YAZI MI, TURA MI?
CHP ve MHP'nin çatı adayı Kılıçdaroğlu ve Bahçeli tarafından belirlendi. Ekmeleddin İhsanoğlu.
Niçin 'İhsanoğlu' sorusunun cevabını Kılıçdaroğlu ile Bahçeliden bekleyen daha çoook bekler.
Belgesi ise şudur:
Kılıçdaroğlu bugün Bahçeli'ye bir isim götüreceğini açıklamıştı ama Bahçelinin de hemen kabul edip "tamam anlaştık" diyeceğinden hiç söz etmemişti.
Bahçeli'nin " Kılıçdaroğlu bir isim getirdi, kurullarımızda görüşüp -veya süre istedik- yarın kendisine bir cevap vereceğiz" demesi gerekmez miydi? Ne zaman düşündün de karar verdin de kabul ettin de açıkladın MÜBAREK...
DEMEK İSTEDİĞİMİZ ŞUDUR:
Ekmeleddin İhsanoğlu ismi önceden hem Kılıçdaroğlu'na hem de Bahçeli'ye kabul ettirilmiş ve onlara teklifi kimin götürüp, kimin açıklayacağı dahi talim edilmiş. O anlaşılıyor.
Öyleyse bu işleri kotaran kim ve amacı ne?
İslam İşbirliği Teşkilatı 1969 yılında ABD,İngiltere ve İsrail tarafından Suud işbirlikçilere kurduruluyor. Amaç ise gerçekten İslam Birliği'ne neden olacak böyle bir yapılanmanın kendileri dışında oluşumunu engellemek.
Yani İslam İşbirliği Teşkilatı İslam Birliğini engellemek için kurulmuş. Türkiye Çağlayangil ve Demirel tarafından 1975 de üye yapılmış ve en üst düzey katılımı ilk Kenan Evren yapmış.(Cumhurbaşkanı olarak)
Demek ki İslam İşbirliği Teşkilatı sekreterliği yapmak tek başına yeterli bir kriter değil.
Geçelim diğer kriterlere...
Yozgatlı Müderris İhsan Efendi'nin oğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu. Temiz bir aileden geliyor.1924 yılında babası Kahire'ye eğitim için gitmiş.Ulusalcılar "şapka devrimine karşı gitti" diyorlar ama bu yanlış çünkü şapka devrimi 25 Kasım 1925 tarihine denk geliyor ve yaklaşık iki yıl sonra olmuş.
İngiltere Ortadoğu'da işbirlikçi ararken onun kimliğine bakar aslını soruştururdu.Genellikle Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar gibi gayrimüslimlerle çalışırlardı.
Siyonist Yahudilerin tercihi ise belliydi ve illa ki mason olacak, ırkı önemli değil.
ABD ise kendisi zaten ırksız bir millet olduğu için kişilerin aslı ile hiç ilgilenmiyor ve doğrudan fikirlerine bakıyor.Fikirleri kendi çıkarları ile bağdaşıyor mu, kullanılabilir mi, satın alınabilir mi, istedikleri zaman azledebilirler mi vb kriterlere bakıyor.
Aslında Ekmeleddin İhsanoğlu ile Tayyip Erdoğan arasında bir iki istisna dışında hiç bir fark yok. O halde istisnalar neler?
İşte istisnalar:
Ekmeleddin İhsanoğlu Suriye'de daha fazla kan dökülmemesi için Esad'la uzlaşılarak demokratik sisteme geçişi savunurken Erdoğan "Esad mutlaka gitmeli, ondan sonra demokratik sistem kurulmalı" çizgisinde kaldı.Erdoğan'ın Suriye'deki çizgisi ABD ile örtüşürken İhsanoğlu ABD ile farklı düşündü.
Mısır'da ise tam tersi oldu. İnsanoğlu ABD ile örtüşürken Erdoğan farklı çizgide kaldı.
Peki ABD, İngiltere ve İsrail için bu istisnalar önemli midir? Bize göre hiç önemli değildir ve yazı tura atılmak isteniyor, yazı gelirse onların dediği olacak, tura gelirse de öyle.
En belirleyici ortak nokta ise şu:
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Yozgat'ta gazetecilere verdiği cevap:
TERÖRİZMLE MÜCADELE TERÖRİSTİ ÖLDÜRMEKLE BİTMEZ
Yozgat'da
basın mensuplarının sorusu üzerine Usame bin
Ladin'in öldürülme haberlerini de yakından takip ettiklerini de belirten Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle demişti:
Ladin'in öldürülme haberlerini de yakından takip ettiklerini de belirten Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle demişti:
"Bu
durumu terörizmle mücadele konusunda yeni bir dönemin
başlangıcı olarak görmek isteriz. Tabi Usame bin Ladin ve
kendisine bağlı olan grup, bir çok masum insanın ölmesine
sebep olmuştur. Biz teşkilat olarak ve ben genel sekreter
olarak terör aktivitelerini telin ettik, kınadık. Bizim bu
konudaki ilkeli pozisyonumuz bellidir. İslamiyet hiçbir zaman
bu gibi cinayetlere cevaz vermediği gibi, bunları reddeden bir
değerlerin olduğunu söylüyoruz. Buna bağlı olarak şunu
belirttik. Terörizmle mücadele, teröristi öldürmekle bitmez.
başlangıcı olarak görmek isteriz. Tabi Usame bin Ladin ve
kendisine bağlı olan grup, bir çok masum insanın ölmesine
sebep olmuştur. Biz teşkilat olarak ve ben genel sekreter
olarak terör aktivitelerini telin ettik, kınadık. Bizim bu
konudaki ilkeli pozisyonumuz bellidir. İslamiyet hiçbir zaman
bu gibi cinayetlere cevaz vermediği gibi, bunları reddeden bir
değerlerin olduğunu söylüyoruz. Buna bağlı olarak şunu
belirttik. Terörizmle mücadele, teröristi öldürmekle bitmez.
Terörizmle mücadele, terörizmin sebeplerini, terörizme sebebiyet veren
faktörlerin ortadan kaldırılması, bunlar arasında da siyasi haksızlıkların
giderilmesidir. Gasp edilen meşru hakların sahiplerine riayet edilmesi
şeklindedir. Bunlar bir bütün olarak ele alınmadığı zaman, terörizm hadisesi
teröristleri tek tek öldürmekle halledilmeyecektir. Tabu bu benim söylediğim
sözlerden, terörizmle güvenlik mücadelesi ve askeri müdahale yapmayalım manası
çıkmamalı. Bunlar devam ederken bu olaya bir bütün olarak bakmayı da ihmal
etmeyelim." (BİZ BUNA AÇILIM DİYORUZ)
ŞU İFŞAATI DA YAPARAK TAMAMLAYALIM:
EN AZ İKİ CUMHURBAŞKANI ADAYI DAHA ÇIKARILACAK. YANİ EN AZ DÖRT ADAY OLACAK.
R.T.ERDOĞAN
E.İHSANOĞLUAHMET TÜRK (HDP ÇIKARACAK)
VE BİLİNMEYEN BİR KİŞİ DAHA (VE BELKİ DE EN GÜÇLÜ 2. ADAY DA O OLACAK)
AMA ALİMLERİN HADİS YORUMLARI NASIL GERÇEKLEŞEBİLİR SORUSUNA CEVAP ARARSAK 10 AĞUSTOS'DA R.T.ERDOĞAN'IN CUMHURBAŞKANI OLACAĞINI RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİZ.