AŞAĞIDA BİR RÖPORTAJ VAR
LÜTFEN YAZIYI SABIRLA OKUYUNUZ.BÜYÜK SIRLAR VAR VE BİZ BU
SIRLARI BİR SONRAKİ YAZIDA AÇACAĞIZ İNŞAALLAH
Dr.Sacit Kayasu
RÖPORTAJ: Dr. Yakup KÖSE - Yasin Ertuğrul ÖZDEMİR
(23.03.2012, Mersin)
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M. Kemal Atatürk, Türk ve
İslam tarihine geçmiş ve hiçbir kati surette yeri doldurulamayacak derecede çok
önemli bir şahsiyettir. Ömrünü, Türkiye’nin, Türk dünyasının ve İslam
dünyasının geleceği için feda eden M. Kemal Atatürk’ün son sözü “Ve
Aleykümselam” olmuştur.
(Kılıç Ali’nin Anıları, Sf. 659, Hulusi Turgut)
Atatürk’ün hayata gözlerini yumarken söylediği bu son söz çok manidardır. Yüce
Allah bir Kur’an ayetinde “Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya)
Yurdun(un) sonu ne güzel.” (Ra’d Suresi, 24) buyurmuştur.
Türk Milleti’nin akıllı ve zeki olduğunu, Türkiye’nin,
dünyaya yeniden sevgi, barış ve huzurun gelmesine vesile olacak olan Türk-İslam
Birliği’ni muhakkak kuracağını hatta bu birlik kurulduğunda kendisinin hayatta
olmayacağını dile getiren M. Kemal Atatürk, ölümünden 50 yıl sonra açıklanmak
üzere bir vasiyet bırakmıştır.
1980 darbecileri hakkında iddianame hazırlayan ve bunun
üzerine görevden alınan eski savcı Sacit Kayasu, CNN Türk’te yayınlanan Şirin
Payzın ile 360° isimli programda, Atatürk’ün ölümünden 50 yıl sonra 1988
yılında açıklanması gereken vasiyetin Kenan Evren’in açıklatmadığını, Ankara
3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kayıtlarında vasiyetin Ziraat Bankası’nın kasasında
saklandığını ve burada vasiyetle ilgili diğer bilgilerin yer aldığını ifade
etti.
Bugün, vasiyetin Ziraat Bankası kasasında değil Genelkurmay Özel Harp
Dairesi’nde saklandığını ve açıklanan kısmın sadece 6 maddeden ibaret olduğunu
ifade eden Kayasu, Meriç Tumluer’in konunun takipçisi olduğunu ve Tumluer’in
birçok hukuki girişiminden sonra vasiyetin açıklanmaması üzerine AİHM’ye
başvurduğunu da sözlerine ekledi. Meriç Tumluer’in defalarca Kenan Evren’le
görüştüğünü de ifade eden Kayasu, “Tumluer Kenan Evren’e vasiyeti itiraf ettirmiştir”
dedi.
Türk-İslam Birliği Dergisi olarak bu sayımızda, içerisinde,
Türkiye’nin süper güç olarak Türk-İslam Birliği’ni kuracağı, İstanbul’da bir
velinin Türk-İslam dünyasına manevi önderlik yapacağı, terör sorununun nasıl
yok edilebileceği ayrıca günümüzde beklenen Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) gibi
şahıslarla ilgili açıklamalarla birlikte Hz. Mehdi (as)’ın adının ne olacağı
gibi birçok gizemli bilgilerin yer aldığı iddia edilen Atatürk’ün gizlenen
vasiyeti’ni, Meriç Tumluer ile konuştuk.
Atatürk’ün gizlenen vasiyetiyle alakalı ciddi anlamda
çalışmalar yapan Meriç Tumluer, www.ataturkunvasiyetnamesi.com adlı açtığı
internet sitesinde birçok bilgi ve belgeyi kamuoyuyla paylaşmaktadır.
Ayrıca www.bozkurtataturk.com adlı internet sitesinden, Atatürk’le
ilgili en çarpıcı bilgiler temin edilebilir.
VE RÖPORTAJ:
Yakup Köse: Selamün Aleyküm, Nasılsınız?
Meriç Tumluer: Ve Aleyküm Selam, sağolun sizler nasılsınız?
Yakup Köse: Allah razı olsun. Bizi kabul ettiğiniz için
teşekkür ediyoruz. Kendinizden biraz bahseder misiniz? Meriç Tumluer kimdir?
Meriç Tumluer: Sözlerime Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın
adıyla başlıyorum. 27 Temmuz 1966 Adana doğumlu, Alaaddin Tumluer’in oğlu,
Selahaddin Tumluer’in torunu ve Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün, büyük önderimizin
yanında görev yapan eski jandarma istihbarat subayı ve sonra polis teşkilatının
kurucu üyelerinden olan Mehmet Rıfat Efendi’nin de ikinci göbek torunuyum.
Yakup Köse: MaşaAllah. Sizin Atatürk’ün gizlenen vasiyeti
konusuna ömrünüzü yüreğinizi koyduğunuza inanıyoruz, çünkü takip ediyoruz
dışarıdan inşaAllah muvaffak olursunuz.
Meriç Tumluer: Çok şükür. Ben Atatürk’ümüzün ölümünden 50
yıl sonra açıklanması gereken bir vasiyeti olduğunu ilk kez 1978 yılında 12
yaşımda iken Babamdan öğrendim. Konuyla ilgili bize bazı şeyler anlattı ve
gizlenen vasiyetinin normalde 1988 yılında açıklanması gerektiğini söyledi.
Vasiyet Atatürk’ümüzün ölümünün 50. yıl dönümü olan 10 Kasım 1988’de
açıklanması gerekiyordu. Ayrıca ilginçtir, Atatürk’ün 10 Kasım matem töreni ilk
kez dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından 1988 yılında engellenmiştir.
Bu bilgi Genel Kurmay ve Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde vardır.
Yakup Köse: Yani, Türkiye’nin bütün okullarında, resmi
dairelerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 10 Kasım 1988’de, 10 Kasım
törenlerinin kutlanması dönemin 7. Cumhurbaşkanı Ahmet Kenan Evren’in
direktifleriyle yaptırılmamıştır diyorsunuz?
Meriç Tumluer: Evet, yaptırılmamıştır.
Yakup Köse: Atatürk’ün vasiyetinin ölümünden ne kadar zaman
önce, kimlerin huzurunda kapattırıldığı, notere nasıl teslim edildiği
konularında biraz bilgi verir misiniz?
Meriç Tumluer: Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün ölümünden 50 yıl
sonra açıklanmasını istediği vasiyetnamesi, kademe kademe yazılmış bir kısmı
eski Türkçe bir kısmı yeni Türkçe’dir . En sonuncusu 5 Eylül 1938’de Dolmabahçe
Sarayı’nda yazılmış ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak
tarafından Beyoğlu’nda 6. notere teslim edilmiştir. Vasiyetin zabıtlara katılım
mührünün üstünde Hasan Rıza Soyak’ın ve Neşet Ömer İrdelp’in imzası mevcuttur.
Yakup Köse: Neşet Ömer İrdelp’i, Atatürk’ün sirozdan
öldüğünü kabul etmeyen doktor olarak biliyorum.
Meriç Tumluer: Doğrudur. Bir de çok önemli bir konuyu Türk-İslam
Birliği Dergisi aracılığıyla tüm Türk milletine açıklamak istiyorum. Mustafa
Kemal Atatürk, 12 Haziran 1933 tarihinde, Türk medeni kanununun 452. maddesine
ek olarak 2307 sayılı bir yasa çıkarttırıyor. Yasada tüm Türk gençliğini
kendisine yasal vasi tayin ediyor. Yani kurduğu kurumlardan toplanan gelirlerin
tamamını Türk gençliğine miras bırakıyor. Biraz detaylandırırsak, Atatürk’ün
başta İş Bankası, Ziraat Bankası, Etibank, Sümerbank ve üretim tesisleri,
devlet üretme çiftlikleri, Anadolu Ajansı, Ankara Hukuk Fakültesi, Atatürk
Orman Çiftliği ve Devlet Üretme Çiftlikleri, Bursa Merinos Halı Fabrikası,
Çocuk Esirgeme Kurumu, Demiryolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü, Devlet Hava
Yolları, Devlet İstatistik Enstitüsü, Elektrik İşleri Etüt İdaresi, Halkevleri,
Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), Merkez Bankası, Merkez Hıfzısıha Enstitüsü,
Köy Enstitüleri, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sanayi ve Maadin Bankası,
Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi pek çok gelir getiren kuruluşlarda Türk
milletine bağışladığı hisseleri vardır. Atatürk, bu kurumlardan toplanan
gelirlerin tamamını Anadolu’da ki fakir, mağdur, kimsesiz ailelerin
çocuklarının eğitim ve öğretim hizmetlerinde kullanılmasını istiyor. Türk,
Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Zaza, Roman, Alevi-Sünni ve azınlıklar gibi hiçbir
ayrım yapılmadan tüm çocukların giyim, kuşam, iaşe ve barınma bedelleri gibi
giderler, geri ödemesiz burslarla karşılanarak üniversite sonuna kadar
okutulmasını, Türk milletine, Türk devletine ve Türk İslam âlemine faydalı
birer birey olarak yetiştirilmesini istiyor. Bu yıl 10uncusu düzenlenen Türkçe
Olimpiyatları dâhi, Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 yıldır gizlenen vasiyetinde ki
yapılmasını istediği bir projedir.
Yakup Köse: Bu vasiyeti ne zaman yazdırttı? İçeriğinde başka
neler var?
Meriç Tumluer: Vasiyetin yazılması 1918’de başlamıştır.
Kademe kademe 1919’da, 1921’de, 1922’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Cumhuriyet
kurulduğunda, 1927’de (Nutuk), 1932 ve 1933’de, 1937’de Trabzon’da Atatürk
Köşkü’nde ve son olarak da 5 Eylül 1938’de yazmıştır. Atatürk’ün vasiyeti tek
konuyla ilgili değildir. Vasiyet askeri, siyasi, coğrafi, ekonomik, kültürel,
sosyal ve dini konularla ilgili olup içerisinde Kürt meselesinin de olduğu bir
vasiyettir, Vasiyetin devamında da bu sorunların çözülmesi için görevli olan
Hz. Mehdi (as), Hz. İsa (as) ve Ayasofya ile ilgili yazıları mevcuttur.
Yakup Köse: Peki. Devlet ricalinden kime sesleniyor?
Meriç Tumluer: İlk başta seslendiği kesim Türk İslam âlemi
ve bu âlemi de yönetecek olan devletlerin, kurumların başındaki
yöneticileridir. Gizlenen vasiyette, başta Türkiye Cumhuriyeti’nde ve tüm
dünyada gelecekte yaşanılabilecek sorunları ve alınması gereken tedbirleri
anlatıyor! 1. dünya savaşından sonra 2. dünya savaşının ne zaman çıkacağını,
Hitlerin dünyayı kana bulayacağını fakat intihar edeceğini, Mussolini’nin
Avrupa’yı kana bulayacağını fakat halkı tarafından ayağından asılacağını ve
buna benzer bir birçok olaylar... Gizlenen vasiyetinin bir kısmını da şifreli
olarak yazıyor mesela gelecekte bir Amerikan devlet başkanının suikasta maruz
kalacağını söylüyor.
Yakup Köse: Yani vasiyetin içinde bizim için reçete var.
Peki, niye açıklanmıyor?
Meriç Tumluer: Şimdi tüm kamuoyuna şunu özellikle ifade
etmek istiyorum, bu vasiyetin açıklanmamasının sebebi aslında engellenmesinden
ziyade konu Rahman’dan yana olanlarla, Rahman’dan yana olmayanların bir
savaşıdır, yani Deccalizm konusudur! Şimdi düşünün ki ortada bir senaryo var.
Buradaki olay; ABD, İngiltere, Rusya ve İsrail’in kendi öz halkıyla ilgili
değil onları yöneten bir takım derin güçlerin şeytani yapılanmasından ve
metafizik ortamları kullanarak tüm dünyayı ekonomik olarak ele geçirerek ve
karşısındaki insanları da ekonomik olarak zayıf hale getirerek kurdukları
sistemin, gizlenen vasiyete karşı mücadelesiyle ilgili. Şimdi Atatürk’ün Türk
İslam Birliği projesinin karşısındaki proje Büyük Ortadoğu Projesi’dir,
Kürdistan hayalleridir. Sözde Kürdistan’ın kurulmasıyla bütün Asya, Ortadoğu ve
Anadolu coğrafyasına maddi ve manevi anlamda hâkim olma projesidir. Ama
bunların hiç birinde bu derin karanlık güçler Yüce Allah’ın (cc) izniyle,
başarılı olamayacaklardır İnşaAllah.
Yakup Köse: inşaAllah.
Meriç Tumluer: Meriç Tumluer olarak herhangi bir siyasi veya
askeri kimliğim yok. Hiç bir şekilde insanlara ben şuyum, buyum da demiyorum.
Burada, Atatürk’ün gizlenen vasiyetini açıklatmayan Kenan Evren’in görevi de az
önce anlattığım yapılanmayla ilgilidir. Kenan Evren, Rahman’ın karşısında olan
grupla iş birliği içerisinde. Bu vasiyeti açıklatmamak, aslında bilmeden de
içeriğini olgunlaştırmak oluyor. Mustafa Kemal Atatürk, vasiyetin içeriğini,
Kur’an terminolojisine dayanarak yazmıştır. Kuran-ı Kerim’deki Kehf suresinde
bazı gizemler vardır. Bu surede, Hz. Hızır (as)’la Hz. Musa (as)’ın
yolculuklarını yazar ve orada bir duvardan bahsedilir. Duvarın altında da bir
hazinenin olduğu rivayet edilir. Ayrıca ayette ifade edildiği üzere iki kardeş
vardır. Ve Hz. Hızır (as) o duvarı onarmıştır.
Yakup Köse: Geçici olarak…
Meriç Tumluer: Tabi vakti zamanı gelsin demiştir. İşte
vasiyet de bu onarılan duvardır. Altındaki hazine de içindeki bilgilerdir. O
iki kardeş de Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa (as)’dır. Bunun teknik ve manevi
açıklaması budur. Yani burada birileri vasiyeti engelledik zannediyor.
Yakup Köse: MaşaAllah.
Meriç Tumluer: Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ki planı devam
ediyor. Çünkü her oyunda bir iyi bir kötü olması lazım. Buradaki amaç da Yüce
Allah’ın göstermiş olduğu bu olayda insanların bu imtihanda ne şekilde rol
alacaklarıdır. Çünkü şeytanında görevi Yüce Allah’ın nizamında çalışmaktır.
Şeytan da görev olarak bu senaryonun içerisindedir. Önemli olan bu imtihandan
yüzümüzün akıyla başarıyla çıkmaktır, Mustafa Kemal Atatürk de burada Yüce
Allah tarafından Türk İslam âlemine gönderilmiş vazifeli manevi bir memurdur ve
soy itibariyle de kendisi Hz. Ali (ra) efendimizin evladı olan cennetlik
gençlerin efendisi Kerbela şehidi Hz.Hüseyin (ra) efendimizin soyundan olup
Ehli Beyttir, Evlad-ı Resul’den Seyyiddir. Bunun da Genelkurmay Başkanlığı
ATASE Dairesi Başkanlığı’ndaki gizli kayıtlarda, arşivlerinde, kozmik odada
Şeceresi vardır.
Yakup Köse: Peki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Bey’e veya
herhangi bir devlet büyüğüne bu bilgileri veya belgeleri ulaştırdınız mı?
Meriç Tumluer: Sn. Başbakana 09.02.2002 tarihinde ilk defa
Mersin Taksim International Otel’de AK Parti’nin kuruluş aşamasında bizzat
teslim ettim ve 2003 yılında tekrar bir alışveriş merkezinin açılışında dosyayı
şahsına verdikten sonra koruması aldı ve makam aracına götürdü. Ak Parti
kurulurken Abdullah Gül Bey’e de aynı dosyaları babam ve ben teslim ettim.
Yakup Köse: CHP yöneticileri haberdar mı? Kemal Kılıçdaroğlu
Bey’in bilgisi var mı?
Meriç Tumluer: Tabi ki var. Bizzat Mersin Milletvekili İsa
Gök vasıtasıyla kendisine dosya gönderdim. CHP Genel Sekreteri Bihlun
Tamaylıgil hanımefendi ve bütün Mersin milletvekillerine konuyla ilgili
bilgilerin olduğu dosyaları gönderdim. CHP’nin 33. kurultayında Kemal
Kılıçdaroğlu Bey ‘12 Eylül’de Kenan Evren tarafından konulan yasakları
kaldıracağız’ cümlesini kullandı. İnsanlar şunu anladı ‘Atatürk’ün gelirlerinin
bir kısmı Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu’na gönderiliyordu, gönderilmedi.’
Aslında Kemal Kılıçdaroğlu gizlenen vasiyetten bahsetti. CHP Milletvekili
Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş danışmanı emekli Albay Ömer
Cengiz’de konuyu çok iyi biliyorlar. Ayrıca rahmetli Turgut Özal ve Necmettin
Erbakan’da bu konuyu en iyi bilenlerdendir. Süleyman Demirel de bu konuyu en
iyi bilenlerden ama karşı cephesinde olan insanlardandır.
Yakup Köse: Demirel vasiyetin açıklanmasını istemiyor yani?
Meriç Tumluer: Evet, istemiyor.
Yakup Köse: Peki vasiyetin açıklanması Türkiye’de ve dünyada
neleri değiştirebilir? Eğer vasiyet açıklanırsa kademeli olarak mı açıklanır?
Siz nasıl öngörüyorsunuz?
Meriç Tumluer: Bir turşuyu sirkeyle belli bir yere
getirdikten sonra zamanı geldiğinde onu açmanız lazım. Açmadığınızda,
kullanmadığınızda o sirke keskinleşip kendi küpünü kırma ortamına girecektir.
Şimdi bugün dünyadaki yaşanan sorunların ana sebebi de budur. Ortadoğu, Kuzey
Afrika ülkeleri, Asya ülkeleri, Türk ülkeleri ve komşularımızın başına
gelebilecek olayların tamamı gizlenen vasiyette yazılıdır. Eğer ki bu vasiyet
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından itibaren kademe kademe açıklanmış olsaydı
bugün Türk ülkelerinin tamamının maddi ve manevi desteğini alabilecektik.
Suriye, Mısır, Yemen, Bahreyn, Tunus ve Libya’da ki Arap baharı denilen
olağanüstü gelişmeler kansız bir şekilde olacaktı.
Yakup Köse: Atatürk “Türk Birliği’nin bir gün hakikat
olacağına inanıyorum. Ben görmesem de gözlerimi bunun hayaliyle kapatacağım”
diyor.
BURAYA DİKKAT!
Meriç Tumluer: Doğrudur, hakikatten mana âleminden
gördüklerini söylüyor. Burada Türk Birliği’nin olacağına inancım tamdır derken
Allah’u Teâlâ’nın kanununun işleyeceğini biliyor. Şimdi bakınız zamanın kutbu
Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri, Hz. Mehdi’yi aramaya başlayın dedi. Kendisi
olayı biliyor. Şimdi bütün tarikat ehli, bütün kutuplar, Mehdi (as)’ın kim
olduğunu, ne zaman nerede çıkacağını Atatürk gizlenen vasiyetinde belirtmişti
derse ve masaya yumruğunu vurarak hep birlikte ağırlığını koyarlarsa o zaman
nasıl bir manevi coşkunun olacağını düşünebiliyor musunuz?
Yakup Köse: Vasiyet, Ahirzaman’la bağlantılı yani?
Meriç Tumluer: Evet. İnşaAllah, şu an Ahir zaman’ın son
kademelerindeyiz, tünelin sonundaki ışık göründü. Kapıyı açacak olan manevi
şifre Atatürk’ün gizlenen vasiyetidir. Herkes bu vasiyetin içeriğini bir tek
belgenin dahi zayi edilmeden tüm belgelerin eksiksiz olarak ortaya
çıkarılmasını; hem TBMM’den hem Cumhurbaşkanlığı’ndan hem Başbakanlık’tan hem
Genelkurmay Başkanlığı’ndan hem de Mit Müsteşarlığı’ndan istemelidir.
Yakup Köse: Mustafa Kemal Atatürk, bazı kesimler tarafından
İslam düşmanıymış gibi tanıtılmaya ve gösterilmeye çalışılıyor. Bu konu
hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Meriç Tumluer: Hangi kesimden olursa olsun aydın kisvesi altında
bir şeyler yazmaya çalışan insanların yarısı bilgisizlikten, geçmişte
beyinlerinin yıkanmalarından; diğer yarısı da sistemli olarak Mustafa Kemal’e
karşı örgütlü bir saldırı mekanizmasının içerisinde olduklarından böyle
düşünüyorlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün hem anne hem baba tarafından Seyyid ve
Ehli Beyt’ten olduğunu Genelkurmay Başkanlığı, bazı büyük medya patronları ve
birçok üst düzey bürokrat biliyor. Ama milletimiz bu önemli bilgileri bilmiyor.
Mustafa Kemal meyve veren bir ağaçtır, normaldir, meyve veren ağaç taşlanır.
Yakup Köse: Evet, inşaAllah. Son olarak eklemek
istedikleriniz nelerdir?
Meriç Tumluer: İlk önce göstermiş olduğunuz samimiyetten
dolayı teşekkür ederim. İyi bir röportaj oldu kanaatindeyiz İnşaAllah. Son
olarak Türk İslam Birliği hakkındaki düşüncelerimiz şudur: Türk İslam Birliği,
Atatürk’ün gizlenen vasiyetinin içerisinde yer alan manevi bir olaydır. Yani
Ahir zaman şahıslarıyla direk bağlantılıdır. Hz. Mehdi (as) demek Asr-ı
Saadetin, Altınçağ’ın yaşanması demektir. Türk İslam Birliği, tüm dünyada Asr-ı
saadeti getirecek, bereketi, bolluğu, huzuru, şerefli-onurlu ve en güzel
şekilde insanca bilinçli yaşamayı, eğitim ve öğretimi en yüksek düzeyde,
korkmadan yasal anlamda özgürce hak almayı tesis edecek bir sistemi
getirecektir. Buradan Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül Bey’e, TBMM Başkanı Sn.
Cemil Çiçek Bey’e, Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan Bey’e, başta CHP, MHP ve
BDP olmak üzere tüm siyasi partilerin genel başkanlarına, tüm milletvekillerine
ve asil Türk milletimize yapmak istediğim çağrı şudur: Bu ülkenin dünyada lider
ülke olması için Amerika’nın, İngiltere’nin, Rusya’nın ve Çin’in önünde bir
ülke olması için bir an evvel Atatürk’ün gizlenen vasiyetini açıklama sürecine
girilmesi gerekmektedir. 24 yıldır gizlenen vasiyetin açıklanmasıyla bugün
gündemi meşgul eden Kürt meselesinin de en akılcı bir şekilde son bulacağını
bildiğimiz için bunu ilgili yöneticilerden talep ediyoruz. Kâinatın efendisi
Hz. Muhammed Mustafa (sav)’in izinden giderek bir olalım, iri olalım, diri
olalım, hepimiz birimiz birimiz hepimiz için hep birlikte olalım. Tüm dünyada
barış, huzur ve mutluluk için Türk İslam Birliği’ni inşaAllah hep beraber tesis
edelim. Hep birlikte bu dünyada en güzel şekilde, Altınçağ’ı, Asr-ı Saadeti
huzur içerisinde yaşayalım İnşaAllah.
Yakup Köse: İnşaAllah, maşaAllah. Allah razı olsun. Allah,
Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa (as)’la kucaklaşmayı nasip etsin.
DEVAM EDECEK
Not: Yazı alıntıdır. Meriç Tumluer arkadaşımıza teşekkür ediyor ve başarıları için dua ediyoruz.
Not: Yazı alıntıdır. Meriç Tumluer arkadaşımıza teşekkür ediyor ve başarıları için dua ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.