hem de kıyamete kadar ne anlamlar taşıyacağını o eminler emini Cebrail AS'dan öğrenmişti ama o devirde sahabeye RA Efendilerimize ve tüm insanlara sesten hızlı uçakları, interneti nasıl anlatacaktı?
İslam nakli bir dindir ama akla hitap eder ve aklı mesul tutar.
Bediüzzaman bir kıssasında bunu ne güzel anlatır: "Bu zamanda bir tünelden ansızın bir tren çıksa beş yaşındaki çocuk bundan korkmaz ama aynı tren bin yıl önce aynı tünelden çıksa orada bulunan Zal Oğlu Rüstem korkar kaçar" diye çok güzel bir örnekle açıklamıştır.Burada anlatmak istediğimiz de budur.
Bunların ATATÜRK ile ne ilgisi var?
Kuranı kerim Arapça olarak Araplara inmiştir. Türklere inseydi TÜRKÇE İNECEKTİ.
Dolayısıyla bir TÜRK'ün KURAN ve İSLAM'A yapacağı en büyük hizmet O'nu bir ehline tercüme ettirip Türk Milleti'ne okutturmaktır.
ATATÜRK işte bunu yapmıştır.Elmalılı Hamdi Yazır'a Kuran'ı tercüme ettirmiştir.
Efendim OSMANLI zamanında da tercüme ettirilmişti. Elmalı tefsiri ilk tefsir değildir.Evet ama OSMANLI, o mealleri Türk Milleti'nin yüzde kaçına okutabilmiş, öğretebilmiştir? Osmanlı'da okuma yazma oranı yüzde beştir.Altı yüz yıllık Osmanlı'da yüzde beş olan bu oran Ellinci yılında Türkiye'de yüzde doksanlara çıkmıştır.
Kaldı ki Osmanlı'da o mealler sayıları zaten çok az olan medreselerde okutulmuş o da Şeyhlik düzeninin hakim olduğu tarikatlarda Mürşit-Mürid ilişkisi ile önemsenmemiştir.
Cumhuriyet Döneminde Kuran eğitim ve öğretimi sıkıntılı günler de geçirmiştir ama Atatürk'ün bunlarla bir ilgisi yoktur.Daha sonra olmuştur.
Bu konuda kriter olacak soru şudur:
Osmanlı zamanında kaç Türk KURAN'ı anlayarak okuyordu?
Şimdi kaç Türk KURAN'ı anlayarak okuyabiliyor?
Osmanlı zamanında isteyen herkes okuyamıyordu.Ya okuma yazma bilmiyordu, ya da okuyacak meal yoktu.
Şimdi ise isteyen herkes okuyabiliyor, herkes okuma yazma biliyor ve okuyacak meal de bulabiliyor.
YANLIŞLAR YOK MUYDU?
Elbette vardı.
Ezanın Türkçe okunması yanlıştı. Çünkü ezan bir semboldü ve dünyanın her yerinde Arapça okunmasında din birliği açısından büyük önem vardı.Anlamını da her Müslüman zaten biliyordu.
İkincisi okullarda Kuranı Kerim'in tilavetine uygun olarak Arapça okutulması gerekiyordu. Bu da yanlış oldu.Kuran Kursları ile telafi edildi ama onlar da büyük sıkıntılar yaşadılar.
Bu yanlışların sebebi de şuydu:
Çünkü Atatürk bir din adamı değildi.Bir devlet adamıydı.Ve Araplardan da ihanet görmüş bir komutandı.Suriye cephesinde on bin kişilik askerinin Arapların ihaneti yüzünden sekiz binini şehit vererek iki binini geri çekmek zorunda kalan bir komutandı.
Yeniden Arapça ezana dönülerek yanlış düzeltildi ama ABD bunu Menderes için sandıkta oya çevirmek amacıyla kullandı.Menderesin de ilk işi henüz kurulmuş olan İsrail'in bağımsızlığını tanımak oldu. Haydi anlatın bakalım Türk Milletine Arapça Ezanın bedelinin İsrail olduğunu?
Yazı uzadı aşağıdaki konuları sonra yazalım İnşaallah.
LAİKLİK DİNSİZLİK MİYDİ?
ATATÜRK HAİN MİYDİ? (TABİ Kİ DEĞİLDİ BÜYÜK BİR KAHRAMANDI)
ATATÜRK DİKTATÖR MÜYDÜ? (TABİ Kİ DEĞİLDİ PADİŞAHLIĞI KALDIRDI)
DEVAM EDECEK (Takibe devam ediniz İSPAT EDECEĞİZ)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.